ALM ANYANIN HAR SON POSTa- ——— PHAZIRLIKLARI Müstakbel harp için |. 5,500,000 ton benzin Alman Erkânı Harbiyesi benzini gizli depolara saklatmakla beraber sun'i benzin yapan fabrika- ların da senede 2,400,000 tonluk istihsale elverişli hale sokulmalarını emretti Almanyanın yarınki harpte en çok benzin harcıyacak silâhlarından tayyareser ve tanklar Almanyada sun't benzin imalinin rilediği ve Almanların, Mapur kömüründen terkibi benzin yap Tük suretiyle bütün benzin ihtiyaçla- Tt dahilde temin edebilecekleri son İamanlarda Avrupa matbuatında sık fik ileri sürülmektedir, K ın bir sene zarfındaki ÜN sarfiyatı 1935 senesi islatistikleri- :uhıuann 2 milyon 400 bin tondur. 1 mikdarın 1936 da 2 buçuk milyona İğ olduğu tahmin ediliyor. Bu #i buçuk milyan ton benzinin :îük 400 bin tonu, Alman toprakların Mevcut tabil petrol kuyularından aktadır. Alman topraklarında ta- biyPttrol pek azdır. (Hanovre) deki ,o:hç kuyudan senevi azami 500 bin KaaStkacağı tahmin ediliyor. İde senevi hâsılat 400 bin tonu geç- ktedir. Ağîe bu petrol noksanını telâfı için &n llîhr maden kömüründen, ham ma ,qmğmmüvü addedilen (linyit) ten, çü- bey Üş nebatat kömürü denilen (Tour ai AD sun'i benzin istihsalâtı usulü- ha. V*9 altı senedir tatbik etmektedir- Mtamafıh bü süretle terkibi benzin haasa maden kömüründen ve (lin- .,ıf ten yapılıyor. Bu usul kömür to- M (nüvellidülma - hydrogene) ile le etmekten ibarettir. Maama -|. h!ık muamele esas itibarile pek ka- _üveblruzmellyc değilse de, pek çok Rin Mlidülma, sarfını isti'zam eylediği Pahalıya mal olmaktadır. Ki anyada şimdiye kadar başlıca k.v:'ul ile sun'i benzin yapılıyor. Bun 'lx n biri (Fisaher), diğeri (Bergius) W gP ikincisi birincinin ıslah edilmi- (ıw';h Proseför (Bergius) un usulü ile '"Mk) Metre mikâbı müvellidülma ile '*'kbn bir metre mikâbı benzin elde e- qmm.îyun Bir metre mikâb: müvelli- “'h& ise bizim para ile bir kuruşa mal küp, Kadır. Şu halde 2000 met: hqü.__;v.m yalnız 2000 kuruşluk miü & l Mizımdır. Buna imal masarifi İya #Mam edince benzin hayli paha- aj oluyor. Fakat buna mukabil Tüvellidülma için, gerek kömür mi- ö G ö ea İnamartaer # e Xat için verilen para hep Almanyada kaldı Bindan bir bakıma sun'i benzin, Alman lara Mhariçten getirdikleri benzinden daha ucuza mal olmaktadır. Çünkü ha riçten alınan benzinin bedeli alltın para ile ödenmektedir. Almanyada bugün başlıca Üç sun'i benzin fabrikası vardır. Bunlardan (Benzol - Ve rband) 1936 da (700,000) ton benzin imal etmiştir. İkincisi (Braunk okb - Benzin) fab. 'rikasıdır ki (550,000) ton imal etmiş. tir. Üçüncüsü (Leuna) fabrikas bu da (350,000) ton imal eyle: Şu halde 1936 senesinde Alman imal edilen sun'i benzinin mikdarı milyon (600) bin tonu buluyor. Buna e istihsal edilen (400) bin ton tabil benzin ilâve edilince, Almanyanırı nayı bulur, ki senevi sarfiyat 2 bu. girişir girişmez, bir iki haftada hariciez Çük milyon olduğuna göre 1936 da Al manlar hariçten yalnız yarım milyon ton benzin almışlar demektir. Maamafih yukarıda ismi geçen fah- zikalar, Alman erkânı harbiyesinin göz terdiği lüzum üzerine imalâtı tezyit e- decek sürette tesisatlarını büyültmek te olduklarından 1937 de Almanyanın hariçten benzin almaktan Lamamile ,müstağni olacaklarına kat'i nazarla ba- kılmktadır. anların sun'i benzin imaline bu kadar ehemmiyet vermeleri yalnız ik- tısadi düşüncelerden ileri gelmiyor. Bunun başlıca saiki müdafaa! meselesidir. Filhakika buği /harb halinde milletler için bir hayat ve Mmemat meselesi olmuştur. Benzini ol- mıyan veya sulh zamanında kâfi dere- çede benzin biriktirmemiş olan millet- ler, tayyaresi çok bir düşmanla harbe girişir girişmez, bir iki haftada haricez harp olmağa mahkümdurlar. İşte Alman erkânı harbiyesi bunu düşünerek sun'i benzin imaline fevka lâde ehemmiyet atfettiğinden (Hitler) bu işi de eline almış ve iki üç senelik gayret ve himmetle sun'i benzin ima- Jini yukarıdan beri izah ettiğimiz dere- ceye çıkarmiştır. Alman erkânı harbiyesi, bir taraftan etmek çaresini bulmakla beraber, di- ğer taraftan da bir senelik harp için Almanyada benzin depo etmeğe de lü- zum göstermiştir. Bu erkânı harbiyenin hesabına göre, Almanya bir tek cephede bir sene har bi idame edebilmek için tank, motör ve tayyarelerde bol bol benzin kullan- mak şartiyle Almanyanın iki buçuk milyon ton benzine ihtiyacı vardır. Hal buki Alman erkânı harbiyesi, Alman - ,yanın bir harp zuhurunda daima - iki .| cepheden birden harbe mecbur kalaca ği itikadındadır. Nitekim 1914 de de öyle olmuş, Almanya daha ilk günde ayni zamanda hem Rusya ile, hem de Fransa ile çarpışmak Mecburiyetinde kalmıştır. Şimdi ise Fransa ile Rusya gene itti- |fak etmişlerdir, Avrupada gene bir harp zuhurunda Almanya tıpkı 1914 tır. İşte bunu bilen Alman erkânı har biyesi bir sene için 5 milyon ton ben ihtiyaç olduğunu hesap etmiş ve hükümeti de bu hesabı muvafık bulduğundan, bugün Almanyanın pek muhtelif mıntakalarında ve daima giz li tutulan noktalarda, yer altlarındâ süreti mahsusada yaptırılan depolarda 5 milyon ton benzin idhar Gtmiştir ki bu (benzin) e alelâde ihtiyaç için kat'- iyyen el sürülmemektedir, Almanların hem böyle milyonlarla ton benzin depo etmeleri, hem de da- hilde benzin imalini, hariçten tamami- le müstağni olacak derecelere çıkarma ları, bu milletin bir harp için çok bü- ik faaliyetle çalışmakta olduğuna de- Jület eder. İşte Fransızları, Almanların bilhas - sa bu hazırlıkları çök düşündürmekte, çok endişeye düşürmektedir. Memleketimzide de maden kömürü pek boldur, Keza memleketin her ye- rinde (liynit) madenleri de pek meb- züldür. Şu halde bizde de bir an evvel sun'i benzin imaline teşebbüs edilirse elde edeceğimiz menafi hudutsuz ola caktır. **kk —e sameama a | 15,000 Çifti bir nikâh tıraların Hatıraları merakla dinlenecek veya okunacak kimselerin en başında ge - lenler, nikâh memurlarıdır. Bunların bele mevkilerinde eskiyenleri fevkalâ- de alâka verici hâdiseler anlatırlar, başlarından garip aşk maceraları, aca- yip nikâh vesileleri geçer, 25 sene - denberi Paris belediyesi nikâh me - murluğu yapan Pierre Diımon tekaüt olduktan sonra, gazetecilere başından geçen tuhaf maceraları anlatmış, vej hakiki olduğu kadar, meraklı olan bu maceralar, Fransada merak ve alâka ile okunmuştur. Pierre Dimon diyor ki: — Memuriyetimin ilk devrelerinde kıydığım nikâhları maalesef kaydede- medim, İlk üç sene zarfında kaç kişiyi başgöz ettiğimi bilmiyorum. Fakat on- dan sonra, bütün kıydığım nikâhları defterime de kaydettiğim için 22 sene zarfında — 15,000 çifti evlendirdiğimi anladım. Bir çok defalar, genç ve güzel kızla- rın, yaşlı erkeklerle evlenmelerine mâ- ) tedim, sözlerimi kimseye dinletemedim, üstelik ih Aşıklar beni belediye reisliğine şi et etti ler, oradan iki kere ihtar aldım. Bu ih- tarlarda: «Sizin vazifeniz sağa sola nasihat böyle benzin ihtiyacını dahilden temin | . de olduğu gibi iki ateş arasında kalacak | ; vermek değildir, siz ancak gelenlerin nikâhlarımı kıymakla mükellefsinizle diyorlardı. Ben bu ihtarlara rağmen insanf va - zifemi hiç bir zaman ihmal etmedim. Onun için bir defasında Marsilyalı büyük bir bankerin güzel ve genç kı - zile evlenmek üzere müracaat eden Albert isminde birisinden şüphelen - dim. Bu herif kızın ne içtimal mevkii, ne de yaşı ve başı ile mütenasip değil- di, kız da adama karşı çok alâkasızdı. O günlerde bir akşam — sine - maya gitmiştim. Sinemada bir film gördüm. Bu filmde bir kız ipnotize e- dilerek uyutuluyor ve kendisine her vaptırılıyordu; acaba bu lmuş, vesarzusu hilâfına evlendirilmeğe kalkışılmış olmasın? diye düşündüm. Tam nikâhları kıyı - lacağı gün karşımda erkek ve kadın 0- tururlarken bir tecrübe yapmak iste - dim, kıza: — Kulağım iyi işitmiyor, biraz yanı- ma yaklaşınız!. dedim. Kız hiç bir şey işitmemiş gibi yerinden kıpırdamadı. O sırada elinden tuttum, yanıma doğ- ru çektim, © birdenbire uykuda yüzü- ne su serpilen bir insan gibi, tevahhuş ederek uyandı ve ağlamağa başladı. Biraz sonra da bayıldı. Derhal adli tabibi çağırdım, yapılan tetkik ve müşahede neticesinde kızın ipnotize edilmiş olduğu teeyyüt etti. Albert hakkında derhal takibata baş. landı, ve bu adamın bu işi kızın tta - homasına konmak, zengin babasınin lerine sahip olmak için yaptığı anla- şildi. Kız uyandığı zaman: «Alberti ancak bir kere gördüğünü, kendisile evlenmek mevzuu bahsolma- Denizyolları Gemilerinde üçüncü Mevkilerin hali Sâamsundan Ege vapurile üçüncü mevkide İstanbula gelen okuyudu- larımızdan M. Talat Acun imzasile aldığımız mektupta üçüncü mevki hakkında şikâyet edilmektedir. Oku yucumuz diyor ki: «— Üçüncü mevki denilen mahal- lerde, yük ambarlarında oturup din- lenecek, yatıp uyuyacak ne bir ku- ru tahta kanape veya herhangi bir Seyfa 1 evlendiren memuru ı anlatıyor İpnotize edilerek nikâh dairesine götürülenlgenç kız ve düşmanını öldürmek için evlenen adam BN Pierre Diman dığını, böyle bir şeyi aklından bile ge- çirmediğini» söyledi. Ve mestle de böylece meydana çı « kınca Albert hapishaneyi boyladı * Bir defa da mühim ve esra! einayetin önüne geçtim, al veldi, bir gün daireye yaşlı bir erk yaşlıca bir kadın geldiler, e vesalk tamamile yolunda idi, £ kok çok fazla sa kâhının bir an evvel kıy yordu, onun bu hali nazaı celbett i zamanda mütemü kapı nde duran - bir sık sık bakıyordu. Bunlarımn vesaikini bir kere & muayene ettim, kâğıtlardan bir t nin son tarafından yarım sant! kadar bir kısmının kesilmiş ol gördüm. Erkekten bunun sebebini sor- dum, o cevap veremedi, ben de; — Nikâhmızı yarına bıra evrakı bir kere daha tetkik edeyin dim. Ben bu kararı verir vermez, ka « pının önündeki genç birdenbire orta « dan sıvışiverdi. Vaziyeti derhal polise haber verdim, genci yakalattırdım ve ifadesini aldıra dım. Ve şu hakikat ile karşılaştım: Evrak sahte imiş, kadına niki yacağım erkeğin evrakı Toulonda ba; ka bir şahsa aitmiş, o şahıs ta bir bira- hane sahibini öldürmeğe karat mişmiş. İşliyeceği - cinayet mı çıkmasın diye bir çare düşünmi ©e olarak bir kadın ve kendi y ikame edecek bir erkek bulmuş, arada irtibat vazifesini görecek bir de deli « kanlı temin etmiş. O Toulonda bira « haneciyi öldüreceği esnada burada da nikâhı aktedilecek ve tabli o da — Benim cinayetten haberim vak'a olduğu zaman ben evleniyo! dum diyecekmiş, bir sene ev - a gence nu * Aradan altı ay geçtikten sonra Ö « lümden sayemde kurtulan birahaneci bana geldi, çok sevimli bir kızla ni « kâhlarını kıydım, diğerleri de hapis « hanede oldukları için rahat rahat yu e valarına çekilip gittiler. Zi .ıA')Ğ .!'3»)/ d ON istirahat vasıtası, ve ne de soğuktan masun bulunmak için hiç bir muha- fazalı yer yoktur. İstanbula meşak- kat içinde geldim. Bundan sonra bu hatta yolcu sıfatiyle bulunursam ce« ketimi satarak hiç olmazsa ikinci ka mara bileti alacağım. Çünkü birinel ve ikinci kamaralarda istirahat te. min edilmiştir. Fakat üçüncü mevki denilen güverte ve ambarlar koyun, keçi, sığır ve emsali gibi ha barınmasına müsait bir şekilde pılmıştır. Alâkadar makamların bu mühim mnokta üzerinde dikkat nazarlarını çe kerim.»