Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Üa -:-»_-——ı'—_,lz'ıd*,—_#"—v-ı-.—-—'çoı!-——.——ı—- —. Sap — a - T- n - K a D 6” ee MA AA Tak: Te A # di K HMLA CA Raü g—— N ( gerA yE - — e ra Vn Çn n saşma ğ y v z ei zi eei e " ELER TRİME İ Ş GÖM b-e üi Tet —e Düi vame Çelyer — —a SS ğ vi eai 14 Sayfa ——-—aa. “ Son Posta ,, nın îı_irikası: 90 — IKIHCI KISIM — Poroçkeviçin kısılmış dişleri arasından şu müthiş teklif işidildi: “ Çariçeyi kaçıralım. ,, Bu sözler söylendikten sonra, etrafı derin A, R. — Beni affedeceğinizden emin ola-ı rak söylüyorum ki; hepiniz yanılıyor- sunuz.. ve hepiniz aldanıyorsunuz. — Yanılıyor muyuz?.. — Biz mi aldanıyoruz?.. — Niçin?.. — Rica ederım, darılmayınız. Fik- timi, çok açık söyliyeceğim. — Evet... — Evet... — Açık söyleyiniz. — Bana öyle geliyor ki.. hükümetin takip ettiği hattı hareketin, siz daha hâlâ farkında değilsiniz. — Siz, bu tarafta bir ihtilâl yaparak hükümeti korkutmak.. ve mümkün olursa, başvekil ile nazırları mevkile- rinden kaçırmak.. sonra da ihtilâl yap- mak istiyorsunuz, değil mi?, — Evet. — O halde, boşuna yorulmayınız... çünkü bu işi bizzat hükümet yapıyor. — Buraya geldiğim gündenberi işit- tiklerime nazaran, hükümetin müsa- mahası altında yapılan — suüstimaller ve hattâ ihanetler artık şoförlerin, kı- zakçıların, bar garsonlarının dillerine kadar düşmüştür... Hükümet, bu dedi- koduları işitiyor.. ve bunlardan hiç bi- rinin önüne geçmek istemiyor. Bun- dan da anlaşılıyor ki; hükümet, halkın gündengüne sinirlenmesini, ve niha- yet, isyan etmesini bekliyor. . ıııııııı — Bemm bildiğim bir şey varsa; şu' anda Rusyada, tarihin kaydetmediği bir hâdise cereyan ediyor... Hükümet; memleketin selâmetini muhafazaya de- ğil; bilâkis o selâmeti ihlâle çalışıyor. — Maksat?.. — Maksat mı?.. Maksat, gayet a-|ralım. çik... Memlekette ihtilâl çıkarsa; ta- biidir ki, cephe sarsılacak. Cephede sar- silirsa, Almanlar zafer kazanacak.. cepheden ric'at eden askerleri önüne katacak.. kısa bir zamanda Alman or-|bu fikre muhalifim. duları Petersburg ve Moskovaya daya- Yani, Napolyonun yarıda bı- raktığı işi, Kayzer Vilhelm tamamlı-|kadındır... Bir nacak... yacak. Prenses Emma, birdenbire da geniş bir tebessümle: — Bravo, dostum!.. Vaziyeti çok - Şu anda bana a ü hal hissederek Emmanın imdadına ye- naat geldi ki; sözlerin Yuhannanın in- iyi tahlil ettin.. cilindeki ayetler kadar doğrudur. elini | ;ç., bir kadına hücumla başlamıyalım Cemilin omuzuna dayadı, Dudakların- l lrar ae gee er C <Z ON bir süküt kapladı. Diye bağırdı. Grandük>Dimitdi, Prens Ynsu'pof Poroçkeviç; derin bir mazarla birbir- lerine bakmışlar: —Doğrul.. / — Çok doğru!.. Diye mırıldanmışlardı. Poroçkeviç sormuştu: — Yani.. ihtilâlden vaz mı geçe'hm? — Hayır.. niçin vazgeçeceksiniz?.. Mademki çarlığı devirerek memleke- siniz... patlamadan evvel; ihtilâlin makanizma sini ele geçirmelisiniz... Yani.. ihtilâli, den evvel, kendi istediğiniz mecraya