TA î Resimli Makale: SON POS' Biraz danüfus Müstahsillerini Himayeyi düşünelim a Yazan: Muhittin Birgen Geçş.ı.crde çok çocuklu ailelere| yardım meselesi üzerine dikka- | ti çağırmak üzere bir makale yazmı tım. Bu yazının okuyucular - arası büyük bir alâka uyandırm: aldığım mektuplar mektupların hepsi de dertli dır: Beş çocuğunu büyütmek tiği ıztırapları ve katlandığı mahrumi- yetleri hikâye eden bir babadan tutu- nuz da evlenip baba olmak istediği hal de çocuğunu talim ve terbiye etimek i- çin kâfi vasıtadan mahrum bulundu. ğundan dolayı bir türlü evl. Be ce.| saret edemiyen bekârlara kadar, her- kes, hepsi de bir başka bakımdan bana Viodan bizi deği: Visdan denilen şeyi hiç kimse görmemiştir, madde ha- linde hiç kimse tasvir edemez. Fakat insanlara o, rehber olur. En büyüğümüz de, en küçüğümüz de onun idaresi derdini döküp duruyor. Bununla anlı-| altında yaşarız, viedan masumu himaye eder, suç işlen - yorum ki çok mühim bir dert üzerine| mesinin önüne geçer, parmak konulmuştur. Bunun için bu- | ” gün bu derdi biraz daha derin açmak | erim. yetin bütün vahşe'! * Turka;qyckndmî Tz Sütüşa Müyaç | Babasını BArHllrydn " v zz A B Üzerin: alaba bir nüfusa ç - PT vardır; düşünmeliyiz ki bir milletin 5-| Gocuk beraet etfi HEHG“N Bm HKHA Çiçeği elimden al tihsal sahasında en feyizli mahsul ver- k me şubesi, çocuk yetiştirme faaliyeti,| — Londra çocul Aktör Binemeciyen elinde bir de met çiçekle sahneye çıkmış, çiçeği nüfus istihsali, çocuk mahsi mahkemesi, baba- götürüp sahnedeki kıza verecekmiş. dır. Emil Zola, ebir fazla adam, bir faz- | sımı bıçakla ağı la kuvvettir!» diyordu, Zamanımızda / sürette yaralayan Tam sahneye çıktığı zaman arkasın İdaki dekorun yıkılmak üzere oldu- bir adamın kuvvetini birçok defla art-| 12 yaşında bir ça tıran makineleri gözönüne get kKlcuğun — davasını «bir fazla adam; birçok fazla A KUV| Görmüş ve Plak vetidirls de diyebiliriz. En " |kesin gözyaşları i ğunu — hissetmiş. Sırtiyle dekora at veya fabrika mahsulü, bi h çinde çocuğu be dayanmış: Çiçeği kıza götürürse, dekorum yı | | * | kılacağını bildiğinden; — Elimde çiçek, buraya kadar gel sulün, yarın insan olarak çalışacak bi Ş çocuk mâahsulünün —yanı b: Taet ettirmiştir. Çocuğun - ba dim, demiş. Daha fazla gelemem, Çi çeği istiyorsan, ayağa kalk, elimden birşey değildir: En iyi mahsul ce edilmeğe mahküm bir madde olmaktan | bası çok - içtiği » dışarı çıkamazken, en basit kalmış bir | çin karısına dai- insan mahsulü, daima mahsul verecek | ma eziyet eder ve - € bir kuvvettiri. Şu ha m |kadincağızi — ber * ve her vakit daha fazla istihsal, birkaç zaman dövermiş, kadın bu vaziyete ta- misli mahsul fikrini müdafaa een Bof hammül edemiyormuş: Nihayet &yrı vekilimiz di ecek işle Bi r & Hat Ni Mostakafllerini Kimaye ma | 'tamağa' karar' vermişler. Fakat sar hoş akşamları gene evin önüne - gelir, selesi! g; ; i 3 ni eve- Şunu da düşünebil Türikevede Karısına küfür eder, camları çerç toprağın kısır kalmaması İçin. cemiyet | leri indirirmiş ve bu yüzden de üç ay| | hayatının en mukaddes tanıdı .—.ı'u'ık;lhinle mahküm edilmiş. yet hakkını tahdit eden bir toprak ka-|, Mahkümiyet müddetini doldur- nunu düşünüyoruz. Şu balde, dünyanın 'duktan sonra ilk iş olarak gene karısı- eh bereketli ve hayırlı bir mahsul'üi olan 'nin evine gitmiş ve zavallı kadını döv- çocuk istihsali bahsinde kısır kalan tar | meğe başlamış. laları feyizlendirmek veyahut aldı Bu vaziyete dayanamiyan 12 yar Kezeilğ “;g;?“';"'d“'ı" yen insan (Çydaki çocuk evvelâ babasını dürtük- Kaa a A T gi Te MÜd İlemiş, fakat kuvveti yetişmeyince ve, lıııneıı de tehlikeli vaziyete — girince,, layı ihmal ediyoruz? Bizzat ;Ienmet a yen bir toprak parçasını sahibinin ati |derhal mütfaktan tedarik ettiği koca- den alıp bunu işleyecek olan insana 'man bir ekmek bıçağile babasını sır-, vermek eğer güzel bir şeyse, faraza, ce- (tından ağır surette yaralamıştır. ; . : miyete karşı borçlu olduğu nüfus ve-| — Reisin sorduğu suallere çocuk: Amerikalı küçük Jonesde nasıl bir rimi vazifesini ifa etmiyen bir bekâr| — Ben annemi dövdürmem ve ona | Cazibe vardır? Bunu kimse bilmiyor. veya çocuksuz evliden bir vergi ıl:pıkim el kaldırırsa kaldırsın öldürürüm, ’?'Ç bir insanın bir kaç metre yanına çok Çocuklu babaların imdatlarına koş$ ' demiştir. bile sokulmıyan, serçe, kanarya, saka mak bundan birkaç defa güzel bir İş- | vveeessnesesesenccesncnunsuncencuanesenane (kuşları, acaba bu yavrunun başına ni-| lir. teşkilâtı çerçevesi içinde muayyen bir | . e zi | b b k is- (SY Ütüşüyorlar? | * şekil vermeğe delâlet etsin, demek is- ; daki bi Kai orum. 'Nüfas istihsali 'de bir devlet| ; Yövrunun ebeveyni i bu sırrı iye bayieyler viaişm Hü FAO Ya Tiyrieemi yi mean önkmiğcelar Kadise 6 ködür” Hlsalki zim bir çocukları koruma mücssesemiz sidir t b Mucip oluyor ki, nihayet çocuk hak- vardır. Bu iş, o müessese için güzel bir * v 4 t Meşgale zemini olabilir bir şeydir. Çok | Bu yardımın da mutlaka esaslı bir kında bilir, bilmez herkes mütalea çocuklu ailelere yardım d e- yardım olması lâzımdır. Yol vergisin-|dermeyanına başlıyor. _Bunlııın için- Te değil, bizzat çocuklara v de- | den muafiyet hiç bir şeydir; bir defalık |de bir papaz da diyor ki: mektir. Mahdut iratlı bir babanın ne eli lira yardımın da münası yoktur.| — «Bu hali gördükten sonra, Süley- kadar çocuğu olursa bunların o tratta-| Bunlara mukabil, buhran vergisinden, 'man peygamberin bütün hayvanların ki hisseleri de o nisbette mülemadiyen Müvazene vergisinden, kazanç vergisin | dilinden anladığına inanmamak güç- azalır. O kadar azalır ki ekseriya en kü 'den, muayyen nisbetler ve derecelerde çüklerin giyecekleri, yukardan aşağı, Muafiyetler düşünmek iyi bir fikir ola- muhtelif sahip değiştire değiştire niha | bilir. Ayni zamanda çok kardeşli çe mün tukların okumaları, tahsi! ihtiyaçları | te öyledir: Cocuk , icin de kendilerine bazı imtiyazlar ve-| hafiada dört rilebilir. Çok çocuklu baba veya ana- gi İara iş bulmak hususunda da bazı im / tiyazlar vermek mümkündür. Meşelâ, sali sev « Halledilemiyen bir muamma tür. İşte, bu çocuk imansızları imana getirecek bir vasıtadır. Bu fırsattan is- tifade etmeliyiz.n yet paçavra haline gelmiş şevler hasır kalır, Yi bir tane olduğu z gün e! & dört tduğu bir güh yiyemez olur. Y lekete asker olacak, anne o! tahsil olacak, dâhi olacak, h vet olacak bu küçüklerin ları ile çocukları koruma müe: neden — alâkadar — olmasın? ce, bütün kabahatleri bir baba ile bi iyecek dikimhaneleri ve saize gibi şeylerle meşgul olabilir. Hülâsa, yapılabilir ve yapılması mut | a| laka Jâzım öyle g tanzim edili a ile çok » Şok | sa 0 zaman hem bugünün çok kardeşli | 1 | kardeşli çocukl kım yardımlar | çocuklarının halleri düzelir, hem de Ben -| da bulunacak bir milessese kurulamaz| yarınki baba ve anaya mahsul yetiştir mı? Bu müessese, faraza, böyle çocuk-| me cesareti verilmiş olur. nan suz evlile kârlardan üçük bir verg (SÖZ ARASINDA |) ştiren, bizi yamyamlık etmekten, şa - kidi söyletmek için işkence yapmaktan, iptidat medeni- tlerinden uzaklaştıran odur. Hükme - den kuüvvet, himaye eden kuvvet, idare eden kuvvet odur. Vicdan bugünün hâi i, yarının ümididir, İnsan karısını bir şişe Şaraba değişir mi? İnsan — karısmı bir şişe şarap mu kabilinde bir kom şusile değişir mi? Meğer değiştiren de varmış, Laypçig gazete- sinin — yazdığına nazaran vak'a Al- manyada olmuş, Jan Mikele ismin Je bir adam ken- di karısını artık sevmiyor, ve bu fikrini kadına a- çıkça söylüyormuş. Karısı da bir gün komşusuna âşık olmuş. Bu neticeden ikisi de memnun oldukları için, kom- şularını davet etmişler. Gelen zat ka- dın ile sofrada yemek yerken Jan Mı- kele buna yıza: göstermesi mukabilin- bir şişe şarabı içmek üzere çekilip gitmiş. Mesele mahkemeye düşmüş, ve herif bunları hâkimler hu- zurunda da anlattmaktan çekinmemiş! 735 sene evvel bankaya konan bir milyona bugün 100 varis çıkmış Bundan 135 sene evvel Batler is- minde bir İskoç tarafından İngiliz ban- kalarından birine yatırılan 1,000,000 liralık servete bugün yüzden fazla va- ris- çıkmiştır. Bunlardan. birisi; Bayazi Erenbard isminde «Midleskes» |i bir kadındır. Bundan başka — varis olduk- larmı iddia eden aile erkânından 100 kiçi Varşovada 'toplanıp ? resmen: bu servete varis olduklarını iddia etmiş- lerdir. Müteveffa Batler, Lehistanda meş- hur kurtarıci Koçiyosku ile birlikte harp etmiş ve İngiltereye dönüşünde bankacılıkla mühim bir para kazan- mıştır. Bıraktığı bir milyon liralık ser- vetin ancak Lehistan istiklâle ka- vuşunca varislerine taksim edilmesini şart koşmuştur. Bayan Erenbard bu i- simde bir Lehlinin karısı imiş. Bu aile mirasın mahiyetini ve bu paranın hak edenlere takatmi için bir avukat tutmuş ve meseleyi takibe baş- lamıştır, Eğer bu paraya mürekkep faiz yü- Ha olürg L Bar ni l- ya Baliğ ölecektir. Erenberdlar ” variz- lerin fazlalığından kendilerine pek faz la bir şey kalmıyacağını söylemekte- ananın çok kardeşli çocukları olmaklan |lar için husust hastahaneler, istirahat Muhittin Birgen —— — - - -- dirler. İSTER İNAN İSTER İ Dün Beyazıt meydanında iki çocuk yumruk, — sille, yaka paça kavga ediyorlardı. Geçenlerden biri müda- hale etti, çocukları ayırmak istedi. Bunun üzerine ço- ibaret bulunan her yaştaki küçükleri, babaları ve anaları vasıtasile koruma teşebbüsünü bu müessese pek güzel cli ne alabilir. Bunun için düşünüp taşı-| nıp, tetkikler yapıp, hüküme'le könu- | şup bir kanun lâyihası vücude getir- | mek onun için en tabi ve pek kolay bir iştir. Yanlış anlaşılmasın: Bu işi bu cemi- yet idare etsin demiyorum. İşe devlet eREL kavgal bi rak hayırhah ada: çare zat başından ha İSTER İNAN İSTER İNANMA! NANMA! raktılar, fakat bu defa da birlik - ola- min üzerine saldırdılar. Şimdi bu bik taşla yaralı olarak tedavi altındadır. Sözün Kısası Dostumun tasası E. Tala B urada “bir dost edindim.. AĞN söyliyecek olsam, size birşey ifade etmez, tanımazsınız. Lâkin, iğtir rap halimde böyle bir dosta rastlamâk benim için ayni nimet olmuştur. Ptl yalnız kaldığım zamanlar onunla Öt€e den beriden hasbühal ediyorum. Kafasını kendi kafamla denk bul' dum, Duygularımız eş: Ayni şeylerdeli mahzuz ve gene ayni şeylerden mütü* essir oluyoruz. Zevklerimiz, itiyatlarlt mız bir, Biribirimize o derece uygufr e müşabihiz ki, karşı karşıya gö diğimizde, ben kendimi aynada görü' yorum zannediyorum. Bu mertebe bell zeyişin mahzurları yok değil. Vakit, S” at olüyor ki dosluma kiziyorum. İnsâff bazan kendi kendisinde meziyet $ Ö şeylerin başkalarında dahi bul masını çekemiyor. Hattâ değil bunlarlı kusur ve noksanlarını bile kıskan:yü0f ve başkalarının bu kusurlara iştirakind tahammül edemiyor. İşte, dostumla kavgamız bu yüzderk Fakat bunun haricinde gene de hoş Bö“ çiniyoruz. Fikir birliğimiz bizl yekdi? imize yaklaştırıyor. O da, upkı benim gibi dalma müştef ki, muteriz, sinirli bir Insan. Feleği rak* i emel edinip t€ ona erişememeklerli da mütemadiyi nyoz, merdüfi hâdisatın onün h: ters tecellisinder giriz olmuş. Bugün de anun biricik zevki - 811"' sabal ağzından kaçırdı - benimle defi leşmekten ibaretmiş, Ben okuyucularıma sık sık bahsedif ceğim bu dosta, aramızdaki benzerl arttırmak için Dertmend adını kO$” dum. Bana daha ziyade yakışan bu ona bağışlamaklığım da gösterir Ki dostuma, sarsılmaz, gevşemez bir büğ” hliğım - vardır. * Dün akşam, Derdmend ile gene nÖ" le hasbühal ediyorduk. ğ Ankaranın, kimsesizler için eh bü * zün verici saatinde, gurubun yamaçlAf üzerindeki renk oyunlarım seyretmek Mmaksadile, tenha yoldan Akknpxuî. doğru yürüyorduk. Gün, çok güzel, pürüzsüz, bulutsü$ kavuşmakta idi. Manzara, Yahya malin ölmez mısraını hatırlatıyordu: «Akşam! lekesiz, saf, iyi bir yüz gibl akşam Bir müddet, tabiati seyrederek, Orif lığın sükünunu ve güzelliğini içimizi sindirerek yürüdük. Fakat insan, uzun zaman dünya ©f dişelerinden uzak duramıyor. Güâ Etlik bağlarının arkasından süzüle! kaybolunca, Dertmend kolumu düf““ — Bugünkü gazetelerde bir hava vardı, gördün mü? — Hangisi imiş 0? — Bütçe, ilk defa fazlasile hpann'! olduğundan, hükümet hayatı ucuzll'ıl mak için ham maddelerden vergi: sum almamağa karar vermiş. — Evet.. Sonra? — Bu karar bana endişe verdi. — Sebep? — Hükümet bu kararını ham er*'“” da teşmil eder, onları da vergiden M af tularsa, gelecek yıın bürçe açIR Hızır gelse kapatamaz.. Ne dersin? SĞ eee Gökten bomba yağarket film seyredebilecekler Peştede yeni bir sinema yaplt'lk br. Bu sinematlkaiğe'lerindek f"_* ayni zamanda tayyare hücumlar rabe karşı mükemmel.bir de sığınak ol sıdır, Sinemanın çatısının dünyada bir eşi yoktur. Bu çatı asri mü: nin en san'atkârana usülile y tır. K Seyirciler sinema oynadığ! zamml gökten bomba yağsa bile filmi T& seyredebileceklermiş.