151 numaralı şehit (Ertuğrul faciasına karışan aşk macerâsı) Yazan ' AR. Koca Tokyo şehri matemli bir hal almıştı. Resmi ve hususi müesseselerdeki bayraklar yarıya kadar indirilmiş, bütün Japon gazeteleri, birinci sayfala- rını bu faciayı bildiren haberlere tahsis etmişlerdi Burada bu tahkikat devam ederken, (Tokyo) da da mühim hâdiseler cere- yan etmekte idi. (Hiyogo) valisi (M. Hayaşi) tara- fından saray nazırına çekilen telgraf, imparatorun sarayını altüst etmiş.. bü- tün sarayı, derin bir teessür kaplayı - vermişti. Bu felâket haberi, bir anda saraydan şehre taşmış.. koca Tokyo şehri, ma- temi bir hal almıştı... Resmi ve husur Bi müesseselerdeki bayraklar yarıya kadar indirilmiş.. bütün Japon gazete- leri, birinci sayfalarını bu faciayı bil- diren habere tahsis etmişlerdi. Japon muharrirleri, bütün işlerini bırakmışlar; Türklerin Tokyo ve Yo- kohamada bıraktıkları temiz ve necib hatıraları birer birer saymıya başlamış lardı. Japon muharrirleri, Japon milleti - nin- Türkler hakkındaki ciddi ye sa - mimi alâkasına tercüman oluyorlar.. (Ertuğrul faciası) nın; bütün Japon- yada husule getirdiği matemin, ebedi placağını temin ediyorlardı, (İmparator Mutsu - Hito), çok de- Yin bir tecessür içinde idi. Saray teşri - fat nazırı (Kont - Heci - Kana) ile va- Ziyeti uzun uzadıya tetkik ve müzake- te ettikten sonra: — Her işi bırakınız. Yalnız bu işle Meşgul olunuz. Ve bana da, sık sık malümat veriniz. Diye emretmişti, İmparator, yalnız bu emri vermek- Je kalmamıştı. Bizzat tertib ettiği tel- gtralflarla - ve, saray nazırı vasıtasile - Muhabereye başlamıştı. Evvelâ; (Hiyoğo valisi* M. Hayar şi) ye bir telgraf çektirmiş; kurtulan kazazedelerin; ve bilhassa, Osman pa- Bir Doktorun Günlük Notlarından İzdivaçta soy iri nedir? nde verasetin ehem - y lenir. Bunhrıı içerisinde iyisi olduğu gi- bi kötüsü de vardır. İnsanlar gibi hay- vanlar da ve İ sanlar hayvanı naenaleyh tekrar « Evle ranılacak şey beden ve ruh dır. Servet ve aşk en sonra gi 1 () Ba notları kesip saklayınız, yahut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınırda ba notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. Nöbetçi Eczaneler Bu gece nöbetci olan eczaneler şunlar - dir: İstanbul cihetindekiler: Ziya NurD, Beyazıdda : Boğaziçi ve Adalarda: Üsküdarda * (İmrahor). — Kadıköyde : (Büyük Bezane), (Üçler. Sarıyerde : (Nurit, Büyükadada : (Şinast Rıza), Herbelide: (Halk) şanın vaziyetini öğrenmek istemişti. Kaza mahalli; Japonyanın hücra bir köşesinde idi. Vilüyet merkezinden uzaktı. Telgrafla muhabere mümkün değildi. Yollar da, dar ve çetin patikar lardan ibaretti ...İşte bu sebebler do - layısile, valinin ilk aldığı haberler bir: az karışık ve müphemdi, Fakat, bütün bu müşkülâta rağmen, vaziyet yavaş yavaş tebellür etmişti. Vali M. Haya- şi; saray nazırına çektiği bir telgraf * ta: (Kurtulanlar, 69 kişiye baliğ olmuş- tur, Bunların bütün ihtiyaçları temin edilmiştir. Gönderilen doktorlar va « giti ,yaralılar ve hastalar tedavi &- dilmektedir. Maalesef, (sefiri mahsus, Osman paşa) bu bedbaht gemi ile mah- volmuştur. Kazazedeler, bir vapurla (Kobi) ye aldırılacak, Burada, istira- hat ve tedavilerine daha büyük bir dik- kat ve şefkatle bakılacaktır.) Diye veziyeti bildirmşitir. Osman paşanın da şehitler arasında bulunması, İmparatoru, son derecede müteessir etmişti. Cesedinin beheme -» hal buldurulması için, kat't emirler vermişti. Aynı zamanda, kurtulan ka- zazedelere selâm ve tâziyetlerini bildir- mek., yapılacak işlere de nezaret et - mek üzere, (saray teşrifat nazırı - Mis- ter Niva) yı da Kobi'ye göndermiş - ti. Ve, Mister Nivayı, Japon Salibiah- mer heyetine mensub doktorlardan mürekkeb, bir sıhhiye heyeti teşkil et- mişti. İmparatoriçeye gelince.. bu hassas kalbli Japon kadınının teessürü, hiç bir şeyle ölçülemiyecek derecede idi. Bu felâketi duyar duymaz, elleri; ü züne kapıyarak hüngür hüngür ağ mıya başlıyan bu şefkatli ve insaniyet- perver genç kadın, kurtulanlara karşı çok büyük bir alâka göstermiş.. Sali: biahmer heyetinden kadın hastabakı- cılarla beraber, kazazedelere fanilâlar ve iç çamaşırları göndermişti. Gerek imparatorun ve gerek impa- ratoriçenin bu şefkat ve insaniyet his- | lerine, bütün Japon milleti; ve bilhas- sa Japon gazetecileri de iştirâk etmiş- lerdi. Kaza mahalline civar olan köylerde, Sdeta seferberlik ilân edilmişti. Derhal, (Ertuğrul kazazedelerini kurtarma ko- mitesi) namile bir teşekkül vücuda ge- tirilmişti. Ertuğrul'un perişan enkazı | ve bu facia kurbanlarının - ecsadı ile malâmal olan sahile, tam dört yüz kişi gönderilmişti ...Bu felâket sahasında, hummalı bir faaliyet başgöstermişti. O nahiyenin belediyesi, ilânı neşretmişti: — Aynen — Resmi ilân (Prens Osman Paşa Hazretlerinin ce- sedini kim getirirse, kendisine bir (To) mikdarında (Sake) verilecektir. Müşarünileybin eşkâli, şunlardır: — 35 yaşında, Altı kadem boyunda. — Şişman, Biyikli, — sağ — elinde — bir yüzük.| Bu rtesmi ilânda, nazarı dikkati cel- beden iki nokta vardır. Biri, o kadar telâş ve heyecanla yazılmıştır ki; Os- man paşanın eşkâli lâyıkile kaydedil - memiş.. ve, hiç bir münasebeti olmadı- |ğı halde, kendisine (Prens Osman pa- şa) denilmiştir. İkinci dikkate şayan olan cihet de; merhumun cesedini bulup getirene ve- rilecek olan mükâfattır... (Sake); ga- yet pahalı, milli bir içkidir. Bir (To) ise, takriben 20 Hitredir. Şu hale na - zaran, vaad edilen mükâfat, mahalli be lediyesinin o andaki hissiyatının ne kadar temiz ve ne derecede millt dü - şüncelerin tesiri altında bulunduğunu gösterir. (Arkası var) derhal şu| SON POSTA “ Son Posta ,, nın büyük deniz romanı : ” BARBAROS .Korsan Peşinde Yazan : Celâl Cengiz Barbaros bir Türk kızı ıle evlenmek istiyor: “Ah, bir oğlum olsa da adımı benden sonra yaşatsa,, diyordu. — Kız, bana bakf Diya bağırdı. Maryana başını kaldırmadan, mah- cub bir tavırla gözlerini Barbarosa çe- virdi: — Ne istiyorsunuz benden..? Barbaros elindeki şarap kadehini Maryananın yüzüne savurdu. — Görüyorsun ya., dönüp dolaştık- tan sonra, gene elime düştün, Marya - *|nal Ve birden Salih Reise döndü: — Bu fettan kadını ben çok iyi ta- pi ©, benim ea gel yenç kaptanlardan birinin dostudur. Hamza eski bir Türk denizcisfnin oğluydu.. babası ölürken onu bana evlâd gibi bırakmıştı. Hamza benim yanımda ye- tişti.. Bir gün Hamzayı beş gemi ile Halkulvad kalesine — göndermiştim. Hamza bu kadını o sahildeki İspanyol meyhanelerinden birinde bulmuş.. ya- nına alımtış.. (Cerbe) ye getirmişti. Ona İspanyollara hafiyelik yapmak fırsatını vermedik.. fakat, bunun gibi bir çok İspanyol rakkaseleri vardı: ki, bunların hepsi Türklerin içine girip hafiyelik yapmak isterler.. işleri bu - dur. — Demek ki Maryana bir şövalye veya bir asilzade karısı değil.. bayağa bir meyhanö rakkasesi.. öyle mi? — Şüphesiz.. — O halde kayalıklar arasında ne - den dolaşıyordu? Barbaros soğuk kanlılığını muhafa- za ederek anlattı: — Hamzayı hiç kimsenin bilmediği bir yere göndermiştim. O ancak bu se- ferden bir ay sonra dönecekti.. bir sa> bah (Cerbe) de gözlerimizi açtığımız zaman. Maryananın Gür küçük bulkçi kayığile kaçtığını haber aldık. Sağa so- la gözcüler gönderdim.. bulamadılar.. gözcüler boş