İğgöe 8 Sayla İ Eskişehirde çok garlpr bir hlı;iı—a' Arsen Lüpene taş çıkartan bir tllki ve Şarlak Holmesten zeki bir horoz/£ SON POSTA — Rusların Büyük Şairi Zengin bir kasabın evinde hayvanlar tarafından oynanan K hırsız - polis oyunu bütün şehri hayrete düşürdü şi Tiüki, kurnazlığıile meşhur bir hay - vandır, ve bunu bilmiyen yoktur. Tilkinin kurnazlığını isbat eden bir y gok hikâyeler vardır. Hepimiz, © hikâ-| yelerden bir çoklarını biliriz. Ve bili - riz ki, o hikâyelerden çoğu hayal mah- sulüdürler, Fakat Eskişehirde cereyan etmiş bir hâdise, tilkinin kurnazlığını isbat için uydurulmuş olan bütün hi - kâyeleri gölgede bırakabilecek kadar | | şayanı hayrettir. Hâdiseyi anlatırsak, kanliz ki siz de ayni hükmü vermekte tereddüt edemiyeceksiniz. Puşkinin çocukluğu: Bir yaz günü Moskova caddelerinden birinde bir ka- dın gidiyordu. Kadın, şişmanca ve a - ğır hareketli bir çocuğu elinden tut - muş adeta sürüklüyordu. Çocuk, ka - dının yürüyüşüne bir türi yor, mütemadiyen geri ı dın fazla sinirli idi. İkidebir şişman ço guğa çıkışıyor, geri kalmasına kızıyo |du. Nihayet kadının sabri t cuğun elini birakarak yalnızı yürümeğe başladı. Çotuk, annesinin hu ? 1 Pmuamelesinden hiç telâşlanmadı. Git - hâlâ bağıran ve ayni gayri tabii halini |ti sokağın ortasına oturdu. Dinlenme - |hiç bozmıyan horoza bakar, bir taraf-| ğe başladı. tan da, bu garip sirkatlerin failini ele Açık pencerelerden uzanan başlar Halid Kudsi, iki yetişkin evlât baba-| geçirmenin, çarelerini tasarlarmış. bu hareket kgr: inda kahkahalarını sıdır. Ve sahip olduğu kasap dükkâ O sırada çoban, Halid Küdsiye sor -| tıtamadılar, ğ”'"'- . Bu gülüşler ç , bu çocuklar idare - etmektedirler. | muş: çui KUDN YÜK GARLRĞE AĞ MACİ Sei Halid Kudsi ise, yaman bir av merak <| — — Tüki tulumları kaç taneydi ba -| Tara baktı ve murildandı: » hısidır. Boş vakitlerini, ağılımın civa -| yım? , — Sıntacak ne var sanki?., rında avlanmakla geçirmektedir. Av - N , Sonra, yavaş yavaş ayağa kalktı. Ve Bastamalcla geçiri Halid Kudsi, tavuklarile birlikte, tu- Kümız' başına yölüne devsimletii. ladığı tilkileri nla n i a doldğur:ı[::mv: .â:],:îıl.:x;m:f:?lî lumlarıtın da çalınmış ölması ihtima-| ” Bu kadın, Nadejda Osipovna Puşkın- ah Gönr Ü onları karşıdan veyret - lini düşünerek endişelenmiş, ve bir -| di. Yanındaki çocuk ta, oğlu Saşa Puş- mek, en masum, en büyük' keyfidir. , tavandan sallanan tu -| kindi. Rusların en büyük şairlerinden *& lumlara dikmiş. Aleksandr Sergeyeviç Puşkin. Puşkinin babası eski bir asılzaı Cevap vermiş: a Ekande T d - mekle, bir târaflan di 7 N KA üç tane olacak! İdi. Mensub olduğu ailenin altı yüz se- FTi mesmil ot S aNN İnelik bir geçmişi vardı. Puşkinin ba * tiştirmekle meşgul olmaktadır. Ve tulumları uzaktan gözlerile sa- , — . Son zamanlarda ağılındaki tavukla- | yarak çıkardığı yeküna inanmıyarak e- | VAS Serkoy Tivovis, te "gâ" e k" rin tasasına düşüyor. Çünkü üzerleri- | mir vermiş: İti hıl; ın;a;ık 'kök"l Aç;ı“.”d,. Eskişehirde Odunpazarında, Halid| Kudsi adında bir zat vardır. Büyük bir kasap dükkânmın sahibi bulunan bu zat