İSTAN ULDA ÖLÜM ENDÜSTRİSİ Tabutçuya göre elbiseler gibi tabutlarda boy boy ölünün boyu benim boyuma müsavi geliyordu. idi. Madem ki u halde kendisini ne diye ölçü almak için eve yollayacaktım. Teklifini kabul ettim ve kapağını açtığı tabutun içine girdim. Fikret Adil Umumi hizmetlere ait müessesele -| arttırışı onun asabiyetini bana da si - rin tatilleri yoktur. Tramvay, elektrik, | rayet ettirmişti. Cebimden bir sigara için tatlı Ölümün de — ta- vapur, — tren Çünkü hayat hi durmaz, yürür. olduğu — gibi. | çıkararak, kibritim yokmuş gibi, şim- günlerinde da-|dı, sandalyede oturan tramvay memu- ru ile konuşan çiçekçiye doğru sokul- til günü yoktur. Pazar demez, bayram | dum. Fakat daha eateş var mı?» diye demez mütemadiyen çalışır. Çünkü, ö- lüm de bir nakil vasıtasıdır. Bunun için, birisi öldü mü, halk dilinde, «öte- ki dünyaya gitti», egöçtü» gibi tabirler vardın, «fena âleminden beka âlemine rihlet etti» derler. Geçenlerde Karaköyde, Yüksekkal - dırımın karşısında bulunan bir tabut- çu mağazasının önünden geçiyordum. O gün, pazardı. Üzerinde «Haci Foti - Çiçekçir tabelâsını taşıyan bu dükkân kapalı idi. Dükkânm önüne — bir sandalye atılmıştlı. Tramvayıara evat» man dur!» emrini taşıyan bir tehlikeli dönemeç olduğu için, orada her zaman bir tramvay memuru bulunduruluyor- du, ve sandalyeye o olurmuştu. Dük - kânın sahibi kapalı dükkânın önünde, bir aşağı, bir yukarı dolaşıyor, endişeli ve sabırsız gözlerle birisin! bekliyor - du. Karşı tarafa geçerek, Yüksekkalldı - mımın bir köşesinde durdum. Tramvay- la her gün geçerken, bu kapalı dük - kânın içinde, hemen düima sahibini ve sun'i cenaze çiçekleri ile süslediği camekânın arasından, içeride irili u - faklı tabutlar ve mütemadiyen kitap okuyan bir kız görürdüm. Hattâ bir gün, kitap akuyan kızın üzerine, ar - kasından bir çocuk tabutu —devrildi, Müthiş bir ürperti duydum. Fakat kız, sanki üzerine devrilen, köşeye dayal: bir tavan süpürgesi imiş gibi, gözle - rini kitabın satırından bile ayınmadan şöyle eli ile tabutçuğu itti, yerine yer- leştirdi. O gün, demiştim, pazardı ve pazar tatili kanunu mucibince, dükkân ka - palı idi. Niçin kapalı idi? Daha yakın zamana kadar berberler açık değil miy- di ve şimdi tekrar açmak istemiyorlar mı? Berberler nihayet Insanların tu - valetlerini yaparlar ve bu lâzımdır. Fa. kat tabutçular da tuvalet, en son tu - valeti yapmıyorlar mı? Dükkârxı, kapalı dükkânın önünde dolaşıyor, sinirleniyor, yavaş yavaş başlıyarak gittikçe hızını arttıran bir zâkir gibiş bir aşağı, bir yukarı dola - şışını sıklaştırıyondu. Ve tıpki zükir, nasıl kayıptan bir şey umar ve ne ka- dar hızlı zikrederse o kadar haleti vec- ;h !*lî:şıcıi'ım ve müradına ermek htimalinin artacağını bili tabulçu da öyle yapıyorüu.ğ " y Tabutçu mu idi? Hayır, çiçekçi idi, dükkânının üzerinde *Çiçekçi» yazı - yorkha Ve maksadı ölenlere çiçek sat- makta Ölümün acılığını bile çiçekler- le örtecekti, fakat örtülecek şey, içine de «merhum» olan bir tabutmuş, ne çı- kar? Bu itibarla ve pek tabil bir tefer- rüat olarak, dükkânında, tabut ta bu- lunduruyordu. Tabutçu, pardon, çiçekçinin — hızını bir konuşma sebebi bulmağa vakit kal- madan, o, tramvaycıya dedi ki: — Sabahtanberi, daha bir ölü yoki Boşboşuna bekleyip duruyorum. Sigaramı yakmadan döndüm, bir o - tomobile atlıyarak, ahbaplarımdan bi- rinin evinin adresini verdim. Maksa - dım, çok neşeli olan arkadaşım ve ka- rısı ile şöyle Büyükdereye kadar gidip biraz eğlenmek, daha doğrusu, bu ö - lüm vehimlerinden kurtulmaktı. Fakat kapı açılır açılmaz, karşıma çıkan yüzde, müthiş bir felâket oku - yunca, az kalsın kaçacaktım. İçeriden hıçkıriık sesleri geliyordu. Arkadaşım: — İyi ki, dedi, geldin. Bizim kayın- valde sizlere ömür, Şaşırdım kaldım. Ölü ile mi uğraşayım, teselli jile mi? Naçar içeri gindik. Tedfin işi ile be- nöm meşgul olmaklığım icap ediyordu. Hayatımda ilk defa olarak böyle bir Zaruretle karşılaşıyordum. Bu işin a * cemisi idim. Nerede kaldı ki, ahbabım ve kayınvalidesi hıristiyan idiler, İs - tanbulda yahızdılar, Akrahaları yok- tu. Bereket versin, çiçekçi Haci Foti is- İmi henüz aklımda idi. Hemen telefon rebhberini alarak, ismini aradım, bu - |lamadım. Lâkin, garip bir tesadüf, gö- züme ayni İş ile uğraşan bir başkaâ mü- |essesenin telefon numarasını iliştirdi. Telefonu aldım, numaraları tertip et- #m, bütün dikkatimi, bitişik odadan gelen hıçkırıklardan kurtararak kula - ğımda topladim. Telefonun zilinin gü- rültüsşü biter bitmez, sanki telin öte u- cunda emre muntazır birisi varmış gibi açıldı ve boğuk, fısıltı halinde, mave- raf bir ses: — Funus! Dedi. Bu kelimeyi, tarif ettiğim şe - kilde, birinin kulağına fısıldar gibi tek- rar ediniz, içinde bulunduğum haleti ruhiyeyi tasavvur etmeğe çalışınız, be- |' nim © dakikada duyduğum haşyetin || yüzde yarımını duyabilirsiniz. Kendimi toparlıyarak sordum: — Ne dediniz? — Burası Funus müessesesi, cenaze levazım:! Siz burasını aramadınız. mi? — Evet... Evet... Hâüdiseyi anlattım. Memnun oldular, Evet. Memnun oldular ve derhal ma -« ğazalarına «eteşrif. etmemi, vurmamı, kendilerinin içeride olluk - larım söylediler. Gittim. Esasen loş olan mağaza, kapalı ol - duğu için, büsbütün loştu. İçeride, ö - lümden ve bir ölü evinin huşuundan çekinmiyen nezaketsiz sineklerin kir- lettikleri küçük bir ampul yanıyor, du- yarlara dayanmış tabutların boylarımı, bu kifayetsiz ışık büsbütün uzalıyor, (Devamı 11 inci sayfada) SON POSTA Bu genç kızı kim boğdu? Londrada İngilterenin meşhur detektiflerini LA şaşırtan bir hâdise İngiliz zabıtası birkaç günden beri mühim bir muadelenin halli ile meşgul | dür. Ve öyle görünüyor ki neticeye var madan önce bir hayli uğraşmak mecbu riyetinde kalacaktır. , Bu muadele pazartesi sabahı başla - mıştır ve şimdiki halde başladığı nok- İtada bulunmaktadır. | Londraya pek uzak olmuıyan