24 Eylül 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

24 Eylül 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Paha’ı.'ığla.hngalı ıslâh Etmek kabil midir? Yazan: Muhittin Birgen ransanın yeni halk cephesi hü - kümeti, bir kaç aydanberi dünya için yepyeni bir tecrübeye gitişmiş bu- dunuyor. Tecrübenin vuhu şudur! «Fransaran iktısadi buhranımı izale etmek lâzımdır. Bunun izalesi, Franca - da ber derdin devasını bulmuş olmak demektir. Bunu izale için en güzel yol, Fransada dahili iktısat hareketini art - tırmaktır. Hareketi arttıralım. Fakat nasıl? Bugün büyük bir kitle teşkil e- den her nevi işçinin yevmiyelerine zam- mettirelim; bunlara hareket imkânları verelim. Bir elden alsınlar, ötekinden sarfetsinler, böylece memlekette bir u- bş veriş hareketi meydana gelir ve bu da hayalı değiştirir.» İşte, hem iktısadi buhrana çare bul- mak, hem de büyük bir intihap kit'esi ©lan ameleyi daha iyi bağlamak üz Rlum hükümeti sür'atle bir takım ka- rarlar verdi ve bunları ha İ — di: İşçi ücretlerine yüzde yirmi zamme- dildi, buhlara senede on beş gün ücret- li tatil hakkı verildi. İşçi de bu suretle w, YJama kavuştu. Bu hareketin balayı günleri parlak geçti. Vâktâ fabrikatörler sıkıntıya uğ- | radılar, grevler oldu, kıyametler kop- | tu amma işçiler ve müstahdemler de bir taraftan para aldılar ve bunları ha- kikaten sarfederek memleketin İktısa- di hareketine bir anda büyük sür' verdiler. Mağazalar dolup boşalmıya, fabrikalar daha sür'atle işlemeğe baş- ladılar. Yaz tatilleri münasebetile, on beş günlük ücretli tatillerden istilade eden amele, kendileri için yapılan hu- Busi tarifeler sayesinde şimendiferleri doldurdular ve bu sayede de - oteller şenlendi. — İstatistikler gösteriyor ki Fransada orta ve küçük oteller bu sene — çok iş yapmışlar, kahveler, tokantalar “ güzel günler görmüşlerdir. Mağazala- fabrikala- Demek oluyor ki yeni Fransız hükü metinin düşündüğü doğru imiş. İş y lunda gitti. * Buraya kadar hakikaten hepsi doğ- rudur. Ancak - burada bir sancak» var -. Bu tedbirler Fransada hay halandırmaya başladı. Amele ücretle- rine yapılan zamlar, ücretli tatiller u: mumiyetle maliyet fiatlarını köyde de, şehirde de arttırmaya başladı. Mey dana getirilmesinde işçilerin iptidai maddeye nisbetle mühim biz kısım tut- tuğu maddelerde, meselâ, zirai istihsal- de, daha fazla, işçiliğin tesiri daha az olan şeylerde daha az, faka;, her şey - de daima maliyet fiatı yükseldi. Şu halde eşya fiatları da tedricen arttı ve artıyor. Acaba bir zaman gelip bu £i dalık amelenin gördüğü zammın tesi - rini izale edecek mi? Göreceğiz. Diğer taraftan, bu kararlarla bir -| denbire ağır bir yük altına girmiş o - Jan fabrikaların işlerini kolaylaştır - mak için bükümet, bunlara ucuz faizle geniş krediler vererek yardım etti. Bu da fena değil amma, bu defa da bütçe sarsıldı. Bütçe açığını kapatmak lâzım. Henüz meselenin bu tarafı bir hal şekli bulmuş değildir. Fakat, elbet bunun da çaresi bulunacaktır. * İş ücretlerini pahalılandırarak mem- lekete iktısadi hareket vermek usu - Tünün memleketi pahalılandırmak mef- humile bir olduğunu bu surelle görü - — yoruz. Balayları iyi geçen bu usulün Fran- sayı şimdi bir takım müşküllere sev - ketmiş bulunduğunu da anlıyoruz. Şimdi bir de bu hareketin uyandır - diği diğer bir meseleye bakalım: Fran- sada sermaye şimdi kendisini o kadar €mniyet altında hissetmiyor. Serma, emniyetsizliği ise bu gibi işlerde en mü- him meseledir. Sermaye, kendisini bir yerde, huzur ve sükün içinde, tam bir emniyet havasile çevrilmiş hissetmezse orada oturmaz. Kendisine daha emin yerler arar. İşte Fransız sermayesi de şimdi bunu düşünüyor. Bir panyada, ötekisi de Fransa hükümeti üzerindedir. Eğer İspanyada, sosya - y P#> İdemiştir. “İşecek ve kendisine daha emin sığına - SON POST A - W Yapiğınızı bilerek yapınız! Wi Hususi bir müessesede memursunuz, bugün müs- tacel bir emir telâkki e - Evinizden — çıkarken zevcenizden hususi haya- tınıza ait bir sipariş alır- Yolda giderken bir ar- , kadaşımıza rastgelirsiniz, mühim bir teklif karşı - Düşünülmiyerek atıl - mış adım tahmin edile - miyecek kadar büyük ne- dersiniz! sınız.. sında kalırsınız... ticeler verir. Ne olursa . olsun yaptığınızı bilerek yapmalısınız!. ——— —— ——— A a İSÖZ ARASIN Amerikada evlenecek W eee F SRE B ÜRE TCi Kızlar için HEHE“N BİH HKRA 2 Kilo ter | Bir Borsa kurulda TER 4 Dök, AzaĞİİa çe Yalandan nefret ederim! xff'/'dm ) iar e — e Eski zamanda tuhaflığiyle meş - Z Miyami plâj- Üai hur bir Deli Hikmet vardı. Şair An- A K z larında çok orij : omisyonculuğu, delibin çok dostu idi. YİNNE Lay7,Pal bir müsabaka türemiştir. — Bu Deli Hikmet bir yaz, Çamlıcanın AA — Yapılmıştır. — Bu : k © misyoncular, tepesinde, ücra bir yerde bir bah - dd Zi müsabaka — terle- evlenecek — genç çivan kulübesi kiralayıp, oraya ta- me müsabakası- kızları, delikanlı- lara en güzel el- biselerile, ve renk renk proejktörle- rin ziyası altında, göstermekte, — delikanlılar da bir ta- nesini beğenerek bunlarla evlenmek- tedirler. Bu borsada günde on tane ni- şındı. Bir gün, ziyaretine giden Ande - lip, sordu : — Kuzum Hikmetçiğim ! Bura- da sen, patlamadan nasıl oturuyor- sun ? Nasıl vakit geçiriyorsun ? Hikmet cevap verdi : — Vâkıa ilk zamanlarda hiç sıkıl- madım. Kendi kendime konuşuyor, 'dır. Kim fazla ter- leyecek denildiği zaman 3İ namzet d iştirâk etmiş ve bu 31 namzedin içinden 150 kiloluk bir avukat birinciliği almış, iki saatte iki kilo ter dökmüştür. k:l,' kıyılmakta ve her nikâh — için de|| masallar, fıkralar anlalıyor, gene .4 375 dolar alınmaktadır. kendimi mulnlap ederek mutaklar Amerikalılar yeni bir kazanç A söylüyordum. Fakat sonradan vaz - yolu buldular geçtim. Andelip, hayretle : — Neden ? diye sorunca, Hikmet: — Yalan dinlemekten nefret ede- rim de, ondan ! dedi. Çocukla Şakalaşan Timsah Muahaza edilen bir spor muharriri sunda hiç kimsenin aklına gelmiyen yollara müracaat etmekteditler. Anla- tacağımız vak'a bunların en şayanı dikkatidir: Amerikada şimdi 130 kilometre sür- atle giden Acorodinamik trenler yapıl- mıştır. Halk bu trenlere fevkalâde rağ- bet göstermektedir. Bunu düşünen ba- zı açık gözler, yerleri evvelden kirala- makta ve yolcular gelince de ellerinde- ki biletleri yüksek fiyatla satmaktadır- lar. Bu ticaret yüzünden bir dolarlık mevkiler on dolara kadar yükselmiş... | | Ve hükümet te bu nevi ticarete karşı !ıiq lıir şey yapamıyormuş... ... Löyloklerin feraseti Leylekler insanlardan daha '& |olduklarını ispat etmişlerdir. Neden mi , |diyeceksiniz; İşte size basit bir izah: Bu sene mevsimler pek birbirine ka- rıştı, kışın havalar güzel gitti, yazın ü- şünecek havalar gördük. Fakat biz in- 4 sanlar, mevsimleri aylara taksim etti- Son zamanlarda timsah modası| ZiMiz için, ağustosda palto — giymeği, hayli alıp yürümüştür. Amerikada ev-| PaYsiyetimize yediremeyiz. Eylülda ve İi Bider sökülesi 15 bir çok | *oğuklarda kalın çamaşır giymeyenler, yerlerde ehltleşmişlerdir. Resim böyle| Pek çoktur. halbuki, akılları ile değil bir timsahın bir yavrunün başını ağzı- de sevki id:işlen ile hareket eden kuş- na aldığı halde ona hiç bir şey yapma- lar leylekler ise, havalara uyarak hic- dığını göstermektedir. ret etınektzdi!kı.. Şi ş A ... K l»ıııık suceklar | Anic eee Hooi n ipek ve sucuk bir araya gelmeyen, :ele'meyen iki mefhum .unncdiliı. Hal- veğ s.;:ıdısşı:.:ıül ğ ıy;:)ı iy:;'ı yı[::; uki bu kanaat tamamile yanlıştır. Zi- nümü kutlulanmıştır. :i: î:?;:ı:î::î::;ımx ile sucuğu| — Merasimde bulunan gazeteciler 120 ğ yaşındaki kadına bu yaşa kadar yaşa- Almanlar son seneler zarfında fev- manın sırrını sormuşlar. kalâde çok sucuk yemeğe başlamışlar.| — Kadın şu cevabı vermiş: O kadar ki, sucukları sardıkları bar-| — Çok yaşamanın sırrı şudur: Ben saklar yetişmemeğe başlamış. iyi kalbli insanım. Bu yüzden çok ya- Bunu gözönünde tutan fabrikatör-|şadım.. İyi kalbli insan olmamın sebe ler de, bu barsak işini ipekle halletme-|bi de, hayatımda bir defa olsun kimse- ğe karar vermişlerdir. yi sevmemiş bulunmamdır. İSTER İNAN İSTER İNANMA! ikinci mevki salonun sandalyelerine yerleşerek allatma- Dün Atinaya giden sporcularımız, Romanya vapurunda Gr Bi " e ğ b AA ya karar verdiler. Biz bu vaziyete bakınca aylarca evvel kamı._u bulnmn.mış!ınh. Gündüzü güvertede dolaşarak ge- tasarlanmış olan seyahatlerimizi dahi iyi tanzim edebil- çirmeğe, geceyi de ortalıkta elayak çekildikten sonra | diğimize pek inanmadık. Fakat ey okuyucu sen ; İSTER İNAN İSTER İNANMA! Kolonyada bir yevmt gazetede spor yazıları yazan bir muharrir, son za- manlarda Almanyada bir çok muaha- zaya maruz kalmıştır. Bunun sebebi de şudur: Muharrir yazılarının birinde Ame- rikanın meşhur koşucusu Övensten bahsederken, «centilmence hareketle- rile hepimizin kalbini kazandı. Bir çok genç kızların nazarı dikkatini celbetti.» | | Ovena zencidir. Mubarrire çatanlar | | se kendisini Alman aşkına karşı hiya- net etmiş olmakla itham etmekte- dirler. İçlerinden bir tanesi: — Alman kızı bir zenci sevecek ka-| | dar aşağı değildir. demiştir. aeneesese ae cARaLNLSERmAveE A kAnEREAEnenenEşeRanEEEeReRdEnsEn listler kazanacak olurlarsa, hiç şüphe yok, Fransada sermaye endişeye dü - akıllı cak yerler arıyacaktır. Paris borsası, arada bir, hükümetin teminatkâr söz- lerile biraz sağlamlaşmıya mukabil, da- ha ziyade zayıf bir vaziyette kalıyor. Bu suretle ilk balaylarından sonra, şimdi Fransa halledilmesi mecburiyeti olan yeni meseleler karşısındadır. Bu meseleler için iyi birer hal çareleri bu- lunabileceğine dair alâmetler ve ümit- ler zayıftır. * Şu halde diyebiliriz: Pahalılıkla ik- tısadi hayatı ıslah çaresi ilk bakışta i neticeler verse bile sönrası şüphelidi ve hattâ çok şüphelidir. Sosyalist kümetin yaptığı bu tecrübe ile varaca- ği neticenin Fransaya kaça malolaca - ğını kestirmeğe şimdilik imkân yoktur; fakat, eşya fiatlarını pahalılandırmak