» sx e BE TEE TEZ s7 Eyüpteki niyet kuyusu . arkadaşlar, burasının: Montrö'den aşa-İ “Bu adacığın hususiyeti, üzerindeki Sayfa 7 NADiR GÖRÜLEN BiR HASTALIK Profesör Tevfik Sağlam hayatını nasıl kurtardı? “Benim kanımda küreyvatı beyza, Titüleskotluh kanında ise küreyvatı hamra azalmış, bunun sebebi ise...,, Romanyanın sabık Dış İşleri Ba- |sı, yahut büsbütün yok olması demek- kanı Titüleskonun bir zehirleme te-|ti. şebbüsüne kurban gitmek üzere ol- duğu rivayeti henüz tahakkuk etme- di. Buna mukabil doktorların zehir: lenme de dahil olmak üzere muhte- lif sebeplerden ileri gelebilecek olan bir hastalığın teşhisini koydukları öğ- renildi. Bu teşhisi okuduğumuz za- man hatırladık ki, kıymetli tb pro- fesörümüz Tövlik' Sağlam da geçen- lerde buna benzer, bir hastalığa tu- tulmuştu ve lehülhamd atlatmıştı. Kendisini görüp konuşmak istedik. Aşağıda bu teşebbüsü üzerine alan arkadaşımızın yazdığı satırları oku- yacaksınız. Sovyet Rusyanın harbiye komiseri - Nadir Görülen Hastalık dir. 1888 de doğmuştur. Fakir bir ai - Değerli doktorumuz General Tev- paz yaf a fik Sağlam, bundan bir müddet evvel, al ee kar gr eee dr bk b ışa ihtilâlde ön safa geçmiş - ie ia va Dinçliği zindeliği ile de maruf olduğu Denikin, Varangel gibi generalları| için, gazeteciler tarafından ikide birde: ezen ihtilâl kuvvetlerini muvaffaki -| o— Sizce, genç kalmanın sırrı nedir? m ,İyetle idare etmiştir. Kızılordunun MU-| sorgusuna maruz bırakılan o kıymetli eğ < için oralarda gün er- aym ri Ea azam süvari kuvvetlerini yaratan © -| üstadın, hiç umulmadık bir zamanda Blede, akşamın saat altısında vardı - | balkona attım. Karşımdaki ilâhi levha-| 12 yıldanberi Kızılordunan filen baş- ve birdenbire yatağa düşmesi, endişele- ğımız zaman sular iyice kararıyordu.| yi hiç bir zaman unutamıyacağım. adli * İrimize haklı bir hayret te karıştırmıştı. Buna rağmen, gözümüzün önünde açı-| Göl sakindi. Üzerinde ufak ufak ka-| Mareşal Voroşilof ateş hattında fev.| | Dün onu, muayenehanesindeki ya» lan manzara hayranlığımızı mucip ol-| yıklar, erkenden kürek çekmeye çıkan | kalâde "cesur, iredle ai derece ma - | zıhanesinin başında, eskisinden daha du. kadınlı erkekli sporcuların muntazam | pi erdir. sıhhatli, daha neş'eli, daha zinde gör- Ortada ufacık bir göl. Gölün orta -İhamlelerile bir kıyıdan ötekine mekik Ni inkılâp yapmış olan mem-|mek, samimi endişelerimin son dam. sında minyatür bir ada. Etraf Kara -|dokuyorlardı. — — İleketinim bütün müdafaa kuvvetleri-|lalarını da eritti. Ve kendisinden, at- meme vak a eriş e vi Sağda, dik bir tepenin üzerinde es-İnun bulunduğu zirveye yer yer, Gi ai eş Enes mal tini öğrenmek istedim. ki bir şato görünüyor. Gölün kenarın-İ muhtelif tonlarda altın saçıyordu, Be-İde fahri hemşerisi bulunmaktadır. da muazzam, şık, modern ofeller. Dur- ri yandaki yamaçlar morla yeşil karı- SE menemen mn a gun suların üzerine uzanan mini mini şık, cana yakın bir renkle ruh dinlen- iskelelerde, Venediğin, kıvrık uçlu, ten- İ girmekte idi. teli gondollarını andıran sandallar.. Balkonda, bu manzaraya karşı kah- Yugoslavyanın kibar halkı, diplomat- | yaltımı ederken, akşamdan topladığım yn burada geçirirlermiş, Kralm| malümatı tekrar zihnimden geçirdim. da, gene bu gölün kenarında, kesif a -| Blede, her sene, yaz ve kış 9-10,000 7 Ee seyyah gelirmiş. Zaten, her biri en mo- dern konfor ve ihtişam uümunesi olan müteaddit oteller bu seyyah akınının İcanlı ve beliğ birer şahidi gibi duru- iyor. Bu otellerde, banyolu, ferah ve man zaralı bir odada, günde üç öğün, en ne- yemek te dahil olduğu halde, aza- mi 160 dinara, yani bizim para ile |480 kuruşa olurur, yer yüzünde cen- etten nasibinizi alabilirsiniz. Buraya muntazam trenler işler, oto- mobil yolları kaymak gibidir. Yabancı- Jar herkesten, her türlü kolaylığı göre- bilirler, Taksi şoförleri, arabacılar, ha- mallar adamı iz'aç etmezler. Para boz- durmak isteyenler aldanmaksızın, © gü- nün piyasasına göre, ellerindeki ecne- bi dövizini dinara tahvil etmek imkân ive kolaylığına maliktirler. İstanbul belediye etkânmın ve tu - rizm İle alâkadar yurddaşların Blede adar bir seyahat yapmalarını çok is- terim, Seyyah nasıl celp ve cezbolu- nur, görsünler | Hem de sahile değil de, memleketin göbeğine, Bizde böyle güzel yerler yok mu ? |Pek çok ! Sapanca çok güzel bir ikinci led olur. Olur ama.. Amması var. Biz, hâlâ bir İstanbulu adam edemedik. Ka- rikalür sergisi ile, tulumba yarışı ve N bulüat tiyatrosile seyyah çekmeğe ça- Bled'in iklimi mütedildir. Sert ve aşıyoruz ! dondurucu rüzgârlar buralarda esmez.| Bled gölünün ortasında minyatür bir Dağlar siperdir. İsviçreyi görmüş olan!ada var demiştim. 24 Eylül Yugoslavya mektupları: Çana: “Destur!,, deyip yapıştım - Kulak verdim. Durmadan çınlıyordu. Belli idiki İstanbul dile- diğim seyyah akınını daha uzun yıllar görmiyecektı! Bu hal, bazı (o tesemmümlerde, ve S8 bazı ağır entanlarda görülebilir, Fakat bunun haricinde, daha bir çok meçhul sebepler, bu hastahizı doğurabilir. Meselâ Titüleskonun içinde buluns duğu tehlike, ayni halden o mütevellit- tir. Yalnız bende küreyvatı beyza, Onal ise küreyvatı hamra azalmış. Kendisi, bunun tesemmümden ile- © ri geldiğini söylüyormuş. Fakat benim zehirlenmediğim halde, ayni hastalığa tutuluşum da gösterir ki, insanı büsbü- tün başka © sebepler de ayni vaziyete düşürebilir . Bu hastalıktan kurtulabilmek © teş hisin sür'atle konulabilmesine, ve 16 'davinin mükemmel yapılabilmesine bağlıdır. Arkadaşlarımın zomanında göster- dikleri isabet, ve unutamıyacağım son- suz ihtimam sayesindedir ki, şu anda sizinle konuşabiliyorum. Serom tedavisi, rontken tedavisi, ve Pentoz nükleotid şırıngaları saye- sinde, iki hafta içinde, kanim eski ha- lini buldu. Ve o zamandanberi normal Bled'den bir manzara Yugoslavyada saat, bizimkinden birİliye söyliye bitiremedi. — Bu hastalıktan korunmanın yolu yokmuydu üstadım? — Bu, çok nadir görülen bir hasta“ lıktır. Ve dediğim gibi sebeplerinin ço- ğu meçhuldür. Yani bence buna «görünmez kaza? demek daha doğru olur. Yani bence buna «görünmez kaza» demek daha doğru olur. Bundan kurtulmak için yapılabile- cek tek şey de, en ehemmiyetsiz görü- nen sihhi ârızalar karşısında bile ih- malkâr (davranmamak, ve bilâistisna bütün ihtimalleri hatırlamak, bilâistis- na bütün fepni araştırmaları oyaptır- maktır. Geheralın sonsuz tevazuunu yene- bilmek için, bin dereden su getirmek n mecburiyetinde kaldım. Kadınko3e2i Sonunda, nezaketi, tevazuuna ga- am ge ram maa : İmukavemet edemedi; £ ve geçiştirdiği Jarse elbise hastalığın enteresan safhalarını anlat- Gördüğünüz şıkltı: ve orijinal elbisel o — Hiç, ama hiç bir şeyim yoktu. Bir jarse o kumaştan | sıhhatlilik müsabakasını kazanabilecek yapılabildiği gi -| kadar sağlam ve neş'eliydim. bi, yünlü veya i- Birdenbire, ateşim yükseldi; boğa- pekli ku -| m, gişti. Arkadaşlar buna evvelâ: mayan dal... Anjin! dediler, Fakat ateş gittik- yapılabilir 8 ri Etek net) çe artınca, içlerinden birisi, kan mua- bete bin -|yenesi yapılınasına lüzum gördü, miştir ve) © Aralarında buna lüzum görmiyen- yandandi -İler de vardı. Fakat ben hayatımı, bu kişlidir. Be| tam zamanında yaptırılan kan muaye- den kuruvazedir. | nesine borçlandım. Çünkü yapılan mu- Düğmelerle ka -İayene neticesinde, kanımın müthiş su- panmıştır. Bede -İrette bozulmuş olduğu meydana çıktı. nin bir ucu da ke-| o Kanım bu değişikliği vücutteki mü- meri örtmektedir. |dafaa kuvvetinin son derece azaldığını Elbise yakasız ol-| gösteriyordu. Çünkü Agranulositos de- makla beraber ya- | nilen bu hal, kanda bulunan küreyveler ka yerinde ku -İden bir cinsinin son derecede azalma- maş iki kat edile- rek hafif bir kaba- rıklık vücude ge- tirilmüştir. Kemer tamamen elbiseye zıt bir renkten ya- pılmalıdır. Eteğin tek dikişli olabil mesi için bu elbi- senin enli kumaş tan yapılması şart tır, Bunun içinde yüz kırk santim epindek: kumaş - tan iki metre kırk santim almalıdır. N Selim Tevfik Yugoslavyalı seyyahlar Yugoslav devlet o demiryollarına mensup 3Ü memur bugün şehrimize gelmişdir.. Bir kaç gün şehrimizde kalacak o- lan misafirler geldikleri vagonlarda ya- tacaklardır. Mahkümların mahkümlara hediyesi İstanbul hapishanesi o mahkümluri kendi paralarile 145 kitap alarak İmra- hı Zirai hapishanesindeki mahkümlara verilmek üzere İstanbul Müddeiumu- miliğine teslim etmişlerdir. rasında öyle parklar ve arsalar var» GÜZEL KARARI BİRAZ dır ki, buralarda bazı kimseler sahip DAHA GENİŞLETMELİDİR oldukları üç beş motosikleti küçük Heybeliadada 0 yaşında bir Ço- çocuklara kiraya vererek, her han- cuk, $ yaşında bir çocuğu da kuca - gi bir kontroldan uzakta, alabildiği- ğına oturtarak bisiklete binmiş, YO- ne koşturturlar. Arasıra çocuk baba- kuştan aşağı inerken MÜVvaZeDESİNİ | Kayanın gözlerinden kaçan ufak tefek kaybetti. Üstüste düştüler. Büyüğü kazalara da sebep olürlüz ye Heri kazadan hafif kurtuldu, fakat küçü- kak kilele mükten zamanla oil günün yüzü gözü kan içinde kaldı, sayda teşvik Mm yl ayağının kemiği de çatladı. Babası “N.2 a e dostumdur. Tetanoz aşısı peşinde & hastaneden hastaneye koşarken çek- tiği ıztırabı, üç gün, üç gece duydu- £ Okuyucularımıza cevablarımız: Zu endişeyi gözümle gördüm. Bunun Şişli Halâskâr Gazi caddesinde M. Dis ği kalmadığını söylediler. lisede ve daha doğrusu o klisenin tıl- Alelâcele Bled'in içerisinde bir ko-İsımlı çanındadır. laçan ettik. Yorgunduk; Ertesi sabah|. Bu çanı, niyet tutup ta çeken, yal * erkenden kalkıp bu cennetten hakkiy-İ|nız üç defa çınlatmağa muvaffak olur- le istifade edebilmek maksadile hemen | sa, muradına erermiş ! Bu masalı, bel- otelimize çekilip, yattık. ki Bled Belediyesi, veyahut ki gölde Meğer, içimizde oyün bozanlık e -|işleyen kayıkçılar uydurmuşlardır. Ne denler olmuş. Kâzımla ben odalarımız- (olursa olsun, içime bir meraktır ârız ol- le çıkmak yasaktır!» levhasını taşıyan ufacık iskeleden sonra dimdik bir tepe- ye tirmandık; kliseye girdik. Ve ben : «Destur *» diyip, var kuvvetimle ça * nın İpine sarıldım. O esmada tuttuğum niyet, gelecek içindir ki, 0 yaşından aşağı çocuk- men: da horul horul uyurken, öteki arkadaş- kdu: Bu tılsımı ben de deneyecektim. |, ii eimsi 1 ia i i DS — Orta orman mektöbine girmek için lar bu küçücük beldenin gece hayatı-| Oraya kadar bir başıma giteiemek lem ay e ver - eşe A ee orta mektep mezunu olmak, yaşınız 20 Gen nı da görmüş olmak için gazinoya git-İiçin Kâzım Şinasinin ağzından Girip) giy: Çan boyuna çınlıyordu, Ne üç, ne hire tamamen yerinde buldum. Fa- oyuksn olmamak, tamüsshha bulunmak mişler, Zevki selimine ve böyle şeyler-| burnundan çıktım. Ne yapıp yapıp kan- dört, nösobü Bu smimet DİNİ e Bu kat bence bu karar iyi olmakla bo - Jâzımdır. Kayıt 15 eşlölde biler. Müracani den anlayışına tam bir itimat besledi -|dırdım. Bir sandala atlayıp adaya giğ-| ayini caymaktan usandım, Belliydi ki,| İl raber tamamlanımya da muhtaç bir yeri Büyükdere yüksek orman mekiebi ğim Falih, ertesi günü, bu gazinonun,| tik. İstanbul, dilediğim seyyah akınını da- karardır. İstanbulun şurasında bu - o rektörlüğüdür. ' ve içindeki müziğin fevkzlâdeliğini söy! Üzerinde: «Buraya banyo kıyafeti i- ba uzun yıllar görmiyecekti !