Leigh - ton adında yarı köy, yarı kasaba bir yer vardır. Sayfiye mahalli addedilir. Birçok Londralılar cumartesi günü öğ le üzeri buraya giderler. Pazstesi sa - ,bahina kadar kalarak yorgunluk geçi- ,tirler. Faciaya sahne olan yer işte bu sayfiyede bir orman kenarıdır. Vak'ayı anlatalım: Koks adını taşıyan bir tramvaycı sa- bahleyin erkenden işine gidiyormuş. ,Onmman kenarında iki ana yolu biribiri ne bağlayan bir çiftlik şösesini vardığı zarman yörde bir kadın cesedi görmüş. Eğilip bakmış: 20 * 25 yaşlarında güzel bir kız, elbi geleri parçaparça, yernde cansız olarak yatıyor. Hemen ceketini çıkarıp cese - din üzerine örtmüş, sonra geri dönerek mahalli zabıtaya haber vermiş. Karakol fan gelip bakmişlar, Mesele derhal hal İ ğ ilen sonra, neye k!umı bir darbe idi. Spor işlerimiz niçin islâh edilemiyor ? Son bir sene içinde futbol *hd:-uy:nu iki reis, Üç ikinci reis | değiştirdi, bu kadar az zaman zarfında bu kadar çok Cenubi Amerika hükümetlerinde bile görülme Yazan: Galetesaray klübü kâtiblumumisi Osman Müey'! Bir sporcu arkadaş anlatıyordu: «Bektaşinin biri dere kenarında ça- murdan insan heykelcikleri yapıyort | kalar talimatnamesi hazırlanmakta muş. Biri sormuş: <«Erenler, ne yapı- yorsun?» Bektaşi, insan yaptığını söy- lemiş. Meraklı bu defa gülerek, hiç sen insan yapabilir misin demiş. Erenler kafasını sallıyarak, «rızkını vermedik- pmıyayım, demiş.» Bizim spor i: de böyle değil mi- dir? Rızkını veremedikten sonra, iste- diğin kadar klüp aç, teşkilât kur, baş- kan, asbaşkan ve daha birçok şeyler seç Tızkını veremedikten sonra... * Bizde klüp açmak ve kapamaktan daha kolay iş yoktur. Aradan zaman Reçtiği, ve kavgalar biterek, iki taraf ta bir vakayı yazacağım: nüz teşekkül etmek üzere idi. İki taraf- li kaygalar, mücadeleler başlamıştı. A- ,Caba Galatasaraydan ayrılanlar ne isim rtntmh toplanacak? Bir gün gazete- lerde, «Sarı - kırmızı» ismini alacak- larını okuduk. Bu Galatasaraylılar için şündük, taşındık, bunun önüne geçmeğe karar verdik. Derhal 3 sayfalık bir nizamname ile (Sarı - Kırmızı» klüpü teşkil ettik. Mü- Tacaatımız, maksadı teşekkülümüz hep si yolunda idi. Yalnız vilâyet umuru hukukiyesi, «Sarı - Kırmızı» nın, Gala- tasaraya âlem olmasından, ismin de - Üiştirilmesine değin, müracaatımızı red detti... Tabii iş te böyle kaldı. Görüyorsunuz ya, 3 kişi dilediği bir klübü 24 saatte teşkil edebiliyor... * Bundan bir sene evvel, Türkiye İd- man Cemiyetleri ittifakı, büyük külfet ,ve masraflara katlanarak kongresini Jediliverecck cinsten değil, hemen Lon | topladı. Tam bir hafta geceli gündüzlü dranın bütün cihanda Skotland Yard| çalışıldı, uğraşıldı. Meydana, daba he- adiyle meşhur olan Emniyeti Umumi-|nüz tatbikine başlanılamıyan bir ni - yesine başvurmuşlar, oradan mütehas-| zamname çıkardık. O zaman bu nizam sıs detektifler gelmişler ve tahkikata el / namenin çürük olduğunu, yanlış esas- koymuşlar, İlk dakikada tahkikat sür-|Jara müstenit olduğunu söylemiştik. tle yürümüş, fakat sönra tevakkuf | Mesmu olmadı. Federasyonlar bir var, devresine girmiş. Zira detektifler cese| bir yok. Muayyen hir büdçeleri olma- di köyden birkaç kişiye gösterince hü-|dığı için, muayyen bir programları ol- |viyetin! anlamışlar, köye ne vakit ve|ması da imkânsız. Adeta yevmin cedit, niçin geldiğini öğrenmişler, fakat ki -|Tızkın vedit geçiniyorlar.. Bir iki fe- gmin tarafından ve ne maksatla öldü -| derasyon reis rüldüğü bahsine gelince, mütereddit |lu kapısına döndü. |kalmışlar. * Öldürülen kızın adı Bayan Keendir. anıyorum, kapıları borç Hatırımda kaldığına göre, federas -|. | Yaşı da 24 tür. Bayan Keen Cumartesi akşamı köye gelmişti. Bir otele jinmişti. Sonra civar yon reislerini köngre intihap etmekte idi. Halbuki münhal oldukça, yerleri- ne başka zevatın inha edildiği görülü- küöylerden birinde polis olan nişanlısı- | yor. Umümi merkez 3 - 4 aydanberi hiç nunda oturmuştu. iyor. , Otel sahöbi diyor ki: Her gün bir istifa ile karşılaşıyoruz. — Burada birkaç kız ahbabı ile ko-|,ve yerine başka bir zat geçiyor. Mese- nuştu, onlardan biri ile kliseye gitti, |lâ şu bir sene içinde futbol federasyo- Kendisini bir aralık kapının eşiğinde|nu iki reis, 3 ikinci reis değiştirdi... gördüm. Sonrasını bilmiyorum. Bu kadar az zaman zarfında bu kadar Köy halkından biri diyor ki : Çok değişiklik, cenubi Amerika hükü- bir delikanlı vardı, fakat erkeğin sima- sını hatırlıyamıyorum. Yalnız dikkat ettim, ikisi de neşeli idiler. * Detektifler genç kızı, bu başı açık delikanlının öldürdüğü fiktündedirler. Kızın üstünün başının parçalanmış, ve iskarpininin de ayağından çıkmış ol masına bakılınca anlaşılıyor ki Bayan Keen kendisini şiddetle müdafaa etmiş We arada uzun bir boğuşma olmuştur. Genç ikız bu boğuşma esnasında kendi eşarpı boğazına dolanarak sıkılmak su- retile öldürülmüştür. * 'Hâd'_eeye sahne olan yerin az ileri- gsinde bir çi£tlik bjnası, 'bir de köşk var- dır. Bu binalarda oturanlardan sorul- muş. Şu cevap alınmıştır: " — Ben 'bu genç kızı geç vakit orman | Metlerinde bile pörülmemiştir. Allah | pılacak bu maç için İngiliz profi kenarında gördüm. Yanında başı açık | encamımızı hayır etsin demekten baş-| futbol cemiyeti takımı yepyeni bir ka çare yok... Genç takımlar turnovası İstnbul futbol ajanı genç takımlar a- rasında bir turnuva terlin etmiştir. Bu Maçlar milli küme oyunlarından evvel muhtelif sahalarda yapılacaktır. Futbol ajanının yaptığı tebliğe rağmen Fener- bahçe, Anadolu, Beşiktaş ve Hilâl klüp leri murahhas yollamadıklarından tur- nuva haricinde kalmışlardır. Müsaba - — — Biz hiç bir ses işitmedik. * Zabıtanın elinde ipucu olarak sadece boğuşulan yerde erkeğin bıraktığı bir kaç ayak izi vardır. Bizim resimli İngiliz detektifleri küçük bir iz ile ka- tili bulmaktadırlar. zabıta hikâyelerinde 'siklet boks şampiyonu Tonny FarT; değişiklik düğundan maçlar Myisin ilk hafta dan sonra bşliyacaktır. Senenin ilk atletizm müsabal bugün yapılıyor ; İstanbul Atletizm Ajanlığı tarafili dan tertip edilen senenin ilk atletifi maçı bugün Taksim stadında yapı tr. Atletizm mevsiminin henüz bışlü ği şü sırdda yapılan bu müsabakâ tanbukla ümit edildiğinden fazla bir * Jüka görmüş ve bu müsabakaya Gali” tasaray, Fenerbahçe, Güneş gibi tanf paış klüplerimizle bu sohada yeni fâf yiyete geçen kiüplerden Akınspor, Ft neryılmaz, Örtaköy spor takımları ğ iştirak etmişlerdir. Büyük ve eski atletlerden hemen bif goğunun bu sahayı terkettikleri şü rada yapilan bu müsabakalar bize yeni atletleri tanıttıracağı için eheril miyeti pek büyüktür. Bugünkü müsüt bakalar 100, 200, 400, 800, 1500, 500? koşular, yüksek ve uzun atlama ile *Ü7 Taetre bayrak yarışından ibarettir. sabakalara saat üçte başlanacaktır. İngiltere-f;koçya « milli maçı İngiltere, İskoçya milli takımları ark sında cumartesi günü Glashovda y& pilacak olan futbol maçı için iki taff fın da takımları tesbit edilmiştir. BU güne kadar otuz dokuz Uk_maçı ve sürü hususi oyunlardan maada tur süren kral kupasını oynamış olab İngiliz takımları bu büyük yorgunl dolayısile bu maça çok değişik bir $? (kilde çıkmış olacaktır. İngiltere likinde en başta bulunan t kımlardan meşhur Arsenal yalnız müdafii Mali'yi milli takım kaptani © 'larak vermektedir. Gene başta gidei l takımlardan Charlton bu takıma bir b yoyuncu bile vermemiştir. | Derbi Kanti, Brentfor, Midelsburüğ! 'Portsmuth gibi meşhur takımlar da P Ooyuncu veremiyenler meyamndadırll" İngiltere ve İskoçya milli takımlı /İngiltere lik maçlarında ikinci likte bir lunan Aston Villadan birer oyuncu mışlardır. Aslen İskoç olan Aston Villanın sağ nı görmeğe gitmişti. Onunla görüşüp ko | toplanamamıştır. Yalnız eskrim fede- | muavini meşhur Massi İskoç milli tabi nuştuktan sonra bir otobüse binerek | Tasyonu reisi, bir aşık sadakatile, her| mında sağj, muavin ve takım kıpünî'ı geri gelmişti. Bir müddet otelin salo-|hafta çarşamba günü Ankaraya gidi -| larak oymayacaktır. Aston Villanın sol içi olan Starliik i İngiliz takımında sol iç oynayacak, P ı şuretle Aston Villanın iki mühim oyW” /cusu ilk dela tam karşı karşıya oyns | miş olacaklardır. : Giaskoe Hampton Park sahasında A Hü kilde tesbit etmiştir. İngiltere Milli takımı Voodley (Chelsea) Male (Arsenal), (K0R” tan) Barkas (Manester C.) Birtton (ı:vw;," Yung (Haderstield), Bray lllıneıur.&' Matthevs (Stoke City), Carter (Sunderl Stecle (Stok City), Starling. (Aston VİĞU Johnson (Stok City), Bovden (Arsenal) tiyata). İskoçya Milli takımı Davson — (Glaskovv), Anderson (B';f Beattle (Preston), Massle (Aston Villa) son (Olascovv), Delanez — (Coltie), VAT g (Heart), O. Donnelle - (Preston), (Derbi Kanti), Smith (Glaskove) ihtiyaliı Maks Bir gene maglup oldu Londra, 16 (A.A.) — İngiltere ı;). Ki dünya şampiyonu Max Baeri ol zavundda sayı hesabile yenmiştir.