10 Aralık 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

10 Aralık 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Hergün Nihayet mpe;m Ve bir milli sahne Sahibi olacak mıyız? ——— Yazan: Muhittin Birgen —a ki, üç ay evvel bu sütunlarda yazdı I ğum bir yazıda «Ne zaman bir ope- ra sahibi olacağız?» diye hakiki bir ih- tiyacın tercümanı olmak ve bu me - sele üzerine dikkati celbetmek iste - miştim. Şimdi anlaşılıyor ki ben o za- man bü ihtiyacı ifadeye çalışırken Maarif Vekili Saffet Arıkan da bu mesele ile meşgul oluyormuş. Ulusun son nüshalarında okuduğuma göre Saffet Arıkanın teşebbüsü ile getiril- n Karl Ebertin idaresi altında Açıl «Opera ve temsil akademisi» Ankadara, Musiki Muallim Mektebin'le bir aydanberi derslere başlamış bulu- kademiye devam eden gençler, bu- a sene ders görecekler, tel tekniji, temaşa tarihi, Türk ede yatı, ecnebi dili, fonetik, mimik, san'at tarihi, bedif dans, im ve saire gibi şubeler üzerinde i sistemlerini vü- cude getirdikten ve bir sene slaj gi dükten sonra o zam kadar kuürul « ması tarnamlanacak ola Tosuna ve sair kuvvetlendir Si lecek tiyatrolara devlet tiyat- * Bir devlet tiyat: sa bir opera vücude ge 'Türkiyenin en mühim medeni ihti: yaç larından biri olduğu muhakkaktır. Bu- nun şimdiye kadar gecikmiş olması, memleketin daha büyük ihtiyaçlar içinde bulunmasından - ileri ge olduğu için bir şey denemez; fakat, artık ihtiyacın kendişjni kuvvetle his- settirdiği şüphesizdi. Bunun için Maa- rif Vekâletinin bu teşebbüsünden do - adar memnun olduğumu ko- ) fade edemem ve Saflfet Arı - kana bu teşebbüsten dolayı bilhassa teşekkürler ederim. Tiyatro ve opera, bir milletin kültür derecesinin en mühim alâmetlerinden biridir ve tiyatro ile operanın ruhlar üzerinde yaptığı imsanlık tesirlerinin ehemmiyetini izaha hacet dahi yok - tur. Madem ki biz bu ihtiyacı yüksek derecesile hissediyoruz, onun ehem - miyetini de elbette anlryoruz demek - tir, Türkiyede bir asra yaklaşan mo - dern temaşa tecrübesi bize, bu işin, bir çok yerlerde olduğu gibi, bir dev: Jet işi olduğunu da nihayet göstermiş ve işte şimdi bu işi de devlet eline al- Mıştır. İş, şımdi, Türk gençlerinin gay- retlerine ve san'at karşısında duyacak- ları heyecana kalıyor. * Kendilerinde bu işe istidat gören her Türk genci, erkek veya kadın, bu defa devli bütün .vasıtaları toplı - yarak eritin önlerine koymuş olduğu bu fırsattan tetifadeye köş - malıdırlar, Bu akademide öğrene leri şey zel oyun. cle yarın meydana atılıp gü- ı ve gi sı,-_slu le hrkw belki de kendilerine en güzel ve © verimli bir meslek edinmişlerdir. Efç şüphe etmiyoruz ki devlet yalnız bu müesseseden iyi ve kuvvetli san'atkâr- lar yetiştirmeği değil, onlara san'atla - rının derecesile tenasip bu hayat imkânları vermeği dahi düşünecektir. Zaten devletin vermesine ne lüzum var? Türk milleti, ruhunun en büyük bir boşluğunu dolduran san'at adam - larını daima alkışlıyacak ve onlara karşı göstardiği rağbetle san'atlarının mükâfatını bol bol verecektir. Bunun için Saffet Arıkan bu akademiyi aç - makla yalnız memleketin bir san'at boşluğunu dokdurmıya hizmet etmiş değil, belki de bu sahada istidat sahi- bi olan Türk gençliğine yeni ve güzel bir mesleğin kapılarını da açmış bu- İmuüyor. Bundan dolayi kendisine bir daha teşekkür ederim. Muhiltin Birgen [Resı'mli Makale: İlk devirlerde yaşayan iptidai in- san ile asrımızda yaşayan mütekâmil insan arasındaki başlıca fark, birinci sinin sevki tabiiyle, ikincisinin de mu hakeme ve zekâsını kullanarak hare- kel etmesindedir. Sevgilisinin Pusesini reddeden Kız haksiz mıdır ? Evet, sevgilinizin sizi öpmek iste- mesini şiddetle reddetmeyiniz, zira A- merikadaki hâkimler gibi hâkimlerle karşılaşırsanız haksız — çıkabilirsiniz... Amerikada çok zengin bir tüccarın oğlu Con Muha güzel Dorete Balsus ile kur yapıyör, Dorete de zengin de- Hikanlıya yüz veriyormuş. Bir gün be- raberce otomobil ile gezmeğe çıkmış- lar, yolda Con, Dorete'yi öpmek iste- miş. Kız o kadar şiddetle delikanlıyı reddetmiş ki, delikanlı sarsıntının te- sirile direksiyonu elinden kaçırmış, o- tomobil de doğruca bir ağaca çarpmış. Kız, yaralanmış, güzelliği mahvolmuş. Bunun üzerine de mahkemeye müra- caat ederek Con'dan zarar ve ziyan is- temiş. Mahkeme davayı — dinledikten sonra şu kararı vermiş: — Evvelâ delikanlının kur yapma- sını boş gördükten sonra, onu unf ile teddetinek doğru değllğiri — Küzadan bizzat kendiniz mes'ul olduğunuz için zarar ve ziyan almazsınız. Milyonsuz Bir milyoner öldü Geçenlerde Amerikada bir milyo- ner ölmüştür. Milyonerin ölümü bü- yük bir dedikoduya sebep olmuştur. -|Bütün hayatında milyoner olarak ta- nınmış olan bu adam meğer beş para- sız bir serseri imiş ve — mütemadiyen milyonlara sahip olduğunu ilân ederek borç alır, onunla yaşarmış. -Öldüğü SON POSTA Bir mesele karşısında kalan birisi €en kolay hal şeklini aradığı zaman ip tidal bir insan gibi hareket etmiş, en faydalı hal şeklini aradığı zaman, mütekâmil insan seviyesine yüksel - mı.ş olur. | HERGÜN - BİR FIKRA | Çocuklan al haberi! Bayan H.. nin evine, ahbapların- dan, genç ve güzel bayan M.. misa- fir gelmişti. Evin küçük çocuğu Umay, her zaman bu bayâim boynuna atılıp kendini sevdirirken bu sefer ne - dense soğuk durdu. Bu anormal vaziyet önünde an - nesi sordu: — Evlâdım! Cici teyzeni nede öpmüyorsun? Umay: — Zor öperim!. dedi. Geçen gün beybabam denedi de, suratına şak diye tokatı yedi! x Amerikada şehirler Su altında Kalırsa ne olur ? Amerikada da bazı nehirler taşar, seller şehirleri basarlar, fakat orada ne evler yıkılır, ne de insanlar ölüme sü- rüklenir. Buna mukabil bu tuğyan ye- ni bir sporun meydana çıkmasına ve- sile olur. Resim böyle bir selin bastığı şehir de genç bir kızın otomobilin arkasına taktığı bir tahta — ile yeni bir eğlence şekli icat ettiğini göstermektedir. Mezarda kaçakçılık Virjinyada ölen bir hâkimin meza- rının çok fazla ziyaretçisi varmış. Bu hâdise mezarcıların nazarı — dikkatini celbetmiş.. Mezarda araştırma yapmış- lar, bir de bakmışlar ki mezarın üz- tünde Üzerin taşla — örtülmüş bir yer var. Taşı kaldırmışlar, ve mezarın içi- ne girmişler. Bir de ne görsünler! İçer- de muhtelif kaçak eşya var. Bir kaçak- borclnn başka bir şey bırakmamış. Önümüze yeni bir vaziyet çıktığı zaman yapacağımız ilk iş zekâmızı kullanarak evvelâ bu vaziyetin en faydalı cephesini bulmak, sonra da bu faydayı kolaylıkla temin etmenin çaresini aramak olmalıdır. | şaret memurları l Hoparlörle görüyorlar Amerikada yollar o kadar kalaba- lhık olmuştur ki, işaret memurları elle- rini ve kollarını sallamak suretile va- ei yöremlr okaüşladir Bunu nazarı dikkate alan Nevyork belediyesi işaret memurlarına mahsus bir hücre yaptırmfış ve işaret memur- larma birer mikrofon vererek yolların idaresini hoparlörlerle görmeğe — kak kışmıştır. Amerika gazetesinin verdiği izahatta kargaşalığın önüne bu suretle geçmek mümkünmüş. Çin berberleri Generalları nasıl tıraş ediyorlar ? Nankin gibi Çinin büyük şehirle- rinde zabıtanın tatbik ettiği bir tedbir berberliği pek tehlikeli bir san'at hali- ne getirmiştir. Geçenlerde ahalinin hoşuna gitme- yen bir general tıraş olduğu — esnada bir berber tarafından boğazı kesilerek öldürülmüştü. Bunun üzerine Çin za- bıtası ahalinin sevmediği generallardan herhangi birinin tıraş olacağı zaman mMaaiyetine pürsilâh dört muhafız ver- general tıraş oluncaya kadar silâhları- ni berbere tevcih ederek beklemekte ve tıraş olan generalın yüzünde ustu. radan hasıl olabilecek ufak bir kesik rine boşaltmaktadırlar. İSTER zıpçıktı bir Fransız muhar: «Malta yokn demişti.n Suriyede çıkan El'ehram gazetesi de bu saçma hikâ- | İNAN İSTER Geçenlerde Pariste çıkan La Republigue gazetesinde Türk do tayı ziyareti münasebetile şöyle bir fıkra nakletmişti: «1877 de Osmanlı imparatorluğunun donanması Kırtm harbinden sonra, padişahın İngiltereye bildirmek üzere, Maltayı ziyaret etme- #e karar vermişti. Osmanlı imparatorluğunun Am'. ralı Akdenizde bir kaç hafta dolaştıktan sonra Mal- ta adasını bulamadığından İst4nbula dönmüş ve satırları almış: asının Mal- | teşekkürlerini lemeğe başlamış İNANMA! 4«1870 de Fransa hükümeti Almanyaya ilânı harp | ettiği zaman Fransız ordusu hudatta toplanmış ve | erkânıharbiye hemen harekete geçmek üzere Har- Biye Bakanlığının hazırladığı harp haritalarını bek- lardı. Fransız Harbiye Bakanlığı haritayı, Framnsız ordusu kamandanlığına gönder - mişti. Fransız ordu kumandanı, zarfı açmış, Ffakat Prusya ve hudutlarının haritasını değil, Şimali AI- rikanın haritasını bulmuştu!» Artık kumandanın da, yanında bulunan arkadaşiarı- yeye mukabil tarih yapraklarından Fransızlara ait şu | na «Prusya yok!» demediğine: İSTER İNAN İSTER İNANMA! ——— —— İ bilahare nikâhı bozmuştur. meğe karar vermiştir. Bu muhafızlar | ; görür görmez silâhlarını berberin üze- | 'Yi IT Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı “Antakya dört Taraftan Kordonlaçevrildi (Baştarafı 1 inci sayfada) yasetindeki Fransız heyetinin işt rakle rile tetkik edilmek üzere konsey T dettiğim onbirinci maddesine is konulmuş bulunmaktadır: (1 inci maddenin metni On birinci madde şudur: «Şurası bilhassa beyan olunmuş- tar ki Cemiyetin azalarından birini doğrudan doğruya veya bilvasıta müteessir 'eden her harp ve her harp tehlikesi Cemiyetin heyeti umumi- yesini alâkadar eden ve Cemiyetie milletlerin sulhünü müessir surette muhafaza için lâzımgelen tedbirleri almak mecburiyetindedir. Bu tak- dirde Genel Sekreter Milletler Ce< miyetinin herhangi bir azasının da- veti üzerine konseyi derhal toplar ve diğer taraftan şurası da beyan o- lanmuştur ki cemiyetin herhangi bir azası dostane bir surette beynelmi- lel münasebetler üzerinde tesir ede- cek vaziyette ve Bilâhara sulhün Bağlı olduğu milletler arasındaki hüsnü âmizişi bulandırabilmek teh- didinde bulunan her türlü şercit ü« zerine asamblenin, yahut koriseyin nazarı dikkatini celbedebilir.» de. mektedir. Kuruluşunun esası sulhün muhalaza sı ve milletler arasmda tahaddüs edee cek her t ihtilâfların, paktın de v,nş ettiği usuller dzııres di tutan Mil nin husulünü !e:nin için dayandığı: esa$ lardan birini de bu 11 nci madda teşkil etmektedir. Filhakika bu madde Milletler Cemi. yetine tevdi edilmiş olan ihtilâflı mevs zular üzerinde kat'i kararlar almak hu- susunda konseye genis salâhiyetler ve- ren maddelerden - biridir. Gerek bu maddenin ruhu ve gerek Milletler Ce« miyeti usullerine güre konseyin önü müzdeki toplantısında alacağı kararla rın derecesi hakkında, şimdiden kat'? söylenemezse de, yalnız şu kadar deni- lebilir ki bugün ihtilâf mevzuu üzerin. deki hâdiseler karşısımda konseyin kat'i bir neticeye varılacak usulleri tavsiye etmekle beraber bu usuller dairesinda ihtilâfın kat'i hallini intaç edecek bir karara varılıncaya kadar maddenin (|. kinci fıkrasında Milletler arasında hüs nü âmizişi bulandırabilmek tehdidinda bulunan herhangi bir ihtilâftan kerun- mayı gözeten tedbirlerin alınması salâ- hiyetine dayanarak hazı tedbirleri tav- siye etmesi de kuyvvetle ümit edilebilir. Çünkü bugün, yukarıda işi Ettie ğimiz gibi, bütün hassasiyetle Türk mil letinin üzerinde durduğu,nokta, İsken- derun - Antakya ve havalisinin mukad- radaki urkdaşlar ik ve tedhişten korunma Vekilimizin e de nun Fransı: Mes edikleri gibi en in hiç bir za zamanda, bu; Türk milletinin b dir edecek bir sureti halli tav ceği hüususundaki ümitlerimiz çuk xetl!dıı Havada boşanma Geçenlerde gazetelerde - tavvarede nikâhları kıyılan bir çiftin maresasıni okuyan başka bir Amerikalı çift oriji* düştükleri için, tin inadına havada borunmâ”* ğa karar vermişler, — ve bulunduklari mahallin hâkimini tayyareye d.- et ©“ derek 1000 metre yükseklere çıktıktam sonra, istediklerini © 'dir mişlerdir. Hâkim bu işe kızmışıa-dâ nal olmak sevdasına birinci çi boşanmak -

Bu sayıdan diğer sayfalar: