K Şehi tiyatrosu artist müsabakası tertip Yazan: İmseat lerin Cim Londos, İs. tanbula gelmedi; gelmiyecek t Yazılar yazdıkları zaman Cim Londos birdenbire İstanbula geldi. Bu haber - $iz geliş gazetelere geçmedi. Bu haber- Siz geliş üzerine dedikodular — olmadı. Çünkü Cim Londosun İstanbula gele - teğini Şehir tiyatrosu a lerinden büşka bilen yoktu. Onu, rıhtımda artist- ler karşıladılar ve kendisini doğruca Şehir tiyatrosu binasında hazırladıkları #Odasına götürdüler. Buna sebep şu idi. Şehir tiyatrosu ârtistleri arasında üç kuvvetli pehlivan — vardı. Mecidiyeli Muh&in pehlivan, Suadiyeli Galip peh- livan ve Kayserili Behzat pehlivan, bu Üç pehlivan geçen pazar günü Taksim Stadyomunda bir maç tertip etmişler » di. Her üçü de ayrı ayrı pehlivanlarla Rörüşeceklerdi. Bütün gaze * Pazar günü Taksim stadyomu hın - tahınç dolmuştu. Yapılacak maçlar Razetelerle ilân edilmediği halde ku - laktan kulağa yayılmış ve duymıyan kalmamıştı. Tribünler seyircilerle do- lu idi. Balkonda Şehir tiyatrosunun ta- finmış artistleri yer almışlardı. Saat fam üçte pehlivanlar sahaya çıktılar. Onlar sahaya çıkar çıkmaz balkonda bir gürültü, bir münakaşa başladı. Be- dia bağırıyordu; — Güreş tam garp tekniğine uygun Olarak yapılmalıdır. Vasfinin sesi gürledi: — Olmaz, yağlansınlar, alaturka ya- Bu sırada aşağıda pehlivanlar ara - sında kur'a çekilmiş, ilk maçı yapmak Behzatla Dinarlıya düşmüştür. İkisi ringa çıkarlar. Hakem Feriha Tevfik - tir, İşareti verir. — Haydi. Behzat duralar, sonra hasmına atı- lacağı yerde kenara çekilir; garkı söy- ler «Seddi Nebahat peri misali,» «Zülfü hariri çeşmi gazali..» Hakem — Behzat kendine gel güreş yapacaksınız. Behzat — Bu unutkanlık olmasa. Hakeme doğru koşar. — Bana değil, Dinarlıya, onunla gü- reşeceksin. Behzat bu sefer Dinarlıya Galiple Mülâyim maça hücum eder. Dinarlı hücumu savuştu- başlamadan evvel rur, Behzat tekrar girişir. Beraber ye- re yuvarlanırlar. Etraftan bağarırlar: — Behzat elense et., Bılsın! Bizim Hazım da davul çolsın! Cemal Reşit itiraz etti: — Davul mu hayır, orkestra ile da- b ha iyi olur. Benim kuyruklu piyanoyu Behr'q_ g. Edemem! — Niye? Setirsinler, piyanoyu ben çalarım. Fira- mı da esasen giydim geldim. Yalnız biraz müsande ederseniz vakit geç - Teden öğleyi kılayım da. Muammer — Ayol moruk, pehlivan- bu; davulla olur amma nrkestra ile Z. Cemal Reşit — Niye olmasın, orkes- Va ile çiftetelli bile olur. Ekrem Reşit — Çiftetelli dedin de h geldi, bu seneki öperetimizin Münr çiftetelli koysak nasıl olur? Şaziye — İyi olur, ben de Sajtle be- rol ahır, gene Şevket Bey, Nü - Te Hanım oluruz. Sait — Ayol bu lâfları kesin şimdi -'*bda güreş başlıyacak. Kur'a eeki - B:k. bakalım kim. kime düşecek.. “ ; Muammer — Rojisöre düşeceğin vay lll'ineı y şecek y — Naşl elense edileceğini unuttum. — Kurt kapanına al! < Behzat — Biz mırnavı oynamıyo - ruz ki fareyi kapana alıp kediye vere: yim., zadı altına Aalacaktır... Behzat birden lar: : — Biz eskiden böyle dekor kaldırır- İken Galip te ringe çıkar: dik. Yere âtar: — Ve sonra da yere atardık. > Hakem sayar, Dinarlı yerinden - kal: kâamaz. v k Hakem — Dinarlı tuşla mağlüptur. Balkondakiler bağırırlar: «Yaşa sen çok yaşa Behzat » #«Herkesi böyle yere at,e «Seninle güleşenlerin,»” «Anladık hali pek berbul.» Behzat etrafa selâm verir, K ğ şl'—vlu'ye — Güreş yapazak bizim te- Niy T, sonra yenilezek orada gelezek 'Atroda (elini yanağına doğru götü- '.."k): pat pat vurazak bizde, kkı Necip — Bizim Muhsin reji - ğ_ü" tokadını ben de bilirim; hani A- '“;l'h Gömlekte bir tane indirmişti. A- 'çı:m Gömleğin ateşi de benini gözüm- Çıkmıştı. caklardır. Z —îüncyin Kemal — Evet, sen bir de| Seyirciler arasından biri bağırı: Halit Fahriye sor. O da bilir, — Haygonoşa bak! — Sen ustamızsın.. dadır/ Hakemleri Bediadır. Bedia' rin- ga çıkar: — Şimdi Mülâyim pehlivanla, Galip Dinarlı maçtan sonva kendisini yenen Behzadın elini öpüyor | Mül ğa kalkar. Dinarlıyı belinden yaka-|ray ettiler Bu müsabakada Behzad Dinarlı Mehmedi, Galip Mülâyimi, Ertuğrul Muhsin de Cim Londosu yendi Bedia kızar: — Hayganoşum, nonoşum; size ne o- luyor.. — Bize bir şey olmuyor amma ba - yan abla, dövüşte bir yerine bir yum- ruk gelirse Kevork Tıknaz Pervazya - nın yüreğine iniverir. Bedia — Susun bakayım. Şey ne di- yordum. Güreşçiler şimdi ringa çıkacaklar - dir: Mülâyim en evvel ringe fırlar: — E mori valllahi, bozamı içiyor - dum, yapacaksın dediler bir maç çik- tim ortada. Cemal Reşit — (Ekrem Reşide) Ek- rem baksana ne güzel taklit yapıyor, Hâzımdan iyi. Bu Bseneki operette Arnavut rolünü buna versek. Mülâyim — E mori ne gürültü e -- dorsunuz. Celsin buraya o pehlivan! Hazım —— (Balkandan) Celmem ora- ya Dinyate. Sen beni bilirsin, İstan - bul ticaret borsası tüccaranı mutebe - ranından Debreli Hasanım. im — Ha Debreli, ol, ha ne - reli olursan celeceksin buraya. Hazım — Celmiyecekim. Mülâyim — Sen celi Dinarlı fırsattan istifade eder, Beh-|raya ben- celeceyim oraya. Cahide — Arnan Talât, pehlivan bu- gelirse ödüm patlar. ilâyir ringden inmiye hazırlanır - M — Sen-kimsin? — Şehir tiyatrosu artistlerinden Ga- n — Bana ne, ber pehlivan arıyorum: “— Seninle güreşecek pehlivan be : nim. — Bunu dağru söylesene ne geve - leyip düurursun, tarataturaçtır? Artist nedir?, . Hakem Bedia kumanda verir. Biribi- Dihnarlı İtinizi incitmeden, birbirinizi fazla yor- yerden kalkmıştır. Behzadın elini öper: | madan, birbirinizi üzmeden. Mülâyim — Dan& aynamıyoruüz mori İkinci maç Galiple, Mülâyim arasın- |abla, biz yapacağız güreş. Galip — Sen ona bakma, Mülâyim — Peki Kapışırlar, o ona. atılır, öteki ona! pehlivan mülâyemetle bir maç yapa »| Biri vurur, öteki yakalar. Altıncı da - kikada ,hakem -bağırır: e Bti — Galip saşı hesabile galiptir. 1930 yılındanberi Sarıyer muhitin- deki kızlarımızı san'atkâr birer ev ka- dını olarak yetiştirmeğe çalışan Sarı- yer Dikiş Yurdu, bu sene de dokuz ta- lebe yetiştirmiştir. Beyoğlu Akşam San'at okulunda imtihanları yapılan bu talebeler biçki, dikiş, prova ve metod bakımından bü- yük muvaffakiyet elde etmişlerdir. Bu sene mektebi bitirenler: Bayan Adile Ergör, Hikmet Tevfik, Ayşe Hindal, Pökize Erdinç, Perihan Tiner, Samime Gülsevil, Şehabet Okray, Rukiye ve k mekteplerde Muradiyedir. Dikiş Yurdu, talebesinin ve mezun- larının işlerini göstermek üzere Sarı- yerde Yalıboyunda bir de sergi açmış- tır. Sergide kadın dikişlerinden — vop, tayyör, manto, tuvalet, erkek elbise » leri ve pardesüler bulunmaktadır. Bü- yük bir çalışma ve titizlik ile meydana gelmiş bu elbiselerden başka kızları - mızın zevk ve san'at kabiliyetini gös- teren çamaşır, boya işleri, şapkacılık eserleri de cidden beğenilecek bir de « recededir, çocuk bahçeleri Ti nci mektep çocuk bahçesinde oynayan çocuklar Şehrin muhtelif semtlerindeki ilk - Ancak gelecek sene bahçelere daha mekteplerde açılan çocuk bahçtleri u- büyük bir ehemmiyet verilecek ve ço- mulduğundan daha çok rağbete maz-|cuk bahçeleri tesis işi daha geniş tutu- har olmuştur. Bu bahçelerin çocukların gerek ter-« lacaktır. biyeleri ve gerekse sıhhi vaziyetleri ü- Bir klz zerinde iyi tesirler husule getirdiği gö- rülmüştür. Yine geçen yılların tatil za- manlarına nisbetle bu yıl vukü bulan tramvay kazalarının da nisbeten daha az olduğu tesbit edilmşitir. Çacuk bahçelerinin -bu bakımdan Duvardan Düştü, öldü Arnavutköy Sekbanlar sokağında o- turan' baytar binbaşısı İbrahimin — 12 da faydalı olduğu anlaşılmıştır. Ya -| yaşındaki kızı Nezihe saab 17 de evle- kında mektepler açılacak ve bu suretle İrinin 15 metre yüksekliğindeki duvarın çocük bahçeleri tatili faaliyet ede ] ceklerdir . oe Galip — Yarım perde bile sürmedi: Mülâyim, galibi tebrik eder. Galip omuzlar üzerinde içeri alınırken gene üzerinde oynamakta iken yere düşerek ölmüştür. z ———T SS İT n Muhsin Ringde bir adım atar: — Buradayım.. Hakem işaret verir, güreş başlar, iki omuzlar üzerinde Muhsin ringe geti - hasım pek sert çarpışırlar. Muhsin. to- rilir. Bütün artistler ringin çevirfirler. Hakem Neyireneyirdir. — Çocüklar buraya bakın rejisörü - müz, bâaşaktörümüz, salme vazlimiz, üstadımız, müdürümüz Ertuğrul Muh-| sin Cim Londosla bir güreş maçı ya -|" pacaktır. — A Cim 'Löndos Ringe çıkar: — Ben bir kişi ile güreş etmek için terken Muhsin atılır: buraya gelmiştim. Bu kadüar çok insan: la birden güreş yapamam. Vâsfi — Baksana amca korkuyor. Neyireneylr — Bir kişi ile maç ya- pacıf(şın Bu kadar çök insanı nereden çıkardın?.. —Ben söylemedim, sen söyledin, biri rejisör, ikinci başaktör, Üçüncüsü sah- ne vazli, dördüncüsü Üstat, beşincisi İmüdür, altıncısı Ertuğrul Muhsin, Hakem — Canım hepsi bir kişi, o| saydıklarım onun vasıfları. Cim Londos — Sıfatını bir göreyim onun. etrafım | kat attıkça artistler: —Aman! . Diye bağırırlar. —x Ne oluyor, niye aman diyorlar, — Tokadın hatırasın; yaşıyorlar, da, İkisi de kuvvetlidirler. İkisı de faz- la oyun biliyorlardır. Cim tondos meş- hur tayyare oyununu tatbik etmek ı:. T — Beni şimdiye kadar kimse üuçu - ramadı, sen mi uçuracaksın? a Cim Londosun başını kolları arası - na alır, sıkar, Cim Londos yerdedir. Sırtı yere gelmiştir.” — Cim Londos mağlüp Artistler bağırırlar: — Yaşasın rejisör. Mühsin kollarımı sallıya sallıya nng- den inerken artistler çil yavrusu' gibi dağılırlar: — Bunlar niye k: — Körkula alamadıysa Bir i ÜÖi nekdüsünilkdür ni Mi ğ