| Resimli Makale: İspanya davasının Yeni buhranı — Yazan: Muhittin Birgen i. Büyük serlevhalarla harp boru- 1 çalınıyor. Sebep, İspanyada Frane - Franko - cephesinin bir m: çirmiş bulunmasıdır. Bir rivayete göre bu mağlübiyet büyüktür ve burada mağlüp olanlar da İtalyan askerleridir. Bunun için, İtalya bu işi bir haysiyet meselesi yapacak, yeniden asker gön- derecek ve kızılca kıyamet te bundan kopacaklır. İşin bu kadar kötü görül mesi yalnız bizim gazetelerin gözleri- ne mahsus değildir; Avrupa gazetele- rinde de vaziyeti çok ciddi ve nazik görenler vardır. wvelki günden beri gazelelerde * İspanya işlerinin nazik olduğunu in- kâra imkân olmamakla beraber bugün- kü hâdiselerin de geçici bir fırtına o- larak telâkki edilmesi için orta yerde epeyce sebepler vardır. Ar kere, Franko cephesinin muay- yen bir sahada uğradığı mağlübiyetin. v kadar büyültülecek bir hâdise oldu- ğunu zannetmiyoruz. Bunun sevkülce- şi kıymeti bir ileri hareketini durdur- maktan başka birşey olamaz. Frankist- lerin yapmak istedikleri bir ricat hat- tını kesme hareketi idi. Bunu durdur. makla bir cepheyi yıkmak ve bir harbi kazanmak arasında çok mesafe vardır. Buraya yardım göndç:nneğe gelince, va| Yataktan çıkmamıya ziyetin az bir zamanda kuvvetli bir| Ahfeden kRız pevkiyat yapmayı iktiza ettirecek de- recede olmadığını zannediyoruz. Ted- rici surette parça parça yard'mlar yap mâak meselesine gelince, bu da her za- man, hattâ kontrol tamam yerleştiği za man bile devam edecektir. İkinci derecede, İtalya, sür'atle ha reket edip İspanya davasını halletmek yoluna gitmek üzere, bazı Avrupa ha« berlerinde kaydedildiği gibi, kolordu - lar göndermeğe kalksa dahi, harp an- tâk İngiltere ile Fransanin İtalyâyı bundan fiilen menetm teşebbüsleri | halinde tahakkuk edebilir. Onlar böyle| bir teşebbüste bulunmadıkça İtalya is tediğini emri vâki yoliyle yapmış olur ve gene harp çıkmaz. * zamaniında, vakit tedir, Geçenlerde Şikagoda genç bir kızın rmi sene uyuduktan sönra tektar har yata kavuştuğunu bu sütunlarda yaz- mışlık. Son gelen Fransız gazetelerinin birinde ,bu hâdiseden mülhem olan Şi- kagolu bir başka kızın macerasını oku” n Balk p ve yapmlış? Pairiria, bir delikanlıyı seviyormuş. Annesi bu gençle evlenmesine razı ol- mamış. Kız bunun üzerine yataktan çıkmamak grevi ilân etmiş, yatmış ve şimdi geceleri uyuyor gündüzleri göz- lerini yumuyor, ve muhitinin bütü israrlarına rağmnen “ayağa kalkmıyor - müuş. Bu sene mayo modası İngilteredeki kumaş — fabrikaların- Şu halde, harbin çıkıp çıkmaması meselesi, İtalyanın bareketinden ziya- de İngiltere ile Fransanın böyle bir va- ziyette alacakları karara bağlıdır. O za man mesele de şu şekli iktisap eder : İngiltere ile Fransa bu harbi istiyor- lar mı? Ben, iki memleketin de bugün, İspan ya meselesi yüzünden bir harp çıkarma yı isteyecekleri fikrinde değilim. Fran-|dan birisi Kral altıncı Jorj'a — izafeten | sa, dahili sebepler dolayısile, ordusu- | yeni bir mayo modası ortaya atmıştır. na, İspanyadaki Faşist davası aleyhine / Bu mayonun ismi «Taç giyme mayo-| hareket emrini vermeğe kadir'değildir. |/sun dur. Mayonun elyafı altın ve gü-| İngiltereye gelince, henüz silâhianms | tendir. Ancak o süretle yapılmış- p:ugnm;mnförue birini bile ikmal etİyr ki elyaf gayet yumuşak — olmakta, | memiş olan İngiltereyi, H tan gü ün bi ğ nünde çıkarmadığı hârbi, bügün çıkâr. ;î:"y bi :'J;f’ıx;";îîı BÜY SÜSÜ GERMMDETİZ İngilizler biraz da memnun olmuşla İngiltere, kendisinin en büyük düş- « manıma bile doğrudan doj hücum | — Öyle bir moda çıkaralım ki yal etmez, çok dol der. Bu, Pız biz kullanalım demişlerdir. An'anesi, hem de bir zaruretidir. onun hâkimiyet b e. r ' Tecrübe nikâhları Bunun için, şu bügünkü meseleden dolayı bir harp çıkacağını farzetmeğe | Mahal olmadığı kanaatindeyim. * Dünyanın sulha doğru gittiğ terir bir alâmet ortada olm a gö- | dırılmıştır. re harp elbet günün birinde gelip ça: Bu usul mucihince, köylerde ni- tacaktır. Fakat, onun hiç bekienilme. |kâh kıyılmadan evvel erkek kızı evine dik bir zamanda geldiğini görmemizin 'alıyor, beraber yaşıyor, sonra beğen- âmali daha çoktur. Bugün. Avrupa-|mezse geri gönderiyormuş. Bu sayede da cereyan etmekte olan hâdiselere ba-|13 sene zarfında 35 defa nikâh tecrü- kılırsa henüz kimsenin harp kararıni |besi yapanlar vârmış. vermiş ve mesuliyeti üstüne almayı gö| — Bu usulün kaldırılması köylü er- züne kestirmiş olduğunu gösterecek 2- |yekleri hiç memnun 'etmemi lâmetlere tesadüf edilemez. Bütün dev| <. He ea iş | hem bir Fransız gazetelerine göre Yugos-| lavya köylerinde câri olan bir usul son | zamanlarda bir çok kimselerin muha- ö6- |lefeti ile karşılaşmağa başlamış ve kal- Orta tahsil devresini bitiren her gencin önünde hayat iki yola ayrılır, bu yollardan birisi genci muvaffakiyete, diğeri de hayal sukutuna götürecektir. ve sola ayrılan yollardan en iyisini seçebilmekte, geçirmeden — kararı soNn POSTA W İkiye ayrılan yol H Gençlik çağında Mesele bu sağa tam verebilmek - dir, annesi, babası, den ayırmamak a sile mükelleftirler. (SÖZ ARASIN ı Çok şükür Abdülâziz Fransada iken ne v: kit söz söylemek için ağanı muhakkak bir pot kırarmış. Ab - dülüzizin sözlerini tercüme eden Fuat Paşa da süzü değiştirir, pot kırılmasının mü ahrınış, İstan- bula döndüğü zaman kendisine sor- muşlar: — Padişah hiç bir kere de bir yerde münasip bir söz söylemedi mi? — Çok şükür ki söylemedi. Çün - kü onun sözlerini değiştirip söyle - miye o kadar alışmıştım ki bir kere münasip bir söz söylemiş olsaydı, ben alışkanlıkla gene sözü değiş - tirecek bu sefer pot kırmıya ben se- bep olacaktım. '__—_—'—. 5000 dolara Tek bir gül Rokfellerin bin bir tane kıymetli çi- çekleri arasında bir gül ziraat mütehas sıslarının bilhassa nazarı dikkatini cel- betmiştir. Bu güle eksperler 5000 do- lar kıymet takdir etmişlerdir. Bu çiçeğin tohumu ekildikten ancak beş sene sonra açmakta ve tek bir çi- çek vermekte imiş. Gülün kıymeti bu sebebten ileri geliyormuş. malolabilir, Gencin henüz tecrübesi de yoktur, yanlhş bir karar verebilir. tereddüt, bocalama bütün bir hayata Mes'uliyetin büyük kısmı muhitinin- yakınları anu tabif ve makul meylin- rüle en doğru yola sevketmek vazile- Yalnız kurbağa Eti ile ziyafet fizik ile alâkadar olan herkes bilir. Galvanometr âletine onun ismi verilmiştir. Galvani elektrik sa - Galvani'yi hasında büyük terakkilere yol açan keşfini bir kurbağanın bacaklarında yaptığı tecrübelerle öğrenmişti. Galva> ni'nin hatırasına hürmeten Bologne'- da bir ziyafet verilmiş ve büyük kâşi- fin bu meyanda bir de heykeli dikil - miştir. Ziyafette sofraya getirilen ye- mekler şunlardan ibaretmiş: Kurbağalı çorba, tereyağlı kurbağa bacağı, salçalı kurbağa ,beyaz kurbağa etinden Rus salatası. Taç giyme merasiminden istifade eden açıkgöz İngiltere Kralının tetviç merasimin- de en ziyade Amerikalıların Londra- |ya gelecekleri anlaşılmaktadır. Şimdi-| den yapılan bir tahmine göre 20 bini kadın olmak üzere 30 bin Amerikalı Londra için mışlardır. Kadınların çok oluşunun se bebi şudur: Erkekler işlerini 15 gün müddetle terkedemiyecekleri için gitmemeğe ka rar vermişler, Fakat karılarının da yal- ” seyahat etmesini arzu etmedikle- rinden onlara birer arkadaş aramağa koyulmuşlar, Bu vaziyeti gören Ted Lakeusen isminde açık göz bir Amerikalı derhal viyi yol arkadaşları temin eden idare- banep isminde bir müessese açmış ve 20 bin kadına paraları gene kadınlar tarafından tesviye edilen on bin ka- — Mart ” 25 — — h | Sözün Kısası Tavsiye mektupları İsmet Hulüsi — Mahdum bendeniz filân dajirenin filânca kalemine kaldırılmak istiyor — Olabilir, orada münha! varsa gi- rer. — Gerçi dâlniz lâzım gelen tahkika- ti yaptım. M alâtın mevcut olduğu kanaatini e hse de malümu ülile- ridir ki mahdumun kabuliü için bir za- ti zinüfuzun bir tavsiye mektubu ver- mesi icap eder. İşbu mektubun tedari- ki zımnında tavassutu âlilerini ricaya gelmiştim. — Bizin bir de kerime var değil mi?, — Allah bağışlasın, evet. — Kendileri henüz bekâr mıdırlar? — Evet henüz öyle, herhangi bir tae Hp zuhur etmediğinden naşi kendisini .| başgöz edemedik, — Yazak, bir üfürükçüye gitseniz, ü- fürükçüden bir şi muskası alsa- nız. Kızınız bu muskaya sahip olur ob maz kendine bir talip çıkıverir, — Lâtife ediyorsunuz Bayım, ben« deniz böyle hurafeleri pek sem'i itiba« ra almam. Esasen üfürükçülük kanunu mahsus ile menedilmiştir. — Ya, demek öyle. Yeni bir tek suahk — Buyurun. — Üfürükçü şirinlik muskası verirdi değil mi? — Evet, — Zinüfuz dediğiniz kimse de tavsis ye mektubu verecek; sizce bilmem, fas kat bence muska ile ötekinim arasında bir fark yok. Bir sual daha... — Büuyurun, — Şirinlik mus â Ne için lüzum kendi mâ: — Tavsiye mektubu da kendi bilgisiz Hği, kendi kabi sizliği 5 i bulamıyanlar, dir. — Pek öyle değilse de.. — Üyle öyle.. Değilse de demeye mâ nâ yok. — Gerçi evet ama, biri — Öteki de sakat. — Biri kanunla memnu. — Öteki de... Cebimden bir gazete çıkardım ve ŞU yazıyı okudum: «Devlet Demiryollarına tavsiye mekf tubu götürmek yasak edilmiştir.» Ve sözümü tamamladım: « — Öteki de şimdilik Devlet Demime yollarında menedildi ama başka tarafr larda menedilmesi de yakındır. Taliinli ze küsün. Tavsiye mektupları da şiriü* Hk muskaları gibi tarihe karışacak! İsmet Hulösi Biliyor musunuz ? | — Alangova kimdir? 2 — Türkiyede kaç türlü ekmek $ kar? 3 — Bizde ilk Maarif Nezareti hangi hurafe. şimdiden — biletlerini al-| yılda kurulmuştur? (Cevapları yarın) * Dünkü suallerin ctvapları: | — Yıldırım Beyazıt Nikboluâa bü” yük askeri zaferi 1396 da, Macarlarâ karşı kazanmıştır. 2 — Milli hükümetin ilk olarak kâ* bul ettiği kanun Sayım vergisi kanl” nudur, 3 — Şimdi Ankarada 17 bin 372 eV vardir, A Böyle briç oynanır mı? Dünyanın en meşhur briç meraklı- valye bularak, bu arada da 100,000|5 ve briç oyurcusu kimdir bilir misi- “dolar para kazanmıştır. vel, halletmek mecburiyetini hisset- tikleri bir hayli mühim n Onlar bu meseleleri halledip bitirme - be girişmekten berhalde ka-| lardır. Ve böyle olduğu müd- eki bu| vn | letler için, harbe karar vermezden ev- n İSTER yün yapılıyormuş, fakat tabii yeni buhran d bir. buhra devam edip g Zincirinön yoni e&t kalmaya ma kumaş imalinde kullanılan iplik bu İNAN İSTER Bir erkadaşın anlattığına bakılırsa Holânda da sülten süt pahalı geldiği şimdi sun't süt yapmıya çalışılıyormuş, bundan sonra İSTER için sun'i sütten çıka - | dık, fakat ey okuy İNAN İSTER İNANMA! NANMA! rılacakmış.. Fakat doğrusunu sorarsanız, biz içmek için || masaların etrafını dolaşır, saf süt bulamazken Holândalıların ihtiyaçlarından fazla kalan bu madde ile yün yapmakta olmalarına inafima - ||(Oyuncular, bu işi bile bile göz YU ucu sen: niz? Cava sultanı . Bu zat dünyanın en meşhur oyun” cularını davet edez ve mutlaka muzaf” fer çıkarmış. Yalnız oyun — esnasınc artık briçi mükemmel öğrenen uşağır rakiplerin na bildirirmiş- ellerini görür, ve S marlar, bile bile paraları kaybederler- miş. Birisi çıkıp Sultana: — Sen mizikcilik - ediyorsun! de 'ımazıııiı