Osman Cemal mütekait! - Veznedarın şakası - Yalnız bırakılmasını - istemiyen mümeyyizi - Oruçlular otururlarsa Kemal Tahir Yazan: eski Düyunu Umumiye ve oruçsuzlar yanyana ne olur ? Maaş verilen salona bir bakış — Osman Cemaaa: Kalabalıkta kabil olduğu kadar hız- Ja döndüm. Osman Cemalin Emiâk ve Eytam Bankasının «Eyltam, Eramil ve Mütekaidin maaşatile» ne münasebeti olabilir, muhakkak bir isim illibasıdır. diyordum. p Toz, cigara dumanı, ağır bir rutubet kokusile dolu ha kirli b'ıl: çamaşır gibi sallıyarak ses tekrar bağırdı: — Kâtip Osman Cemaaal! Aman o ne, şu kalabalığı yara yara flerliyen zat bizim meşhur Osman Ct- mal Kaygılı değil mi? Ta kendisi. Ben de saldırdım. nin önünde bu kuştuk. j — Ne o Üstad, hayrola dedim, sen ne zamandan beri mütekaitsin ve ne za - kırdırıyorsun? arihini doğru dü- , Mmaaş kırdır- ) aydan başla- mak tam * - der. Vakti; dı. Hâlâ devam edip Vezned vesikasını, resmi! indeki fişe ba i ik gişede feryat gen kıyor. Eski bir veznedar olan maaş sa- hibi söyleniyor : - Bu da yeni usul mü? Benim bil-| diğim, para eshabı mesalihin önüne ö- Veznedar rakamları ceh- | i. Eshabı mesalih te için- den saymalı. Tamam ise cebine koyup eyvallahı basmı n orada kendi ken dine mırıldandın. Ben şimdi bu parayı tekrar mı sayayım? Bunlar galiba eski ahbap. Karşı kar- şıya mubabbet ediyorlar. Veznedar : — Elbette tekrar sayacaksın, yerde bulsan bile saymahsın diye gülüyor. Eski vezmedar alışık parmaklarını ha rekete getirdi. Ve neden sonra: — Gördün mü? İşte kırk dokuz lira. Bir liramı da iç mi edeceksin habis? Diye gürledi. Veznedar gülerek pa- raları aldı. Başka bir tomar uzattı, — Elli lirayı hak ettin. Var hayrını bul! dedi. Ne tuhaf. Bu seferki parayı eski vez- nedar tekrar saymağa lüzum bile gör- medi. Cebine soktu. — Bir akşam buluşalım ciğerim diye yürüdü. Arkadan bayanlar söyleniyorlar: — A, a, üstüme iyilik sağlık, muhah- betin sırası mı? Şimdiye kadar dört müslüman maaşını almıştı. Ne günlere kaldık yarabbi! Osman Cemal yanıma geldi, Sordum: — Üstadım, bak - görüyor musun? Kırk yılda birkaç ay kâtip olmuşsun. Maşallah üç ayda 27 liracığını tıkız tı- kır eline alıyor, gül gibi geçiniyorsun. Ya kırk yılın otuz dokuz sene dokuz ayını feda ettiğin yazıcılık sonunda sa- na ne verecek? — Evvelâ bin kişilik bir muamele - miz vardı. O zaman bugünkü teş yetiyordu. Fakat az zamanda maaşını kırdıranlar on bini buldu, Eshabı me- salihin de bizim de ne kadar sıkıntı çek Ğ Fakat gelecek kezi açacağız. Herhalde halkın rahatını temin edeceğiz. Bekleme odasında çok ihtiyar bir de- de var, Saç, sakal, bıyik bembeyaz. Di- zinde battaniyesi. Bir teviye söyleni - yor. Refikal hayatı olduğunu sonradan öğrendiğim yeklirmeli bir Bayan oda- ya girince: — Hu beni yalnız bırakma, diye hay kırdı, hem bizi neden bekletiyorlar ku- zum? — Sus Efendi sus, dahası var, götür eve yatır da öyle gel dediler. Araba da dışarıda bekliyor. — Yahu bu da ne biçim söz. Sen de m bazan sübyan gibi lâf edersin. evde yapayalnız oturabilir miyim. — Kulağıma ne eğilirsin. Sana gel de vaziyeti gizli anlat diye işaret ettim n la münasebetsizlik olduğunu hâl; medin mi? Hatuncağız kıpkırmızı oldu. İhtiyar Düyunu umuümiye mümeyyizlerinden- miş. Tâ, Abdülhamit devrinde tekaüt olmuş. Varın gayri yaşını, başını siz savvur eyleyin, * Öteki köşede üç ihtiyar oturuyor. İki si erkek, biri kadın. Kadınla bir erkek ceplerinden cigara paketlerini çıkan L ihtiyarın ters ters baktığı — Rahatsız olur musunuz içsek... de- diler. — Rahatsız... olmasına olmam... ma.. İçin efendim, için, dumanını ye üfleyin, b Dumanlar öteye üflenmeğe başlandı. Fakat musalli ihtiyar gene dayanama- di: — Yalan söylemek şer'ân günahtır. Yalnız mübarek Ramazanı şerifte yala- Na cevaz vardır. Aleni nakzı siyam, ya- ni oruç yemek, rabbimin gücüne gi- der. Bu, ey ümmet bana bakın, ben hak taalânın hışım ve hiddetinden per. vasızım. demektir. Böyle söylemiş olmamak için oruç - suz dahi olsanız niyetliyim demelisiniz. dedi. Bu tekdire ciyara içen ihtiyar adam fena halde tutuldu. — Herkes kendi bacağından asılır erenler. diye cevap verdi. — Herkes kendi bacağından. mı as,- hr? Yağma yok. Dinle de kıssadan his- se al, Vaktiyle adamın biri kasaba git- miş. Şu çengelde asıh koy mü de basıyorum. Kimselere satmıya- caksın. Burada duracak, ben istediğim zaman gelip alacağım demiş. Geçmiş, gitmiş, Bir hafta, on gün uğramamış, Hayvan kokmaya başlamış. Mah i ayaklanmışlar. — Bu ne rezalettir. Sılıhatimiz mah voluyor diye zamanm Şevketlü Hünki (Devamı 12 inci sayfada) .| daha Sp Etekleri — birli ve ikili — lâstik küriğtile. larak yapılmış - tır. İki ters - bir yüz, sonra iki ters .iki yüz. Sıranın — sonuna kadar ayni şeyi tekrarı. Üst sı - ralarda hep ay - nt. Tersler z sentür de bu örgüdür. Bluzun fantı zi örgüsü şöyle yapılacaktır: İlk örgü ile başla nız. İki tane t| den sonra iki ta- ters likte j Hmikleri yüz tarafına bir örünüz. ney olarak or yün bluz Sonra iki tane yüz bir tane ters yapıp ayni şeyleri baştan tekrar ediniz. Ni- Hayete kadar böylece devam edip sırayı bir ters iki e bitiriniz. İkinci da iki ters, bir yüz, iki ters, iki yüz iğneden sonra birinci sira gibi devam ediniz. Bütün Üst sıralar aynidir. Kola modeldeki şekli vermek için üst kısmı biraz bop yapmak lâzımdır. Düğmeler kroşe ile sık e ve yahu şişle düz örgü yapılabilir. Yakası kapalı olduğu için bü mevsime pek elverişli, çok güzel bir bluzdur. Fantezi kadifeden bir tayyör Fantezi kadifeden şık bir tayyör. Kumaşın çizgileri aksi istikametlerde konularak tay yöre şıklık ver miştir. Kolların ve göğsün — üze- rinden birer kup gi » Göğüs- teki küp — bele kadar Belde y doğru — dönerek, arkanın yanla - rından tekrar o - muzlara çıkt Bu suretle tay - yörün beli bu se- ne modasının güzel şeklini al - miş oluyor. Ta - mamile — vücuda yapışıyor. Yaka, ufak bir şal ya - kadır. Kollar o - muzlarda kaba - riık, — bileklerde dar ve düz, Etek umumiyetle düz ve dardır. Önde hiç bir şey yok. Ar - kada, tayyörün dikişlerile ayni isti - kamette iki dikiş yapılmıştır. Bu di - Kişler boyu uzun gösterir. Bu tayyörü de bayanlardan bir çoğu tereddütsüz yaptırabilirler. Biçimi sade ve vücu - du ince gösterecek şekildedir. Hem rahat giyinirler, hem de şık ve genç bir kıyafet olur. | Bo bilgileri Tavanı yüksek göstermek Basık bir tavanı yüksek — gös- termek için duvarları açık renkte, çiz- gili veya çizgili tesirini yapan küğüt ile kaplatmalı Duvarların - tavanla birleştiği yere kâğıdın renginde — va gayet ensiz bir bordür geçirtmeli, Ve bütün tavanı duvar kâğıdından daha açık bir renge boyatımmalıdır. Danteller nasıl yıkanır ? Yıkanınken yırtılması ihtimali olan brode örtülerle dantelleri şu şe- yıkayınız. Hırpalanmazlar: bir kavanozun içerisine ör - üyü veya danteli koyunuz. Üzerine sabunlu ıliık su dökünüz. Kavanozun gznı sıkıca kapayıp çalkalayınız, Su- rtü temizleninciye kadar değiş - tiriniz. Temizlenince kavanozdan çı - karıp soğuk suda çalkalayınız. kaya Astragan kürklü bir manto modeli Mantonun kumaşı siyah — jivreadır, Kürkleri astrakandır. Önde ensiz ola- rak başlıyan bir kürk band arkaya doğru gittikçe genişliyor. Bu band mantoya bolerolu hissini verecek bir şekilde konulmuştur. Bütün güzelliği veren şey bu bolero ile büyük astra - kan yakanın şeklidir. Omuzlardan başlıyan geniş ve dik yaka enseyi yu- varlak ufak bir roba gibi çeviriyor. Bu yaka-önde boleroya kadar inmekte - dir. Göğüs üzerinde geniş bir eşarp gibi serbest bırakılmıştır. Boy ve ağırlık Arasındaki nisbet Bizde umumiyetle, uzun boylularıl bir kaç kilo fazla almasinda bir bel$ olmadığı hakkında yanlış bir kanâât vardır. Uzun boyun, fazla göstermi mamile tehassıs bakınız, kraliçeli rınız. Gör ça kilo a yısı boy uzadıkça kilo rakamı & yu gösteren rakam büyür fark artar, Mo 1,50 boyunda bir bayantfi Jnormal kilosu (51) olduğu halde bo * yu 1,60 olan bayanın kilosunun ancak (56) olması lâzımdır. Boyu 1,70 i bu' lan bayanlarsa ancak (62,5) kilo gel melidirler. Şu halde kısa boylular boylarile mü savi, hattâ ondan bir iki kilo fazla olâ* bilirler, Fakat uzun boylular mutjakâ boylarına nazaran daha az kiloda ol * malıdır. ünkü: Şişmanlık vücudü | iri gösterir. Kostümle Giyilecek şapka ! bir fötr tok. Tepelf düz ve küçüktür. Yalnız önünde köfi di parçasından yapılmış bir ı:aımili"ı var. Bu garnitür dalre şeklinde kı miş, ikt kat parçadan yapılmıştır. renin ortalarına bir noktadan başlış?” rek dağılan pensler yapılmıştır. BO ” yundaki eşarp kadifedendir. j Şik bir tayyör veya manto üıeril" den giyilecek güzel bir şapkadır. Bilı hassa boyları uzun bayanlara da Sİ der, Fakat biçimi göz alıcı olduğu İ her gün giyilemez. Şapkası çok 017 bayanlara daha - elverişlidir. )' Gençlerin Şapkası Siyah fötr şapka, Biçimi sadi ğf genç bayanlara uyar bir şekilde Ensiz bir kenar sağ gözü kapıyor, sola doğru hafif ge genişleyip yus karıya kıvrili » yor. Tepe dört parçadan yapıl « mıştır. Sivridir. yan tarafına şap- kanın rengine uyan bir öevekus şu tüyü - konul « muştur. Şüphe - siz bu garnitür zevka ve elbise - b ye göre de; ebilir. Fakat şappn, umumi duruşu bir çok bayanlara Y g raşacak şekilde ve çok şıktır. Sığ giyilebilir. Göze batmaz. Öğleden ra elbiselerine de uyar, Bunun hem fantezi, hem pratik sayılabilif