hayli zengindir. Fakat bir çok zen- | ginler gibi mağrur, hasis, hodbin de * | ğildir. Bilâkis, çok Mütevazidir ve Mmuhtaçlara karşı çok Gömert davranir, Bu hasletleri ve dürüstlüğü 'yüzünden, koca şehirde, kendisini sevmiyen he - men hiç kimse yoktur. Halid Kudsi, bir taraftan avla vakit he titrediği o çins tavukların her gün| —. Şunları bir say bakalım! Yoksa $ » Livoyli birer ikişer eksilmeleri onu, düğümü onı,nsd_ n datamalar? * |Fakat buna rağmen Sergey Livoviç da- Çözülemiyen bir muamma karşısılda Ai g . 4âmi bir para sıkmtisı çekerdi. Çünkü birakmıştır. Çoban merakla cevap vermiş: şlerile kendisi uğraşmasmı sevmezdi. Halid Küdsi, tavuklaını apırah'dar < İz, — Hayaçız Billkir. . Oalar tazlalağ- | Hpalâkinin idareşj ganuş bunuâ, elinde gızı yahüt sansarı ele geçirebilmek ıçın | mışlar. Tavanda 13 değil, 14 tulum var. | kalmıştı. Bu. adamlar hem köylüyü, Eğer sizin hesabınızda bir yanlışlık|.hem Puşkinin babasını soyuyorlardı. yoksa şaşılacak şey!.. Bu vaziyeten usanan köylüler bir gün, baş vurmadık çare, kurmadık tuzak bi- rakmıyor, Fakat bütün zahmetler bo Şşa gidiyor, bütün çareler fayda vermi- yor, Helid Kudsi bu yüzden bir çok- ge- | düşürmüş celer uykusuz kalışına yanıyor; ve o| — Yok canım... Ben hesabımdan e-|'. güzelim tavuklar habre eksiliyor. — |minim! Yukarı çık ta, şunları birer bi- ':,':'d"ııh"' h'lf.* Srkti î':fey ıı'l““îi' * rer say bakalım! ç-ğnışdlm YHYÜ A GS AĞT A Bir gece, Halid Küdsi, derin, tatiruy-| — Derhal tavana çıkan çoban, az sonra,| — Garpey Tüvovi ; L kusundan sıçrıyarak uyanmış, ağıldan | Saşkınlıklan katılmış bir sesle bağır - V_îî":“lh";î";f:;jn;:ğ, aa yükselen kazma karışık seslere kulak | MiS: geylerle uğraşacak vakti yoktu. O, tam xîşıî::m;ı [î;ıevîr _kî?ekıoıiuin havla-| —— Bayım, buradaki tilkilerden birisi | bir derebeyi gibi yalnız eğlenmesini îıı.îmnl:ırınd'ln ;:;F:,rı.n at dcı beğil öi a everdi. Bütün hayatım; avarelikle ge- Zinün İaaliyette olduğune davar hirsis| —- Dirl mi? | |sirmişti. Fransız kültürüne, Fransız â- W n cürüi ;m:gunğ hükmetmiş.| — Evet... Bakın şu dördüncü tilki | âçtlerine, Fransız diline büyük bir bağ- mak emelile derhai şamnde Kitır İ dipdiri... Tavan direğine, dişlerile hlık gösterirdi. Zeki idi. Hazır cevab. Yıp çiftecine sonlmış. Bir eline deş kâr cambaz gibi asılmış. Kuyruğu kımıl -|dı, Bunun için de sosyetede sevilen bir hn bir sopa “ç:rm,_“ş_ v vıuğ:ı;dan danıyor. Gözleri de fıldır fıldır! adamdı. Puşkinin babası edebiyata da apar topar kaldırdığı çobanile birlikte| BU Vaziyet karşısında, Halid Kud - ,çok meraklı idi. Evinde büyük bir kü- ağıla kaşmuş. sinin ayağı suya ermiş. Bir anda, olup| tüphanesi vardı. Rusça ve fransızca dil- n- | bitmiş bütün sirkatlerin mahiyetini an- | Jerinde şiirler bile yazardı. Zamanının 'akat çok göçmeden, bilmem kaçı: HĞ İ © defa sukutu hayale uğramışlar: Çün- | lamış. Ve az evvelki endişelerinin yeri- ©h büyük. ediblerile, sairlerile Kârâ - triyefle, Jukovski ile, ve kü ağılın altımı üstüne getirdikler:, ve | Ni büyük bir hayret doldurmuş. Ve| Mazinle, Dimi aramadık köşe birakmadıkları halde, | hem tilkinin kurnazlığına, hem horo -| Viyazemski ile ahbablığı vardı, _x" Ki en ufak bir ize dahi rastlıyamamışlar. | Zün ferasetine, selhak'» demiş deşi, yani Puşkinin amcası, Vasil Li - Faka; gittikçe esrarengizleşen mü -| — Kurnaz tilkiye müstahak görülen ce-| voviç zamanınım tanınmış bİT şairi idi temadi sirkatlerin fallini yakalamaktan | 7AYı tarife de lüzum yöktur sanırız. T ftamamen ümit kesip te yerlerine döne Bize bu hâdiseyi haber veren Eski -|Sergey Livoviç çocuklarile uğraşma - cekleri sırada, bir horozun acayip aca- | Şehirli' arkadaşımız: şını da sevmezdi. Çocuklarına karşı a Yip ötmesi nazarı dikkatlerini celbet -| — Siz, diyor, hakiki olduğunu her | Jâkasızdı. Fakât buna rağmen kendisi. miş zaman isbat edebileceğim bu hikâyeyi, |Ni iyi bir baba olarak tanıtmasını se . Bakmışlar ki horoz, habre, uzun u:| *İster İnan, İster İnanma!» sütununu- | verdi. Puşkinin babası riyâkâr, iki yüz. Zun, acı acı ötmekte, ve sustuktan con- |ZA koyün!.. Çünkü bir çok kimseler, ' Jü bir adamdı. Puşkin, bahasının aksi - Ta da, öterken arkaya doğru gerilem| Kendi akıllarına bile gelmiyecek olan ,Ne olarak dürüst, basit, sağlam seciye- başını tabit hale getirmemektedir. bu kurnazlığın bir tilki parçası tara -| Ji bir insan olmuştur. Evvelâ horozun hastalandığına zahip | findan gösterilmesine inanmak iİste -| Sergey Livoviçin karısı Nadejda O . Olmuşlar. Fakat onun hareketlerini | Miyeceklerdir! şipovfa, «Büyük Petronun Arabı) biraz daha dikkatle tetkik edince, bir AA Abram Petroviç Anibalin torunu idi. başka şüpheye düşmüşler. Kurnaz ço-| — Hayvan kesiminde yeni usul — | Hannibal, Habeş prerislerinden birinin ban, Bay Halid Kudsiye: Müzbellada konlen hapvinlar beslt oğludur. Köle olarak İstanbula getiril- *i — Bayım, demiş, bu hayvanın dili - | p, h sütitlmdktex b vi | nin altında bir şey var amma, bizim di- | 7 vrulle şişirilmekte, bu yüzden kes| CAtın alınarak Büyük Petroya hediye İHmizden konuşmaz ki söylesin! me ameliyesi uzamakta idi. Dünden i-| edilmişti. Büyük Petro Annibali okut Bay Halid Kudsi, çobanının bu safi-| #baren Avrupa mezbahalarında câri| muş ve bir asker olarak yetiştirmişti. A yane sözlerine gülmüş, ve: olan usulle hayvanların - şişirilmesine| Annibal, General Anşef unvanını ha - — Canım, demiş, o beyihsiz hayvanın | başlanmıştır. izdi. Çok ihtiyar olarak öldü. neye ;ğj; e li?b_ Elektrik cereyani ile husust - haval | Puskin veçhen büyük dî(d""me Üa — Öyle deme bayım! O horozların|tazyiki vücuda getirilmekte, hayvanın | Zerdi: Yüzü esmer, saçları ıvırcik, dü- Li a Haşmndan Akıllları yördr. “Biz bir Küç yi udana biz.huni Ve bu bava sevke-| v ga A nü sene evvel, bir horoz sayesinde bir ka-| " - b Puşkinin annesi kocasına lüyık bir til yakaladık, dilmektedir. Bu suretle bep beraber| kadındı. O da kocası gibi eğlenceyi, Haliâ Kudsi, büyük bir ciddıyette | Hesilen bir çok hayvan, bir kaç saniye | süi, gezmeyi severdi. Nadejda Osipovna konusan çobana inanmakla inanma - |icinde şişirilmektedir. Bu usul hayvan | otoriter bir kadındı. Kocası Üüzerinde a mütereddit, bir taraftan | kesim müddetini