22 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 8

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ş Polis karakolunda bir sarhoşun yaptığı şaka Komisere azizlik eden adam “Ankara caddesinde herkes tabanca ile birbirine girdi,, diye bütün polisleri Babıâli caddesine koşturdu Servet isminde sarhoş bir adam Eminönü merkezine gelerek ve ora- daki polislere telâşla: — Ne duruyorsunuz? Ankara cad- desinde herkes tabancasını çekti. Bir- birine girdi. diye haykırmıştır. Bu haber üzerine bütün — polisler sür'atle Ankara caddesine koşmuşlar, fakat Ankara caddesine vardıkları za- man her şeyin hali tabitde olduğunu, iç kimsenin tabancasını falan çekme- diğini görmüşlerdir. Ve derhal kara- kola avdet edip Serveti yakalamışlar- dır. Servet o zaman gülerek: — Canım inandınız mı? Sizinle şa- ka ettim, demiştir . Servet hakikaten tanıdığı bir ko- misere azizlik etmek istemiş ve sar- *hoşlukla şaka olarak bunu intihap et- miştir. O şaka ettiğini iddia ededur- sun hakkında cürüm tasnii maddesin- den zabıt varakası tutularak adliyeye sevkolunmuştur. Bugün cürmü meş- hud mahkemesinde duruşması yapı- lacaktır. Cürmü meşhut davasına ilk giren avukat Dün cürmü meşhud mahkemesin- de ilk defa olarak bir kadın müdafaa ettirmek için bir avukat tut- muştur. Hâdise şudur: Tophanede oturan Eleni isminde bir kadının ev sahibi Cemal, evine ta- arruz ederek Eleniyi tokatlamıştır. E- leni vak'ayı derhal polise şikâyet et- miş ve suçlu ile şahitler müddeiumu- miliğe ve oradan da mahkemeye sev- kolunmuşlardır. Eleni avukat — İrfan Emini vekil tutmuştur. Şahit olarak Hasan, Şükrü, Seyf- naz dinlenmiş, şahitlerin ifadeleri ara- sında mübayenet görülmüştür. Suçlu Cemalin sabıkası olup olma- dığını tahkik zımnında muhakeme ya- rına bırakılmıştır. İlk adım atılıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) tından çekileceğini bildirecektir. Ademi müdahale komitesi bu haf- tanın sonuna kadar toplanmadığı tak- dirde, Sovyetler bu toplantının yapıl- masını dahi beklemeksizin kararlarını bildireceklerdir . CA SEK AŞ SA Moskova, 21 (A.A.) — Kollektif cinayet serlevhalı başyazısında Jurnal de Moscou gazetesi, Londra komite- sinin usul hakkında aldığı — vaziyeti müstehzi bir lisanla mevzuübahs et- tikten sonra diyor ki: «Faşistlerin noktai nazarınca Ay- rupanın emniyeti, diğer memleketle- rin işlerine müdahale etmemek ve bu memleketlerdeki dahili ihtilâllere yar- dım etmemek prensibi yalnız demok- ratik ve diğer hükümetleri mutavaata mecbur etmekte, fakat Faşist hükü- metleri böyle bir mecburiyet altına sokmamaktadır. Bu hükümetler, İste- dıklerı yerde ihtilâle sebehıyet verebi- lir ve bunları koruyabilir. Böylelikle de yeni ve emirlerine muti hükümett ler kurabilirler. Bunun aksini iddia edenler faşistlerin nazarında Avrupa- nın sükünunu ihlâl etmekte ve harp tehlikesini tevlit eylemektedirler. Almanya, İtalya ve Portekizin â- silere herkesçe malüm olan yardımı i- le tanzim komitesinin atöletini mev- zuubâNseden ayni gazete diyor ki: «Bu arada âsilere harp malzemesi verenler, hareketsiz. kalmamakta ve eserlerine devam etmekte ve müşte- rileri Madrit üzerine yürümektedir. Bu ahval altında Londrada kabul edi; len usul meşru İspanyol hükümetine ve sulha karşı kollektif bir cinayet, Sovyet hükümeti her şeyden evvel bu cinayete iştirâk mes'uliyetinden ay- rılmalıdır. Şuna emin bulunabilir — ki Sovyetler Birliği hükümeti ebediyen abekleme salonunda» kalmak istemi- yecek ve bu vaziyetten lâzımgelen ne- - 6Son Posta,, nın edehi tefrikası : 7 — Yızını Muazzez Tahsin Borkınd Bu sözlerden sonra çirkin bir bakış, kaba bir gülüş: — Sen şimdiye kadar rüyanda bile otomobille gezmedin hal Muallâ artık dinlemiyordu. Yüzü - ne kamçı ile vurmuşlar gibi birdenbi- re küvvetini ve iradesini bulmuştu. Hiç bir söz söylemeden mantosunu kapamış, eldivenlerini giyerek sakin adımlarla dışarıya çıkmıştı. Kuduran bir şes arkasından bağı - rıyordu. — Ne oldun? Sözlerim hoşuna git- medi mi yoksa? Dur, gitme canım, amma da titizmişsin sen de hal Sana bir de manto yaparız.. Aylığını elli İi- raya, altmışa çıkarırız. Sende bu en - dam olduktan sonra... Ancak köprü üstünde rahat nefes alabilmişti. Orajğya kadar, arkasından birisi kovalıyormuş gibi soluk soluğa koşmuştu. Kendi kendisine tekrarlı « yordu: — Her şey, fakat bu değil.. Hayır, M aş ' Tünele gireceği sırada birisi kolun- dan tutup çekti: — Muallâ! — A.. Nezihe, nasılsın? — İyiyim kardeşim... Sen biraz zayıflamışsın ;istirahat etmek sana yaramıyor galiba... Hasta mı oldun yoksa? — Hayır, hastalanmadım. Fakat iş- sizlikten içim sıkılıyor.. günlerimi öl- dürmek için tekrar çalışmak istiyo - rum, — Nasıl, sen iş mi arıyorsun? — Evet. — Adamakıllı bir yer bulabıldin mi bari? — Henüz bulamadım. Biliyorsun ya bu sırada öyle kolay kolay iş bu - lunmuyor. Nezihenin birdenbire gözleri parla- mıştı, — BSenin gibi bir memur için her zaman iş bulunur kızım. Öteki şir - kette beş altı sene birlikte çalışmış - tık. Tekrar benimle ayni büroda ol - mak istersen hemen gel, seni bizim vt SO kendini. SON POSTA | Sineklerle Mücadele İstanbulun çöp derdini ve sinek isti- lâsını bertaraf etmek için çöplerin ya- kılması ve çöp fırınları yapılması ka- rarlaştırılmıştır. Belediye Kâğıthane - ye inen yol üzerindeki eski bir taşoca- ğını çöp fırını yapmak üzere hazırlık- lara başlamıştır. Bu ocağa giden yol, ağır çöp kamyonlarının geçebileceği şe- kilde tamir edilmektedir. Gerek Meci- diyeköyü ile diğer çöp istasyonlarında- ki ve gerekse Unkapanı çöp iskelesin- deki bütün çöpler buraya nakledilerek yakılacaktır. Bittabi bu fırın İstanbu- lün bütün ihtiyacına cevap vermiye- cektir. Bu noktayı da gözöününde bu- lunduran Belediye çöp yakma fırınla- rı adedini çoğaltmağa karar vermiştir. Şehirden uzak mıntakalarda mütead- dit çöp fırınları vücude getirilecektir. Belediyede teşkil edilen bir komisyon şehir haricindeki muhtelif yerlerde tet- kikat yapacak ve çöp fırınları ya ğa müsait yerler tesbit edilerek rapor verilecektir. Şehir haricinde bulunan metrük taş ve kireç ocaklarından bu hüsusta istifade yolları düşünülmekte- dir. Dün vali ve belediye reisi Muhit- tin Üstündağ daimi encümen azalarile bir toplantı yaparak bu meselenin hal- li için icap eden şeylere sarfedilecek pa ranın bir an evvel tedariki işini görüş- müştür. Temizlik işleri müdür vekili | Kemal dün gene gerek Mecidiyeköyün- de ve gerekse yeni çöp fırınında tetki- kat yapmış ve Mecidiyeköyündeki çöp- lerin nakline nezaret etmiştir. Macaristan İngiliz dostluğunu Temine çalışıyor Budapeşte, 21 — Başbakan Daranyi bugün Mecliste hükümetin beyanname sini okumuştur. Başbakan demiştir ki: — Dıiış siyasaya gelince şimdi mer'i prensiplerde hiç bir değişiklik yapıl - mayacaktır. Bütün Macaristan İngilte- renin dostluğunu temin etmek ve kar- şılıklı menfaatlerin tanmması şartile Fransa ile de bir dostluk havasının in- kişafını görmek arzusundadır. Peşte, 21 (Hususi) — Yeni Başvekil | Darany ile Hariciye Nazırı de Kanya- nın gelecek ay zarfında Romayı ziyaret edecekleri söylenmektedir. Salâhiyet - tar mahafil bu hususta ademi malümat beyan etmektedir. ticeleri çıkaracaktır. Paris, 21 (Radyo) — Siyast mahafil Sovyetlerin ademi müdahale komite- sinden çekileceğine muhakkak nazarile bakmaktadır. İyi haber alan membala- ra göre, Moskova hükümeti daha şimdi- den İspanyol limanlarına büyük mik- darda mühimmat ve harp malzemesi göndermiştir. İspanyol âsileri Sovyet | fabrikalarının alâmetlerini taşıyan bir çok silâh :gtmam etmışîerdi Muallânın gözlerinde bir iımıt ışığı parlamıştı. Alâka ile arkadaşına sor- du: — Sen nerede çalışıyorsun? misyoncunun yanındayım. İşler bu sı- rada pek çök; patron Almanya ile ye- ni işler yapmağa başladı, bunun için iyi almanca bilen bir memur aradığı- nı dün söylüyordu. Birisini bulmamış- sa hemen seni alır. kızdı. Muallâ onun tavsiyesine pek güvenemiyeceğini bildiği halde gene koluna sımsıkı sarılan arkadaşını ta- kip etmekten kendini alamadı. O, dur- madan söylüyordu: — Ah, tekrar beraber olursak ne iyi olacak kardeşim! Burada da iyi ar-| kadaşlarım var amma seninle beraber geçen beş altı seneyi ömrümde unu - tamam. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse |İşimdi çalıştığım bu ticaret evi bizim eski şirketimize pek benzemiyor am - ma bu zamanda öyle armudun sapı, üzümün çöpü diye müşkülpesentlik etmeğe gelmiyor. Eskileri hatırlıyarak kederli kederli içini çekti. — Neydi o şirketteki günlerimiz hal İstediğin saatte gel, istediğin — saatte çık... Senede üç ikramıye.. bir ay tatil! Hele sen büsşbütün âmir gibi bir müdüre takdim edeyim. : ü A, » MA ea şeydin. Direktörün eli ayağı sendin. K aabe KA —0 <i n mentohbnkasıhuyukmrtıahhutııi — Şurada Papasyan hanında bir ko- Müzibe'lyi kalkü TeRtE delişkan bir; * .f)" Berlindeki Konuşmala (Baştarafı 1 inci sayfada) nun Berlin ziyaretini tefsir eden Ti - mes gazetesi, İtalya ile Almanyanın, görünürde, bugünkü siyasi meseleler üzerinde uzlaşmak ve kendilerini ile- ride tefrik edecek mahiyetteki mesele- leri de şimdilik tehir etmek istedikleri- ni söylemektedir. Bu gazete, ilâveten diyor ki: «Almanyanın güttüğü başlı- ca gaye hiç şüphesiz Sovyet Rusyasını Fransadan ayırmaktır.» Manâlı Noktalar Berlin, 21 (A.A.) — Havas ajan- sından: İtalyan gazetelerinin B. Ciano'nun seyyahatine günlerdenberi bir çok say- falar tahsis etmekte olmalarına muka- bil Alman gazeteleri, bu seyahat hak- kında mütalealar serdine ancak dün başlamıştır. İki tarafın hattı hareketi arasında- noktalar hakkında şimdiden _' hasıl olmuş olduğuna dair olar rilen acele haberlere itimad edi sini ihtar etmektedir. Alman mahafili, ketüm € maktadır. Berlin, 21 (A.A.) — sı bildiriyor: İtalya Dış Bakamı Kont Ciâf gün Hitler gençliğinin buy“k zahürüne iştirâk etmiştir. Tezâ ta 20 bin gençlik âzası hazif ” muştur. Gençlik teşkilâtının $©? B. Baldur Fon Şirah ile birlikte Kont Ciano şiddetli alkışlarla £& mış ve bölge şefi B. Aksman'ıl geldiniz» hitabesinden sonra $? gelerek, Almanyada İtalyan 8€ ne karşı hararetli bir dostluk hassis bir gençlik mevcut oldul ki bu fark, manâlıdır. Bu fark, bir çok Musoliniye iblâğını rica etmiştif: Çimento ihtikârı Bir müddettenberi piyasada çimen- to ihtikârından bahsedildiği gibi müte- addit yazılarımızla, biz de, bu hâdise- yi daha evvel tesbit etmiş bulunuyo - ruz. Bazı alâkadarlar bu işin mes'uli- yetini ikinci ve üçüncü smnıf tüccarlara atfetmekte iseler de hakikat şöyledir: Kartal, Darıca, Eskihisar ve Zeytin- burnunda bulunan çimento fabrikaları birleşerek bir anlaşma yapmışlardır. Piyasayı bir elden idare etmektedirler. Çimento tüccarlarına, çimentoyu İs - tanbulda Zeytinburnu fabrikası ver - mektedri, Diğer fabrikalar ise başka ta- raflardan yapılan talepleri karşılamak vazifesini üzerlerine almışlardır. Bir müddet evvel torbası yüz kuruştan tüc- cara, istediği kadar verilen çimento, bi- lâhara verilmemeye başlanmıştır. Fab- rikalar tüccara istediği kadar değil, ken di istedikleri kadar mal vermeğe başla- mışlardır. Bu ayın beşinden itibaren de hiç vermemektedirler. Ancak İstanbul içindeki inşaat durdurulmasın diye e- linde ruhsatnamesi bulunan inşaat sa - hiplerile müteahhitlere birer mikdar çimento verilmeğe başlanmıştır. Tücca- rın iddiasına göre, çimento bulamadı- ğı için satamamaktadır. Halbuki inşa- at ve saire maksadile fabrikadan çi - mento alanlar bunları yüzde on ve yüz- de yirmi kârla tüccara devretmektedir- ler, Tüccar da güya, başka suretle mal tedarik edemediğinden, bu muameleye rıza göstermeye mecbur kalmış ve ih- tikâr da bu yüzden başgöstermiştir. Öğrendiğimize göre Zeytinburnu çi- — Ma.tmazel Muallâl Dediği wvakit yüzünde, — gözlerinde mana belirirdi. Ne kibar, ne cana ya- kın adamdı o! Buradaki müdürümüz öyle değil; kendisini beğenmiş, titiz, huysuz bir adam amma neme İâzım, bunun da eli açık. — Muallâ bu sözleri yarım bir dikkat- le takip ediyordu. İçinde bir telâş, bir helecan: — Acaba beni alacaklar mı? Diye bir korku vardı. Biraz evvel kendisini küurtarabildi- ği o mülevves kuyudan sonra nereye Geniş ve aydınlık bir odaya girdi - |ler. Burada bir kaç memur çalışıyordu. Nezihe bunları tanıttı: — Bay Kartal, muhasebecimiz,. Bay (Gözen, veznedarımız.. Matmazel Ka- rayan... Sonra onlara döndü: — Size her zaman kendisinden bahsettiğim arkadaşım Bayan Mu- Müdür elli yaşlarında uzun boylu, tıknazca ve manasız yüzlü bir adam- dı. Muallâ ile iki üç dakika almanca konuştuktan sonra tatlılaştırmağa ça- ledi: — İşimiz çok aceledir bayan. He - |Almanyaya yazılacak bir çok mektup-' lıştığı boğuk ve mağrur bir sesle söy-|yor. tahakkuk e â almış ve fabrikanın çıkardığı © raya devredildiği için tüccarın l bulunan çimento venlememeye : mıştır. Tüccar, Ticaret odasına ? caatla vaziyetin ıslahı Iı.ur,uı:nul!a etmiştir. Keyfiyet Ticaret odasi © fından tetkik edilmektedir. Tict? dasının yaptığı tetkikatın sonune tada ihtikâr mevcut olduğu tal 5e etmiştir. Bunun için bir rapor #i lanmaktadır. Fakat bu ıırııı.sınrıeleI vi pıladursun, ihtikâr da alabildiğti | vam etmekte ve bir torba çimelt ”'i rine ve adamına göre 130 . 140 İ şa kadar satılmaktadır. | Filistinde bir Arap idam mahküm edildi — Londra, 21 (Hususi) — Fili çinl î örfi idare gece yarısına kadar Hiyl mıştır. Bu tedbirin gelecek hafta Fij men kaldırılması muhtemeldir. B Yafada, geçen Nisan ayında iki * diyi öldürmekten suçlu bir / "';; | ma mahküm edilmiştir. Bu karâl * diye kadar verilen ikinci idam B* Romanya Başvekili Belgrat” Belgrat, 21 (A.A.) — Tataresk'iy sabah buraya gelmiştir. Ziya | susi mahiyette olduğu beyan €Ti olmasına rağmen Hariciye Nez8t''iy gitmiştir. Bazı siyasi müşahitler, (ij reskunun Yugoslav - Romen iliT y Kral Karol'un muvafakatini iblâ& — cegini beyan etmektedn-ler lar var, Bunların hülâsasını ıı# çe olarak söyliyeceğim, siz doğf" |doğruya yazacaksınız. İşiniz almanca olacaktır. Matmazel K frandızca muhaberatı;, Bayan N© '_ | de türkçeleri yapıyor. Size _’ı_;,' V 75 lira verebileceğim. Bir kaç ay 75 " J bu aylığınızı arttıracağımı ümit F | rim, ' ü * " Muallâya dünyaları verselel'ö kadar sevinmiyecekti. a — Bu ay sonunda evimizi ipo*” mek mecburiyetinde kalmıya tık. Yavaş yavaş İsmete, dadl! j bakkala olan borcumu da ödiy J gim. Sonra Bediaya istediği © ! |dâ yapabilirim. 75 lira çok bir. | değil, öteki şirkette iken aldığıf —| lira ile ancak geçiniyorduk am!” 4 vakit lüzumsuz masraflarımız 9” du. Şimdi biraz idare ile pekâ“ W nebiliriz. Yeter ki Bedia tekrar * lanmasın! Delişmen filân amma zavallı ” ne kadar zamanında mıdnd““. til On beş gün sonra evi Ellm”' dığına rehin etmek mecbu — Bay'an Dalmen, pıh'“ ALLI İd' : Muallânın kulagmch eski € K rünün lmlın ve tatll sesi çınlıyo ? B A, F b zar -3f HB L

Bu sayıdan diğer sayfalar: