Sığınallar K: pencere delerek hizmetçi — odası yap- mağı tasavvur ediyor ve sığınağı müm» kün olduğu kadar ev parçalarına yak- laştırıyor. Kontrol diyeceksiniz?. Ankarada apartımanlar üzerinde açık havada kat kaçırıldığını bilmiyor musunuz? Ye - rin altında ne yapılmaz? Eğer vatan daşta mutlaka kanundan bir şey kaçır- mak azmi — olursa, onun — bir derece- ye kadar önüne - geçilebilir. Üst ta- rafı, vatandaşlık ahlâkının yeni nesil- le daha iyi teessüs etmesine kalır. Fakat bu' gığınakların - bir lüzumu var. Hattâ o gün bu lüzum hayatidir. Havadan gaz ve bomba yağdığı vaki ev halkı oraya inerek, cephe gerisi perişânlik ve Bozgündan' korüyacak - tir. Belki bu işin fenni cihetlerini bilen kalfalarımız da azdır. Hakikat odur ki sığınak diye yapıldığını işittiğimiz o- yuklardan çoğu, kuru tesellidirler. Fakat herkese belediyelerimiz bir sı- gınak masrafı yaptırmaktadır. Acaba bu masraf inşa bedelinin yüzde kaçını tutuyor? Yüzde 2 sini veya 3 ünün farzediniz. Eğer bir teftiş bugünkü sis- temin iyi işlemediğini ve masrafın da boşa gittiğini gösterecek olursa, bele- diyelerin her yapı sahibinden bu yüzde 9 veya üçü olarak, ev veya apartıman grupları için müşterek ve fenni sığı - naklar yaptırması daha doğru olmaz mı? Çünkü yeni harplerde cephe gerisi- nin dağılmamasını, işlerin yürümesini sâyin devam etmesini ve herkesin da- wayı cepheye bırakarak, sağlam mane- viyatla çalışmasını, hava müdafaasın- dan başka, sığınaklarda, maskeler te- min edecektir. A imisi kiler ol:ınk kullağnalı düşünüyor. Kimisi — ilerde bir Ottan yün İstihsal ıdı!ccekmiş Geçen sene sivri akıllı bir Fransızın deniz suyundan benzin istihsal ettiği yazılmış ve bu haber petrol kralı Rok- fellerin bir hafta hasta olmasına se - bep olmuştu. Şimdi gene ayni memlekette yani Rouende oturan başka bir dâhi daha — Mmühim bir fikir ortaya atmış ve mu - — vaffak olduğunu da isbat etmiştir. Bu muhteri gazetecilere demiştir ki: — Yünü koyunlardan istihsal edi - yoruz, koyunlar da ot yemek suretiyle yünleniyorlar, binacaleyh Kristof Ko- lombun yumurtası kadar basit olan bir düşünce aklımı çeldi. Yünün, gu vazi- yete göre maddei asliyesi ottur dedim, ve filhakika yaptığım fenni tecrübeler neticesinde ottan yün istihsal etmeğe muvaffak oldum. * Doktorun hatası İlmi araştırmalarla fazla meşgul ©- lan dalgın bir doktor bir gün kendisi - —— hi göstermeğe geler. hastasına bakmış: — AÂzizim sende sarılık var, çarpın- tın çabuk geçer, asabidir. diye bir ta- kım ilâçlar yazmış. Hasta ortadam kaybolmuş, dört se- ne sonra tekrar karşısına çıkmış, &- damcağız, hâlâ sapsarı imiş. Dok!orvı dört senede tedavi edemediği hasta-| , nin yüzüne dikkatli baktıktan — sonra, birdenbire elirli alnına götürmüş ve: — — Siz demiş, yoksa Japon musu - nuz? başuboeşuna — perhiz ** Dört senedir yapmaktan canı sıkılmış olan hasta: —| R— Evet, - demiş, farkına | — şimdi mi varıyorsunuz ? Yurddaş: aç Her günkü kazancından yapacağın — | tasarraf dar gününde seni yabancıları muhtaç kalmaktan, sıkmti. çekmekte bunun Resımlı Makale Her kazın ideali