23 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sıyfrı_' he Hergun Türkiyede sıgoriacı!ığm Esastan ıslâhı lazımdır. uy:_' 'l VNUN fı |(./.'ı',n/ /////' azan! Muhittin Birgen' unku gazeteler, muhterem İkti- sat Vekili Celâl Bayarın sigor- talar hıkkında Anadolu Ajansına ver dikleri beyanalı neşretüiler. Muhterem İktısat Vekilimizin sözlerinden anlaşı- hyor ki iki sigorta şirketinin acze uğ- u ramaları yüzünden hâsıl olan vaziyet- iç ler tetkik edilmiş ve bunlardan darların kabil olduğu kadar az zararla kurtulmaları için alınması mümkün tedbirler alınmıştır. Ayni zamanda C'e- lâl B bize Türkiyede sigortacılı- ğin halk için zarar vermiyecek tarzda cereyanını temin için elde mevcut ka- | Kaynanası olan Bir #adamın şahsiyeti lbisesine bakanlar — derler... Resimli Makale W Ebbise karakteri gösterir.. El Kirli, buruşuk hakkında hüküm vermek — intizamsızlığa delil adde - * “ Öyle zannediyorum ki iktısadi işler- de esaslı surette devletçi olan bir mem- leketin sigorta işlerinde de şimdiye ka- dar sigorta endüsirisinin isnat ettiği esaslar bakımından yapacağı bazı şev- ler, değiştireceği birtakım hükümler ve usuller vardır. rtacılık, bilhassa Avrupa sermü- ettiğ;' Sİ- huzur ve ihtiyacını istismar etmesin- den başka birşey değildi. Birçok si- Körta şirketlerinin zaman zaman ken- di aralarında müşterilere karşı kuvvet- li rekabetlere girişmiş olmalarma-rağ- men dahi Türkiyede sigorta mümes- sillerinden, memurlarından ve simsar- larından mürekkep koskoca bir zümre en müreffeh insanlar gibi yaşarlard Sade yapılan komisyon yağmakerliği- ni hatıra getirmek, bizim canımızı ve- ya malımızı teminat altında tutmak ihtiyacımızın bir kısım insanlar tara- fından ne suretle istismar edildiğini görmek için kâfi idi. Reassürans'ın te- sisi sigorta şirketlerinin bu komisyon yağmakerliklerine bir dereceye kadar nihayet vermiş ve Türkiyede çalşacak her nevi sigorta şirketlerinin faaliyet- lerini devletin kontrol edebilmesini te- min için birtakım kanuni ahkâm konul- muş bulunmasına rağmen, Türkiyede sigorta ihtiyacını tatmin edecek bir şe- kilde cereyan etmekten çok uzaktadır. © kadar ki sigorta edenle etmiyen ara- sında netice itibarile mevcut olan fark Ççok ehemmiyetsizdir. * Türkiyede tatbik edilen sigortacılık tsülleri memleketin iktısadi ihtiyaçla- yını tatminden ziyade sigorta şirketle- Tine kazanç temini esası üzerine kurul- — mMmüştür. Meselâ, sigorta şirketleri, herhangi bir riski sigorta ederlerken riskin ken- dileri için azami derecede az olması- na itina ederler. Riskin biraz fazlalaş- tığı yerlere sokulmazlar bile. Türkiyede tatbik edilen sigotla ne- vileri zaten çok mahdut ve en çok tat- « tesna « yangına karşı olanlardır. Bu şirketleri arasında, hemen bütün ah- valde halkın anlamıyarak imza ettik- leri mukaveleletden mütevellit mun- — meleler o süretle cereyan eder ki bir sigorta hasarı tahakkuk ettiği zaman ekseriya temin edilenler vaktile te- min ettiklerini zanneyledikleri r hassa bu gibi meselelerde sigorta şir- kotlerinin kullendıkları öyle türükler — vardır ki bunları bilmiyerek sırf hüz- — nü niyetle ve göreneğe uyarak siğor- fta yaptıran insanlar, günü hangi bir hasar karşısında aldanmış ol duklarını anlarlar, fakat, ellerinden — kendilerini müdafaa için birşey gelmez. Bundan dolayı İktısat Vekâletinin si- gorta işlerile meşgul olmaya ve mem- leketin ihtiyaçlarına göre yeni ahkâni koymaya karar vermiş bulunmasından dolayı hakikaten Mmemnun oluyoruz. ' -Bugünkü sigorta esasları ve bunların ' fatbikat üsülleri, sırf kazanç ve istis- “—mar ruhu üzerine kurulmuş olan Garp sigöortacılı ğmp Türkiyede yapılan daha bik edilen de - nakil sigortaları müs- | de etmiştir. Filhakika Amerikada 30 /— mevi sigortalarda ise halk ile şigort runların kâfi gelme ni ve )u—lıâe-ı Kadllllâl' ni ahkâm konulmasına ihtiyaç oldu- i'_ıı:n:ı söylüyor. Demek oluyor ki Vekâ- | Daha kolay!ıkla let bu işle de meşguldür. Apandlsü olnr!nrmış Amerika tıp profesörlerinden biri “|geçenlerde bin tang talebenin önünde verdiği bir konferansla şu sözleri söy- lemiştir: — Apandisitin muhtelif sebepleri vardır. Kadınlarda fazla asabi haller apandisit tevlit eder, kadınları en faz- la sinirlendiren sebeplerden bir tanesi de kaynanası olduğu için, kaynanalar mühim apandisit sebepleri arasında - dır. Kaynanası olan kadınlar arasında apandisit vukuatı diğerlerine nazaran daha fazladır. Haksız yere hapis yatan Adam hakiki caniden Tazminat aldı Birleşik Amerika hükümetleri da - hilinde Gujintersel şehrinde 54 ya - |şında eski bir polis memuru ölmüş ve 125 bin dolar bir servet bırakmıştır. Ancak eski polis memurunun vasi - yetnamesi açıldığı zaman şu hakikat ile karşılaşılmıştır. «Ben on sene evvel polis direktörü- nü öldürmüştüm, © zaman bu suç Zilsona yükletildi ve benim yerime o on senedir bigayri hakkın hapis ya - tıyor. İıtı şimdi suçumu itiraf ediyo - rum, ve ona da tazminat olmak ü - zere $u servetimi bırakıyorum. .» Zilson hapishaneden çıkmış, fakat parayı kabul etmiyerek: — Ondan gelecek hayır Allahtan gelsin! demiştir. Amerikada Sabıkalı bolluğu Amerika zabıtası parmak izi şubesi müdürü —Amerikadaki — sabıkalların dünyanın hiç bir tarafile kıyas edi - lemiyecek kadar mebzul olduğunu ifa- mîlyqn insanın parmak izleri alınmış minin dogurdugu istismar îeckılaıı olan bu usullerin umumi menfaatlerin teminini herşeyden üstün tutan dev- letçi bir rejim içinde mutlaka deği tirilmesi ve bu rejimin ruhuna uydu- rulması lâzımdır. İkusat Vekâleti eğer meselevl bu ruh içinde mütalea ve sigorta”şirketle- rinin halkın hüsnü niyetini ve bu iş- Jerdeki teknik bilgi noksaninı istismar SON POSTA elbiseyi ÜHERGÜN BİR FIKRA | Her ikisi de muvafıktır ! Süleyman Nazif Basraya vali ol- muştu. Bu, kabına sığımyan, ateş- zebân adamı İttihat ve Terakki hü- kümeti bu suretle başından defetti- gine kânidi. Nazif Basraya gider gitmez, o - rada meşhur Barzan şeyhinin, vi- lâyetin başına belâ kesildiğini gör- dü. Hükümet de, ne zamandır bu şakinin hakkından gelmek istiyor, fakat muvaffak olarmyordu. Nazif bu İşi başarmağa ahdetti. Ve geniş salâhiyet istemek için Ba- biâliye çektiği telgrafta: «Ya ben Barzan şeyhini geberteceğim ve ya- hud ki o benim canımı alacak..» de- Ütülü, dimdik kostümde de gösteriş eseri bulurlar. a Politika komedisi E. Talü — orazan Tevfik bir hikây€ B tırdi: Aksarayda mı, bilmem ner© de azılı, uçarı, bıçkin, kanlı kâ' kardeş varmış.. Bunlar hiç geçinemezler, günü hır çıkarıp, biribirlerine miş. Bir akşam, kahvede otururls Fi Öötekine ” kızmış, küfretmiş. £ maruz kalan, kardeşine sokaği le: Elbiseye dikkat etmek ve orta görünüşten ayrıl mamak lâzımdır.. , kozumuz! ci Cennete ve cehenneme (xa yan aç a PW Gideceglnlzl Çıkmışlar. Arkalarından, bunların en yanıl elalara kadir olduklarını bilen M ihtiyarları derhal kahvenin içind başa verip kereye koyulm! Rahmetli Tevfik taklitlerini de $ö d. Biri demiş ki: — Bu çocuklar şimdi uıçnklı ü kip biribirlerine saldırırlar.. eller maazallah bir cinayet çıkar., hayâ ralarına girip de buna mâni oli Başka biri — Olmaz! Büyüğü c haleye uğrarsa kafası O zaman da vurmıyacağı varsa b rur. İyisi mi, bırakalım dövüş: hırslarını alıp gene barışırlar. Kahve halkı böylece iki taraf © Bir kısmı müdahale, diğeri de müdahale fikrinde, Saatlerce mül Nasıl anlarsınız ? Junkkahada HukftonHalda musahabeler yapmak * tadır, Hindli kendisini dinlemeğe ge - len binlerce İngilize şu nasihati ver - miştir: «Her gün iki saat sakin bir yere yal- bir Hindli isminde di. O vakit Dahiliye Nazırı bulunan Talât Bey (Paşa) merhum bu tel - grafı alıp da okur okumaz, altına şu havaleyi yazdı: «Her ikisi de memleketin selâ - meti noktai nazarından muvafık ol- makla, kaleme'» * Kumar iptilâsının Garip bir misall Kaliforniyada Altantina — şehri- nin — tüccarların: dan Preus ismin- de bir adam yediı aylık gebe olan karısının karnın: daki çocuğun ikiz olup — olmadığı hakkında — arka daşlarından birile iddiaya — tutuş muş. Bu iddia mu cibince doğacak çocuk tek olurez 100 dolar vere cek, ikiz olursa 2000 dolar - ala: cakmış. Nihayet karısı doğurmuş ve filhakika ço cuklar ikiz ol muşlar. Şimdi Preus parayı almış ve çocukları namına ban- kaya koymuş imiş. Kaplanların istilâ ettikleri şehir Son gelen Fransız gazetelerinin hi- rinde okuduğumuza nazaran Sovyet |Ermenistanda kaplanlar şehirlere ka - dar sokularak kadın çoluk çocuk bir bi etmelerine mâni olacak tetbirleri de a- |sok insanı yaralamışlardır. lacak olursa memleketi minnettar ede- cektir. Muhittin Birgen Sokaklarda gece sabahlara kadar kaplanların sesleri duyuluyor. Hetkes biribirlerini kandi hoş hatıralarını yadederek mümkün | Uğraşmışlar; fakat muvaffak olami olduğu kadar gülmeğe çalışınız... E - ı"'_ ğ Ka e ger bütün kalbinizle katıla katıla gü - ,N'h'y et, içlerinden biri evine ” lerseniz cennete gideceksiniz. Eğer gidecdi olaiuadaikağır çikraış katıla katıla gülemezseniz işinizin fe- kıonşeyı donîkrken b.k;mş::;,dy. na olduğuna ve cehennemde cayır ca- ERDE BAD SO BU yır yanacağınıza hükmediniz..» Şimdi onun sözlerine inananlar her gün bir iki saat mürakabeye vararak nızca çekiliniz, burada hayatınızın en, ŞA etmişler.. lar, manzarayı kahvedekilere hikâ: gülmeğe çalışıyorlarmış. Müdahale ve ademi müdahale mü Model nışanlı msa/h şası da ancak bunun üzerine N bulmuş. Hüâkim ve - Yirminci asrın devlet adamla! Haşarı delikanlı Amerikada bir hâkim çok şayanı dikkat bir karar vermiştir. Mesele şu- dur: Salte Lâke Cityde otudan Rişar isminde bir genç, otomobilini - fazla sürdüğü için 15 gün hapse mahküm e- dilmiş. Ancak Rişar bir hafta sonra da evlenecekmiş. O sırada - nişanlısı hâkime müracaat etmiş, ağlamış: Bir kısım beşeriyeti mahve si — Bay hâkim, esadetimizi bozu -| yen görülmedik facialar arasınd yorsun. Gel bize bir iyilik et, ben de | bu politika komedisini yersiz b nişanlımla beraber hapis yatayım, ce- | danım, f mişlerse dinlemişler, politika iŞ mütemadiyen tatbik ediyorlar. petrola ambargo koyup koym münakaşa ile vakit geçirirlerkel Hazeşislanı yuttu. Bugün de, yangın yerine ve mezarlığa di lar hâlâ müdahale edelim mi zanın yarısını o, yarısını da ben çe - keyim. Böylelikle yedi buçuk günde çıkalım, biz sekizinci günü evleniriz. Hâkim bu masum talebi kabul et- lısı 7 buçuk detikan- — Üa beaslar İaçldirnadi giçleniş ” Biliyor musunuz fi H üüü g T — Eski Lidya hükümetiniN ( Kobra yılanı neden krâl: kimdir? Kaç yıl evvel v& T Ürker ?. yıllarda hükümdarlık yapmış, K 2 Küçük bir fare, kobra yılanını ür - Barbe(URR kütüyoarmuş. Londra hayvanat bahçe- | lara karşı isyan bayrağını çeki sinde yılan dairesinin memuru, küçük | kaç tarihinde Yunanlıların eline & bir farenin kobraların bulunduğu ka -| miştir? " feste, rahat rahat dolaştığını, yiyecek-| 3 — Kreüz kimdir?. lerine burnunu uzattığını, kobraların' (Cevabları yarın) da ürkek ürkek birer tarafta büzül - * . müş bir halde kıvrıldıklarını görünce (Dünkü suallerin cevabl” " ağzı açık kalmış. Şimdi mütehassıslar,| | — Bombay'da doğan meş'i g HEz şair ve romancısı Rudyard AT5 dir. 1865 de dnğmuş Orrnânl" tabı, Kim ilâh.. islmli eserli evinde mıhpuı oturmağa mahküm ©-| bulmuştur . A l“)'“ml“! 2 — Norveç'in nüfusu 2, 643) sır ve hikmetini aramakla meş- ulmüş!er ——— İSTER İNAN İSTER İNANMA! Aşağıdaki satırları bir gazetede okuduk : Dün saat 17 ye kadar müddeiumumiliğe 20 meşhut suç hâdisesi intikal etmiştir. Beyoğlu müddeiumumiliğine de bir sokakta öpüşme vak'ası gelmiştir. İki Beyoğlunun yan sokaklarından birinden giderken erkek kolundaki kadını öpmüştür. Oradan geçenlerden iki kişi mışlardır. İSTER İNAN İSTER İNANMAL bunüu polise haber kanununa göre bun! genç evvelsi gün kek kadının nisenlısı olduğunu söylemiş, kadın da bu öp- meden bir şikâyeti olmadığını söylemiştir. Hüdise meşhut suçlar çerçevesine girmediği için ikisi de serbest bırakıl- 3 — Meşhur Fransız Fransuva İtalyayı ısptemk"" ğ Alman imparatoru Ş.ıx!kl“'i sında bulm yapuğı bür" dan muharı vermişler ve polis te meşhut suçlar ları müddelumumilliğe getirmiştir. Er- hi anası oğlu için Kanuni leyman'dan yardım dilemiş, Hayreddin Nis ve diğer sız kuvvetleri ile ııunhlınn yud:mml l"'m deşin ikisi de cansız uzanmış yatk? Hemen geriye dönmüş; gördüğü razanın bu hikâyesini nereden Oi7 lim mi diye münakaşa etmektelefti 2 — Girid adası hangi yıl OSTTU sahai sathiyesi 323000 kilomeH —7_ h“' ni imparatorun ehnı.' esir dw '*_ '; LÜ a o c v o ge HT S B D e e n D - v . &

Bu sayıdan diğer sayfalar: