Hergün Yenice sigaralarının İlhamı Muhittin Birgenemam nhisar idaremizin, çoktanberi, hes ür derdi- var: Sigara içen azalı - m azalımıyorsa bi garalarının rütbe - indiriyorlar. Niçin? Hımu mrmıxn bile lüzum yok, çünkü herkesin kazancı daralıyar, herkes mas- rafını bir taraftan kı Herkesin zancı daralan herkesten kazanmakta o- lan inhisar idaresi de iradı daralı - yor. Bu için ne yapmalı? İnhisar ne düşüne bazı tedbirlere müracaata karar verdi: Reklâm mak ve herkesi tekrar «Yenice» siga irmak için ikramiyeler usulünü bir bunun ye Usulü izaha Bu usul, bi .- mizin bir aralık-çok kul bir usuldür. Gazete kuyucu nmak için bu gibi us re müracaat etmelerini matbı nunu menetmişti; ayni kanun laresine şâmil olmadığ hin bunu yapmı Yazan: azalıyor. ne başka bir usul koydu. et yok, herkes biliyor. zim gaz landıkları kanmaları de- düşünüyorum sı fena değil, r tertip et- k mükem F eler veya |ınmwı_ fena değil. Hattâ » faydası muhakkak bir usul. kat, brn e var ki bir kere de « kik edilse daha iyi olur. Mese İ n ahvalii yetiştiren b r memle tedenberi dikkat kette yetişen bazı güze! zellerini başka memlek gü- “bakları öyleyiz. değildir. selâ, ben y Fakat he i günde fip günün birinde dün vi garalar çıkmamasıdır. zumda daima inkisara uğr r ! bana diyebilir tin ıçıv»ılv: a bildirilen kını kullanarak bildir. Uzun bu sigaraların bazan tıkız. olduğunu benim bildirmeme muhtaç olmıyacak kadar elbet bilir. Neden bir kere de ben yazayım? ki pake âyet hak iş, idare * Doğrusunu söylemek lâzım bugünkü inhisar fiatları Tırık kına orta nevi sigArül tede içirmeğe müsa den vaz geçel hâlkı tekrar yeni: için bir taraftan reklâm yapı yango tertip etmekle berab raftan da gerek tütünü, fekslonu» (**) ıslah eyleri Hrim. Dah yapı'mı rile ne k ufuk bir hata binaenale: bir Tür temek | bir. otomobi öinreie yapabi p t aki , daha iyi t r bir ün bana ara iade bakalım bu vadim ar mıiyım? O da bir mese (*y Direksiyon. (**) İmal Fzaman tu * |tedir. selip alçalmaktadır. e|setmiş ve ezcümle artık karikatür ya- SON POSTA KA Dostsuz muvaffakiyet temin edilemez Kü Binbir denemeden son- ra ilk gramolonu icat e - den ve 20 inci asrın en büyük kâşifi sayılan A - merikalı meşhur Edison. saslarım nun bal Markoni, bas nan, bugün de yeni keşif- ler peşinde koşaı Bütün büyük adamlar tevherlerini kalabalık Mmuhitte yaşadıkları — ve dosta malik oldukları için gösterebilmişlerdir. — Ne kadar bilgili olursanız o- uz ve arka « Tıp âlemine, muhtelif eserleri ile yeni bir veç- he vermiş, ve beşeriye - te en büyük hizmetleri pmış olan Fransız dok- toru Pastör, kurarak radyo - k n İtalyalı Insanlar arasında Sevginin derecesini Tayin eden alet Peştede sinir hastalıkları mütehas- sı profesör doktor Marineksa icad et- bir makine sayesinde bir adamın rine ne kadar sevgi b dvğrıı olarak tayin etmeğe olmuştur. Profesörün bu makinesi kur <sı.n:-avı iki levha ile bir de galvano * metreden ibaretmiş. Önce bu levhalar kimsenin koluna bağlanmakta ve bir e ene muktedir muayene edilen |boru ile galvanometreye rabtedilm Bundan sonra doktor muay ledilecek kimselerin isimlerini birer bi rer söyliyerek galvanometrenin ibresi- i tetkik etmektedir. Doktor muayene ettiği adamın sev- | ibre diğinin ismini söyler — söylemez |harekete gelmekte ve sevgisinin şiddeti nisbetinde ibre yük- ©o adama c en çekillyorum ,, Bir Alman karikatürcüsü ç LT Te a LT lenin serlevhası şudur: «İşden çekiliyorum» Karikatürcü bu makalesinde son za- manlarda rastladığı güçlüklerden bah- M pamaz bir hale geldiğini söylemiştir. Karikatürü yapılanlar hiddetleni - yorlarmış. Bir kaç defa taarruza uğra- miş, söreereeererareeeeARERaRReRRrerEE DA ERERERELALELARA. la: Bana daha Iyi bir taahhüt etsin! * daha izah edeyi çok görmüş bir k emleketten çık ı.r—v'ıiı sigaralarımızdan ne ka ber alabilir ve bunları Balkan i hudutlarından ne kadar le! - Amma bir ş yenice vermey Derdimi biraz niş, a- maları bizim tüt ne muâ inler ve y duna kn ar yelişece İSTER zdı apıdaki Şehitli? ar huduc Bütün gaze | Dört zat Edi lunmuş İ$ TER SÖZ | HERGUN BİR FIKRA |de Parisin akıl hastanelerinden birinde İtedavi edilmekte imiş. | Birho oz yüzündan çıkan dava |şen bir dilenci kadını hastaneye naklet- bahçesine gidebilir. Çünkü bahçeleri-| Mari' İmiz arasındaki duvar alçaktır. Hora -| İNAN ar, iddialarını tapunun kayıtlarile tı ARASINDA Çölde karpuz Sayile bir Ol T l . . Namuslu adam! omobil işletildi Ressam Ratip Tahir bir aralık ta- vukçuluğa merak sarmış, Erenkö- yündeki köşkünde fevkalâde mo - dern ve fenni vuk çiftliği kur- muştu. Günün birinde buraya bir bekçi tutmak lâzım geldi. Ratip, arıya arıya, bir adam bul - du. Pazarlık ederlerken, Ratip bu a- dama: — Bana hak, arkadaş! dedi. Seni bu işe alacağım amma, tavukarın yumurtalarını aşırmazsın, değil mi? Herif: — Tüvbe, tövbe! diye cevap ver- di. Ben namuslu adamım, — beyim, Haram' kat'iyyen el sürmem. İnan- mazsan sor: On yıl, Caddebostanı deniz hammlarında bekçilik ettim de, bir gün olsun denize gi: kanmadım! * 45 Senedenberi Mütemadiyen gülen adam Dünyada en çok gülen adam Fran- Sakin bunun sebe - bini Fransanın neş'eli bir memleket o- luşunda aramayın. Gülme şampiyonu | mış, Fransız mühendislerinden Martino otomobil ile Sahrayi Kebirden geçerken otomabil birdenbire durmuş, ve ne de geri gidebilmiştir. | Mühendis matörü muayene ettiğin- de motörde bir sakatlık almadığı fakat makinenin suyu, sıcaktan tebahhur e- derek bir damla su kalmadığını anla - miştir. - Çölde su bulmanın imkânsız muhakkak bir - felâkete ğı korkusu mühendisi şaşırt - ne ileri olduğundan * uğrıy miştır. Bu arâda yolda yemek için berabe- h karpuzlar hatırına gelmiş, mühendis on tane olan bu karpuzları sıkmış, bunların suyunu çıkarıp maki- neye koyunca makine işlemeğe başla- mühendis de felâketten kurtul - İmuştur. Açlıktan ölen bir perenses Peşte zabıtası bir kasab dükkânına girerken kendisini kaybedip yere dü - şada yaşıyormuş. denilen adam tam altmış yaşında imis, on beş yaşındanberi, yani tam kirk beş senedir gülüyormuş. O zamandanberi Bir Amerikalı muhakemeye müra - mişlerdi. Naklinden biraz sonra hasta- “|eaat ederek komşusunun horozunu da- İnede vefat etmiş ve yapılan otopsi ne- | va etmiştir. Davacı mahkemede şun -|ticesinde açlıktan öldüğü anlaşılmıştı. ları söylemiştir: Dilenci kadının hüviyetini tetkik eden — Ben tavuk meraklısıyım, Bah - |zabıta, bu Biçarenin güzellik kraliçele- çemde tavuk beslerim, tavuklarım meş- nnden Mari Zaksek olduğunu ve Bü- rdir. Bu cinsin bozulma- | yük muharebeden s#onra çok zengin sını istemem, halbuki komşumun ho -| Macar prenslerinden Aladar Porçia ile tozu ara sıra benim bahçeme geliyor. |evlenmiş bulunduğunu tesbit etmiş - Bu yüzden tavuklarımın nesli bozu -| tir. luyor. Prens Porçia iktısadi buhran dolayi- Horozun sahibi de müdafaasını | sile bütün servetini kaybetmiş ve 1929 da kari köca' bitibirinden 'ayrlmışlr” komşumun |dı. Ondan sonra eski hur bir cin Horozun kesilmesini isterim, yapmıştır: — Benim horozum, zellik kraliçesi nin izi bütün bütün ortadan kay- muş, hiç kimse nerede bulunduğu- zumu kesemem, eğer komşum bu ha-/'nu haber alamamıştı. Yuk diğimiz gibi çok feci bir şekilde ölümü Peşte ahalisini pek müteessir etmiştir. mda söyle- lin önüne geçmek istiyorsa aradaki duvarı y Dava Amerikada bi uyandırmıştır. | Stalin İngilizce öğreniyormuş!. l bil- an -|dirdiğine göre, Stalin'in emtile, Sov- yet mekteplerinde şimdiye kadar oku- alâka Sovyet kültür komiserliğinin x İtulan Almanca yerine İngilizce kona- eplerden dolayı in- rklere di iyi yapılmış cakmış. Rivayetlere bakılırsa, Şekspiri as ndan okumak ve daha ziyade zevk ymak için, Stalin İngilizce öğren- l'ıı'::-r başlamıştır. İNANMA! lediyenin itirazile ka racaat ederek belediyenin aley- lSTER nin uf iddiasın ik ede - * bine bi ir dav İNAN İSTER lNAN.le' )i Sözün Kısası Yaya yürüyenlerin Hakkı S görül olursak, E. Talu okaklarda yaya gidenler, Kalü- h nedense hakir r. Kendi tarihimizi karıştıracalğ ski zamanlardakı saltanat bir takım «avam maku « en ata ve Koçuya bin « mek hakkınır nez'eylediğ okuruz. Böylece, atla, araba ile gezmek havas- z olunc yavaş belâdanberi, her © zâhir y ya dolaşanlar y itiba düşmüş olacak. eya &« yaya yürüyenlere ka- mül ını,u :_;b:ı ile gidenlerin, |karşı istil | dar azalmam ve istihkarları zerre ç ğ ün, oturduğu « İnuz şehrin en işlek bir noktasında dü« rüp sokağı tetkik ediniz. ki, yaya yürüyenlerin ek araba veya otomobille gidenleri kdirle « rine, hakaretlerine maruzdurlar. Şo « för hem çarpar, hem paylar.. Arabacı hem devirir, hem de üstelik kamçı şakt- latır. Araba veya otomobilin içindeki müşteriye gelince, öyle manalı bır ba: kışla bakar ki, bu en ağır küfürden de en can yakıcı kırbaç darbesinden da bedterdir. Yaya yürümek, yaya yürüyenlerin indinde bile yakışıksızdır. Onlar üç ku: Tuüş otuz paralık tramvaya kurulup ta iadei itibar etmeğe can atarlar. Bir ak« eksiniz şamüstü, hizanızdan geçecek olan ikine ci mevki bir tramvay arabasma dikkat rin hepsi de eski za » nütekaitleri g yük- yorlardır. ibi etrafa sekten bakarak gi Son zamanlarda yürümeyi moda ha- Hne getiren modern hifzissihha nazarla - bile bu telâkkiyi yenememiş Spor maksadile yay kabahat i i 'vurln'ım; gibi yeleri a tir. tiyenler, bir *klermiş 2 yüs rden ..vıau;ıinu iyice belli etmek için hususi bir kıyafet taşırlar. şti: A « lâkadar makam, şoförlere ve arabacı- lara, sokaklarda yürüyenlerin haklarına riayet etmelerini ve onlara, karşıdan karşıya geçmek istedikleri za- man, durup ta yol vermelerini sıkı sı- kıya tenbih etmiş. Bu, yaya yürüyenlerin, arabada gez- meyi üstünlük sayanlara karşı kazan- dıkları ilk zaferdir! Dün, gazetelerde gözüme ili: yaya Biliyor Musunuz? 1 — Botocudos'lar kimlerdir, ne otururlar? 2 — Osmanlıların « verdikleri millet har 3 — Arkadi nedir? (Cevabları yarın) (Dünkü Suallerin 1 — İskenderon sar insan yaşar, körlezi ile riyenin kapısı sayılır, nun nüfusu 15000 d 2 — (Maviler ve Yı kından iki zümredir. met parkının bulunduğu yerde lıların meşhur Hipo: zümre daima muht İdövüşler, at ve a İaşırlardı. 3 Anadolunu! ;çük An.a Auıı lie, Güneşin doöğ yer.