evlenmektir. Her kız başka türlü bir cv tahayyül e- der. Fakat biç biri idealize ettikleri bu yu- va için hazırlanmış değildir. Kızın yuva kurarken ideali, " hayatını temin eden bir erkek bulmak, iyi giyin- mek, raha? yaşamaktır. Evlilik kadın için bir nevi sigortadır. Evlenecek kızlara sorunuz, hiç — birisi evde yemek yapmaktan, kap yıkamaktan hoşlanmaz. Ve evde bu işlerle meşgul ol- maktansa evlenmemeği tercih — ettiklerini söylerler. En basil ve mütevazı aile kızları bile bu ev işlerinden iğrenerek — bahseder- ler. Halbuki kızlarımız her şeyden — evvel ev işi öğrenmeli ve evlilik hayatı için ha- zırlanmalıdır. Ev işi kadının işidir. İşin iyi- si fenası, temizi kirlisi olmaz. Kadın ken- di evinin işini yapmaktan zevk — duymalı- dır. SÖN POSTA Fil kılı Saadet için Bire birmiş ! Londra hayvanat bahçesinde silindir şapkalı beyaz eldivenli üç şahsın sa - bahtan akşama kadar filleri takip ede- | tek her iki yüz metrede bir yere eğilip kemali hürmet ve itina ile bir şeyler topladıklarını görmüşler. Merak edenler — işi tahkik edince, öğrenmişler ki fil kılı dünyada saadet getiren en kuvvetli bir maskotmuş ve gayet pahalı satılırmış, silindir şapkalı ve beyaz eldivenli zevat ise bunun V- caretini yapan kimselermiş. Filin sır - tından tabii surette düşen kılların top- lanma imtiyazını Londra hayvanat bahçesinden almışlarmış. * *.. Sakallı bebekleri eğlendiran kuklacı Fransada patlayan grev çeşit çeşit vak'aların cereyan etmesine sebep ol- muştur. Bunlardan bir tanesi de bir kuklacının başına gelen hâdisedir. Kuklacının biri Rivoli sokağında büyük bir mağazanın içinde perşembe günleri kukla - oynatıyormuş. GÖrev patlayıp ta müstehzimler - mağazayı | işgal edince, adamcağızı da içeri al - mamışlar, o mütemadiyen! — Ben mustakil çalışırım, grev ile alâkam yok demişse de dinleyen olma- mış adamcağız bir müddet beklemiş, parasız kalmış ve nihayet vaziyetini içerdeki işçilere bildirmiş, onlar da, ce- vaben: — Bizim de burada canımız sıkılı- yor. Gel bize oynat parasını verelim, demişler. Ve adamın o günkü hasılâtını temin etmişler. (söz *')xmîğîu—ıiî ) Dünyanın en eski stnraıı HERGÜN BİR FIKRA Zemane çocuğu Tramvayda geçmiş, hakiki bir vak'. adır.. Maçkadan kalkmış, — tıklım tıklın, Harbiyeden aşağıya inmekte olan bi- rinci mevki bir arabanın kondoktörü, çok süslü, şık, kibar bir bayamın ya - nındaki çocuk için bilet kestirmek isti- yordu. Bayan: — O, henüz döri yaşındadır! Deyince, her halde daha fazla oldu- ğu zekâsının keskinliğinden belli olan çocuk ta, derhal atılarak : — Evet! dedi; annem de otuz sekiz yaşında ! Ve bütün bir tramvay halkı kıs kıs gülerken, zavallı bayan kopkırmızı ke- sildi.. Amerikalı muharrirlerden Harry Dickson bir gün gazetede iddialı bir makale yazınış «her gün tıraş olduğum ustura dünyanın en eski —usturasıdır. Tam 140 seneliktir» demiş ve ilâve et- miş: «Eğer bundan eskisi meydana çı- rim.» Bu makaleyi okuyan dolıtor Allon Johnstone gazeteye şu mektubu yolla- mış: «Benim usturam daha eskidir. Girit adasında bulunmuştur. Ve bilenmiş taştan yapılmıştır. Tam 4500 senelik- Üür.0 Bu mektup üzerine Dicksonun bir daha sesi işidilmemiş. ... Yaylı odun Kalın meşe odununun yaylanabile- ceğini hiç göz önüne getirdiniz mi? İşte bu akla bile gelmiyecek işi bir İngiliz mühendisi başarmıştır. Gürgen, Meşe, Sögüt ağaçları büyük tazyıklar d e yaylı bir hale gelmekte ve © nevi ağaçlardan, otomobil amorti - D ea llli we büyük âmiri, üçüncü | görleri bile yapılmaktadır. sahıs. 2 —— Bir adet, aehirli.bir. bayvan. | TP A $ Bakliın grani 3 — Biz içki, phpas. 4 — Taharri-etmek- |(. 5 değil 9 — Bir L ilâvesile Mısır- 5 — San'atın halk dilinde kullarılışı. uzağı | gi eşhur bir Hehir olur, derman. TO — |gösteririz. 6 — Az pişmiş yumurta. 7 —| O ircü şakis, projenin benzeri bir kelime, Kabatları güzel bir böcek. 8 — Bayılanla- üçdüğir çühier ra koklatırlar, mutfaklarda tabak koyma -| " Dünkü bulmacanın balli; yarar. 9 — Vücudumuzdaki kırmızı su, bir Soldan tağat ga yE SA T0 — Avadenkk, GÖREÜÜ | Tn Venezilelle, 2yye Ağakan, Bi 8 e zun Üstü, üçüncü şahıs. teselli. 4 — Ekber. 5 — Adam, ma', re. Yukarıdan aşağıya: 6 — Nebile, ayn. 7 — Yaya, İsa; Ende » | — Kırmızı bir meyva, akıl 2 — Be -| yon. 9 — E, yasak. 10 İki. şiktaşta bir semt, kırmızı. 3 — Yıkanmak-| — Yukarıdan aşağıya: tan emrihâzır, vücudun yapıştığı yerinden | — Vatman, eni. 2 — Eğge, deynek. kolay kolay çıkmıyan haşere. 4 — Yoksul-| 3 —. Tas, eb'at. 4 — Ehemmiyet. 5 — lara yemek verilen tarihi yerlerden biri, 5 -. | Zal, lar. 6 — Ünleme, uyu. 7 — İka, inat. Mabh, hareketsizliğin arapçası. 6 — Bir a-|8 — La, as, saç. 9 — Liberya, al. 15 — det, bir erkek ismi. 7 — Yüksek, içine yi- 'Ar, Ren, ika, RULHACA aa İSTER İNAN ISTER Bir çazetede okuduk: « Gümrüklerin anbarlarında 11 senedenberi yan gelip mi- safir kalan bir çok kakao kutuları varrmış. Bunlar galiba Rus- yaya kadar bir de seyaha! yapmışlar da orada kabul edilme- dikleri için dönüp dolaşıp bizim limanımıza gelmişler ve güm- rük anbarlarının misafirperverliğinden istifade ederek oraya iyice yerleşmişler. «Kakao tozlarının ömrü tabiisi pek uzun olmayacak — ki, bu zavallı yersiz yurtsuz madde hülülü eceli mevudu ile artık hiç bir işe varamaz hale gelmiş. Nihayet hiç olmazsa tozların İSTER ——— n n İNANMA! kutularını satmak düşünülmüş ve satılığa çıkarılmış. «Kakao kutularına bir talip çıkmış ve bunları 48 liraya al- mış. Fakat satılan madde yalnız kutudan ibaret olduğu halde, içindeki hiç bir işe yaramaz, yenmesi gayri caiz kakao tozları- ni boşaltmağı unutmuşlar. Boş kutu satm alan adama, kakao tozu ile dolu kutuları teslim etmişler. İstanbulda ise kakao tozu azalmış olduğu için bir komisyoncu 800 lira vererek bu işe yaramaz kakaoları satın almış. O da bilmem kaç bin liraya on- ları başkasına devretmiş.» İNAN İSTER İNANMA! S karsa saçlarımı kökünden tıraş - ede-| Maksim Gorki Ermel — Talu if aya yakın bir zamandanberidir B beklenilen acı netice nihayet tahak- kuk etti ve Sovyet Rusyanın milli edibi, bu asrın da en böyük bir nâsırı olan Aleksiei Maksimoviç Pieşkov, — (müstear) — adıyla Maksim Corki öldü. Beynelmilel edebiyat ufkunda — birinci derecede bir yıldız şaşaasiyle parlayan bu! büyük adam 1869 da, Nijni Novgarod'da pek fakir bir ana babadan dünyaya gele| mişti. Daha küçücük yaşta iken hem öksüz. hem de yetim kaldığından, mektep yüzü göre meyip, uzun müddet serseriyane bir hayat sürdü: Ş Buna rağmen, kendi kendine biraz 0- kuyup yazmak öğrenmişti. Ve günün bi: rinde, Gorkinin imzası, Petersburg neşri- yat âleminde, dikkate şayan bir yenilik o« Tarak dilden dile dolaştı. Halktan yetişen bu imza sahibi, hılkm duygularını, pisikolojisini tarif — ve tasvir bususunda o vakte kadar misli görülmeyeni bir kudret izhâr eylemişti. O tarihte, Fransada Emil Zola, realizm mektebini tesis etmi Maksim — Gorki, realizmde Zola'yı fersah fersah geçti. Ce haleti, temkiye ve üslüp bakımından, eser- Terinin mükemmeliyetine mani — oluyordu. Lâkin görüşlerinin keskinliği ile bunları tas- vir hususiyetindeki kabiliyeti — emsalsizdi. (İlk aşk), (Çocukluğum), — (Serseriler). (Ana), (Step) adlı eserleri, cihan edebi- yatında birer inkılâp sayılır. Gorki, Rusayada bugünkü aşjimin kös tü körüne bir hizmetkârı olmamakla beras ber, © tejimin prensiplerine candan bağlı baştan başa emekçilerin lehin- de ve ihtilâl fikirleriyle meşbudur. Çarlık devrinde takibata uğrayan Got- ki, Kerenski hükümeti zamanında — güzel san'atlar nazırı sıfatiyle kabineye dahil ol« muştu. Kerenski devrilip — te iktidar mevkij Sevyetlerin eline geçince, Gorki bu yenj le geçinemiyerek, 1921 de Alman- . oradan da İtalyaya sığındı. Lâkin, «yeni ideale & bütün varlığı ile bağlı bulunan bu büyük adam, memleke. tinden uzak yaşamaktan son derece istwap duyuyordu. Fikren fedakârlık ederek, hükümetiyle uzlaştı ve Maarif komiseri olarak Rusyaya döndü. Orada, Sovyetler kendisine Kırım- da bir malikâne tahsis ettiler. Gorki bundan sonra, dehası, idenli- ne tahsis ederek, olanca kabiliyeti ile ça- lşıyorken hastalandı. Ve nihayet, evvelsi günkü ajana telgrafe ları, onun yüksek bir şöhret duruğundan, hiçe, hiçliğe kalb elüverdiğini bildirdiler,. Gorkinin ölümüyle mütcessir — olacak yalnız Sovyetler diyan değildir. Bu ayar- daki kudretlerin varlığı da, yoklüğu — da, bütün bir ciham alâkadar eden keyfiyet- lerdendir. ua Biliyor Müsunuz PP —x 1 — Yunanlıların güzellik ilâhı Ve « nüs'ün sevgilisi kimdir? 2 — Talleyrand kimdir? 3 — Bangkok hangi devletin merkezi hükümetidir. 4 — Meşhur Avusturyalı kompozitör Sehuübert kaç yaşında ölmüştür? 5$ — Tarihçilerin iddiasına göre büyük ' bir tufandan sonra sular altında - kalan efsaneler diyarı neresidir? (Cevapları yarın) * Dünkü Suallerin Cevapları: | — Dilsizlerin Tisanında yumruk A harfini gösterir, 2 — Spartacus Romalılara isyan etmiş Gladyatörlerin reisidir. 70 bin kişi ile Ra- ma üzerine yürümüş, mağlâp olmuş, Mi- İâttan 71 yıl evvel ölmüştür. 3 — Tenis ayunu Ftansızlar tarafından 15 inci asırda icad edilmiştir. 4 — Thâlis Yunanlıların deniz Allahı « dır. 5 — Posta pulu ilk defa 1653 de Fran- sa parlamento aza muavinlerinden Vela - yer tarafından çıkarılmış, ikinci defa İngil- terede görülmüştür. Z Mt ağ