merîkad bîr | muallim 15 yaşındaki talebesile evlendi İz_divaç imtihanlar esnasında oldu, talebe ve muallim evlendikten sonra da mektebe devam ve eski vaziyetlerini muhafaza ettiler Son günlerde A- merikanın Tennessee filkesinin İndependen- ice kasabasında — içine den çıkılamayan — bir bâdise — vukubulmuş 'tur. Kasahanın mekte- bine devam eden 15 yaşındaki bir delikan- h ders yılının son iki haftası içinde mekte- be devam fakat imtihan sırasan- da mektebe gelerek Amt | anlarını muvaf- fakiyetle vermiş, imtihanı verdikten da hacası olan genç bayanla evlendiği haşılmıştır. Meğer çocuğun son iki hafta zarfında mektebe devam edememesinin sebebi ev- lenme işleriyle meşgul olması imiş. Hadiseden çocuğun arkadaşları hiç de hayrete düşmemişlerdir. Çünkü bunlar kadın muallimin Harri- «i otomobiline alıp gezmeğe götürdü ve bu hâdisenin sık sık tekerrür — ettiğini görmüşlerdir. Kadın muallim Polin 29 yaşında oldu- ğuna göre Harris'in annesi yaşındadır. O- muallimlerinin etmemiş, fun için çocuklar evvelâ Bbu zeki çocuğu eğlendirmek ve sevindir- mek istediğine hükmetmişlerdir. Halbuki daha bahar Mevsiminde genç muallim ta- lebesini sevmiş, ve ona gönlünü kaptır. |. mıştır. Hâdise ilkönce kimsenin gözüne çarp- Mmamıştır. Çünkü ne Harris — muallimine karşı hürmette kusur etmiş, ne de muallim ona başka talebeyi kıskandıracak bir ilti- fatta bulunmuştur. Hattâ muallim, talebe- sine hislerini ifşa ettikten sonra da mua melesini değiştirmemiş, talebe de vaziyeti ni bozmamıştır. Hulâsa hiç bir kimse Har- Tis için «muallimin gözdesi» dir, diyeme- n talebesini sevdikten — sonra r: Yapılacak bir şey varsa adamla evlenmektir. ' — Kendisi bu kararını gayet mantıkt bul- muştur. Harris de mantık bilmediği halde Byni neticeye varmışlır. Vaziyet mektebin idare hey'eti — tara- fından haber alındığı zaman hey'et mual- lime nasihat etmiştir. «Muallim, hiç ol mazsa ders devresi son buluncaya kadar Babretmeli, ondan sonra ne isterse yapma- h. Yoksa ders devam ettiği halde talebe» © da sevdiği Kıskançlık yüzünden Nişanlımı Kaçırdım «Çok kıskanç bir tabiatim var, Sev- diğim adamın yalnız benim olmasını is- tetim. Bu yüzden nişanlımı — kaçırdım, ve uzun müddet yaptığıma pişman ol « dum. Şimdi yeniden nişanlandım. Eski- den aldığım dersten islilade etmeğe ka- rar verdim. Kıskançlık — göstermemeğe çalışıyorum. Fakat muvaffak olamıyo * ram. Gehe eskisi gibi nişanlımı usan - dıracak hareketler yapıyorum. Şu zaa- fımı tedavi edecek bir yol gösteremez misiniz ? Nevin Kıskançlık kendini küçük görmekten, erkeği üstün bulmaktan doğan bir kü- çülme zaafıdır. Yahut bodgüm insan - larda tesadüf edilen bir hastalıktır. Ken- dinizi ne bu kadar küçük görmeğe, ne de bu kadar hodgüm olmağa hakkınız yoktur. Bu zaafınızın tedavisi yok gi » bidir. * «Ben bir dairede çalışıyorum. Her gün iş kcabı temas mecburiyetinde bu « sinden biriyle evlenecek olursa sınıfta in- - |zibatı temin edemez.» denmiştir. Fakat genç kadın buna razı olmamış- tır. Çünkü bir muallimin ders yılı sırasında evlenemiyeceğini söyleyen bir kanun bu- lunmadığı gibi muallimin talebesinden bi- S$SON POSTA Kayseride bir Birden doğurdu Behiye ve çocukları Cayseri (Humusi) — Tavukçu mahal- lesirde oturan Kâzımın refikam — Behiye menleket hastanesinde ikisi erkek, birisi kız ulmak üzere üç çocuk doğurmuştur. Erkek çocuklara Yılmaz ve Ahmed isim- leri, k.z çocuğa da Türkân ismi verilmiş - tir. Yılmazla Ahmedin ve annelerinin s«ıhhi riyle evlenmesine kı i,da yoktur. tebi bitirmesine kadar dişini sıkmasını rica çetmiştir. Bu suretle çocuğun — çalışmasına ve imtihanlarını geçmesine mani olmaması jçin yalvarıp yakarmıştır. makul bulmamıştır. kendi yapacaktır. le evlenme memurluğuna müracaat etmiş ye muallim ile talebe nikâhlanmışlardır. tep talebesi işin iç yüzünü anlamıştır. Hep- si de bu karı kocanın sınıfta nasıl hareket ledeceklerini merak etmeğe başlamışlardır. tün talebenin kendisine bakacağını anla- dığı için kitaplarını topladığı gibi babasının çiftliğine gitmiş ve orada çalış- dar olmuş ve evvelâ (Harrie) i bulup ken- disiyle görüşmek İstemişlerse de, genç ta- lebe bir şey söylememeyi tercih Bunlar yalmız: allime koşmuşlar, fakat ondan da bir şey Böğrenememişlerdir. geleri derslerini takip etmiş yardımından da fayda görmüştür. Bu yüz- < Tunduğum bir adam var ki vaziyetleri mükemmeldir. Türkânın tenef- füs cihanı iyi işlemediği için yavrucak ara- da sırada morarmaktadır. Türkân bünye- €e de cılızdır. 1 gelecek bir kanun İdare hey'eti muallimi bu bakımdan ikna edemeyince hiç olmazsa çocuğun mek Türk dili kurumunun satışa çıkardığı kitaplar İstanbul, 22 (A.A.) — Türk dil ku- rumu genel saekreterliğinden: Türk dil kurumu tarafından bastı - rılan şu kitaplar, yanlarında yazılı fiat- larla satışa çıkarılmıştır: 1 — Elidrak haşiyesinde Türkçe sözler: Kastamonu saylavı Velet İzbu- dağın toplamasıdır. Fiatı 50 kuruştur. 2 — Türkçe mâni elyazıları: Mani- chaicanın birinci kısınının Fuat Köse Raif eliyle dilimize çevrilmesidir. Ese- rin klişeleri de Uygüur harfleriyle kita- ba bağlanmıştır. Fiatı 60 kuruştur. 3 — Türk fonotiği: Profesör Berg- İstrasser'in İstanbul konuşma dilinin fonetiği hakkında yazdığı bir etüdün doktor Şükrü Akkaya eliyle dilimize çevrilmiştir. Fiatı 20 kuruştur. Fakat kadın muallim bunu da haklı ve Çünkü — imtihanları Bunun üzerine Mis Polin talebe Harris- Haber sür'atle yayılmış ve bütün mek- Harris, bunu önceden düşündüğü — ve bü- kayın mağa başlamıştır. Bu sırada gazeteler vaziyetten haber- etmiştir. — Ben evlendimse size ne? Diyerek bepsini başından savmıştır. Gazeteciler bunun üzerine kadın mu- Bütün bu kitaplar, kurumun yeni ve Teski bütün yayınları gibi satış merkezi- miz olan İstanbulda Ankara caddesinde Türk kitapçılığı limited şirketinde sa- tılmaktadır. Harris gündüzleri çiftlikte çalışmış, ge- ve karısının den imtihanda muvaffak olmuştur. Fakat mektep idaresi içinden çıkama- dığı bir vaziyet karşısında kalmıştır. Mis Polin mektebin en değerli mual- Hmleri arasındadır. Ancak mektebin idare hey'etini dinlemiyerek talebesi ile evlendi. ği için onu mektepte alıkaymak doğru ©- lur mu? üzerimde hipnotik bir tesir yapıyor. Ona karşı| — İdare hey'eti hâlâ düşünmektedir. kendimi zayıf histeediyorum. Sırf onu Karar verilinceye kadar belki de genç görmüş olmak için işimi bırakıp — ona | talebe bir çocuk babası olacaktır. baktığım vâkidir. Başkası benim Üze - Timde bu tesiri haiz değildir, ne yapa- yım?» Bedia olmak irade zaafından gelir. Bilâkis ira- denizi kullanınız, o adama karşı sinir - | lerinizi seferber ediniz. O vaki! ona kar. p İâkayt kalabildiğinizi göreceksiniz. * «Bir âene evvel yeğenlerimden biri- le seviştim. Bir ay evvel de nişanlan - dık. Fakat son günlerde birbirile evle nen ve bedbaht olan o kadar yeğen hi - köyesi işittik ki, biz de atimizden şüphe etmeğe başladık, ne dersiniz?» Celâl Böyle saçma şeylere inanılır m? Ya. , kın akraba ile evlenmenin yalnız &hhi mahzuru olabilir. Zayıf bir aileye men- sup zayıf iki genç evlenirse, doğacak gocuk sıhhatsiz olur. Fakat eğer ikiniz de mhbatli iseniz, bu mahzur da azalır, TEYZE Üç eski düşman: Kedi, köpek, fare... bundan daha fazla dost olabilecek- lerini tasavvür edebilir misiniz ? — “Son Posta,nın müsabakası: Kadın üç çocuk || 40 Tarihi Vak'a ve 40 Tarihi Tablo 32 - Kentor Hiron ile Ahileu Ege memleketlerinden Tesalyanın mi - toloji menkulâtı ekseriyetle, Ege denizi bo- yunca uzanan ve ormanlarla kaplı bulunan dağlarda geçer. Pelefe, Ahileus ve Jason igibi Eğenin gimal, kahramanları çocuklak. ve gençliklerini bu dağlardan Pelion da - ğinin sartlarında geçirmişlerdi. Bu dağla- rın dik tepelerinde ve yabani geçitlerinde, Kanlor ödile aailiü; beldeğ, yüksüm iarir, belden aşağısi beygir suretinde haşin ta - biatlı acayip mahlüklar otururdu. Ege memleketlerinin ilk zamanlarında kırıp ko- parıcı, tahrip edici olarak tasvir — olunan Kentorlar, asırlar ilerleyip te fikirlerin in- celdiği, parlak ve ince bir Ege medeniye» tinin doğduğu zamanlarda bir takım kah- raman muharipler olarak tahayyül edilme- üe başlandılar. Pelion dağı sırtlarında faydalı tesirleri olan otlar yetişirdi. Bilhassa eski zaman - larda tababetin yegâne deva vasıtası olan bu otların nasıl kullanılacaklarını Kentor- lar bilir ve öğretirlerdi. Bunların içinde de Hiron adındaki Kentor derin bilgileri, akıl ve fazileti ile yükselmişti. Kentor Hironun anası Flira, ihlamur fidanının perisi idi. Bu fidanın çiçekleri ise eski Ege tababetinde, hattâ bugün bile en çok kullanılan devalar- Haziran 25 dandı. Her eczanede beykeli veya reeml bulunan doktorların tannısı ve tababet l4 minin kurucusu Asklepiyos, tıp ilmini one dan öğrenmişti. Truva — muharebelerinin eşsiz muharibi Pelefa oğlu kahraman Ahie leus ise küçük yaşındanberi Hironun elin- de büyümüştü, Argo adındaki gemi ile bü- yük *ir deniz yolculuğuna çıkan gemicilerin takvimini o tanzim etmişti. -Ölümünden sonra da ulu tanmı Zefe onu bir yıldız kü- mesine kalbetmiş, Kavis yay bürcu bu süretle vücut bulmuştu. Bostonda güzel sanatlar müzesinde — bulunan — yukarıdaki tablo John Singer Sergent'in eseridir. Ken- tor Hiren, küçük güzel Ahileus'u sırtına almış ve gök yüzüne sıçramıştır. Bulutla - rın arasında uçarak, gök yüzünün sonsuz maviliklerine ok atacaklar ve cengâver « lik talimi yapacaklardır. Vücutları enfes bir raks ahengile gerilmiş, oklar fırladık - tan sonra kendileri de bir olğ gibi uçacak- lar, sonra bir an durarak gene birer ok ata- caklar ve gene bir ok gibi uçacaklar.. Sol köşedeki kartal, kahraman Hiron ile gü- zel Aşilin bu canlı, baş döndüren cengâ- verlik talimini zevk ile seyreden Zefstir. Reşad Ekrem Koçu Bir genç boğuldu Büyükdere tuğla fabrikası amele- sinden Ömer oğlu Nuri denizde yüzer- ken takati kesilmiş, etraftan yetişilip kurtarılıncaya kadar boğulmuştur. Ce- sedı denizde arandığı halde bulunama- mıştır, Bay Brosens Elektrik, tramvay ve tünel şirketlerinin işletmelerine ait muhtelif meseleleri tetkik etmek üzere İstanbula gelmiş olan, bu girkelterin idare meclisleri azasından Bay Üsküdarda imar işleri Üsküdar iskelesinin civarı park ola- rak tanzim edilmektedir. Kuzguncuğa kadar açılan cadde he- men hemen bitmiş gibidir. Şimdi be- lediye yeni açılan caddeye Kuzguncuğa kadar elektrik lâmbaları koydurmak- tadır. ıihraç maddelerimiz için : nizamname İktısat Vekâleti mühim ihraç mad « Brosent pazar günü akşamı Simplon eks- |delerimizin tağşişden —men'i için ayri presiyle Brüksele avdet etmiştir. ayrı nizamnameler - hazırlamaktadır. Kaliforniyalı güzeller şişmanlamak istemiyorlar ve fazla yağlarını buharla eritiyorlar