döndüler. Ve Maryananın yüzüne bakarak: — Bundan ötesini onun ağzından dinliyelim, dedi, o bana daima doğru söylemeyi vaad etmişti.. Salih Reis bu heyecanlı macerayı hayretle dinliyordu. Maryana geniş bir nefes alarak sö- ze başladı: — Ben Hamzayı çok seviyordum, dedi, o birdenbire ortadan kaybolun - ca, ben de Cerbe'de daha fazla kala - mazdım. Bir balıkcı kayığına atladım.. kayıkcıya bütün kollarımdaki mücev- herleri vererek, kendisini kandırmış - tım, Fakat, talih bana gülmedi.. Cerbe limanından ayrıldıktan üç saat sonra müthiş bir fırtınaya tutulduk.. kayık kayalara çarparak parçalandı.. balıkcı boğuldu.. ben kayaların üstüne çık - tım.. kurtuldum. Barbaros: — İşte bunlar böyledir, Salih Reis! Dizginlerini boş bırakınca, yollarını a- lıp giderler. Fakat, güzel bir tesadüf onu gene bizim elimize düşürdü. Ham- za seferden dönünce onu bulmasaydı, çok ücmacaktı.” dedi. Salih Reis hislerinde aldanmadığımı görüyordu. O zaten Maryananın asil bir aileye mensub olduğuna inanmamıştı. Barbarosun emrile İspanyol rakka- sesini tekrar anbara attılar. Salih Reis kendi gemisine geçti.. Yollarına devam ettiler ve biraz son- ra Cerbe'ye vardılar. ... Hamza henüz dönmemişti. Bazbatos Hamzüy morik ödiyorder — Acaba niçin gecikti? Korsanlar: la mı karşılaştı? Barbaros bu endişe ile karaya çıka- rak doğruca evine gitmişti. Bazbaros üç yıl önce burada dost bir Kabila' relel'olan Seyh Saklin kızı İla evlenmişti. Ayşe bakır benizli bir Arap güze - liydi.. Uzun boylu.. saçl.. ve cesurdu. Ayşe Barbarosla evlendiği zaman yirmi yaşında vardı. Şimdi tahminen yirmi üç yaşlarında bulunuyordu. Barbaros akınlara çıktığı zaman | haftalarca, hhattâ aylarca evinden üt .—— ——— şehvi bakışlı.. kıvırcik zak kaldığı olurdu., fakat, Ayşayl g « nutmazdı. Ayşe bütün çöl kızları gibi kocamit bağlı ve fedakâr bir kadındı. Barba « ros'un sefere gittiği günden İtibaren, her sabah ve akşam sahile iner, Barb rosu beklerdi, Barbarosun ne zaman döneceğini kimse bilmezdi. Barbaros bazan bit hafta sonra geleceğini söyler, bir ay Bazan da bir ay sonrs geleceğini söylediği halde bir kaç .lı sonra dönd vâkidi. Barbarosun Ayşeden önce bir karıti daha vardı.. bu kadin da Cezayfr lâyö larında bir küçük köyde ölmüştü. Barbarosun bir emeli vardı: Türk kadını ile evlenmek. Yaşı ilerliyordu.. eğer günün birim de İstanbula giderse, bu emelini de tahakkuk ettirecekti. Bütün arzusu böyle bir kadından bir erkek evlüdi dünyaya gelmesiydi. — Ah, bir oğlum olsa da adımı yar şatsa.. Derdi. O gün gemi İimana girer girmes Barbaros sahilde dolaşan genç bir kas dına seslendi: — Ayşe.. Ayşa; Genç Arap kadını saçlarını yolar « casına bağırdı: — Hoşgeldin Cezayir kartalı! Bu isimden Barbaros çok hoşlanır * dı. Ayşe Barbarosa her zaman böyle hitab eder ve Barbaros yüksek sesdle gülerdi. sonra dönerdi. Bit (Arkası var) Kartal Malmüdürlüğünden: Mevkü Sokağı Bilâ 652-275 Kartal istasyon » Üsküdar C. Pendik Gözel ada «Pavli adasıs Pendik — Bağdat 573223 Kartal Çayırlar 1016-80 » » » » » » Maltepe — Çarşı Yukarıda yazılı malların hizalarında gösterilen kıymetlerle martesi günü saat 10 da satılacaktır. olunur, *6 5 faizli hazine tahvilleri kabul Cinsi 633 M2 Arsa 832 M2 14-40 his e yazlık, mesire mıhalu olarak 461 M2 22056 M2 Arazi 16542 » » 1852 » » Salihin kahvesinde bilârdo Muhammen kıymeti Lira K. 63300 Arsanın BO 60 Bir yaz mev- simi icar Arsa 00 43 Istaka mu- hafazasile be- bere 17-4-9B7 Cu- Satış bedeline istikrazı dahili ve Taliplerin 96 7,5 pey akçelerini hâmilen satış günü Kartal Malmüdüri- yetinde müteşekkil komisyona müracaatları ilân olunur. « 1809 »