e aa w . m Dünkü futb Ka y “SON POSTA ol maçları Güneş Çeklerle 3 -3 erabere kaldı Çeki Karlin güzel bir oyun gösterdi, Güneşin sağ tarafının aksamasına rağmen müdafaasının düzgün ugunu sayesinde iyi netice alındı Şehrimize üç maç yapmak — üzere gelen Çeklerin profesyonel — takimla- rtından Çeki Karlin dün üçüncü ve son maçını Taksim stadyomunda - Güneş takımile yaptı. Evvelce yaptığı iki maçtan birinde Berâbere kalan, ikincisinde galip gelen Çek takımı en düzgün ve rahat oyunu- Nu dün göstermesi lâzımdı. Oyun karakterimizi, sahayı, kuv- vet ve kudretimizi tamamile anlamış olan Çekler bütün bu hesapları doğru çıkaracak bir şekilde canla başla oyna- Mak suretile mağlübiyetten, beraber- liğe kadar yükseliverdiler. Güneş müdafaasının hatırı sayıla- cak kadar canlı ve düzgün oyunu kar- şisında bütün hücumları yarıda kalan Çek takımı, toplu bir hücumdan ziya- de zaman zaman gelişi güzel akınlar Yapmak suretile ancak mağlübiyetten kurtulmuştur. Birinci devrede iki gol yapan iki taraf, ikinci devrede birer gal daha ya- Parak berabere kaldılar. Çek takımı ayuna sür'atli başladı. Güneş bücum hattının bugünkü kuv- vetli şekli de bu oyuna ayni mukabele etmekten çekinmedi. Güneş takımının, oyunun hızına RBöre vaziyet alamamatı bu beraberlik- te belli başlı bir rol oynadı. Bütün hü- Cumlarını sağ açıklarile yapan Güneş- lilerin oyumun başından — sonuna ka- dar oyununu bir türlü düzeltemeyen Melihle oynamağı neden tercih ettik- lerini bir türlü anlayamadık. Güneş takımında çok canlı oyun- larını gördüğümüz Melih bu maçta ©- bozük ve hesapsız oynadı ki bu ._.'lda kaçırdığı fırsatları saymağa bile imkân yoktur. Sol açık Rebiiden gelebilecek bü- suretle | “tün yardımları unutmuş olan merkez ““Mühacim oyunun sağ açıkla oynan- Masında o kadar ısrar etti ki artık ha- Tiçten bile Melihe dışarı çık diye bağı- Tanlar oldu. Güneş kalesi uzaklarında olan bir firikikten istifade eden Çekler sol mu- Svinin kuvvetli bir vuruşu ile otuz beş Yardalık bir mesafeden - ilk sayılarını Yaptılar. Oyun kısır Güneş kalecisi bir gol kurtarırken vaziyet oyuna ayrı bir hız verdi. Toplu bir halde hücum yapan Çek- ler sol içlerinin kuvvetli bir şutile i- kinci sayıyı da kazanarak galip vazi- yete geldiler. Devrenin sonlarına doğru Melih şahat:bir hücuümla bemaberlik — sayısını yaptı. İkinci Devre Bu devrede Çekler kısa — paslarla hücuma başladılar. Güneş müdafaa- sından iyi yardım gören hücum hattı bir müddet Çek müdafaasını o kadar hırpaladı ki Çekler üstüste bir kaç gol yemekten güçlükle kurtuldular. Bu sırada sağdan gelen topu rahat bir şekilde yakalayan Rasih Güneşin | üçüncü golünü yaptı. Mağlüp vaziyete düşen Çekler ü- mitsizliğe düşmeden hücumlarını bü- yülttüler, Güneş nısıf sahasına giren top bir müddet tehlikeli tehlikeli ortalarda do- laştı. Güneş müdafaasının küçük bir gafletinden istifade eden Çekler oyu- nun bitmesine yedi dakika kala bera- berlik gollerini yaptılar. Bu vaziyetten sonra yük bir değişiklik almadı. Güneş — Safa - Faruk, Reşad - İs- mail, Rıza, Danış, Melih, Salâhattin, Rasih, İbrahim, Rebii şeklinde ortaya İçıkmıştı. oyunda bü- Ankara spor hareketleri Çek takımına krırşı hazırlık bŞŞlad_ı. Ankara futbol- cuları çalışıyorlar. Şeh'rd e atlı yürüyü;lere ve atlı sporlsra karşı rağbet faz a -şıyor Arkara, (Hususi) — Bu hafta, ya- ğan kardan dolayı nizami vaziyetleris ni kaybeden futbol sahaları yüzünden Lik maçları yapılamamıştır. — İki maç yapmak üzere buraya gelecek olan Çeki Karlin takımı için - hazırlıklara başlanmıştır. Çek takımının karşısına çıkacak olan Ankaraâ — muhteli karagücü, Çankaya ve Gençlerbil n- kzı Pas alan İbrahim sıkı bir vuruşla Gü-| hafta at yarışları devam etmiştir. Reşin ilk sayısını yaptı. Bu berabere Ankarada haftanın en alâkalı spor yhareketi, Muhafızgücü'nün tertip etti |i atlı yürüyüş olmuştur. Kırk kiş; jbir Muhafızgücü kafilesi Ankaradın Etimesuda kadar olan 50 kilometreyi ınınvn“ı&iye!le kat'etmişlerdir. Bal kesir Güç - Yurt maçı Balıkesir (Hususi) — İdman Yur - Ki ae Bi e z 1 , « |du ile İdman Gücü arasında heyeca bir vaziyete rağmen | oyuncuları arasından seçilecektir. Lik e ŞAİNMN Beyötan Müsavi şekilde idi. Rebiiden güzel bir| maçlarının yapılmamasına mukabil bu| h bir maç yapılmıştır. İkimiyeti ele &larak bir gole karşı 2 Tgolle oyunu kazandılar. Hakem İstanbul Spordan Nuri idi. | İdman Yürtlu'ar ikinci devrede hâ-. Sayfa 9 119 Yaşında milyonları sarfetmiş bir serseri maceralarını anlatiyor ! “60 Liralık bir bangonatla pi;omu—ğâîeiıgım olurdu. Ayda 600 lira otel masrafı, 1200 lira telefon parası öderdim, şimdi ıslahınefsettim, kendi ığ'undn:ıî Aşağıda hikâyesini dinlediğimiz Pol Miçel, eski Amerikalı yıldızlardan Van Baskerin oğludur. Gü zel bir delikanlfı oluşu, birçok kadınla» rın alâkasını uyandırmış ve muhitinde yarattığı esrarlı hava ile yapmadığı kalmamış, günde binlerce liraya para dememiş har vurup, harman savurmuş, evlenmiş, aktör olmak için Holivuta gitmiş; orayı da karıştırmış ve nihayet, tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkâümdır... Meselinin bir ke- re daha hakikat olduğunu isbat ede - rek, tokrar Londraya dönmüş ve İngi- HBz mahkemelerinde sahtekârlık cür - münden hesap vemmeğe başlamıştır. Bütün bu işleri yapan kimseyi, şöyle yaşını, başını almış, birisi sanmayınız. Miçel 19 yaşında olmasına rağmen, cin gibi, zeki, uçarı bir delikanlıdır. Şey- tana külâh giydiren takımındandır. Şimdi Miçelin hikâyesini kendi ağ- zından dinliyelim: Daha bir sene olmadı.. Geçen yi bu zamanlar, Dorchester otelinde prensler gibi yaşıyor, ve haftada 1800 lira para harcıyordum. 60 liralık bir banknotls,| püromu yaktığım olundu. Her gece, har kızlarına kasalarla şampanya hediye ederdim. Şimdi ise, tam 19 yaşındayım, Akıllanmış, uslanmış bulunuyor ve ilk defa olarak şöyle kendime namuslu bir iş arıyorum. İlk mektebi bitirir bitir - mez iş âlemine girdim. Kendimin işgü- zar olduğunu sanıyordum. Halbuki baş kaları benim daha hayat yolunda piş- mediğimi, pekâlâ biliyorlardı. 1935 Derby at koşularına gidiyor- dum. Waterloo istasyonunda iki Alma- nın üçüncü v ye birşeyler derek, kendilerine yardın edip edemi- yeceğimi sordum. İçlerinden birisi be- | ni pek dostça karş aşla yarışlara birl de, ötede beride işte bu arka- . Bu hali beni Bu arkadaş, ben- | nı ve bana i-! yilik yapmak istediğini söyledi. Ve o ge çe birlikte, daimi müşterilerinden bu- lunduğum Berkley otelinde yemeğimizi | yedik. Masamızın yanından geçenler, bana kandilli, yahut ahbapça selâm ver | dikçe arkadaşım beni daha başka bır gözle süzüyor, her hal ve tavrından ba na ehemmiyet verdiğini anlıyordum. Derken, damdan düşercesine bazı nü- fuzlu zevatı tanıyıp tanımadığımı sor- du. Ben, gayet ehemmiyetsiz bir iş ya- pıyormuşum gibi, cebimden bir liste çı | kardım. Ve bir düzüne isim saydım 0- na. Ö zaman, eğer ona ayda 30 bin N- | ralık iş temin edebilirsem, ayda 500 li- ra ücret alacağımı kararlaştırdık. He- men o geceMeçfer oteline gittim ve hu | susi bir daire tuttum. Hususi bir uşa- ğim vardı. Bu güzel ve yakışıklı deli- kendim seçmiştim. Kuş sütüne ya kadar herşeyim tamamdı, a vardı. Sonra, kim le mükellef değil- Li şayış, gözlerimi ka- maştırdı. Ne aoldum delisine dündüm. İşler daha büyümüştü. Tasavvur vdi- niz ki haftada 30 lirayı zor bulan ben, eep hârçağı olarak 6000 Jlra taşıyor- dum cebimde... Ve bittabi etrafa caka | I ) teriş yapıyordum. Üç ay ka ğ ballı işe devam ettikten İw"'s' arkadaşım: «Dostum, dedi bana.. | | Çok çalıştın, yoruldun.. Mezuniyeti hak | ettin; Haydı şöyle bir Cannese kadar Uzanıver... Merak etme, herşeyi ben te- | min ederim.» Bu fikir benim de hoşu-! ma gitti. Parise tayyare ile gittim. O-| rada Ritz otelinde hususi bir daire em- time hazırlanmış olarak bulunuybrdu. | Kan'da da Martinez ötelinde başka bir daire tutulmuş, emrime âmade idi. Ar- kadaşımın mümessili, bana mülâki ol- du, Ben de onu, nüluzlu muhitlere sok- tum, tanıttım. Derken, bu arada cidden İ sgevimli, sempatik bir iş adamiyle tanış | düşünmezdi. nımadığım bir kimse- | ” fakat beş parasızım,, Pol Miçel tım. Her nedense bana karşı çok mül- tefit davranıyordu. Onunla da muka- vele yapazak, ayni minval üzere birçok işlere girdim, çıktım, Son tanıdığım zengin bir insandı.m. Karlton otelinde oturan Angüs Kapta- nın altında en pahalı markadan üç oto mobil vardı. Hipson Süza, Rolli Revis, ve Bentles otomobilleri, Tanrının gü- nü otelin kapısında sıralanırdı. Yüksek bir şahsiyeti, nüfuzu vardı. Üstelik sem patik ve cana yakındı. Mert bir cda ÖL Para sarfetmeğe karar verdi nı Ona cazibeli, lâk biraz geçkin bir kadını takdim ettim, Yaptğım işlerin ne olduğunu b tlabi uz. Mukabilinde oldukça cret aldım. L elinde avucunda ne var! tırınca, aleyhine dava Lâkin, ben gene dö tüm, Ben bu gibi işler 6000 lira ote telefon p göre ücretim gin yoldaşlarım beni gü nıştırırlar, babam yerinde adam 'a ni kendilerile bir tutarak olmıyacak kompliman Öyle ki 19 yaşında dünyayı anlamış, perendeler atmış ve iş âleminin pişkin bir siması olarak iş âleminde at oynat- mağa başlamıştım. Yaşıt olanlarım be- nim yanımda ağzı süt kokan çocuk gi- bi kahyorlardı. Bu arada genç, güzel bir kız tanıştım. Seviştik. Ama nasıl oldu, lemem, bir gün kendimi evlenmiş bul- dum. Şimdi de ayrı yaşamakla ve biri- birimizi sevmemekle beraber, resmen karı kocayız... Lâkin ayrı oturuyoruz. Onun Ritz otelinde bir odası var, ben de istediğim vakit oraya gidiyorum. Karımın epeyce serveti vardı. Bana 6000 lira verdi. Bu para ile Amerika- ya gittim. Bir iş tutayım, diye... Nev - yorka vardım. Can çıkmayınca huy çılt maz derler... İşte cebimde sıcak sıcak paraları hatırlayınca; şöyle birkaç hafta keyif sürdüm. Yedim, içtim.. Ve oradan Holivuda uzandım. Gemide hususus? dairemde kâtibimle yan gelmiş, gelsin şampanya, gitsin şarap, bir Baküs âle- mi yaşadım. Holivuda gelince cebimde 30 dolarım kalmıştı. Derken, Londrada hakkımda kesilen tevkif müzekkeresi - nin haberini aldım. Ve renk verm-den Los Anceles - Panama yoliyle Huvr'a geldim. Geldim ama, son servetim 20 penny'ye kadar inmişti, onlara melül melül bakıyordum. Vallahi, billâhi bütün bu işlerde be- nim hiç bir suçum yok. Felek böyle yap tı. Yaşım daha 19.. Talihim ve is'ikba- lüm parlak. Çalışıp namuslu adam olacağıma şimdiden söz veriyorum.»