Asamblenin Bugünkü toplantısı tler Cemiyetinin umumi — heyeti M. akşam toplanacak ve mühim ka- varlar verecektir. Toplantının sebebi, ayni Asamble tara- findan yedi, sekiz ay önce verilen bir kara- vın fkıbetini tayin etmek ve icap eden ye- ni tedbirleri almaktır. Yedi sekiz ay önce toplanan Milletler Cemiyeti Umumi Hey'eti İtalya hak. kında — «mütecavizo — hükmü vermiş ve Milletler Cemiyeti yasasının tayin — ettiği tedbirlerle tecavüzün önüne geçmeği ka- rarlaştırmıştı. Umumi hey'etin verdiği bu kararın tatbikina geçilerek ikbsadi ve mali mahi- yetteki zecri tedbirlerle tecavüze sed çe- kileceği zannedilmişti. Bu zecri tedbirlerin tesirini göstermesi için harbin uzaması, tecavüze uğrayan dev- muü- letin kargılaştığı şeraite uzun zaman kavemet göstermesi icap ediyordu İki muharip tarafın vesaitindeki büyük fark yüzünden, iktsadi ve mali mahiyet- teki zecri tedbirlerle tecavüz — ve istilâya mukavemetin imkânsızlığı anlaşıldığı sıra- da bunların petrol ambargosu — ile teşdidi ricindeki devletlerin bu maddeye muhtaç olan devleti tatmin edecekleri görüldüğün- den bu tedbir de alınamamış, azada harp Milletler Cemiyeti bakımından tğramış memleket, yedi ay içinde istilâ e- dilerek muharebe âdeta bitmişli. Hüdiseler bu şekilde hulâsa edildiği takdirde yedi sekiz ay evvel kararlaştırı- lan zecri tedbirleri muvaffakiyetsizliğe uğ- yamış sayarak ya bunları kaldırmak etecavüz» hâdiselerinin tekerrürüne mani olmak için başka bir çare bulmak, — yahut bu zecri tedbirleri tecavüze karşı tathik o- tecavüze ve mek lâzım geliyordu. Milletler Cemiyetinin yasası zecri ted- birleri bir ceza değil, — fakat tecavüze ve harbe mani olmak için bir müeyyide smy- dığı için bu ikinci şık üzerinde durmak ye- yinde değildir. Birinci şıka gelince, bir çok — milletler bugünkü Asamble içtimsına zecri tedbirler hakkındaki kararlarını peşinden vermiş o- larak girmektedirler. İngiltere hükümeti — zeeri — tedbirlerin kaldırılmasını — kararlaştırmış — bulunuyor. Fransa hükümeti, bu hususta — İngilterenin yolunu tatmuştur. Belçika, Lehistan ve da- ha başka devletler de ayni fikirde olduk- Tarımı anlatmış bulunuyorlar. Bu vaziyete göre bugünkü Asamhlenin zecri tedbirleri kaldıracağı şimdiden mu- hakkak sayılabilir. Fakat zeeri tedbirler, bir hükmün tat- bikı yolunda atılan adımlardı. Zecri ted- Birlerle beraber «hüküm» de kaldırılacak mı? Yoksa hüküm, ipka edilecek mi? Hü- küm, — yani — tecavüz hükmü — ibka edildiği takdirde Habeşistanın ilhakını ta- mımağa imkân kalmaz. Bunu tanımak için tecavüz hükmünün de ilgam gerektir. yeti, haysiyetini kurtarmak. için yedi sekiz zecri tedbirleri ilga ile kalâcak, bunu mü- teakip Milletler Cemiyetini islâh etmek meselesi ortaya çıkacaktır. Milletler Cemiyetinin geçirdiği tecrübe, gok mühimdi, ve üzetine aldığı vazife son derece ağırdı. Neticenin ayni derecede acı olduğunu itiraf etmemeğe imkân yoktur. ;Hler acı teerüba gibi bu tecrübe de bir intibah başlangıcı ıhııı. bunu da kür say- mak gerekleşir. e. Dünyanın en kavgacı İnsanları Staviski meselelerinde çok hücuma uğrayan Fransızların babacan — adliye nazırları Cheron, nükte yapmasını se- ven bir adammış. Bir gün söz Norman- diyalılara intikal etmiş, Normandiya - hlar, kavgacı insanlar oldukları için anlarla alay etmek istemiş ve şu fıkra- yı anlatmış: v «Bir gün Cenabıhak yeryüzüne ve Normandiyaya inmiş, oralarını boş görmüş, ve buralarda da insan olsun “diye emir vermiş. Derhal bir Norman- diyah bulup getirmisler. — Adamcağız Cenabıhakkı orada görünce ilk sordu- sual şu olmuş: HKIIM nerede) Sulh mahke - ŞERE . AŞ | Resimli Makale | #zami şiddet ve sür'atle devam etmiş ve | |metinden çok da- Tüşkünlediş, Selima Höliçiler Castiyoli bar | ESYOE ' Köprüsü Dünyada en çok korkulacak şey, ne kanun, ne mahkeme, ne hapis, ne de cezadır. En kuvvetli hâkim efkârıumu- miyedir. Ve başkalarının hakkımızda vereceği hüküm, söyleyeceği söz, mah- kemenin vereceği karardan daha çok bizi düşündürür. Sokağa çıktığınız za- man her taraftan mahküm edici gözle- rin size baktığını görmek, bütün elle- rin itham ederek size uzanmasına şahit | olmak, felâketlerin en büyüğü, en fe- ciidir. Mahkemede beraet edebiliriz. Kanu- nun elinden yakamızı kurtarabiliriz. Fakat efkârıumumiyenin hükmünden kurtulmamıza imkân yoktur. *Binaenaleyh gizli bir iş yaptığınız zaman yalnız kanun ve mahkemeyi değil, efkârıumumiyeyi de hesaba kat- mağa mecbursunuz. (SÖZ ARASI!I Dünyanın en büyük l derin bir ah çekti. — Ne var? diye sarı — İçimde, eski zamakem nerlerine hasret uyandı! Ne güzel şeydi ol Önce et rekten gider, bm.mdııi tırdı. O ütrek işiğin arkan L-— emniyette hissederdiniz. gn mura bulanmak, içi su daşakura NDA ) INDA menkada serbest Köprüsü HERGÜN — BİR FİKRA |( Gezen 40,000 Dakal vaRL gn N Sat_ılığa mı çıkarılıyor? Delinin rmırıfct!erı tetaklüye bazli gönüüüş v san Dünyanın en Bir dığ da sen İstel Amerikada sıh-İri evlerimizin antrelerine astık. Şi Şair Andelip ile Adalar şairi Celâl çok dost idiler. Yazın birlikte gezmeler yaparlar, haşça vakit geçirirlerdi. Andelip bazan âdeta çocuklaşır, tuhaf tuhaf düşünceler serdeder, mütalcalar yürütürdü. Bir gün, Beykozda, —Yüşa tepesine çıkmışlardı. Orada bir ağacın gölgeliği altında uzanıp, denizi seyrediyorlar - ken, Andelip birdenbire: — Biliyor musun Celâl, dedi, şu da- hiye nezaretinin neşrettiği bir is- tatistiğe nazaran son iki sene zar- böyle, sisli havada saler eden gı emekleyip duruyoruz.. Öteden, biri atıldı: — Evet amma, o vakitler, finda tımarhane -| adain boyunda başı boş çomarlar lerden iyi olduk -| dı. Şimdiyse., ları için çıkarılan Demeğe kalmadı; huü' 40.000 deli halkın | düğümüz Nişantaşı cadde İ arasında serbest- | nin yemekhanesine doğru, hl w çe- geziyormuş .|*iz deyiniz yirmi, çoban azmar! Amerikadaki Jorj Vaşington köp - rüsüdür. Dola - ren bugünkü kıy- Na Gizlh ettiğiakr manlarda altmış nilyona — malol- muştur. Bu köp- Htan bir ceza addederek mütecavizi ue |ÜÇ gün zarfında tahakkuk ettirilen landınncaya kadar bunlardan vaz geçme- | Vergi verilmediği takdirde köprünün Bugünkü vaziyete göre Milletler Cemi- | ay.evyel verdiği bükmü hırakarak ; yalnızışei rü Nevyork —li- kikadı itadike ? Bunlardan — bir|mam, kılkuyruk, uyuz, sinsi, man şirketine aittir. ğ el N:! kısmı geçenlerde bir klüp teşkil etmiş- her nev'iden kg(kbpuk sürüsü Na Şirket son zamanlarda maliyeden — Şu, tepesinde bulunduğumuz dağ | 'ler ve klübe de fikri bir gaye bulmak mayakın x? Çrekl akadaş bir ihbarname almış, bu ihbarnamede davayetini / Miesedince — içlerinden bisi çekti.. iskemlenin üzerine çıkmış: — Arkadaşlar demiş, Lindbergin çocuğunu kaçıran, Hauptmanın — ma- İsum olduğuna kani değil misiniz? si birden: — Ah, eski zamanın ucu cık sopaları! dedi. Eline kere.. en zorlu köpekler vız €e bir savururdun, bepsi de kısar, caddeyi tutarlardı.. pek mücadelesine _ııııdık. buy' Celâl, sataşmak içim sordu: — Üstad! Altın olup ta, senin olsa.. yarısını bana verir miydin? Andelip, ciddi bir ölke ile: — Haydi sen del dedi. Ne diye ve- recekmişim ? Allahtan bir dağ da sev haczedilerek satılacağı bildirilmiş, ta- bif böyle garip bir haciz kararı şehir - de sür'atle şuyu bulmuş, herkesin di- line düşmüş, şirket hesapları tetkik et- miş, maliyenin yanıldığı anlaşılarak Kletat. P l—_,'veı. diye cevapi venış'ışleı. :::eik:m Kd K bir köprüinün dünyada'ilk defa haraç | "———————————>| | Hatip sözüne devam etmiş: o bi ee el mezat satılmasının önüne geçilmistir. YİW F'k“'a" — Şu halde intikam ideolojimiz ol- | ret ettik, durdu. ll Ve yangın söndüren sun. Hauptmannın intikamını alacağız, | — Bizi falan yere götürede Kadının g..ı.ı:ı.l' :ıııl tezahlir Yıldırımlar biz de çocuk kaçıracağız. gece zammı yok! ” Şoför etrafına bakındı: Görünürde bir zabıta memuru var, ne de Bekçil — Vay mirasyedi beyler, vayi. Deyip, arabasını süzdü, Arkadaş, y'ıı: Danimarkalı gazetecilerden biri ka- dın cesaretinin nası| tezahür ettiğini sormuş. Sual hayli dedi kodu — uyandırmış, çeşid çeşid cevaplar verilmiş, bazıları: — Kadımın cesareti yaşama arzu - sundadır, demişler. Diğerleri: — Kocasına karşi gösterdiği şef - katle belli olur demişler. Ve nihayet bir mizah mubarriri de en gülünç ve en doğru hakikatı söy - lemiş: — Tahammül edilmez bir kocaya zevce olduktan sonra, ona tahammül ederek yaşamakla! Demiş. , ... Lehistanda bir fırtına esnasında mü-| — Bu parlak sözler alkışlanırken, ka- him zıraat merkezlerinden birinin ü -|Pi'nın önünde duran Bir otomobil bu zerine bir yıldıım düşerek, binayı parlak ideal sahiplerini çıktıkları yer- yakmağa başlamış, derhal itfaiyeye h.ı- lere götürüp dağıtmış. ber vermişler, müdhiş yangını söndür- ... mek için itfaiye büyük hazırlıklarla İyola çıkmış, fakat mahali hadiseye gel- meden yeni bir gök gürültüsü duyul- muş ve yeniden bir tarafa yıldırım düş- müş, itfaiye hedefine vardığı zaman yangını sönmüş bulmuş. Yerlilerden biri itfaiye neferlerine: — Evlâtlar demiş, yıldırım iki defa üşt üste ayhı yere düştü. Birincisi or- tahıği yaktı, ikincisi dg ıondurdu Yıldırımın ı_m::uynıyuedw - mesi dünyada şimdiye kadar- vakf- ol- tdamış: tesadüflerden imiş! ... Tanınmıyan tanınmış adam Şimdiki Fransız Başbakanı Leon Blum 1928 senesi intihabatından ev - vel hastalanmış, tedavi edilmek üzere Nise gitmiş. Fakat kendisini orada da rahat bırakmamışlar ve bir yerin resmi küşadına davet etmişler. Blum ken - disini davet edenlere bir mektup yaza- rak dıve(e icabet edeceğini ve malüm| el devu mahallinde bılııııtıin söyle « Pi * zİR sön krâlh kimdi? Fılhalikııâıveıdıiipbıde.ırni “2 — Şimdiki Ame sdat ve dakikada randevu verdiği ye-|Ruzveltten başka gene Yukarıdaki fıkrayı bir ecnebi gaze-|re gitmiş. O zamanlar pek meşhur ol- 'llİ“' 'Ö"'*"""’ tesinde gördükten sonrada bir başka | madığı için kimse kendisini tanıyama- ü""“'"" larak yaldızli kitaplar verilmiştir. gazetede, yıldırımımn nali tesirlerini oku | mış, nihayet zavallı Blum saatlerce do- ""*" Merasimde, ana kraliçe Mari Haz-|duk bir gün, romatizmadan kötürüm İlaşmış, merasimi kaçırdıktan — sonra ü: — Nikaragta cutalei retleri, Naip Prens Pol ve hocaları bu-|olmuş ihtiyar bir kadım evinin bir kö- meramını anlatmış, fakat iş işten geç- hunmuştur . şesinde radyo dinlerken gök gürlemiş, | miş. Kral, gerek derslerden ve gerek İşimşekler çakmış ve anten paratöner | —— tavrı' hareketten tam numara almağa | vazifesini görerek yıldırmı odanın|da romatizmalarından eser kalmadığı-| - Dünkü Sualler muvaffak olmuştur. - Küçük Kral 14 |i ıç €e kadar almış, kadım baygınlik ge-'ni hissederek tıpış tıpış, yürümeğe baş- Eylüle kadar dinlenecektir.» çirmiş, fakat kendisine geldiği zaman lamış. gzz — — İSTER İNAN İSTER İNANMA! Denizyollar idaresi kabotaj hakkından istifade ederek bü- | nun üzerine artık kullarılması caiz olmadığından dolayı kenara tün sahillerimize gemi işletmeğe çalışıyor. — Yapılan - tetkikat | Ahlan hurda ve köhne vapurların tekrar kullanılmasına karar mevcut gemilerin bu işe kâfi gelmediğini gösteriyor. Vı:ı; öösilyeni culuk şirketinden alman bir iki vapur da ihtiyacı tatmin ede - | — y malyör, İlürünln'yoni vuyurları: İNüş DÖDNT ÖREE ç e yahlkür veyimlirlr dandi teksner Deren Ça öğra Düi başlanması kararlaşıyor. Fakst edense 'bu müzakereler birdenbire kesiliyor. Bütçe- | — Bu karar doğru ise ve tatbik edilirse, bu vapurlara binecel- de de yeni vapurlar için kâfi tahsisat olmadığı anlaşılıyor. Bu- | lerin hayatlarının emniyet altında bulunacağına, İSTER İNAN İSTER İNANMA! Mükâfat alan kral 'Echo de Belgrade yazıyor: Kral ikinci Piyer, derslerine iyi çalışarak sınılı a- lüyülâlâ geçmeğe muvaffak olduğu için, kendisi takdir edilmiş ve hususi surette yapılan merasimde hediye ©- © Üİ —x Umumb Hidlla karısıdır. Binbir. gecr 2 — Sultan Cem Faim — 4 — Tanganika, şarki" / man müstemlekelerinden gilterenin nüfuzu