Sovyet tayyareciliği n ne oldu ? ne idi, bugü .e dün 5000 Harp tayyaresine sahip olan Ruslar bununla kalmıyarak senede 12,000 motör yapabilecek fabrikalaı Rusyada tayyarecilik son senelerde hayretlere şayan bir derecede, hattâ diğer milletler için biraz da korkula » cak mahiyette terakki etmiş ve elyevm de bu terakki yolunda hummalı bir foaliyetle çalışılmakta bulunulmuştur. Bu terakkinin başlıca salki (Stalin) ve ona bu hususta müzahir olan Rus erkânıharbiyesidir. Ruslar daha bundan beş altı sene evvel, tayyareciliğin bir memleketin müdafaasında #a edeceği fevkalâde hizmetleri takdir etmişler ve (Stalin) malâm olan beş senelik sanayi prog - ramları meyanına tayyare fabrikaları ihdası programını da ilâve eylemiştir. Fakat Ruslar bu suretle, sanayli en Müterakki olan garp milletler| derece- sinde tayyareciliği inkişaf ettirmeğe karar verdikleri vakil, memleketlerin- de tayyarecilik sanayli pek ai bi halde 'di. Ötede beride geli kaç fabrikaya sahip bulunuyorlar, kat bu fabrikaları idare -eden fen he yetlerinin de, fabrikalarda Çalışan a melenin de işe yarıyacak tayyare vü cuda getirmekten çok uzak oldukları gürülüyardu. Tayyarecilikte Rusyanın bu kadar Bgeri kalmış olması (Stalin) in na: dikkatini - celbedince, kendisine hâs - olan bi kararlarile tayyareci ti ve derhal bunun esbabına teşebbüs eyledi. Bu suretle beş sene çalıştı ve bu beş #ene zarfında Rusya, gerek — tayyare imali, gerek motör imali, gerek tayya- Teci yetiştirmek hususlarında, miktar itibarile Avrupa devletlerinin hepsinin fevkine çıkmış bulundu. Bugün Rusyanın (5000) i müteca- Viz harp tayyaresi vardır. Bunun dört- te biri, yani takriben (1250) adedi doğ Tudan doğruya Aksayı Şark ordusuna Mmerbut bulunmakta, mütebakisi — de, Yani (4000) i mütecaviz miktarı Rus « Yanın Avrupadaki hudutlarının müda- fassına tahsis edilmiş bulunmakıadır. Vüâkdl bu tayyarelerin bir kısrm, ilk senelik programın mahsulü oldu- ğu için 1926 ilâ 1932 seneleri arasında Yapılmış bulunmaktadırlar, Bu itibar- la sistemleri bir dereceye kadar eski - dir ve İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalyada yapılmış ve yapılmakla bu » olan tayyarelere nisbetle ge - Tek sür'at, gerek kuvvel harbiye iti « banlle geridedirler. Fakat Kusların Yaptıkları fevkalâde teşkilât ve bil - yetiştirdikleri çok kuvvetli fen etleninin gece gündüz mesaisi sa - Yesinde, sistemi eskimiş olan tayyare- lerden -kabili derpey ıslah edilerek en yeni tayyı Teler haline getirilmekte, kabili tadil Olmıyanlar da iptal olunarak yerler; - e sön sistem tayyareler ikame edil - Mektedir. Bu son sistem tayyareler hakkında bir fikir verebilmek için evsafımı kay- lim. Geçen 1936 senesi mebadisinde or - duda ifayi vazifeye başlamış bombar « Man tayyareleri vardır, ki bunlar iki TMotörlü olup meşhur (Hispano - Sui- Za 12 Y) markalıdır. ve kuvvetleri (P“ol beygirdir, Bu tayyarelerin sür'a. H Saatte 450 kilometredir, beraberle - Hade (800) kilo bamba taşıyabilirler, vı_"".’leri tam doldurulduğu takdirde ilâtevakkuf (2000) kilometre mesafe tedebilirler. ğ Bu tayyarelerden Ruslar geçen sene Ptidasındâ yüz tane imal edip or duya Haletmişlerdi. Tayyareler orduda da ». Çok vazife uçuşlarile tecrübe edi - f"’k büyük bir memmuniyeti mucip p Tüştu, O vakittenberi Sasların dahâ bir hayli mikâ: t y ikleri şüphesiz ise de bu bapta henüz “Tupa memleketlerinde kati malâ -| "'îg elde edilememiştir. h 'yvle garp memleketlerinden her *Bi birile boy ölçüşseek surette tay- —e —— r kurdular Sovyet tayyareleri bir geçit resminde Yere vücuda getiren san; gelince bu, cidden son de dikkat ve tak- dire şayan bir miştir. Bu sanayi evvelâ tayyare gövdesi, sa- niyen Mmötör, salişen yedek parça fab- rikalarından müteşekkildir. Fabrikalar - Amerika, — Avrupadan celbedilmiş çok muktedir mühendis. ler tarafından inşa ve techiz edilmiş ve bolşevik hükümeti de bu bapta icap &- den nakdi fedakârlıkların hiç birinden çekinmemiş olduğundan, bu müessese- ler garp memleketlerindeki muadille- rine bir çok cihetten faik bir derecede bulunmaktadırlar. Fabrikalar, gerek müuhtemel düşman hücumları, gerek mevaddı iptidaiye membaları nazarı itibara ahnarak Rus hudutları — içinde gayet makul bir taksime tâbi tutularak muhtelif merkezlerde kurulmuşlardır. Rus hükümeti bir tarafları tayyare - cilik sanayiine böyle fevkalâde inkişaf temin etmekle beraber diğer taraftan tayyareci yetiştirmek bususunda da çok ileri gitmiş ve çok muvaffak ol - muştur, Filhakika iyi tayyareci, iyi pi. lot olmadıkça dünyanın en iyi tayyı relerinden bile her hangi bir ardu için istifadeye imkân yoktur. Bunu nazarı itibara alan — (Stalin) memlekette vâsi mikyasta tayyarecilik propagandası yaptırmış, bu suretle bugün Rusyada, bilhassa kadın ve er- kek gençlik arasında büyük bir tayya. recilik hevesi, hattâ imanı (Mystigue) uyandırmağa muvaffak olmuştur, Fabrikalar, yüksek mektepler, spor teşkilâti gibi gençliğin müçtemi — bir halde bulunduğu her muhitte tayyare- cilik mektepleri ve idman yerleri tesis edilmiştir, Buralarda tayyarecilik üç kısma ayrılmakta, birinci kısımda doğ- rudan doğruya pilot yetiştirilmekte, ikinci kısımda tayyaresiz motörle uç . ma talimleri yaptırılmakta, üçüncü k- sımda da paraşüt tecrübelerile para- şütçü yetiştirilmektedir. Bu suretle Rusyada, harp halinde ordu için istenildiği miktarda tayya - Teci tedarik etmek imkânları hazırlan- mış bulunmaktadır. Hülâsa Rusya bugün tayyare fabri - kalarının miktarı ve kudreti, tay: cilerinin kesreti, mevaddı iptidalye - nin bolluğu sayesinde her hangi bir Avrupa memlekelinden çok üstün bir vaziyette bulunmaktadır, ki Ruslar bir kaç sene dahâ bu tarzda çalıştıkları takdirde tayyare noktai nazarından Avrupa için çok korkulacak bir kuvvelt halini iktisap edeceklerdir, Rus tayyareciliğinin bu şayanı hay- ret terakkisi, her cihetten takip ve ta- mika değer hayati bir mesele olduğu için diğer bir yazımızda gerek tayyare sanayli, gerek tayyarelerin miktar, kuvvet ve sistemleri, gerek pilot yetiş- tirme üsulleri hakkında esasli tafsilât vermeği münasip görüyoruz. * ** Türk kuşu filosu Ankarada Şehrimizde, İzmir ve Bursada gösteriler yapan ve halk tarafından şiddetle alkışlanan Türkkuşu filosu Ankarada parlak bir surette karşılanmıştır, Re - sim filo kumandanı Zekinin Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulcaya uçuşlar hakkında izahat verdiği i göstermektedir. |sük hükümetlerin kudretleri de küçük Tarihi Tetkikler : Müstgığğ(e davası Alman müstemlekeciliği nasıl başladı, hangi senelerde nereleri al Dört beş bin yıl önce Finikeliler, daha sonra eski Yunanlılarla Romalılar, bir | Çoök Mmüsltemlekeler kurdular, Orta çağda müstemlekecilikle şöhret kaza - | nan devletler Venedik ve Ceneviz| eumhuriyetleridir. — Fakat — bunların maksatları daha ziyade, sadece ” kendi mallarını salmak ve yeni mal almak Kibi”ticaret işlerine inhisar ettiğinden münasebette bulundukları memleket - ler için çok yıkıçı olmamıştır; yalnız Romayı bir çok noktalardan bugünkü müstemlekeci devletlerden farksız bu- luruz, Eskiden müstemlekecilik Akdeniz etrafındaki memleketlerde yapılıyor - du. Fakat gemitilik, hele vapurculuk ilerledikçe başka kıt'alara yayıldı. O zamanlarda müstemlekeciliğin se. bebi, sanayil ilerliyeri memleketlerin kendi mallarını sürecek pazar arama - ları, kendilerinde bulunmıyan kıy - metli malları başka memleketlerden ucuzca temin etmekti Orta çağda bu zaruret uzün bir te - vakkuf devresi geçirdi. Avrupada ve Akdenize sahil olan diğer memleket - lerde, büyük devletler de; r çok netler bulunüyordu. Kü- büyük memleket! rdi. Orta Ti zap « büyük n ve uzun zaman muhafa: , z Osmanlı im; Bugünkü müstemlek temlekeciliğe yöre pel temlekeler için müthi dır, Bugünün mü: ğuran sebeplerden en şüphesiz bazı Avrupa e de sanaylin pek genişlemesi, nüfusun çoğalması, sanayi için lâzım olan ip - tidaf maddelerin temininde uğranılan zorluklardır. /Fakat buna bir şey daha çok yardım etmiş, belki de ayni deve- cede ehemmiyet arzetmiştir. O da Av- rupada on beşinci asırda başbyan (protestanlık) dır. Katoliklerin yap - tıkları müthiş işkencelerden kurtul - mak istiyenler, Avrupadaki korkunç ve müstebit havadan kaçanlar hep baş- ka kıt'alara gitmişlerdir. Amerikanin keşfi üzerine orada 'bulunan hesapsız servetle, servet membalarının Avru - Palılarım ihtiraslarını - kamçılamaları, esir ticareti, fildişi ahış verişi gibi se - bepler de mühimdir. Bütün bu sebepler birleşmiş ve Av- rupanın başlıca bir kaç devleti kendi - lerinden 30.40.50, hattâ 100 misli bü- yük müstemlekelere sahip — olmuşlar, âdeta dünyayı paylaşmışlardır. Bunların arasında en geç kalanlar Almanya ile İtalyadır. Çünkü Almanya ile İtalyada millf birlik ve büyük bi - rer devlet ancak 1870 senelerinde ku - Tulmuştur. * 1870 de Fransa imparatoru üçüncü Napolyonun esaretile neticelenen harp- ten sonra Almanyada bir imparatorluk kuruldu. Sanayi birdenbire çok ilerle. di. Memlekette sermaye çoğaldı ve is. tihsalât arttı. Bu mamulâta pazar lâ - zıradı. O zamana kadar Almanyadan hicret edenler şimali Amerika ile Brezilyaya giderlerdi. Çünkü Almanyanın hiç müstemlekesi yoktu. 1882 de bir şirket Almanları müs : temleke kurmak için teşvike başladı. Brem şehrindeki bir ticaret evi 1883de garbi Afrikada satış mağazaları açi ve kendisinin imparatorluk tarafından hi. mayesini istedi. Almanya başvekili prens Bismark (Kap) taki Alman ken- solosuna telgraf çekerek garbi Alrika. da Alman tüccarlarının işgal ettiği yerlerin Alman impar: orluğunun hi- mayesi altında olduğunu, bunun İngi- lizlere anlatılmasını bildirdi Böylece ilk Alman müstemlekesi ku- ruldu. 1882 de bazı Alman tacirle: kanın garbındaki Gine sahill zenci kralla bir muahede yaptılar, Bu krala kuırşu kabile rejisleri hücum e - dince Alman imparatorluğunun himas yesini istedi ve prens Bismark oraya bir harp gemisi gönderdi. Daha sonra bir de komiser yolladı. 1884 de (Togo) Afr - inde bir » dı, bugün ne halde ? Bismark ve (Kameron) da Aiman ” hâkimiyeti kurulmuş bulunuyordu. İngilizler oradaki zencili tılar; isyan ettirdiler, fakat zenc nildiler, Alman: tular ve İngil yaparak hâki: Prens Bismark e asker göndermek, harple Müstemlek ir muahede İ tanıttılar böyle uzak memle « Yordu e islere birak « rindeydi, H but çindir ki 1884 de Rayhştagda şu söz & mişt «Bizim maksadımız oralarda vilâyetler kurmak değildir. Topr temiyoruz. Sadece ücaret yerleri yoruz. Arzumuz bizim ticaret yap'! mız yerlere Avrupalı başka kuvvetle « rin müdahale etmemeleridir.» 1885 de müstemlekeci Almanlar hakkında şöyle demi — *Bunlar sadece tüccardırlar. İda» reci, asker veya Prusya hükümetinin memuru değillerdir.» Bununla beraber ayni — yıl içinde Berlinde toplanan bir konferansta Av«e rupanın müstemlekeci devletleri ara « larında bir anlaşma yaptılar ve Afri « kayı paylaştılar. Bir Alman müstemleke şirketi -bu sırada şarkt Afrikaya adamlar görder« di. Bunlar şarki Afrikadaki zenci ka. bile reislerine, boncuklar, camdan eşe ya, bronz veya bakırdan süsler ver « mek suretile birer muahede yaptılar. Onlara Alman imparatorluğunun hi « mayesini kabul ettirdiler. Zengibar sultanı bunu protesto etti, Zencilerin, kendisinin tebaası olduğunu dddia etti. Almanya bu sultana karşı beş zırhlı gönderdi. Esir ticaretile u, raşan Âraplar da zencileri isyan ettir diler, Ortalık karıştı.. Alman devleti, müstemlekeci şirketin yerlilerle har. bedebilmesi için kredi açtı. Bi heyeti harbe başladı. Fakat mağı dular, Bunun üzerine müsteml: şirket, sahip çıktığı yerlerdeki hakkını Alman devletine terketli. Almânya (1890) da oraya bir vali ve asker yolk ladı. Ayni zamanda İngilizlerle anlaştı. İki devlet Zengibar sultanının arazisi- ni paylaştı. Sahil kısmını Almanya al- dı, Nil nehrinin kaynaklarından olan büyük göller mıntakası da İngilizlere verildi. Bununla beraber Almanlarla yerliler arasında uzun ve çetin harpler oluyordu. Harpler 1898 yılına kadar sürdü, Almanların Afrikadaki Togo ve ı müstemle! tüccarları korumak için ask tacirlerin ye i ve Alman zabitleri- resi alıyordu. ri- nin sık On dokuzuncu büyük bir istihi ni paylaşı ve Fransanın Asy keleri olduğu halde Almanyanılı hiç yöktu. (Devamı 15 inci saylada) n nısfından sonra eketi olan ( 1 gelmişti İn, "e