l'ıhıu'ı.a....., SON-POSTA .— ea İttihad ve Terakkide on sene Onuncu kiısıme ——— NÂRBİN Yazan: İKTİSADİ VAZİYETİ Eski Tanin Başmuharriri Muhittin Birgen Stanbul halkının ekmeği bile | — Türk elinde değildi! daki askere elli bin Mümkün iken, T da askerin elinde jdi. On- N v | S8on almak mühim bir iş ' r::": işleri tanzim için bida- » l _uıullu kullanıldı. Fa * görüldü ki bu aydasızdır: usullerin A Anadoluda buğ Te L' nbulda pahalandıran Teti #eri alt üst etme ka erkezi Yordu. İşte, İstarfbul İ Yesi işe bu suretle alâ> uıldavı Anadoludan aza- i;i: “umın_bul:_. asgari fiyat Kokliz #i bir elden idare- B ı:u"' bir elden geçmesi E “İiım Parmağını soktu- y yyî" başlayacak, Ana da ekîn İ-llıuınn toplanıp İsbetle, 'ek, © zamanki öl- içiıı, âteş pahasına çıkacak İ hui î"'nı sıkı alâkası bu di Haeğ'eli merkeziyesi işi ei Gmeti ve İstanbul he b ni bu karara sevkeden te ":;İmuıtu: Seferber a Üde şeker ve petrol _’::k_*l»ı_r spekülâsyon baş- Mceki fülâryon ekmeğe de #i -km.k" 1boş, ticareti kon () N vc:l’tkıilâıyun.ı serbest | bu ç Tmek demekti. Bu - ; ıy':"_î tanzimi İstanbul he- “Yesine verildi. Di zi kâtbi ıî;"gî“y;îd: h . ı" hey_eııe İstanbülun ek- , Vazifesini üzerine aldı. h.'“_" merkeziyesinin i h'ncı ııy.si "kg:'“ merkeziyesi bu işi ün | Oti zamanda gözleri- On k"!kı ı"ln gayelere doğru da Biricen _:H._biılıkım iktısadi hakika, tğ.kun elini karıştır - Ü tafh muharebesi « bi mirada Çataltadaki as " VZUu bahsolduğu za - Pek az ş'“’i)'ctle Rum ve h çıkan ürk elinde bulunan ekmeğin birden bire H görülmesi ve aske ıf,n_’s"* müskülâta uğra - Bi S İttihat ve Te- Demek ımknni fal taşı gibi Ürkü, Sanbul halkının ek- K ıeı.ın elinde değildi> ç_l_]cndli'_“buldı fırıncı- elli bi Si ordu. için iste- bi n kilo ekmek idi. İs - ran © Zamanki kabili - iten ıııı.î".'.“" iki mislini İ millş a gilken yüzde sek- çık olan fırıncılar kasden in f::m'l" halk - ekmek İ Eynların önünde biribiri bu h.::ık- bir zamanda fi ve T 'eti yapmiş olmala P ile 'L i unutmadı ve İirıncılığ raber — İstanbulda Za sevketmeğe karar he i“z;*iliimukuiytnm bu de Vlün di îı_hem bu, hem de ihti, ” & temin elm::î:iı TEŞ e ” içinde ve bu h i esaplar ve 'k başlayan heyeti merke- nı: tarafında dokuz ay ka Winda ilı:ul oldu ve bu müd- y ibar / a işi Levazımla mü- İ ibaret kaldı, düğunun agart vi day gel Yirmi — dört va- ,, Setirebilmesi icap ettiği a 18. 20 vagondan | Eskişehir kilo ekmek göndermek lâzım geliyordu. İstanbul fırın- 9 zamanki kabiliyetlerine nazaran bunun iki mislini temin edebilmeleri gayri milli fırıncılar kasden az ekmek çıkarmışlardı. X ba ğ Trakyadaki askerlere İstanbuldan kKâfi derecede ekmek sevkedilmiyordu. Yu- karıda bir hastanenin yemek salonunu görüyorsunuz fazla vermiyordu. Alabildikleri fazla |bir hesapla tahakkuk eden maliyete mikdar da Bir — hayli mücade-| göre ekmekğilere vermiş ve sattırmış- leye mal - oluyordu. Bunda — le-|tı. Ancak, bütün bu hesa vazım başının tesiri olduğu gibi|hesap ihtiyaten biraz g seferberlikle beraber eski devrin ye-|olduğundan her kilo unda kendisine niden hizmete çağrılmış ve geri hiz «rufak bir şey kalmış oluyordu. Bu kalan meetlerine ayrılmış mütekait zabitleri-|ufak bir kesir, toplana toplana, haki- nin de tesirleri vardı. ki mikdarını şimdi iyi - hatırlamıyo - Bütün bunlara rağmen, ilk harp dev-|rum, iki yüz küsur bin lira k'“l'“_ bir resinde İstanbulun iaaşesine mMmemur|para tuttu. Harp esnasında aktedilen olan bu heyet, hem ekmeği pahalan -| ilk İttihat ve Terakki kongresine bu dırmıyarak, hem de kalitesini fazla idarenin bütün h dürürmiyerek dokuz ay kadar vazife- | hasıl olan iki yüz bin liranın ne yapı- sini muvaffakiyetle gördü, fakat, le- | lacağı soruldu. Paranın müstehlike ia- gösterdiği |desi imkânı olmadığına göre kongre| ları yaparken hiş tutulmuş rı getirildi ve vazimin kendisine karşı : i ş mütemadi müşkülâtla mücadeleden | bunun kâsiplerine ait olması icap ede-| ş di | ceği ar verdi, kâsipler de onu usanarak nibayet işi elinden bırakmayı | ceğine karar verdi, p b muvafık buldu. Bu tarihten sonra u- vakfettiler, j zun zaman, İstanbulun ekmek ve iaşe Bu suretle, |ıl-ın|;vıl| iaşesinden hasil belediyeye, sonra da doğ-|©lan kâr, dönüp dolaşıp bi mi ve müşterek bir sermaye şekline | girmiş bulunuyordu ki bununla İstan- bul heyeti merkeziyesi bilâhara Türk- ler arasında-iktısadi faaliyet harekyti- ni uyandıracak bir takım teşebbüslere girişiyor ve Milli iktisat -bankası ile birlikte, Kantariye milli ithalât ve ih- racat şirketleri gibi şirketler tesis edi- yordu. a ; Ş nevi umu- işleri evvelâ rudan doğruya askeri levazimin elile idare edilmiştir. Ekmek meselesi Heyeti merkeziyeye gelince, o, do- kuz ay süren bu iaşecilik devresinde Anadolunun bir dereceye kadar tabit olan piyasasını takip ederek tedrici su- rette dahilde buğday mübayaa etmiş ve gene tedricen bunları İstanbula 8e-İdevretmesi, bir taraftan vagon alama- Ünp « billee babederek — mneyyen | zük yüzünden çektiği müşkülâttan i dolayı bıkıp usanması, diğer taraftan da halk arasında yapılan dedikodular- dan dolayı hükümet ve İttihat Terakki arasında, bu işi bırakmak lehindeki cereyanın kuvvetlenmesi idi. Dediko- Heyeti merkeziyenin işi belediyeye |* duyü İttihat ve Terakkinin muhalifleri maz sözü doğrudur. Eski — itilâfçılar, İngiliz dostları, saray mensupları bü- tün muharebe devam ettiği müddetçe hiç uyumadılar ve mütemadiyen halk arasında İttihat ve Terakki aleyhinde propaganda yaptılar. Bunun için, İs- tanbul heyeti merkeziyesi İstanbulun ekmek işinden elini çektiği halde gene bütün propaganda onun aleyhinde ya- pıldı. Kara Kemal ve etrafı «iaşeciler» namını aldılar ve iş evvelâ, doğrudan doğruya belediyenin —normal teşkilâ. tının, sonra da bizzat levazimin eline geçtiği halde dahi — «iaşeciler» — diye taan ve teşni edilen insanlar gene bu heyeti merkeziyeciler olarak kaldılas, Halk buna daha ziyade «bakkallar ce- miyeti » derlerdi. Hiç kimse asıl derdin ACICUAC: —-AMEFPF-SOPU! üzerine gitmiyor, kimse hakikati ara- Öksürük, Nezle, Boğaz ve Göğüs has- | mıyordu. Harp kaybedildikten sonra da talıklariyle sesi - kısılanlara / şifai te-|matbuat ayaj yolda devam etti: sirleri çoktur. 30 Kuruş. Hasan deposu: İstanbul, Ankara. Beyoğlu, Beşiktaş, — İaşeciler! Diye ayni masüm unsura hücum etti. (Arkası var) yapıyorlardı. Su uyur, düşman uyu «| — Floransada bayram vardı. mayıs gü leri bile g y Eğri, büğrü sokaklarda, çamurlu meoydanlarda büyük bir kalaba dı. Sarı pelerinli, uzun elbiseli bir sei- yör askerlerile çevrilmiş olduğu halde ror: Halk ona hemen yol veriyo du. Çekilmiyen olursa uzun saçlı, siv ri külâhlı ve zırhlı askggler tarafından kırbaçla dövülüyordu. nin meydanında bu allel rı oynuyorlardı. Hepsinin c renk renk elbiseleri, dantel yakala lara kadar sarkan dalgalı & Bu hallerile arı ilk bakışta oğlan - güçtü. ndaki dokuz ya i ve ıf, uzun yü bir çocuk birdenbire hayran hayran ba ka kaldı. Deminki sevinç birdenbire yok ol - u. ir iki dakika böyle sessiz geçti. mi Sonra kent lan bir ar ına sordu: — Şu kız kimdir? Henüz aralarına katılan ve ancak se- kiz yaşında olan beyaz bir kızı göste - riyordu. Arkadaşı baştan savarcasına cevap verdi: — Kimin nesi olduğunu bilmiyorum. Adı Batrismiş!,. Bu kısa konuşma, 1274 yılında olu- yordu. Bu uzun burunlu, zayıf ve sol- gun çocuk ta büyük İtalyan şairi Dun- teydi. lar o kadar ya |— geçiyor du ki Çevi hiç bir ) de görünmüyor - taraftan da kalbinde de rin bir korku seziyordu: m ne yaparım? Ona du. Bir nalarına her- dâhi & - Ş1 gibi solgun ve za - yaşındaydı ve onu ün sarardı ve kalbi, gi T fırlıyacak gibi çarpmağa başladı: yebildi. a kaçtı. İğri büğrü sokaklar - i. Büyük ve taştan bir evin merdivenlerini çıktı. Daracık ve nemli koridorlardan rüzgâr gibi bir odaya girdi. Kapıyı kapadı ve masasının ba- oturdu. rini yazıyordu. Ya Yüksek sesle bir kaç defa okudu. Karşısında bir ganç kız varmış gibi jestler yaparak, baş eğerek tekrarla- d. Bu, onun kalbindeki büyük aşkı tam manasile anlat tan epeyce sabah onu akrabasından gönç n, güzel Beatris'e götürüyordu. Bir kopyası da şair Kavalkantiye gi- diyordu. unca burunlu | rardı ıden bir iki yaş büyük ©-| Hüzkile'ğdk 5 | #ikâye | İyiki öldü!... | k———İ————_—v —Ö Böyle Kavı i onun çılg kızı öğrenince üzüldü. Şö; ıdü: — Keşki bu genç kızı hep aresaydı ve hiç bulmasaydı!.. Dantenin etrafında genç kızlar ve dınlardan bir halka k a uruldu r bunlarla kon Y yordu, fakat konuş uğu yerde sarsıldı. sa « bir halde yere düştü D gittikçe daha Çok se namalıdır Falko ledi Potinariyi görünce bir dâhi olabilir. Fakat : olabilir mi? tacirle evlendi. kuşandı ve Flo Yarınki nushamızda : BOMBA Yazan: Pierre Dominigue ren: Nurullah Ataç vgili göz önünde bir| ta da hâkim olmak istiyen iki p: halk partisine girerek uzun yaptı Ölmek is rdu. lıdır! Maceralar ve ölüm korkulari e daha geçmişt Dante hâlâ seviyor ve ıztı ordu, Iztırap çektikçe daha yüksek eser » ler yaratıyordu. le dolu yedi yı u. çırpınıyo: Kavalkantinin ellerini tutuy onun korku ile bakan gözlerine göz'erini saplıyarak: — Ah, o kurtulsa!.. Ona kavu VA O zaman neler yazacağım bilsen Diyordu. İhtiyar şairin dudakları belli belir * siz bükülüyor ve sanki soruyordu: — Acaba?.. ll de Gdüşünceliydiler. Korkulu geceler geçirdiler, Fakat birisi genç kadının ölmesin « den, diğeri ölmemesinden korkuyordu. — Beatris öldü! Dedikleri zaman Dante dizüstü düş- tü. Kavalkanti derin bir nefes aldı ve mırıldanı - İyi ki öldü. Büyük bir şair ölüm- den kurtuldu. O biliyordu ki Dantenin dehasımı besliyen aşk sadece çılgın bir kavuş- mak arzusudur ve kavuşulunca aşk ta ölür!.. çe —— —— — Kiralık —aanaam — emaaa Emlâk Beyoğlu Hüseyin ağa Yenişehir 58 N: lu dükkân Beyoğlu Hüseyin ağa Yenişehir 5 N: lu Ev Tophane Kılıcali paşa Topcular C. 324/1 dükkân Feriköy Rum kilisesi arkası 106/1 No:lu arsa Yukarıda yazılı vakıf malların 31/Mayıs/937 sonuna kadar kiraya ve- rilmesi 11/1/937 gününden itibaren bir ay müddetle pazarlığa bırakılmış- tır. İsteklilerin hergün Beyoğlu Vakıflar Direktörlüğü Aksrat kalemine gelmeleri. (222) İstanbul Gümrüğü Başmüdürlüğünden: Gümrük satışından: Safi 7500 kilo şerit halinde zıvana kâğıdının satışi 'Tan gazetesinin 4/1/937 tarihli nushasile ilân edilmiştir. «3877» Hukuk Fakültesi Dekanlığından : Fakülte Kütüphane ve neşriyat işlerile meşgul olmak üzere bir memur alınacaktır. Taliplerin asistanlık vasıf ve şartlarını haiz olmaları lâzımdır. İsteklilerin Dekanlığa müracaatları. «217n