suretile hayatımızı ıslah etmek siya - setinin muvaffakiyetle neticelenebile - ceği ümidi her halde zayıftır. Amerikalılar para kazanmak husu- Sözün Kısası Herkes dahi kesilirse Vay halimizel! E. Talu —— ekimlik ilmi dev adımlarile iler- liyor. Bazı hastalıkların çaresini benüz bulamadı ise de insanlarda, ta- biatın eksik bıraktığı veyahut ki za - manla tahrib ettiği şeyleri tamamla - mak ve düzeltmek hususunda epey mu- vaffakiyetler elde etti. Hâli, vakti ye- rinde olanlar için artık bundan sonra ihtiyarlık mevzuu bahsolmıyacaktır. Voronof, meşhur aşısı ile, amelmande ihtiyarları bir kaç gün içerisinde çiçe- ği burnunda, çivi gibi delikanlıya çe- viriyor. Estetik cerrahi sayesinde pör- sümüş vücudlar mermere dönüyor, bu- ruşmuş simalar, ateşe tutulmuş tef de- risi gibi geriliyor, fazla yağlar eritili « yor, sıskalar, parafin şiringalarile bum- bara döndürülüyor. Tıbbın nazariyecileri ortaya bir keşif koydular. Bilmem yalan, bilmem ger - çek: Beşerin hayatına hâkim olan bir takım güddelermiş. Bunlar sanki birer tılsımlı düğme, Hepsi ayrı ayrı fiilierin, hareketlerin hâkimi. Canlandı mı yaşa. dınız; körlendi mi bitti. Mârifet bun « ları idare etmekte. Her hastalığın, her sakatlığın, her aksaklığın sebebi mün- hasıran bunlar, bu güddelerdir. Artık bu böyle anlaşıldıktan sonra, filâncanın neden ahmak, falanın neden cin gibi zek! olduğunu sormayın. Önce- kinin guddeleri uyuşuk, işlemiyor; öte- kininkilerse saat gibi: Tıkır da tıkır! Şimdi haber alıyorum: Tababet bu fena guddeleri değiştirmenin, aptallara yeni güddeler aşılıyarak, sun'i dâhiler yaratmanın yolunu bulmuş. y Bu habere sevinenler olacaktır. Ben ©o meyanda değilim. Bu havadis benj üzdü. Bir kere dahi olmak arzusunda değilim. Tabiatin bana vermiş olduğu akıldan - eksik, attık - memnunum. Çok defa seylesini çektiğim bu aklıt ufak tefek faydalarını da inkâr ede- mem. Sâniyen, o fikirdeyim ki tıbbın bu yeni keşfi teammüm eder, ucuzlar ve sık tatbik edilmeğe başlarsa beşeriyet için saadet değil, bilâkis felâket olur. Zira ahmak adam çokluğu câmiamız için gerçi muzır ise de, dâhi ve ukalâ bolluğundan emin olun ki iki misli za- rar görürüz ! Sidr e dadı Biliyor Musunuz? | — Antakyanın nüfusu ne kadar « dır. Bu eski Türk memleketinde ne - ler yetişir? 2 — Apet nedir? 3 — Yıldırım Beyazıt Timürlenge e- sir olduktan kaç ay sonra ölmüştür? (Cevapları Yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: 1 — Anne de Bretağne üçüncü Şar « n karısı Duc de Bretagnenin kızıdır. Nantesde doğmuştur. Bilâhare on ikinci Lüinin karısı olmuştur. Bu izdi - vaçta İngiltereden Fransaya götürül - müştür. 2 — İspanyadaki Elhamra sarayımın 13 üncü asırda İspanyaya geçen Arap- lar tarafından inşasına başlanmıştır. Bahçeleri ile meşhurdur. İspanya arap krallarının sarayı olarak kullanılmış: tır. 3 — Madam Bovary Fransız muhar « riri G: Flanbertin romanıdır. aa aieasaasarGöNsezasaenSALesi Tarih niçin bir. tekerlirden lbarettir? Yunanistanın son Reisicumhuru Zaimis Viyanada öldü. Zaimis, çok mütedil ve yumuşak bir adamdı, Yeri- ne kralın getirilmesine biç kızmadı. Kalktı ve tevekküllle yerini Kral Jorja f e Reisicumhurdu, Birinci Jorja gene böy- le yerini terketmişti. Zaimis iki Jorja Bu suretle, — iki yerlerini terketmiş oldular .

Bu sayıdan diğer sayfalar: