MAĞA GÜ # V ST ZT ÇAA NESU V GÜDŞ UAĞA SNĞ , G V SAA GAR S N f $ b MTTOT Polis karakouna bir sarhoşun yaptığı şaka Komisere azizlik eden adam “ Ankara caddesinde herkes tabanca ile birbirine girdi,, diye bütün polisleri Babiâli caddesine koşturdu Servet isminde sarhoş bir adam hud mahkemesinde duruşması yapı- Eminönü merkezine gelerek ve ora-|lacaktır. daki polislere telâşla: — Ne duruyorsunuz? Ankara cad- desinde herkes tabancasını çekti. Bir- birine girdi. diye haykırmıştır. Bu haber üzerine bütün — polisler sür'atle Ankara caddesine koşmuşlar, fakat Ankara caddesine vardıkları za- man her şeyin hali tabilde olduğunu, iç kimsenin tabancasını falan çekme- diğini görmüşlerdir. Ve derhal kara- kola avdet edip Serveti yakalamışlar- dır. Servet o zaman gülerek : — Canım inandınız mı? Sizinle şa- ka ettim, demiştir . Servet hakikaten tanıdığı bir ko- misere azizlik “etmek istemiş ve — sar- hoşlukla şaka olarak bunu intihap et- miştir. O şaka ettiğini iddia ededur- sun hakkında cürüm tasnii maddesin- den zabıt varakası tutularak adliyeye sevkolunmuştur. Bugün cürmü meş- Cürmü meşhut davasına ilk giren avukat Dün cürmü meşhud mahkemesin- de ilk defa olarak bir kadın kendini müdafaa ettirmek için bir avukat tut- müuştur. Hâdise şudur: Tophanede oturan Eleni isminde bir kadının ev sahibi Cemal, evine ta- arruz ederek Eleniyi tokatlamıştır. E- leni vak'ayı derhal polise şikâyet et- miş ve suçlu ile şahitler müddeiumu- miliğe ve oradan da mahkemeye sev- kolunmuşlardır. Eleni avukat — İrfan Emini vekil tutmuştur. Şahiş olarak Hasan, Şükrü, Seyf- naz dinlenmiş, şabitlerin iladeleri ara- sında mübayenet görülmüştür. Suçlu Cemalin sabıkası olup olma- dığını tahkik zımnında muhakeme ya- rına bırakılmıştır. İlk adım atılıyor (Baştarafı 1 inci sayfada) tından çekileceğini bildirecektir. Ademi müdahale komitesi bu haf- tanın sonuna kadar toplanmadığı tak- dirde, Sovyetler bu toplantının yapıl- masını dahi beklemeksizin kararlarını bildireceklerdir . Sovyet Gazetelerinin Neşriyatı lir ve bunları koruyabilir. Böylelikle de yeni ve emirlerine muti hükümett ler kurabilirler. Bunun aksini iddia edenler faşistlerin nazarında Avrupa- nn sükünunu ihlâl etmekte ve harp tehlikesini tevlit eylemektedirler. Almanya, İtalya ve Portekizin &- silere herkesçe malüm olan yardımı i- Moskova, 21 (ALA.) — Kollektif le tanzim komitesinin atöletini mev- cinayet serlevhalı başyazısında Jurnal | Ztubfitseden ayni gazete diyor ki: de Moscou gazetesi, Londra komite- «Bu arada âsilere harp malzemesi sinin usul hakkında aldığı — vaziyeti| verenler, hareketsiz kalımamakta ve müstehzi bir lisanla mevzuubahs et-|eserlerine devam etmekte ve müşte- tikten sonra diyor ki: rileri Madrit üzerine yürümektedir. «Faşistlerin noktai nazarınca Av-|Bu ahval altında Londrada kabul edi, rupanın emniyeti, diğer memleketle-|len usul meşru İspanyol hükümetine rin işlerine müdahale etmemek ve bu| e sulha karşı kollektif bir cinayet| Sevyetlerin ademi müdahale komite- memleketlerdeki dahili ihtilâllere yar- dim etmemek prensibi yalnız demok-| — Sovyet hükümeti her şeyden evvel ratik ve diğer hükümetleri mutavaata |bu cinayete iştirlk mes'uliyetinden ay- mecbur etmekte, fakat Faşist hükü-|rılmalıdır. Şuna emin bulunabilir — ki metleri böyle bir mecburiyet altına|Sovyetler Birliği hükümeti ebediyen sokmamaktadır. Bu hükümetler, İste-| abekleme salonunda» kalmak istemi- SON POSTA Sineklerle Mücadele İstanbulun çöp derdimi ve sinek isti- Jâsını bertaraf etmek için çöplerin ya- kılması ve çöp fırınları yapılması ka- rarlaştırılmıştır. Belediye Kâğıthane - ye inen yol üzerindeki eski bir taşoca- ğını çöp fırını yapmak üzere hazırlık- lara başlamıştır. Bu ocağa giden vol, ağır çöp kamyonlarının geçebileceği şe- kilde tamir edilmektedir. Gerek Meci- diyeköyü ile diğer çöp istasyonlarında- ki ve gerekse Unkapanı çöp iskelesin- deki bütün çöpler buraya nakledi'erek yakılacaktır. - Bittabi bu fırın İstanbu- lun bütün ihtiyacına cevap vermiye- ceklir. Bu noklayı da gözönünde bu- Junduran Belediye çöp yakma fırınla- rı adedini çoğaltmağa karar vermiştir. Şehirden uzak mıntakalarda mütead- dit çöp fırınları vücude getirilecektir. Belediyede teşkil edilen bir komisyon şehir haricindeki muhtelif yerlerde tet- kikat yapacak ve çöp lırınları yapılma- ğa müsait yerler tesbit edilerek rapor verilecektir. Şehir haricinde bulunan metrük taş ve kireç ocaklarından bu hususta istifade yolları düşünülmekte- dir. Dün vali ve belediye reisi Muhit- tin Üstündağ daimi encümen azalarile bir toplantı yaparak bu meselenin hal- li için icap eden şeylere sarfedilecek pa Tanın bir an evvel tedariki işini görüş- müştür. Temizlik işleri müdür vekili Kemal dün gene gerek Mecidiyeköyün- de ve gerekse yeni çöp fırınında tetki- kat yapmış ve Mecidiyeköyündeki çöp- lerin nakline nezaret etmiştir. Macaristan İngiliz dostluğunu Temine çalışıyor Budapeşte, 21 — Başbakan Daranyi bugün Mecliste hükümetin beyanname sini okumuştur. Başbakan demiştir ki: — Diş siyasaya gelince şimdi mer'i prensiplerde hiç bir değişiklik yapıl - mayacaktır, Bütün Macaristan İngilte- renin dostluğunu temin etmek ve kar- şilıklı menfaatlerin tanmmması şartile Fransa ile de bir dostluk havasının in- kişafını görmek arzuszundadır. Peşte, 21 (Husust) — Yeni Başvekil Darany ile Hariciye Nazırı de Kanya- nın gelecek ay zarfında Romayı ziyaret edecekleri söylenmektedir. Salâhiyet - tar mahafil bu hususta ademi malümat beyan etmektedir. ticeleri çıkaracaktır. Paris, 21 (Radyo) — Siyas! mahafil sinden çekileceğine muhakkak nazarile bakmaktadır. İyi haber alan membala- ra göre, Moskova hükümeti daha şimdi- den İspanyol limanlarına büyük mik- darda mühimmat ve harp malzemesi göndermiştir. İspanyol âsileri Sovyet fabrikalarının alâmetlerini taşıyan bir dikleri yerde ihtilâle sebebiyet verebi-'yecek ve bu vaziyetten lâzımgelen ne-| çok silâh iğtinam etmişlerdir. X Bu sözlerden sonra çirkin bir bakış, kaba bir gülüş: — Sen şimdiye kadar rüyanda bile otomobille gezmedin hal Muallâ artık dinlemiyordu. Yüzü - ne kamçı ile vurmuşlar gibi birdenbi- re kuüvvetini ve iradesini bulmuştu. Hiç bir söz söylemeden mantosunu kapamış, eldivenlerini giyerek sakin adımlarla dışarıya çıkmıştı. Kuduran bir şes arkasından bağı - u, — Ne oldun? Sözlerim hoşuna git- medi mi yoksa? Dur, gitme canım, amma da titizmişsin sen de hal Sana bir de manto yaparız.. Aylığını elli li- taya, altmışa çıkarırız. Sende bu en - dam olduktan sonra... Ancak köprü üstünde rahat nefes alabilmişti. Orgya kağar, arkasından birisi kovalıyormuş gibi soluk soluğa koşmuştu. Kendi kendisine tekrarlı - yordu: — Her şey, fakat bu değil.. Hayır, Tere “Son Posta,, nın edebi tefrikası: 7 — Yazanı Muazzez 'I’ılıılıı Berkand Tünele gireceği sırada birisi kolun- dan tutup çekti: — Muallât — A.. Nezihe, nasilsın? — İyiyim kardeşim... Sen biraz zayıflamışsın ;istirahat etmek sana yaramıyor galiba... Hasta mı oldun yoksa? — Hayır, hastalanmadım. Fakat iş- sizlikten içim sıkılıyor.. günlerimi öl-|. dürmek için tekrar çalışmak istiyo - rum, — Nasıl, sen iş mi arıyorsun? — Evet. — Adamakıllı bir yer bulabildin mi bari? — Henüz bulamadım. Biliyorsun ya bu sırada öyle kolay kolay iş bu - lunmuyor. Nezihenin birdenbire gözleri parla- maşti. Muallânın gözlerinde bir ümit ışığı parlamıştı. Alâka ile arkadaşına sor- du: — Sen nerede çalışıyorsun? — Şurada Papasyan hanında bir ko- misyoncunun yanındayım. İşler bu sı- rada pek çök; patron Almanya ile ye- ni işler yapmağa başladı, bunun için iyi almanca bilen bir memur aradığı- nt dün söylüyordu. Birisini bulmamış- sa hemen seni alır. Nezihe iyi kalbli fakat delişmen bir kızdı. Muallâ onun tavsiyesine pek güvenemiyeceğini bildiği halde gene koluna sımsıkı sarılan arkadaşını ta- kip etmekten kendini alamadı. O, dur- madan söylüyordu: — Ah, tekrar beraber olursak ne iyi olacak kardeşim! Burada da iyi ar- kadaşlarım var amma seninle beraber geçen beş altı seneyi ömrümde unu - tamam. Doğrusunu söylemek lâzım gelirse şimdi çalıştığım bu ticaret evi bizim | Berlind (Baştarafı 1 inci sayfada) nun Berlin ziyaretini tefsir eden Ti - mes gazetosi, İtalya ile Almanyanın, görünürde, bugünkü siyasi meseleler üzerinde uzlaşmak ve kendilerini ile- ride tefrik edecek mahiyetteki mesele- leri de şimdilik tehir etmek istedikleri- ni söylemektedir. Bu gazete, ilâveten diyor ki: «Almanyanın güttüğü başlı- ca gaye hiç şüphesiz Sovyet Rusyasını Fransadan ayırmaktır.» Manâlı Noktalar Berlin, 21 (A.A.) — Havas ajan- sından: İtalyan gazetelerinin B. Ciano'nun seyyahatine günlerdenberi bir çok say- falar tahsis etmekte olmalarına muka- bil Alman gazeteleri, bu seyahat hak- kında mütalcalar - serdine ancak dün başlamıştır. İki tarafın hattı hareketi arasında- ki bu fark, manâlıdır. Bu fark, bir çok eki Konuş'v noktalar hakkında şimdiden BiT hasıl olmuş olduğuna dair olar rilen acele haberlere itimad c sini ihtar etmektedir. Alman mahafili, ketâm € maktadır. Berlin, 21 (A.A.) — Almafi sı bildiriyor: İtalya Dış Bakanı Kont Ciâff gün Hitler gençliğinin bi zahürüne iştirâk etmiştir. T" ta 20 bin gençlik âzası hazıf müuştur. Gençlik teşkilâtının $€ B. Baldur Fon Şirah ile birlikt Kont Ciano şiddetli alkışlarla ” mış ve bölge şefi B. Aksman geldiniz» hitabesinden sonra gelerek, Almanyada İtalyan ne karşı hararetli bir dostluk ile' hassis bir gençlik mevcut oldu Musoliniye iblâğını rica etmiştifi Çimento ihtikârı j tahakkuk et Bir müddettenberi piyasada çimen- to ihtikârından bahsedildiği gibi müte- addit yazılarımızla, biz de, bu hâdise- yi daha evvel tesbit etmiş bulunuyo - ruz, Bazı alâkadarlar bu işin mes'uli- yetini ikinci ve üçüncü sınıf tüccarlara atfetmekte iseler de hakikat şöyledir: Kartal, Darıca, Eskihisar ve Zeytin- burnunda bulunan çimento fabrikaları birleşenek bir. anlaşma yapmışlardır. Piyasayı bir elden idare etmektedirler. Çimento tüccarlarına, çimentoyu İs - tanbulda Zeytinburnu fabrikası ver - mektedri. Diğer fabrikalar ise başka ta- raflardan yapılan talepleri karşılamak vazifesini üzerlerine almışlardır. Bir müddet evvel torbası yüz kuruştan tüc- cara, istediği kadar verilen çimento, bi- lâhara verilmemeye başlanmıştır. Fab- rikalar tüccara istediği kadar değil, ken di istedikleri kadar mal vermeğe başla- muşlandır. Bu ayın beşinden itibanen de hiç vermemektedirler, Ancak İstanbul içindeki inşaat durdurulmasın diye e- linde ruhsatnamesi bulunan inşaat sa - hiplerile mütecahhitlere birer mikdar çimento verilmeğe başlanmıştır. Tücca- rın iddiasına göre, çimento bulamadı- ğı için satamamaktadır. Halbuki inşa- &t ve saire maksadile fabrikadan çi - mento alanlar bunları yüzde on ve yüz- de yirmi kârla tüccara devretmektedir- ler. 'Tüccar da güya, başka suretle mal tedarik edemediğinden, bu muameleye rıza göstermeye mecbur kalmış ve ih- tikâr da bu yüzden başgöstermiştir. almış ve fabrikanın çıkardığı M raya devredildiği için tüccarın bulunan çimento verilememeyt mıştır. Tüocar, Ticaret odasına eaatla vaziyetin ıslahı lüzumuna etmiştir. Keyfiyet Ticaret odasi fından tetkik edilmektedir. Tictt dasının yaptığı tetkikatın sonult tada ihtikâr mevcut olduğu tâ etmiştir. Bunun için bir rapor lanmaktadır. Fakat bu muamelt pıladursun, ihtikâr da alabildiğit vam etmekte ve bir torba çimet rine ve adamına göre 130 . 140 şa kadar satılmaktadır. Filistinde bir Arap idi mahküm edildi Londra, 21 (Husust) — Fi örfi idare geca yarısına kadar mıştır. Bu tedbirin gelecek hafta f men kaldırılması muhtemeldir. Yafada, geçen Nisan ayında iki diyi öldürmekten suçlu bir A ma mahküm edilmiştir. Bu karâi diye kadar verilen ikinci idam İf dir. Romanya Başvekili Belgra&” Belgrat, 21 (ALA.) — Tatareski susi mahiyette olduğu beyan olmasına rağmen Hariciye Nezâ gitmiştir. Bazı siyasi müşahitlef; reskunun Yuğgoslav - Romen (ti mento fabrikası büyük bir taahhüt işi — Matmazel Muallâl seni benimsiyen, seni takdir eden bir mana belirirdi. Ne kibar, ne cana ya- kın adamdı ol Buyadaki müdürümüz öyle değil; kendisini beğenmiş, titiz, huysuz bir adam amma neme lâzım, bunun da eli açık. Muallâ bu sözleri yarım bir dikkat- le takip ediyordu. İçinde bir telâş, bir helecan: Kral Karol'un muvafakatini iblâ$ ceğin! beyan etmektedirler, lar var, Bunların hülâsasını size çe olarak söyliyeceğim, siz doğ doğruya yazacakâmız. İşiniz almanca olacaktır. Matmazel frandıdca muhaberatı, Bayan de türkçeleri yapıyor. Size 75 lira verebileceğim. Bir kaç ay * bu aylığınızı arttıracağımı ümit rTim. * Muallâya dünyaları verselerdi — Acaba beni alacaklar mı? kadar sevinmiyecekti. Diye bir korku vardı. — Bü ay sonunda evimizi #W Biraz evvel kendisini kurtarabildi- mek mecburiyetinde kalmıyacı çu ği o mülevves kuyudan sonra nereye ı'ıbgl!q ç ydmlıılhi odaya girdi eniş ve a ir .i Ş K b n _iım.SonuBodııyıh(odıll a Nezihe bunları aat SENYORİÜ aa yapebilirim. 75 lira çok bir #iği — Bay Kartal, muhasebecimiz.. Bay |değil, öteki şirkette iken aldığiff | İCözen, veznedarımız.. Matmazel Ka-|lira ile ancak geçiniyorduk am? | rayan... vakit Kizumsuz masraflarımız 0 Sonra onlara döndü: du. Şimdi biraz idare ile pekâlâ © — Size her zaman kendisinden |nebiliriz. Yeter ki Bedia tekrar tık. Yavaş yavaş İsmete, dadımi bakkala olan borcumu da ödiy&? eski şirketimize pek benzemiyor am -| Pahsettiğim arkadaşım Bayan Mu- lanmasın! ma bu zamanda öyle armudun sapı, |*!lâ Dalmen. üzümün çöpü diye — müşkülpesentlik etmeğe gelmiyor. Eskileri hatırlıyarak kederli kederli|dı. Muallâ ile iki üç dakika almanca|kalacaktım. — BSenin gibi bir memur için her|içini çekti. — Neydi o şirketteki günlerimiz hal |lıştığı boğuk ve mağrur bir sesle söy-|yor. zaman iş bulunur kızım. i Şşir « kette beş altı sene birlikte çalışmış -| İstediğin saatte gel, istediğin tık, Tekrar benimle ayni büroda ol -|çık... Senede üç ikramıye.. bir ay tatill mak istersen hemen gel, seni bizim| — Hele sen büsbütün âmir gibi bir| men bugünden başlamanızı istiyorum. . İşeydin. Direktörün eli ayağı sendin. |Almanyaya yazılacak bir çok mektup- müdüre takdim edeyim, saatte |ledi: Delişme: nliHıııuııııvln' me » t | Müdür elli yaşlarında uzun boylu, |ti! On beş gün sonra evi a tıknazca ve manasız yüzlü bir adam-|dığına rehin etmek mecbur! konuştuktan sonra tatlılaştırmağa ça-| — Bayan Dalmen, patron " Muallânın kulağında eski CW — İşimiz çok aceledir bayan. He -|rünün kalın ve tatlı sesi çınlıyo"