» A C ŞS NN F *W PS » ; 2 Sayfa : SON POSTA Birincikânun 20 üi =_==_-==——F—Mf —- .a a Sözün Kısası Adananın felâketinden Sonra bir kaç mülâhaza Tiyatro mektebi Yazan: Muhittin Birşge — dananın sabıkalı bir nehri var l dır, Ben çocukluğumdan beri | bu nehrim arada bir huysuzluk yaptı- ğını hatırlarım. Bu huysuzluk kâh ca- na ve mala, kâh bunlardan yalaız bi- rine, kâh az ve kâh çok şiddetle hü- cum eden bir su kitlesi şeklinde teza- hür eder ve her defasında o sahada yaşayan insanların birkaç sene içinde yaptıkları nüfus ve mal tasarrulunu yutup mahvedip gider. Son defaki, bun dun evvelkilerine nisbetle çok şiddetli oldu. Oradan gelmekte ulan hikâyele- re göre, suyun alıp gölürdüğü insanın sayısı malüm değildir. Mal itibarile z;ıi'. ise zateri ölçmeğe imkân yok- tur. Hüdise oldu bitti, geçti gitti; fa- kat, bu sonuncu değildir, bunun elbet yarınıda vardır;hiç beklemediğimiz bir 'a tekrar bir E. Talu Gazctclcı—dc her gün okuyorsu * nuzdür: Cumhuriyet Maarifl Ankarada bir tiyatro mektebi, rlabil doğrusu bir temsil akademisi açtı. Bu, biraz geç kalmış olmakla berâf ber, memleketin fikri kalkınmas: vüe kımından atılmış çok gerekli bir adım* dır. f Buğgüne kadar, dünya efkârı umu * miyesi bir Türk san'ati, bir Türk cdebi yatı, hattâ melez de olsa bir Türk mü* sikisi tanıyordu; fakat Türk tiyatrosü namile ortaya hiç bir şey koyam h Şimdiye kadar yetişen terasil Bazı adamlar yaratılışlan azimkâr o Bazı adamlar yaradılıştan inatçı- Azim, olabilecek bir işte gösteri- lurlar. Başladıkları işte önlerine çı- — dırlar. Duğru yahut yanlış, kafaları- — dir, makbuldür. İnat olm:yacak bir kabilecek ulak tefek müşkülâttan — na koydukları bir işi behemahal yan- — işte gösterilir, hatâdır. Birisi insanı yılmıyarak mütemadiyen hedefleri- — mak isterler. Sonunda karşılaştıkla- — muvaffakıyete götürür, diğeri uçuru me doğru yürürler ve ekseriya mu- — rı nefice mutlak suretle bir hayal- — ma sürükler. Azim ile inadı yekdiğe- vaffak olurlar. sukutudur. rine karıştırmayımnız. (SÖZ ARASINDA )07 di. e cesedi de. | Oülnya sür'at rekorunu| #——————'| Lehistanda ayda Bunlar, tiyatronun kapısından içe * nize doğru sürükleyip götürür, ev yı-| Motosikletle HEM Bm HKM Bir defa hamama riye ayak - bastıkları andan — itibazellı, , ocak söndürür, larla bazar, mal KH' CB*İİI' X açlığa, yeise, hüşıını. sefalete maht- ğ;:ül: Dü ” I’“, ©o fenal Gitmek mecburi küm gibi idiler. İçlerinde tutunan, düf Meşhur Manaş elendi bir gün Bu hal bugüne mahsus değildir. A- yanan, emsalinin uğradığı feci ükıbeli” dana, Adana ve Seyhan da Seyhan ola- vaktin sadrâzamma iftara gitmis - sürüklenmiyen bir kaç kişi idi. b kimbilir mo kadar asırdsü beri. büu ü. Ve bu şartlar altında, bizde, temsil hal böyle olagelmiştir. Fakat, bunun “Yemekten sonra, kahveler içilir- san'atkârlığı bir meslek olamıyordus ken, misafirlerle ev sahibi arasın - böyle olagelmesi, böyle olagilmesine ı olamazdı. Bu suretje de, her yerde, büt da, bazan perde birunane bir şekil alan saçma sapan bir. musahabe na, canlarını dişlerine alıp, rindeki san'at aşkının veri Elimizde, Adana şehrini yerinden kaklırıp başka bir yere koyacak iktısa- di bir vinç bulunmadığı malümdur. Ayni zamanda Seyhanın âsi tabiatini yola getirecek bir fen terbiyesinin ka- ça mal olacağını da bilmiyoruz. Belki bu da bizim kolaylıkla teçebbüs ede- miyeceğimiz ve büyük sermayeye mühtaç bir iştir. Fakat, hiç olmazsa bü daima tekerrür eden musibete karşı alınacak başka tarzda tahafluz tedb Teri yok mudur? Gönül öyle isterdi ki | neden sebep ie-—ıluı* etsin? bütün teşkil eden «Güzel başladı. Her kafadan bir ses çıkıyor, da « r» bizde aksak bir manzara af” du. hiliye nazırı bir hezeyan, şeyhis » lâm başka bir hezeyan yumurtlu - yor, diğer vükelâ da kahkahalarla Şimdi bu manzara kalkıyor.. ka'ka * cak, Yüksek muallimlerin idaresi a tında kürulan yeni mektebe heves e * dip de giren talebe islikbale emin na * zarlarla bakmaktadır. Almanı ger tirilen Ebert gibi değerli bir mütchas4 sısın çizdiği program, Türk tiyatrosü” nun ern seçkin bir siması olan Ertuğr Muhsinin gösterdiği yol, edebiyatımı * zın güzide şahsiyetleri tarafından ve “ rilen kıymetli dersler, tiyatro mekte “ Fransız gazeteleri yazıyorlar: Leh- liler en az yıkanan insanlardır. Bunu bilen hükümet tek halkın yıkanmasını temin için asgart ayda bir defa yıkan- mayı mecburi kılmıştır. Hastalar, ihti- yarlar ve çocuklar müstesna herkese birer kart verilir, bu kartlarla umumi| binin ilerdeki verimi hakkında şiradi* hamamlara giderler, ve gittikleri kar-| den ümidler doği mâhiyaste ** ta işaret edilir. Kartında — işaret olm-| dir. . yanlardan ceza alınır, Bütün medeni memleketler konse?t * ianı gören sadrâzam: — Ne o, Manas efendi? İpsiz sap- Şu garip resim bir motosiklettir.| | sız sözlerimize mi hayret ediyar - Otomobillerden mülhem olan bir İtal-| | sun? Hususi meclislerde — bazan Selâlüğiğelip geçtikten sonra dâhi ol-| ” mübhendisi dünya sür'at rekorunu | | böyle şeyler olur.. hoş gürmeli! sa bu tedbirlerle meşgul olmaya ehem- motosiklet ile kurmağa karar - vermiş, l eei Glemümi » miyet verlisin ve eğer tuğyan esnasın-| Y $u ayakkabıya benzeyen motosik> eli yek'Yakli Li vüka da İttihazı mümkün tedbirlerin ittiha-jleti meydana getirmiştir. b lâda da bazan böyle oluyor da, i: zında vazife sahipletince gösterilmiş| — Bu motosiklet saatte 330 kilomet-| | , fona! cevabım ı.ıı, oi bir ihmal varsa bunlardan dolayı da|re sür'atle gidecekmiş. * * Hgyoya xâre hür memleket!| vatuar'larından hiç de aşağı kalmıyali ayrıca mes ulı?'e!lnr tesbit Fd"j“"' Bu Amerı'ka müzelerinde Sabık Kral Edvard, ne demektir? ve belk de tâlim heyetinin ideale satırları da bir kere bu ciheti hatıra bi İ k f kalâd. M lılığı itibarile onlarin fevkinde olan bif | getirmek için yazıyorum. FSIzlari Karşi JEeURAlüde oda âleminde Fransız demokrasisi buhran geçi-| müessese, üç yıl sonra milli Türk sali* * tedbirler Hâlâ hükümran riyor, hürriyet elden gidiyor, diye kıe| nesinin temelini atacaktır. Ayrupada da böyle huysuz sular. var. Amerika-hükümeti müzeleri bır-| — Eçki ismile Kral dır, Bu huysuz sulara karşı akıllı in- " ge sanlar muhlelif tedbirler almaşlardır. sızların elinden kurtarmak için hususi | 5. Lizinci Edvard, Bu tedbirler, öğer onların huysuzlukla ranı Ben kuvveliyle terbiye ederek yen Mek şeklinde tezahür etmemişse halka ansızın bazlkıma — uğramaklan kurlar- mayı olsun taminec kâfidir; bu tedbir, yamet koptuğu bir sırada Heryo gü-| Küiltür bakımından şerefli olan bi rültü eden arkadaşlarından birine şu | hâdisede rol aynamak isteyen gençle* suali sormuş: rin tehalükü yerindedir. Ve netsindü — Hür memleket nedir? bu istidadı gören, bu fırsatı fevtetme * Muhatabı kolaytıkla cevap vermiş: | melidir. — Hür memleket öyle bir memle-| Geçen gün, benim de mütevazi bif kettir ki orada her ferd dilediğini ser-| işcisi bulunduğum bu yepyeni mücs * bir zabita teşkilâhı kurmağa karar ver-| geha ceki ismile miştir. Şimdi müzelerin — salonlarında | p, cns Şarman, köpekler dolaşmağa ve ziyaretçileri ta-| prens dö Gal, ve kip etmeğe başlamışlardır. Neni ada <&i Bu güne kadar müzelerden her se- | Vindi Dükü ekseriya suyu muhtelif noktalarda |ne üç milyon dolar kıymetinde antika | » — y umanlara bestçe söyliyebilir. sesenin kapısından içeriye girerkelr ölçmek, suyun geldiği «su toplanmas | eşya çalınmakta imiş. kadür modi'mur Heryo gülmüş ve «bilemedin azi-| himayesizlik yüzünden clem ve zarl* hattı sahasındaki yağınurları ve su ka- Altıncı 10' fun en ço/c idi di UÇ e zim» demiş: ret içinde ölen Ahmet Fehim gibi, Kd barmalarını daimi bir tetkik ve kon- ğ _-’ BAAT A T Z EiRC ae lekettir ki| Sük Kemal gibi, Otello Kâmil gibi, Bi trol altında tutmak gibi gayet basit sevdiği yemek her — hareketini, A MAPLER. 0 BAD nemeciyan ve Holas gibi hüdainâbill orada vatandaşlar. her aklına gelip söz söyleyeni dinlemeğe mecbur değil- lerdir. Boşanma işinde İspangollar f Amerikalıları geçtiler _—':-7231 ; Bir müddet evvel Amerikanın Re- -—0i no şehrinde boşanmak isteyen çiftle- Biliyor musunuz ? — | — İstanbul için yazdığı bir kasi * dede: 5 Altıncı Jorj ağabeyisinin hatırasına | bütün — Avrupa İhürmet edeceğini daha şimdiden ihsas | sosyetesi — taklid B bir şeydir. Şunu pek az bir masrafla bu kontrolü tesis etmek mümkün ve san'at dehâlarının heder olmuş ömüt” lerini düşündüm ve yüreğim sızladim. * binaenaleyh bu Rayede halkın caninı etmiştir. Meselâ, Sekizinci Edvard'ın | ederdi. da, malını da herhangi bir baskın ne-|Paristen getirttiği ahcıya yol verme -| — Son günlerde n ticesinde hader olmaktan - kurtarmak ir. O da ağabeyisi gibi Fransız ye-| Vindsor — Dükü- kola; . S İi a oi 3 ilklen sonra bu meselenin tekrar tari. İeklerini yiyecekti “İnün” Boulögne ha dan, felâketin bir iki gün 'Alum)mmayıdıomkl!mu"!ıımudıı teessürünü taşıdıklan sonra, her va- |Di tevermiş. — uummmmn | kalkıp da Viya- kit yaptığımız gibi, gene herşeyi unu- | nihayet devlet te onlara yardım ede-| naya gelirken, akşam yemeğin! valiz- tacağımızdan korktuğumuz içindir ki,| bilir. Elverir ki bu işi yapmanın lüzü-| lerinin üzerinde yediğini gazetede o- bu moktayı bir kere olsun hatıra ge-|mu anlaşılmış bulunsun. İş anlaşıldı | Ku yan, Londra sosyetesine mensup tirmek istedim. Adanayı fen ve para| mı, üst tarafı kolaydır; halkı, gelmek- |hayranları, hemen bunu bir moda ha- :e"'ı:uîl' Mâîv::'mw ge-|te olan bf taşkından en az ği:““ Görtİline sokmuşlardır. Şimdi hususi evler- huyunu ulr:muvm”îıw :.ıl::ıevvıvkel.uıle hnrîıüirlerıhnıkyu- de ve büyük pastahanelerde iakemle- V kimdir? hiç olmazsa onun mazarratlarını tah- | karida bahsettiğimiz - usul - sayesinde | ©? Yerine valizlerla üstüne oturarak, |isteyenler beş dakikada boşanabiliyor- Tpi !aıgâaî-;mm dit için gözümüzü açmayı öğrenmemiz | çok mümkün ve hattâ kolaydır. Ada- gene valizlerde hazırlanan büfede çay | larmış ve üç ay zarfında bu mahkeme- a : w artık elzemdir. Onun hareketlerini tet-İna halkına bu işin üzerine düşmeği | £mekte imişler. — — / İnin verdiği kararlar 2142 adedi buk| 3 — Porlekizde kaç tane «Munot kik etmek için bir usul ve nizam koy-| tavsiye ederim. Eğer herkes gibi, he- | yarın yeni bir faclanın ağır bir darbe- | MUş imiş. Sekmli eai bÜYÜNük Çti Derler ki biraz dilberi bimihrü vü* fadılı mamız, küçük bir büro yapmamız kâ-| pimiz gibi, onlar da bu faciayı unutup | sine daha uğramaktan kendilerini kur-| — 10 kânunuevvelde saat 11 ile 12,45 XCevapları Yarın) #idir. Bu büro belki de Seyhanı ıslah | Kiderler ve ihmsalde devam ederlerse İ taramazlar. Muhittin Birgen — 'arasında 22 boşanma kararı verilmiştir. * _ndeq:k olan müstakbel bir teşebbüs için şimdiden hazırlanması icap eden malâmatın toplanmasını da — temin eder. Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Anâronicus çok eski Lâtin şaile lerinden biridir. 2 — Budistlerin peygamberi olaff Buddanın ikinci ismi Gotamadır. 3 — Kleber bir Masonun Strazburgda doğmuştur. Fransız Jâbı ordusunun meşhur gencrı!lerin: dendir. Napotyonla bizlikte Mısıra git miş, Mısırda Napolyonun vel: 'X"' yapmış, bir memlük Yarafından v yülmüştür. l İSTER İNAN İSTER İNANMA! Dlnbîrkdşnşwm&hmanyınımm €a da doğruca şirkete koştu. Kadın bindiği tramvayın Te tramvaya binmişti. Cebinde ufak parası yoktu, bilet- | ve biletcisinin numarasın: bilmiyordu. Şirkette ona ge ciye bir beş liralık verdi. Biletelde de ulaklık hazır de - | Ge bütün tramvyaylar depoya dönünce paranın emanet ğildi, ilerde vermek üzere kadın için kestiği biletin üze- n öyledil rine parayı aldığını yazdı, bileti kadına verdi. Kadın deleyalim: batkkclnani Sattiseli” oldüğünk “atyi Bi galiba biraz dalgın olacak ki Galatasarayına gelince pa- filhakika geç vakit bir biletcinin (bir müşteriden gel - rasınt istemeden tramvaydan indi. Makbuz halinde olan | Miştir) cümlesile 490 kuruşu depoya birakmış olduğu- biletini de yırtıp atlı ve akşam üzeri vak'ayı hatırlayın- | nu öğrendiler. İSTER İNAN İSTER İNANMA! * Adananın bir husüsi Vilâyet idare- si, bir de bit belediyesi vardır. Bun- lardan hangisi bu işi üzerine alsa başa- rabilir bir kudrette olsa gerektir. Eğer yalnız birinin-kuvveti kâfi gelmiyorsa bunlar kuvvetlerini birleştirmek saye- sinde gene bu işi temin edebilirler. E- ğer kuvvetleri bu kadarcık küçük bir işi dahi başarmaya kifayet edemiyorsa «