9 Şubat 1937 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12

9 Şubat 1937 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— YÜi J bi aike ? ; ” ; J K : Tirür " ae Si İ — kadının artik hastalığını diyeceğim da- — haiyi bilmemiz lâzım. Hem bir şey söy- — tekrar edeceğim. Bu kadının bir yığın, — eâkin, derdi ile uğraşan zavallıların top — Jlandığı loş hastane kovuşlarında yeri ' yoktu. Sen onun ahlâkını düzeltip ce- — mdiyete iade etmeyi küruyorsun, fakat — çekinmiyecek kadar kanı tutuşmuş ve İ'>-—r'—"f_—l“ —— e - ——— veta (Ş e a Hd dit 12 Sıyh sdk POSFA —- Saat 23,45 de Köprüden Boğaza yapılmakta bulunan gece seferinin 11 Şubat 937 Perşembe günü akşamından itibaren yarım saat sonra yani 24,15 de kalkacağı ilân olunur. Üskü- darda tramvay temin edilmiştir. İstanbul Yedinci İcra Memurluğundan : Nezahat, Enver ve Şahendenin Emniyet sandığına birinci derecede ipo- tek bulunan ve tamamına 2470 lira kıymet takdir edilen Kartalda İstasyon civarında 202/26 numarataj 26 numaralı şarken Vucina elyevm Etem kaptan hanesi garben Sava vereseleri arsası şimalen yalıya mürür eden yol cenuben istasyona giden yol ile mahdut ve evsafı aşağıda yazılı bir evin satılmasına karar verilmiştir. Zemin katında: Sokaktan merdivenle çıkılın zemini karosimen bir sa- hanlık zemini ahşap bir sofa, iki oda, arka cepheden methale -olan numa- ra 13 zemini çimento döşeli bir taşlık bir merdiven altı kömürlük bir oda zemini çimento malta ocaklı ufak birinci katmda arka cephedeki taş- lıktan ahşap merdivenle çıkılan bir sofa iki oda, bir sandık odası, bir helâ elektrik tesisatı vardır. Zemin kattaki odanın altı bodrum ve beden du- varları kârgir haricen kapısı vardır. İstasyon karşısındadır halen postaha- ne kiralamıştır. Önünde bir asma vardır. Bina ahşap iki katlıdır.. Umum meıahuı 360 metre murabbaı olup 100 metre murabbarı bina zemini kalanı bahçe olan bir evin tamamı tapudaki kaydında olduğu gibi açık arttırmaya vazedilmiştir. Arttırma — peşindir. Arttırmaya — iştirak. edecek — müşterilerin kıymeti muhammenenin * 7,5 nisbetinde pey akçesi veya milli bir bankanın teminat mektubunu hâmil olmaları icap eder. Müterakim vergi, tanzifat, tenviriye ve vakıf borçları borçluya aittir. Arttırma şartnamesi 1/3/937 tarihine müsadif Pazartesi günü dairede mahalli mahsusuna talik edilecektir. Birinci arttırması 22/3/937 tarihine müsadif Pazartesi günü dairemizde saat 14 den 16 ya kadar icra edilecek — birinci arttırmada bedel, kıymeti — mu- hammenenin *675 ini bulduğu takdirde üstte bırakılır. Aksi takdirde son arttırmanın teahhüdü baki kalmak üzere arttırma on beş gün daha temdit edilerek 6 / 4 / 937 tarihine müsadif Salı günü saat 14 ten 16 ya kadar dairede yapılacak ikinci arttırma neticesinde en çok arttıranın üstünde bırakılacaktır. 2004 numaralı İcra ve İflâs kanunu- nun 126 1ncı maddesine tevfikan hakları tapu sicillerile sabit olmıyan ipotekli alacaklarla diğer alâkadaranın ve irtifak hakkı sahiplerinin bu haklarını ve hususile faiz ve masarife dair olan iddialarını ilân tarihinden itibaren 20 gün zarfında evrakı müsbitelerile birlikte daire- — mize bildirmeleri lâzımdır. Aksi takdirde hakları tapu sicillerile sabit -— olmıyanlar satış bedelinin pıylışmuıudan hariç kalırlar. Müterakim vergi, tenviriye ve tanzifiye ve resmi dellâliyeden ibaret olan Belediye rusumu ve Vakıf icaresi bedeli müzayededen tenzil olunur. 20 senelik vakıf icaresi taviz bedeli müşteriye aittir. Daha fazla malümat almak iste- yenlerin 35/617 numaralı dosyada mevcut evrak ve mahallen haciz he takdiri kıymet raporunu görüp anlayacakları ilân olunur. İstanbul Defterdarlığı Üsküdar Mıntakası Tahsilât Müdürlüğünden: Kıdılmy Cıfenuı mahallesinin Bahariye caddesinde kâin 87 sayılı apart- manın mutasarrıfı İhsan Sabihanın 933 ilâ 936 yılları Milli Emlâk - satış < bedeli ve faizinden borcündan bulunan 6002 liradan dolayı mezkür mahal — satılığa çıkarılmıştır. İhalei evveliyesi 11/2/937 gününe müsadif Perşem be günü *07,5 pey ıkçe!erile birlikte Kadıköy Kazası İdare hoyetıne mü- ra.cıı.tlın. «560» —_ Sirketi Hayriyeden: Ft Giızel İstanbulü Fena tanıtmıyalım (Baştarafı 6 ıncı sayfada) lediyemizin başardığı işleri gözönünde tutanlar bu işin de hakkiyle ve lâyikiy- le başarılacağına emindirler: Buna e- min olmıyanlar, etraflarıni görmiyen- ler, görmek istemiyenler, yapılanları ört bas etmek isteyenler, gayri samimi olanlardır. Dikkat edelim, şu veya bu hissimizi tatmin yolunda memleketimizin en gü zel sehnTcı inden birini, güzel İstanbu- lü elâleme yok yere fena tanıtmıyalım. Zararı sade bize değil, bütün memleke te dokunur. * * * Nezle bir çok büyük hastalıklarımn nasıılır. Nezie çalllica DÜU tenuüneierin öLüne geçmek üzere yapacağınız ilk iş GRİPİN almak olmalıdır. GRİPİN soğuk algınlığına gripe, romatizmaya karşı çok müessirdir. GRİPİN bütün Aağrı, sancıları derhal keser. GRİPİN baş, diş, adale ve bel ağrılarında görülen seri ve kat'i tesirile tanınmıştır. sIZI ve Bütün ecz nelerde bnlunur: (Daimler - Benz) arabaları rae MA ZUT « Küçük kamyonet 140 kilometro yapıyor Kısa şası kamyon 115 » » Uzun şası kamyon 90 » » Koca kamyon 80 » » 7 kişilik binek” 150 — » » Rakiblerimize kanma,boş - lâfa inan ma; tecrübeye gel, hesabını bil, başka araba alma, emret katalog gönderelim. Taksim — Bahçesi- karşısı 2Ö - telgra- adresi, Dize' - İstanbul. A lt ELEİ sarhoşluk... (Baştarafı 9 ncü sayfada) O zaman evin içinde bir çığlıktır ko - par; kopar amma kaç para eder? .- Gürültüye koşan konu komşu,«-0 ka- dar-sorladıkları halde yerde düble sız- mış-olan adamı bir türlü uyandıramaz ve hepsi bir olup onu karga tulumba e- derek çıkarır, sokağa, yolun bir kena- rına bırakıverirler. TA * İşin asıl»tuhafı neresi biliyor musu ; nuz? Ertesi akşam Balatı Ka—.ımpasa ve başkasının evini kendi evi sanatak o * raya-giren adam ile o evin-asıl sahibi tesadüfen bir meyhanede ve avni ma- sada buluşurlar. Bir aralık söz, bir ge- ce önceki Maceraya gelir; ev sahibi, ( Baştarafı 8 inci savfada ) alınmamış- olduğuna. göredir. Bir ağır bombardıman uçağı büyük bir para ile yapılır. Bu sebeple müdafaa edilen he- deflere karşı bunları çök miktarda kül- lanmak ö kadar büyük cesaretlir kı toplu halde kullanılmalart mümkün olamaz gibi görünür, Halbüki- mühim bir tesir yapabilmeleri de, ancak çok ve toplu kuflanilmalarile kabil olur. Bu takdirde, kolayea anlasşılır ki, bü - yük tahrip bombalarından gelecek za- rar, en büyük zarar değildir. Korun - îlîarabacılık deği Sarhoşluk ! kendi aklında kalmış ve karısından dinlemiş olduğu şeyleri birer birer be- rikine anlatır, eti sonunda da: — Köpoğlu herif, bula bula bulmuş ta gelmiş bizim evi bulmuş! Eğer ayık olsaydım, keratanın dayaktan canın! çıkarırdım. Beriki de şu cevahı verir: — Yooö der birader, büyük söy leme, büyvük söyleme! Bizde bu sarhoşluk varken, o iş, bir akşam da senin başı - na gelir; sen de Balattaki kendi. evim sin haaaa.. Maluma, para ile değil bu, sıra ile! Arabacılık değil bu, sarhoş - luk! Osman Cemal Kaygılı Hava tehlikesinden korunmayı bilelim beton örtülere ihtiyaç olan ağır tahrip bombaları yükarıdaki mülâhazalardan dolayı ancak en büyük hedeflere kar- şı kullanılir. Bunlar da agskeri mühim - mat depoları, silâh, cephane fabrikala- ri; büyük istasyonlar, endüstri yerleri hükümet binaları ve benzerleridir. Da- caddeleri terketmek ve evlerin gaza karşı muhafazalı bodrumlarına girmek mak için ancak 2-5 metre kalınlığında (Baş tarafı 7 inci sayfada) İkinci haftaymda Holandalılar ken- dilerini biraz daha derleyip toplamış- lar, ve bunun faydasını görmüşlerdir. Galatasaraylılar hayli rına rağmen ikinci haftaymda ilk haf- taymda gösterdikleri muvaffakiyeti gösterememişler, ve ancak Hüseyinin uğraşmala- Çıkarılanlar Aşağıda isimleri yazılı yabancılar muhtelif sebeplerden dolayı hudut ha- rici edilmiştir: Suriye tebaasından İsmail oğlu Ha- san, Yugoslavya — tebaasından Duşen Moriç, Romanya tebaasından Yahudi Pohter oğlu Monfred, Suriye — tebaa- | « sından Abdurrahman oğlu Ahmet, Su- riyeli Reşşo, Romanya tebaasından L van kızı Filorika, Suriyeli —- Mahmut, Bulgar tebaasından İvanof, İtaly_an te- baasından Rodoslü Mercan oğlu Ras mazan kızı Bahriye, İtalyan tebaasın- ayağile bir gol atabilmişlerdir. Holan?| —ETER < G - ŞO Hudut haricine | en iyi Çaredir. Dünkü Futbol Maçı dalılar da buna mukabele etmişler, ve oyun böylece * - | Galatasarayın gali- biyeti ile neticelenmiştir. Holandalılar buraya gelen mektep larını ispat eden düzgün ve temiz bir oyun göstermişlerdir. Sol açıkları, bek- leri ve bilhassa kalecileri- fevkalâde i- yi oynamıştır. Tokatta iki dükkân yandı [ Tokat (Hüsusi) — Sulu sokağın- daki kazancı Osmanın — dükkânındaıt yangın çıkmıştır. Bu yangın iki dük- kânın yanmasından sonra söndürüle- bilmiştir. Vilâyetin itfaiye — teşkilâtı noksandır. Bu yüzden yangının önü çabucak alınamamaktadır. Yanıgın ara- bası bir tanedir. dan Loyd Trıyestıno kumpanyasının Pilsna vapuru kamarotlarından Petko Salvator, Çekoslovakyalı Antoni, Su- riyeli Sait kızı Emnun, İtalyan tebaa- sından Faslı İbrahim oğlu Rohel, Mu- İsullu Abdurrahman oğlu Mehmet. “Son Posta, nın Edebi Tefrikası: #6 Yazan: Perilde Celâl- Hem de biz. doktoruz azizim, bu sık sık yalvarıp «eve dön» kadar!.. liyeyim mi ne dersen de ben gene de kerek cevap verdi: — Bak işte sen de benim ne namuüs umurunda değil.. kadar aşağılık düşkün bir insan ol unutma ki böyle her türlü çılgınlıktan de bütün bunlardan sonra gene de ona diyecek Sırrı Nihat peçetesine ağzını kuru- layarak ayağa kalktı ve omuzlarını sil- sözüme geldin. Demek ki bu adam o kadar pısırık uyuşuk bir herif ki ne haysiyet, belki bu -|hâdiseler bu fikrimi değiştirmeye se - — devam ettim: _ ı bir çok kimseleri de bu ateşe atabilecek —— çok kuvvetli, çekici bir sihiri gözlerine toplamış bulunan bu kadın asıl cemi - yete bir tehlikedir. i Doktorun yüzündeki tebessüm si - linmiş, beni dinliyordu. Biraz da içerle- diğini fark ettiğim halde aldırmıyarak — Yalniz şaşırdığım bir cihet varsa - — ne kadar muhabbeti olursa olsun köy- — İlü karısının, hattâ dostunun ihanetine — dayanamaz pek makul düşüinemiyece- - ği için öldürmekten Bile çekinmiye - “rek cezasını kendi elile verir. Peki bu adam nikâhında bulunan bu kadının — yıllardır kasaba kasaba gezen bu kötü şöhretinden haberdar oldüğu halde na- % ç fııl bu kadar alçalmıya dayamyor Hem masaydı. İlk evlendiği zamanlarda kızi hakimiyetine-alır, onun bu yollara düşmesine kocası, erkeği sıfatile mâni olmaya çalışırdı. Ben de “içerlemeye — başlamıştım. Neden bu kadını böyle müdafaa edi - yordu. Yerimden kalktım — ve alaycı J|bir tebessümle: — Senin sözüne gelen kim dedim. Gene sen haksız çıkıyorsun. - -Çünkü biraz düşününce ben demin uğradı - ğim hayreti yersiz buluyorum. Bu ka- dın o kadar müthiş bir afet ki yaptıkla- rının - hesabını. sordiırmiyacak . ka- dar müthiş bir sihirle zavallı adamı büyülemiş. “Adam da onun * yüzünü bir kere görmek için, sonra ne de olsa karısı bir gün uslanıp evine dönmek ihtimali de var. İşte zavallıcık bu se - beplerle onun yaptığı her türlü rezales te katlanıyor, Sırrı Nihat sesini çıkarmadı. Bu bahsi kesmek ister gibi paketı uzatıp bir siğara verdi. Köşedeki koltuklardan birine doğru - ilerlerken «yemekten sonra sigara içmek ne zevkli oluyor.» dedi ve yerine otururken ilâve etti: — Azizim bu boş lâfları bırakalım şimdilik bizi alâkadar eden bu kadının nasıl bir mahlük olduğu değil, iyi bir hastabakıcı olmasıdır.. Anladım ki Sırrı Nihat Gül Fatmayı müdafaa etmekten adetâ zevk duyu- yor. O günden sonra bir daha bu bahi- se gelmemiye karar vercdim. Fakat | bep oldu. Gül Fatma iki ay uslu durdu. Demiş- tim.- Fakat o zamanlar bile bu kadının takındığı riyakâr sükün ile berkese emniyet telkin etmek istediğirden şüpheleniyordum. En çok onun hasta- ların üzerinde fena bir tesir yapmasın- dan korkmuştum, Fakat bize gelen köylücükler o kadar kendi dertlerine düşmüş zavallı insanlardı ki şöhretini pek iyi bildikleri bu tehlikeli mahlükla hiç meşgul olmadılar. Memurlar, hademeler filanda bizden- korkuların- dan en küçük mânalı bir hareketten çekiniyorlardı. Fakat bir müddet sonra kasabada yapılar dedikoduların had devresine ni seven bir, zat bu dedikodulara bemm ismimin de karıştığını, herkesin «iki genç doktor istifadeleri için kadını has- taneye aldılar» diye, bize atıp tuttuk- larını söyledi. Sesimi çıkarmadım. Hat- tâ-bir kaç kere Gül Fatmanın ğarip ba- kışlarıni Sırrı Nihadın üzerinde yaka- ladığım; halde içime fena bir şüphe düşmedi. Ne de olsa bu kadin bu yolun yolcusu idi. İçinde kaynayan atesi bu kadarcık olğun dışarı atamadan tabit yapamıyacaktı. Dedikodular da asıl - sız olduktan sonra umurumda değildi. Yaz ortalarında idik. Bir gün bir hafta kadar (X» den ayrılmam İâziım geldi. Civar kasabalardan birinde eş - raftan biri ağır hasta idi. Ailesi adam gönderip gelmemi rica etmişti. Kasaba atla dört saat sürerdi. Hasta ağır oldu- ğu için orada bir kaç gün kalmam da icap etti ve bu bir kaç gün bir hafta oluverdi. Hastamın iyiliğe döndüğünü gördüğüm gün atıma atladım. Doört saatlik yorucu bir yolculuktan sonra hastanenin önünde toz.- toprak içinde attan indiğim zaman yorgunluktan harap bir-halde idim. İçeri girince he - men odama çıkip üstümü değiştirmek için merdivenlere yürüdüm. Merdiven- leri çıkarken elinde geniş bir küvetle aşağı inen Zehta Hanımla karşılastık. Beni görünce dudaklarının ucunda aci müstehzi bir tebessümle: — Hoş geldiniz doktor bey dedi. Bu kadının Gül Fatma gelelidenberi kat eli işe iyi yattığı için bir çok hır- çınlıklarına, hademelere yaka silketen huysuzluklarına aldırmıyorduk. Du - daklarındaki acı tebessümü — görünce khemen onun gene bir Şşeyden şikâyet edeceğini-anladım. *Ağır 'ağır merdi : venleri çıkarak cevap verdim: — Sen nasılsin bakalım Zehra Ha— nım, hastalardan ne Kâber?.. : Zehra Hanım birdenbire - kaşlarını çatarak, bir kaç basamak inip yaklaş- & $ — Haberin var mı doktor bey? Bi- zim Fatma hasta.. siz gittiğinizdenberi yatıyor.. soğuk almış galiba.. Sonra dudaklarındaki- müstehzi te- bessüm yüzüne doğru yayılarak bir « denbire yavaşlayan bir sesle ilâve etti: — Amma Allah razı olsun başhe - kim bey de ona öyle iyi bakıyor ki... Bunu derdemez Zehra Hanım kısa bir kahkaha ile gülüp sür'atle merdi - venleri inip gitmişti. Bir müddet oldu- ğgum yerde öylece kaldım. Sonra odama gitmekten vazgeçerek, döndüm. Mer- divenleri inmeye başladım. Sırrı Nihadın odasına girdiğim za - man doktor idare memurü -ile,konu - şuyordu. «O, hoşgeldin gözlerimiz yol: da kalmıştı Sçlim..)ı diye, kalktı. Biraz sonra idare memuru' o - dadan çıkti ve yalnız kaldık. Sırrı Ni- hat pek neş'eli görünüyor bana lâf bı- rakmndan konuşuyordu j |girdiğini haber aldim. Eczacılardan be-|daha aksileştiğinin farkında idim. Fa- diye Kasımpaşadaki bizim eve girer < ha küçük tahrip bombalarının münfe- rit tesirleri ise azdır. Bunlar çok atılsa-- lar bile korunma çareleri nisbeten kü- - laydır. Bu bombalara karşı en - ziyade - takımlarının bir çoklarından iyi olduk- - yerinden - MArkası var) — | hi H | D Aİ j Çi

Bu sayıdan diğer sayfalar: