18 Mart 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— Sayfa © —— ——— Tayyarecilik Bahisleri Sovyet tayyareciliği ne idi, bugün ne oldu ? .eee dün 5000 Harp tayyaresine sahip olan Ruslar bununla kalmıyarak senede 12,000 motör yapabilecek fabrikalar kurdular , Rusyada tayyarecilik son senelerde hayretlere şayan bir derecede, hattâ diğer milletler için biraz da korkula * cak mahiyette terakki etmiş ve elyevm de bu terakki yolunda hummali bir faaliyetle çalışılmakta bulunulmuştur. |. Bu terakkinin başlıca saiki (Stalin) ve ona bu hususta müzahir olan Rus erkânıharbiyesidir,. Ruslar daha bundan beş âltı sene evvel, tayyareciliğin bit memleketin müdafaasında ifa edeceği fevkalâde hizmetleri takdir etmişler ve (Stalin) malüm olan beş senelik sanayi prog -| ramları meyanına tayyare- fabrikaları ihdası programını da ilâve eylemiştir. Fakat Ruslar bu suretle, sanayii en mMmüterakki olan garp milletleri derece- sinde tayyareciliği inkişaf ettirmeğe karar verdikleri vakit, memleketlerin- de tayyarecilik sanayii pek iptidai bir halde idi. Ötede beride gelişi güzel bir kaç fabrikaya sahip bulunuyorlar, fa kat bu fabrikaları idare -eden fen he yetlerinin de, fabrikalarda Ttalışan â Mmelenin de işe yarıyacak tayyare vü cuda getirmekten çok uzak oldukları görülüyordu. Tayyarecilikte Rusyanın bu kadar geri kalmış olması (Stalin) in nazarı dikkatini celbedince, Rus diktatörü kendisine hâs olan biperva ve şedit kararlaylile tayyareciliği tesise azmet ti ve derhal bunun esbabına teşebbüs eyledi. Bu suretle beş sene çalıştı ve bu beş sene zarfında Rusya, gerek tayyare imali, gerek motör imali, gerek tayya- reci yetiştirmek hususlarında, miktar itibarile Avrupa devletlerinin hepsinin fevkine çıkmış bulundu. Bugün Rusyanın (5000) i müteca- viz harp tayyaresi vardır. Bunun dört- te biri, yani takriben (1250) adedi doğ Tudan doğruya Aksayı Şark ordusuna Merbut bulunmakta, mütebakisi — de, Yani (4000) i mütecaviz miktarı Rus - Şanın Avrupadaki hudutlarının müda- faasına tahsis edilmiş bulunmakrtadır. Vâkıâ bu tayyarelerin bir kısmı, ilk beş senelik programın mahsulü oldu- ğu için 1928 ilâ 1932 seneleri arasında Yapılmış bulunmaktadırlar, Büu itibar- la sistemleri bir dereceye kadar eski - dir ve İngiltere, Almanya, Fransa ve İhlyada yapılmış ve yapılmakta bu « lunmuş olan tayyarelere nisbetle ge - Fek sür'at, gerek kuvvei harbiye iti « banile geridedirler. Fakat Rusların Yaptıkları fevkalâde teşkilât ve bil - hassa yetiştirdikleri çok kuvvetli fen etleninin gece gündüz mesaisi sa - Yesinde, sistemi eskimiş olan tayyares lerden “kabili tadil bulunanları pey « pey ıslah edilerek en yeni tayya - Teler haline getirilmekte, kabili tadil "h'nıyanlar da iptal olunarak yerle'ri - le son sistem tayyareler ikame edil - Mektedir. İ Bu son sistem tayyareler hakkında bir fikir verebilmek için evsafım kay- elim. U * <- Geçen 1936 senesi mebadisinde or - duda ifayi vazifeye başlamış bombar « tayyareleri vardır, ki bunlar iki Motörlü olup meşhur (Hispano - Sui- Za 12 Y) markalıdır. ve kuvvetleri (_800) beygirdir. Bu tayyarelerin sür'a. |- ti saatte 450 kilometredir, beraberle - tinde (800) kilo bomba taşıyabilirler, b_a_zneleri tam doldurulduğu takdirde ilâtevakkuf (2000) kilometre mesafe atedebilirler. ; Su tayy_arelerden Ruslar geçen sene Ptidasiında yüz tane imal edip orduya laletmişlerdi. Tayyareler orduda da T Çok vazife uçuşlarile tecrübe edi - “rek büyük bir memnuniyeti mucip | Müştu, O vakittenberi bunlardan usla-_rm daha bir hayli mikdar imal et leri şüphesiz ise de bu babta henüz | mat__EIde edilememiştir. N Övle garp memleketlerinden her Rgi birile boy ölçüşeecek surette tay- Vrupa Mmemleketlerinde kat'i mâaâilü -İ, i _ğy Fi YNU | YA — —ile ae —'——.—.._—-ı..;..,_._-_»_.*u_.. KN Sovyet tayyareleri bir geçit resminde yere vücuda getiren sanayie gelince bu, cidden son derecede dikkat ve tak- dire şayan bir şekilde tesis edilmiştir. Bu sanayi evvelâ tayyare gövdes:, sa- niyen motör, salisen yedek parça fab- rikalarından müteşekkildir. Fabrikalar Amerika, — Avrupadan celbedilmiş çok muktedir mühendis- ler tarafından inşa ve techiz edilmiş ve bölşevik hükümeti de bu bapta icap e- den nakdi fedakârlıkların hiç birinden çekinmemiş olduğundan, bu müessese- ler garp memleketlerindeki muadille- rine bir çok cihetten faik bir derecede bulunmaktadırlar. Fabrikalar, gerek mühtemel düşman hücumları, gerek mevaddı iptidaiye membaları — nazarı itibara alınarak Rus hudutları - içinde gayet makul bir taksime tâbi tutularak muhtelif merkezlerde kuruimuşlardır. | Rus hükümeti bir taraftan tayyare - cilik sanayiine böyle fevkalâde inkişaf temin etmekle beraber diğer taraftan tayyareci yetiştirmek hususunda da çok ileri gitmiş ve çok muyaffak ol - müuştur, Filhakika iyi tayyareci, iyi pi- lot olmadıkça dünyanın en iyi tayya - relerinden bile her hangi bir ordu için istifadeye imkân yoktur. Bunu nazarı itibara alan (Stalin) amemlekette vâsi mikyasta tayyarecilik propagandası yaptırmış, bu suretle bugün Rusyada, bilhassa kadın ve e- kek gençlik arasında büyük bir tayya- recilik hevesi, hattâ imanı (Mystigue) D uyandırmağa muvaffak olmuştur. Fabrikalar, yüksek mektepler, spor teşkilâtı gibi gençliğin müçtemi bir halde bulunduğu her muhitte tayyare- cilik mektepleri ve idman yerleri tesis edilmiştir, Buralarda tayyarecilik üç kısma ayrılmakta, birinci kısımda doğ- rudan doğruya pilot yetiştirilmekte, ikinci kısımda tayyaresiz motörle uç - ma talimleri yaptırilmakta, üçüncü kı- sımda da paraşüt tecrübelerile para- şütçü yetiştirilmektedir. Bu suretle Rusyada, harp halinde ordu için istenildiği miktarda tayya - reci tedarik etmek imkânları hazırlan- mış bulunmaktadır. Hülâsa Rusya bugün tayyare fabri - kalarının miktarı ve kudreti, tayyare« cilerinin kesreti, mevaddı iptidaiye - nin bolluğu sayesinde her hangi bir Avrupa memleketinden çok üstün bir vaziyette bulunmaktadır, ki Ruslar bir kaç sene daha bu tarzda çalıştıkları takdirde tayyare noktaji nazarından Avrupa için çok korkulacak bir kuvvet halini iktisap edeceklerdir. Rus tayyareciliğinin bu şayanı hay- ret terakkisi, her cihetten takip ve ta- mika değer hayati bir mesele olduğu için diğer bir yazımızda gerek tayyare sanayii, gerek tayyarelerin miktar, kuvvet ve sistemleri, gerek pilot yetiş- tirme uüsulleri hakkında esaslı tafsilât vermeği münasip görüyoruz. * ** ea elt D Şehrimizde, İzmir ve Bursada gösteriler yapan ve halk tarafından şiddetle alkışlanan Türkkuşu filosu Ankarada parlak bir surette karşılanmıştır, Re - sim filo kumandanı Zekinin Hava Kurumu Başkanı Fuat Bulcaya uçuşlar bakkında izahat: verdiğini. göstermekte dir. Türk kuşu filosu Ankarada yi a İA | lizlere anlatılmasını bildirdi. Tarihi Tetkikler : -Müstemle ke davası Dört beş bin yıl önce Finikeliler, daha | sonra eski Yunanlılarla Romalılar, bir çok müstemlekeler kurdular, Orta çağda müstemlekecilikle şöhret kaza - nan devletler Venedik ve Ceneviz| cumhuriyetleridir. Fakat — bunların maksatları daha ziyade, sadece ” kendi mallarını satmak ve yeni mal almak gibi”ticaret işlerine inhisar ettiğinden | münasebette bulundukları memleket - ler için çok yıkıcı olmamıştır; yalnız Romayı bir çok noktalardan bugünkü müstemlekeci devletlerden farksız bu- luruz. ; | Eskiden müstemlekecilik Akdeniz du. Fakat gemicilik; hele vapurculuk ilerledikçe başka kıt'alara yayıldı, Ö zamanlarda müstemlekeciliğin se- bebi, sanayii ilerliyeri memleketlerin kendi mallarını sürecek pazar arama - ları, kendilerinde bulünmıyan kıy - metli malları başka memleketlerden ucuzca temin etmekti. Orta çağda bu zaruret uzun bir te - vakkuf devresi geçirdi. Avrupada ve Akdenize sahil olan diğer memleket - lerde, büyük devletler değil, bir çok küçük hükümetler bulunuyordu. Kü- çük hükümetlerin kudretleri de küçük | olduğundan büyük memleketleri zap - tedemiyorlardı. Orta çağda, büyük devlet vasfını en lâyık bir şekilde ka- zanan ve uzun zaman muhafaza eden de yalnız Osmanlı imparatorluğudur. Bugünkü müstemlekecilik eski müs- temlekeciliğe göre pek geniş ve müs - temlekeler için müthiş surette yıkıdi- dır. Bugünün müstemlekeciliğini do - ğuran sebeplerden en mühimmi gene süphesiz bazı Avrupa memleketlerin- de sanayiin pek genişlemesi, nüfusun çoğalması, sanayi için lâzım olan ip - tidai maddelerin temininde uğranılan zorluklardır. /Fakat buna bir şey daha çok yardım etmiş, belki de ayni dere- cede ehemmiyet arzetmiştir. O da Âv- rupada on beşinci asırda başlıyan (protestanlık) dır. Katoliklerin yap - tıkları müthiş işkencelerden kurtul - mak istiyenler, Avrupadaki korkunç ve müstebit havadan kaçanlar hep baş- ka kıt'alara gitmişlerdir. Amerikanin keşfi üzerine orada bulunan hesapsız servetle, servet membalarının Avru .- Pâllarım ihtiraslarını - kamçılamaları, esir ticareti, fildişi alış verişi gibi se - bepler de mühimdir. Bütün bu sebepler birleşmiş ve Av- rupanın başlıca bir kaç devleti kendi - lerinden 30-40.50/ hattâ 100 misli bü- yük mMmüstemlekelere sahip olmuşlar, âdeta dünyayı paylaşmışlardır. Bunların arasında en geç kalanlar Almanya ile İtalyadır. Çünkü Almanya ile İtalyada milli birlik ve büyük bi » rer devlet ancak 1870 senelerinde ku - rulmuştur. * 1870 de Fransa imparatoru üçüncü | Napolyonun esaretile neticelenen harp- ten sonra ÂAlmanyada bir imparatorluk kuruldu. Sanayi birdenbire çok ilerle. di. Memlekette sermaye çoğaldı ve is- tihsalât arttı. Bu mamulâta pazar lâ - zımdı. O zamana kadar Almanyadan hicret edenler şintali Amerika ile Brezilyaya giderlerdi. Çünkü Almanyanın hiç müstemlekesi yoktu. 1882 de bir şirket Almanları müs : temleke kurmak için teşvike haşladı. Brem şehrindeki bir ticaret evi 1883de garbi Afrikada satış mağazaları açti ve kendisinin imparatorluk tarafından hi- mayesini istedi. Almanya başvekili prens Bismark (Kap) taki Alman kon- solosuna- telgraf çekerek garbi Afrika- da Alman tüccarlarının işgal ettiği yerlerin Alman imparatorluğunun hi- mayesi altında olduğunu, bunun İngi- Böylece ilk Alman müstemlekesi ku- ruldu. 1882 de bazı Alman tacirleri Afr - kanın garbındaki Gine sahillerinde bir zenci kralla bir muahede yaptılar. Bu krala komşu kabile reisleri hücum e -| dince Alman imparatorluğunun hima« yesini istedi ve prens Bismark oraya bir harp gemisi gönderdi. Daha sonra bir de komiser yolladı. 1884 de (Togo)| etrafındaki memleketlerde yapılıyor -| Alman müstemlekeciliği nasıl başladı, hangi senelerde nereleri aldı, bugün ne halde ? Bismark ve (Kameron) da Alman ” hâkimiyeti kurulmuş bulunuyordu. İngilizler oradaki zencileri kışkırt « tılar; isyan ettirdiler, fakat zenciler yas nildiler. Almanlar çi daha sıkı tut « tular ve İngilizlerle de hir muahede yaparak hâkimiyetlerini tanıttılar. Prens Bismark böyle uzak memle « ketlere asker göndermek, harpler aç- mak istemiyordu. Müstemleke işini da« ha ziyade hususi teşebbüslere birak - mak fikrindeydi, Hattâ bunun -içindir ki 1884 de Rayhştagda şu sözleri söyle- mişti: — «Bizim maksadımız oralarda yeni vilâyetler kurmak değildir. Toprak is- temiyoruz. Sadece ticaret yerleri arı- yoruz. Arzumuz bizim ticaret yaptığı- mız yerlere Avrupalı başka kuvvetle « rin müdahale etmemeleridir.» 1885 de müstemlekeci Almanlar hakkında şöyle demişti: : — «Bunlar sadece tüccardırlar. Ida« reci, asker veya Prusya hükümetinin memuru değillerdir.» Bununla beraber ayni yıl içinde Berlinde toplanan bir konferansta Av« rupanın müstemlekeci devletleri ara « larında bir anlaşma yaptılar ve Afri « kayı paylaştılar. Bir Alman müstemleke şirketi bu sırada şarki Afrikaya adamlar gönder« di. Bunlar şarki Afrikadaki zenci kâse bile reislerine, boncuklar, camdan eş- ya, bronz veya bakırdan süsler ver « mek suretile birer muahede yaptılar, Onlara Alman imparatorluğunun hi «-, mayesini kabul ettirdiler. ; Zengibar sultanı bunu protesto etti. Zencilerin, kendisinin tebaası olduğunu iddia etti. Almanya bu sultana karşı beş zırhlı gönderdi. Esir ticaretile uğ- raşan Araplar da zencileri isyan etlir« diler, Ortalık karişti.. Alman devleti, müstemlekeci şirketin yerlilerle hare bedebilmesi için kredi açtı. Bir Alman heyeti harbe başladı. Fakat mağlüp ol- 'dular, Bunun üÜüzerine müstemlekeci şirket, sahip çiktığı yerlerdeki hakkını Alman devletine terketti. Almanya (1890) da oraya bir vali ve asker yol» * ladı. Ayni zamanda İngilizlerle anlaştı. İki devlet Zengibar sultanının arazisi- ni paylaştı. Sahil kısmını Almanya al« diı. Nil nehrinin kaynaklarından olan büyük göller mıntakası da İngilizlere verildi. Bununla beraber Almanlarla yerliler arasında uzun ve çetin harpler oluyordu. Harpler 1898 yılına kadar sürdü. Almanların Afrikadaki Togo ve Ka- meron müstemlekelerinde de vakit va- kit isyanlar çıktı. Hükümet buradaki tüccarları korumak için asker. ve do- nanma gönderdikçe tacirlerin yerleri- ni devlet kuvveti ve Alman zabitleri- nin sıkı idaresi alıyordu. On dokuzuncu asrın nısfindan sonra büyük bir istihlâk memleketi olan Çi- ni paylaşmak sırası gelmişti İngiltere ve Fransanın Asyada büyük müstemle keleri olduğu halde Almanyanın hiç yoktu. (Devamı 15 inci saylada) R n - J ai Kd * ı Hu d D İsr

Bu sayıdan diğer sayfalar: