* —îıiı—_ vey; hangisi olduğunu SON POSTA — BİLİYOR MUSUNUZ ? .n büyük, en yüksek, en uzun, en eski, En geniş, en seri şey yahut mahlük ( Bu yazıları kesip saklayın, başka yerde “ul mazsınız! ) l EN VUKSEKk DAĞ Fîîl A e DA _..ımı Tz i’.î_.ı.î_ ',-_'—';/ t x. v Vi : uğ%u::ım — Nevyorkta Em- Ükseklişi € binasıdır. 102 kat- büyür —Si 381. metredir. luğu Vaftik * — Romada Papanın ; binadır aân sarayıdır. 1300 se- 8 1000 22 daireden müteşek- Bi 559 oen fazla salonu vardır. Barip Metre murabbaldır. v &v alleydedir. Zengin bir kadın ettiği lmîştır. Bu kadına in ! igm" d 1 müddetçe ölmiyeceği & ltnda gg Miştir. Ekserisi ayrı | Metrele Oda, bunları birleşti- Mi yan Tce koridor, hiç bir ye- ! kapuarmerdl?enler. düz duvara 4a köy Vesaire vardır. Uzaktan ı'üyuk Zannolunur, uğu 76, genişliği f metubkgesinin kutru 15 yük Ürabbaya, edir. Arsası 6890 met- dr, * Şimdi müze haline kon * ir. a€ — Romada San Piiet- î““ senelik binadır. Ar- Te Murabbaldır. İçinin k&tgemş“ği 113 metredir. ru 42 yüksekliği 123 000 kişidir. — Almanyada Ulm kilisesidir. Kulesi - $ T Metredir. ldir. Yi — Paristeki Eyfel €Vve) şksek“ği 300 ırıet“.redir.y 48 katı 5g “Pilmiştir. 4 katlıdır, bi- Me hci kati 116 üçüncü ka 'rdı. Yu bi ., ar Lö Ve İ afağ_ma Mal olmuştur. Fa- Ütün nî Aretçilerden toplanan asrafını Çıkarmıştır. €r — Paristeki Yıl ı:oleon tarafından 50 ,, senede yapılmış ; dî'_“îhgi 45 kalınlığı br : ri 29 metre 'in Beniştir. geildedir, 39 AMerikada Tuzlu- klaş Olmüş bi " AMerikada Arizo o Tluğu 34 | ABaçtan müteşekkil B Tetrek r;retfedir ve bir dere- 5 Üzerinde durmak- Erkez d.e"'i'?olu - **%rdî"“%l" 4880 âîtliw;â;- Beçmeki re yük- Yi Mun bi ksa .__Ster Yü kliği 162 tam 300 metre yük rî_“m etrafı 70 kilo- Ünür, Tepesine ka- Merdiven vardır. 260 * D Kalifomiyada Santa | Yapıyı 38 sene mütema | ktir, burası 800 kişi | ll || ei DA ’ * D EN Eski YAPI N hi K g ge VA ı EN YÜK SEK Bina * A a -_-î G ENYÜKSEK UBVEEL EN VÜKÇEK W ULU EN KUWETLİ ŞELÂLE En yüksek demiryolu köprüsü — Afrikada Viktorya şelâleleri yanında dir. Sudan 129 metre yüksektedir. En büyük demiryolu garı — Londra 102000 metre murabbaldır. En büyük yeraltı demiryolu — Pa- ristedir. Uzunluğu 155 kilometredir. 240 durak vardır. 300 den fazla tren iş ler. Günde işledikleri yol 75000 kilo- metre ve taşıdıkları yolcu 2,5 milyon- dur. En uzun tünel — Kaliforniyada Hun bin 760 metredir. Simplon tünelinden 2030 metre daha uzundur, yürümekle 5 saat sürer. En üuzun kanal — Çinde Pekin ile Hangşu arasındaki Kayserkanal'dır. U En yüksek şelâle — Yeni Zeland a- dasındaki Sutherland şelâlesidir. Yük sekliği 580 metredir. En kuvvetli : : yagara şelâle5idır. Atnalı şeklinde ©- lup 52 metre yüksek, 578 metre geniş- tir. Saniyede 8300 metre mikâbı su a- kar. eu aai En alçak su — Sudüs civarındaki Bahrilut'tur. Bahrisefitten 394 metre alçaktır. En derin n Afrikada Deep Minedir. 2510 metredir. En derin petrol kuyusu — Meksiko- da Turpan şehri yanında Jardin 35 de ki kuyudur. Derinliği 3226 metredir. Enyü merdiven — Pariste Ey- fel kulesinin merdivenidir. 1927 basa- maktır. aBa En yüksek — Nevyork önün deki, Hürriyet heykelidir. Elinde me- 'şale tutan bir adam şeklindedir. Fran- da yapılmış ve Fransız milleti tarafın- dan Amerikaya hediye edilmiştir. 120 bin İngiliz lirası masraf olmuştur. Yük sekliği 93 metredir. Sade kafasmın üs tünde 40 kişi durabilir. En büyük heykel — Burma'da Peptı şehri yanında bir Budda heykelidir. Ye re yan yatmış bir adam vaziyetindedir. Tuğladan yapılmıştır. Yüksekliği 15, uzunluğu 55 metredir. En eski heykel — Şili sahilinden 3200 kilometre açıkta, Pasifik denizi ortasında Easter namında ufak ada üze rinde taştan yapılmış insan heykelleri vardır. Bunların en az 15000 senelik oldukları tahmin edilmektedir. En maden kuyusu — Cenubi Derinliği da Viktoria garıdır. İşgal ettiği saha ' tington Lake tünelidir. Uzunluğu 21 | şelâle — Amerikada Ni- | | civarındaki bir mermer taştır. Uzunlu -|ğu 22 metre, genişliği 4,5 metre, kalın lığı 4 metredir. Yerinden kaldırmak kabil olamadığından öylece kalmıştır. En uzun duvar — Çin duvarıdır. Bu duvar dünya üzerinde insan eliyle ya- pılmış en muazzam şeydir. Uzunluğu 4000 kilometredir. Yani Bağdattan Pa rise olan mesafe demektir. Üzerinde 25000 nöbet küulesi vardır. Yapılalı 2200 seneden fazla olmuştur. Yüksek liği 16,5 ve genişliği & metredir, içi ta- mamen doludur. En eski yapı — Misırdaki üç büyük ehramdır. Bunlar milâttan 78000 sene evvel Atlantisliler tarafından yapılmış tır, fakat bu tarihten binlerce sene son ra gelen Mısır Kralı Keops ismini ver- | miştir. Büyük ehramda 2300000 taş parçası vardır. Her biri en az iki ton a- ğırlığındadır. Sade büyük ehramı yap- mak için 200000 adamın 20 sene çalış ması lâzım geldiği hesap edilmiştir. En büyük harabe — Miısırdaki Kar- nak harabesidir. Milâttan 1500 gsene evvel yapılmıştır. Aslında bir mabet ©- lan bu harabenin muhiti 2800 metre- dir. Duvarları 25 metre yüksek ve 7,5 metre kalındır. En büyük arazili hükümet — Rus - yadır. Mesahası 21,350,000 kilometre murabbaıdır. Yani Türkiyeden 26 mis li daha büyüktür. En çok nüfuslu hükümet — Çindir. Nüfusu 450 milyondur. En büyük şehir — Londradır. Uzun luğu 25, genişliği 24 kilometredir. Lon drada 3600 kilometre sokak, 18 büyük demiryolu garı, 650,000 bina, 1700 ki- lise, 80,000 dükkân, 25000 fabrika, 720 banka, 5500 otel, 22000 polis var- dır. Nüfusu 8,203,000 dir. İstanbulun 12 misli, Ankaranın 108 misli demek- tir. En eski şehir — Romadır. Romulus isimli kral tarafından Milâttan 753 se ne evvel tesis olunmuştur. Yani 2690 senelik şehirdir. En yüksek köy — Şili'de Chupiküi- namine köyüdür, denizden yüksekliği 5605 metredir. Yaz kış kar içindedir. En soğuk şehir — Siberyada Verk- hoyvansk şehridir. Kışın sıfırdan aşa- ği 70 derece santiğrat soğuk olur, hal- buki şimal veya cenup kutüpte soğuk luk ancak 55 derece kadar olur. En sıcak şehir — Hindistanda Kaş - Mmir civarında Ladok köyüdür. Yazın 65 derece santigrat sıcak olur. (Arkası var) Sayfa 7 - Tarihten sayfalar: -Bir tek mum yüzü çıkan ihtilal... * * * Fatih medresesinde bir yobaz bir akşam Karamanlı bakkala gitti “ İki mum ver...,, dedi. Bakkal “ Bir taneden fazla veremem,, deyince, kavgaya tutuş- tular, her iki tarafın ahbapları geldi iş büyüdü ve isyan başladı den 1819 senesiydi. Bir akşam Fatih medresesinde okuyan çömezleşden bi- risi o civardaki Karamanlı bir bak - kalın dükkânma gitti. Bir çil kuruş uzatarak: — Şuradan iki mum ver! Dedi. h Bu söz sert söylenmişti. İstediğini her halde yaptırmağa niyet edenlerin halini takınıyordu. Fakat Karamanlı bakkal kol gezen Yeniçerilerden pek yılgın olduğu için her hangi bir çö. - mezin çÇıkışmasına âaldıranlardan de - ğildi. — Bir taneden gayri veremem. Deyip paranın üstümü yobazın ö - nüne koydu. — Elbet verirsin; — Veremem dedim a... ben... Devlet böyle buyurdu. — ©O buyruk sabahlara kadar türlü günahlar işlemek için mum isteyenier içindir. Bizim gibi «talebei ülüm»s için değildir. Ver diyorum sana!... — Bize böyle demiş değillerdir. Çe- kil başımdan... Çömez fena halde kızmıştı. Ne ba - şındaki sarik, ne de sırtındaki cübbe onun bir zorba gibi hareket etmesine engel olamamıştı. Gözleri dönmüş bir halde bakkalın üstüne yürüdü ve müt- hiş bir tokat attı. Bakkal yaygarayı basıyor, yobaz da ona ikinci ve üçüncü tokadı ve yum - rukları durmadan — yapıştırıyordu. Komşu esnaf zaten bu gibi hâdiselerin sık sık olmasından şikâyetciydi. Bak- kalın imdadına koştular. Softa da: — Bre yetişin, öldürüyorlar! Diye haykırınca sağdan soldan, sa- rıklı cübbeli arkadaşları yetiştiler. İki taraf gittikce çoğaldı ve arada bıçak çekenler de oldu. Fakat tam bu sırada kol gezen Yeniçeriler geldiler: — Savulun bre... Savulun! Sopa ve kırbaç altında kalan, kılıç- ların sıyrıldığını gören kavgacılar da- ğıldılar. Yeniçeriler bunların başlıca- larını hemen yakaladılar. Söz dinle - meden yaka paça Ağa Kapısına götür- düler. O zamanlarda İmparatorluğun her tarafından İstanbula softa akını var- dı. Her semtte ve bilhassa büyük ca - milerin etrafında bunlardan binletrce- Eti bulunurdu._ Kendilerini bütün hal - kın, hattâ Yeniçerilerle sarayın üstün- de bir küvvet sahibi farzeder'er, vakit vakit yaptıkları Şşımarık hareketlerle ortalığı karıştırırlardı. Hükümet onla- rın bu hallerinden usandığı için bir veya bir kaçı gürültü çıkarırsa Afa Ka pisına götürülerek orada iyice dayak atılmasını, böylelikle terbiye edilme - lerini tenbih etmişti. Yeniçeriler bu sefer de onları Ağa Kapısının bodrumlarında adam akıllı ıslattılar. Şeyhistlâm Zeynelâbidin e - Korkarım fendi de tembihli olduğu için suçluları Yazan : Turan Can İstanbuldan sürdürdü. Softaların arkadaşları 0 gece yer yer toplanıyorlar; bu iş hakkında ha: raretli hararetli konuşuyorlardı. Erte- si gün sürgünden haberleri oluncs büsbütün köpürdüler; — Bugün onlara, yarın bize... Ayaklandılar, Ortalığı velveleye ve? mek için: — Şeyhislâm, çömezlerin bazılarını sürmekle kalmamış, bazılarını da idam ettirmiş! Diye bir haber uçurdular. Zaten şeyhislâm Zeynelâbidin efen di bazı saraylılara yaranarak bu mev- kie gelmiş; (tariki ilmiye) yi islâh ba hanesile tanınmış hocaların her birini birer tarafa sürdürmüş, yahud tehdid etmişti. Ondan sonra da kendi akraba ve taallükatını en yüksek mevkilere yükseltmişti. Talebe kıyafetinde ge - zen bir çok serserileri hapis veya idamı etmişse' de hatırlı talebeyi de imtihan: larda kazandırıyordu. Bu haller (Del Emin efendi), (Musannif efendi) gib! büyük hocaları da gücendirmişti. Üs- telik meşhur (Hâlet efendi) nin göz - desi (Mekki zade Asım efendi) de şeyhislâm olmak sevdasındaydı. Bu - — Canım, sakalında hiç olmazsa bir kaç kır tel bulunsun! Kapkara sakalla meşihate nasıl ğeçersin? Cevabını alınca sakalmı, öd ağacı ve saire yakarak tütsülemiş, bir kaç telini ağartmıştı. Talebe isyan edince bunların da ek meklerine yağ sürülmüştü. Talebe o gün: — Bu ne demek, bir bakkala iki sil le vurmakla talebei ülüm bu merte- be darp ve tahkir olunur mu? İdam 0- lunur mu? Ölenlerin kanlarını dava e- delim! Diyerek toplandılar. Ertesi gün de camilerde derse çıkan hocaları kapı di şarı ederek rahle ve minderleri kaldır dılar. — Namusumuz ikmal olunmadık - ça okumak caiz değildir. Diyerek akın akın Şeyhislâm kapı- sına gitliler. Binlerce beyaz sarıklı;, cübbeli, boy boy ve her yaşta softanın ağzından bir türlü lâf çıkıyor, ortalığı gürültüye boğuyordu. İstanbulda dük kânlar kapanmış, çarşılar boşalmış, her tarafı korku sarmıştı. Şeyhislâm Zeynelâbidin Efendi ha - remde Ve duvar arkasına sinmiş hir halde dona kalmıştı. Kâhyasi biraz ce saret göstermek istedi, fakat adam a- kıllı bir dayak yiyerek güçlükle içer! kaçabildi. — Şeyhislâmla Fatih camiinde şeri- at mahkemesi isteriz. Makullerin ka- nını isteriz. Diye bağırmaların ardı kesilmiyor: du. (Devamı 12 inci sayfada)