3 Ekim 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14

3 Ekim 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 14
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

” —F M T TT t mamh — mma, pek o kadar ir Gövur A ehmedin Yeni M aceraları Son Posta'nın » — Ben biliyorum, ©o mel'ünların ne yapmak istediklerini.. fakat, ben on- lardan daha çabuk davranacağım. Diye söylendi. Bu heyecanlı konuşma, kemancı Fernandez'e büyük bir merak vermiş- ti. Bir kaç defa, İbo ile Gâvur Mehme- din sözlerini keserek konuşulan şeyle ri öğrenmek istemişse de; İbo, ehem- miyet vermiyerek söze devam etmiş- ti. Şimdi söz burada biter bitmez, İbo başını ona çevirdi. Gâvur Mehmedin anlamadığı o garib lisan ile konuşulan " eözleri tamamile nakletti. Kaemancı Fernandez, başını ellerinin arasına aldı. Dirseklerini dizlerine da- yadı. Derin bir heyecan ile düşünme - ye başladı: Defci İbo, büyük bir sevinç içinde: — Buldum.. buldum. Diye haykırdı... Evvelâ, kemancı Fernandeze bir şeyler söyliyerek onu| temin ettikten sonra, Gâvur Mehmetle konuşmaya başladı: — Dostum!.. Sen adamakıllı para kazanmak ister misin?.. — İşin içinde, can tehlikesi olma - mak şartile... Çünkü başımda, tam altı tane kopil var. Karı, yedi. İhtiyar a - nam, sekiz. Büyük kız kardeşim, do-| kuz. — Yeter... — Yeter deme dostum... Tavuk su içer de, nasıl Allaha bakarsa; bunların hepsi de bana bakıyor. Ben, şöylece kuyruğu titrettim mi — Hayır; dostum, hayır... Bizim göreceğimiz iş, kimsenin kuyruğuna dokunacak iş değil... Şöylece, bir iki saatlık bir iş. Anlat bakalım da; işime gelirse Evvelce de söyledim ya?.. Ben para için takkesini gökyüzüne a - tan bir adamım. Tek, tehlikesi az ol - sun. — Hiç bir tehlike yok, dostum... Sadece bir ayazmaya gireceğiz. Ora - daki duvardan, bir kaç taş sökeceğiz. — Sonra?.. — Sonrası yok. İşte o kadar. — Ondan sonra ben çıkıp gidebile- €ek miyim?.. — Eğer istersen, bizimle kal. Belki bize, sonra da faydan dokunur. Sen de © hisbette para kazanırsın... Yok eğer istemezsen, çıkıp gidebilirsin.. Buna kat'iyyen mâni olmayız. — Ben, bu işi bir şartla kabul ede - rim, . — Çabuk.. şartlarını söyle. — Birincisi; bana verdiğiniz baftalık parayı geri almıyacaksınız. — Pekâlâ.. almayız. — İkincisi, bu iş için vereceğiniz parayı da peşin vereceksiniz. — Bü iş için'ne istiyorsun? — Beş lira. — Çok. — On para eksik almam... Çunku düşün, Ayazmaya gireceğiz. Oranın duvarından taş koparacağız. Bu, ne günah şey... Ben, bu günahı affettire- bilmek için üç sabah (Meryem Ana) kilisesine giderek üçer mum yakmalı- yım., papasların tepsilerine para atma- hyım.. fukaralara sadaka dağıtmalı - yım... İşte, paranın yarısı, gitti demek- tir. — Pekâlâ.. kabul — Verin bakalim. beş Hirayı: Defci İbo, duraladı. Kemanci Fer - mnandeze bir şeyler mırıldandı. İkisi de arandı. Tarandı. Fakat ceblerinden çı- karı para azdı. Gâvur Mehmet, insafa geldi. yerum. Yanınızda galiba u- ne âlâ... — Anlı fak pora kalmamış.. eh, olur ni rehin vers da kalsin. lâzım olur... 2.. Ben, biraz a » ısafsız değilim, zabıta romanı: 88 Dedi. İbo, bu sözleri Fernandeze tercüme eder etmez; kemancı hiç tereddüd et - meden yeleğinin cebinden sarkan kor- donu çıkardı. Memnuniyetle Gâvur Mehmede uzattı. Gâvur Mehmet, kardonu aldı. Avu- cunun içine koyarak bir iki defa tart- tı: — Tamam.. bu iş de bitti. Şimdi, bir duvarcı irgadi gibi emrinize tabim... Söyleyin bakalım, hangi ayazmanın duvarı sökülecek?. Diye miırildandı... di: — Dostum!.. Mademki, bizim için |ciddi bir tehlike yok, diyorsun. Şu hakle buradan kalkıp, — Ayvansaraya gideceğiz. | — Hay, hay... lâkin, tehlike yok diye, kendimizi ortaya atmamalıyız. İhtiyatı elden bırakmamalıyız... Hat- bi bana kaheon; birbirimizden, ayrilışe” hyız. Giderken, üçer beşer adım ayrı gitmekle beraber, birbirimizi gözden Kiormakaye SişmeğiZ TTTT — İsterseniz, şöyle bir tertib yapa- Gideceğimiz yeri, tabit sen bil - diğin için, öne geçersin... Bu çelebi de senin arkandan gelir. Ben, şâyet ar - kadan bir hücuma uğrarsak, sizi ka - çırmak için en geriye kalırım... Nere- ye kadar gideceksek, böylece gideriz. — Münasih... Yalnız bir şey var. Duvarı sökmek için ya, bir kazma.. veyahut bir küskü lâzım. Onu nereden tedarik edeceğiz?.. — Vallahi, dostum.. ben, buraların acemisiyim .Eğer bizim Samatyada ol- sak, size koca bir demirci dükkânı ge- tiririm. — Dur!.. Aklıma geldi. Sen, bece- rikli bir adamsın... Şimdi, Ayvan - saraya gider gitmez, biz seni bir yer - de bekleriz. Ben sana, şu çakımı veri- rim, Evimi de tarif ederim. Doğruca bizim eve gidersin, Bu çakıyı, bizim karıya gösterirsin. Ondan bir kazma istersin. İbo, cevab ver - rz... CArkası var) ——— krvır n Çrrer SON POSTÖ— Son Posta'nın siyasi tefrikası 1 y adarı & İttihatçılar Devrinde / MUHALEFET © Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı Nasıl oldu? —-—72- Yazan: Ziya Şakir İttihatçılar, şahıslar ve şahsiyetler üzerinde oynuyorlar, istikbali tehdit edecek hâdiseleri makul cereyanlara sevkedecek kiyaseti gösteremiyorlardı 4 Biz, gayri müslim milletler; Osmanlı bayrağı altında toplanmakla beraber; bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da eski imtiyazlarımızı muha - fata etoseliyiz.. (Adamij: merhezi - yet - veyahut - tevzii mezuniyet) me- öelesine geliğce; medent mamlekeilör de, bütün devlet ve milletler, bu usulü takib ediyorlar. Her milletin mukad- deratını, kendi ellerine teslim ediyor- lar. İşte, hakikt müsavat buna denilir. Ve Osmanlı hükümeti de bu usulü tat- bik ederse, ancak o zaman meşrutiye- tin feyzini görebilir. . Bü - mller “tlüamla presü: Seba haddin beyin sözleri idi. (Eski imtiyaz- lar) meselesi hakkında bu zâtın ver - diği vaad ve teminat, Fener Patrikha- nesini nasıl memnun ve mesrur etti i- öüTeK tabikde kiş Pökrik İemitlyen elendiye de pek tatlı ve-cazib gelmiş - ti. İzmirliyan efendi, siyast fikirlerini böylece ortaya koyduktan sonra, ken- di milletini de intibaha davet ediyor; ezcümle, şu sözleri söylüyordu: —Ermeniler, elân ca'li ve zahirf nü- mayişlerden vazgeçmediler. Bu gibi â- di nümayişlerden, ne çıkar. Faaliyet, ve gayret İâzımdır. Hiç bir işe yaramı- yan nümayişler, belâhattan başka bir şey değildir. Ciddiyet dairesinde (icrâ- yıamel) lâzım. (Yaşasın) sesleri, hiç bir kıymeti hâiz değildir. Asıl matlüb olan, (milletin meşru haklarını taleb) etmektir. Kendine göre (meşru haklar) mı tesbit etmiş olan bir milletin en büyük reisi tarafından söylenen şu sözlere, her halde mühim bir kıymet ve ehem- miyet vermek lâzım geliyordu. Halbu- ki ittihatcılar; daha hâlâ şahıslar ve şahsiyetler üzerinde oynuyorlar; (bü- yük meseleler) in, ve istikbali tehdid edecek olan (büyük hâdiseler) in her tarafını görecek, ve mâkül cereyanlara sevkedecek derecede kiyaset göstere- miyorlardı. Patrik İzmirliyan efendinin nâzik, siyasi ve usturuplu bir lisan ile söyle- diği sözleri, Rum patriği Yuvakim e- fendi daha açık ve sarih bir lisan ile söylüyor: — Rum milletinin emellerini tat « min etmiyen bir intihaba, kat'iyyen iş- tirâk edilemez, Kim buna cesaret eder- se, (afaroz) ederim. Diyordu. Prens Sabahaddin ve Ali Kemal beylerle samimi bir dostluk tesis eden.. ve, ittihatcılara karşı (tedafül) bir (it- tifak muahedesi) akdeyliyen patrik Yuvakim efendinin bu sözleri, Rum unsurunun ağır başlı kısmını hoşnud etmiyordu. Çünkü bu akıllı zümre; meşrutiyetin daha ilk aylarında itti - hatcılar « ve, ittihatcıların temsil et - tikleri (Türk milleti) - ile bir ihtilâf çıkarmanın iyi bir netice vermiyeceği- ni idrâk ediyordu... Bu idrâki Türk dostlarının haricinde kalan şarlatan, şi- marık ve sivri kafalı gürüh ise, henüz pek zayıf ve âciz olan (Babıâli) üze - rinde tesir yaparak, (bütün millt emel- ler) ini, hükümete cebren yaptırmak tarafını İltizam eyliyordu. Patrik Yuvakim efendinin (siyaset ordusu) na mensub olanlar, bir (milli program) tanzim etmişler ve bunu (Selânik) de bulunan (Odnanlı İtti - had ve Terakki Cemiyeti - Merkezi u- mumisi) ne ve sonra da bu prog - ramı, (Rumların programı) başlığı a- tında kendi gazetelerinde neşretmiş - lerdi... Bu programı tanzim edenler, (Rumların programı) - kelimelerini kullanmakla, ağzından baklayı çıkar- miş oluyorlar; ve kendilerini başka milletlerden ayırmış oluyorlardı... Ve, aşkolsun bu programı tanzim edenlere ——— ki, hiç olmazsa artık (Osmanlılık) ke* Timesinin rengârenk boyalarla boyan* mış olan maskesini koparıp atıyorlar; ve hakiki çehrelerini gösteriyorlardı.. Doğru söylemek lâzım gelirse; bu. bir (merd) İikti. Nitekim, bu progra * mın en mühim esası da bir tek madde" ye istinad ediyordu ki, o da: (Rum milletinin ve patrikhanenin tekmil imtiyazatına.. ve ondan neş'et eden hukuka riayet edilmesi| Gibi, (meşrutiyeti ve kanunu esasi” * yi hiçe sayan bir taleb) den ibaretti. — Çok tabiidir ki ittihatcılar bu prog* rama İâzım gelen cevabı vermişler; e- ğger her millet ayrı/bir programla orta” ya çıkarsa, artık (Osmanlılık) vahde- İ tinin manası kalmıyacağını ileri süre « — rek bu talebi reddetmişlerdi. O zamanı — Rum gazeteleri ortaya çıkmışlar; şöy- — lece feryada başlamışlardı: İ (Ne hükümete ve ne de (cemiyet) — e, itimadımız yoktur. Çünkü, hakkı - — mizda (müretteb) olarak (bunca ıa—l, addiyat) da bulunulmuştur (Gerek resmt ve gerek nim resmi — şikâyetlerimize ehemmiyet verilmi - yor. Şurada burada vuku bulan (inti- — hab haksızlıkları) na dair muhtelıfl (Rum cemaatları) tarafından (Türk matbuatı) na gönderilen itirazname « $ lerin hiç biri, neşredilmiyor. (Adalet, müsavat) bu mudur?.. — (Biz.. kendimiz için bir şey istemis — yoruz. Yalnız (nüfusu mevcudemi - zin), (mâzimizin) ve (tarihimizin), temin eylediği (hukuk) un ihkak edil- mesini taleb ediyoruz. (Hükümeti müstebidenin bile ta - arruzundan mâsün kalan (hukuku sa- © rihamız) 1; genç Türkler, meşrutiyetin — ertesi günü, müsavat ve uhut bay - raklarile mahv ve iptal eylediler.) ÇEğer genç Türkler, haklarımızı gasbetmek fikrindelerse, aldamıyor - — lar.) (Genç Türkler, (idrâk sahibi olma- dıklarını isbat ettiler). Rumlara karşt (küfrânı nimet) de bulundular.) (Genç Türkler, (muvaffakiyetleri- nin kısmı âzâmmı, Rumlara medyün olduklarını unutarak, Rumlar aley « hinde (ilânı adâvet) ediyorlar.) Ve saire... diyorlardı. (Arkası var) * Son Posta * İstanbul Gelir ve Para BORSASI 2 -10 .1936 THDulıtBuçlıı Lira ,14T B. 1'185. ©9 5 Hazine B. 48,00 ç 15 T. B.TI 20,90 | Dahili istikraz 95,75 ©9 78 'T.B. 17100,00 | Devlet Demiryolları Borçları Lira Lira $7,00/ Anadolu Tvel146,55 BSivas Erzurum 99:50)| Anadolu M 43,60 Sosyeteler Eshamı Lira Lira 81.00 | Tet Tremyay 22,50 . . Hi 10, .00 Dumenu 9,25 2 2 Name — 1000 14,75 Merker B. D. İî”f’ İş. B. Nü Kış. fsterin 626,00 || Liret P. Frangı — 16 8865'| Dolar NAKİT Krş Ü20 F. Frangi 000,00|/ 1 Mark 1 Dolar 126/06|| 20 Drahmi 1 İsterlin — 626.0|| 20 Leva 000,00|/ 20 Ley - Kış 00,00 00,0€ 00, 94 || Mübadil Bon, Cv,(0 r320) Gayri » » 000 | 108,00)/ Altın 92 Y7/00'| Mecidiye v0

Bu sayıdan diğer sayfalar: