26 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kolay Bir rop Yünlü kumaştan Dikilmesi yapılmış' bir elbi- se. Kumaş menekşe-renginden olabi - yeceği gibi başka renklerden de ©- labilir. , Yakası hem kapalı, hem Bir.. Her iki şe - kilde de güzel görünür. Cepler, kol kapakları, ya- ka- ve sentörde iki sıra beyaz bi- ye vardır. -Genç kızlar ve genç ba- yanlara çok iyi “giden bir model - dir; Ev içinde gi- yileceği gibi bu mevsimde — &ö - kakta da giyile - bilir. Manto al- tında da güzel durur. Bu robu terzinize diktire - bileceğiniz — gibi kendiniz de biraz gayretle dikebilir siniz. Güzel oldu- ğu kadar dikilmesi de basittir. Yakada yeşil Yapraklar — B AA > y aa ll Ai Rop yeşil kumaştandır. Yaka âyni kumaştan yapraklardır. Bu tarz yaka- lar robu çok güzel gösterir. aü İnce bir manto Sade ve koyu renkli bir rop üzeri- mevsimin nisbeten sıcak günlerinde — gi - yilebilecek ince bir manto. Puvanlı — marm- kenden yapılmış- tır. Bunu empri - me ipekli! kumaş- ne bilirsiniz. Kollar dirseklerle bilek arasında kalacak | uzunlukta- dırlar. Kol ağız- ları geniştir. Her iki önde yakadan eteklere — kadar inen on santim genişliğinde bir parça vardır. maşin puvanla - rının içeriye gi- yilen rop Ten gin- de olmasına dik - mantonun eşi ku- maştan yapilmış olan sentör bir düğme ile ilişti - rilmiştir. Yaka <a çiçek vardır. de açık tutulabi- |. lardan da yapâa -| Mantodaki ku -| | Ellerin güzelliği nasıl temin edilir. Elleri çok güzel olan yu Marsha Hunt. ellerinin güzelliğini ne suretle temin ettiğini bir gazeteciye anlatmıştır. Güzel elli yıldız diyor“kı:_ — Ellerimi mi soruyorsunuz. Söyli- 'yeyim.. Her gün ellerimi bit sut mah- lülünde yıkarım. Bundan sonra tir - nakların olduğu yerlere hafif bşr ma- saj yaparım. Tırnağın güzel görünmesi için biraz uzun bırakılması lâzımdır. Tırnak uçları tırnağın dibile mütena- zır olacak bir şekilde düzeltilmelidir. Cilâya gelince: Gündüzleri daima şeffaf ve açık renk cilâları tercih ede- rim. Koyu renkte boyalar tırnakları güzel göstermekten ziyade çirkinleş- tirir. Tırnak altlarını beyaz kalemle be * yazlatirım. Akşamları gene şeffaf, fa- rım. dan evvel sert bir fırçayla fırçalamayı ihmal etmem. | gelr 2 .Sokakta kış ve yaz eldiven giyerim, el soğuktan olduğu kadar sıcaktan da müteessir olur ve güzelliğini kaybe - der' ; * .. * * Ben tırnaklarımı kendim düzeltirim. Bütün kadınlara tavsiyem de bı_.ıdur. Tırnaklarını kendileri düzeltsinler. Şee £ Bir ev elbisesi Her gün giyeceğiniz pratik bir elbi- kat etmelidir. se veraman renginde yünlüdendir. Yas Mantonun önü a-| / Lanın biçimi bildiğimiz yuvarlak ya - çıktır. Yalnız | , Ajardan farklı ve daha güzeldir. Düğ- meler yünlünün renginde, hafifçe bombedir. Eteğin tam önünde derin bir plikaşe var. Kol ağızları ve yaka be yaz ipekli pikedendir. sinema yıldızı 1 kat biraz daha canlı bir renkte boya - Fakat daima tırnaklarımı boyama - '|kürksüz manto - Hiç bir manıkör bi insanın tırnağını, kendinin düzelteceği kadar iyi düzel- temez. Taftadan yapılmış sokak elhisesi Taftadan yapılmıştır. Fevkalâde şık- tır. Bu sonbaharın en güzel modeli ad- dedilebilir. Manto modeli bütün kışın da her gün giymek için işinize yarı - yabilir. Pratik ol- duğu kadar şık - tır da. Yaka ka - palı, yuvarlak ve (& ufak, Göğüs iki Belr sıra düğme ile ilikleniyor. Kol -Ç (© lar düz. Belde | kendi kumaşın - - ü dan bir sentör. (4 Ve — düğmelerin N renginde metal bir toka var. Mantonun - ya- kasında kürk bu- lunmamasını Kış için bir eksiklik addetmeme- lisiniz. Son mo - dellerde — kürke pek az tesadüf e- dilmektedir. Bir kaç yil evvel ya tesadüf — edil- mezken Sson Za- manlarda kürklü mantoların azaldı ğı görülmüştür. Kürk kadinın yüz güzelliğini saklı - yan — bir şeydi. Kürsüz yakalı mantolarda kadın güzelliği daha fazla tebarüz etmekte- dir. Büyük sinema anketimiz Doktor ve Sinema uyandırdığı mütaleasını pek te bunu görürler, x« * * lar daha doğuştan hastadırlar, emniyet dosyalarını tetkik edenler bunları melâkeler arasında yetiştirseniz gene şeytan olurlar ,, diyor genç dimağlarda fena tesirler izam etmemelidir. Bazı çocuk- Sinir Mütehassısı Doktor Şükrü Hazım Tiner'in cevabı : — — Sinemanın bügünkü içtimai ha - yatımız üzerindeki tesirlerini nasıl gö- rüyorsunuz”.. — Sinemanın bugünkü içtimai haya- timıza tesirini tetkik ederken onun yal- nız fena cihetlerini görmek hükmünde bitaraf olmamaktır denilebilir... Si - nerhanın bedii zevk, görgü ve bilgiyi arttırmak ve saire gibi unutulmaması icabeden hizmetleri de vardır. Yalnız şurası mühimdir ki, sinema âmillerinin ticari düşünce ile seyircilerin sadece | tenasüli meylini istismar ve antisosyal zevkleri telkin etmesine meydan vei- memelidir. Esasen bunun için her memlekette tedbirler alınmış, kayıd - lar da konmuştur. — Umumi ahlâk üzerinde sinema - nın- müsbet veya menfi tesirleri nedir? — Umumi ahlâk üzerine tesiri de aynı zaviyeden tetkik olunabilir... — Bilhassa genç kızlar ve kadınla - rımız üzerinde sinemanın tesirleri ne- dir?.. — Bence asıl mühim nokta sinema - nın gençler üzerinde yaptığı tesirde toplanır... Genç bir dimağ henüz tel- kine müsaid, öğrenmeye ve anlamaya âdeta susamış, bâkir bir zemindir... Onları yanlış bir yola sürüklemesi va- rid değildir denemez. Binaenaleyh, gençler için filmler üzerinde hattâ bi- raz da tiliz bir itina ile durmak ye - rinde bir hareket olur. Maamafih, bu- rada da korkumuzu büyüterek sinema- yı bir umacı mahiyetinde göstermeyi doğru bulmuyorum... Tabiatta en hâ- kim kanun, cinsiyettir diyor FREUD. .. Kalınca bir kumaştan yapılmak şar - tile bu manto sonbaharda olduğu gibi Bunu her günkü hayatımızın sayısız ve sonsuz misalleri ile anlamak kahildir. Sinemada bu tesir varsa romanda, li - yatroda, ve hattâ, ne bileyin, şu muhiti nesimide bile yok mu?... Buna karşı tedbir, sinemayı yıkmak değil. içtimai müeyyideleri takviye, di- maği ve medeni seviyeyi yükseltmek- tir:.. İlim, itidalden ayrılmamayi tas- vib eder... — Sinemanın gözler ve dimağ üze- rinde muzır tesirleri var mıdır?.. |— Sinemanın yalnız gözler ve dimağ üzerine değil, bütün sıhhat üzerine te- siri vardır... Kapalı bir yerde saatlerce fena bir havayı teneffüs etmek, bir çok insanları bir yere doldurarak onları sı- kı temasa getirmek muhakkak ki sıh- hi değildir... Sinema, binalarında ya - pılması elzem ve zaruri olan cihet hıf- zıssıhha tedbirlerine kuvvet vermek ol- Toplıyan : Osman Tuğrul ı malıdir. Sonra, perdeye yakın olturane — ların gözleri çabuk yorulur... Çok ge- — niş bir rüyet sahası içinde, gergin bir — sinirle vâk'aları takibe Çalışan görme cihazının ve binnetice onu idare eden — dimağın yorulmasından anlaşılmıyü - l * cak bir cihet yoktur... — Bazı flimlerin: genç dimağlardla — hırsızlık, eanilik gibi menfi hislerin in- kişafına yardımı varmıdır?... ğ — Bazı filmlerin genç dimağlarda antisosyal arzular uyandırdığı mütü - leasını pek de izam etmemelidir... Bir — kısım çocuklar daha doğuşlarında si- nirli, nevropathe'dır. Bunlar cemivet, için daima birer üzüntü ve teessür! menbalarıdır... Mahkeme, polis — ve' Emniyet teşkilâtı dosyelerini tetiii e- denler, bunu açıkça görürler... Nevro- pathe gençleri melâikeler arasında ve- tiştirseniz sonunda gene şeytan olur- lar, gene cibilliyetlerini gösterirler... Medeni ve münevver bir cemiyelin vazifesi, ruhi tereddi âmillerine karşı tedbirler almak olmalıdır... Bugün bu- nunla uğraşan ve «Eügeniğue» denilen bir ilim var... — Memlekette sırf çocuklara mah - sus sinemalar açılması, bunların prog: ramı, bu hususta hükümete düşen vü- zifeler hakkında fikirleriniz?.. — Memlekette sırf çocuklara mahsus sinemalar kurmak, hattâ mekteplerde tedrisat levazımı içine sinemayı bir va- sıta gibi almıya çalışınak lâzımdır .. Hele bazı dersler için bunun daha hâlâ taammüm etmemiş olması esefle kay- dedilecek bir noksandır. Gözü ile gü - ren, gördüğünü verilen izahatla daha kolay anlıyan talebe, daha iyi yeti - 'Tabiatın bir büyük kanunu da sa'yı ekaldir... — Sinemaya gece mi gitmeli, gün - düz mü?., — Gece ve gündüz meselesinde iki nokta bence ehemmiyetlidir... Biri — gündüz gidenler güneş ziyasından va '. çalışma zamanından feda ederler... İ- kincisi, aydınlıktan birden karanlığa geçmek havassimizdeki müvazeneyi .;nf;— . bir şekilde sarsar ve sinirleri yorar... — Vücud yeni muhite, birden değişen ye- ni şerâite kendisini uydumak için ça- — hşmak ve yorulmak mecburiye.inde kalır... — BSiıhhate zarar vermemek üzere, < filmler ne kadar sürmeli ? ç — Şimdiki şartlar dahilinde sinema — binalarıe gayri sıhhidir... Burada kal- mak bir fedakârlıktır... Binaenaleyh ne kadar kısa olursa o kadar iyi... Ben- ce bir buçuk saatten fazlası fazlarlır... Şamdan gelen eserler müzede tasnif ediliyor Umumi savaşta Şamda Kubbetül- hazineden celbedilen 30 sandık evra- |İkın Türk İslâm eserleri müzesinde tet- kik ve tasnifine başlanmıştir. İstanbul Müzeleri Müdürü Aziz Oğan'ın riya- setinde çalışan hey'etin bu evrak üze- rinde yaptığı tetkik ve tasnif bitmiş- tir. Sandıkların kısmı azamından çı- kan evrakın hemen - kâffesinin Küfi yazı ile yazılmış dağınık kur'an sayfa- ları olduğu görülmüştür. : Bu eserlere, eskilikleri, deri üzerine yazılmısş ve hicretin ilk devirlerine ait olması dolayısile büyük bir kıymet ve- rilmektedir. Ün vers te'e dil imtihanları Yabancı diller mektebine bu sene son sinıf talebeleri devamdan istisna ledilmişlerdir. Hukuk Fakültesinde tah- sil müddetinin dört seneye çıkarılma- talebesi — için 15 teşrinisanide yeni bir imtihan ya- pılacaktır. sı üzerine birinci- sınıf Birinci sınıfta diğer fakülte ders- lerile beraber yabancı di'lerden de ta- Boğaziçinde yeni plâ, ve eğlence — verleri hazırl-. : ,or Şirketi Hayriye, Ba;- ziçinin kala balıklaşmasını temin için bir müddet evvel başladığı çalışmalırına devam_; etmektedir. g. Şirket Boğazda bazı ri tesis tasavvurundadır. * 3lence yerle- itınkumdan — sonra Boğazda bir plâj | lunmadığıne — dan, plâj ihtiyacını duy- v ları Boğaza — celbiçin münasip bir yer aranmakta-. dır. Bu arada Paşabahcenin Kumluk — denilen yeri gözden £© Hrilmektedir. Ayrıca yeni şekilde bir » dyom yapık ması da mevzuubahsol!: tadır.. e  vayı M Ça v Âk Kaz ditalyadaki ( orasim —— İstanbulda çalışan v labeş - İtal- İ yan harbine iştirâk eti sonra şeh- rimize dönen İtalyan! şındaki Kaza D'italiada yâapmışlardır. in Tepebar bir merasim — saaşaRt ğ A GGEŞERMÜNER | ça yi geK aNĞ SADA MAĞĞA GÖ Ki ği henüz belli değildir A Birinci sınıfda f>! erslerinden — geçtiği halde dil de n ikmale olaı—ı kalmiş ve ikmalde | 'fak lebenin bu imtihana girip giremiyece-| adir. mamış talebe mevcu:

Bu sayıdan diğer sayfalar: