| a LİK ŞAMPİYONASI MAÇLARI DÜN BAŞLADI Galatasaray, Beykozu, Fener, Vefayı, Güneş, Hilâli yendiler Dün 9 maç yapıldı Beşiktaş, Süleymaniyeyi 1- 3, Topkapı, İstanbulsporu 4-6, Eyüp, Anadoluyu 0-2 mağlüp ettiler İstanbul ik şampiyonasının ilk haf- tası maçları dün bütün statlarda bir- den başladı. Haftanın en mühim oyu- nu olarak gösterilen Galatasaray - Bey koz arasındaki müsabaka Taâksim stad- yomunda oynandı. Bütün yaz mevsimi- ni futbol oynamakla geçiren Beykoz ta- kımı hemen her sene lik maçları ba- şında en iyi formda olan bir takımdır. Birçok takımları kendi sahasına davet etmek suretile rahat rahat mağlüp e- den Beykoz takımı en çok oyun yapan bir takım olması itibarile mevsim ba- şında her takım için daima tehlikeli bir rakip olmuştur, İstanbulsporla, Vefa ile yaptığı maç- lar Beykozun dün Galatasarayla yapa- cağı oyuna hususi bir ehemmiyet ver- Mmiş olduğu için maçın haklı olarak do- ğurduğu alâka fazla idi. Lik maçında en çetin rakiplerden bi- rile ilk fırsatta karşılaşmış olmak Ga- latasaray için de endişeli bir vaziyet Sayılıyordu. İki kuvvetin karşı karşıya dizilmiş ol TMası ile harekete gelen oyun Galatasa- Tayın hücumile başladı. Beyközun hücumu derhal koörner ol- du. Lütfi kurtardı. Tartıla tartıla yapı- | hücumlar yavaş yavaş Galatasa- Taya hâkimiyet verirken oyün daha gü-|, Z€ bir şekil alıyordu. ._nel'lî toplu yapılan bir Galatasaray hücümunda Eşfak 14 üncü dakikada İlk Bgolü yaptı. sSayı oyunun gerginliğini çözdü. şaıat&saray daha emin hücumlara, Bey 92 daha canlı müadfaaya başladı. Bülent üst üste yapılan hücumların ı';"de 18 inci dakikada güzel bir şütle Cİ Sayıyı yaptı. BoNtık oyun normal bir şekil almış, Füği koz fazlaca sert, Galatasaray biraz Bayretli tam kırk beş dakika uğ- Taştılar. ıank devre 2 . 0 Beykozun aleyhine o- a Vaziyette bitti. Yü inci devre, Beykoz daha ümitli o- %çlkama suretile işe girişti, Gala- ay iki golün verdiği rehavetle işi Sevsek tuttu. hiı.B îı_ı_a rağmen Danyaldan başlayan th Ucum daha devrenin başında Ga- YSaraya üçüncü syiyı kazandırdı. bi $ Ykoz üç gol yemiş, her topa ok gi- Sar "1%?’01', hücumlar yapıyor, Gâalata- goıîy Üç gol yapmış, ve her fırsatta bu €ri çoğaltmak ihtimali var, sanki zla sayı istemiyor gibi yavaş yavaş yp d çıkan, bir oyunla oyalanıp duru- Ordu, -Beykozun ciddi tehditleri tellikenin âlğî;kçe büyüdüğünü göstermiş, oyun bi tasaray nısıf sahası içine girmiş|, alayı a1 almış, Gündüzedn güzel bir pas|, h Eşfak 60 ıncı dakikada dördüncü Sağ*?kçz çalışıyor, çırpınıyor, Galata- Oy bir düzüye gol atıyordu. kozyufl 4 - O vaziyette iken gene Bey- ta hâkimdi. Bununla beraber Gala- Sarayın her yakaladığı hücum da baş İ a 1başına sayı farkları ile büyüdükçe bü- Yüyordu. güGüm_iüzün üçer adkika fasıla ile iki Di Zel şütü de direğe çarparak boşa git- keDa_"b"alin güzel hücumlarından ikisi hdi şüt atmak istediği için netice Vennedi' boîe&'kozun Avniden yakaladığı top M kalenin üzerinden giderek hiç ol- : Azsa mutlak bir sayılarının kaçması- 9 Sebep oldu. ! taraf hayli gayret etti. Beykoz & canlı oynadı. Oyun 4 - O Galata- Güneş - Hilâl ma garayın galibiyetile bitti. Li Galatasaray: Avni, Reşat, Lütfi, Da- lim, Hayrullah, Suavi, Necdet, Eşfak, Gündüz, Bülent, Danyal, ,Kemal, Mustaf.ı,'l*ur?nn. Dünkü maçlardan heyecanlı bir sahne arasındaki oyun Hilâl takımının 7 - O mağlübiyetile bitmiştir. İlk devrede Hilâl çok gayretli oyna- pabilmiştir. İkinci devrede Güneş takımı çok hâ- kim bir oyun göstermiş ve üst üste beş gol yaparak maçı 7.- O kazanmıştır. Beşiktaş — Süleymaniye 3 1 Şeref stadında yapılan t_m maç ©o sa- hanin en mühim oyunu idi. Oyunun başlangıcında ilk golü ya - pan Süleymaniye, beklenmiyen bu <2- yıdan sonra Beşiktaşı hayli şaşırttı. kikada beraberliği temin etti. Son da- kikalarda ikinci golü yapan Beşiktaş devreyi 2 - | galip bitirdi. İkinci devrede oyun çok süratli oy- #a başlandı. Beşiktaş merkez îınaîhn;îğm biîlğîl daha yaparak sayı a- dedini üçe çıkardı. " Bütün gayretler bu neticeyi değiş - bıtı;:şiktaş takımı: Mehmet Ali, Hüs- nü, Faruf, Hüseyin, Rifat, Feyzi, Eş- £, Şeref, Nâzım, Refet, Cemal, €e B ç £ Süleymaniye ise; Nuri, Ruhlı Rece!'ı Beykoz; Nihat, Bahadır, Halit, Tur- | gut, Mehmet, Sadettin, Kâzım, Şahap, | Dün Taksim stadyomunda yapılan | .birinci lik maçlarından Güneş - Hilâl | mış ve Güneş takımı ancak 2 gol ya-| taş takımı ancak otuzuncu da- |,oynayan tirmedi. Oyun 3 . 1 Beşiktaşın lehine çından bir enstantane Sabri, Kâmil, Bürhan, Rauf, Muzaffer, ,Daniş, Süreyya, Raif, Maçı Galatasaraydan Sadi idare etti. Anadolu — Eyüp 0 2 Birinci lik maçlarından olan bu oyun ,Şeref stadında yapıldı. Biribirlerine en kuvvetli şekilde iki rakip olan bu ta- kımların oyunu güzel ve heyecanlı ol- du. Devre berabere bitti. İkinci devre başladığı zaman Eyüp ,daha kuvvetli hücumlar gösteriyordu. "Nitekim biri penaltıdan, olmak üzere (iki sayı yaparak maçı 2 - O galip bitir- Feneryılmaz — Ortaköy 2 o0 /— Şeref stadında yapılan ikinci küme maçlarından olan bu oyun ümidin fev- kinde güzel omuştur. İlk devre beraber bitmiştir. İkinci devre Feneryılmaz daha hâkim oynamağa başladı. Biri penaltıdan ola- rak iki gol yapan Feneryılmaz takımı 2 -0 galip geldi. 2 Kadıköy stadında yapılan bu müsa- baka ikinci küme oyunlarında en heye- canlı bir maç idi. Müsavi vaziyette olan bu takımların maçı ciden heyecanlı ve güzel oldu. Baştan sona kadar canlı ve süratli o- Jan bu maçı 3 - 2 Beylerbeyi takımı kazandı. ş İııınb:llpl* di To:hpı an biri de bu iki takım arasınad oldu. Bu sene daha kuvvetli bir şekilde ha zırlanma fırsatı bulan ve daha ziyade birinci lik takımları _maçlarma alış - mış olan Topkapı ümidin fevkinde bir oyun çıkarmak S'Ill'_l!tile İshhbulaporu büyük bir sayı farkile mağlüp etmiştir. İlk devre 3 - 2 Topkapının galibiyetile bitti. İkinci devrede iki taraf ta birçok gol fırsatı buldu. Daha canlı ve enerjik | n Topkapı haklı bir galibiyet el- de ederek 4 - 6 gibi bir far Birinti likte en düzgün futbol oyna- yan bu iki takımın oyunu büyük bir ,|gol adedile geçmiş, Vefa ilk defa Fener bahçe karşısınıda büyük bir mağlübiye- te uğramıştır. İlk edvre müsavi bir hücumla baş - Jayan oyunda Fenerbahçe yüksek bir hâkimiyet elde etmeğe muvaffak ola- rak 3 gol yapmış ve edvreyi 3 . 0 palip ( Devamı 12 inci sayfada ) Ziraat Bahisleri: çok İstifadeler Merinos koyunlarından memleket temin edebilir Yün verimleri itibarile yerlilerimizden çok üstün olan bu koyunlar sanayi ve ziraatımızda yeni bir inkılâbın Bugünkü yün dokumacılığına hayat veren Merinos yetiştiriciliği, yeryüzü- nün bellibaşlı bir düşüncesi halindedir. Dokuma sanayiine yepyeni bir çığır a- çan Merinos yünü; erişilen bunca te- rakkinin başlıca âmillerindendir. Fil - hakika muhtelif iklimlerin sayısız ko- yun çeşitleri arasında, yalnız Merino - sun verebildiği ince, yumuşak ve uzun telli yünler olmasaydı; kumaş sanayi- yinde şimdiki ileriliği görmemize im - kân olmazdı. Çünkü dokuma sanayiin- de ileriye doğru atılmak istenilen ilk adımda, daha iyi işlenebilecek bir yün ihtiyacı hissedilmiştir. İyi mal elde e-i debilmek için (dokuyan) dan ziyade (dokunan) a incelik vermek lâzımge- lince ilim ve fennin mesaisı de maki- neden ziyade koyunlara yönelmiştir. Ana vatanı İspanya olar Merinos ko- yunları, bu ilk ihtiyacın duyuluşun - dan sonra etrafa yayılmaya ve her ye- ni girdiği iklim ve toprak parçasında yerleşmeğe başladı. Şimdi koyun ye - tişen memleketlerin hepsinde o yerin şartlarına tamamile alıştırılmış Meri- nos çeşitleri bulunmaktadır. Bizde de yün dokumacılığına biz ilerilik. veril- mek istendiği zaman, ilk iş olarak (Me rinos yetiştiriciliği) ele alınmıştır. Bur sa ve Balıkesir vilâyetleri, Merinos ko- yunlarının üretilmesine ayrılmış, Âl - manya ve Macaristandan getirilen da- mızlıklar önce bu mıntakadaki devlet çiftliğinde (Karacabey harasında) ye- tiştirilmeğe başlanmıştır. Karacabeyde bu işin mütehassısları bir taraftan da- mızlıkları üretirlerken bir taraftan da bunları bizim yerli kıvırcık koyun- iarımızla yerlileştirmeğe uğraşmışlar - dır, Sonra bu iş, çiftlik hudutlarından dışarı çıkarılarak nihayet bütün Bur- sa ve Balıkesir çevresine yayılmıştır. Koyun yetiştirmeğe esasen çok el - verişli olan yurdumuzda, Merinoslar kolaylıkla yerlileşmiş bulunuyor. Yün verimleri itibarile yerlilerden çok üs - "tün olan bu koyunları köylü adamakıl- h benimsemiştir. Nasıl benimsemesin ki: Bir koyundan alınan yün mikdarı yerlilerin iki misli ve bu yüne verilen fiyat, yerli yünlerin kat kat üstündedir Dokuma sanayiimizin ilerilemesinde yegâne istinatgâh olacak olan Merinos koyunlarının memleket içinde çoğal - ması ve ihtiyacımızı karşılayacak bir kerteye gelmesini gaye güden hükü - met; bunlardan alınan vergiyi de o nis- bette azaltmıştır: Bir yerli koyun 40 kuruş sayım vergisine tâbi iken, bir başarılmasına müstenit olacaktır. Merinos koyunundan alınan vergi yal- nız yirmi kuruştur. Üstelik bu koyun- ların vereceği beher kilo yün için hü- kümet otuz kuruş prim vermeği de ta- ahhüt etmiştir. Ayrıca iyi kuzu yetişti- ren, verimli koyun büyüten yetiştiri - cilere mükâfat verilmesi de kararlaştı- rılmıştır. Hülâsa, Merinos yetiştiricili- ğinin köylü ile hükümet arasında çok iyi anlaşılmış bir program dahilinde ilerlediği göze çarpmaktadır. Bursa ve Balıkesir çevresinde yerli koyunları daha kolaylıkla Merinoslaş- tırabilmek için sun'i surette aşılamaya da çok değer verilmiştir. Bir koçun ta- bil surette gebe bıraktığı koyun adedi, sun'i surette aşılanabileceklerden on defa daha azdır. Yani tabif surette bir xoçtan otuz kuzu almak mümkünse o koçun tohumlarını alarak bunu sun'i surette koyunlara atmakla üç yüz yav- ru almak mümkündür. Mütehassıs bay tarlar tarafından yapılan bu iş için, Merinos mıntakasında sek'z sabit, ve iki seyyar ıstasyon açılmıştır. Yalnız bu yıl, sun'i aşılama ile on sekiz hin koyun gebe bırakılmıştır. Merinos koyunlarının (Dalak — Ân- traks) ve buna benzer hastalıklardan korunması için her yıl aşılanmasını hü- kümet meccanen deruhte etmiş bulun- maktadır. | Denebilir ki, koyunculuğumuza yeni bir istikamet veren «Merinos yetiştiri- ciliği» bir kırlangıç hızile ilerlemekte- dir. Bursadaki «Yün iplik» fabrikamız işlemeğe başladığı gün «yerli Merinos koyunlarının yünleri» de balyalerle ka- pıya dayanmış olacaktır. * ' Köylüler; Merinos yetiştiriniz! Meri- nosun yalnız yünü değil, erken yetişen iri kuzuları da sizin için çok kazançlı dır. Kıvırcıkla melezleşmiş Merinoslar süt veriminde de üstünlük göstermiş - tir. Vergisinde, sütünde, kuzusunda, e- tinde, yününde ve bakımında eskilerin- den çok daha üstün olan Merinos ko- yunculuğuna sizin vereceğiniz değer, göstereceğiniz merak, Türk yurdunda yeni zirat bir inkılâbim başarılmasına mesnet olacaktır. Çiftçi Ziraat hususundaki müş- küllerinizi bize yazınız. Size cevap verelim. 1 Belediye bizi Birer eve Sahip yapabilir nan bu okuyucumuz diyor ki: sında mütereddit kaldım. Yukarıda gördüğünüz - başlığı bir okuyucumuzun mektubundan aynen | aldiık. Ahmet Naim imzasını kulla - «Ben 30 küsur sene çalışarak güç hal ile dört bin lira biriktirebildim, bütün hevesim başımı sokacak bit ev edinmekti, para toplanınca he - men bir arsa aramıya koyuldum, şehrin temiz bir yerinde, olmasını is- dtiyordum, gözüme — kestirebildiğim yerlere baktım. Metresi için on, on beş lira istediler. Hesap ettim, bana küçük bir bahçe ile, küçük bir ev yeri için en aşağı üç yüz metre top- rak lâzım. Bu hesaba göre elimdeki para ile arsayı almak bile mümkün olmıyacak.. Vaz geçmekle, şehir ha- ricinde bir köy kıyısına gitmek ara- SAa Y Halbuki arsayı aramıya başlama - dan evvel dört beş odalı bir ev için mimarların fikirlerini sormuştum. Bana üç dört bin lira demişlerdi. Şimdi şunu düşünüyorum: Benim vaziyetimde — İstanbulda binlerce kişi vardır, ellerinde üç dört bin lirası olan bu binlerce kişiyi bi - rer ev sahibi olmaktan meneden ye- gâne şey sadece yersizlikten ibaret- tir. Eğer belediye şehrin para etmi- yen, ayni zamanda da imara muh - taç olan bir kısmını satın alsa, yolu- nu, kanalizasyonunu yapsa, ifraz e- derek üçer beşer yüz liraya halka verse, buralarda da muayyen bir tip ev inşasını mecburi kılsa sanırım şe- hirde yepyeni bir Semt vücuda getir- miş, hem de bizi birer eve sahip kıl- mış olür. Bu düşünceyi gazetenize yazar mi- sınız?» i * Okuyucumuzun istediğini yerine getirmiş oluyoruz.