Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Cumh uriy amı dün yurdun her köşesinde heyecanla (Baş tarafı 1 inci sayfada) ile, mebusların, ordu büyüklerinin, ve- kâletler erkânının ve kor diplomatiğin tebriklerini kabul etmek üzere teşrif edeceği Büyük Millet Meclisine giden yollar üzerindeki halk izdihamı tasav- vurun fevkinde idi. Her taraf milli renk lerle donanmış, şehrin muhtelif nokta- larında taklar kurulmuş bulunuyordu. Halkın Büyük Şefe bağlılığının bir ifa- desi olarak zafer âbidesi ile Atatürkün diğer heykellerine konulmuş olan çe- lenklerin sayisı, yüzden fazla idi. Ata- türkün geçeceği yollarda resmi selâmı ifa etmek üzere kısa fasılalarla izci- ler ve Meclin önünde de bir kıt'a asker yer almış bulunuyordu. Atatürk Meeclise geliyorlar Saat 12 de Atatürk Büyük Millet Meclisine gelmişler ve bütün yollarda birikmiş olan on binlerce halk tarafın- dan çoşkun tezahüratla selâmlanmışlar dir. Reisicumhur Büyük Millet Meecli- sine gelişlerinde Meclis Reisi Abdülha- lik Renda, Başvekil İsmet İnönü, Bü- yük Erkânı Harbiye Reisi Mareşal Fev- zi Çakmak ve Millet Meeclisi riyaset di- vanı azaları tarafından karşılanmıştır. Kıymetli misafirlerimiz Mecliste Büyük Millet Meclisinde yapılan teb- rik merasiminde refakatinde hususi daire şefleni olduğu halde büyük mi- safirimiz Yugoslavya Başbakanı Ek- selans Stoyadinoviç ve Sovyet Rusya Assoaviyakim Reisi General Eydeman ve yanındaki zevat ta bulunmuşlardı. Geçit resminden evvel Atatürk Ekselans Stoyadinoviçin teb riklerini kabul ederken büyük misafir- e bir müddet görüşmüştür. Tebrik me- Trasimini müteakıp Ekselans Stoyadino- 'viç ile Başvekil İsmet İnönü, Dış işle- ri Vekili Tevfik Rüştü Aras yanların- da olduğu halde resmi geçidin yapıla- cağı yarış sahasına gelişleri büyük mi- | safirin şahsında dost Yugoslavyaya | karşı halkımızın duyduğu samimi his- lerin bir defa daha tezahürüne mey- dan vermiştir. İki hükümet reisinin ge- lişlerinden biraz sonra da Atatürk ge- çit sahasına gelmiş ve merasimi takip etmek üzere orada toplanan ve sayısı yüzbin kişiye varan halk tarafından sürekli alkışlar ve yaşa! varol! sesle- riyle karşılanmıştır. Atatürk otomobil- den inerken muzika İstiklâl marşını çalmış ve halk Büyük Şefe tribünü teş- rif edinceye kadar ayakta durmak su- retiyle en büyüklerine karşı saygı ve sevgi göstermiştir. Türkkuşunun muvaffakıyeti Geçit resmine başlanmadan önce muallim Sabiha Gökçen - tayyaresiyle' kutlulandı SON POSTA Sigara içtiği halde ne bembeyaz dişleri var! Çünkü sabah, akşam RADYOLİN kullanıyor Hayran edici bir tebessüm, temiz ve parlak dişler, sağlam diş etleri, tatlı, rayihalı bir nefes... İşte Radyolin bütün bunları temin ettiği içindir ki bu kadar çok seviliyor ve bu kadar çok kullanılıyor. Şehrimizdeki Antakyalıların âbideye koydukları çelenk ,saha üzerinde devamlı uçuşlar ve ak- ,robasi hareketleri yapmış ve büyük bir alâka ile seyredilmiştir. Bayan Gökçenin uçuşlarından sonra Türkku- Şt mensupları paraşüt atlayışları yap- mışlardır. Bilhassa aonbeş paraşütçünün saha üzerinde birlikte atlayışları heye- canla takip olunmuş ve alkışlanmıştır. tır. Yugoslavya Başvekili Ekselans Sto- yadinoviç ile Sovyet Rusya Assoaviya- ,kim Kurumu Başkanı General Eyde- ,man iki bine yakın izcinin geçişleriyle başlıyan ve dört bini atlı olarak bütün Ankara civarı halkınm geçişiyle biten! bu merasimi Atatürk tribününden ta- kip etmişlerdir. Büyük Şefin Yugoslavya Başbakanı ile görüşmesi Büyük Şef geçit resmi başlamadan önce bir müddet Yugoslavya hükümet yeisiyle hususi olarak görüşmüştür. İz- ,ciler ve büyük bir intizam ile geçen mekteplilerden sonra en önde ve bölük j,hizamında piyadeler olmak üzere her sınıf askeri kıtaat, piyadeler, bahriyeli- ,ler, motörlü polis ve kıt'alar geçtiler. Kahraman askerlerimizin, bütün sa- hayı dolduran halk yığınlarının çoşkun ,ve içten sevgilerini topliıyan bu geçiş- Jeri esnasında hava kuvvetlerimize ,mensup filolar saha üzerinde uçuşlar ,yapmışlardır. Resmi geçidin sonuna ,doğru sahanın ortasında bulunan Türk şkuşuna ait bir balon havalandırılmış ve bu esnada bütün saha üzerinde spi- kerin, havalandırılan balona halkın dik' «“Son Posta,,nın edebi tefrikası : |5_ Yazanı Muazzez Taeahsin Berkand — Hayır kardeşim, hiç bir şey yok. Seni Bedianın olmadığı bir saatte ça - gırdığımın sebebi şudur: Seninle ciddi bir mesele üzerinde konuşmak istiyo- rum; halbuki o beraber olunca istedi- ğgim gibi konuşamıyorum. Bunu söylerken odanın içinde do - laşıyor, ufak tefek şeylerin yerlerini değiştirerek meşgul oluyormuş - gibi görünmek istiyordu. Masaya yaklaşarak zile bastı: — Dadı, bize çay hazırlal Saat beş oldu. Biliyorsun ya İsmet İngilterede okuduğu için yarım İngiliz sayılır. Beş oldu mu çay hasretini duymağa baş - lar. İsmet, karşısında dolaşan, kayıtsız ve sade tavırlarla konuşan genç kıza dikkatle bakıyordu. Onun ateşler için- de #anan hummalı yanaklarını bu ka- dar kırmızı, siyah gözlerini bu kadar siyah ve parlak görmemişti. Bu ya - lancı neş'e altında sakladığı facia ne i- di> — Muallâcığım, seni dinliyorum. — Şimdi söyliyeceğim, hele sen bir ğ çay daha iç, şu bisküviyi de al... Dışarıda rüzgârla kamçılanan so - ğguk camları titretiyor.. ağaçların ara- sında çıtırdıyarak korkunç bir ses çı - karıyordu. — Şimdi artık konuşabiliriz. — Evet, seni dinliyorum.. bütün candan dostluğum ve kardeşliğimle... Bu sözler genç kızın en ince bir damarına dokunmuş gibi birdenbire tit- redi, uykusuz geçen gecesinde başının üzüntüleri anlatmağa başladı. Konuş- tukca, kendi sesini işittikce büsbütün coşuyor, daha ateşle söylüyordu: — Artık bu geçen vak'adan sonra benim tekrar o adamın yanında çalış- mıyacağımı tahmin edersin. Fakat na- 'sıl yaşıyacağız? Yeniden iş aral diyeceksin. Biliya- rum, Gene biliyorum ki bütün mües - seseler benim içine düştüğüm bu çir - kefe benzemez; fakat öyle bir yeri bulmak için ancak bir tavsiye ister. Lâ- Saat 14 de de geçit resmine başlanmış- | -— ——— içinde yaşıyan bütün ezici duyguları ve | RADYOLİN Dişlerin abıhayatıdır. katini çeken sesi duyuldu. Spiker, dik- kat ediniz diyordu: Bu balonun üzerin4 de şu cümle yazılıdır: «Varol Atatürk» «Varol Atatürk!» ve dakikalarca süren bir alkış tufanı bütün sahayı kapladı. Merasim bittikten sonra Atatürk saha- dan ayrılmışlar ve gelişlerinde olduğu .gibi sürekli alkışlarla uğurlanmışlar- Ankara, 29 (A.A.) — Bu akşam Ankara palasta Yugoslavya Başvekili Ekselâns Stoyadinoviç ve Savyet Rus- ya Assoakim Başkanı General Eyde- ğu büyük bir ziyafet verilmiş ve bu ziyafeti Cumhuriyet Halk Partisinin suvaresi takip etmiştir. Bu gece Halkevinde ve Ordu Evin- de de birer balo verilmiştir. “ İstanbulda 4 Dün İstanbul halkı Cumhuriyet bay- ramını içten gelen sevinçle kutluladı. Daha sabahın yedisinde sokaklar halk- la dolmuştu. Bilhassa geçit alayının ge- çeceği caddelerde yaya kaldırımları, pencereler, balkonlar, hıncahınç, dolu idi. Bütün binalar, dükkânlar bayrak- larla donatılmıştı. Sekizden itibaren tramvay seferleri durdü. Ordu, yedek sübay okulu, liseler, orta mektepler ve esnaf kurulları program mucibince Be- yazıtta Üniversite bahçesinde toplanı- yorlardı. Beyazıtta tribünler davetliler tarafından saat ona doğru işgal edilme- ğe başlandı: Kalabalık gittikçe artıyor- düu. Saat 10,30 da Kumandan Korgeneral Ali Fuat orduyu teftiş etti. Bu sırada Vilâyetin, Belediyenin bü- yük memurları tribünlerdeki yerlerini aldılar. Tribünlerde Malül Gaziler için de hususi bir yer ayrıldığı görülüyor- du. Geçit resmi Resmi geçit başladı. İlk olarak yedek sübay okulu muntazam bir yürüyüşle, çevik adımlarla geçti. Bunları askeri tıbbiye mektebi takip etti. Bunlardan sonra Kuleli ve Maltepe askert liseleri bir anda yüzbin ağızdan bu cümle çıktı: | man'ın ve kor diplomatiğin bulundu- | geçiş yaptılar. Askeri liseleri bahriyeli- ler takip ettiler. Bundan sonra önde a- lây müzikası olduğu halde bir pi- yade alayımın şanlı bayrağı göründü. Halk kahraman askerlerimizi yürek- ten gelen bir heyecanla «Yaşa! Varoll» — diye haykırıyordu. Sürekli alkışar arasında muhabere ta- buru, süvari bölükleri ve kahraman topçularımız da büyük bir intizamla geçtiler, Bunları Üniversite gençliği ve |. ,muhtalif mekteplerin izcileri takip et- ti. Bunlardan sonra alfabe sırasile res- mi liseler, orta okullar, özel okullar ge- çiş yaptılar. Gürbüa Türk yavrularının ,sert adımları, muntazam yürüyüşleri herkese gurur veriyordu. , Mektepleri itfaiye ve hayir cemiyet- Jeri takip etti. Bunları esnaf cemiyetleri takip edi- ,yordu. Her esnaf cemiyeti kendi mes- leğine ait malzeme ile bir otomobilin Üüzerinde bir nümune vücude getirmiş- ti. Nalbantlar, demirciler, arabacılar ,mürettipler, şoförler, balıkçılar, makar nacılar ve sair esnaf kurumları sırasi- le geçtiler. Kayıkçılar bir kamyonun | üzerine bir yalı kayığı yerleştirmişler ve kayığa eski kıyafetlerile iki kayık- çı oturtmuşlardı. Çok alkışlandılar. A alettayin bir yazıhanede gidip çalışa - mam artık. Hayır, cesaretim kırıldı sanma İs - met; ilk günkü gibi metanet ve azimle çalışmağa gene hazıriım. Bu beni yıl - dırmıyor. Fakat içinde yaşanabilecek bir muhit istiyorum. İşte senden bunu rica ediyorum kar- deşim. Tanıdığın kimselere başvur, belki de bana böyle bir yer bulabilir - sın. İsmet genç kızi büyük bir dikkat ve alâka ile dinlemişti. Onu hırpalıyan bütün bu maddi ve mânevi üzüntüleri dost kalbi duymuş ve onunla beraber üzülmüştü. Onu bu ıztırablardan kur- tarmanın başka bir çaresi vardı. Fakat o bu en kestirme, belki de en mâkul çareyi kabul etmiyor, Sadi ile veya başka her hangi bir kimse ile evlen « mek istemiyordu. < — Niçin evlenmek Muallâ? — Hayır İsmet, bana bunu söyleme artık... Kırılmış-bir hayat, yorulmuş ve örselenmiş bir kalb yeniden kuru- lur, düzelir, yaşar ve yaşatabilir mi? Yaşamaktan yoruldum; ölmeğe razı- yım. Fakat bana yeni baştan kendine bir hayat kur, sevmediğin, sevemiye - ceğin bir adama karşı bir takım ödevler yüklen, onunla beraber yaşa, dersen bunu kabul edemem.. bunu düşün - istemiyorsun mek bile bana korku veriyor bugün. ——— Yorgunum, çok yorgunum karde - şim. İsmet ayrılırken genç kızın iki elini elleri arasına aldı. — Muallâ, bir saattir sözlerini din- ledim. Hemen bütün anlattığın şeyler- de seni haklı buldum. Hattâ evlenmek istemediğini bile bir bakıma doğru bu- luyorum; fakat dünyada yalnızım-de- mekle büyük bir haksızlık ediyorsun. Bunu Bedia duysa çok üzülecek. — Bedia mı? Onun artık Feridun- dan başkasını gözü görmüyor. — Peki, Bedia için belki de gıyabın- da bir hüküm verebiliyorsun, kendisi burada olsa sana verecek cevabı bu - lur. Ya benim için ne diyeceksin? Benim sana karşı olan en candan ve saygı ile dolu sevgime de inanmıyor musun ? : Muallâ ağlamağa benziyen bir gü - lüşle güldü: — Senin sevgine inanıyorum kar- deşim; fakat sen o kadar uzaktasın Sonra bu sözlerile İsmeti üzdüğünü görünce onun iki omuzlarını okşıya - rak: — Teşekkür ederim, bana bugün 'çok büyük bir iyilik ettin. Bunu unut- mıyacağım... dedi.. * — Allo Muallâl (Arkası var) alkışlıyor, , ,rabacılar da yedi sekiz çeşit araba il€ merasime iştirak etmişlerdi. — Bunlar- dan sonra parti mensupları ellerinde ,partinin bayraklarile geçiş yaptılar: Taksim meydanına doğru Alay Beyazat, Sultanahmet, Salkım- göğüt, Sirkeci istikametinde ilerliyor” du. Yollarda hâalk mert Türk askerinil, gürbüz mekteplileri görmek için büyül bir telâş ve heyecan gösteriyordu. Alay Köprüye varınca vapurlar vü toplarla selâmlanmağa başlandı. Bu- ”y B VK TLGE e Ç İ Mektepli kızlarımız resmigeçitte : radan Karaköy, Tepebaşı, İstiklâl cad- desi istikametinde yola devam, olundu. Beyoğlu tarafı da İstanbul ciheti gibk fevkalâde kalabalıktı. Alay konfetler, yalkışlar arasında yoluna devam ediyor- ,du. Tam saat 12,30 da en önde bulunan Yedek sübay okulu Taksime vardı, VE ,(âbidenin kenarında mevki aldı. - Antakya ve İskenderunluların çelengi Âbidenin etekleri çelenklerle kuşatıl mıştı. Belediye, Parti, Halkevi, Üniver- site, Hava Kurumu, İnhisarlar, Banr ,kalar, Spor federasyonu, Türk Ermeni- ,ler Kurumu, ve birçok mekteplerin çe“ Jenkleri göze çarpıyordu. Bunların İ“ Ççinde Antakya - İskenderun Türkleri* ,hnin koydukları bir çelenk herkesin na“ ,zarı dikkatini celbediyordu. Bu çelen" gin üzerindeki kordelâda Atatürkün A- £ nutkundan alınmış bir cümle var- : i «Kırk asırlık Türk yurdu esarettö ,kalamaz.» 1,30 da piyade alayı Taksime vardi: Bu esnada Korgeneral Ali Fuat te oto- mobille âbidenin önüne geldi. Bahriy8 müzikasının çaldığı İstiklâl marşile â“ şanlı bayrağımız çekildi. Bundan sonr ra'ordu namına konan çelenk için Kor- general Ali Fuat altın yaldızlı deftere imza attı. | Nutuklar Bu sırada mektepler ve esnaf ku* rumları da Taksime vâsıl olmuşlardı. Âbidenin önünde ordu, mektepler, ce“ miyetler ve binlerce halk birikmişti: Mikrofonun önüne Çapa kız öğretmel okulu ingilizce müallimi Vecihe Zekâ Karamehmet geldi. Parti namına güzel ve heyecanlı bir söylev verdi. Veciheden sonra Bayan Saadet kür” kürsüye çıktı, . Söylevlerden sonra merasime nihaâ“ yet verildi. Mektepler ve kurumlar, müesseselerine avdet etmeğe başladI” lar. Edirnekanpı şehitliğinde Öğleden sonra saat on beşte Edirn? kapı şehitliğine gidilmiş ve şehitliğ? çllenk konulmuüştur. Cumhuriyetin 13ncü yıldönümü münü sebetile dün ve dün gece şehrin her kö şesinde, parti binalarında, belediyeler” de, Halkevlerinde merasim yap müsamereler tertip edilmiştir. Sabah” tan gece yarısından sonraya kadar ÇO? kun bir neşe içinde eğlenilmiştir. ainai