SON POSTA | lk_arsa kimler giymeli, ikimler giymemeli! ; Yazan : Osman Cemal Lazan : ee OO Öhbuld, çi i Çizme modası çıkmak Ü - hiş! diyorlar ”,ı;, çıkmak ü Ya o günler? de diyorum ki: r me, modası yeniden or - fik a , :!4 Sanırım ki bir çok kimse- p ’;Zmadan kurtulurlar! Fakat Var: Bu çizme, yahut pot - Ş olarak ne K Uîlc bir kere çizme, yahut ı(uıerınc bonjur, frak, simo- y WJA] filân gib şeyler giyilip K baloların benzeri ” üzerine elb yerlere x?ıîıemw.xıı-., bo t sİmokinin veya jaketatayın ki kn*;î:—n _pokı 'ıv_.;dı miydi in - Bei sOmııua.:.ı nn seyisle - hçlu po[n. gc_nı F.:.me ile upu- hlar, yelıı::ı Üzerine bugünkü B slekler, ceketler de pek njurun, fra- rosundan Dervi: t ilâ gibileri b Necic hele ortaya çizme, ya: ak olursa onlara ırsa o zaman biçim elbise - | çizme geçirecek ol! ğ redin siz, gazetelerin mizah sayfaları n spor elbi umu renginde © balıkçı el - ce ortaya çık zibidi iskarpinlerle İstanbu -| mur diyarla gider!» gibi yan yan, korka korka yürüyeceği ri bacaklarımıza geçirince TüÜZ, kasını vermiş mavnalar gibi çek | arlarda, sinema per -| izme moâ&ısı tekrar | Manav iken | | | Ahmet Emin, İbrahim Alâeddin, Nu- | ra rullah Ata, Kadircan Kaflı, Fahrettin |konçları diz ka aklarını aşan birer de ama, oldu olacak, | Satı a tıpkı esuda balık yan | larından olan 74 yaşındaki GÖRÜ milyoner olan adam 12 milyon dolarını kaybet- t.kten sonra tekrar manav dükkânına döndü Nevyork (İkincikânun) — Dört ây evvel Amerikanın en maruf zenginle- rinden biri mahkeme kararile iflâs et * mişti. Bu adam Gulyan Dirad isminde onerdi, bütün dünyada, başın: tğu otomobil işlerinden do - layı şöhret kazanmıştı. Meşhur Ka - dillâk, Bulk, Olscuolül, Şevrole oto - mobilleri onun fabrikalarında yapılı - yor, ve bütün dünyaya gönderiliyor - du. Gulyan Diradın ismi bir aralık, For- dun ve Rokfellerin ismi yanında w zuu bahsoluyordu. Bundan dört ay evvej Gulyan D Kadın ve diplomat yengece benzer.İki si de geliyor sanıldığı zaman uzaklaşır diye bir söz vardır. Klâsik diplomasi nin tekerlemelerine benzeyen bu söz- deki son nükteyi Hatay işinde Fransız politikacıları sözlerile ve hareketlerile yeniden tekrarladı! Bir taraftan va- bir taraftan kaçış, bir taraftan ba- rışa doğru yürür gibi gözükmek, sonra dört nala nifak ve kine doğru ilerleyiş! Son ayların diplomasi hakikati bun rşey değildir. Paristen dünyaya açılan ağızlar an- laşma formüllerini lügat kitaplarında aradığını sö) Paristen dünyanın kulaklarına fısıl- danan bu vaatler deniz aşırı geçince, bütün hüviyetini, bütün varlığını te- peden tırnağa kadar değiştiriyor. Sulh, | yerini dehşete veriyor. rine silâhlar konuşuyor. yapmıyorum, teşbih Ve w- are ile konuşmuyorum. Müşahitl, kta ufukları seyrettikleri balkonla- >lup biten h âdiselerden Sancak sokaklarında hâ at miş, bütün mallarını elden çıkar- sonra, bir müddet ortadan kay bolmuştu. nihayet bir kaç gün evvel ulyan Diradın Nevyorkun (150) k |lometre uzağında bir manav dükkâ açtığını bazı gazeteler yazdılar. Böyle | mühim bir şahsiyet ile görüşmek fır - emiyen Nevyork p n altında sediyorum. silâhlandırılan adi insanlarını boğazlı derasyon, vahdet, yar ve anlaşma birlik Sayfa 7 ŞLER Fransız diplomatları ısrar ederlerse... Yazan : Sadri Ertem gecikmiyecektir. «<Yurtla sulh, cihanda sulh» forr Jünü kendine şiar edinmiş olan Tür- kiye harbi bile sulh için, insanlık için açmıştı. Harbi son vasıta sayacak ka- dar bedbin değilim. Bizimle Fransa 2- |rasında davaları hal için harpten daha in büyük bir daha taları kuvvetli olan ve Fransa meydan harbini kaybetmekten fazla zararlı olabilecek sulh v vardır. Bu vasıtaları maddi harp yer pe «mânevi harp» ve «kültür hezime- ti» şeklinde tarif etmek mi mkündür, Hatay davası bir milletin şahlanmış © melidir. Hayata, hakikate, mantığa, * hukuka istinat eden bu davanın ak! manlığa göre halli bir zarurettir. F kat bu zarureti anlamıyanlar önünde emri vâükiler ve müracaattan başka ne çare kalır? Hatay davasını sürükleyen, sürünce- mede bırakan zihniyete karşı halkımız nihayet aklı seliminin icap ett ted birleri almakta gecikmez. Bunlar ne- ler olabilir? ı Fransız kültürüne kaf: lekette sonsuz bir mücadele, mektep lerden Fransız kültürünün sÜpürüp çı- karmak, onun yerine müsbet ilmi, m şı Mem- a ancak bu cinsten Ve bu mukabe al oraya gittiler ve Gul- e mü tlar abele görüyor. kayı baştan başa 5 buhranında evvelden tedbirler almak suretile bu buhrandan hiç mütee: ol| kendisini boylu boyuna maskeler bile lüzum görmemiştir. Yengeç gibi gelir sanıldığı zam zaklaşan bu diplomasinin açm âit çok şey bilmiyoruz. Fakat bugün reislcumhur olan Hoovere de fakat sözünü dinletememiş- Dirad buhranın gelip te çattığı Za - tına de Rus, Güresi man Pariste bulunuyor, ve dakikasın. İi S, Gürcü, Ceri YOT h sı dünyasının keşfettiği, or İ Yaha KCÜ, Çerkes kızı nu- 45 dolar ücret vererek vaziyeti tele « harp sonrası dünyasının keşfettiği, o; $ li hal'x;:dmm kadınlarla Azers| —— ._.._.()""..C..Hm_ı 'K___ıyııl_ı_' 'v.vır,nı;'ıı-tc:â:xıîdu.c DAĞT attığı, yüzde yüz tahlilinde mu- B kler: k"'ı-.ı;ığndm“' başlarına i “ Dirad hayatrı duğu bir hakikat vardır. Bu Barlı, I('ııx_ımf i olan bu kı- l | şunları & : ikat Fransız emperyalizminin Al Bir hele ga1 KECİL — yusy w;ar:ak: | 74 sene evvel Bostonda doğdum, çok| S4$ Lerenle DE CODEA SÜ fiyakal, , SN üzerine doğru sakir bi suktum, hayata ilk defa| SETdir. Krisi olombun yumurta- Yakalı bir biçimde ——— '((ir a K e sından daha basit olan hakikatin for- ldiği | ş Ük bayanlara yaraş - hani! Belki de kendile - , Fliriyor. ;&:EYDR biraz daha has- ofbağın yakak düşünün şimdi ki una bir de çizme, yahut tik giyilecek olursa o j eklikler :i:h.ı hüş kaçmaz mı? b bir v D kivyrımlı — yapılır; le EBümüş saplı kama so - ' MÇ . Sirmalı kamçı alına - Manzara Yâna hlîfi“ bu kılıktaki bir kü: bir göz pp Varsa haddini bilmi- Bney, Dod irpsın, kaş oynatsın! S d hen ü giymeli amma üzeri - an geçirmeli, bi çeneden » meli! Bi | Ahmet Mithat fulda çizm dola - A r sakalı da * hiç te aşağı kalmaz- | y ken düşündü: kimseler gel- Teğmend Ha ver, Mazhar Os- İ Te Oo Dalm Ko Dalr has, ü Bay Talât, Hak- biyat öğretmenle - Neyzen Tevlik, Hüseyin Cahit, Kes- dağlı Hüseyin, Di - ğ « Çizme olsun, böylelerine pek ya- vir kat daha açar. mey külüngü | Ön, Biy * yapılmıştır. r iki| m Arka . di Bivriden | ., krep üzerine krep sa - | gün 75 se larak manav çıraklığı v günde sent ala! â ç mülü şudur: ile m. Civarımızda bir değirmen ü aa Civitn a| «Zayıfa istediğini espoze etmek, kuv vardı, bir gün değirmenden amele a -| v anin L D L N ö tmeki» radıklarını duydum. 100 sent verecek- lerini söylediler, ben de manav çırak- lığını bırakarak değirmen ameleliğine | başladım. Geceleri de bir eczanede kalfaya yardım #ediyordum. “Yanında çalıştığım cczacı yeni bir ilâç keşfetti. Ben bir gün patronuma yalvardım: — Şunlardan bana bir miktar ema- net et, memleketi dolaşıp satayım, a - n siparişlerden yüzde beş komis- r, dedim. Adamcağız kabul etti mak için memleketi baştan başa do - , bir çok siparişler aldım, an n komisyonlar beni rahat geçin - yordu. r gün gene böyle h bir köyde iki me g rastgeldim. Bu ara bu tiplerden piyasay kdir- de iyi satış yapabileceğimi tahmin tim. Arabanın imalâthanesini aradım ve satın almağa kalktım, fakat param yoklu, derhal bir anonim şirket kur - dum. Çıkardığım esham ve tahvilât ile 20,000 dolar temin ettim ve fabrikayı satın aldım. Daha ilk senesinde kâr ta. min etmiş, hissedarlarımı meranun et- miştim. İki sene zarfında bu fabrika - ların adedini bütün Amerikada 14 de iblâğ ettim ve yalnız bir sene zarfında 200,000 dolar kâr temin ettim, 1904 senesinde &rabacılıktan otomo- bilciliğe geçtim. İlk sene 28 otomobil yaptım. Ertesi sene bu miktarı 672 ye çıkardım. Üçüncü #sene 2295 araba İşleri büyütmek için serma - n vardı, derhal, ortalığa arttım, gelecek sene zar - ' İnsanları hayalden, ütopilerden kur- taran tek vasıta emri vakiin kendisi ile alın"alına gelmektir. Hatay davasının yalnız nazariyeler halinde konuşulacağını, Plâtonik bir Hmünakaşanın ilânihaye süreceğini sa- nan diplamasi aldandığını anlamakta Ben Hâç sat - p | SABIMI sö * İderhal yük şim fevka 1909 da cirom 34 şahst kârım da 12 m şti. borsa r türlü | düşman n din|fade dev n u- | yaba: Nuri Conkerin cenaze merasimi bet dünya yeniliklerini getirecek bir başka , yahut başka dilleri i ek. Fransa harpten 80: r Sövyet Rus aşka kültürle- en Sovyet sanın kapısı Çar ordularının 1815 di Parlse girişinden daha fecidir. Bir kül- tür hinterlandı elinden çıkmıştır. Bu kayba bir de, Türkiyedeki kül bını ilâve etmek Fransa için kazançlı bir iş olmasa gerektir. Türkiyenin Ya- kın Şarkta bir medeniyet faktörü ha- linde kurluluş mücadelesine atılan milletlere örneklik ettiğini hesaba ka- tınca bunun Şarkta bir kültür hezime- ti halini aldığını tasdikten başka bir Çâre kalmaz. 2 — Türkiye Fransız film ve san'a- tinin tabit bir müşterisidir. Yani film liyle Fransız kültürüne bağlı bulun- dır. Bu bağın koparılması Şark- taki Fransız mağlübiyetlerinin herhal de fecilerinden biri olur. (Devama 9 uncu sayfada) Tei İ Ölümü derin bir teessür uyandıran Nu ri Conkerin cenaze meraşimine ait iki lmıîl—u: Yukarıda cenaze Kamutay caçl desinden geçerken. Aşağıda: Merasim- de Vekil ler Heyeti, ve çok m nmel para 1930 senesinde ilk defa hali acze d (Devamı 9 uncu sayfada) h,;, parçalar konulmuştur. Ön parça akaya kadar büzgülüdür. Yakanın ö- İ ük bir fiyonga var. İ y | t RİDİ çizme, pot an İ bt Yapılılara )'nkışıı'.*. n SYA çÇıkar da Mmeselâ nünde büy