19 Mart 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1

19 Mart 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MART 1937 ann% A TeA Negp YA CU MA İıtınbul An hudeJ e | 19 TELEFOĞ 9, 24310 İDEALİZMİN EN BAŞMUHARRİRİ: AHMET EMİN YALMAN Büyük önder samimi bir hasbıhalde bunu anlattılar 'Ankara, 18: biz Suriyeli Jandarmalar Soyguna Başladılar Bayır, Bucak Türkleri Dipçik Altında Adana, 18 (TAN muhabirinden) — Müstakil Hataydaki müfsitler fa. Yetlerini Bayır, Bucak ve Hazne hiyeleri üÜzerinde teksif ettiler. chu' nahiyesinden Çukurca kö. Yüne giden üç Arap jandarma ve iki :xl'lye memuru, köylüyü toplryarak, Yün Suriyede kalması için imza Oplamak istemişler ve bunun için 'e'"zılerın affedileceğini söyliyerek Ylüyü kandırmak istemişlerdir. - Fakat köylüler bu garip teklife kar Bülmekle mukabele etmişler, Ha- Ydan başka bir idare altında yaşa- aAlarma imkân ve ihtimal olmadığı- da kati bir lisanla söylemişlerdir. Unun üzerine jandarmalar köylüden senelik vergi birden o anda tah. Bil etmek gibi zalimane bir harekete ııl!Wı'muşlaı' ve buna muhalefet e. eri de iplerle biribirlerine bağla- Yarak dipçik darbelerile Lâzkiyeye İdndermışlerdır Sapka temayülüne karşı menfi Propaganda ŞIM. 18 (Hususi) — Turkmen A- mıntakasındaki Türkten gayri urlar da şapka giymeğe temayül termişlerse de mahalli hükümet h*hu önlemek için her türlü tazyika h'! Vurmaya ve türlü türlü menfi pro D"Glu'u:lalaı' yapmıya başlamıştır. Yi- bu mıntakada mahalli hükümet Adamlarımdan bazı kimselerin Türk- k aleyhinde propaganda yapmakla Madıkları, din, renk ve ırk bakı- dan aralarında ayrılık olduğunu 'Öyhverek birleşmek gayesile çırpı - han Türkten gayri unsurları biribir- lerine düşman yapmak yolunu tuttuk ları gelen haberlerden anlaşılıyor Suriyeli jandarmalar soygun yapıyorlar Halep, 18 (Hususi) — Suriye jan- :."mu.la.n Trablus civarında Hacıde- köyüne giderek şapka giymiş olan hlr kmen aşiretinin şapkalarını yırt- Tak istemişlerse de jandarmalar, hal kin içind gelen bu ar yene- işler ve şapkalarmı yırtmağa mu ffak olamamışlardır. Buna muka- İandarmalar, halkm koyunlarını (Arkası Sa, 10 Sü 2 de) “Sacdetin sırrı kendisi için değil, ken- disinden sonra gelecekler için çalış- maktır. İnsanlık bir vücuttur, milletler bunun uzuvlarıdır. Bir pa'rmuğın ucunun ağrıması bütün vücuda istırap verir.., (BAŞMUHARRİRİMİZDEN TELEFONLA ) omanyalı misafirler için hariciye konağında verilen suare den otele dönmüştük. Neşet Halil Atayla beraberdik, Ta olan şey yukarı odalarımıza çkımaktı. akat bir kuvvet bizi' aşağı kattaki pavyona çekti, Oraya girince her masayı dolu bulduk. İki Romanyalı gazeteci hin oturduğu masaya biz de oturduk. Fakat, Herkes, tabit halini muhafaza ettiği halde, ortalıkta sev 8i ve hürmet dolu, elektrikli bir hava vardı. Dikkatle etrafa ba ık, Bir masanın bir tarafında Atatürk oturuyordu. * Kıymetli misafirimiz Bayan An- tonesko ve Bay Şükrü Saracoğlu yanlarında, Romanyanın çok değerli Hariciye Nazırı da karşılarında bu- lunuyordu. Bizi paviyona çeken kuvvete karşı minnet duydum. Bu sayede - hayat ve insanlık idealleri hakkında bir in- san ağzından işittiğim en güzel söz- leri dinlemiye vesile buldum, Bir ga- zeteci sıfatile de canlı alâkalarla do- lu kiymetli saatler geçirdim. Masamızdaki iki Romanyalı arka- daş, vecit içinde bulunuyorlardı. A- ğızlarından hayrânlık ifade eden ke- limeler döküyorlardı. Asrım en yaratıcı dehasını, birden bire halk ortasında, halktan biri sı - fatile karşılarında bulmuşlardı. İnti- balarından en küçük bir zerreyi kay betmemek için bütün varlıklarile dik kat kesilmişlerdir, Şef konuşuyor B u samimi Mühit içinde, Ata - türk, hasbıhal halinde konuş- mıya başladı. Misafirlerini ag,ırladık tan sonra gelen Doktor Bay Tevfik Rüştü Aras, kısım kısım tercüme e- diyordu. Kısmen de Atatürk doğru- dan doğruya Fransızca söylüyordu. Evvelâ, hayran hayran dinledim. Büyük Önderin ağzından çıkan söz- ler, doğrudan doğruya ruhlara akı - yor, insana en yüksek mânada idea- lizmin canlanmış sesi tesirini yapı - yordu. İlk hamlede gazeteci sıfatile hare- kete geçmedim. Hususi bir masada, yabancı misafirlerle samimi bir has- bihal halinde söylenen sözleri, na - sılsa, dinliyen bir gazetecinin bun- ları yazmıya hakkı yoktur diye dü- şündüm. Dünyanın duyması lâzım gelen güzel sözler akat bu sözler, o kadar insi. F camlı bir hayat ve insanlık dersi şeklini aldı ki, istifadesinin yal nız etraftaki birkaç arkadaşa ihnhi - sar etmesi çok yazık olacaktı. Hiç- bir kelime kaçırmamıya çalışarak not tutmıya başladım. Bunların istifade- sini mahdut bir dairede bırakmak, hodbinlik olacaktı. Bu güzel sözleri, vatandaşlara ve dünyaya duyurmayı en tabii bir vazife bildim, Yeni ufuklar tatürkün, yalnız memlekette A değil, bütün dünyada derin akisler uyandıracak ve insanlara ye- ni ufuklar ve yeni ideal ışıkları gös- tef€cek büyük sözleri şunlardır: “—. Milletler gam ve keder bil- memelidir. Şeflerin vazifesi, ha - yatı neşe ve Şevkle karşılamak hu- I Arkası Sa 10 Sü 5 de J Kupon TA Bü kuponları toplayınız 10 kupo- na karşı Yeni Çocuk Ansiklope- disini 7 1// kuruşa alabilirsiniz. YENİ ÇOCUK Ansiklopedisi YÜKSEK MAÂNALARI UTT oe ma e 9 a â Bütün dünyaya samimi bir hitapta bulunan Büyük Şefimir ATATÜRK l—l—li lfjğ!LlZ GAZETESİNE İtalya Trablusta 900 Bin Kişi Öldürmüş ! Londralı SGazete, İslâm Hâmiliği Nerede Kaldı? diyor Londrada çıkan Deyli Telegraf gazetesi (İslâmın yeni hâmisi) serlevhası ile yazdığı bir başma kalede Sinyor Mussolininin Lib yada Kayser Vilhelm tarafından eski propaganda seyahatinde ol duğu gibi (İslâm hâmisi) diye selâmlandığını anlattıktan sonra şu sözleri söylüyor: “İslâm dinine mensup birçok te- baası olan bir devleti istiklâlinden mahrum eden ve Adisababada vuku- bulan bomba hâdisesinden sonra hı- ristiyanı da, Müslümanı da katliama bi lan İslâm devletlerinin meşru istek- lerine karşı teveccüh ve alâka gös- termesi, ve doğrudan doğruya müda- hale imkânı bulamadığı yerlerde dü- rüst, hattâ dürüsten daha ileri bir si- yaset takip ettiğini söylemesi — çok tuhaftır. Mevzuubahis olan memle - ektler, Filistin, Suriye, Cezayir, Fas, Tunus ve İraktır. Neşrolunan bir be- yannamede bütün bu memleketlerin zalimane baskınlara uğradıkları söy- leniyor, bu suretle de İtalya Yakm Şarkı okşuyor ve rakip saydığı garp (Arkası Sa, 10 Sü 2 de) HABEŞTEN İTALYAYA ALTIN Paris, 18(TAN) — Habeşistan dan İtalyaya altın ve plâtin sevki yatına başlanmak üzere olduğu haber veriliyor. İtalyanlar Habe şistandaki altın ve plâtin madenle rinde hararetle çalışıyoralar. uğratan garpli devletin, müstakil o-. ALMANYA-ITALYA Bir İngiliz gazetesine göre Balkanları paylaşmak siyasetinde anlaşmışlar Italya, Cermen genişleme isteğine boyun eğmiş! Pariste çıkan Le Tepms gazetesinin siyasi mu ı harrirlerinden Jacaues Bardoux İngilzce (The | Economsite) gazetesinde çıkmış mühim bir maka | leyi esas alarak Almanların Italyanların Balkanla l rı paylaşmak hususunda anlaştıkllarını ifşa eden çok dikkate şayan bir yazı neşretti. Muharrir o yazısında; son siyasi hâdiseleri, Ge neral Göringin Roma, Varşova seyahatlerini ve Almanların Garp cephesinde allâcele vücude getir dikleri müdafaa tertibatı arasındaki münasebetleri izah ediyor. İngilzce gazetede çıkan ifşaata da is tinat ederek Bismark zamanındaki haris emelleri nin pıhayet İtalyanlar tarafından diğini isbat eden dedille ri sıtalıyor. Muharririn her satırı ehemmiyetle tetkike, değer makalesinin hulâsası: General Göringin iki ay evvelki Roma seyahati ve İtalyan diktatörü Mussolini ile görüştükleri düne ka- dar tamamile meydana vurulmamış- tı. O mülâkat esnasında İtalyanın mukadderatmı elinde tutan insanla Hitlerin iki siyasi pazarlıklarda eh- liyetine inandığı Göring arasımda yal- nız İspanya meselesinin görüşülme - dığ'ı neşrolunan tebliğden de belli i- k Berlin ve Romanm kısa tebliğinde şöyle yazılmıştı: “İki devletin samimi teatii efkârı yalnız Ispanyol hâdiselerine inhisar etmemiştir. Göring ve Mussolini bü- tün Avrupa meseleleri üzerinde ko- nuşmuşlardır,.,, ( Arkası Sa 10 Sü 3 te ) - İki Dost Devlet Adamı I Başvekilimiz ve B. Antonesko B. Antoneskonun Ankara Ziyareti Geniş Bir Alâka Uyandırdı Bükreş Gazeteleri, Atatürk Türkiye- sinin Şark Avrupasındaki Hâkim Ro- lünü Tebarüz Ettiriyorlar Ankara, 18 (Telefonla) — Romanyalı misafirlerimizin ziyareti çok samimi bir hava içinde inkişaf etmektedir. Dostluk hislerinin dplomasi lisanle ifade tarzını dün ajans bildirdi. Fakat kalbin lisa nı daha büyük bir kuvvetle konuşmaktadır. Romanyalı meslektaş lardan biri, evvelki akşam ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıkm ca anlattı: B. Antonesko istasyonunda alkışlar arasında.. “— 6 sene evvel Ankarayı gör- müştüm. 6 sene içindeki değişikli- ğin karşısında o kadar coştum ki, duygularımı taze taze anlatmak İ- çin Bükreş telefonunu açtım. —Üğ çeyrek saat mütemadiyen Ankara hakkımda içimi döktüm.,, Romen ajansı müdürü Ankaraya ilk defa olarak geliyor. Basın Genel Direktörlüğünün verdiği akğam ye. meğinde Vedat Nedim Törün, güzel ve samimi nutkuna verdiği cevapta dedi ki; “— Siz burada çorak tabiati mağ- lüp ettiniz. Bununla da kalmadmız, bütün bir muhitin karakterini değiş- tirdiniz. Eski zanlar ve intizarlar ö lâfma olarak bu muhitte dinamik, kuvvetli bir varlık kurdunuz.,, ş Romanya kralı Karol ve Romen sahilind. rulacak köprünün inşası # AAA AA A .K > $ siyasi lel kâin Turni Severin kasabasında nisan ayı bıışlarmda bır toplanlı yapacaklardır Fakat bu betl. 3 Devlet Reisi arasında bir toplantı Belgrat, 18 (TAN) — Yugoslavya Kral naıbı Prens Pol, Çekoslovakya Cümhurreisi Be - neş, Yugoslavya ile Romanya aranında Tuna üzerinde ku- ; ; in de görüşüleceği haber verılıyor. s & M. Benes bu toplartıdan sonra Belgrada gidecektir. K AAA AAA AAA A AAA Hariciyenin ziyafetinde Akşam Hariciye konağmda verilen suvare, çok güzel oldu. Konağım koca salonları ve kış bahçesi büyük bir Okyanus vapurunu hatırlatıyor. Bil. hassa Bremen vapuruna çok benzi « yor. İnsan, uzaktan uzağa makinâ gürültüsü gelmemesine, biraz olsun salmtı olmamasına âdeta hayret e- diyor. Bütün davetlilerde pek çok eğ'en- mek hissi var. Salonlarda gezip dolas şiyorlar. Bilhassa günün bütün meş« hurlarınm imzalı resimlerile dolu sa« lon, pek çoklarmı cezbediyor. Diplo« matlar, hem ziyaret, hem ticaret kal- desince köşelere çekilmiş, konusu - yorlar, Sık sık ta konuşma arkadaş- larını deği! ar. (Arkası Sa 10 Sütün 1 de)J

Bu sayıdan diğer sayfalar: