Ha;';ıtı ucuzlatmak için düşünülen tedbirler Tüccar, ihracat gibi ithalâtında devlet kontrölü altına konması tasa (Baş tarafı 1 inci sayfada) MDak fikri ileri sürülüyor, k bakışta bütün istihlâk maddele- Hmiz, iki kısma ayrılıyor: P— İçeride | ler iki kabil olan maddeler. 2 — D- Hrdan getirtilenler. İçerde istihsal ettiğimiz maddelerin Muzlatılması ve kalitelerinin yükseltil Mesi için düşünülen en mühim tedbir: Üa ve iyi kalitede istibsal yaparak halkın istihlâk ettiği maddelerin fiya- fi düşürmek. & içlten ithal ettiğimiz mallar için hrı!lı.ı-dur:ıum en az mutavassıt eller- Reçerek girmesini temin etmek, bu —U_ırm da iyi vasıflı ve yüksek ka- hılı olmalarını kontrol, alınan yerin, li ve Mmuayyen olması, ve ihraç edi- & Mallara nası| menşe şahadetmame- M—'İh'yuna ithal edilenlere de öylece T #thal şahadetnamesi vermek bu şa- _d&nımenin üstünde alış fiyatlarını, Fiğorta ve nakliye masraflarmı gös- İtmek ve malın sürümüne ve alınış #kline göre İktisat Vekâletinin tayin Tüyen ği bir kâr tesbit etmek düşünü- r. Bu hususta dün salâhiyettar maka- Ve ithalât tacirlerimizle konuştuk. cevapları aşağıya yazıyoruz: Suallerimize salâhiyet sahibi bir zat h'_ Dahilde istihsal ettiğimiz madde- tin ucuzlatılması meselesini şu nok- K zardan mütalea ediyoruz: İstihsa- Soğaltmak, malın kalitesini yükselt- Mek, Lüzumsuz mutavassıtları aradan ha Tmak, nakliyat masraflarını ucuz- “'fik. vergi ve resimleri de azaltarak Tüliyet fiyatını indirmek. Bunlar kabiliyeti tatbikiyesi olan lerdir. Herhangi bir yorli malı ala- Meselâ: Çorap bugün 75 kuruşsa, | ni fiyata daha dayanıklı, daha yük- x kaliteli çorap yaptığımız anda ha- misli ucuzlamış olmaz mı? li.:.h“" getirttiğimiz maddelere ge- e: Burada mesele daha güçleşiyor. Uradaki toptancı tüccarlar Avrupada- fabrikalarla çoak defa doğrudan dağ- Ya temasa gelemiyorlar. Avrupa, bü- a komisyoncuları mali daha küçük ! l Hsyonculara, onlar da memleketi- hıWeki büyük komisyoncuya, büyük Ndn'uıy“ncu da toplancı tücocara dev- “Yor. Bu'suretle herhangi bir mal, ke $ mutavassıt elden Bgeçmiş oluyor. ı.ıvızlyel düzeltilir, memleketteki top Ti Ct tüccarın ecnebi fabrikadan doğ- dan doğruya mal sstın alması temin “uim, arada, yüzde beşten aşağı P onla çalışmıyan 4 - 5 mutavas- | ı.:_"' yüzde yirmi, yüzde yirmi beş tu- ı'ldı'k'ân ithal maddesinin maliyetinden Tilir. Bu suretle hayat birdenbire | Yüzde ir. ııhh" maddelerinde kârın - tesbitine , kk“!lce, bu zaten mümkün oldukça tat-| N_Mıhnekısdir. Her maddeye tatbik | liyeti olmamakla beraber meselâ 20 - 25 nisbetinde ucuzlamış o-' .th: lîcvımîi buna - güzel bir misal h%'ırv Üç, dört senedenberi kahvenin Va lmilel piyasaya nazaran toptancı- Kit ancak yüzde muayyen bir fiyat far- —e satılmasına müssade olunur, Bu- h_n:—ııer mahiyette konulacak bir hü- &a diğer mühim ithalât maddelerimi- * beynelmilel piyasalara veya benzeri %%_ı" fiyatlarına nazaran memleke- k—h için en ucuz bir fiyat temini im- Ni verecektir. quumzluk bahsinde Klering usulünün İq:' piyasalarındaki hiç” Edebilmemize mâni olduğu söyle- Jör, diyorsunuz. Bu cihet pek bhaklı w!ir. Fakat bugün dünyanın için b'llllnduğu iklısadi vaziyet klering % inin birdenbire kaldırılmasına im Vermemektedir. Memleketimiz, her memleketle kar- B AM ithalât imkânları vermeği ka- N"lııekudir. Ve buna kar$ı haklı o- Yele Türk mallarının ayni hüsnü ni- 5. / karşılanmasını bekliyoruz, Eğer & Mütekabil münasebetin teessüsü ka ,—"lünı bize mal satan memleketle- —.:;:uıdı gene rekabetten istifade O yanları bulacağız. a GTEİ Ve resimler bu meselenin ha- et mühim noktasıdır. Fakat uvvurlarına ne diyor? temin için hükümetin imkân veren re- sim ve vergileri derhal azami derece- de tenzil edeceğini söylemiştir. Bu söz- herhalde hakikaten yüksek olan gümrük rüsumuna dâ şamıl olacaktır. Bu izahattan sonra ithalât tacirleri- mizle görüştük :Bir otomobil malzeme- si ticarethanesi sahibi diyor ki : — Hayatı ucuzlatmak için alınan ted birler herhalde iyi neticeler verecek- tir. Fakat bizce işin esası doğrudan doğ ruya gümrük resimlerile muamele ve sair vergilerdedir. Bu vergiler azaltıl- madıkça bilhassa ithalât maddeleri ü- zerinde esaslı bir ucuzluğun teminine imkân yoktur. Düşünün, meselâ biz fabrikasından 15 liraya aldığımız bir otomobil lâstiğini ticarethanemizde tam 150 liraya satabiliyoruz. Beher kiloda 186 kuruş gümrüğü tutuyor. Okunulan tedbirler arasında kârın tesbiti de — var. — Bazı tüccar, ace- milikten malı pahalı alır, bazısı da, fir- ması pek malüm olmayan iyi bir fab- rika keşfeder, Bütün bunlar aşağı yu- karı ticaretin sırlarıdır. Sonra dükkâ- nın mevkü, devrettiği malın çokluğu, kadrosunun genişliği, fiyat üzerine mü essir olan"âmillerdir. Bunları ayni sis- teme nasıl sokabilecekler. Bir mutavassıt meselesi yoktur. Var- sa bile pek cüz'i fazlalık gösterir. Yüz- de 3-4 kadar birşey. Asıl mesele, güm- rük resimlerile muamele vergilerinin indirilmesidir. Bir başka tacir diyor ki: — Hayatı ucuzlatmak için ilk şart, gümrük resimlerile muamele vergileri- nin indirilmesidir. Klering meseleleri de ayrıca mühimdir. Vaktile istediği- miz malı, her memleketin fabrikatörle- rinden sorar, işimize gelen fiyatı bu- Tunca a Bu arada rekabetten de azami istifade ederdik, Şimdi vaziyet tamamile değişmiş bulunuyor, K g müşkülâtı, meselâ (demir) gibi (bakır) gibi borsada muamele gören malların |. da spekülâsyonunu intaç etti. Kliring zorlukları Belçikada kilosu 8 kuruşa olan demiri bize Almanyadan 16 kuru- şa almak mecburiyetini ihdas etti. Fil- hakika bu vaziyet karşılıklıdır. Alman lar da bizim ihracat mallarımızı paha- h alıyorlar. Fakat hayatın her cephe- den ucuzlatılması için herhalde bu va- ziyetin lehimize olarak düzeltilmesi lâ zamdır. Mutavass:t, ehemmiyetli bir mesele değildir. Ekseri tüccarlar, fabrika ile mutavassıta lüzum görmeden münase- bettedirler. » Bir cam ticarethanesi sahibi diyor ki: — Avrupada camdan ucuz birşey yoktur. Burada pahalı olmasının yegâ- ne sebebi, gümrük rüsumu ve vergiler- dir, Kliring te her memleketten mal al- mamıza müsait değiklir. O kadar ki yüz de yirmi beş fazla verdiğmiz vükidir. | Bir boya ticarethanesi sahibi diyor kü — Bizim boya çeşitlerinde yüzde yüz ondan aşağı gümrük resmi olan yoktur. Mallarımız var ki gümrüğü yüzde üç yüzü bulur. Hayatı ucuzlatmak için tek çare, gümrük resimlerini indirmiştir. Son Ta vergi sistemimiz de bence ıslaha müh taçtır,; Fransada bir usul var, Her essese, derecesine göre her aylık devir | yekünu üzerinden muayyen bir nmis-| bette vergi verir. Meselâ bir boya| kkânı devrettiği yekün « üzerinden yüzde 33 nisbetinde vergiye tâbise ay başında vergi memuru gelir. Esas def- terin yekünuna bakar, Yüzde 33 ün yüzde onunu vergi olarak alır. Bu su- retle, spekülâsyon, ve saire ortadan kalkar, vergi tahsilâtı da kolaylaşır. Kâr tesbitine imkân göremiyorum, bu ancak çok fazla istihlâk edilen har- cıâlem emtea üzerinde kabildir. Bir edevatı sıhhiye ticarethanesi sa- hibi diyor ki : — Gümrük ağırdır. Yüzde yüz ver- Ki verdiğimiz mallar var. Bu şartlarla bilhassa ilâç ve lâboratuvar âlât ve e- devatının ucuzlatılması için tek çare vergi ve gümrük resminin azaltılması- dır. Mutavassıt bizim ticarette büyük bir rol oynayamaz. Onların aralarında- ki rekabet bu işi zaten azami ucuzlu- ğa indirmiştir. — K. Nuri SON POSTA (Baştarafı 6 ıncı sayfada) İzmirden Röportajlar Sayfa Jlarsak hemen göze çarpar. On ön beş tıldığı görülmüştü. Hattâ fiatlar yük-| yılda bir defa ber haide bir buhran o - selir diyerek saklıyanlar daha sonra|lur ve tabli seyrini bititerek geçer, balyaların İzmire taşınması masrafını “'Tütüncü dostum saatine baktı çıkaramadıkları için tütünlerini bira -| kalktı: ; karak köylerine kaçmışlardı. O bir kasırgaydı ve İzmirin yüz bin-| yım. Amerikan lerce liralık tütün tüocarlarından kaç | şefeksperi (...) le tanesi paldır küldür “yuvarlanıp git- İşte benim tütüncü dostum da o top- çulardandı. Fakat şimdi şendi. Elini omuzuma koydu: — Bilirsin ki tütüncülük bende bir has talıktır. Bazı mazohisit kadınlar vardır ki dayak yedikçe kocalarını daha çok severler, onun üstüne titrerler. Ben de öyleyim. Zarar ettim, bırakmadım. Za- — Aman şu randevuyu kaçırma . () kumpanyasının sözleştik. Tekrar görüşelim. Daha ne kadar buradasın? Bir akşam... Diyerek gitti. Ragıp paşa otelinin önünden geçer- ken birisi seslendi. Dönüp baklım. Bu da başka bir tanıdıktı. Vaktile oturdu- ğum evin biraz ilerisine ve tramvay caddesi üzerine on dört bin lira harcı- yarak üç katlı beton bir apartıman yap- tırmıştı. Eskiden pek şen ve şık bir a - dam olduğu halde şimdi üzgündü ve rarım büyüdü, gene vaz geçmedim. Bir | pantalonunun dizleri fırlamış, ceketi - meteliğim kalmadı, gene «tövbeler ol- suün tütüncülüğe!» demedim. Yalnız bu sefer tüccarlıktan çiftçiliğe döndüm. Babam da öyleydi. Her şey aslına dö- ner, diye bir lâf vardır. Ben de öyle ol- dum. Vaktile elimdeki tütünleri sekiz, on kuruşa satmıştım. Evvelki yıl ye - tiştirdiğim tütün seksene, geçen yıl da yüze gitti. Bu sene işler çok güzel ola- cak. Çünkü piyasada bir gram stok kal- madı. Dünyanın her tarafında büyük nin yakası yağ bağlamıştı. — Ne var, ne yok. Nedir bu hal? — Simsarı bekliyordum, Saate baktı: — Saat an buçuğa geliyor. Halbuki dokuz buçukta burada bulunacaktı. A- heyı da beraber getirecekti. Amma, biraz daha bekliyeyim, belki gelir.. Apartımanı yaptırırken dört beş bin lira kadar borca girmişti. Onu ödiye- memiş. Satmak isteyince geçen yıl an- bir ihtiyaç var, Mahsul de inadına o|cak on bin lira vermişler, Razı olma - kadar güzel ki... Rakip memleketler- de ise-aksinedir, Ne güzel şeyler, de - şiı mi?,. Rekolte otuz milyon kilodur. stenen miktar daha çok... Amerika - hlar hepsinden iştahlı... Aylardanberi tütün bölgelerinde vızır vızir. eksper- ler dolaşıyor. Mezardan kalkış ola - caktır bu... Buhran bitti artık.., Buh - ran kalmadı. Zaten tabti bir şeydi ca- nım. Son yüz yıllık iktısat tarihini yok- İşte bu en ufak fark Krem Pertev'in faikiyetini size anlatabilir. Çünkü: Krem Pertev: Her hangi bir - tesa- düfün veya mahiyeti meç- bul bir keşfin neticesi de- gildir. Krem Pertev çok ça- hşılmış ve çok - tecrübeler- den sonra kibar mahafile takdim edilmiş yegâne Krem olup başlıca fevaidi: Cild- deki mesamatı yumuşatarak kapntır. Bu sürstle bu me- samalı haricf tesirattan mu- hafaza ederek cildin pürüz. lerini det'eder. Cildi beşler ve bu suretle gençlik ve te- raveti temin eder, Cildde şeffaf ve gayrikabili nüfuz bir tabaka yapar ki yazın sıcağın, kışın, soğuğun tahribalına mani olur. Mühim bir tavsiye Yastık, yorgan ve şiltelerinizi kuş tüyünden yapınız. Yalınası rahat, kışın sıcak, yazın serindir. Kilosu 75 kuruştan başlar. Fabrika ve satış di Istanbul, Çakmakçılnrdı Taştüyü fabrikası. Tel: 23027 Ankara satış yori; Yerli Mallar Pazarı Yerebatan, Çatalçeşme sokak, 25, İSTANBUL ASN . İlân fiatları | — Gazetenin esas yazısile bir 8. tunun — iki satırı bir (santim) sayılır. 2 — Sahifesine göre bir santim ilân 3 — Bir santimde vasati (8) keli- kalın yazılar tutacakla- me 4 — İnce ve v yere göre santimle ökülür. muş. Fakat şimdi Şedi bin lira verseler bayram yapacakmış. Çünkü bu para o zamana kadar biriken faizlerle birlikte borcunu kapatabiliyormuş. — Ya senin harcadığın paralar... — Onlardan vaz geçtim. Namusum kurtulsun da... Emlâk simsarı geldi. Ona sordum: — Bütün emlâk fiafları böyle düş - — Sorma... Geçen gün Bornovağa yedi odah, kocaman bahçeli kâgir bir villâyi iki bin yüz liraya verdik... Beş vel yıl önce üç bin iki yüz liraya aldığı evi bu_gü.n bin beş yüze vermek istiyen bi-, risi var, müşleri bulamıyor. Şuracıkta Beyler sokağında dört yıl önce dokuz bin liraya yaptırılan koca bir ev şimdi üç bin yüze satıldı. Yıldan yıla düşü « yor. 1 — Sebep? 4 — Para yok... Kazanç az... Az paralı olanlar da birer ikişer İzmii gidiyorlar. Arkadaşım, kendi işini konuşmak için sabırsızlanıyordu. Ona sordum: * — Faizler çok mu yüksek? — Son kanun epeyce işe yaradı. Fase' izciler azaldılar. Hani şu (borç para verme) kanunü mudur, nedir? Eğer benim borçlandığım sırada bu kanun da olaydı, bu hale uğramazdım. — Kiralar nasıl? — Onlarda da ayni nisbette düşük » lük var. Vaktile (pahalı şehir) diye â- mılan İzmir bugün (ucuz şehir) adına hak kazanmıştır. Meselâ altı yıl önce senelik kirası dokuz yüz lira olan biz ev şimdi üç yüze tululabiliyor. Benim küçük bir evim vardı. Üç oda!ı bir şey- di ve yirmi beş lira aylıkla verirdim. Şimdi ne getiriyor, biliyor musun? — Ne getiriyar? — On bir lira... — O da bin nazla... Giren kiracı çık- masın diye zavallı annem kapıya astı- ğı sarmısak, çocuk papucu ve mavi boncuğun yerinde durup durmadığına her gün bakıyor, z kün müdür? Kadircan Kaflı Mmhisarlar U. Müdürlüğünden 3300 Kilo üstüpü saat 13 de 500 » arap sabunu » M » 2000 » soda » 15 » 5000 » mühür kurşunu — » 16 » I — Yukarıda cins ve miktarı yazılı (4) kalem malzeme nümune ve şartnamesi mucibince pazarlıkla satın alınacaktır. Il — Pazarlık 4/X1/1936 tarihine rastlıyan Çarşamba günü yuka- rıda hizalarında gösterilen saatler de Kabataşta Levazım ve Mübayaat şubesindeki alım komisyonunda yapılacaktır. H — İsteklilerin nümune ve şartnamelerini görmek üzere her gün pazarlık için de tayin olunan gün ve saatte 9p 7,5 güvenme parasile birlikte ismi geçen komisyona gel meleri lâzımdır. — (2274) İstanbul 4 üncü İcra Memurluğandan: Emlâk ve Eytam Bankası Türk Anonim Şirketine birinci derece ve sıra- da olup tamamıma yeminli ehli vukuf marifetile (6628) Altı bin alı yüz yirmi'sekiz lira kıymet takdir edilmiş olan Üsküdar Selimiyede Bah-- an ise kelesinde 9/11 numaralı bahçe : Mezkür bostanın etrafı kismen koru du- var ve kasmen tel ile çevrilmiş olup derununda büyük su havuzu dört a- det dolaplı bostan kuyusu ortasında ceryan eden dere üzerinde bir köprü ve bir kat kısmen taş ve kısmen salaş baneye tahsis olunan mahallin etra- fı galveniz ile mestur olup burada helâyı havi bir, avlu tahta bölme ile iki- ye ayrılmış bir oda ve bahçeli ayrı ayrı kapıları bulunan üç oda iki abdeşt- hane bir ambar ve bir kümes mevcut, iki kat ahşap hanede zemin - katında toprak bir ev've birinin zemini tahta diğerinin taş döşeli iki ahır üst katta bir sofa üzerinde iki oda harici kalvaniz mutfak ve salaş helâ ve ayrıca bir kat taş ambar ve bostanın umumunda ziran mani olmayacak Cerecede seyrek dikilmiş muhtelif cinste meyva ağaçları üç asma çardağı vekuyular- dan su isalesi için yapılmış tahta suyolları mevcut olup tamamı açı!- arttır- maya konmuş olup ilân tarihinden itibaren şartnamesi herkes tarafın 'an gö- rülebilecek ve 7/12/936 tarihine raslayan pazartesi günü saat 14 den 16 ya kadar dairemizde açık artırma suretile satılacaktr. Satış Emlâk ve Eytam Bankasının 844 No.lı kanunu hükümlerine tabi olduğun- dan mezkür kanunun 15 inci maddesirle tevfikan ikinci bir artırma yapıl - maksızın gayrimenkul, yukarıda yazılı günde en fazla artıranım üzerimde bı- rakılacaktır. Artırmaya iştirak için muhammen kıymetin yüzde yedi buçuğu nisbetinde pey akçesi veya Milli bir Bankanın teminat mektubu tevdi edil - mek lâzımdır. Biriken bina vergilerile çöp ve fener resimleri ve delliliye ve vakıf icaresi satış bedelinden ödenir. Yirmi senelik evkaf taviz — bedeli müşteriye —aittir. — Satış hedelipq'ı&kmıklinmdmbıvıif— lâs kanununun 126 imcı maddesine tevfikan İpotek sahibi alacaklılarla diğer alâkadarların gayrımenkul üzerindeki haklarını ve hususile faiz ve masraflarına dair olan iddialarını evrakı müsbitelerile birlikte 20 gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır. Aksi halde hakları tapu sicillerile sabit ol. madıkca satış bedelinin paylaşmasından hariç kalırlar. Alâkadarların işbu kanun maddesine uygun surette hareket etmeleri ve daha fazla malüma! t ak- mak isteyenlerin 34/1176 dosya No. sile dairemize —müracaatları ilân olunur. 20 senelik taviz bedeli müşteriye aittir. (422)