(Baştarafı 8 inci sayfada) içlerini sonsuz bir şekilde derinleşti - riyordu. Beni, çok nazik, oldukça şişman ve «hayatla» birisi karşıladı. Ne çeşit ta- but istediğimi sordu. Böylece, tabut- ların Amerikan cinsleri bile oldduğunu lmak için en ivi slcimin Biz, mademki İs tanbuldayız; altın, kömür arıyacak de- Biliz. İstanbulda ne ulunursa onu araş- tıracağız. Şimdi, ne redeyiz?.. — Büyük i bir etelin salonun * TeT SÜ A, î" Bi ' bar W-l—)-am:iı dî);-”v i, islerseniz İngiliz Ş rada 4 D y bi Fiat hususunda da mutabık kaldık z üzel güzel 1Bütün masrafı onlar göreceklerdi. Ö- adınlar... ümden geçinen bu adam, pek cana ya- — Hah.. Bize de kındı, sun'i1 olmıyan, daimi bir mate - Közım olan bu... mü, her mateme, tabil görünen bir iş- tiraki vardı. Evin adresin! verip te tam çıkacağım zaman: — Affedersiniz, dedi, madamın vü- — Kadınlar mı?. , — Evet.. Senin i Sin ilk akla gelecek yi cudu nasıldır? US d — Ne gibi? Zengin bir kız evlenmek.. z .ılî[o_vu uzun mü? ' idü deği — Hayır, arta, : — Şişman,zayıf ? .in: b:el;iı;ı!ıım'g:ıık — Benim gibi. Hattâ divebilirim ki benbu n tam benim - vücudumda, geçen sene | karnaval mevsiminde benim bir kos « tümümü giymişli, tam gelmişti. — O halde biraz zahmet ederseniz, hem sizi, hem bizi lüzumsuz külfet - Böyle bir kız bulur Sak piyango çeke - Tz ;bana düşerse alırım; sana çıkarsa sen evlenir - Sinl.; — Beni birak şimdi... — Sahi,.. Şimdilik sade benim zü- Bürtlüğüme çare arıyorduk. — Bak şu, doktor Cevat Rizanın ceblerini karıştırıyordu. | est içi Na Oğluna.. Büyük ikramiye asıl ona Bülend: | Çıktı: Kumbaracı Arif Paşanın kızı... z Ne arıyorsun?. | stanl ul Borsası kapanış Şte tam sana göre bir fırsat!.. Diye sordu. — İyi amma, ondan hayır — yok... nehunav başkasına nişanlanıyor!.. — O, büyük kızı... Paşanın bir kızı daha var ya.., Onu da sana alırız. — Görmeden böyle şey, bu zaman- da olmaz amma,'haydi, peki diyelim. Fakat, bakalım, paşa kızını bâna ve -« - Tir mi? — Orasını bana birak, — — Sana mi bırakayım?.. Peki am- Ma bak büyük kızını başkasına kap - tırmışsın. Haniya bu, pek iyi bir alâ- Met değil... Bu sefer de senin sözü - fün geçip geçmiyeceği şimdiden bel- i olmaz. — Nene lâzım senin?.. Ben bu işi Yapacağım, diyorüm sana... — Pekâlâ, kız güzel mi bari?, — Ayıp mı?. — Neden ayıp olsun?.. Aryilı de- &il, kâr yılı... Hem bu, pek de yeni çık- mış-bir kazançyoludeğil ki...Eski de, bohçacı kadınlara varıncıya kadar, Çöp çatanın sözünü yerine getirip pa- ra kazananlar pek çoktu. — Birak şimdi alayı... Ben dediği- mi yaparsam, sen bana ne verecek - sın?, — Bilmem ki, ne istiyorsun?.. — Merak etme, senin için yıkım o lacak bir para istemem. Altı taksitte ödenmek üzere üç bin lira... CGözüne çok görünmesin!.. Bitinci taksit, kızla