30 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

30 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

B Sayfa SON POSTA Euinhuriyet Bayramı dün yurdun her köşesinde heyecanla (Baş tarafı 1 inci sayfada) jile, mebusların, ordu büyüklerinin, ve- kâletler erkânının ve kor diplomatiğin tebrik! ni kabul etmek üzere teşrif edeceği Büyük Millet Meclisine giden yollar üzerindeki halk izdihamı tasav- vurun fevkinde idi. Her taraf milli renk lerle donanmış, şehrin muhtelif nokta- larında taklar kurulmuş bulunuyordu. Halkın Büyük Şefe bağlılığının bir ifa- desi olarak zafer âbidesi ile Atatürkün diğer heykellerine konulmuş olan çe- lenklerin sayısı, yüzden fazla idi. Ata- türkün geçeceği yollarda resmi selâmı ifa etmek üzere kısa fasılalarla izci- ler ve Meclin önünde de bir kıt'a asker yer almış bulunuyordu. Atatürk Meclise geliyorlar Saat 12 de Atatürk Büyük Millet Meclisine gelmişler ve bütün yollarda birikmiş olan ön binderce halk tarafın- dan çoşkun tezahüratla selâmlanmışlar dar. Reisicumbur Büyük Millet Meeli- sine gelişlerinde Meclis Reisi Abdülha. lik Renda, Başvekil İsmet İnönü, Bü- yük Erkânı Harbiye Reizi Mareşal Fev- zi Çakmak ve Millet Meclisi riyaset di- vane azaları tarafından karşılanmıştır. Kıymetli misafirlerimiz Mecliste Büyük Mihlet Meclisinde yapılan teb- rik merasiminde refakatinde hususi daire şefleni olduğu halde büyük mi- safirimiz Yugoslavya Başbakanı Ek- selans Stoyadinoviç ve Sovyet Rusya Assoaviyakim Reisi General Eydeman ve yanındaki zevat ta bulunmuşlardı. Geçit resminden evvel Atatürk Ekselans Stoyadinoviçin teb riklerini kabul ederken büyük misafir- *le bir müddet görüşmüştür. Tebrik me- resimini mütecakıp Ekselans Stoyadino- viç ile Başvekil İsmet İnönü, Dış işle- ri Vekili Tevfik Rüştü Aras yanların- da olduğu halkde resmi geçidin yapıla- cağı yarış sahasına gelişleri büyük mi- | safirin şahsımda döst Yugoslavyaya Karşı halkımızın duyduğu samimi his- lerin bir defa daha tezahürüne mey- dan vermiştir. İki hükümet reisinin ge- lişlerinden biraz sonra da Atatürk ge- çit sahasına gelmiş ve merasimi takip etmek üzere orada toplanan ve sayısı yüzbin kişiye varan halk tarafından sürekli alkışlar ve yaşa! varol! sesle- riyle karşılanmıştır. Atatürke otomobil- den inerken muzika marşını çalmış ve halk Büyük Şefe tribünü toş- rif edinceye kadar ayakta durmak su- kutlulandı koydukları çelenk ,saha üzerinde devamlı uçuşlar ve ak- robasi hareketleri yapmış ve büyük bir alâka ile seyredilmiştir. Bayan Gökçenin uçuşlarından sonra Türkku- gt mensupları paraşüt atlayışları yap- mışlardır. Bilhassa anbeş paraşlitçünün saha üzerinde birlikte atlayışları heye- canla takip olunmuş ve alkışlanmıştır. Saat 14 de de geçit resmine başlanmış- |tar. Yugoslavya Başvekili Ekselans Sto- yadinoviç ile Sovyet Rustya Assoaviya- kim Kurumu Başkanı General Eyde- man iki bine yakın izeinin geçişleriyle başlıyan ve dört bini ath olarak bütüm Ankara civarı halkının geçişiyle biten bu merasimi Atatürk tribününden ta- kip etmişlerdir. Büyük Şefin Yugoslavya Başbakanı ile Büyük Şef geçit resmi başlamadan önce bir müddet Yugoslavya hükümet peisiyle hususi olarak görüşmüştür. İz- ciler ve büyük bir imtizam ile geçen mekteplilerden sorra en önde ve bölük Hizamında piyadeler olmak üzere her sımıf aakeri kıtaat, piyadeler, bahriyeli. ler, motörlü polis ve kt'alar geçtiler. Kahraman askerlerimizin, bütün sa- hayı dolduran halk yığınlarının çoşkun ve içten sevgilerini toplıyan bu geçiş- Jeri esnasında hava kuvvetlerimize f,mensup filolar saha üzerinde uçuşlar Çünkü sabah, akşam kat ediniz diyordu: Bu balonun üzerin- de şu cümle yazilıdır: «Varol Atatürk» bir anda yüzbin ağızdan bu cümle çıktı: «Varol Atatürk!'» ve dakikalarca süren bir alkış tufanı bütün sahayı kapladı. Merasim bittikten sonra Atatürk saha- ,dan ayrılmışlar ve gelişlerinde olduğu gibi sürekli alkışlarla uğurlanmışlar- dır. Ankara, 29 (ALA.) — Bu akşam Ankara palasta Yugoslavya Başvekili Ekselâns Stoyadinaviç ve Sovyet Rus- ya Assoakim Başkanı General Eyde- man'ın ve kor diplomatiğin bulundu- ğu büyük bir ziyafet verilmiş ve bu ziyafeti Cumhuriyet Halk Partisinin suvaresi takip etmiştir. Bu gece Halkevinde ve Ordu Evin- de de birer balo verilmiştir. İstanbulda > Dün İstanbul halkı Cumhuriyet bay- ten gelen sevinçle kutluladı. sabahın yedisinde sokaklar halk- | la dolmuştu. Bilhassa geçit alayının ge- |çeceği caddelerde yaya kaldırımları, | pencereler, balkonlar, hımecahinç, dolu idL Bütün binalar, dükkânlar bayrak- larla donatılmıştı. Sekizden itibaren tramvay seferleri durdu. Ordu, yedek sübay okulu, liseler, orta mektepler ve esnaf kurulları program mucibince Be- yazıtta Üniversite bahçesinde toplanı yorlardı. Beyazıtta tribünler davetliler tarafından saat ona doğru işgal edilme- ğe başlandı: Kalabalık gittikçe artıyor- du. Saat — 10,30 da Korgeneral Ali Fuat orduyu teftiş etti. Bu sırada Vilâyetin, Belediyenin bü- yük memurları tribünlerdeki yerlerini aldılar. Tribünlerde Malül Gaziler için de hususi bir yer ayrıldığı görülüyor- du. Geçit resmi retiyle en büyüklerine karşı saygı ve| yapmışlardır. Resmi geçidin sonyna| — Resmi geçit başladı. İlk olarak yedek sevgi göstermiştir. Türkkuşumun muvaffakıyeti doğru sahanın ortasında bulunan Türk çkuşuna ait bir balon havalandırılmış sübay okulu muntazam bir yürüyüşle, çevik adımlarla geçti. Bunları askeri Gıîç_ıl resmine baş).ınmadıı Önce |ve bu esnada bütün saha üzerinde spi-| tibbiye mektebi takip etti. Bunlardan ymuallim Sabiha Gökçen tayyaresiyle' kerin, havalandırılan balona halkın dik'sonra Kuleli ve Maltepe askerf liseleri «Son Posta,,nın edebi tefrikası : 15 Yazan — Hayır kardeşim, hiç bir şey yok. Seni Bedianın olmadığı bir saatte ça - ğırdiğimin sebebi şudur: Seninle ciddt bir mesele üzerinde konuşmak istiyo- rum; halbuki o beraber olunca istedi- ğim gibi konuşamıyorum. Bunu söylerken odanın içinde do - laşıyor, ufak tefek şeylerin yerlerini değiştirerek —meşgul oluyormuş — gibi görünmek istiyordu. Masaya yaklaşarak zile bastı: — Dadı, bize çay hazırla! Saat beş oldu. Biliyorsun ya İsmet İngilterede okuduğu için yarım İngiliz sayılır. Beş oldu mu çay hasretini duymağa baş - lar, İsmet, karşısında dolaşan, kayıtsız ve sade tavırlarla konuşan genç kıza dikkatle bakıyordu. Onun ateşler için- de yanan hummalı yanaklarını bu ka« dar kırmızı, siyah gözlerini bu kadar siyah ve parlak görmemişti. Bu ya - lancı neş'e altında sakladığı facia ne i- di> — Muallâcığım, seni dinliyorum. — Şimdi söyliyeceğim, hele sen bir Dışarıda rüzgârla kamçılanan 80 - ğuk camları titretiyor.. ağaçların ara- sında çıtırdıyarak korkunç bir ses çı - karıyordu. — Şimdi artık konuşabiliriz. — Evet, seni dinliyorum.. bütün candan dostluğum ve kardeşliğimle... Bu sözler genç kızın en ince bir damarına dokunmuş gibi birdenbire tit- redi, uykusuz geçen gecesinde başının içinde yaşıyan bütün ezici duyguları ve üzüntüleri anlat başladı. Konuş- tukca, kendi sesini işittikce büsbütün coşuyor, daha ateşle söylüyordu: — Artık bu geçen vak'adan sonra benim tekrar o adamın yanında çalış- mıyacağımı tahmin edersin. Fakat na- sıl yaşıyacağız? rüm, Gene biliyorum ki kefe benzemez; alettayin bir yazıhanede gidip çalışa - mam artık. Hayır, cesaretim kırıldı sanma İş - met; ilk günkü gibi metanet ve azimle çalışmağa gene hazırım. Bu beni yıl - dırmıyor. Fakat içinde yaşanabilecek bir muhit istiyorum. İşte senden bunu rica ediyorum kar- deşim. Tanıdığın kimselere Haşvür, belki de bana böyle bir yer bulabilir - sin. İsmet genç kızı büyük bir dikkat ve alâka ile dinlemişti. Onu hırpalıyan bütün bu maddi ve mânevf üzüntüleri dost kalbi duymuş ve onunla beraber üzülmüştü. Onu bu ıztırablardan kur- tarmanın başka bir çaresi vardı. Fakat © bu en kestirme, belki de en mâkul çareyi kabul etmiyor, Sadi ile veya başka her hangi bir kimse ile evlen - mek istemiyordu. — Niçin evlenmek istemiyorsun Muallâ? — Hayır İsmet, bana bunu söyleme artık... Kırılmış bir hayat, yorulmuş ve örselenmiş bir kalb yeniden kuru- lur, düzelir, yaşar ve yaşatabilir mi? Yaşamaktan yoruldum; ölmeğe razı- yım. Fakat bana yeni baştan kendine Yeniden iş aral diyeceksin. Biliyo-|bir hayat kur, sevmediğin, sevemiye - in mües -|ceğin bir adama karşı bir takım ödevler seseler benim içine düştüğüm bu çir -|yüklen, onunla beraber yaşa, dersen fakat öyle bir yeri|bunu kabul edemem.. bunu düşün - bulmak için ancak bir tavsiye ister. Lâ-|mek bile bana korku veriyor bugün. Sigara içtiği halde ne bembeyaz dişleri var! RADYOLİN Dişlerin abıhayatıdır. v u ü Hai katini çeken sesi duyuldu. Spiker, dik- | geçiş yaptılar. Askeri liseleri bahriyeli- Kumandan | RADYOLİN kullanıyor Hayran edici bir tebessüm, temiz ve parlak dişler, sağlam diş etleri, tatlı, rayihalı bir nefes... İşte Radyolin bütün bunları temin ettiği içindir ki bu kadar çok seviliyor ve bu kadar çok kullanılıyor. ler takip ettiler. Bundan sonra önde a- lay muzikası olduğu halde bir pi- yade alayımın şanlı bayrağı göründü. Halk kahraman askerlerimizi yürek- ten gelen bir heyecanla «Yaşal Varoli> — diye haykırıyordu. Sürekli alkışar arasında muhabere ta- buru, süvari bölükleri ve kahraman dopçularımız da büyük bir intizamla geçliler. Bunları Üniversite gençliği ve mühtelif mektaplerin izcileri takip et- ti. Bunlardan sonra alfabe sırasile res- mi liseler, orta okullar, özel okullar ge- | siş yaptılar. Gürbüa Türk yavrularının sert adımları, muntazam yürüyüşleri herkese gurur veriyordu. Mektepleri itfaiye ve hayir cemiyet- Jeri takip etti. Bunları esnaf cemiyetleri takip edi- yordu. Her esnaf cemiyeti kendi mes- leğine ait malzeme ile bir otomobilin üzerinde bir nümune vücude getirmiş- ti. Nalbantlar, demirciler, arabacılar ,mürettipler, şoförler, balıkçılar, makar nacılar ve sajr esnaf kurumları sırasi- le geçtiler. Kayıkçılar bir kamyonun Üzerine bir yalı kayığı yerleştirmişler ve kayığa eski kıyafetlerile iki kayık- çı oturtmuşlardı. Çok alkışlandılar. A- Yargunum, çok yorgunum karde « şim, İsmet ayrılırken genç kızın iki elini elleri arasına aldı. — Muallâ, bir saattir sözlerini din- ledim. Hemen bütün anlattığın şeyler- de seni haklı buldum. Hattâ evlenmek istemediğini bile bir bakıma doğru bu- huyorum; fakat dünyada yalnızım.de- mekle büyük bir haksızlık ediyorsun. Bunu Bedia duysa çok üzülecek. — Bedia mı? Onun artık Feridun- dan başkasını gözü görmüyor. —- Peki, Bedia için belki de gıyabın- 'da bir hüküm verebiliyorsun, kendisi burada olsa sana verecek cevabı bu - lur. Ya benim için ne diyeceksin? Benim sana karşt olan en candan ve saygı ile dolu sevgime de inanmıyor musun? Muallâ ağlamağa benziyen bir gü - lüşle gü — Senin sevgine inanıyorum kar- deşim; fakat sen o kadar uzaktasın Bi Sonra bu sözlerile İsmeti üzdüğünü görünce onun iki omuzlarını okşıya - rak: — Teşekkür ederim, bana bugün çok büyük bir iyilik ettin. Bunu unut- mıyacağım... dedi.. * — Allo Muallâl (Arkası var) alkışlıyor, , kun bir neşe içinde eğlenilmiştir. —- - — Jrabacılar da yedi sekiz çeşit araba il€ merasime iştirak etmişlerdi. Bunlar- dan sonra parti mensupları ellerindt partinin bayraklarile geçiş yaptılar: Taksim meydanma doğru Alay Beyazıt, Sultanahmet, Salkım: söğüt, Sirkeci istikametinde ilerliyor” du. Yollarda halk mert Türk askerinl, gürbüz mekteplileri görmek için büyük bir telâş ve heyecan gösteniyordu. Alay Köprüye varınca vapurlar vü toplarla selâmlanmağa başlandı. Bu* ÜğeÜE nn Vhkest A ieale f desi jstikametinde yola devam, olundu. Beyoğlu tarafı da İstanbul ciheti gibi fevkalâde kalabalıktı. Alay kondfetler, ,alkışlar arasında yoluna devam ediyor- , du. Tam saat 12,30 da en önde bulunan Yedek sübay okulu Teksime vardı. VE âbidenin kenarında mevki aldı. Antakya ve İskenderunlulurın çelengi Âbidenin etekleri çelenklerle kuşatıl mıştı. Belediye, Parti, Halkevi, Üniver- gite, Hava Kurumu, İnhisarlar, Ban* ,kalar, Spor federasyonu, Türk Ermeni« ler Kurutu, ve birçok mekteplerin çe“ Jenkleri göze çarpıyordu. Bunların i“ ,çinde Antakya - İskenderun Türkleri* ,nin koydukları bir çelenk herkesin na“ ,zarı dikkatini celbediyordu. Bu çelenr gin üzerindeki kordelâda Atatürkün A- / nuü'tkundan alınmış bir cümle var- ydı : «Kırk asırlk “Türk yurdu esarettt ,kalamaz.» 1,30 da piyade alayı Taksime vardı. Bu esnada Korgeneral Ali Fuat te otor mobille âbidenin önüne geldi. Bahriy€ müzikasının çaldığı İstiklâl marşile â“ bidenin önündeki merasim direğint şanlı bayrağımız çekildi. Bundan sonr ra ordu namına konan çelenk için Kor” general Ali Fuat altın yaldızlı defter€ imza atlı. Nutuklar Bu sırada mektepler ve esnaf kü” rumları da Taksdime vâsı! olmuşlarde Âbidenin önünde ordu, mektepler, ce“ miyetler ve binlerce hbalk bi ü Mikrofonun önüne Çapa kız öğrelmeüt okulu ingilizce müallimi Vecihe Karamehmet gekli. Parti namına ve heyecanlı bir söylev verdi. Veciheden sonra Bayan Saadet kür” kürsüye çıktı. Söylevlerden sonra merasime niha* yet verildi. Mektepler ve kurumları müesseselerine avdet etmeğe başladı” lar. Edirnekapı şehitliğinde Öğleden sonra saat on beşte Edirni kapı şehitliğine gidilmiş - ve şehitliğ* çilenik konulmuştur. Cumhuriyetin |3ncü yıldönümü mü2ü sebetile dün ve dün gece şehrin her KÖ şesinde, parti binalarında, belediyeltf” de, Halkevlerinde merasim yapılmı müsamereler tertip edilmiştir. Sabah” tan gece yarısından sonraya kadar ÇOf |

Bu sayıdan diğer sayfalar: