14 Temmuz 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6

14 Temmuz 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA , Attilânın mezarı ve hazinesi | 3000 derece sıcaklıkta Macaristanda bulunacak mı? Dünyanın en büyük fatihinin son gecesiıii’ bir Alman Prensesi ile geçirdiği ve bu Prenses tarafından katle- dilerek onunla beraber gömüldüğü zannedilivor Avrupalı bir ressam Attilânın ölüsünü böyle tasvir ediyor Bin senedenberi insanlar, dünyanın gördüğü en büyük fatihin, yani Attilânın topladığı altın ve mücevberlerin gömülü olduğu yeri aramaktadırlar. Attilânın hazi- mesi kendisiyle birlikte gömülmüştür. Arkeolojistler, bu definenin izini bul. duklarına inanıyor ve bilhassa Macaristan- da vaktiyle Tisza nehrinin aktığı çalışıyorlar. Tisza nehri, Attilânın ölümün- denberi yatağını bir kaç kere değiştirmiş bulunuyorsa da yapılan araştırmalar saye- sinde nehrin eski yatağı bulunmuştur. Son haftalar zarfında — Attilâya ait altınlar ve kiymetli taşlarla bir çok eşya meydana çıkarılmış, Attilânin — adamların- dan bir çoklarının kemikleri keşfedilmiş, hattâ bunlardan bir kısmı atlarının sırtında olarak bulunmuşlardır. Bu yüzden Arkeolojisiler, çok geçme- dan Attilânın kabrini de bulacaklarına - nanıyor ve bunu da meydana çıkarmak i- gin çalışıyorlar, Attilânın adamlarından çoğunun kan- ovada süslenmiş ları, esir kadınlardı. Fakat Hünler bu ka- gibi süslerlerdi. Bu ellerine düşen etmezlerdi. kendilerine —nasıl dınları, birer kraliçe yüzden bu cengâverlerin kadınlar, kaçmağa teşebbla Çünkü onlar kadınları bağlayacaklarını bilirlerdi. Sonra bu cengâverlerin kendileri de ——— murassa eşya taşırlardı. Kemerleri altından idi ve kıymetli taşlarla murassadı. Kullan- dıkları kaplar da ayni şekildeydi. Bir er- kek ile kadının koyun koyuna yattıkları bir mezar içinde, taşlarla süslenmiş bir al- tın kap bulunmuştur. Dikkate değer bir keşif de «Kral Atti- adını taşıyan bir altın sikkedir. Attilâ madeni sikkenin üzerinde boynuzlu ve dik kulaklı görülmektedir. Bunun bir düş- man tarafından yapılmış olduğu — anlaşılı- yor. Fakat Attilâ geniş kafalı bir adam ol duğu için bu çeşit şakalara aldırış etmezdi. Bulunan eşya arasındaki iki kemer to- kası, yakut ve zümrüdlerle murassadır, Bir çok mezarlarda erkeklerle kadın- ların koyun koyuna yatmalarından Hünle- rin, bir erkek öldüğü zaman malını, karım- nı veya kölesini de kendisiyle beraber göm- dükleri anlaşılıyor. Bütün bu keşifler, Attilânın — cesedini bulmak âhtimallerini — kuvvetlendirmekte- dir. Rivayete göre Attilâ, içiçe üç tabutun içine konmuştur. Tabut, kabre — indirilme- den evvel, Attilâya ait hazineler mezara indirilmiş, daha sonra tabut da gömülmüş tür, Attilânın hayatı, bir destandır. Napo- leon, onun yanında silik bir sima kalır, Bü- Yük İskönder, ona.nisbetle - bir gölgeden İki GÖNÜL İŞLERİ Evimize Giren dostun Hıyaneti « Beş senelik evliyim, Kocamın çok dostu olan bir genç var. Teklifsizce, sık #k evimize gelir gider Bu adama ben de bir arkadaş nazariyle bakıyorum, Fa- kat son zamanlarda gözlerini ve hare - ketlerini beğenmiyorum. Gözlerinde © erki samimi ve alâkasız urkadaş bakışı kalmadı. Onun yerine ihtiraslı bakışlar kaim oldüu. Onun bu hareketi beni çok gaşırttı ve müşkül vaziyete düşürdü. Ben ona karşı tamamen lâkaydım. Ne ya- payım, nasıl hareket edeyim? Feride Evinize dost olarak giren bu adama her şeyden evvel kapınmızı kapamak lâ- zım. Belki kocanız onun bu küstahlığına İnanmak istemez. Onun için meseleyi açıkça kocamıza anlatmıya lüzum yok. Fakat akrabalarınız ve dostlarınız vası- tasiyle kocanıza bu adamın teklifsizce eve girmesinin mahrurları anlahlabilir. Siz de öyle yapınız ve kocanızın gö: bu süretle açmıya - çalışınız. O vakte kadar da bu adama katiyen yüz verme- yiniz, bilhassa kocanız yokken eve al- Mmayınız, * «Ben 50 yaşında dul bir kadınım. 18 yaşında bir kızım var. Hayatta başka kimsem de yok. Kız hp kendisine bir meslek yapmak istiyor. Ben razı olmuyorum. «O işe giderse eve de benim işimi görecek kimse kalmıyor. yalnızlıktan da sıkılınm» diye düşünü- yorum. Siz ne dersiniz? Halide Bu kadar hodkâm olmağa hakkınız yoktur, siz bir gün dünyaya gözlerinizi kaparsanız kızınız. hayatta — yapayalnız kalacak, O vakit düşebileceği tehlike . leri düşününüz. Binaenaleyh onun şim- di hayatını kazanmasına mâni olmayı- Bız, * Bir genç imzalı okuyucuya: Hem evlenmek ve nişanlanmak İste- miyorsunuz, hem de kızdan uzaklaşma- Ha razı olamıyorsanuz. Hele bir tamşıp sevişiniz de programınızı ondan sonra yaparsınız. Hissin hâkim olduğu yerde, menfaatin Dek yeri olmaz. “> TEYZE ibarettir. Cengiz Han bile Attilânın izinden gitmiştir. Bizans imparatoru ikinci Teodos, Hün hükümdarı Raus'un ölümünden haberdar olduğu zaman sevinmiş ve Rausa verdiği vergiden kurtulduğunu sanmıştı. Halbuki Rams'un ölümünden sonta Atı ile Buda işleri ele almışlar, ve Bizane elçileri taziyet için geldikleri zaman Attilâ tarafından kar- gılanmışlar ve Attilâ bunlara saygı göster- mek Üzere, atından inmemişti. Çok geç-, meden Attilâ Ren-nehrinin — kıyılarından Hazer denizinin kıyılarınd — kadar uzanan sahayı demirden bir elle idare etti. Bütün bu memleketler Attilâya her yıl yığın yı- ğin altın ve mücevheri vergi olarak veri- yorlardı. Rivayete göre Attilânin — katli üzerine adamları Tisza nehrinin yatağını çevirmiş ler, cesedini üç tabuta koymuşlar, kapatıp Attilânın hazinesi ile birlikte nehrin yata- ğina gömmüşler, ondan sonra nehri gene yatağına çevirmişlerdir. Arkcolojistlerin hedefi bu tabutu bul- maktır. Tabutun içinde bir tek ceset mi, yoksa çift ceset mi çıkacak? En çok merak olunan noktalardan biri de budur. Çünkü rivayete göre Atıilânın yer yü- zünde geçirdiği en son gece zarfında, ya- nında Alman krallarından birinin kızı olan İldica bulunuyordu. Ve gene rivayete gö- re onun katili bu kadındır. Rivayet sahih ise Attilâ'nın cesedi keş- folunduğu zaman bu küdının da onunla bir. likte gömülmüş olması icap edecek ve o zaman tarihçiler mühim bir vak'a İle kar- #laşacaklardır. Ticaret Odası Sanayi Şubesi Ticaret Odasında yeni ihdas edilen Sanayi şubesi faaliyete başlamıştır. Sanayi Şubesi muhtelif mevadın mali- yet fiatlarını tetkik etmeye başlamış- tir. Elde edilecek sanayi mamnlâtının maliyet ve satış fiatları vekâlet tara- fından kabul edilecektir. Sanayi Şu- besi için alınacak iki raportörün imti- han şartları bugün Oda İdare Heyoti tarafından tesbit edilecek ve bu şartna- me yarın gazetelerle ilân edilecektir. Müsabaka imtihanı ile alınacak olan iki memurun İâakal iki ecnebi İisanı bil - mesi şart konulmuştur. Takas komisyonu Dün öğleden aonra vali muavini Hüdainin riyasetinde takas komisyo - nu toplanmıştır. Komisyon geç vakte kadar, son bir ay zarfındaki takas iş- lerini tetkik etmiştir, hayat yaratan adaml!) Bir İngiliz âlim “Ölülere hayat vermiyorum, biz öl yiz, kalıp değiştiririz!,, diyor ve ilâve ediyor “vesaitim mükemmelleştirirsem insan da yaratacağım (!) » - Londra, 9 Tem- muz — -Morley Martin ile tam dört saat konuş- tum, Eserleri, muvaffakıyet —- İleri hakkında u- | zün uzun tafsi - lât verdi. Ben de her geçen dakika- da kendisine bi- Taz daha inana « rak bu harikulâ - 'de hâdiseyi dinle- dim, Eğer önümüzdeki asırlarda Morley Martinin — keşfi tekâmüll ettirilir- se beşeriyete yap- tığı hizmet ile ni- x ce nice insanları * B geride ve gölgede — İngiliz &liminin bırakır. söylediği hayvan Şimdiye kadar bütün $limler ve pro » fesörler hayat kör düğümünü çözmek isterlerken daima ölen bir uzviyeti ele alıyorlar, ve her zaman natamam olan bir çareye baş vuruyorlardı. Ya Rusların yatığı gibi makine ile kalbi işletiyorlar, yahut da ölen hüc - releri diriltmeğe gayret ediyorlardı. Morley Martin ise hiç bu yoldan git- miyor, ve esasen kendi ifadesine na- zaran muvaffakıyetin sırrı da orada « dır. O hayatın nihayete ermez oldu - tiği zaman vardık, bugün gene varız, ve yarın öldükten sonra da gene ola- cağız. Üzviyet ölmüyor. Kendine mu- vafık yeni hâyat şartları bülunciya ka- dâr intizar devresi geçiriyor. Kendisiyle görüştüğüm —dört saat zarfında bana 200 den fazla fotoğraf gösterdi. Gözlerimin önünde mikroskobik cisimler yaşattı. Haline baktım. Şarlatanlığı hiç yok. Tahsilini, çocukluğundaki tasarrufları sayesinde yapmış, hayatını ilme vakf- etmiş, şimdiye kadar 96 tane ihtira be- ratı almış. Hepsini satmış ve kazan - dığı paraları da gene ilmi araştırmala- ra hasretmiş, Çok zengin olduğu günler olmuş. Sırası gelmiş altın madeni — işletmiş, gene sırası gelmiş, — elindekt bir iki miligram radyomu satmış. Şimdi alt- |, mış yaşındaymış.. Evini çok fakirane döşenmiş bul - dum. Mahalleden tahkikat yaptım. Yorulmadan — çalıştığını — söylediler. Kendisine bütün tereddütlerimi anlı düm. — Azizim, dedi, siz gelip beni bu- rada buldunuz. Ben kendime reklâm yaptırmadım. Yaptırmasını da sev - mem. Ne diye şarlatanlık olsun, bu iş- | ten hiç bir istifadem yok ki.. Sonra güldü: — Ben, dedi, doktor Frankenstein değilim. Doktor bundan sonra, — şimdi size tecrübelerimi göstereceğim, dedi. Te- beşir parçasında hayat bulunur mu ? İSiz şüphesiz bi ağınıkraçarökt Y Elya ö yeceklin ü Ben de, ağzımı daha rak: — Evet! diyeceğim. Herhangi bir cismi 300 derecei ha- tarete koydunuz mu, size bütün biyo- loji ve fizik âlimleri: — Artık, hiç bir hayat eseri bula - mazsınız derler. Ben ise işte o derecei hararette can- h bir hayvanın doğacağını iddia ede - rim. Bir çok kereler ben de madeni ci- simlerin içinde ufak hayvanların doğ- duğunu bayretle gördüm. beter ıça-l ğüna kanidir. Biz dünya teşekkül et -| ihi .İgında Edvard Haves isminde bir delil Ka SİM aS Nnİ sileri aüi |lıdır. Bu zat, geçen sene Hindistana Tecrübeleri binlerce defa tekrarlll | |dim. Morley Martin bu sefer resimlet | |gösterdi. Üç metreyi geçen fotoğr vardı. Bu fotoğraflarla her on dakik ; |da bu cisimlerin nasıl istihale ettiklel rni resme almış, bu hayvancık'arda mudu fıkarinin, &imağın teşekkülül göstermiş. kalbi resme almış ... Morley Martin sözüne şöyle de eti « — Dünya yüzünde hayat doğma dı. Tıpkı feza gibi hayatın da ne b ve ne de sonu vardır. Dünya daha güneşten yeni ayrılm ve zeveban halinde iken bile biz gel vardık. Vücut hayatın bir tezahür $e li değildir, hayat, cismin bir tezah şeklidir. Emin olunuz ki keşiflerim ilim â | İminde ihtilâl yapacaktır. Ufak hay vanlar vücuda getirdim, vesaitimi © kemmelleştirdiğim zaman insanlar yaratacağım. Sonra tevazu ile şunları ilâve ettil Benim yaptığım, nümütenâ vü: şeydir. tin içinde nâmütenahi küçük B İntransixeant'tan Charles Richard İki kadının kocasl İkinci karısını almada”i Londrada mahkemeye verildi f $ takip ettiği en mühim mesele deveadir. Biçami, İnçilislerin tabirile * zevceli olmak demektir. İngilizlerin tabirile çift zevceli olmak &î git ” mektir. Hâdise ile alâkadar olan erkek 28 paiş, orada 24 yaşında güzel bir gene vi olan Mis Konstana ile tanışarak sevişit” ve omula evlenmöğa'karar vermişir. M nun Üzerine iki nişanlanmışlar, ve €DE Jenmek üzere Hindistandan hareket ede 5 rek Londraya gelmişlerdi. Nişanlı kıııgıA Jesi de refakat ediyordu. Londraya g d mile, bir müddet sonra damadın evli ©! duğunu onlamış ve feci bir vaziyete düf müştür. Genç kız ise nişanlısının evli “, duğunu anlayınca gayzını yenemiyerek Kkanlı öleyhinde dava açmıştır. - Erkek mahkemede — münasebetlel bâlis ve platonik olduğunu söylemiştir. Dava büyük bir harezetle devam eti tedir. 5 Mısır üniversitelileri geliyor — Mısır Üniversitesiyle yüksek m!,_ teplerinde okuyan talehelerden seki İ kişilik bir grup bu ayın on akısl! Daçya vapuriyle şehrimize gelmiş Tunacaklardır. ” Mısırlı talebeler için Turing ’îa ve Üniversite tarafından bir g8 ,İ programı hazırlanmış, ve bu progrâ 4 min bir nüshası Mısıra gönderilmi$* Mısırlı talebelerin Ankarayı zi9? ret edecekleri de haber verilmek!

Bu sayıdan diğer sayfalar: