Ü “itibaren, âdeta muntazam bir plân ta- *0 Dans musikisi. - mıya çalıştığımı hissedebildiniz mi?. — hasıl olan anlatılmaz bir duygu... — tiyor» dediniz. Öyle mi?.. , 10 Eını z “Son Posta ,, nın tefrikası : 35 A.R. Aşka kalbini kapamış olduğunu söyleyen prenses Cemilin yanına oturmuştu ve onunla ciddi şeyler konu- şmıya karar vermişti, mesele aşk hudutlarını geçecekti. Cemil mevzuun bu vadiye dökülmesine hiç mümnun olmamıştı, mükâlemenin sonunu beklemeye başladı. Emma, gülerek sükünetle ellerini gekti. Cemilin sözünü kesti: — Evet. — Ne saadeti?>.. — Halbukiüüü... Cemil bey, ben.. kal- — Sizin aşkınızın, bahşettiği saan -|bini insanların aşkına kapamış, ve o det... Maamafih, ben bunu ne za »|kalbi, büsbütün başka bir mecraya #mandanberi hissettiğim halde, bir tür- kaptırmış olan bir kızım. lü itiraf edemiyordum. Sizin, göz ka- Cemil, sarsıldı. Gözlerini, kaldırdı. şüphesiz ki; bu, böyledir, değil mi?.. Mraştıran — haşmetiniz karşısında, bu -|Sanki; birdenbire uykudan dırıl- | ğu meydana çıkmıştır. M. Blum ile M. |lerine açılmak ve Türkün yüce sanca- Nu itirafa cesaret gösteremiyordum... İmış bir insan gibi, :"i“n :yıııl.ı:ıı. Daladier, bu sabah Lille'e hareket et-|ğını bu sularda dalgalandırmak fırsa- * Bu. mişlerdir. Cenaze merasimi, cumartesi |(tını bulamıyan deniz — kuvvetlerimizi Fakat siz, benden cesur davrandınız. Prenses Emmanın yüzüne baktı.. Ve bakışta: Emma, birdenbire elini uzattı. Bem-| —— Nasıl olur, azizimi?.. Senin ru - beyı:_pı_.mullumı. Cemilin dudakla-hunda, senin yaradılışında bir kız, in- rının üstüne kapadı; sanların aşkına -karşı kalbini kapar n Fazla heyecana kapılmayınız, a-/mı2.. Bu sülün gibi vücud.. insanı ıııEı)ıı_ı. qtuml;ı.uıdldı anlaşalırn. yüleyen, sersemleten, sermest ve pe- iye mırıldandı. ; rişan bir hale getiren, bu haşmetli ve Cemilin _buındl. tatlı bıııırumlik füsunkâr güzellik.. bunlar, — sevilmez vardı. Kalbi, Eıı:ıkm en leziz um:l:ıle mi?.. Sevdirilmez mi, hiç?:. garpa çarpa Emmanın yüzüne baktı. Manasini ifadı bir şil he Bnana çökgesiş birdesbles DNÜ inı ifade eden bir şikâyet var- mişti. O, her zaman şen, şüh, hoppa Tuhlu görünen kızin yüzüne, derhal bir (Arkası var) SON FPOSTA .y. Fransa Dahiliye . . Nazırı intihar mı .e . .. Etti, öldü mü ? (Baştarafı 1 inci sayfada) radından bir çoğunun ölmesi ile büs- bütün artmış bulunduğunu söylemi Bunun üzerine M. Salengro'nun s:ıhhı ti bozulmuş ve geçenlerde sağ cenah gazetelerinden birinin kendisini harpte firar etmiş olmakla itham etmesi üze- rine büsbütün bitkin bir hale gelmiş- tir. Bundan birkaç hafta evvel, eski muhariplerden mürekkep hususi bir jüri, müntehirin masumiyetini ilân et- miş ve mebusan meclisi kendisine 63 reye karşı 421 rey ile itimat beyan et- miştir. Bir müddet sonra M. Roger Sa- lengro'nun Almanyada harp esiri iken bir Alman askeri mahkemesi tarafın- dan bir dökümhanede çalışmak İsteme. diğinden dolayı mahkâm edilmiş oldu- günü yapılacaktır, *** Paris, 18 (A.A.) — Yapılan tıp mu- xyenesi neticesinde Salengronun aors tikten öldüğü anlaşılmıştır. Daha geçen salı günü Lille umum! konseyi toplan- tisı bulunan Salengronun, ölümü büyük bir hayret uyandırmıştır. Leon Bium derhal Lille şehrine hareket et- meye karar vermiştir. Fransa Dahiliye Nazırı Roger Salen- B " Kahraman denizcilerimizi yetiştiren | mektebin İĞİ inci yılı dün kutlulandı (Baştarafı 1 inci sayfada) ICumhuıiye! ve istiklâli bu genç ve Mektebin en eski mezunları arasın- dinç ellerden hiç bir kuvvet alamıyar da amiral Vasıf, Sıtkı, Hamid Naci de|caktır. vardı, Bugün gayemiz, en ilerlemiş deniz Maltepe askeri lisesi müdürü, Akay|ci milletlere yetişmek, hattâ onları geç- ve tahlisiye müdürleri, ve daha bir çok|mektir. zevatta davetliler arasındaydı. Evvelâ sancak çekildi. Maltaya ha- reket etmiş olan donanma kumanda- nı Şükrü Okanın gönderdiği mektup, Yarbay Cevat tarafından okundu. Şükrü Okan, yarbay Cevat tarafın- dan okunan mektupda ezcümle diyor- du ki: «Deniz Harp okulu ve lisemizin a- çılma töreninin kutlulanmasında bu- Tunamamaklığımdan duyduğum acıyı, uzun yıllardanberi -Akdermtizin engin- ük Önderimizin ışıklı yolunda yürüdükçe yolumuzu — şaşırmıyacağı mıza ve hedefimize en kısa bir zaman” da varacağımıza iman ediyoruz. Okulumuzun ilk kurucusu Cezar yirli Gazi Hasan paşanın adını bugünt saygı ile anarken yurdu kurtaran, Cumhuriyeti kuran, ve bizlere bu se- vinçli günü yaşatan Büyük Atatürkü- müze yüreklerimizin büyük bağlılık ve saygılarını minnet ve şükranla arz ederiml» Proğram sırası, en emekli sübaya | hatıra sunulmasına gelmişti. Hâzirun | arasında bulunan sübayların en esşkisi | Hamid Naci imiş. Mektep komutanı, ve bir sübay, koluna girdikleri ak saç- h sübayı, ortadaki masanın önüne ge- | Malta sularına götürmek vazifesini al- mış bulunmaklığım hafifletiyor. Gideceğimiz enginlerde çok şanlı tarihimiz var. Ben oralarda, Türkü —uzun yıllar eğemen kılan büyük denizcilerimizin ruhlarına sizlerden de selâmlar götü- receğim. Bizlere bu çok şerefli ve ümitlerle dolu günü yaşattıran ve ülvt amaç ve tirdiler. Ona, içinde mektebin resmi bulunan bir çıma modeli hediye edildi. | Hamit Naci, önüne sürülen mekte- bin hatıra defterine: «Çok memnun oldum. Varolunuz evlâtlarımla cüm- lesini yazdı. İ Çımanın üzerine de, «en emekli- | gro'nun ölümünü kimse beklemiyor -|ülküyü telkin eden Atatürk'e şükran | mizel» cümlesi kazılmıştı. İ du. Nazır daha bir hafta evvel millet vekillerinden itimat almıştı. Onu Mec- liste söz söylerken 470 mebus ayakta ve tazimlerimizi arzetmeyi bir vazife bilirim.» ciddiyet gelmişti. Oturduğu kamış ka- napeyi biraz daha Cemile doğ - ru çekmişti. Dizleri, âdeta Cemi - lin dizlerine temas etmişti... Mühim alkışlamışlardı. Kendisini müdafaa için söylediği kısa bir nutku bitirdiği zaman vukubulan tezahürat sağ tarafın bütün gürültülerini örtmüştü. Salengro son RADYO Buğünkü Program bir konferansa hazırlanan bir hatib gi- Kkinciteşrin 936 söz olarak: «Sosyalistim!. Fakat ayni bi hafifce öksürerek: İSTANBUL zamanda korkusuz ve alnı açık bir as- — Cemil beyt... Öğle neşriyatı: kerim!» demişti. Demişti... Ve sonra gözlerini dal -| 1230: Plâkla Türk musikisi, 1250: dava | Hâdiseyi kısaca anlatalım: Salengro, gin dalgın etrafa gezdirerek devam et-İdis, 13,05: Plâkfa hafif müzik. 13.26; Muh- | Sösyalisttir. Lil mebusu ve oranın ka- mişti: telif plâk neşriyatı. dir belediye reisidir. Blum kabinesinin — Evet.. sizinle anlaşalım... Fakat,| Akşam neşriyatı: belli başlı âzalarından biridir. İyi h“q anlaşmak için söze nereden başlıya e| 1830: Plâkla dans musikisi. 19.30: Mono- lptl: Temzi ve makul düşünceleri, İariz.. ÜN SE SKK ğ bati Y Pransada HİAf :;;Ti“:îvkr ikti Cemîl. i"l'y"'_k cevab vudx M“;:d:n;u::hm"“? dara geldiği zaman Blum Salengroyu LA ea aa aa L ae y aair şarkıları. 21: | Dahiliye Nazırı yapmıştı. Sağ cenah hiz, oradan... Size peşinen arzedeyim , Cesa x: Plükla sololur. 2230: Havadıa. | taraftarları, intihabalı kazanmak için ki, anlaşmak hususunda, en küçük bir BUKREŞ b Komünistlerle birleşen Sosyalistleri af müşkülât bile göstermiyeceğim. Ka - 18: Konser; 1815: Bethoven'den bir par - fetmediler. İlk defa Tardiyönün tesiri rarlarınız her ne olursa olsun, körü kö- ö CÜĞ Hati bönürz 1950: Haberler, | *itihda maruf bir sağ cenah gazetesi o- rüne itaat edeceğim. 2115: Plâk (hafif musiki). 2146: Haberler, | İEn Gringoire Salengroyu parmağına | — Söz mü, Cemil beyt1.. BUDAFEŞTE * |doladı. Umumi harpte askerden kaç- -a y ü mak cürmünden dolayı Fransız divanı Soz: h e Nba 1130; Pük negriyatı. 18:45: Orköltra, 2ör| ., b rafından giyaben idama mah- — Pekâlâ... Sizi, bir kaç tecrübeden |30: Tiyatro. 2130: Çigan orkestrasi. 2235: küm 'ölduğünu söyledi. Fildiseğ geçirdim. nize ne derecede sa -|Opera orkestrası, MS: Haberler, KO D ça KEEA.CA| nahin bayraktarlığını eden Jour gaze-| PRAC tesi de karıştı. Eski dosyaların mey- 19.28: Orkestra ve şarkılar. 20.20: Hasin | dana çıkarılması istendi. Hükümet ta- garkılar. 21.10: Brno'dan nakil. 22.15: Dans| rafından verilen bütün teminatlar sağ — Hiç tereddüd etmeyiniz. bavaları. cenahçıların kulağına girmiyordu, — Evet.. Artık anlıyorum ki; hiç YIYANA Salengro ilk zamanlarda soğukkanlı- dakat gösterdiğinize kanaat hasıl et - tim. Şu halde, sizinle açıkca görüşebili- Bu mektüp bittikten sonra sözü mektep komutani Ertuğrul aldı. Tö- rene gelenlere teşekkür ettikten sonra: — Bugün, dedi, hepimize apaydın- dır ki deniz bir milleti yaşatır; yüksel- tir. Biz Türkler bunun tadını binlerce sene evvel tattık, ve ana yurdumuz- dan bep su ve deniz kıyılarına doğru yürüdük. Değerli komutan, bu mükaddeme- den sonra, Türk denizciliğinin çok es- ki ve çok şerefli tarihini, büyük bir be- Tâgatla hulâsa etti. Hamit Naci, oraya davet olundu- — ğuna çok sevindiğini söyledi. Mektep- te bulunduğu sıralarda, içinde bulun: - dukları çalışma şartlarının berbatlığı- nı tarif etti. Sonra bugünkü bahtiyar | talebelerin mazhariyetlerini — gıpta ile iftiharla tasvir ettii Ve samimf sözle- rini Atatürk'ü selâmlıyarak — sona er- dirdi. ç Eski sübayların — hatıra defterine imzalarını atmalarını müteakıp, İ61- inci bakla denize verildi, ve şehitler namına, denize bir çelenk atıldı. Yapılan geçit resminden sonra da mektep bahçesinde Atatürk büstüne, Mektebin açılmasına nasıl lüzum çıma şeklinde bir çelenk konuldu. Çe- görüldüğünü, ve 161 yıl önce Ceza-| lengin üstünde yirli Gazi Hasan paşa - tarafından te- imeli atılan mektebin bir buçuk asır i- çinde ne gibi istihaleler geçirerek bu mütekâmil hale kavuştuğunu anlattı. Ve çok alkışlanan sözlerine şu (eümlelerle nihayet verdi: — .« Ve şimdi ise lise, harp sınıfla- rı, ile makine yarsübay ve asteğmenle- i derece derece tahsillerini şu gördü- üz çatıların altında ve Cumhuriyet rejim ve prensiplerine tamamen uy- gun olarak yapıyorlar, Yeni Cumhuriyet devrinin verimli ve feyizli çalışmalarından biri ve en mühimi de buradan yetişenlerden se- tereddüd etmeden, size her şeyden bah-| — 17-15: Viyolon havaları. 1928: Muhtelif ha- | ),sın: muhafaza etmeğe gayret etti. sedebileceğim. Öyle ise, beni dikkatle|lar. 21: Şarkılar, bir perdelik komedi. 22.20: | Gringoire ve Jour gazetelerine verdiği dinleyiniz. Balet musikisi. 23.20: Dana havaları. bir cevapta Fransa divanı harbi değil, — Bütün dikkatimle sizi dinliyo - VARŞOVA Alman divanı harbi tarafından mah- Tum 17.15: Oda müsikisi, 19: Tiyatro, 19.30: Or- | küm edilmiş olduğunu söylüyordu. Fil kestra. 21: Konser. 22.10: Plâk neşriyatı. 23. | hakika Almanların eline esir düşen Sa lengro, Fransızların aleyhinde kullanıl mâk üzere imal edilen cephane ve mü- himmat fabrikalarında çalışmak iste- İSTANBUL memiş ve arkadaşlarını da çalışmama- ati : ğa teşvik etmişti. ?;:':A:ı Türk müsikisi. 12.50: Hava-| Salengro Sosyalist idi. Bittabi harp dis. 13.08: Plükla hafif müzik. 1325: Muhte- | 2leyhtarı idi, faal ve muhteris idi. Ka- lf plük neşriyatı naatlerini kalbinin dar çerçevesi içine Akyşam neşriyatı : saklamıyor, her yerde izhar ediyordu. ğim, bu idi... Mademki, açık konuş -| 18.30: Plükla dans müsikisi, 19.30: Spor | Harp patlayınca, evvelâ kendisinin or- mıya karar verdik, şu halde açıkca $ÖY-| musahabeleri: Eşret Şefik tarafından, 20 :| YUYA girmemesi lâzımgeldiği hakkın- liyeyim ki; benim o hareketlerim, se-|Türk musiki heyeti. 2030: Vedia Rıza ve ar- | J9 bir kanaat izhar edildi. Orduda iğ- bebsiz değildi. Maksadım; sizi hala - kadaşları tarafından Türk musikisi ve halk| ÜYA$ çıkarabilecek unsurlar Meyanın- min cazibesinden kurtararak bana da- gerkıları. 21: Orkestra. 22; Plükla sololar. 2.| 9A Onun da ismi yayılmıştı. Bu yüzden ha ziyade tekarrüb ettirmekti. 30: Havadis. tevkif edildi. F“k:' h"fha_" askem'ulıi. ü A &i innettarımı, Faima. 'fı_ırak cepheye gönderildi. 4lman :sFı- el GDN Kü L lâları karşısında eski ateşli Sosyalist —— Durunuz ,acele etmeyiniz... Fv- derhal koyu bir vatanperver olmuştu. Ka İçimize karıştığınız -dakikadan Yuarınki prorram 24 İkinciteşrin 936 kib ederek, sizin üzerinizde müessir ol- — Etmma!.. Yalnız bir şey hisset - tim, O da, bana karşı gösterdiğiniz sa- mimiyetten cesaret alarak kalbimde — Âlâ... Zaten, benim de istedi - nn nn e eee mena velâ; niçin böyle bir maksad tâkib et- '“'"f"" '_""" - İyi bir bisikletçi olduğu için mensup tiğimi sual ediniz. "l“::;""r :. :G'.' olduğu alayın irtibat neferi vazifes'ni —Buna lüzum görmüyorum, am - YŞ görüyordu. 1915 yılı Teşrinievvel ayın ma,., Size, her ne şekilde olursa olsun Makattar: Ürüsüşini seden da müthiş muharebeler olmuştu, Sa- yakın bulunmak bana kâfi, - — Şu halde, ben söyliyeyim... E - vet, sizi halamın tesirinden kurtararak kendime çekmek istedim. Siz, buna bir tek mana verdiniz. Hiç şüphe etmiyo « rüm ki; «bu kız benimle sevişmek is- lengro o sırada yanında bulunan arka- daşlarile sözleşmişti. İçlerinden hangi- si ölürse, sağ kalan, azkadaşlarının ce- sedini, rüzgâra, çamura, sırtlanlara ter ketmiyecek, gömecek idi. Bir gün şiddetli bir muharebeyi mü- teakıp Fransızlar geri çekildiler. Sa- lengro arkadaşlarının cesedini aramak için harp sahasına girdi, yerlerde sü- ründü, Üç tane cesedin yanında dur- bırak mamalıdır. KREM PERTEYV “için buna Tüzüm yoktur. O şöhretine dalma sadık kalmış ve iİyi bir kremden beklenen — Yevaide — datma müsbel — Cevap — vermiştir. * — Saklamayınız, Cemil bey... Hiç çilenlerin Deniz Harp Akademisinde ayrıca tahsil görmeleridir ki, Akade- miden çıkan güverte sübayları, zama- nımgzin en yüksek bilgilerile hazırlan- mış olüyorlar. Bügün, karşınızda saygı ile duran çocuklarıma ben şahsen o kadar ina- nıyorum, ve o kadar güvenerek diyo- yum ki: çiçeklerden yapılmış «161» rakamı vardı. O sırada karavana borusu çalındı, ve yemeğe gidildi. Yemeği müteakıp, biraz istirahat- ten sonra mektep gezildi. Ve talebeler tarafından, «bir deniz kahramanın a- dında, iki perdelik tarihi bir piyes tem- sil olundu. Cezayirli Hasan paşanın deniz mektebinin temelini niçin, nasıl ne şerait içinde attığını anlatan bu pi- yesin temsilinde talebelerin gösterdik- leri muvaffakiyet uzun uzun alkışlan- dı. Mektep talebeleri, hâzıruna zen- gin bir de müzik ziyafeti çektiler, ve bir tabla gösterdiler. Bu nefis tablo, bir güneşin şunu , tekrar - batışını gösteriyordu. Guruptan sonra, ufukta evvelâ Ata- türkün başı göründü, onu müteakıp, güneş tekrar tulü etti. Muvaffakiyetle temsil - edilen bu mükemmel tablo coşkunca alkışlandı, ve büyük bir intizamla idare olunan — Atatürkün onlara teslim ettiği'bu samimi merasime nihayet verildi! du. Bir tanesinin ceplerini karıştırdı. O sırada düşman safları arasından üç el silâh sesi duyuldu. Salengro, bir sırt. tan aşağı yuvarlandı ve gözden nihan oldu. Gidiş o gidişti.. Herkes onu öl- müş biliyordu. Fakat bir gün Almanya- da esir olduğu duyuldu. Harp bitince de yurda döndü, İşte bu ölmüş bilindi- ği halde di , Salengronun cepheden kaçtığı iddialarını ortaya attı. 1915 yılında cereyan eden bu hâdi- seyi meydana çıkaran Gringore ve Jour gazeteleri bir taraftan Salengro- nün diğer taraftan Daladier ile Leon Blumun onları ikna etmek istemeleri- ne rağmen tahrikâtta devam ediyorlar- di. Bir aydan beri Jour gazetesi birta- kım insanların şahadetine müracaat e- diyor, onlar da «Biz Salengroyu tanı- yoruz, harpten kaçmıştı, kendisinin i- dam kararlarını biz tebyiz etmiştike di yorlardı. Nihayet hükümet dosyayı ortaya çı- kardı ve bir tahkik heyeti teşkil etti. O zamanki divanı harbin Salengroyu ekseriyetle beraet ettirdiği anlaşıldı. Muhalifler bu vaziyet karşısında cep- heyi değiştirdiler, Salengro beraet etti ama bu beraet sayılmaz, zira beş kişi- lik bir heyette üç kişilik bir ekseriyet temin etti. Kendisinin lehinde rey ve- renlerden biri de arkadaşı, ahbabı idi» dediler.. A Muhalifler iyi bir meysu bulmuşlar, saldırıyorlar, bütün delillere kulakla- rını tıkıyorlardı. Nihayet mesele Meclise intikal etti. Birkaç gün evvel hülâsaten bildirdiği- miz gibi, çok heyecanlı bir içtima ak- tedildi. Mebuslar biribirlerile dövüştü ler. Celse tatil edildi, ve neticede Sa- lengroyu tutan hükümet mühim bir ek seriyetle itimat kazandı. Artık hâdisenin kapanmış olduğu zannedilebilirdi. Salengronun ölümü bu işi büsbütün kapatmış oldu. M. Blâm Lile gitti Paris, 18 (A.A.) — Blüm ve İş Ba- kanı bugün öğleden sonra Lile varmış lar ve ölen Bakan Salangro'nun evi * ne gitmişlerdiz.