sevketmelisiniz. Grandük tekrar arkadaşlarına göz gezdirdi: — Cemil Beyin bu sözleri de çok doğru... Şu halde, biz; bütün gizli te- şekkül unsurlarile birleşmeliyiz. Dedi... Cemil, parmağını kaldıra - rak mukabele etti: — Fakat, bu kâfi değil... Asil ya- pılacak bir iş varsa, o da; bugün halk üzerinde nâfiz olan en mühim kuvvet- lerle halkın arasındaki Tabıtayı kes - mektir. Poroçkeviç, atıldı: — İyi ya, işte.. ben de onun için, görülmemiş bir iş yapalım.. Şturmer ile arkadaşlarını kaçıralım, diyorum. — Ştürmer; çariçenin elinde âdi bir oyuncaktan başka bir şey değildir. Bir kaç saniye süküt ile geçti. Sonra, Poroçkeviçin kısılmış dişleri arasından şu müthiş teklif işitildi: — Pekâlâ.. o halde., çariçeyi kaçı- Derin bir süküt... Bu sükütu, prenses Emmanın bo - ğulur gibi inleyen sesi takip etmişti: — Oool.. Bunu yapmıyalım.. ben, — Niçin?.. — Düşünün ki; çariçe, nihayet bir' kadınin kaçırılması, tazyik ahına alınması.. hayır.. hayır.. Emmanın gözleri, Cemilin gözleri- ne ilişti. Bu bakışta, gizli bir mâna mündemiçti... Cemil, bu mânayı der- — Zannederim ki; prenses Emma F Bir Doktorun Günlük Cuma çok doğru düşünüyor... Evet1. Bu işe, doğrudan doğruya saraya.. bahusus ıbir kadına hücumla başlamamalı, ŞeLLE E_ ne yıpmah?.. — Ben, bu işlerle alâkadar olduğum Notlarından — () 40 - 45 yaşındaki Kadınlar Muayyen bir yaştan sonra kadınlarda | vasati 40 - 45 yaşlarında başa sıcaklık çık | ması, yüz kızarması, omuzlarda ağrılar, çarpıntı, ter gibi haller görülünce ay hal lerinden kesileceği anlaşılmalıdır. Bu hal bazan yumurtalıkları faaliyet gösteremiyen genç kadınlarda da görülür. Bu gibi ahvalde bu vaziyeti âlelâde bir si- nir hali gibi telâkki etmiyerek esaslı ted- birlere girişmek lâzımdır. Bazı asabi ka- meti görülünce teskin etmek müşkül o- lur/ Bu gibi kadınlarda vücudün sikleti de birden bire değişir, ya şişmanlık baş- husüle gelir. İkisi de ayni sebebe mebni- dir. Muntazam Ve esaslı bir tedavi ile, kin imkân dahilindedir. dınlarda büyük teheyyücat, ve şiddet alâ (, tamamen değilse de bütün bu Ârazı t.e:ıı-l | gündenberi söylüyorum.. İlk darbeyi, s Rasputine indirmeli. Onu, bir hamle- de yuvarlamalı.. bu suretle de, hemil saraya, hükümete büyük bir korku vermeli.. hem de halkın gözünü #açma- h... Göreceksiniz ki, Rasputinin ölü- | mü halkın ruh ve hissiyatı Jbir kırbaç tesiri husule getirecek.. ve ihtilâl, kendi kendine patlıyarak; ses- sizce matlüp olan mecraya girecektir. Grandük Dimitri ile prens Yusupof |söze atılmışlardı: — Doğru. — Doğru... İlk hedef, Rasputin ol- malıdır: Halk, memlekette gizli, müt- inanmalıdır. Poroçkeviç, omuzlarını silkmişti. |Çehresindeki çatkınlık devam ederek söylenmişti. 4 (*) Bu notları kesip saklayınız, yakut bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. — O.. ve, öteki... Bence, (bir... Elverir ki, işe derhal karar vere- dim.. şu günlerde, halkın hissiyatı ü- kölelere iş gördürdüğümden utanırım. Seni gene memleketine gönderiyorum. Bize her yal tayin edeceğim vergiyi yollarsın! Başka bir şey beklemiyo- rum sendenl» yer yüzünde Gudeadan daha büyük bir insan yaşamadığını ve Gudeaya bir köle gibi her zaman 'hizmete hazır olduğunu ilân etmişti. üzerinde | 'hiş ve cür'etkâr bir kuvvet olduğuna lar veyahut birden bire bir derin zafiyet |. hepsi | zerindeki tesir zail almadan, icraata! SON P'OSTAI lSoıPnıtıımnTırihîTııHh- 29 Maya Nâraşı gormuş ve ona' L da kadındır, eğer yalan söyle bilmeseydi, kadın olmazdı! ,, d. | SÜMERYILDIZI TUNÇCÇAY Yazan : r Sihirbaz Maya, Kral Gudeanın kızını Suzlar kahramanı Sama ! istiyordu. Bu suretle sarayda baş sihirbaz olacak, zengmieşecek vaziyetini ıslah edebilecekti «— Ben ikapımda, krallık yapmış Zano memleketine döndüğü zaman, Gudeanın hiddetlenmekte yerden göğe kadar hakkı olduğuna şimdi siz de inandınız, değil mi? İşte Hamat kralı Zano böyle bir adamdı.. Sumer kralı Gudeanın azat edilmiş bir kölesiydi. Ve şimdi ona meydan okuyor.. ka- fa tutuyordu. Gudea bu meydan okumalar, bu ka- fa tutmalar karşısında sinirlerinin ko- lay kolay yatışmıyacağını anlamıştı. Nâraşa: — Akıncılarımız hazırlansın.. hay - vanlar tımar edilsin.. palalar bilensin.. ordunun bütün eksikleri on beş gün içinde tamamlansın.. Hamat üzerine yürüyeceksin| Dedi. Nâraş fazla bir şey söyliyeme- di.. yerlere kadar eğilerek (Gudeanın huzurundan çıktı. Nâraş Hamat Üüzerine kendisinin gönderileceğini aklından bile geçirme- mişti. Bu işi kendisinden daha küçük kumandanlardan biri de yapabilirdi. Nâraşın görüİccek pek çok işleri vardı. Hamat kralının burnunu ve be- lini kıirmak da mühim bir iş miydi? Gudea neden bunu düşünememiş- ti! 'Halbuki Nâraş gün sayıyordu.. |bir haftaya kadar Sirtellâdan kat'i ve müs- bet bir haber gelmiyecek yani Sama kendisinden istenilen ilâcı göndermi- yecek olursa, Nâraş Sirtellâya gitmeğe Nöbetci Eczaneler fstanbul cihetindekiler: V| Aksarayda (Ziya Nüuri), Alemdarda (Abdülkadir) Bakırköyüade (İstepani) Be yazıtta (Haydar) , Eminününde (Bensa- rif) Küçükpazarda (Hikmet Cemil), Ba- matyada (Erofilos), Şehremininde (Na- zım), Şehzadebaşında (Halih). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (Mustafa Nail), Hasköyde (Nisim Aseo), Kasımpaşada (Müeyyed), Merkez nahiyede (Gulatasaray), (Mat- koviç), Şişlide (Asım), Taksimde (Kürk- çiyan), (Zafiropulos), (Ertuğrul). Üsküdar Kadıköy we Adalardakiler: — | . Büyükadada (Merkez), Heybelide (Yu- suf), Kadıköy pazar yolunda - (Merkez), Nâraş, Hamat kralile yedi yıl önce|ve Samayı elile bogmasa karar ver - tinize yeni ve hür bir hayat wermek dovuşî:% alîrdaî“?;'ı’ ıîî_nd"mı Küi ka- istiyorsunuz; ihtilâlden vazgeçemez - K ih A ıı'fe a?*ya BŞN Ancak şu var ki; âdeta hükü- vi (Ob D th.s umerin hükümet mer metin teşvikile çıkacak olan bu âhtilâl |. hesi idi) Gudea kızının hatırı âçin, Zanonun /başını karısına bağışla- yıp memleketine göndermişti. O za- AĞi v e man Gudeanın ayaklarına kapanarak: hükümetin arzu ettiği mecraya girme-| &K bında bir köle gibi kalmağa raz- yım!) diyen Zanoya, Gudea şu cevabi vermişti: mişti, “Kadın yalan sü lemesini bilme- seydi, kadın ıhrak doğmazdi! .| eşiğinli aşındırmağa başlamıştı. Elâm savaşında ölen Ming - Çonun karısı ihtiyar Maya, kocasının ölümünden sonra cücelere baş olmuştu. Maya meşhur bir sihirbazdı.. iste- değil. Ya H nilen çiftleri birbirinden ayırır, birbi- birbirine ısındırmasını çok iyi bilirdi. 'Nâraş 'bir gün saray kapısından içe-|ne var? riye girerken, Mayanın yukarıdan in- diğini gördü. Maya, Nâraştan kaçın - mak istedi, fakat Nâraşın gözleri şim- | takılhıvermişti. kapıdan içeriye girebilir miyim? 'Kral da böyle söyledi: 'Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: ; son) Feneras (Arif? KaTagümrükte (A- Son günlerde büyücü Maya sarayın şek gibi, ihtiyar büyücünün gözlerine — Kiıralın kızını ilâçladım... — Gudea mı çağırttı seni? — Evet. 'Onun haberi olmadan bu — Hasta nasıl iyileşecek mi? — Benim elime düşen bir haztanm iyileşmemesi kabil mi? — Fakat, bu, senin için çok fena olacak, Mayal — Niçin?.. Bense benim için çok iyi olacağını düşünerek geldim buraya. (Kızım senin elinle iyileşirse, seni saraya başsihir- baz olarak alacağım!) dedi. Nâraş gülümsedi: — Burada kurtlar, senin gibi kuzu-| ları ortadan kaldırmasını çok iyi bilir- ler de. — Kıskanacaklar mı demek istiyor-: sun, Nâraş? Ziyanı yok.. Gudeanm kızı iyileşsin de, varsın beni yesinler. — Ümidin var demek iyileşeceğim- den?... — Şüphesiz.. — Biraz iyice olduğunu söylüyor- ardı. Odasına aşik sokmağa, yemek "yemiye başlamış diyorlar... Dağru mu?! — Ben yanından ayrılıncaya kadar, güneş, penceresınden içeriye girmişti.. yemek yedi.. beni görünce güldü. — O halde iyileşiyor demek! Zaten seni ,gören en ümitsiz insanların bile çarçabuk yüzleri gülmeğe başlar. Sen tapılacak bir insansın, Maya! Ben bile, yorum. Egera tamamile iyi -"' ; dan önce sarayi” göreceğim demt*” me bırakacak koparılmağa de _ XJE: kahraman?. |sımlı göz ilâcıni " 'Nâm sordu: ) b hırsız.. — Nereden geliyorsun, Maya? — Besbelli bit İhtiyar cüce dağrusunu söyledi: zank İçia gll K | (İşte ben bunt | mazdı. Deındü' 'gnz&lemmeb Maya hayred,f — Nereye g47 — Nereye — Hamat # — Samayi © — 'Sama.. Size karşı ne b | — Adamımi! #i odasındaki iâs YA i F M fakat kendim * gözlerini..) € _omwf — Sevmes€ ken, bu ilâcı $ " beri seviyor.--* »| — Ya ""7 — Hayır. erkek ırııızilîĞ jyalnn söyleme " psöyledi. — 'Knâını | seydi, kadın ©'7 g Sen çok teırllz î £ Suz kralmın © ğgunu soylm" — Bundan ? seni görünce, içimde bir serinlik du - DİKKAT: w Bilet —alan biletini değiştirmiş Modada (Falik İskender), Üsküdar Seli- miyede TBdlimlye). geçelim. ,— (Arkası var) | Şimdiye kadar binlerce kişiyi Z€ 4.cü keşide 11/Şubat/ ' Biyik ireniy: 50.000) Ayrıca: 154000, 12:000, 10:000 Liralık il ve 20000) liralık üâki adet mi herkes 7/ Şubat / 937 günü — Bu tarihten sonra bilet iııer'indeki hşıkkı sakt”