30 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

30 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA Birincikânun 30 —— Komünizme dair —yocyaan: Muhittin Birg n & H €emen her memlekette, arada bir # —a EE zabıtayı meşgul eden bir mese- Je vardır Kt adına «Komünizm» diyo- ruz. Bu, memleketine ve zamanına gö- re zabıtayı az veya çok işgal eder. Çok şükür, memleketimizde bu iş zabıtanın en belli 'başlı işi değildir; öyle memle- ketler var ki bu iş orada bütün bir za bıtayı mütemadiyen meşgul eden bir dava olmakla kalmamış, belki de bu yüzden zabıtanın kuvvetini birkaç artlırmak bile Jüzimgelmiştir. kat, işin zabıtayı alâkadar eden kısıi olduğu gibi, onur alâkadar etmiyen, sırf l'kı! ve nazari bir l.!rılı dâ vardır. Za- Bazı kimseler hayata küskün gibi yaşarlar, Cemiyete girmezler, girer- terse Mmıü.r Cemiyet leyemer.. Gazelecller kralı Amerikalı Hörst halde duran bır km n genç ki , bu meselenin bazı cazip görünüş | HERGÜN lerile çok meşgüldür. Ne kazanıyor M Komünizm nedir? Bu, evvelâ bir nı- zariyedir; yahut bir nevi dindir: de kat kat mezhep veya tarikat yaşa- yan bir din. Bu dinin nereden başlav nerede bittiği malüm değildir, Pey- gamberi Marks olan bu dinin her renk di ve her incil bir mezhep, ve tarikat kurdu. Bu, dinleri kaldırmak isterken dört kitaba beşinciyi ilâve eden din, nihayet Üçüncü Enternasyonalle res- mi bir Ortodoksluk ta kurdu. Komü- nizm imanının bu sön fetvahanesine göre Komünizm bir din değil, bir teş- külüttar, bir iktısat rejimidir ve başlı başına bir hayat sistemidir. Fakat, bu hayat sistemini kuran, smemx hayat yapmak için çalışırken kâh hayatın değiştiğini, değiştiğini gördü ve havarilerie müf- tüler arasında mütemadiyen ihtilâflar ve münakaşalar çıktı. Bunlardan bir tanesi de yeryüzünde yersiz kalmış bir serseri, «serseri bir Yahudi» oldu ve şu dakikada Atlantiğin dalgaları üs- tünde Meksikaya doğru cebri bir se- Hiöret ba münasabetle yahat yapıyor. Bir kısımı da öldüler. Şu söylemiştir: balde nedir bu Komünizm? Kimdir bu? Hangi Komünizme Komünizm di-| «— İnsan gazeteciliği lâyıkile ya- parsa kazanmamasına imkân yoktur, yeceğiz? ve gazetecilik en ziyade para getiren mesleklerden biridir. Ben halkın ar- zularını ve temayüllerini okşamak su- retile milyonlar kazandım...» yalnız, bu kardı. saydı, daha çok ü Amerikada — milyonerlerin hesabı n | Yapılırken, yalnız cemahiri müttehide- de senelik varidatları milyonu geçen Amerikalıların üç milyon olduğu an- Yeğinuştir. Dünlane içiede meşkar ge zeteciler krah Höret de vardır. Hörst geçen sene gazetelerinden dokuz mil- yon dolar kazanmıştır. dırmıya yolladı, tince padişahın tutanı çağırttı. şu sözleri | | mışsın.. * Görülüyoe ki Komüni: ı değildir. Zaten Komünist olmak için Koömünizmi bilmeye ve anlamaya da lüzüum yoktur. En iyi Komünist, Ko- münizmi anlamıyan ve Komünist ol- zarım! z kaşa maksadile yazmıyor; anadan doğma dil siz olan Petro Ursoviç isminde biri — geçenlerde birdenbire konuş- mağa başlayarak herkesi hayrette bırakmıştır. kısır bir tarla olarak tasvir edilen Tür- kiyede © zamandan beri iktısadi kuru- luş bakımından büyük bir değişme ol- mamıştır. Sermaye bakımından Türki- ye, sıfındır. Toplanabilen birkaç kuruüş- şey fısıldamak, «Komünizm öteki din- YJerin öteki dünyada kurdukları cenne- H beriki dünyaya, şu bizim dünyal za gelirmektir!» demek kâfi gelir. O zaman, bu yeni dinin salikleri kendi- — berini ateşe bile atarlar, ölürler ve w İ Ü Gürürler ve dünyada çu . bir yükitier, luk sermaye ve bunlarla beraber bü Rusyanın, Almanyanın, Macaristanın tün büyük Iktısadi? teşebbüsler de bu Ve İılşımn tanımış olup ta bugün en | gün devlet elinde bulunuyor. Şu halde h yeni nümüunesi İspanyada kurulmuş | Türkiyede sizin için mevzu yoktur. Bu Petro Paris tıb bulunan «cennets & döner! harap memleketi rahat birakınız da akademisi huzu- runda — hâdişeyi bir canlanıp kanlansın. Sizlerden tica D 5 ha ı şöyle anlatmıştır : Marks, tarihi tezini yaparken Türki-|ederiz: Bizimle meşgul olmanız hem yeden de bahsetmiş ve bu memleketi | sizce beyhude bir yorgunluk, hem de Komünizm için en uzak ve en kısır Bir | hbizce füzumsuz bir meşgale oluyor. Bi- tarla olarak göstermişli. Marksa göre Z İ — Türkiyenin o zamanki iktısadi t yokAk HENMURE — devresi Komünizmden en uzak bir iı[e- Onlar diyebilirler ki: ahai MZI bir devre idi. O| — Biz mevzu yokluğundan, filân an- zamandan beri Türkiye hayli değişti, | , may Biz K a B 3 $ yız. omünistiz. Komünizm fakat,, Marksın Komünizm fikirlerine apacağız, mevzü yoksa biz varız ya tarda olarak intihap edebileceği bir top| * EN rağın asgari inbat kuvvetini hâiz olan | Filhakika, Komünizm milletler için bir imkişaf şekli aldı. Bununla beraber | değil de milletler Komünizm için olun- ca onlar da bu davalarında elbet ha Ldırlar! Muhittin Birgen ni tekrar etti. Ben bu kadar bizde de Komünistler görünüyor: Bun- Tarın ekserisi Komünizmi uzaktan bir davul sesi gibi dinleyenler teşkil eder. Pek az bir kısmı da bu işin dervişi ol- muşlardır. Derviş, niçin derviş oldu- — ğunu bilseydi derviş olmazdı! * > Fakat, Komünistlerle nazari ve v)mi mümkün değildir. onlar, kırmızı kaplı kitabın hüvesine bağlanmış ülemayi din haline geldiler. /— Bünün için bü satırları bir ilmi müna- nım,» dedim. — vardı: «Kantenianda ver butunmadığı için bir müdde'- e girmiyen, adam kör gibidir, bastığı yolda iler- Ya goı'l gelirse Serserinin biri yerde bir. yirmi yedilik altın bulmuştu. Altını al - dı.. Etrafını lehimle örttü. Mısır « garşısında attarm birine basur ilâ- cıdır, diye beş paraya sattı. İlâcı - nin adını da attara söyledi: altın yapmayı bildiğini söyledi. Mısırçarşısında arattılar. Serse - riden beş paraya tennakı alan attar yirmi paraya sattı. Serseri sarayda tennaki eritti ve yirmi yedilik altını meydana çı - — Bu iyisi değil, dedi, iyisi ol - Hindistanda bulunur. 4 Padişah serseriye bir çok para verdi ve onu Hindistana tennak al- . O tarihte bir adam da aptalların defterini tutuyordu. Bu vak'ayı isi- yazdı. Padişah aptalların defterini — Beni de aptallar defterine yaz- — Yazdım ya, elin serserisine bir alay para verip tennak getire- cek diye Hindistana gönderdin.. Bir daha geri gelir mi? — Ya gelirse?. — ©O zaman da defterden adını siler, yerine onun adını ya - kzeier SSDY SOAPOE YND Dilsizin birdenbire «— Bir gün çok güzel bir kadın ta- rafından bir apartımanın kilidini yap- mağa çağrıldım. Kadın olduzğumdan haberdar değildi. Orada hayli uğraştım. Nihayet vereceğini sordu. Ben tabii cevap ve- remedim, boynumu büktüm. O suali- karşısında dilsiz. oluşumdan © kadar sıkıldım ki, birdenbire: — Sizden nasıl para alayım, baya- İSTER İNAN İSTER İNANMA! Dünkü gazetelerde Arıkaradan alınmış şüyle bir haber | İSTER İNAN İSTER lNANMA! — — Ha onun vaziyeti Ha bizim vaziyetimiz lsmet Hulüsi ami Karayel yazdı: gİsveç jimnastiği mi, yoksa Al « man jimnastiği mi?.. Kemal Tahir anket yaptı; tanınmış sporculara sordu: . — Siz ne dersiniz, İsveç jimnastiği » mi, Alman jimnastiği mi? K, Sami Karayel yazısında fikrini söy- lediği gibi.. Diğerleri de ankete ver « dikleri cevaplarda fikirlerini söyledi « ler.. Bu hususta benim de ufacık bir fikrim var, Ben de Sözün Kısasında kasaca bahsedeyim: Adamin biri haremağasına sormuş: — Sen benim kızlarımı gördün mü? — Gördüm, demiş, birisi sarışın, ö- teki esmer.. — Hangisini beğendin? Z Esmer fena değil amma sarışın da ha hoşuma gitti. - Peki öyleyse sarışını sana veriyo rum — Veriyorsun âmma ben nasıl ala- 'Terakki ve tefeyyüz hmtk için ışığa ihtiyaç vardır, ışığı getiren ko- nuşnnl.hr konuşmayan Bu senenin En asri Noel ağacı lı - BİR FIKRA — Niywı var mı haremağasıyım! Soruyorlar: — İsveç jimnastiği mi, yoksa Alman İimnastiği mi? ve meşrepte havarileri yetiştiğini gör- — Bu ilâca Tennak derler. — Berikil dük; bu havarilerin her biri müminler Bundan sonra padişahın yanına âlemine başka tarzda bir incil getir- çıktı. Ve tennak denilen maddeden —Möıekr lüp gelecek.. Gelecek amma neye ya « rar? Bizde jimnastik yapan var mı? Jimnastiğin faydasını bilen var mı? Oimnastiği bir ihtiyaç olarak ka bul eden var mı? Bizde jimnastik mekteplerde iş ol - sun diye şöyle Üüstünkörü talebeye gösteritir. Ve jimnastik, jimnaslik dersinin haricine bile çıkamaz. Jimnastikhaneden mektebin yayılamıyan jimnastik tabif me ten de hay çıkmış; aileler ar evlere girmiş değildir. Ve bu gidişle hep ayni yerde kalmı « ya mahkümdur. Çünkü ehemmiyetl takdir edilemiyort. İsveç jimnastiğini tanıdık: Sarışın bir kaız. Alman jimnastiğini de tanı e dik: O da esmer bir kız. (Gerçi Almanların esmeri olmaz olmaz amma, jimnastiği tesadüfen es- mer oluvermiş.) Şimdi, bu iki kızdan hangisini be « ğendiğimizi soruyorlar: — er de fena değil amma, sarı - şın daha hoşumuza gitti! Desek ne faydası olacak?.. altın çıkardı. İyisi Amerikada Noel harbi umumiden beri ilk defa olarak büyük bir neş'e ve sevinç ıçmdı: tes'it edilmiştir. Muhafa- zakâr İngiliz gazetelerinden — biri, şu resmi gazetesine koyarak dzmelledıı ki: adını da deftere «Noel dini bir bayramdır. Hıbuh Amerikalılar dinimizin de ele alınır tarafını bırakmadılar. Muhterem No- el ağacı yerine Kaliforniya güzelini ellerine kollarına dallar takarak orta- ya çıkarıyorlar. Bayramın kudsiyeti kaybolmaktadır.» Mahkeme boşanma kararı vermezse Amerikada İliynois eyâletinde bir senin z K N hastalığa tatulmuş olanlarla tutulma n Çünkü ha haremağasının vaziyeti; mak için Wuninı olandır. Böylesi Kinieli Sakuaşinlarackliee vederdik Dili çözülünnü? katil yakalanmış ve mahkemeye geti-| ha bizim vaziyetimiz!. 3 UYO BUTET , ÖSEİNİEND Uoi TT A nları söylemek istiyorum: Romanyada çi- rilerek bu suçu niye yaptığı l İsmet Hulüsi | ( istodiğiniz tarafa sürükler ve götüre- | Yenları & KD yE && a ei eprlayama ) FOÜT K Z MÜP e v ee mee el — bilirsiniz. Böylelerinin kulaklarına Peygamberiniz Marks tarafından en | ngirlik yapan ve amcağız mahkemede şu sözleri söy- Biliyor musunuz ? — P—-iştir: uKarım ile geçinemiyorum. Bir kaç kere mahkemeye verdim, fakat karım ne yapıp yapıyor, hâkimin karşısında mazlüm rolleri takınıyor ve bir türlü boşanma kararı alamıyordum. Davayı kazanan karım eve dönüyor ve muzaf- fer bir eda ile karşıma çıkarak yapma- dığını koymuyordu. Nihayet mahk, menin veremediği boşanma kararını ben vermeğe kalktım ve karımı öldür- düm, mes'ül sizsiniz!.» 140 milyon yumurta Çinliler kânunusaniden teşrinievvele kadar memleketlerinden 140 milyon yumurta ihraç etmişlerdir. Bu yumur- talar İngiltereye sevkedilmiştir. Çinliler, yumurtaları daima bayat- ladıktan ve kokuttuktan sonra yedik - leri için İngilizlerin taze yumurta yi- mdefılı alay Bu hâdiseyi bildiren gazete şu mü- taleayı ilâve etmektedir: «Demek ki aşk dilsizlere dil veri- yor, dili olanlar da dilsiz oluyorlar.» | — La Fayetde kimdir? 2 — Flarans şehri nerededir ve ta- rihf bangi mıntakanın payitahtı idi?, Şehir içinde ne kadar insan yaşar?. 3 — Fransızların bugün milli mar- kaları olan horoz' ibiği nedir? (Cevapları yarın) * (Dünkü suallerin cevapları) — Ubangi nehri Afrikada, Kongu dadır. Pransız. ve Belçika konguları ormanlarından geçer, Uzunluğu 1300 kilometredir. 2 — Sully Prulhemme Fransız şair lerinin meşhurlarındandır. 1839 da Pa riste doğmuştur. Aşk şiirleri bilhassa çok büyük bir rağbet kazanmıştır. 1907 de ölmüştür. 3 — Brezilyada Amazonun kolların dan biri olarak akan Tapöjos nehrinin uzunluğu 1500 kilomeu-edır Bir İıatıp kaç saat .ıoz söyleyebilir? Amerikada en uzun söz söyleme müsabakası yapılmış ve bu müsabaka- 'ya 22 hatib iştirâk etmiştir. Müsabıklar 7 saat söz söyledikteni sonta müsabakayı yavaş yavaş terket- meğe başlamışlar ve'neticede birinciliği Smith isminde bir delikanlı kazanmış- tır. 18 saat söz aöyledıkren sonra bir benim dilsiz kadın bana güzel bir bayanın ten beri Gümrükte beklemekte olan 3 sandık gaz ocağı- nm şehre çıkarılmasına müsaade editmiştir.»

Bu sayıdan diğer sayfalar: