K SON POSTA Gâvur Mehmedin Yeni Maceraları GİBALİ ZİNDANLARI Son Posta'nın zabıta romanı: 27 B Alie, bu kalabalığa karışmadan sür” latle geçti. Balıkpazarı caddesi, seyrek — havagazı fenerlerinin hafif ve sarım - D grak işığı ile, âdeta yarı karanlık bir halde idi. Aliş, tamamile tenha olan bu yola — saptı. Sür'atle ilerlemeye başladı. B * Ortalık henüz ağarmıştı. Yorgun - — (uktan bitkin bir hale gelen Aliş, kah- ! $ Ü karşıda, /| yenin önünü sulayan genç kahveci çı- — Tağına: - — Hasan!.. Bana bir okkalı kahve... b Diye mırıldandı ...Ve sonra, orada- — ki sandalyelerden birine oturup arka- — gini duüvara dayıyarak: — — Ocoool.. | Diye geniş bir nefes aldı. Kahvenin karşısındaki (Ayvanda - Tay) kapısı, henüz açılmamıştı. O tarihte, İstanbulu ihata eden sür| öleri kapatür, oe rdıktan sonra açı - Bikdı. Ve her kapıttın yanında da, kü- Çük bir zaptiye karakolu vardı ...İşte Ayvansaray kapısı da mütad. vecbile |dün gece kapanmış, ve şimdi de he - — Aliş ağal, hovardalıkta idin?.. B — Sorma Hazan bir eğlendik ki.. deme gitsin... Çalgı, kadın, oyun... — Mutlaka, gene bir miraeyediye Çattın?.. — A, Hasan.. o budalalar da olmasa, aç kalırız. Aliş, elindeki filcandan, uzun bir jyudum kahve çekti. Ve sonra, birden- bite sözü değiştirdi. — — Hasanl.. Dün, Petri çorbacı gö - — Züne ilişti mi?,. — Kahveci çırağı, suladığı yerleri, u- Zün saplı çalı süpürgesile süpürürken — tevap verdi: — Dün, hep buralarda idi... Ak «| şam, geç vakit, senin oturduğun yer- — ge oturdü. Bir iki kahve içti. Galiba| — birini bekliyordu. Fakat, beklediği a- gam gelmediği için fena halde öfkeli ÜN idi... Kapı kapanırken içeri girdi. p Si | B , burada kesildi. Bir kaç sabahcı Ti gelmişti. Bunlar da kapının a- gılmasını beklemektelerdi. Kapının açılması, gecikmedi... A « — liş, yorgunluğuna rtağmen - derhal ye- rinden kalkarak sür'atle kapıdan geç- ti. (Lonca) ya doğru ilerledi. Lonca, o tarihte bu civarın bir sefa- — hat merkezi i üçük bir meydanın — etrafı, bir kaç meyhane ile çevrilmişti. Geceleri sabahlara kadar o civarın Rum ve kıpti delikanlıları burada toplanır- lar, ve eğlenirlerdi. Bu tarihten kırk beş sene kadar ev- vel dehşetli bir yangının alevlerile sili- | nip süprülen bu meyhanelerin etrafı da oldukca geniş bir Hiristiyan mahalle - Bi idi. * Hemen ekseri evleri, Bizans impa - ratorlarının (Velâgerna) sarayının an- Kazı üzerine kurulmuş olan bu mahal- — lenin sâkinleri Rumlardan mürekkep — colmakla beraber, bunların arasında, — muhtelif milletlere mensup olanlar da görülmekte idi Fakat; Loncanın etrafı, kâmilen Türk mahallelerile muhat olduğu için bu vaziyet, âdeta oradaki Hiristiyan « ları birleştirmiş; müttehid bir kitle ha- — line getirmişti. Geceleri geç vakit, bu- Ü talarda serbestce dolaşmak isteyen bir — Türk'ün, mutlaka sopasına ve silâhı- na güvenmesi lâzım gelirdi. Loncada serbestlik imtiyazına malik li. © olan bir unsuür varsa, o da kıptilerdi. Geceleri, Lonca hayatına zevk ve neş'- —e katan kıptiler, sabahlara kadar ora- <daki eğlencelere iştirak ederler.. ekse. risi, meçhul membalardan para kaza - Galiba bu gece gene , ü * man Lonca hovardalarının avuç avuç O sasntikleri naralardan - bol bol istifade Galata, Beyoğlu mütemadiyen za - bıtanın şiddetli tarassudu altında bu - lundurulduğu için kurnaz davranan meşhur kasa hırsızları, büyük hırsız kumpanyaları mensupları, şurada bu- rada batakhane işletenler, esrarkeşler, gizli kadın ticaretile geçinenler, kendi- lerine Loncada birer yatak edinmişler- di. Çünkü, burada zabıtanın müraka- besi, nisbeten daha gevşekti. Ve bü « tün zabıta kuvveti de, (Kapıkulluğu) denilen karakoldaki, sekiz on zaptiye- den ibaretti. Loncada hayat; gece yarılarından sonralara kadar çalgılar, şarkılar, nâ - râlar ve kavgalarla geçer; ondan sonra başlıyan sükünet, ertesi günün akşa - mına kadar devam ederdi. İşte şimdi Aliş; (Ayazma) yı geçe- rek Loncaya doğru ilerlerken, her ta- |* taf derin bir sükünet içinde idi. ina gelmiş; ku- mesi önünde du- rarak etrafına göz gezdirmişti. Mey - danda, birbirile cilveleşen iki sokak kö- ği bir canlı mahlük hanenin şti. Fakat uyuyanlar, o kadar dal. mışlardı ki; bu yumruklara hiç bir ce- vap verilmemişti. Aliş yur belerin şiddetini de tezyid et: - hayet içeriden küfürle karışık bir ses işitilmişti: — Hay, istavrozu — kandilli, herif hay.! Ulan' sabah Karanlığı patladın mu?.. Defol şuradan.. herkesi rahat bı. rak... Aliş; küfürle karışık olan bu öfke- K sesin ihtiva ettiği istiskale rağmen, kapıyı yumruklamakta devam etmiş - ti... O zaman içeriden daha hiddetli ve daha tehditkâr bir ses gelmişti ukları sıklaştırmış, dar « — Hay, geçmişi tenekeli... Ulan!..| Sabah sabah, herkesin başına belâ mı geldin. Aliş sabredemedi. O da öfkeli bir sosle mukabele etti: — Ulan, kalkıp açsan al.. Koluçka- ya yatmış tavuk gibi yattığın yerden ne bağırıp duruyorsun... Ayağa kal - karsan sanki yumurtaların mı soğuya- cak?.. İçeriden gelen ses, biraz yumuşamış- t — Kimsin bre?.. SA bimias ei Pes perdeden küfürle söylenmeden, ve sürüklenen ayak sealerinden sonra, kapı açılmıştı. İki öfkeli çehre, bitbirile karşılaşmıştı. Gâvur Mehmede, adının Aliş ol - duğunu söyleyen tefci İbo, derhal içe- ri dalmış, sabırsızlıkla sormaya başla. mıştı: — Petri çorbacı, nerede?,, — Evde. — Evde kim var?.. — Hiç kimse yok, — Bu gece kimse geldi mi?.. — Hayır. (Arkası var) TAKVIM TEMMUZ Rımııâbızono l 30 Temmuüz | Resmi sene) 17 1036 Arabt sene 1855 Hızıt 86 PERŞEMBE İMSAK | D_—ICem. evelİ — Tp7 T7 İ18 10 2 |46 İkindi | Akşam| Yatsı 5. |D. |S. |D. |S. |D. 4|sı| 8 |47 llı solonlialız kapısı | 7tt e * !:ı Son Posta'nin siyasi tefrikası 1 sefaretinde bir gün |bile hizmet etmediği halde sefa- ret — kâtipliği maaşını muntazaman almakla beraber, ayni zamanda Necib |Melhamenin kâtipliği ve serhafiye Ah- met Celâleddin beyin çiftlik kâhyalığı W;zihi işler de deruhde ederek - vatanı - nın, milletinin menfaatine hizmet et - mekten ziyade - şahsi menafiine taal - ük eden işler takip eylemiştir. 6 — Ali Kemal bey, vatan ve millet in çalışanlarşn — (muhakemelerinin galat) olduğu iddia ederek, istibdadı |devirmek için uğraşanları tenkit ve is- Brüksel ihfaf etmiştir. | 7 — Ali Kemal bey; Paris'de tah- unan talebeler ından tesis Ce mi bir cemiyete i virdiği entrikalarla bu iştir... Cem olmadığı h ertip edip gene bizzat ken- mek suretiy bdülhamidin nazarı d 'Ali Kemal beyin bu sirkat e, bir hakem hey dilniş; ve bu bayat mhkikat va istki « katını yaparak bahsolunan evrakın, Ali Kernal bey tarafından sirkat edil -| di; iştir. O zaman Ali ; cürmünü te'vilen itiraf etmiş; (çalmadım, aldım.) demiştir. Bu maddeler, uzayıp gidiyordu. Ar- tık Ali Kemal beyin maddi ve manevi hüviyeti, üzerinde vıgır vıgır kurtlar kaynıyan bir cifeye benzetiliyordu. Hattâ bazıları, bir insanın bu kadar it- hamlara tahammül edemiyeceğini ileri sürmüşler; Ali Kemal beyin intihar e- deceğine bile hükmetmişlerdi... Halbu- ki Ali Kemal bey, hiç de bu fikirde de- gildi. O, yalnız bir şeye karar vermişti. O da; muhasımlarının bütün bu ifşaat ve ithamatına karşı: — Viz geliy Demek.. - tü - her ne şekilde olursa olsun, her yerde isminin anıl - masına sebep olan bu mevzular üzerin- de münakaşaya girişerek kendisine bir şöhret temin etmekten ibaretti. * İşte; Avrupadaki Jön Türkler ara- İsında - bu şekilde - başlıyan (muhale « fet); tââÂ, meşrutiyetin ilânına kadar böyle dedikodulu mevzular ve şahsi İhücumlarla devam etmişti. Ve.. (10 Temmuz 1324) tarihinde, Osmanlı İmparatorluğu hudutları da - hilinde, gümbür gümbür (Meşrutiyet) toplart atılırken; Ana vatan haricin - deki Jön Türkler arasında doğan (Mu- halefet) in şekli veciheleri, şu şekilde tebellür etmişti: 1 — Ahmet Rıza bey, muhaliftir. — Kime?., — A.. Prens Sabahaddin beye, B . Murad beye. C. Ali Kemal beye. 2 — Prens Sabahaddin bey muha- liftir. — Kime?, | — A . Ahmet Rıza beye B . Ahmet Rıza beyin fırka - İsına şekil ve düzen veren (Doktor Ba- haseddin Şakir bey) ile, Ahmet Rıza beyin en anut ve en kuvvetli müdafii olan (Doktor Nâzım bey) e. 3 — Ali Kemal bey, muhaliftir. — Kime?... — Menfaat ve kanaatlerine uy « gun gelmiyen, herkese... İşte; Türkiyede (Hürriyet-ve-Meş- * Vilân adildidi oün, M SD -|nur olunmaz koşa k İttihatçılar Devrinde MUHALEFET Nasıl doğdu, Nasıl yaşadı, Nasıl öldü? iÜğ' haricinde teşekkül eden (Muhalefet cepbeleri)... İsimlerini saydığımız zevat, bu cep- helerin birer kumandanı idi. Ve hepsi de, az çok birer kuvvete mâlikti. (10 Temmuz 324) tarihine kadar (Ana va- tan haricinde çarpışan) (1) bu kuv- vetler ;0 tarihten sonra, cephelerini Türkiye hududları dahiline nakletmiş- ler, ve mücadeleye büsbütün başka bir şekil vermişlerdi. * (Muhalefet)... (10 temmuz 1321 - PerşemBe) gü - nüne kadar, Türk ve Osmanlı hudud- ları dahilinde, bu kelimenin delâlet et- tiği mana, henüz malüm değildi... An- cak o tarihten bir kaç gün sonra, g tükten kaçırılan nâdide bir eşya gibi, asız. memleket hud ti. Ve bunu böyle gizlice &, (Ali Kemal bey) di. mal bey, Meşrutiyet ilân olu- İstanbula gel- le, (Jön Türk) nı taşıyanlardan İstibdad de ar) na 1 Osmanlı hudutlarını geçen ve Halbuki Ali Kemal bey, Meşrutiye- in ilânına tekaddüm eden günlerde, Abdülhamidin husust bir iradesile (Triyeste) başkonsolosluğuna — tayin (1) (Ana vatan haricinde çalışan ve çarpışan) bu kuvvoetlerin hiç biri, memle » ket ve millete faydalı hiç bir İş göreme- mişlerdir. Bunlar hakkında; gene (Son Posta) sütunlarında — (İttihat - Terakki) nasıl doğdu?. Nasmıl yaşadı?. Nasıl öldü?..» ismindeki yazılarımızın başında kâfi dere- cede malümat verdiğimiz için burada bu malümatı tekrandan içtinap ettik. — Z. $. Avrupadaki Jön Türkler arasında başlıyan muhalefet, Meşrutiyetin ilânına kadar dedi kodulu mevzular ve şahsi hucümlar ile geçmiştir. Böyle olduğu halde, Ali Kemal be- yin » hemen hemen küçük elçilik me- muriyetine yakın olan - bu yeni vazi- | fesinin başma gitmiyerek böyle sür'at- le İstanbula gelmesinin sebebi ne i - di? ... Cevap — Abdülhamidin, kisa bir telgrafından ibaretti. Çünkü Ali Kemal bey; Triyeste'ye gitmek için hazırlanırken birdenbire Hürriyet ve meşrutiyet ilân edilir edil- mez Abdülhamide şöyle bir telgraf çek- mişti: Dersaadette; Zâti akdesi hazreti hilâfetpenahiye Meşrutiyetin ilânı üzerine Dersaa - |dette ve bâhusus nezdi şâhânelerinde * |bir çok asdikayi bendegâna ihtiyaç der- |kârolduğu cihetle, kurbü şâhânelerin- de ifayı vazifei ubudiyeti, hariçte ha - yatı memuriyete feda etmek emelin - deyim — Nezdi hümayünlarında der- kâr olan ubudiyet ve sadakatimin mü- kâfatı olarak derhal İstanbula celbimi istirham eylerim. Emrü ferman ve lüf. fü ihsan, zâti şevketsemâti hazreti zıl- Tüllahilerinindir ferman. Ali Kemal Bu telgrafa, mâbeyn başkâtibi Tah- sin paşa tarafından şu cevap verilmiş- HÜ: Yıldız Telgrafhanesinden Paris'de: Saltanatı seniye sefaretine Ali Kemal bey tarafından, zti ak. desi padişahiye vâki olan marüzat, nez- di şâhânede karini kabul olduğu cihet- le, tensibi âli vechile Dersaadete hare- ketinin kendisine tefhim edilmesi, bâ iradei seniye marüzdur, edilmişti. Şu hale nazaran doğruca va-|' zifesi başına gitmesi lâzım gelirdi. İstanbul Milli Emlâk Müdürlüğünden: Boğaziçi 116 mükerrer sayılı re murabbaı tarlanın tamamı. : Yeniköy Kakavya sokağı eski 5 yeni 19 sa- Boğaziçi : Yeniköy Güzelce ali bağlar Lira mevkii eski 4454 metre 93 desimet- 40 yılı 74 metre 69 desimetre murabbaı arsa- nın tamamı. Kumkapı 30 00 1 Çadırcı ahmet çelebi Balipaşa caddesi eski 13 yeni 13 - 15 - 17 sayılı İmalâthanenin 56/8A0 payı. Fener 300 1 Seferikoz fener caddesi yeni 128 - 132 sa- yılı kahvehane ve odaların 57/96 hissesile bir evin tamamı. Kamerhatun : Papasköprüsü sokağı eski 3-5-7-18-20-24-26 tapu kaydına göre 32 yeni 3 ilâ 19 sayılı ahşap evleri müştemil 2263 metre murabba- ında bostanın tamamı. 1200 Arnavutköy : Haremeyn sokağı eski 45 yeni 35 sayılı 57 metre ve 48 desimetre murabbaı arsanın 1/4 payı. Boyacıköy 4/6 Kamerhatun payı. Mahallesi Fesliğen sokağı yeni 41-43 sayılı 4 : Yedinci sokağı eski 23 yeni 21 sayılı 171 metre ve 23 desimetre murabbaı 33 metre 32 desimetre murabbat arsanın tamamı. Yenişehir 12 yeni 12/4 sayılı bir ev ve mahallen Feriköy mükerrer — sayılı : Mahallesi Papas oğlu ve erik sokağı eski tapuda papas sokağında iki evin tamamı. $ Birinci kısım baruthane caddesi eski 135 206 metre B6 desimetre murabbat arsanın tamamı. Feriköy yılı 5T metre ve arsanın tamamı. Kasımpaşa : Birinci kısım baruthane caddesi eski 59 sa- 46 desimetre murabbar : Emincami mahallesi samancı sokağı eski 14 yeni 36 sayılı evin 1875/2400 hissesi, Büyükada : Yalı mahallesi Balıkpazarı caddesi yeni 55 sayılı dükkânın 5760/11520 hissesi. Kadıköy — : Cafer ağa mahallesi Kuşdili caddesi eski 1 yeni 103-103/1 sayılı bostanın 1/4 payı ( Devamı 11 inci sayfada )