KA n |K Kahramanlık, aşk, heyecan ve macera ORSANIN KIZI Yazan : Kadircan Kaflı Son Posta'nın tariht tefrikası Hayreddin Beye haber verilince: — Zaten böyle olduğu belli... Ne i ini de amiralın kafasının İip kendi ağızlarile de söylesinler! yor, fakat hiç bir şey yapamıyor. Gemilere emrediyor: "i SON POSTA Numara : 50 — Fakat, dost, düşman ayrı değil ki... Hep bir arada ve boğaz boğaza... Lübnan hikâyesi Köyün en çapkın kızıydı.. Sık sk âşık değiştirir. ve sevdiklerinin hiç birile ev - lenmeadi.. Güzeldi.. İri parlak siyah gözleri, be - yaz ve penbe teni, dik ve gergin bir vücu- : — Bütün toplarla, aralıksız ateş e-| Güllelerimiz bizim —askerlerimizi de|du vardı.. içinde imişim gibi bilirim. Lâkin ge » diniz.. vuracakl... (Arkası var) Bi Tayredân sirel Kan ve ateş içindeki İspanyada Haai nihayet gaz harbi de başladı ' etmesini istiyor. Hayreddin Bey bu sözleri alaylı a- layh gülümsiyerek karşılıyor: — Anlaşılıyor ki senin amiralın da Giğerlerinden daha akıllı değildir. Yok- ta bana bu budalaca haberi yollamaz- di. Git ona söyle, «sizlere Cezayir ka- üni değil, dişinize bir taş bile ver - Mezem..» Elçiler yüz geri gidiyorlar. Amiral bu cevabı öğrendiği zaman işlerini sıkıyor — Bana ve bütün İspanyol kuman- hakaret etmeyi ona göste - Teceğim. Onun da sonu kardeşlerine tir. hyor. Toplar da indiriliyor ve kalenin kar- #isina metrisler kazılarak yerleştirili « Yor, Adakaledeki İspanyollar da sandal- hra binerek liman tarafından Cezayiri ağa hazırlanıyorlar. Donanma top ateşi açacak şekilde vaziyet alıyor. eddin Beyin yanında altı yüz T_M levendi var. Cezayirli ve Endü- İüslülerden yirmi bin kişi de silâhlan- u“""_.r Kendilerini İspanyol esaretin- Ş 'elemsan — sultanının ahmakça idaresinden kurtaran, o zamana ka - ü.' hiç görmedikleri hak ve adalet 3 l idare eden, şehri zenginleş- tiren Hayreddin Beyi sahiden sevi * Yorlar ve onun emrinde canla başla dö- iYyorlar. :my“] donanmasının karaya as - ST Ve top çıkarması iki gün sürüyor. Hayreddin Bey yirmi bin yerliden n binini ve altı yüz Türkten üç yü- Zünü kalede alakoyuyor. Diğer on beş in Cezayirli ile üç yüz Türkü seyyar bir fırka halinde kalenin dışarısında h"lknuçur. _&WN firka üç alaya taksim edil- Mişti ve bunlardan her birine bir Türk Yoldaş kumanda ediyordu. $ Bu fırkanın vazifesi Hayreddin Be- vereceği bir işaret üzerine İspan - yollara arkadan saldırmaktı. Bu sırada ltı“dtn de bir hücum yapılacağı için lkElm iki ateş arasında kalacaktı. üncü gün İspanyol askerleri ka- kye hücuma başlıyorlar. e dışarısında bekliyen Türk ve ihlyilli askerler sabırsızlık ediyor - Hayreddin Beyin kalenin büyük ku- l“""dtn vereceği işareti beklemeden _H"lyoılnv. bi 'ünun üzerine Hayreddin Bey de ;'::ıl-ımn başında olarak kaleden fir- Yalın kıbç düşman askerlerinin içi _d'ılYor. her an bir düşmanı yere —hyo,_ ,_:_*-mda;n Beyin bu yılmazlığı ae « ütün coşturuyor. ,_,:-ııkıu, baltalar, kılıçlar ve pa - ketin Yükseliyor. keri meydanı korkunç bir manza- ç Mıiyot. ve tabancaların boğuk gürültü - hh'”)'ouu iki cendere arasmda ka- | den bir yığın gibi ezildikçe eziliyorlar, “idikçe eriyorlar, çe sonra bozgun başlıyor. Kaçıyorlar. “:'Y'eddin Beyin kuvvetleri, onları (Baştarafı 1 inci sayfada) olunduğunu silâh ve mitralyözlerinin alındığını