ki: İtmiştir. l,ıun.sın bir nüfüzu vardı. Puşkinin ba- gey Livoviçe gönderdiler. Hallerini bildirmek istediler. Rahatsız edilme - süratle| “Bu sözler, Balid Kudsiyi de hayrete kendi aralarından birini seçerek Ser - |, Çiftlik işlerile uğraşmasını sevmiyen | miş, oradan da Rus sefiri tarafından | ç Sekiz yaşında iken Fransızca şiir ve piyes yazan Rus, çocuğu Puşkin gerlerinden Jerce onu bu halde tutardı. gpun yanında gizlenirdi. Fakat dadısının hatıralarile doludur, her halinden belli olmak! gızlıyarak: ga hayretsin! mak istedi: halis arabçık. di: yermiş oluyor» dr Puglâ | ve |ven Puşkinde okumağa karşı büyük bir bası, karısından korkardı. Puşkinin iki kardeşi daha vardı: Kendisinden iki yaş büyük Olga isminde bir kız kar - deşi, ve kendisinden altı yaş küçük Lev isminde bir erkek kardeşi, Puşkinin annesi çocuklarıng - kar$ı çok zalimdi. En küçük oğlu Lev'i di - zla severdi. Fakat diğer iki çocuğuna, bilhassa Aleksandr Puş- kine karşı pek soğuk davranırdı. En u- fak meselelerden ötürü ona darılır, ay- larca surat asardı. Puşkini en ağır ce- zalarla cezalandırmaktân bile çekin - mezdi. Puşkinin küçükken avuçlarını birbirine sürtmek âdeti vardı. Annesi küçük Puşkini bu âdetten vaz geçir - mek için ellerini arkasına bağlar, gün- Puşkin küçükken çok ağır ve hare - ketsiz bir çocuktu. Annesi onu zorla o- yun oynamağa icbar ederdi. Çocuğ yo- rulduğu zaman biricik hâmisi telâkki ettiği anneannesinin odasına kaçar, o - Anncannesi Puşkine şefkatle muamele ederdi. Ga - Yba Puşkin de anneannesini - severdi. Puşkini en fazla seven, ona ih - timam gösteren, Puşkitin ihtiyar da - dısı Arina Rodionovna idi. Puşkin de dadısını çok severdi. «Uyku» adlı şiiri Puşkin yedi yaşına bastığı zaman ah- lâkı, vücudu büyük değişikliğe uğradı. O sessiz, o ağır, o harekelsiz çocuktan eser bile kalmamış, yerine cıva gibi, ateş gibi bir çocuk kaim olmuştu, Puş- kine yaraşan da bu idi. Puşkinin anne- .sinden tevarüs ettiği Afrikalılık şinıdi idi. Evde - ikiler çocuğun bu ani değişişinden ade- ta korkmuştular. Büyük annesi, kalbi — Bilmem bu çocuğun hali ne ola - .gak, diyordu. Evvelce onü bir türlü ye- rinden kaldıramıyorduk. Şimdi ise bir ldakika rahat durduğu yok. Bir kutub- Han diğerine atlayıp gidiyor. Bir türlü ,ortada karar kılmiyor. Allah encamı - , Püşkin daha küçüklüğünde çok ze - ki ve babası gibi hazır cevabdı. Bir gün evlerine babasının dostlarından ve es- ki nazırlardan şair İvan İvanaviç Di - mitriyef gelmişti. Salonda otururlar - ken gözü Puşkine ilişti. Çocuğa takı! - — Hele şu »yaramaza bakın; dedi, Puşkin gülümsedi ve bir dakika bile düşünmeksizin Dimitriyefin çiçek bo- /Zuğu yüzüne bakarak şu cevabı ver - — Hiç olmazsa alâmeti farıkam bu olur da Riyapçik (*) demezler ya. (©) Riyapçik: Rusça çiçekbozuğu -| (çopur) manasına gelir. Puşkin Dimit- riyefin sarabçık» sözüne karşı hem ha- n aPt fiyeli, hem de zemine uygun bir ..v..lmn Ankara caddesi ile Sirkeci civarın” Yazan : H Puşkinin evinde bir alay Fransıt mürebbisi ve mürebbiyeleri vardı. Bu* nun için çocuklar Rus terbiysinden zi* Yade Fransız terbiyesinin tesiri « ” da büyürlerdi. O zamanın bütün tokrat ailelerinde olduğu gibi Puskir ailesinde de evde konuşulan dil fran- sızcadır. Puşkin küçüklüğünde rusça- dan iyi fransızca bilirdi. Puşkin ders * lJetine karşı ihtimamsızdı. Kerrat cet- öğrenmek için gecelerce göz yı şı dökmüştü. Ümümiyetle riyaziyey sevmezdi. Fakat dökuz yaşından itiba- heves uyandı. Gizlice babasının kü « tüphanesine girer, saatlerce, eline n€ geçerse okurdu. Babasının kütüphanes si Onyedinci ve Önsekizinci asır Fran « sız muharrirlerinin kitablarile dolu i « di. Bu kitablar Puşkine Fransız edebi « yalını öğrenmeğe çok yardım ettiler. Puşkindeki o Fransızların bile hayramt olduğu fevkalâde Fransız üsltübu bun « Jarın tesiri altında meydana gelmişti, Puşkin daha sekiz yaşında iken frane sızca şiirler yazmağa başladı. Bu za « manlar en çok yazdığı şeyler, hocala * rına karşı hicviyelerdi. Puşkin Molyere karşı büyük bir hay- ranlık beslerdi. Onu taklid ederek «Hırsıze komedisini yazdı. Bu komedi jçin evinde bir tiyatro tertib etti. Pi * yesin bütün rollerini kendisi oynadı. Seyirci Olarak' ta yalnız ablası Olga vardı. Piyes Olganın hoşuna gilmedi. Ortada Molyerin çok kaba bir taklidi sırıtıp dürüyordu. Kız hoşnüudsüz!üğü: nu -göstermek için piyesi ıslıkla kârşie ladı. Puşkin bu münasebetle kendisi İi« çin fransızca bir hicviye yazdı. Puşkinin lise hayatı: 1811 senesinde Petrograd civarında Çaristoye Seloda yeni bir mekteb açılmıştı; Lise. İmpa * gator I inci Aleksandır, mekteb olarak kullanılmak üzere kendi sarayından gdört katlı bir binayı ayırmıştı. Mekteb münhasıran «yüksek alle çocukları» ! « gindi. Gayesi: Devlete yüksek memuz- lar yetiştirmekti. 10 - 12 yaşında mek- tebe giren çocuklar tamamen mekte « bin tesiri altında büyüyeceklerdi. Ta« lebeler için yaz tatilleri bile yoktu. , Puşkin de, babasının ahbabları de * dâletile mektebe alındı. Daha ilk senee sinde dikkate şayan bir çocuk oldu. Ze« kâsına, hazır cevablılığına arkadaşları da, hocaları da adeta hayrandılar. Se « ne sonunda mekteb idaresi bütün tale. belere not vermişti. Puşkine verilen nokt şöyle idi: «Esaslı olmaktan ziyade parlak ve —— gösterişli bir istidadı var. Zekâisi de « — — rin olmaktan ziyade keskin ve kıvı! « — — cımlıdır. Az ihtimam ve az gayret is * tiyen derslerde muvaffak olabilir. Bu itibarla umum?İ muvaffakiyeti de az dır. (Arkası var) Esnaf cemiyetlerinin yeni binası — İstanbul esnaf teşekkülleri mayıs | bidayetine kadar bir binada toplanmış olacaklardır. Bu işe tahsis edilecek bi« na henüz aranmaktadır. Yalnız bu bis naya zarurf olarak bazı teşekküller ge- lemiyecektir. Meselâ, balıkçılar cemiyeti, celap- ler cemiyeti gibi cemiyetlerin şimdil yerlerinden ayrılmaları imkângsızdır. Bunlar ve bu gibi cemiyetler gene er İ ki yerlerinde bırakılacaktır. Â Yeni binada esnaf arasında müşte« rek menfaat esasina göre — kurulacak yardım teşkilâtı da bulundurulacaktır. Bu suretle mürakabe kolaylaşmış ola- caktır. Va Yardım teşkilâtının iş bürosunda — — çalıştırılacak cemiyet reisleri bu vazi- feyi sıra ile yapacaklardır. Yeni bina- da bulunmasına çalışılacaktır.