evlendikten üç ay sonra... Ondan son- ra da üçer ayda bir, beşer yüz lira... — Ya kızı alır da parayı vermez - iden |doki masada vardı. Nasıl olsa yüzsüz — Merak etme, buna hay haydiye- | lerden kurtarmış olursunuz. cek çok bulunur!.. saklıyorsun?.. Ş Turhan, bir aralık sustu. Birer birer | Pey boy ve tıpkı al_bixler'"%i. her vü- — Sigaram bitmiş de... — Bende de kalınamış... — Ha, sahi, şurada bülenin yanın- lüğe alıştık, gidip birer sigara alalım. Kalktılar, oraya doğru yürüdüler. ' |Turhan, bir sigara aldı; yaktı. Bülend, dudaklarmı büktü: | — Ayıp doğrusu... Bunu hiç be - ğenmedim. Yakışır mı?.. y ! Diye söyleniyordu. | — Neye ayıp olsun?.. Mademki ya- | |kında paşaya damat olacakmışım, şim- diden sigaralarını içebiliriml.. | | Bülend, cebinden sigara tabakasını İçikardi. Masanın üstündeki kutudan tbir avuç sigara aldı. Birer birer, taba- kasına yerleştirmeye başladı. Öteki: Hhristiyan olmasına rağmen bu çok — Ne o, yoksa onu sen kendine mi | güzel türkçe konuşan «Funus» cuya ne Üdemek istediğini sordum. Tebutların | 1 Sterlin 1 Dolar 20 Fransız Pr, 20 Liret 20 Belçika Pr. 20 Drahmi 20 lsviçre Pr. 20 Leva 1 Filorin 20 Çek kuronu 1 Avusturya Şi 1 Mark 1 Zloti 1 Pengü 20 Lev 20 Dinar Ruble 1 İsveç kuronu 1 Türk altını 1 Bankınot Os. B fiatları 16 -4 - 192 PAR ALAR Raş 060) 113400 14900 izn, 8. 18. 565. 48. ü 30. WA4Ss 181 n3,0) 125. Bi d 515 07305 k ğ Turhan: ine güzel.. Fakat biz bu- | #em?.. , yi b — Tada güzel kız aramıyoruz ki.. Zen -| — Ona göre sened yaparız!. K Mn)»"*"—-— Hani ya, beni ayıp- ÇEKLER - Bin arıyoruz!. Arif Paşanın kızı zen -| — Maşallah, bunu da düşünmüş -|" Yordun ?.. a ' YA Bin ya, sen ona bak... Paşa, emlâki -| sün!.. Demek ki ben kızı alacağım, sen Demek ister gibi ona bakıyordu. (20 n’ mîı'ın | » Din çoğunu kızlarına verdi, Kocaya de benim elimden bir borç senedi alar | a B ça nin gibi İ $ ,11S Vardıkları zaman her birisinin ayda ' caksın öyle mi?.. h hBoyk _bir ı::!:i:'k,'"' çekine, m 15,0238 ı,ğ ım iner liraya yakın gelirleri olacak...| — Tamam!.. Z nN TELEE ?lmık Brüksel 10196 400 ha ne istersin?. Hele paşa öldükten| — Olacak şey mi bu?.. eei ç"km'&' H':, ıli(.: hoyl_e Snsane İ atına —in;s :._06.!: E Ş ü baka: oldurmalı ğ evre z t :"—'unııı nesi var; nesi yok, hepsi onla -| — Neden?.. :?nl.. sını 4 yaptığına drx_ ânlıı a.H18 H0 — Kalk haydi, beni tanıştıracak mı- v5 Baööylekrini Bilirim. k5 'sengin diye tamah edip bir kız alırlar. Ana - Diye alay etti. Prag 14446 2. T0 14435 21,6850 irin ü üler; — kalabalığ âl 4238 — 4zın tin, yoksa boynuma şirinlik muska -| sı, babası şöyle dursun, onlar öldükten â ”Gîıiîı:m"dülex ağra lııcınıi '= 127816 MWJ2M #i mi takacaksın, ne yapacaksan yapl..İsonra kızın kendisi bile; kocasına on| ©— KM ıf Beriin 13683 —— S N6 — Şimdi... Onun da sırası gelecek.. Ondan evvel, ufak bir şey daha var. — Ne gibi?.. — Sen kızla evlendin diyelim — Evet. e— Zarigin'de oldun?;. — İnşallah... — Ya ben?. Ben ne olacağım?.. — Anlamadım!., Sen de kendi ba- Şinin çaresine bak!,. — Olur mu öyle şey?.. — Peki, ne yapalım öyleyse?.. — Sen Arif Paşanın kızile evlenir ten bana ne vereceksin?.. —Ha... Deseneltt.. — Öyle ya, senin zengin olmana ben çalışacağım; sana ben yardım e - ğim... — Elbet, sen de bu işte bir şey ka- Zanmak istersin... — Değil mi ya?.. — Tevekkeli değil, biraz önce, ben nmek istemem, diyordun. Kendin €vlenip de başına derd almıya ne Züm var?. Benim gibi bir kaç kişiy ©€vlendirecek ölsan, sen de servetin yo- Tt tutmuş olacaksın!.. Âlâ... para vermez.., Üstelik geçinmenin bü tün yükü gene damadın sırtına yükle- nirl.. Onun gibi ben de bu kızi aldım, diyeyim..Zaten Arif paşanın cimriliği,; karısının biraz evvel, davetlileri nasıl ağırladığından belli... Bana da o meş- hur kumbarayı uzaktan seyretmek dü- şeTse ne yaparım sonra?.. Üstelik sana için annemden kalan harap evi de mi satayım?.. — Sen merak etme, ben bu işleri öylece çekip çevireceğim ki oraya da> mad olunca karının bütün geliri senin lelinde olacak. Bu işlerin hepsini ben (ona göre hazırlıyacağım. — Bu pazarlığa pek aklım ermedi; zaten şerefli bir kazanç yolu değil... — Kazancın şerefsizi olmaz. Şeref, kazançla gelir!.. Çok kazanıyor mu - sun, senden şereflisi yoktur... — Her ne hal ise.. sen şu viskilere dua et... Başımda öyle tatlı birdönüş var ki, bu akşam ne istersen, hepsine peki diyeceğim. Haniya, paşanın karı- sını kocasından boşatacağım, onu ala- caksın, desen ona da hay hay... da borçlanacağım; bu parayı ödemek | Salonun bir köşesinde, üç dört ka-ı dınla bir kaç erkek duruyordu, İçle - rinden birisi Bülendi görünce, seslen- | — Gelsene biraz... | Bülend arkadaşın. — Bir kaç dakika müsaade et... Bak, beni çağırıyorlar. Mutlaka paşa beni aratıyor. Sen biraz dolaş; ben de konuştuğumuz iş için başlangıç araş- tırayım. Bu geceden iyi fırsat, her za- man ele geçmez. j Ona seslenenlerin hepsi, arkalarıni salandaki davetlilere dönmüşler; âde- ta sıralanmış gibi, ayakta duruyorlar" dı. Onların ötesinde de, gelip geçen - lerin ilk bakışta göremiyeceği bir yer- de, Arif paşanın karısı bir koltuğa o- turmuş; yanında da bir genç kız du - ruyordu: Yanık, esmer yüzlü, koyu yeşil gözlü... Gene öyle yanık gibi, kızıl saçlı bir genç kız... İşte bu da Çit- lenbikti. | Annesinin yüzü âdeta solmuş, öf- keden düudakları titriyordu. Bülendi görünce: (Arkası var) Varşova Budapeşte Bükreş Belgrad Yokohama Moskova stakholm Ti ES 4..644 $,3B87 107.8162 SALGASL 21630 Z.083 31260 HAM Anadolu şın. ©e 60 peşin A, Şin. 6 80 vadeli Bomonlü - Nektar Aslan çimento Merkez bankasi İş Bankası Telefon Hİtuhat ve Değir, Şark Değirmeni Anadolu T pe. » I vadeli .» Tpt » BDva Anadolu mü. peşin Açılış 00.90 J.00 00.00 00.00 00.00 4164 3.YRSS 107.7244 36215 216 İstanbulda ölüm endüstrisi ismarlal gelip ölçü almaktan, böylece vakit kaym betmekten kurtarmak için, tabutlar « dan birini prova etmemi rica etti. Reddetmek, iptidaf bir insan oldus gum, korktuğum — hissini verebilirdi. Hatbuki, o, bu gibi- şeylerden o kadar lâkayt bir şekilde bahsediyordu ki., Naçar, kabul ettim ve içimden «öl « meden mezara koydular, beni» şarkı « sını hatırlıyarak, bir tabutun içine gir” dim Üçüncü tabut, matluba muveafık çÇık« tı. , “Artik, bir an evvel bu kasvethane « den çıkmak istiyordum, Nazik dükkân leri kaldırırken: iyordu, müslüman cenaze « lerini de kaldırıyoruz. Eğer lüzum o « lursa, Jütfen bizi hatırdan çıkarmayı « nız, hem, mademki muharrirsiniz, size tenzilât ta y etname yapmağa Veya vasiyet etmeğe' vaktim olursa, cenaze- min kendileri tarafından kaldırılmasını istiyeceğimi onlara vadettim. Yerlere kadar eğilerek bana teşek « kür etti. Oradan kendimi dar attım. Dışarıda, bol hava ve ışık vardı. Göze lerim kamaştı, lükin rahat bir nefes al- dim, Elektrik şirketi aleyhindeki dava Elektri kşirketi, Anadolu yakasinde kullanılmak üzere gümrüksüz olarak getir. miş olduğu malzemeyi İstanbul cihetinde kullandığından gümrük kaçakçılığı madde- tahkikat bitmiş- |tir. Suçluların muhakemelerine bu ayın yire mi sekizinde ihtisas mahkemesinde başla- sinden hakkında yapılan Müdürü Bay Hanses vefat etmiş olduğun- dan hakkındaki takibat — sukut — etmiştir. dadır. Altı kişi burada bulunmaktadır. venareraLeRAnARELAnARAR SAA S ESALAnEN DN SaRMaâSENELaDaERSAN Ü çe Bu basit ve kusursuz tedbir sa- yesinde binlerce kadın, aşk ve sa- adetlerini bulmağa muvaffak ol- muşlardır. Size, erkeklerin perestiş ettikleri bir genç kızın sehhar teni- | mi temin edecektir. Her sabah yü- | zünüze ve boynunuza beyaz renk- te yağsız Tokalon kremini sürü- nüz, tabif bir güzellik verir, pudra- nın yeknasak bir surette yapışma- sını temin eder ve yüzde leke veya tabaka halinde kalmasına mani o- lur. Beyaz rengindeki Tokalon kre- mi, terkibinde taze kaymak ve mu- saffa zeytinyağı ile kuvvet verici ve beyazlatıcı şayanı hayret başka unsurlar da vardır. Bunlar, siyah benleri eritirler, açık mesamatı ka- patırlar ve 3 günde en sert ve en es- mer bircildi kadife gibi yumuşatır ve — beyazlatır. Hemen - bugün- den sizde cil- din unsuru olan yağsız Tokalon kremi — kullan- mağa — başlayı- nız. Son derece memnun — kala- caksınız. ı da varmış. Ve onu, eva nacaktır. Suçlulardan eski elektrik şirketi — Suçlulardan bir mühendis de Yunanistan- —