diyordu. Cemal dükkânına gelmiş ve söz arası ona şöyle bir hikâye anlatmağa başla- mişti: — Trabzondan dönüyorduk. Bir gece evvel sıkı bir lodos yemiştik. Var- — diyada, ocağın karşısında, bir yandan sıcak, bir yandan yalpa, içim dışıma çıktı. Ertesi gün sabaha karşı fırtına durdu. Yalnız ölü lodos var. Samsuna geliyoruz. Şöyle bir güverteye çıka - — yım da hava alayım dedim. Başa git - — tim. Dayandım küpeşteye. Deniz, aşa- ğada, vapurun burnunda köpüklenip ikiye ayrılarak altımızdan kayıyor. A- gık denizlerde ölü lodos dalgaları yunus azmanlarına benzer, ustam. Zaman -— zaman ses çıkararak ve sıçramalar ya- parak. birbirlerini kovalarlar. Dalgın bakıyordum. Omzuma bir el dokundu. Döndüm. Baktım. Tanıdım herifi. Bir nevsal çıkmıştı. Bütün meb'usanı ki- ramın resimleri vardır içinde. Bunun da fotoğrafını orda görmüştüm. Bir görüşte akılda kalacak gibi acaip bir — suratı olduğu için unutmamıştım, Yal- - nız nere meb'usüu olduğunu hatırlıya- madım. Bir de ismi gelmedi akkma. Muhterem meb'as bey sordu: & — Şu karşıki dağlara ne dağları der- - ler? — Bilmiyorum meb'us - beyefendi, dedim. * Kendisinin meb'us uluşunu bilişim- — den pek mahzuz oldu. Bana karşı alâ- — ka gösterdi. Nereli olduğumu sordu. — Cevabımiı beklemeden: «Çoluğun ço- — cuğün var mi? Köyüne benden selâm söyle» dedi. Şeytan dürttü içimden, Şu herifi bir bozayım dedim. Tumtuıraklı - bir eda ile: — Beyefendi, dedim. Selâmınızı teb- şir edeceğim, dedim, Yalnız müsaade - buyurunuz da meb'usumuz - olmanız — sifatile sizinle biraz hasbıhal edelim. Herif afalladı. Yüzü gözü kömür içinde, üstü başı perişan, sakallı ateş- çinin böyle lâflar etmesi şaşırttı muh - terem meb'usu. Ben durmadan konuş- tum. Maarif işlerini tenkit ettim. Bil - — hassa İâtin ıstılahları kullandım. Bir yarım saat konferans verdim. Sonra: — Müsaadenizle efendim, vardiya — değişiyor. deyip, hazreti başüstünde bı- rakarak indim aşağı.. ne dersin usta? Oyun mükemmel değil mi?. Usta «oyunu» hiç te mükemmel bulmamıştı. Gâvur Cemalin bu hare -J keti lüzumsuz bir gösterişti. Nefsinin alâyişe olan ihtiyacının - tecellisiydi. Gâvur Cemalin nefsini geminin oca - ğında yanan ateş bile yakamamış, o - * nu nefsinin hodbinliğinden kurtara - - mamıştı. Bu hâdise ustayı Gâvur Gemalden " büsbütün soğutmakla kalmadı. Şeyh — Abdürrahmana olan bağını da bir kat arttırdı. ... “Bir cuma günü, öğleye doğru ma - balleyi sıcak ve ağlıyan bir haykıriş do- Taştı. Nüri üsta tumbalhı odada beşik - '“teki Ömerle yalnızdı. Gülizarla anası mutfaktaydılar, Kafesi kaldırıp baktı. - Tenha sokakta kör bir dilenci var. Hangi dilde söylendiği anlaşılmıyan, — Anadolu yaylâ türküleriyle mevlüdu — ve kur'anı bizbirine karıştıran bir a - — henkle ağlar gibi haykırıyor. Belden I yukarısı çıplak. Bir çuval almış sırtına. © Yalnayak. Dilenci, ustanın kapısı önünde dur- —— du. Ustaya öyle geldi ki onun kör göz- leri bir kafesin kaldırılıp kendisine ba- < kıldığını sermiştir. — Ustamın iki çift kundurası vardı. Bir / gifti eski, bir çifti yeni. Yenilerini al - KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 36 Günden güne bozulmağa yüz tu - tan alış verişi de bu yeni felsefesinin doğru yürürken — pratikte muzaffer oluşuna yardım e -İnası sordu: Bir gün, yine aylar süren bir uzak- lıktan sonra, hâlâ ateşçilik yapan ıâlmıl Ve kapıyı tekrar — Ne verdin Nuri?. — Hiç.. kundurayla, ceket, mek te versen olurdu. durlatın, takım takım var ki.. — İkişer tane vardı ana, Birer ta « giyinecek, Ben de çıp- hesini verdim. O lak kalaca kdeğilim. Anası ustaya biraz da şaşkınlıkla zamandır oğlunda bir şey - değiştiğini farkediyor. Kızdı. Gül- baktı. Kaç lerin dü: — İlâhi oğlum, dedi. Senin benim ceket, kundura termemizle bu kadar çıplağı giyinip kuşanır mı? ti birdenbire saçma ve gülünç buldu. Merdivenleri çıkarken durdu: — Doğru ama ana, dedi. Ne yap - malı? Bir şeyler yapmak lâzım, Dün- ya berbat. Dünya haksız, ana. Ne yapmalı? Usta bu «ne yapmalı?» sualini Ab - dürrahmana sormuyordu. Çünkü bili- yordu ki o da «ne yapmak lâzım gel- |diğini» bilmemektedir. Herkesin tek başına nefsini körletmesi çok sabır. istiyen, çok uzun bir yol. Halbuki gün- den güne sabrı tükeniyordu ustanın. Abdürrahman onu tevekküle alıştıra- | mainıştı. Zaman zaman tevekkül deni- İlen karanlık ve durgun suyun — içine boylu boyunca üzanıp dinleniyor. Fa- kat sonra en ufak hâdise ile, bu suda boğulacağından korkup fırlıyordu. Usta bu halde çırpınıp durtrken son bir hâdise, gerilerde kalmış, unutul - muş sandığı bir tarafının da ortaya çık- masına sebep olarak hayatı cehennem etti ona. Bu hâdise şöyle oldu: Bir gün işten erkence dönen usta, evin kapısını aralık buldu. — İtti, girdi içeri, Mutfağa baktı. Anası yok. Yu- karı çıktı. Cumbalı odada Gülizar ar - kasını kapıya dönmüş, bir sandığın ba- şına çömelmşi. Sandığın etrafında boh- çalar, pılıpırtı. Gülizar, oda kapısınım açıldığını duy- du, ve birdenbire ayağa kalkarak: — Ay sen misin, dedi., Ödümü ko- pardın Nuri, Gülizar, ustanın ânası olmadığı va- kitler, ona «Nuri» demekte büyük bir haz duyuyordu. (Arkası var) İngilizlerin yaptıkları proje nedir ? (Baştarafı | inci sayfada) tahkim hakkı hâkimiyet hakkında mündemiç sayılmaktadır. İngiliz projesinin harp gemileri hakkındaki maddeleri bizim prtoje- mizin maddelerinden farklıdır. Karadenizde sahili olan devlet- lerin gemileri Boğazlardan — geçiş hususunda tam hürriyeti haizdirler. Yalnız 50,000 tonluk gemiler, ayni zamanda Boğazlardan geçmezler. Karadenizde sahilleri -olmayan devletlere gelince, bunların ayni za- manda Boğazdan geçirecekleri ge- miler 30,000 tonu geçmiyecektir. Bir tek devletin geçirebileceği aza- mi tonaj on beş bindir. Bir harp vukuu takdirinde Türki- ye bitaraf kaldığı takdirde muharip olan taraflar, Boğazlardan - gayri mahdut küvvetler geçirebilirler. Şayet harp tehlikesi Türkiyeyi del tehdit edecek olursa Türkiye Mil- letler Cemiyeti konseyini haberdar ederek Boğazlardan geçişi menede- cektir. Türk limanlarına cemilekârane ziyaretler yapan yabancı filolar bu kayda tâbi değildirler. İngiliz projesinde Boğazlar ko - kapıyarak merdivene anasile karşılaştı. A - — Peki ama oğlum, bir dilim ek - Çift, çift kun- elbiselerin mi ler vardı onlar da gimdi izale edildi, her şey mükemmeldir, dedi. İaylar geçik Na preosden nş d kansından S Hü | bahaedildi. Fakat bu sene 2 şubatta Hava- Zihaneler birbiri üzerine çekilmiş, ev- İnada prensin ağır sürette bastalandığı du. yuldu. Bir müddet sonra, hasta otomobili ile"Nevyorka getirildi. Ve orada bir oto- mobil acentesinde tezgâhdarlığa başladı. Vat görünüyordu, kendisini ziyarete giden güzetecileret misyonu kaldırılmamakta ve ista- tistik tutacak bir heyet halinde bı- rakılmaktadır. kuttulayım diye nafaka “Temmuz L Spor || Montröde dün İngiliz j Eskrimciler röjesi tetkik edildi — Olimpiyadlara Üleeteciti 20i sarlada) — a üK Grüdlüçe beyal aktein matdi gidiyorlar hey'eti ta saat beşte toplandı. Celse a-İni müzakere ve kabal edilmedikçe bu mus) çıldı. İtalyan bey'eti gelmemişti. Belki de | vakkat kabul ile buğlu bulunmiyacaktır. Milli takım bu akşam yola çıkacak, Macaristanda hiç gelmiyecektir. Fakat bu mesele üze-| — Dördüncü madde, sağlık kontrolünün kamp kuracak ! rinde hiç durulmadı. hem girişte, hem çıkışta yapılacağını ve fa- İngiliz Projesine Ruslarm İtirazı kat resminin yalnız — bir defa alınacağını İngilizlerin mukabil bir projesi derhal | tasrih maksadiyle yapılan bazı — tadilâtla azaya dağıtıldı, İngilizler bu projeyi tesa- | kabul edildi. hüp etmediler, Türk projesinin bir tefsiri Besinci madde, Türkiyenin Milletler On birinci Ber- olduğunu ileri sürdüler. Cermiyeti azası sıfatiyle olan vecibeleri hak- lin Olimpiyadına [ İ İngiliz projesi hakkında ilk sözü Rus | kındaki 23 üncü maddenin kat'i — şekilde gitmek — üzere ; |rerahhası aldı. M. Litvinof projeye itiraz | tahtiri kaydi ihtirazisile kabul edildi ederek Türk projesinin daha evvel hükü- metlere bildirildiğini, meselenin bu zavi- yeden tetkik edildiğini ileri sürdü. Ve Türk projesinin bırakılarak İngiliz — tefsir Projesinin görüşülmesinin güç olacağını söyledi. Bu nokta üzerinde bazı münakaşalar Altıncı Madde Görüşülürken Altncı mardlde, bir noktai nazar tenti- sine vesile oldu. Bulgaristan ve Roman- ya delege hey'etleri, Lozan mukavelena- mesinin buna tekabül eden maddesindeki formüle benzer bir formül kabulü suretile, bazı düşmana yardım şekillerinin — taszihi Ma ca ris tan da | © kamp kuracak o- © lan Millt Eskrim © takımı bu akşam © Peşteye hareket edecektir. — Es. w krim — takımına cereyan etti. Neticede İngiliz — projesinin | faydalı olacağını bildirdiler. Federasyon Rei- Türk mukavele projesile karşılaştırlarak Montrö adüşmana yardım» — tâbirinin si Fuat bakacak -. müzakere edilmesine karar verildi. beynelmilel hukuk kaideleriye — muayyen tır. Takım kaptanı Enver| — Projenin mukaddemesinde eski Lozan | olan bitaraflık vazifelerine muhalif olarak Kılıca: Enver, (kaptan) Cihat, Ha- lim, — İlhami, Epeyej: Enver, İl - han, Zihni, Mustafa, Naci, Cavit. Flöreye: Kolejden Suat, Hâlet iştirak edecektir. Peştede beş müsabaka yapılacak, Macar takımı seçmelerine - iştirakten sonra Berline gidilecektir. Atletizm Federasyonu azalığı Galatasaray Spor Klübü Atletizm Şubesi Kaptanı eski atletlerden Şinasi Reşit, Atletizm Federasyonuna aza se- çilmiştir. Emektar arkadaşğa muvaffa- kıyet dileriz. Bir Prens bir bahçıvan kızı ile evlenirse ? ( Baştarafı Gincı sayfada ) Ve tpkı küçük Burjuvaların tasannusuz nikâhları gibi sessiz sadasız halkaları biri- birlerinin parmaklarına takıyorlar. Papaz gol haypcanlanıyor. Nikâhı kıyarken: — Bak şu Allahın işine diyor, Bir ve- Haht aşkı, dünyevt ihtirasların üzerine çı- karabiliyor. Bu adam muhakkak - ki cen- netliktir. Ve tabif bu sözler Üüzerine de hayli bahşiş kopariyor. Kilisenin kapısına çıktıkları zaman za- yıf solgun yüzlü, hasta prensin topalladığı ve kansının da tamüssıhha olarak dimdik yanında gittiği görülüyor. Aradan uzun bir sene geçli. Hastalıklı prens tahayyül ettiği saadeti bulabildi mi? Bunu kimse ne arıyor, ne de soruyor. Yal nuz 1934 senesinin 28 teşrinievvelinde dam Edemira'yı Şerburgda vapura biner- ken gördüler. e Gazeteciler etrafını alıp sualler yağdır- dılar; içlerinden birisi: — Madam dedi. Prens ile boşanacağı- mizi duydüum doğru mu? Madam: VDN eee Gi — Bunlar hep münascbetsiz detikodu- | ile 17 asker öldürülmüştür. ı:ı:.ı djı" cevap -;::i. ıhöyle şey Hiristiyan ğ Bu ’ü'î:"yâ;â";îînî;ab:: “İcevheratı beş liraya Tahkalede sözde ininde mevzuubahsolmaz. iyor, yah 7_ - Ka ş Demek bu iki sevgiliyi yalnız dini rabı- |bur ediliyor. «Gorav daki Habeş hükü- ""'";"3;""3; n 'ı’“;d"";h;;f" talar biribirine bağlıyordu, gazeteci sualini |meti çalışmakta ve İtalyan kuvvetleri| ftf adlı adama satmışlardır. k d“" HÜREMÜ Tni üedül ileri gidememektedir. Ancak «Musava | ahman Şeref evinin polis tarafından — Ne zaman döneceksiniz? dedi. “'î"mî:’ ['h'_“î;_'ı'“' 'W_“_"';î“(î':f_“k Prenses güldü: 6 aiz ilileğln mücevherleri bir çanta ıçın skü - Adlifrıt; ;ıç(ğu;î:;)mnkıîn KA dardaki dayısı İsmailin evine bırak - draya gelen Sir- Sidney Barton, News| ©. fakat da)ııı.. 5. Chronikle gazetesine şu beyanatta bu-| — Bunlar belki hırsızlıktır, ben boıg- lunmuştur: le malı ıvım_de ınuh:fm edemem dı- Aradan altı ay geçti. İspanya Krahıaın | «Tamamiyle gayri siyasi mahiyette | yerek götürüp Abd“"*h"'_f': şe_“"" oğlu Nevyorka gitti. Kendisini karım kar- | konuşarak Habeşistanı işgal meselesi-| kapısına bırakırken çanta görülmüş ve şıladı, merakla bekleşen gazetecilerin ö-|nün coğraft bir mesele olduğunu söyle- | polisler muh’f.dü“ n-_ıu_ııdae edilmiştir. nünde biribizlerinin boyunlarına sarıldılar. |rim. Hakikatte İtalyanlar memleketin| — Fakat _Abdulhnmıdın Bnhyııı pa - Ve o zaman prens etrafındaki şüpheli na- |ancak iki dar şeridini işgal etmiş bulu-|şaya hediye ettiği mürassa sigara taba- zarları dağıtmak için: nuyorlar. Memleketi, hakikt mânasiyle| kası henüz meydanda yoktur. Polis — Boşanma nieselesi mevruübals de- |i ga) etmiş sayılmazlar!» aramalara devam etmektedir. ğildir. Aramızda yalnız bazı suitefehhüm- Dünmkü yağmurda Üsküdar çarşısını su bastı (Baştarafı 1 inci sayfada) lardan akan su diz kapağını geçmiştir. karılmış, kalem odalarında bütün ya- | Yol selin getirdiği kum ve teressüba - tın altında kalmış, bu yüzden tramvay- lar işleyememiştir. Yağmur kesildik -« ten ve sel çekildikten sonra belediye ve tramvay ameleleri yolları temizle - meğe başlamışlar, bu sayede de yarım saat sonra tramvay münakalesini temi- ne muvaffak olmuşlardır. Evvelki günkü yağmurda da Kuleli Askeri Lisesi önündeki telgraf direği- ne bir yıldırım düşmüş, rasathaneye giden telefon telleri de kopmuştur. muahedesi Akitlerinin ismi arasında İtalya- nin da ismi zikredilmişti. Konferansta İ- talya murahhasları bulunmadığından mu- kaddemenin görüşülmesi geri — bırakıldı. Mukaddeme bütün maddeler görüşüldük- ten sonra müzakere edilecektir. İngiliz Projesinde Görüşülen Maddeler Birinci ve ikinci maddeler hiç bir mü- İâhaza yapılmaksızın kabul edildi. Üçüncü madde muvakkaten kabul edil- A. Ekrem İtalya “Gıyabımda verilecek kararları da tanımıyacağım ,, diyor (Baştarafı 1 inci sayfada) nuşmalar olmuştu. Maksat İtalya tarafından vüku bulması muhtemel mü - sellâh bir hücuma karşı bu devletlerin birbirine karşılıklı müzabereti — idi. İtalyan mahafili bu paktın devamından bu devletlerin vaziyeti henüz normal saymadıklarını istidlâl etmektedir. ğ «talyanlar iştirak etmese de yeni Boğazlar mukavelesinin yapılacağı ve im- zalanacağı hakkında söylenen sözler de İtalyanlarda bu intibaı kuvvetlendir- miş bulunmaktadır. » Çi İtalyan gazetelerinin neşriyatı ——— —© ©—. Roma, 6 (AA.) — Alferdo Signoretti, Stampa gazetesinde neşrettiği bir makalede, İngiliz donanmasının Akdenizden çekilmesini ve İtalya hariç ol- mak üzere Akdeniz devletleri arasındaki anlaşmanın iptalini talep ederek diyor ki: «İtalyaya karşı ne Akdeniz, ne de Avrupada şantaj yapılamaz.» İtalyanlar Habeşistanda | 5 Kuruşa pırlanta yüzük fena vaziyette imişler ! satanlar tevkif edildiler (Baştarafı | inci sayfada) tiriğl bilike ABdilbakidi Ş : (!İuılyunlnf Hı.lb.şiı_tendn sönmiyen lı:rdîm ıâıbıyan p:p::lt_ A bir volkan . üzerindedirler. Bu volkan kuhiye ait mücevher dolu bir bavulu ya infilâk edecek, yahut için için ken- çaldıkları anlaşıldığını Bi dini kemirecektir. İtalyanlar bir çok ta- Bu hırsızlık hakkında polizin yaptı- raflarda büyük, küçük çeteler tarafın- &ı tahkikat sona crmiş, Himmet, Hü- dan hücuma uğramakta ve bu hücum- dim .a Mantüba cülh hakirsli kez İ tomadizerğektedir. ' Si rariyle tevktf edilmişlerdir. Bu meyanda geçenlerde Diredavaya SALIR 4 e| — Bunlardan Hüsameddin ile Mustafa bir hücum olmuş ,bir kaç İtalyan nbıu' da mücevherleri yok pahasına ellerin- |den çıkarmışlar, hisselerine düşen mü- düşmana yapılan hizmetlere şâmil olmak lâzım geldiğini ve Türkiye delege hey'eti, kendi noktai nazarına tamamen uygun o- lan bu tefsirin her türlü tastihi zald kıldığı- nı bildirmiş ve konferans altıncı maddeyi kabul etmiştir. Altınaı maddenin kabulünden - sonra celse, yarın sabah saat onda tekrar top- Idtılmak üczere tatil edilmiştir. » Koram» yolu nisbelen emindir, — Canım me zaman istersel,.. O Bahrimuhitte mebtaba karşı etrafın- daki bayların komplimanını toplarken ko- cau bedbaht prens de yine Sanatoryomda, şezlonga uzanmış hayal kuruyordu. Bu vak'a üzerine günler, haftalar ve rakların su tahribinden uzaklaştırıla - bilmesi çok güç olmuştur . Birçok evlerde sular kovalar ve te- nekelerle boşaltılmıştır. Üsküdar çar - Karist Havanada kalmıştı. prens mes- şısini su bî:'_"ğil’_':_(?î"' içinde sokak- vüzgeçtime diyor ve ilâve ediyordu: — Sandet yalnız iyi bir karı sahibi ol.| — Hür kalmak ebeveynimin - yanında ak değilmiş dedi. oturmak istiyorum, tekrar evlenip evlen- Karısı isa bu sırada «şu tezgâhtardan | miyeceğimi mi soruyorunuz. Şimdilik bir bile istemekten | sey bilmiyorum! ez, v LAT KA AYU