* İhracat işlerimizde Normal şartlara Avdet lüzumu Yazan: Muhittin Birgen bahseden bazı yazdım. bulmak ü- nu kaydeden bu yazılar a rasında göze çarpan vükıa şudur: Tür- kiyede toprak mahsuileri, sukutun son haddine kadar düştükten sonra, İktisat bir nde yavaş yavaş ndisini to son iki sgenede kalkınm. ylerdir. Bu arada er nış olan şey de Alr tisadi münasebetlerimizdir. ikımıı Ve- kületi, benüz teşkilâtının zayıf olduğu bir zaman rikli zekâsmın, el yordamları ile yü - rüyen faaliyetleri sayesinde iktisadi inhitatı evvelâ hafifletmiş, sonra da kalkınmayı kolaylaştırmıştır. Bu, bu - günkü neticelere bakıldığı zaman, ha- kikaten teşekkürle kaydedilmesi lâzım gelen bir vükıadır. Celâl Bayarın muhtelif zamanlarda ittihaz ettiği muhtelif tedbirlere par- ça parça bakıldığı zaman bunlardan bazıları manasız görünebilirdi. Haki - katen de bunlar başlı başlarına mü lea edildikleri zaman kısmen di, Fakat,emsalsiz ve pek müşkü buhran içinden çıkmak için yapılan bu bareketlerin hepsi birden mütalea edildiği zaman, elde edilen netice gös- teriyor ki bir kısmı manasız görünen bir takım tedbirlerin hepsi bir araya gelince, Türkiyede kalkınma işi ta -« hakkuk ediverm Bundan dolayı memleket iktisadiyatı Celâl Bayara hayli şükran borçludur. * Fakat, henüz normal şartlara geç - miş değiliz, meselâ, son zamanlarda Al manya ile mübadele iktisadiyatımız fe- na halde muztariptir. Alman kleringi işlemiyor. Almanya pahalı alıyor, fa - pahalı da satıyor. Bazı ahvalde hiç satamıyor. Klering işlemeyince bizim tüccarla- rımız da sevkiyat yapamıyorlar. Yapa- mayımca stoklar yerli yerinde duru - yor, Bunlar durunca, lüzumundan çok fazla yükselmiş olan fiatlar da gevşi - yot ve hemen düşüyör. Meselâ, bir a. ralık 68-70 kuruşa kadar çlkm'ş olan yapağ bugün 58 kuruşa kadar düşmüş- tür. Halbuki bizim memleketimizde bu gibi işlerin spekülâsyonu ile meşgul bir ticaret şubesi de vardır. Söylenil- diğine göre son haflalarda bu nevi spe- külâsyon üzerinde duran tüccarlar havli zararda ve daha - fazla endişe içindedirler. Buna mukabil, bazı da - hili sanayi, meselâ, yünlü kumaş sana: yil içinde bazı endişeler de vardır: A- taba, diyorlar, Alman kleringinin iş - emesini temin etmek üzere, hükümet ât genişletecek bir karar âlır da ? O zaman biz ellmizdeki mamu! ku Hiç şüphesiz bu endişelerin büyük Vekâleti kısmı varit değildir. İktisat şimdi eskisi gibi de teşkilâflanmış, nü gününe değ Je, yakında, Tecrü tedbir alm miştir çoğalmıştır manivelâlar sun için bugün, mevsim sonu olmak itibarile, ne biriken stoklardan ( bir end seye, ne'de yerli sanaylin düşündüğü arzda tehlikclere ihtimal vardır. Fa- at, bütün bunlara rağmen, bugünden yarına kendisini emniyette hissetmek çin etrafı çok hassas bir surette tetkik ve mütalea eden ticaret ve sanayi ha - atının kendisini büsbütün huzur için Je hissetmemesi de tabiidir. * Henüz böyle tam bir emniyet ve hu- *ur devrine girmemiş o'mamız tal içtinabı iİmkânsız şartların ese beraher artık normal ş; yı'rrıı nln-ı—ie calışmamızın — lJüzumüu on günlerde Türkiyede Mmevcut di kalkınma hareketlerin - rin lahi ——— Resimli Makale: A De deniyet ilerleyip te insanda müsiki ve Hükümdarlıktan Bulaşıkçılığa Irlandanın sön Kralı Lambert Sim nel öldüğü zaman bir bulaşıkçı idt. Ye dinci Hanri-onun yerini aldıktan son- " |ra Lambert Simnel'i kendi mutlağın- da bulaşıkçı yapmış ve zavallı adam sareyanın mutfağında hayata gözlerini yummuştu. Evlenmenin faydaları Bazı memleketlerde. - erkekleri ev- relere baş vuruyorlar. İtalya da bu memleketlerden biridri. Faşist meclisinde, nüfusun arttırıl- ması, ve genç kızların koca bulmaları için şu çareler teklif edilmiştir: 1 — Bekârlar devlet memuriyetin- de tel 9 — Ailelerine sarfetmeğe mecbur oldukları paralar vergi olarak kendi- lerinden alınır, Bütün bu tazyika rağmen - ev der- İdinden başını uzak tutmak isteyen in- İsanlar çokmuş ve bütün vergilere Tağ- |men evlenmiyorlarmiş. ttirilmezler. rı da bi- la meşgüldür ve elbet bü yo rer birer bulacaktır şimdiye kadar en kötü şart tecrübeden geçmiş olan nıu'r-;-., hde şin bu ikinci safhasında da kendisini göz- ” | terecektir. Bütün bu sebepi halen ! ““piyâsada mevcut vaziyeti ve endişele- ri kaydederken gecikmiyecek iyilikl ük edereğine de emin © ğumuzu söylememiz lâzımdır. Şimdiye kadar geçirilmiş olan müşküllere na - hiç denecek derecede ehemmi - yetsiz olan bugünkü müşküller de ge- | k ve mübadele iktisadiyatımız ya- çe yavaş normaj şekillere doğru in - edecektir. Muhmııı mrgrn İSTER uzak kasabamızın fiatları arasında y OUT N Dans iptidaf insanların neşelendikleri zaman neşelerini ifade eden bir tepinme, bir hoplama, bir sıçramaydı, me- diği zaman bediiyat istiyen hislerimizin bir ifadesi ol İ sSöÖz lehmeğe teşvik için akla gelmedik ça-| İNAN Almanyanın «Berlin» şehrinde yiyecek Fiatları ney- se, Almanyanın «Berlinv e en uzak köyünde de yüz- de on beş, yirmi farkı ile gene odur. Halbuki en büyük merkezimiz olan İstanbulun fiatları ile en İSTER SON POSTA Fnkı: insanlar ifrata gittiler. Danı Eici yaptılar. Bir maktan çıkardılar di ler ahenk zevki belir- ARAS FERGÜN BİR FAKAA | Beyni kurumuş Mütarekede bir mocliste Ferit Pa şadan bahsediyorlardı; orada bulu- nanlardan biri : — Bırakın şu adamı, dedi, beyni sulanmış, Ferit Paşanm adamlarından| bir softa aynğa kalktı: — Affedersinir, dedi, geri almalısınız. Beyni sulanmıştır diyen, hiddet - lenmedi. Sakin bir sesle cevap ver- di: — Sözlüml geri alıyorum, Ferit Paşanın beyni sulanmış değil, ku- rumuştur. Fılıibik kocalar Hangi mem ekeltle Daha çok ? Pariste birbirlerinin | yanamıyarak kaçan karı kocalar hak- kında bir istatistik yapılmış ve son ön iki ay zarfında 9500 firari çiftin için- de 6000 ninin erkek ve 3500 ünün de kadin olduğu meydana *çıkarılmıştır. Bu neticeden hüküm istihraç eden bir Alman gazetesi şu mütaleayı ileri sürmektedir; «Fransada kadınlar erkekleri kor- kutmuşlar. Kadırlar erkeklerden daha müstebit ve Fransız erkekleri de dün- yanın diğer erkeklerinden daha kılıbık. dırlar.» sözünüzü * . Loyd Corc'un oğlu David, Jamaik | sokulmuşlar, beyanat vermesini — iste mişler. David " .ı//V/f/r//r n ı. zülmüne da-| / bir çok şeylerde olduğu gibi dansta da sı içkinin mütemmimi, şehvetin başlan- çok de bedil bir hissin remzi ol - , her ikanm eğlencesi haline getir- 2LASINDA |) | Bir kelepür: : Satılık volkan | — Şimdiye kadar, adaların, ormanla- İrn, denizlerin satıldığını duymuş, fa- |kat Volkan'ların da satişa çıkarıldığı- |o düymamıştık. Bu işi ilk defa Hon duros Cumhuriyeti tatbik etmektedir. 2000 metre irtifada bulunan ve senede iki üç kere indifa eden bu yanar dağa hükümet 250,000 dolar istiyormuş, fa İkat altıcaydanberi gezetderle “bergün bu satışı ettiği — halde bir türlü müşteri çıkmamış. Modanın yeni bir garabeti Ötedenberi icat kabiliyetleri ile ta- nınmış olan Paris kadınları bu şöhret- lerini Amerikalı kız kardeşlerine kap- tırmak üzeredirler. Meydana attıkları İson moda, manto veya kürk yerine sa- ı ipek astar ile kaplı kaplan pöstekisi- ilân Golf, siyaset ve Loyd Corc'ne bürünmek ve pöstekinin tabii başı. İnı da şapka yerine saçlarının üzerine msa birdenbire ecnebi malile dolar | meeseemesrressaneerenseeniraresereie d A ncene |Adalarına gıım., Gazeteciler bu siyasi | geçirmektir. şahsiyetin oğlunu karşılamak istemiş-| Celâl Bayarın |ler, Delikanlı vapurdan inince yanına tarafından Nevyork operasında teşhir İlk defa olarak bir Amerikalı kadın edilmiş olan bu manto o kadar büyük bir rağbet kazanmıştır ki, Amerikanın - Fevkalâde golf oynuyorum. ga- kürkçü dükkânlarında kaplan pösteki İzetelerinize yazınız, benimle boy ölçü- şecek varsa karşıma çıksın, demiş Gazeteciler bu sözleri alayla — karı: e- İşik bir şekilde yazmışlar, karşısına da birisini çıkararak Daviıli mağlüp ettir- mişler. |— Loid Core bu haberi alır almaz oğ-|fakat bunun için dağların avcılarla do-| İluna şu telgrafı çekmiş: a— Fazla atmamalı, nim başıma gelen, sporda senin başına geldi... Allah vere de bu kadarla müte- İpebbih olsan.v siyasette be "ER: bizde üzde 100 fark var- © Burada - fiat 60 İNAN İSTER İNANMA! dır, Meselâ Ardıhanda tereyağının kilosu 30 tur. İstanbulda aynıi derecede nefis olmamak (160) a satılır. Orada etin kilosuna 15 kuruş isterler. İNANMA ! sinin stoku kısa bir zaman içinde tü- kenmiştir. Kastörlar, jibelinler, mavi ve kır tilkiler yerlerini yakında Bengal kap- lanlarına, Nümidi aslanlarına, Kafkas ayılarına terkedecekler? Mümkündür, Jlacağına hükmetmeyiniz: Amerikanın jâdi bir tavşan derisini kaplan, aslan, yahut tilki derisine benzetmekte pek Tastadırlar, kuruş- şartile dır. cle Almanyanın Şimi lâboratuvarları | E. Talu —- ostum Dertmend elindeki gaze- D teyi yere bıraktı: Hele şükür! dedi; dünya yüzünde âsüde bir bucağın mevcudiy imiş a? Sinema yıldız. e ve kolayca milyonlar ka: merikanın, şu meş — Ne münasehet ? — Ne bileyim? Ben öteden beri her üzüntünün ürtlükten ileri gele ne kaniim de., olmamışsın da ondan. He: kaç y olar sahibi ol da, üş züntünün daniskası ne imiş, o zamali öğrenirsin. k kitaplarının, alk masalları: ttıkları köhno bit n.zanwd r. Buğgi ıınku günde bu naza İriye çoktan iflâs etti, Dertmend, oğ: lum! Bu kadar gafleti sana yakıştıra: miıyorum, — Gafil sensin! Borçsuz olmak şar tiyle fıkaralık her vakit sultanlıktır. - Mahrumiyte ne diyelim? — Tat min edilemiyen ihtiyaçlar, 'Âarzular, e- meller insana az mı ıztırap verir? — Herhalde emlâk ve âkarın idare* si, vergisi, çörçöpü, kiracısı, tamiri, kış metten düşmesi, , çıktısı, filânı feşmekânı kadar değil. Sen bir mal sa* hibinin şu zamanda çektiği sıkıntıları tasavvur edebilir misin? — Haydi, dediğin gibi olsun. Ben 89 başında ipin iki ucunu bir araya getik rip te nereye ne vereceğimi, elimdeki |uhcık yama ile hangi gediği tıkayar |cağımı düşünüp timarhaneye namzti yazılmaktansa, kiracılarımın ufak te * fek takıntıları yüzünden üzülmeyi ter* dih ederim. Maamafih, sözü uzatmıya» lım da, dünyanın şu mes'ut köşesi ne' resi imiş? Sen onu söyle!, — Şile! — Şu Karadeniz boğazının hemen di şındaki Şile kazası mı? — EV!L ta kendisi! Senin bayıldı ğin yer ! — Vâkıa ben orasını pek - sevdim. Manzarasının güzelliğine, kasabanın te mizliği ve şirinliğine, ahalisinin terbi: , yesine, asaletine, çalışkanlığına ve Tak- safirperverliğine hayranım. İsterim KÂ orası İstanbul halkı, hattâ bütün yurd- daşlarımız için mergup ve muteber bir sayfiye yeri olsun. Fakat şu senin bü günkü verdiğin hükme saik ne? Onu anlayabilir miyim ? Anlarsın, azizim! Al, bak, şu gat zeteyi oku: Şile hapishanesi bombof dıımvnımu— Cürüm işleyen yokmuf ki mahpts bulunsun: Bundan daha iyi yer mi olur? Dertmend durdu, yüzüme baktı muzafferane bir Lavırla ilâve etti: — Hem İşte senin kanaatini çürüte cek hir delij daha: Şile halkı ekseriyet le fıkara ama, hepsi de akıllı, uslu, fâ- zilet sahibi Insanlar. Senin, bu fazileti sahip kaç tane milyonerin var? B | — Biliyor musunuz ? | — Meşhur Fransız mareşalı Mak | Mahon hangi yıllarda, kaç defa Fran * sız reisicumhuru olmuştur? 2 — Kamelyali küdin - (Dame auX ) kimin eseridir? Kam kimdir? (Cevapları Yarın) | * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Avusturya ve Macaristanın $0f imparatoru Şarldır. Cihan harbindef İsonra Kanarya adalarında sürgün 91 ” duğu sırada ölmüştür. D 2 Rober Folton buhar kuvvell? ; ve yandan çarklı olarak ilk defa ge” | yürütmiye muvaffak olan adamdıf. 3 Dünyanın en geniş ve büy? 'nehri (Amazoön) dur. Brezilyanın |kmdı denize dökülür, ve e