Hergün Akdeniz sahillerindeki Cevelân Yazan: Muhittin Birgen özlerinde seyahat gözlüğü, di- linde toz çeşnisi, dişlerinin ara- sında kum giğırtısı, İtalyan faşizminin şefi, Bingaziden Trablusa bir — sefer yaptı. Sağ tarafında her nedense bizim AÂk de z lâciverd deniz, sol tarâ- fında ik çöllerin kum de vahadan ötekine, yeni & üzerinden süra'tle geçip €u nereye gidiyor? İtaly bhayatında on beş senedenberi yü giden, hiç tirahat zamanından fazla durmay şeni bir istikamete doğru iler * bu siyaset seyyahı, bu gdefa yü - gi hedefe çevirmi herkes inda Duüçenin bir emi yet matbu: e yalizm nümayişi, Akdeniz üzerinde İ- talyan hâkimiyet iddialarının teyidi için yapılmış yeni ve tantanalı bir te- zahür diye tavsif edilen bu hareketin, hakikaten siyast olan bir tarafı var mıdır, yoksa alelâde bir medeniyet e- serinin açılış merasiminden mi iba- Tettir? * Lâtinlerin Mare Nostrum, « Bizim denidimiz> dedikleri Akdenizde İtab yanın iddiaları olduğu — şüphesizdir. Çizmesinin koncuna kadar Akdenizin içine girmiş bir milletin bu deniz Üze- rinde iddiaları olması kadar tabil şey de yoktur. İtalyaya herşey le girer, her İtalyadan yine deniz- le çıkıp gider. İtalya yaşamak için bu denize muhtaçtır. Bütün bunlar şüphe siz ve, coğrafyanın yaradılışıma - göre, tabifdir. Fakat, bunun, ayni zamanda İtalyaya Akdeniz üzerinde tam ve kat *1 bir hâkimiyet hakkı ve! ğini kabul etmek te imkânsızdır. Mil daki münasebetler bugün o dereceye gelmiştir ki denizlerin serbestis! pren sipinin kıymeti her vakıtten ziyade art mış bulunuyor. Her deniz her milletin olmuş, her millet için her denizde ser- bestçe dolaşmak bir hak şeklini almış- tır. İngiltere için bir şah damar, Fran- sa için bir müstemleke köprüsü, İtal- ya için bir hayat havuzu olan Akde- niz, Yunanistan için, Türkiye için, hat- tâ Yugoslavya iÇin daha başka bir şey değildir. Hattâ Amerika memleketle- rinin, hattâ Hindin, Çinin, Japonyanın Akdenizdeki hisseleri küçük değildir. İlk Lâtinler, Akdenizden bir Mare Nos trum yapıncaya kadar hayli uğraştılar, harp gemileri yaptılar, yeni muharebe usulleri icat ettilen gâh galip, gâh mağ lüp, senelerce döğüştüler. Bu döğüşme onlara bu deniz üzerinde baştan başa bir tasarruf hakkı verdi. Onlar bu de- nize uzün müddet sahip oldular amma, sonra başka ihtiyaçların lazyikı altın- da, başka dünya hareketlerinin sevki ile başka milletler çıktılar ve bu deni- zi bir milletin havuzu olmaktan çıka- rarak dünyonın umum!? ndan bi- ri haline getirdiler. Bugünkü düryanın milletleri sulhü, ancak Akdenizin serbestisi pren sibine istinat edebilir. Herhangi bir de- niz milleti, kuvveti ne olursa olsun, bu deniz üzerinde sahiplik iddla edecek ©- lursa döner dolaşır, iş, bu iddia aley- hine diğer milletlerin ayaktanması ne- ticesini verir. Bu deniz mut!laka serbest olmalıdır. İsterse büsbütün silâhsız ol- sun, isterse muhtelif silâh'lar arasında- ki müvazenenin ifadesi bulunsun, her kesin bu denizden rahatça istifade et- mesinden ibaret olan bu serbestlik mut laka temin edilmek lâzımdır. * Duçe bu hakikatleri bilmez bir in- san değildir; onun kuvvetli zekâsı, di- namik bir hayat anlayışı, ona mahsus bir yumuşaklık. ve her dikenli mesele üzerinden, üstünü başını yırtmaksızın kayıp gitme kabiliyeti, Akdenizden bir Mare Nostrum yapmayı istemesine mâ nidir. Eğer bugün Bingaziden Trablusa kadar Akdeniz kenarında tantanalı bir cevelân yapan Bay Musolini, eğer hakı katen Pantelleria adasını da — tahkim ediyorsa bunu, Akdenize hâxım olmak maksadile değil, belki de Akdenizde İtalyanın da hakkı bulunduğunu gös- termek fikriyle yapıyor demektir. Trab lusta evvelki gün irat ettiği nutukta, ier arasın | Resimli Makale: Bazı kimseler hayatta sadece iyl giyinmeye ehemmiyet verirler, bun- lar elbiseci mağazalarının cammekân- larma konulan-mankene benzerler, Bilmeyen ve tanımayan üzerinde iyi tesir yaparlar. ÖZ Kadınlar elbiselerine Kendi resimlerini Yaptırıyorlar 7 Moda Paristen İ çıkar zannedilir- di. Halbuki şimdi !Lnııdnıdın çıkı- İyor. Geçenlerde İsokakta emprime elbisesinde — yer yer kendi tesmi bulunan — bir ba- yan görünmüş ve bu moda sür'atle | yayılarak Londra- yı istilâ etmiştir. Şimdi bayanların en- tarilerindeki desende çiçek yerine ken- di resimleri bulunuyormuş. Konuşan saatlar Moskovanın herhangi bir - telefo nundan 9. 1-98-48 ve yahut 9. 1-98-19 İnumaralarına telefon edecek — olursa- 'nız, dakikası dakikasına saatin kaç ol- duğunu size bildiren kalın bir erkek sesi duyacaksınız!. Saatin kaç oldu- İğunu bildirdikten sonra telefon derhal kendiliğinden kapanmaktadır. Saatler sanın sesi değildir. Bu saatler şöyle iş- lemektedir: Moskovadaki mubabere ilmini tet- kik ensti , herkesin gayet pratik ve otomatik bir şekilde saatini âyar ede- bilmesi çarelerini “araştırmış. Nihayet şöyle bir cihaz icat etmiş: Bir gramo- fon plâkı üzerine dakikası dakikasına DA saat ve küsuratını bildiren bir insan sesi tesbit etmiştir. Bu plâk, devrini 24 satte ikmal eden ve âyarlı bir surette dönmekte olan bir üstüvane üzerine |tesbit edilmiştir. Bu mekanizmanin i- çine gayet hassas bir fotograf — cihazı yerleştirilmiş bulunmaktadır. İşte gra- mofon plâğı üzerindeki insan sesi üs- tövanenin devrine müvazi bir surette İhareket eden bir fotograf Aleti vasıta- arasındaki münasebetler 0 'şile'elde edilmektedir. Şimdi bu tesisa> kadar girift bir baldedir ki istikbalin | tin tecrübeleri yapılmaktadır. Bugün için saat sormak ve âyar et- mek yukarıda yazdığımız iki merkez- den kabildir. Sesli aaatler şimdilik mu habere ilmini tetkik enstitüsünün bi- nasında bulunmaktadırlar. Her tarafa tamimi için_ıçı)biıleı alınmaktadır. (l buatının kendisine isnat et- tiği fikirleri şiddetle reddetmiş olan Duçenin, sulh iehinde sövlediği sözle- rin samimi olduğuna inanmamız lâzım dır: Dünya sulha mühtaçtır; bu su!hün Akdeniz bakımından ifadesi de, bu de- nizin herkese ait olduğunun, hiç değil- 8e küvvet müvazeneleri vasıtasile, te- yidinden başka birşey olamaz. Muhbittin Birgen ——7 otomatiktir. Duyulan ses canlı bir in-| SON POSTA İnsan ağız açmıyan, hareket yap - mıyan bir manken değildir. Tek bir adım attı mı, bir söz söyledi mi ca - mekândan çıkar, kaldırıma, halk a- rasına iner ve o zaman hakiki mahi yeti meydana çıkar. ARAS İTHER GUN BİR FIKRA | Ne için olacak... Yeni bir eve taşınan hbir dostu Mahmut Yesariye yeni evinden bahsetmişti. — Ön taraf sokağa bakıyor. Ar - ka tamamile bahçe. Hava dersen bol. Mahmut dostunu ziyarete gitti. Bahçeye bakan odada oturdular. Bahçe gayet ufaktı ve geride de ko- caman bir duvar vardı. Mahmut dostuna pencereyi gösterdi: — Sen bu pencereyi sık sık aç * malısın! dedi. — Niçin? — Niçin olacak, bahçeye hava gitmesi için! Üöaneğün Amerikada Köpeklere kaloriferli Evler yapıyorlar Amerikalılar köpeği çok severler. Meselâ Birleşik Amerika hükümetleri dahilinde köpekler için hastane ve mu- İayenehanelerden başka lokantalar bile vardır. Bir fabrika şimdi köpeklere içlerine de kalörifer tesisatı olan kulübeler de imal etmeğe başlamıştır. Bu kulubele- rin hemen hepsi satılmıştır. Kışın ılık bir hava içinde uyuyacak olan köpekler, yazın da soğutucu ci- hazlar vasıtasile, dillerini uzatmadan ve solumadan yaşayabileceklerdir. Zi ra Amerikalı misler, köpeklerin luklarına hiç dayanamazlarmış. Bir yemin yüzünden geciken bir dava Pariste onbirinci ceza mahkemesi huzuruna bir şahit gelmiş, mahkeme reisi Bay Kahn kendisine malüm olan |tekilde sormuş: zt Şahitsiniz, hiç bir tesir altında kalmadan, kimseden korkmadan, nız ve yalnız doğruyu söyliyeceğinize yemin eder misiniz, sağ elinizi kaldı - rınız. Şahit sağ elini kaldırmış fakat Ko- münist olduğu için yumruğunu sık - mMış. Reis kendisine ihtar etmiş, komü - nist selâmı değil, yemin etmesi lâzım- geldiğini söylemiş, tekrar elini kaldır dediği zaman, adamcağız yine yum - ruğunu kaldırmış, reis tekrar söylemiş fakat mumaileyh gene ısrar ederek yumruğunu kaldırmış, Nihayet: 80 — Ben komü ist selâmı üzerine ye *i İyi giyinmek elzemdir, insanın süfli yaratılışta olmadığını gösterir. Fakat asıl lâzım olan şey kuvvetli seciye, derin bilgi, temiz huydur, — mazruf zarfa uygun olmalıdır. | İngilterede taç Giyme merasimi Kaça çıkacak Kral Jorj İngiltere maliyesi Kral Jorj ile Kra- liçe Elizabet'in taç giyme merasimleri- nin 524,000 İngiliz lirasına mal olaca- ğanı ilân etmiştir. Bu meblâğ şimdiye kadar taç giyme merasiminde sarfedi- len para yekünlarının en yükseğidir. Masrafın yalnız 70,000 - lirası ala- yın geçeceği caddelerde devletin sahip olduğu yerlerin satılmasile temin edi- lecektir. Dördüncü — Jorj için 1821 — de |238,238, dördüncü Guillaume için 1831 de 12,298, Viktorya için69,421, yedinci Edvard için 1902 de 193.000 ve beşinci Jorj için 1911 de 185,000 İngiliz lirası sarfedilmiştir, İngilterenin en boşboğaz hâkimi İngilterenin en boşboğaz hâkimi 80 yaşında olduğu halde tekaüde sev- kedilniştir. Bu adam hakkıüda anlatı- lan meşhur fıkralar meyanında şunlar da vardır: Hâkim bir gün bir sütçünün dava- sını rüyet ediyormuş: «Ben demiş, simdiye kadar anne sütünden başka süt içmedim. Mahlüt su içerek süt içti- ğimi zannedeceğime saf su içerim.» Gene bir gün bir alacaklıya şu söz leri söylemiş: «Borcu ödemek lâzımdır, fakat bu adam ölmeseydi sana borcunu ödemesi için evvelâ karnımı doyurması lâzım- dır.» min edebilirim demiş. Reis bakmış ki başka türlü yemin ettiremiyor, onu Leninin başı üzerine yemin ettirmiş, amma hırsından da davaya devam edememiş. I Te YAT : l İSTER İNAN İSTER İNANMA! «Adaları Güzelleştirme Cemiyeti» bu yıl adalara daha fazla rağbet temin etmek için bir program yapmış, progra. mainın en başına da Büyükada plâjının ıslahını, Büyükada gazinosunun ikmalini, flatlarının indirilmesini ve Büyük- adanın maden semtinde bir deniz hamamı yaptırılması- Röre de adini di ni koymuüş, bu mal nin südece Büyükada ile uğraştığına, ümatı vecen fıkranın içinde özeki ada- böyle olduğuna irmesi icap ettiğine inanıyoruz. fa- kat ey okuyucu sen: İSTER İNAN İSTER İNANMA! Sözün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı eeaesaneemeneTAnAaEiŞ İngiltere silâh için 180,000,000 lira Daha tahsis ediyor ! (Baş tarafı 1 inci sayfada) re bu paranın da silâhlanma işlerinde kullanılması düşünülmektedir. Eeki yıllarda İngiliz maliyesi tahsilât olduğu takdirde bütçe haricin!' de ikalan parayı kısmen az kazançlı hal kın vergisini geri vermeye, kısmen de az maaşli memlurları terfih etmeye haf Tetmeyi âdet edinmişti. 3 vaziyetin nezaketi do layısile e sebat edemiyecektir. Bununla beraber sifâhlanma faaliyet? mühtelif Halk tabakalarına yeni iş u- fukları açtığı için halk gena memnun dur. Londra, 18 — İngilterenin 1937 « 1938 yılı için kabul ettiği deniz bütçer si 105 milyon İngiliz lirasın; bulmuş tur. Bu mikdar İngilterenin 1932 yılına da deniz, kara ve hava için sarfettiği paranın yekünundan da fazladır. Bu yılın tnşaat programında 80 tanG yeni harp gemisi vardır. Geçen yıl tez- güha konulmuş olanlar da buna ilâve edildiği takdirde yıl sonunda İngilte- renin yapılma halinde tamam 148 harp gemisi bulunacaktır. Bu yılın en mühim inşaatı şunlardır! 3 zırhlı 35 şer bin tonluk, 2 tayyara gemisi 23 er bin tonluk, 5 kruvazör 5300 er tonluk, 16 distroyer, 7 deniz altı. «Vaşington mukavelesini feshettiğik den dolayı Japonyayı muaheze etmek doğru olamaz. Eğer buna Japonya teş şebbüs etmemiş olsaydı, Fransa ve İ« talya teşebbüs edeceklerdi ve hattâ İn- | igütere de 1930 mukavelsini yenilemi * | yecekti. Her iki muahedenin de kusuru ideniz silâhlarını asıl olan kalite değil, adet itibaniyle tahdit etmiş olmasındar dır. 16 pusluk toplara dönülürse, teki nik sebepler dolayısiyle 35 bin tonilâ” toluk hacimleri de geçmek zarureti bi St olacaktır ki; bu takdirde de deniği silâhları artık önüne geçilmez bir yü! tüyüş alacaktır.» Bu resim Kimindir ? .Sön “Posta okuyucuları arasında bir eğlence tertip etti: Hergün şehrin bir semtinde kalabae lık bir halk kitlesini gösteren bir f0* toğraf çektiriyoruz, Bu fotoğrafı dör * düncü noter B. Galip Gingöle gösler” mekte, içinden tek bir simayı ayır * maktayız. ' Dikkat ediniz: Bu seçilen sima belki sizi, belki bir dostunuzu, belkı uzaktâfi yakından bir tanıdığınızı gösteriyof: Mesele basit: Seçilen resmin sahib: idât remize müracaat ettiği zaman kendi! ne üç liralık bir hediye takdim edilf? cektir. Yukarıda gördüğünüz fotoğl Köprüde çekilmiştir. Çehresi çizi dahiline alınmış olan ve bunun büyüt tülmüş şekli ayrıca yuvarlak içinde gösterilen bayan matbaanııza müraci” at ederse hediyesi derhal takdim ed” lecektir. Bundan evvel neşrettiğimiz fotoğral larda kendilerini tanıyan okuyuculâ rımiz mMatbaamıza müracaat edert? hediyelerini almağa başlamışlardır. müracaat eden zat evvelki günkü N' hamızda fotoğrafı çıkan Eyüpıu!ll““ Kurukavak caddesinde 51 numar*' mukim Bay İbrahim Öbeniktir. Nezihe Muhttin 6 gün hapse Mahküm oldu (Baştarafı 1 inci sayfada) Kendisi, Şişli tramvayında, yı süren vatman Alinin, boyuna ü fhna bakındığını görmüş, 'l"h: a meşgul olmasını, etrafına “w bir kazaya sebep olabileceğini hatif mış, Vatman Ali, bu ihtara ki bunu «fuzuli müdahaler — saymi$ ö bunun üzerine de Nezihe Muhittir | îu yakışık almıyan bir söz söylemiş lddia bu. * Duruşma neticesinde, 6 gün '“'P: kararı verilmiş, fakat bu ceza te€ dilmiştir.