bildirâyorlar. Hükümet ise aksini iddia etmekte ve adadaki Pal- ma şehri ile adanın sair aksamını iş « Sıl etmek üzre olduğunu söylemekte- lr. Muharebenin en fazla ehemmiyet- le devam ettiği saha şimali garbideki Sen Sebastiyen'dir. Şehir mukavemet etmektedir. İspanya zırhlısının mer - milerinden hiç biri şehirin kalesine isa- bet etmemiştir. Susuzluk yüzünden şe- hirde tifo hastalığının da tahribata Gemiler, kaleye asker dökmiye baş-|befladığı anlaşıliyor. Şehirden atılan bir mermi, amirante zırhlısına isabet etmiştir. Bombardıman durmadığı tak- dirde şehirdeki Aristokratlar idam e- dilecektir. Asilerin Merida tarikile İspanyanın garbı ile cenubu arasında muvasala - yı tesise muvaffak olduklarıma dair henüz bir haber alınamamıştır. Bugün burada bir muharebe vukubulmuş ise de hangi tarafın kazandığı anlaşılma- mıştır. Asiler Kartacena'da da isyan çık - tığını da haber vermektedirler. Madridin şimalindeki Guadarama cephesinde hükümet kuvvetleri ilk de- fa olarak göz yaşı dökdürücü gazler kullanmışlardır. Burada askeri hare - kât yeniden başlamış bulunuyor. Hü- kümet âsileri imdat kuvvetleri alma- dan püskürtmek niyetindedir. Burgoz'daki âsilerde hükümet tay- yarelerinin gaz saçtığını söylüyor, fa- kat bunların zehirli olup olmadığı hak- kında bir iddiada bulunmuyorlar. Â . silerin Madrid hükümetini — milletler cemiyeti nezdinde protesto edeceği haber verilmektedir. Bir gazeteci daha İspanyadan çıka- rak Cebelüttarıka gelmiş ve sansürrden geçmiyen malümat — vermeğe imkân bulmuştur. Bu gazete haberinde Mad- rid hükümetinin Valensiyeye nakil için hazlırlandığırâ ve üç tayyarenin hükümet erkânını taşımak üzere em- re âmade tutulduğunu söylemiştir. Her gün Madridden üç tren hareket et- mekte, fakat nereye gidecekleri tre - nin hareketi ânına kadar gizli tutul « maktadır. Valensiyenin vaziyeti de iyi değildir. Barselon'da Komünistler, Madridde Milis- ler vaziyete hâkimdirler. Milisler çeşit çe- git silâhlarla mücehhezdirler. Disiplin ve silâh bakımından âsiler, Milislere — faiktir» ler. Bu da onların Madride girmeleri ihti- malini küvvetlendirmektedir. Fakat Mi lisler harikulâde bir cesaretle harp ediyor- lar. Fransız hududu üzerindeki köye dü- şen bombaların Foker markasını — taşıyan bir tayyareden atıldığı, hükümetin elinde böyle bir tayyare bulunmadığı tesbit edil- (miştir. b Beynelmilel Vaziyet , Beynelmilel siyasi vaziyete gelince Al- manya hükümeti, Fransanın ademi müda- hale teklifini iki şartla kabul etmiştir. Bi- rincisi: Alman tayyare ile tayyarecilerinin iadesi, ikincisi: Silâh ve mühimmat imal e- den devletlerin iki tarafa silâh ve mühim- mat vermemeyi taahhüt etmeleri. Almanya, İspanyaya hariçten gönüllü 'yazılmasına da aleyhtar bulunmaktadır. İspanya hükümeti altı Alman tayyare- sinin beşini iade etmiş yalnız birini müsa- |dere eylemiştir. Bunun indesini temin için dostane teşebbüsler vukubulmuştur. İtalyanın vaziyeti henüz anlaşılamamış bulunuyor. Vukubulan teşebbüsler netice- sinde İtalyanın âsiler — aleyhinde açılan matbuat neşriyatını durdurmak — noktası üzerinde ısrardan vazgeçeceği anlaşılmak- İtadır. En nihayet İtalya tarafından — verile- cek cevabın ademi müdahaleyi, — ihtiraz! kayıtlarla kabul mahiyetinde olacağı İmin olunuyor. Londra 19 (Hususi) — İspanyada dö- vüşen iki taraftan birine yardım — ederek /Avrupanın iki cepheye ayrılmasına ve bu iki cephe arasında bir harbin kopmasına 'cebop olucak siyasi “buhran, biraz hafifle- müâş ise de bütün tehlike bertaraf olmamış- tır. Sebep, İtalyanın ademi müdahale tek- line henüz cevap vermemiş — olmasıdır. Bununla beraber İtalyanın da cevabı bek- lenmektedir. . Almanyanın bir takım şartlarla cevap vermesine ymukabil İtalyanın henüz cevap vermemesi iki memleketin elele yürüme- idiklerini, İspanya işinde ikisi arasında - kir birliği bulunmadığını ispat etmiş, bu da Avrupanın — İspanya yüzünden bir harbe sürüklenmesine karşı gelmek fırsatının he- nüz kaybolmadığını göstermiştir. te. Yaşayan ölü! (Baştarafı 1 inci sayfada) mek üzere bu işi yapacağını vaadet ıline geçmiş, bu suretle de sahtekârlık meydana çıkmış, takibata başlanmış, miştir. Bunun üzerine de Onnik hu-|Onnik, Şemseddin, Doktor Fevzi, dok- susi mukavele mahiyetinde bir ve-İtor Asaf ile hâdisede isimleri geçmek- sika hazırlamış, bu vesikaya Şemsed-|te olan dişçi Karabet, Maliye tahakkuk dinin karısının imza koyması ka -İmemuru Şerif, Şemseddinin — eniştesi Köyde hiç kimse Bedianın bir gün ev - lenebileceğini ummuyor ve zannetmiyor: du.. Bu kadar dedikodusu yapılan ve adı çıkan bir kızı zevceliğe kim kabul ede - cekti? Fakat hâdiseler bunun aksini gös - terdi ve bir gün köyün en aklı buşında delikanlılarından Hannâ Bediaya tutul - du. Genç kız, köyün bu en uslu ve aklı ba- şındaki delikanlısının aklını başından aldı.. Delikanlıyı vücudundan, — dudaklarından bel bol cömertlik ederek karşıladı ve tes- hir etti.. Bir gün, herkes şaşırdı.. Hannâ ile Be. dianın evlenecekleri, bir matem haberi gi- bi yayıldı.. Evlendiler.. Günler geçti.. İlk aylar sakin ve tat - lıydı.. Fakat gitgide Bedia yerinde duramıyor ve için için yanıyordu.. Bu da çok sürme- di; nihayet onu yakan ateşi söndüremiye- yek kocasını aldatmağa başladı.. Bu vaziyet, köyün ileri gelenlerini, ih - tiyarlarını fena halde kızdıriyor. ve sıki - yordu.. Köyün eski çapkın kızı ve şimdi koca « sım aldatan Bedia hakkındaki dedikodu yeniden canlandı, büyüdü: «Genç kadın irmak kenarlarında, işret | masaları başında âşıklarile zevkediyor - Nakleden: Faik Bercmen Bu meseleden sonra kadın daha ziyade gığırından çıkmıştı.. Fakat bu sıralarda kocanın yüreğinde bir şüphe filizlenmeğe yüz tuttu; ve karısını gözden uzak bulune — durmamağa başladı.. Onu sıkıştırdı ve eve den çıkmamak mecburiyetinde tuttu.. 2 Lâkin böyle bir sıkılık altına girmek bu — ateş tabiatli genç ve güzel kadının işine biç gelmezdi.. Ne çare ki kıskanç koca o4 — nü zabtı rapt altına almıştı.. 3 Bedia bu hal karşısında düşünceye dalı dı; ve çabuk bir çare buldu.. Âşıklarını, kos cası derin bir uykudayken geç saat eve alı — mağa başladı. Son sevgilisi, yakışıklı, irj — kemikli, güçlü kuvvetli bir şofördü. Geng kadın bu delikanlıya müthiş tutulmuştu., Onu, kocası öbür odada mışıl mışıl u « —— yurken içeri alıyor ve saatlerce beraber kâas liyorlardı.. * Hannâ bir akşamüstü eve yorgun ve hasta geldi.. Ertesi günü işine gidemedi. A« teşi birdenbire kırk bire çıkmıştı.. Zavalı h delikanlı şuursuz bir halde yatağında u« zandı kaldı.. j Hummaya tutulmuştu.. Ertesi gece, Hannâ yatağında ateşler içinde kıvranırken evin içinde bir fısıltı, bir konuşma duydu.. Hararetten yanıyor « du.. Öyleyken can çekişir gibi yatağından — kalktı: ve öbür odaya geçti. Fakat birdenbire gözlerine inanamadı.. — Beyni büsbütün karıştı. Karısı yanı çıplak bir halde, zevkten çılgınlaşmış olarak üşn — kının yanında oturuyordu.. Zavallı adamın gözleri kanlandı. Bü « tün vücudu ttremeğe başladı; ve kendini muş..» tutamıyarak © — yarı Hannâ bunlar - , a ölü halile karısının dan haberder de - Yarınki nushamızda : sevgilisine — hücunt Gildi; erkenden işi - etti, Fakat şoför ev4 ve sisiyori vesk- |— Canlı bomba vel devananıli m yorgun- 5 nânın — kafa: Tuklarını — karısının Yım KIJİİCIİI K fI ıı";ıı'iıhi: Iıiı-yıı'ı: ilik kollarında din - . a ruk indirdi. diriyordu.. Hasta adam yum« Köyden, kimse cesaret edip te zavallı |ruğun tesirile müthiş sarsıldı ve birdenbirg adama bir şey söyliyemiyordu.. Böylece |hareketsiz olarak düştü ve bayıldı.. kadın kocasının bu cehaletinden daha zi - Yarım saat sonra gözlerini tekrar açın- yade istifade ederek işi büsbütün azıttı... |ca karısını gene o herifin yanında buldu. oe Hannâ bir gün işinden erken döndü... Kapıyı açıp içeri girince kansını bulama - dı. Canı sıkılmıştı. Evden çıktı ve bitişik komşuya giderek Bediayı sordu. Komşu kadın: — Bedia sabahtan çıktı.. dedi. Galiba gezmiye gitti... Hannâ canı büsbütün sıkkın bir halde tekrar eve döndü.. Güneş battı;. karısı meydanda — yok.. Ortalık yavaş yavaş kararıyordu.. Adam: cağız meraklanmağa başladı.. Nihayet aramağa çıkacağı zaman ka - rısı çıkageldi. Saat dokuzdu.. Bedia kapıdan girer girmez hemen kol. larını açarak kocüsını kucakladı; öpmeğe başladı.. Sanra oturup bin dereden su getirerek Hannâyı avutmağa çalıştı.. “Köyün en uslu delikanlısı, köyün —en çapkın kızı ve şimdiki kansı Bedianın söz- lerine çabuk kandı, İki sevgili kocanın bu kadar çabuk u- yanacağını tahmin etmemişlerdi. Hannâ bu feci manzarayı tekrar gördü.. Beynin- de hâlâ yediği yumruğun başdöndürücü a- ğırlığı vardı.. Bu manzarayı, bütün vücudunu humma ateşleri kaplamış bir halde gördü.. Genç karısını, iri üşığının kucağında gördü, ve güldü.. - Güldü. Öyle acayip bir surette güldü ki iki sevgili bu kahkaha yağmmuru altında donup kaldılar.. * Bu gülüş, bir inlemeyi andırıyordu. Bu gülüş, Alpların buzlu tepelerinde so« Buktan danarak ölen ve son neleslerini bir kahkaha, bir haykırışla verem askerlerin bağrışına benziyordu. Genç adam, cesedinden ayrılan kesik bir başın © andaki gülüşile güldü.. Hannâ, o vakittenberi, kâh kıyıları dö- ven dalgaların gümbürtüsünü ve kâh son- baharda ırmakların inleyişini andıran bir sesle Fasılasiz bir şekilde gülmektedir.. Kadıköy sü şirketi satın alıniyor (Baştarafı 1 inci sayfada) nacağı tarihe kadar olan müddet zar-|25.000 lira alacakları vardır. fındaki alacaklar da ayrıca hesap ve|Su tesbi tedilecektir. tin şirketten 79,000 ve evkafın da Ancak, Şirketi bu borçlarına itiraz etmek- tedir. Bu yüzden çıkan ihtilâf da henüz birbirine karışıyor, arasıra lüfek-’ rarlaştırılmıştır. Fakat daha Şemsed -|Ziya, sigorta kumpanyası — tazminat dinin refikası imza koymadan hâdisede | şubesi şefi Uçino yakalanmışlar ve ismi geçenler mukaveleye imza köy -İdün hâkim huzuruna çıkarılmışlardır. |muşlardır. Bundan sonra Onnik işe| Mahkemede Şemseddin kendisine başlamış, evvelâ doktor A £ isminde'is nat edilen suçu inkâr etmiş, birinden Şemsaddinin öldüğüne dair| — Ben kendimi öldürtmedim, böy- bir. ilmühaber — alınmış bu ilmü - 'le bir sahtekârlığada teşebbüs etmedim, haber hükümet — doktoru Fevziye|filvaki ben 2 bin liraya sigortalıyım, tasdik — ettirilmiş, — nüfus dairesin - Fakat müddetimi doldurmadan bu pa- maliyeden de lâzım rayı almayı aklımdan geçirmedim. On- gelen muameleler bitirilmiş, evrak te-|nik benim sigortalı olduğumu öğren - kemmül ettikten sonra paranın tedi -| miş ve bu parayı ele geçirmek için böy- yesine karar alınmak üzere Parise gön-| le bir desise kurmuş demektir, demiştir. derilmiştir . Onnik ise: Fakat henüz Şemseddinin sigorta| — Şemseddin bana eniştesi Ziya ile adım kovalıyor, vuruyor, de -| bedelini alması icap eden refikası Di -| birlikte geldi. anlaştık, bir mukavele ğ" Ve çiğneyip geçerek başkalarmı 'e Seriyorlar. q.ı:'"yollır kıyıya yakın demirlemiş | Bemilere koşuyorlar. Arkaların- K’,'i"' yığın ölü ve yaralı kalıyor. l:::nin onlara baktığı yok. Yol kumandanı bu korkunç dar mukaveleye imza koymamış,, bu , hazırladım. Bunu Şemseddinin refika- Bundan başka şirketin gene beledi-| halledilmemiştir. Çünkü şirketin borç- yeye, belediye aidatı olarak eski sene-!ları maliye müfettişleri tarafından ta- lerden devrolunan 15.000 lira kadar|hakkuk ettirildikten sonra icraya mü- daha borcu vardır. racaat olunmuş ve karar da alınmışsa Şirket bu parayı ödeyeceğini beledi-|da şirket daha evvel Şürayı Devlete yeye bildirmiştir. Fakat. Kadıköy|müracaat ederek icranın karartnı Su Şirketinin borcu bu kadarla kaima-| durdurmağa — muvaffak — olmuş « maktadır. ' tur. Şimdi paraların tahsili için Şürayi Çünkü vergi borcu olarak hüküme-|Devletin nihai kararı beklenmektedir, —TT ——— amelesini ben Ankaradaki kütükten|lesi tekemmül etmiş olduğunu, bina« yaptırttım. Evrakı da Uçinoya verdim. |enaleyh sahte olduğunu farkedemedi - — Bir aralık mukaveleyi düşürmüşüm, iş | ğini, bunun için tigortadaki muamele. meydana çıktı, demiştir. Doktor Asaf: ğ — Bana hükümet doktoru Fevzi ik Si li i ünkü iki bir tavsiye getirildi. Bu tavsjyeyi da Onnik ta kumpanyala -|sı Didar da imzalayacaktı. Çünkü - iki dfn_ çetirildi iye :'::: dolııır:;n 'l:îgrwgiin nasılsa Şem-|bin lirayı o alacak ve 'bin lirasını bize|dişçi Karabet getirmişti. .Bm de O:WH seddin ile karşılıklı tanzim ettiklerini| verecekti, Fakat imzalamadı. Biz de|raporunu verdim, diye itiraf da bulun- iddia ettiği mukavele vesikayı düşürmüştür. Bu vesika Milli Ressürans memur- lüm raporunu dişçi Karabet vasitasiyle Manzara karşısında tepiniyor, bağırı - İlarından Göknil ieminde bir gencin e.lru Fevziye tasdik ettirdik, nüfus mu- mahiyetindeki | muameleyi ikmal etmiş bulunduk. Ö-|muştur. Diğer şahıslar kendilerine isnat edi- doktor Asaftan aldık, hükümet dokto- |lenleri inkâr etmişlerdir. Uçino kendi eline getirilen evrakın kanuni muame- yi tekemmül ettirdiğini söylemiştir. Â Hâkim huzuruna sevkedilen suçlu - lardan Onnik ile doktor Asaf hakkıne daki tahkikatın mevkufen, diğerleri « nin gayri mevkuf olarak yapı'masına karar vermiş ve Önnikle doktor Asafi tevkif ederek tevkifhaneye göndermiş- ir. Müddeiumumilik tahkikata devam etmektedir.