10 İkincikânun SON POSTA (LER, Galatasaray - Beşiktaş Bekleyeceğiz ve muhtelitini 4 - 1 mağlüp etti Romanyalılar çok sert oynadılar, bizim takımımız vasat bir oyun dahi gösteremedi. Oyuncuların birbirlerile anlaşamadıkları belli oluyordu. en sonda da Romanya alaca sert oynama Ee muhitelit olması dü MAN alınmasına &mil olmu ” dün yalnız Galatasar Takımla, fen yun seyretmek: inkânin: bu: Pa muhtelit olunca bu Eyi uncu kendisine düşen vâ- Yapamıyo etinden beklenilen şekilde Oynayan öm Biribirlerinin yanında #amadıkı, > cuların yekdiğerile anla ları görülüyordu. Oyun başlıyor ve yağmurlu ol - ci gopliya “eg bin kadar seyir- Saat ü, p akışlar Se Geyrek kala Romanyalılar Belim |adılay, ortaya çıktılar halkı ri © Mütenkiben beyaz siyah bi takımların fe 4 takım çıktı. Ecne- Yapılması mı geltiği zaman Her &i t ulan merasim yapıldı. Verdiler, ine birer buket Oyun başladığı za, > 9ezi Tezcan idaresinde Bi, LAM ge muhtelit takımın Av» Necdet, Reşat, Faruk, Salim, Feyzi; van, Gündüz, Hakkı, Gördü e leşki edildiği am da İk akın muhte” akın hodan yapıldı. o Fa- emen Romanya müdafa- alılar düzgün Ve Kaan hemen bizim kaleye pin koniroüne un çok çamurlu olmasi nik mani olu; , Bi - harap ii vaziyette ilk pa şaşa- ve i ald düştülerse de ken - le hemen Necdet vası- Şok güze abil akına geçtiler, Necdelin sapi ve yerinde bir pası çamura ut kat bu Asında hesap, indiler. topun | at, * Ve muhakkak öy! : amadan 4, gol de böyle Bize giti, ya zmpılan ilk. gel — okrağa yavaş Romanyalılar hâ i dakikammda sağ ri sağdan bm e BAĞ İçleri gahsi ir sürüşle aş, ük golü kazandırdı. Oyun z Sonra d ğe Yavaş yavaş sertlenme- kal Devrenin ortalarında biz'm sikişti. Penaltı alim Reşat yere düştü. Hasım han R... ,P sürerken top yerde bulu altı e koluna çarptı. Hakem pen lendi iy. Ve bü penahtı göl ile netice nur, | Plan. mukabil akınlarla oyu- Kamanyakla devresi -bu- suretle 2 * 9 alıların galibiyetiyle neticelen İkinci haftaym Sahaya evrede takım değişik olarak ya, Sk. Danyal, ve Hakkı çıkmış, solçe, Eşfak o sağiçe, Bülent alınmıştı, letik ye Romanyalılar başladılar. At- Oyunu vücütlü olan C, FP, R. taki- Emin sık ay rt Dr şekle soktu. Hake- Mevey; , en düdüğü oyunun zaten a zevkini büsbütün ka- iş #skam sağdan üst üs- nın çiğ akınlarla a aka i, Rp afaasını hayli hırpalamağ baş“ düzgün ANYalıların. birinci. devredeki Gügiş eplarındanı €ser kalmamış- “sağdan aklığı pası biraz sir İkinci dükten sonra loy lesine soktu. Vaziyet 2. | olunca. 0- eri bir hal aldı. Romanyalılar e? lerinden galibiyeti kaçır bütün hilele ışvuruyorlardı. Nitekim to n kaleci Av- I kme vurdular. du, Yerine Meh Avni bayıldı, oyun dur met Ah girdi. Üçüncü gol Soldan inkişaf eden bir Romanya a kını favlle durduruldu. Çekilen İrikik gol oldu. Bundan sonra gene GS. B. muhteliti hücuma geçti. Romanya ka- lesi karıştı. Gündüze favl yaptılar. Pe- naltıyi Hakkı attı, fakat (Op kalecinin ellerinde. Bu fırsatta böyle kaçtı. Dördüncü ve son göllerini atıyorlar Bu kaçan golden sonra Romanyalı- lar tekrar akına başladılar, Sol açi ortaladığı ' top sağaçık vasıtsile dö düncü gollerini ttılar. Ve oyun çok sert bir halde devam ederken hâkem Lütfi yi attığı bir tekmieden dolayı dışarı çi- kardı ve oyun da bire karşı dört gol e Romenyanın C. F, R. takımının gâ- Wibiyetile nibayetlendi. C. F.R. tâkımı umumiyetle güzel oy nayan iyi yer tutan vasat derecede bir takımdır. İçlerinde belli başlı olarak sanjtrfor, iki yan haf, sağ içleri nazan dikkati celbedyiordu. Hakem Şazi ma- çın sert olmasına müsaade ettiği için oyunu iyi idare etti denilemez. Bugünkü maç Bügün de Fenerbahçe - Güneş muh teliti karşılaşıyor. Temenni eğelim ki iyi bir takım teşkil ederek düzgün bir oyun oynasınlar da biz de dünkü alı nan fena neticeyi bize unutturacak zevkli bir maç seyretmek imkânını bu- alım. Halkevi futbol maçları Eminönü Halkevinden: 10/1/7937 Pazar günü Bozkurt ve Ba Ksrfköy sahalarında Evimiz spor şübesi ne mensup Klüplerin futbol İik maçla- rına aşağıya çıkarılan fikstür mutibin- ce devim edilecektir, Alâkadar küplere tebliğ olunur. Bozkurt sahası: Saha komiseri: Mehmet. K Pazar - Bozkurt saat 11,30. Ha - kem Süreyya. A talamları Aksaray - Hahıcoğlu Saat 13,15 Ha- kem Abbas Tüksöz A takımları. Yıldız - Yeşildirek saat 14;45' Hakem Kâmil A takımları. Bakırköy sahası: Saha komüseri: Cevdet Şimendifer - Akihspor 13. B takım- lari Şimendifer . Akınspor saa 14,15, Ha kâm Can A takımları, Sabık İngiliz Kralı dağ Sporlarına başlıyor Viyana 9 (A.A.) — Dük dö Wind- sor yakında Bax ve Schueeberg dağ: larında bir kayak gezintisi yapacaktır. Dük rehber olarak Garmisch - Par. enkirchen olimpiyad oyunlarına işti- İrâk etmiş olan Avusturya eski şampi yonu Walter Dellekarth'ı. angaje et miştir. ı şopu şeleyim derken kendi| nak için) © göreceğiz! Lüzumundan fazla ümide düşmeğe henüz mahal yoktur (Baştarafı 1 inci sayfada) lüzumundan fazla ümide düşmeğe de henüz mahal yoktur. Bekliyeceğiz ve ik gördüğümüz şeyler şunlar- caat ediyor. Bu hal, evvel halledilip biteceği ümitlerini in Türk ef siye etmeği ve hükümetir il kârlığına bilâ kaydi şart emniyet ede ıda tamamen ser Bizim biltliğim keci tarafı, Türkiy kabulü mümkün bir hal şekline va pa kadar daha pek çok tecrübeler ır. En basit siyaset hakikatle- rini anlamak ve bunların icaplarını ka bul etmek hususunda en geriden giden bu şöven unsur, bu işlerde Fransanın en ileri görüşünü temsil eden Halk Cephesi kuvvetlerini doğru yola gir- mekten men için ellerinden geleni ya- pacaklar ve var kuvvetlerile onun ete- Bine yapışarak geriye çekeceklerdir. 918 den beri, ne zaman Avrupanın dürüst bir sulh ve anlaşma siyasetine girmesi mevzuu bahsolsa kâh nalına, kâh mıhına vura vura beynelmilel sulh arabasını çeken biçare atın ayağı- bıcilgan eden bu kuvvet, ko- silâhıni teslim edecek değil â siyasetinin gidişini anlamı" yan, milli şuurların her cebir ve tazyi- ka boyun eğmiyeceğini takdir edemi- yen bu müstemlekeci unsurun elinde daha çok koz vardır. Bunları birer bi- rer oynayacak ve bizim hükümetimiz de bununla birer birer uğraşacaklır. Bunu bilmemiz ve ona göre hareket et- memiz Tâzımdır. Bunun başka türlü ol ması, Pransada büyük bir inkılâp vu- kua gelmesi kadar mühim bir hâdise demek olur Ki biz buna inanmayız. Bugünkü Türkiye, Bab:âliyi inkâr eden”ve onu bütün usulleri ve an'a” neleri ile yıkarak büsbütün yeni bir âleme, büsbütün başka bir gözle bak- mak üzere yüksek Anadolu yaylasının temiz havalı iklimine nakletmiş olan bir Türkiye imiş, bundan Fransız müs temlekecileri bir şey anlamazlar. İn- sanlığın tabif haldarı namına Bastili yıkan millet içinde, hâlâ «daha fazla müstemleke, daha faza hâkimiyet!» da vasile yürüyen kafası örümceklenmiş şöven bürokratlandan mürekkep bi? un sur vartdır”ki Pransa siyasetini Fran- sa menfaatlerinin aleyhine sevketmek için hiç birşeyi ihmal etmiyor. İşte, Türkiye bu umsurla mücadele edecek- tir. Milletlerin tabii haklarına riayet da” vasının en, kuvvetli müdafilerinden 0- lan Türkiye bu mücadeleyi hiç kork- madan, hiç çekinmeden kabul ediyor. Otuz seneden eri mücadele het nev'ini görmüş ve fakat, gö; bir milletin çocuğu olarak söylüyoruz ki Fransız milleti ile Türk milleti ara” sında, hek ve &dalet esası üzerine ku- rulmuş tam, pürüzsüz ve sağlam bir dostluk tesis edecek havayı yaratınca- ya, yani Sancak Türkleri Türk dlarak almaları lâzimgelen hakları alıncaya ve Fransa ile aramızda mesele kalma- yıncayâ kadar biz bu mücadelede de-| vam edeceğiz. Fransız milletinin “de, Suriyeliletin de ve onlarla beraber bü! dünyan da bilmesi lâzım gelen hakikat budur! M.B. Troçki Meksikada Londra 9 (Hususi) — Norveç'i BI ılmamış | Abdülhamidin o cambazbaşısı Hayatını Anlatıyor —— Sayfa * Yüz seksen kiloluk teli elle havaya kaldırdım 250 libre yüklü, dört tekerlekli arabayı dişlerimle çekmemi istediler, Bir Alman mecmuasında görmüş- lerdi. Çektim, bu benim en müşkül oyunumdur. Bay Rızanın Abdülhamit devrinde O zamana kadar yaplığım oyunlar öyle herkesin beceremiyeceği şeyler * den değildi. Halbuki aylardır kafamı hiç kimsenin yapamıyacağı, yahut pek az insanlarin yapabilecekleri heye » canlı ve heyecanlı olduğu kadar da tehlikeli bir oyun icâdı için yoruyor » dum. Nihayet bir gün 'bunu da keşfettim Keşfimi tatbikte gecikmedim. Evimizin büyük bahçesine arkadaş" |, larımın .yârdımile topraktan on beş metre yükseğe bir tel halat gerdim. Ve bir bisikletin lâstiklerini çıkararak t€ je koydüm.. Elime önce bir müvazene sırığı alarak işe başladım. Bir kaç id - mandan sonra bu sırığı da atarak ger- gin tel üzerinde bisikletle karşıdan karşıya geçer aldum. Ben önde bü'oyundü tehlikeye ma » ruz kalari yegâne insanın kendim ol »- duğumu zannediyordum. Halbuki ga- rip bir tesadü! az daha büyük bir fa - ciaya sebebiyet verecekti Bir gün gene telin üstüne çıkmış bi- sikletle giğip geliyordum. Birdenbire denizin üzerinde müthiş bir feryat yükseldi. Baktım ki kocaman şirket vapuru iyiden iyiye yana yatmış, ha battı, ha batacak. Meğer tel üzerinde bisikletle gezen adamı seyretmek için bütün yolcular| vapurun bir tarafına yığılmamış mı? Ne iseuzatmıyalım: Bu hünerim de Abdülhamit tarafından $on derece ;tak dir edildi. Ben şu iddiadayım ki bü gergin tel üzerinde müvazene sopası olmadan yü), xümek her cambazın bir marifet değildir. — Kaç kilo siklet kaldırdınız? Jimnâslikte gülle kaklırmak bir kaç nevidir. Bazı ler var ki 80 ki lodan fazla kaldırılamaz. Bazı ust de ise kaldırma kabiliyeti hayret vere- cek derecelere kadar yükselbilir. Ren meselâ göğsümde iki beygir kaldırdım. Yani arka üstü ellörimi'yere istinat et tirerek köprü kurar gibi durdum. Ta bii kafam yerde değil, Bu vaziyette ü- zerime bir tahta koydurdum. Tahtan'a üstüne de iki beygir çıkartlım. Bir de 250 libwe'ik gülleyi-yani 180 kiloyu - tek gile kaldırdım. Bunun va bii usulü vardır. Güllenin birini evve- lâ ka romu dayar, sovra bir sallayışta omuzdan yukarı kaldırırdım. Takâir e- dersiniz ki bu şekilde kolu indirip kal dırmak mümkün değildir. Herkes bu yunca inanmaz. 250 Kbre r. Halbwki bu da bir mü vâzene meselesidir. gösterebileceği terketmiş olan eski Sovyet o Harbiye Nazırı Leon Troçki, bugün : Meksika- a vasıl olmuştur. — Ençok müşkülât çektiğiniz oyunu nuz hangisidir? — Üstünde 250 libre yüklü dört te dur. Ne İsveç, ne de " bastırılmış kartpostallarından biri dişlerimle tutarak yürütmek Oo) ,Ben bu oyunu bir Alman mecmi da gördüm. Bana! — Bunu yapacaksın dediler. Alman cam bazının kullandığı âra- banın tekerlekleri tabii bilyalı idi. ben âdi tekerlekli bir ara mecburiyetinde kaldım. Birkaç hususi tecrübeden sonrü bü- yük provayı Yıldızda Harem kapısı ö nünde yapacaktım. “Araba, yükü, ben ve dişlerim hep hazırdık. Araba intizamla “yürümeğe buşladı. Fakat bir an durakladı, ha gayret, hâ gayret. Takıldığı yerden kurtuldu. Mey ,danı dolaştı. Sonradan anladım ki dingilin ucu 0- 'radaki havagağı direklerinden birine takılmış, az dâhâ direk kâfama devri- lecekmiş. Araba gayretle kurtulmuş â ma mesnetleri de kırılmış. Yeni bütün yük dingile yüklenmiş. Ben 9 VE ziyette arabayı dişimle sürüklemişim. — En çok sevdiğiniz marifet hangiz sidir? — Cambazlıkta her meslek gibi gö nül isteğiyle yapilir. Cambaz, sevme diği numaralarını hiç yapmaz. Binaen aleyh bahsettiğim numaraların hepsini seviyorum demektir. Hâlâ dinç, hâlâ Kuvvetli görünen 84 vimli esiybazbaşının temiz bakışlarına bakarak sordum: Ömrünüzde küvge ettiniz mi? Cambazbaşı sükünetle cevap verdi: — Asabiyetim yoktur. Cevap hem kat'i hem de etraflı idi. Kolunun ve kafasının kuv yan Cambüzbaşı demir ad demir asaba da malik bir adamım mek. — Hiç güreş yaptınız m? — Gençiiğimde yaptım. En fazla beğendiğiniz cambaz han gisidir? İyi kalpli ihtiyarın hemen bir seçme yapmak istemediği belli, — Jimmastik hakkındaki kan; ış de niz ? Beden terbiyesi . hakkırida fa - ne bir eser yazmış ve Türkiyede ilk jimaastik mektebini Etyemezde açmış inmeden cevap « Benim jimmastikieki kap ğine tamamiyle ba ikisinin de vücude vardır. Sade çevik © vetine malik olmamak ne ka kalmaksa, sade kuvvetli ol İkerlekli bir arabayı koşumların ucunu | mamak ta 6 kadar yarım (Devamı 8 inci sayfada)