9 Haziran —— —— Londra ngıtıuıı karşı 6 muharrir: 5 Bir itiraf ——— Son Posianın tefrikası : 42 Yazan: Margery Allingham söz söylüyordu. İlk önce mektuplari- dan biricik mevzuu Franktı. Frank şöy- le yaptı, böyle yaptı, Frank şunu ka lundı, diye yazıyordu. Daha sonra Frank'ı bıraktı, ve umami - şeylerden 'bahsetmiye başladı. Kendisi, şöhretinin en yüksek gün- lerini yaşıyordu. Onun için Landraya || geri döndüğü zaman yine rağbetle kar- şılandi. Fakat yeni şarkıları eskisi kar dar muvaffak olmamıştı. Hele Larn'un sön demlerinde onun ||| İngilterenin en tanınmış altı za- bıla romancisı Margerg allingham Anthony Berkley, Freeman Ville Grofts, Father Ronald Knox, De- rethy Sayers, Russell Thorndike kahramanları meçkul altı zabıta romanı yazıyor ve katillerin keşfi- mi İngilterenin en maruf zabıta mü- Fettişi «George Cornizhp € bırakı- yorlar. Bunlardan dördünün eşerleri. ni okudunuz. Polis müfettişi de Fik- Fini anlattı. Şimdi beşinel mu- Karrir Margery Allinghamın eseri Başlamıştır. Bir eser bitince gene polis müfet- bir cehennem hayatı yaşatıyordu. j T Luiz bu yüzden bir değişikliğe uğ- Arağımdan dinleşerekslniz. ” ” İlramın, için için gizii bir hayat yaşamı. ya başlamış ve çift şahsiyetli bir insan Fakat doğrusunu isterseniz ben bu olmuştu. adamdan tiksiniyor, onu korkunç bir| Bu sıralarda ben de, kendime göre adam sayıyordum. bir takım maceralar geçirmekte idim. Zavallı Lorn'un hastalığı bu sıra -|Daha evvelce söylemişimiydim, — bik larda, ilezlemiş bulunuyordu. — Lüizin|mem, fakat evlenmiştim, kocam öl- lıuıolıfmımımıdeedğyor,o-mî—,bmdıbirmhm bırak- hun şarkılarını beğenmiyor, fakat|mıştı. Kocamla gerçi geçinemiyorduk. Lorn bütün - bunları ses. çıkarmadan |Fakat biribirimizi Tahatsız etmiyor- Hinliyordu. Bir gün Laizin evinde iken|duk. Ben eskisi gibi çalışıyor ve ka- (Lorn) a yapılan bu muameleden kız- |zarıcımı bir bankaya keyuyordum. Mış, onunla birlikte çıkarak başbaşa| — Harp sıraları idi. Bizim işlerimiz bir vermiş, ve yemeğimizi beraber yemiş -|hayli iyi idi. Herkes, yarin ölümle yüz tik. Arada Lüizden biraz bahsetmiş ve|yüze geleceğini tahmin ederek bugün ben (Lorn) a teselli vermek için: vur patlasın eğleniyordu. O kadar — Luiz, demiştim, bu adamdan ya-|meşguldümki ihtiyarlamıya başladı- kımda usanacak, belki de boşanacaktır. ğumin farkına — vi a. — İşime korn bana bakarak: çok bağlı olduğum igin kimlerle teşri- — Buna inanıyor musunuz? dedi,İki mesai edersem benden memnun olu- ve ilâva etti: yorlardı — İnanıyorsanız şaşarım aklınızal Harbin sonlarına doğru Luiz ile tek- — Neden? rar buluştum. İki yıl kadar biribirimizi — Çünkü Luiz bu adamı seviyor.. (görememiştik. Ona dair bir çok şayia- ve sonuna kadar sevecek. ,İar işitmiş, onun israf ve sefahete dal- Darhal cevap mdın dığıma, battâ pek yabanileştiğine, gu- — Doğru değil! nunla bununla düşüp kalktığına dair Daha sonra yemeğimize baktık. ve|haberler almış, bununla beraber gel biraz daha değişik, daha neşeli bir hava İgiğini i içinde karnımızı doyurduk. mi yıl geçmiş bulunuyor. O zaman | g tahteşşuura, yahut mukadderata iname? miyorduüm. Şimdi de pek inandığım İdisini göremezsiniz! yok. Fakat a içimde Lornun ö- || Jüme mahküm olduğunu hissetmiştim. Lorn o akşam beni evime - biraktı. Gidiyorken arkasından baktım, ağır a- Hir adım atıyordu. İhtiyarlamış bir a-. ıştı. dam gibi idi. Luiz, şişmanlamiş, yaşlanmış, ıü- Bir kaç gün sonra onu ayni halde|. '—'-z-mfıu etmekle beraber gören Luize: uş ve yıpranmış olduğu belli — Hayır, dedi. Ben ısrar ettim: «— Bu adam, ölüme doğru gidi -| yor, hem de senin yüzünden!..» — Hlayır, dedi, bir şeyciği yok. A - lelâde bir nezleye uğramış. Sonra sev- ' lüncüdü diği kadın bir buşkasma vardı diye biraz Mütcaddid' resmi B neşesiz. v" bütün Luiz bana dik dik bBakıyordu . Fakat Lornu bir daha göremedim. Yalnız onun ölüm haberini aldım. Çün- kü İngilterenin şimal taraflarında ça - zımbalı hususi kurşun mühürle vardı. Lornun ölümünü bana ağlıya - yak anlatmış, onun çalışırken, piya - nonun başında yıkıldığını söylemişti. Zavallı Lorn o gün yıkılmasaymış, Loi- zin kocası yüzünden bambaşka bir derde uğrıyacak, ve © yüzden kahır çeke çeke ölecekmiş. Çünkü Luizin ko- | cası onu işinden çıkarmağa karar ver- miş imiş. Bunları haber aldıktan sonra gün - lerce rahatsız oldum. Kendime geleme- dim. Lornun ölümünden sonra Lüize ki- H Şükrü, Osman Ergin, Luslan Febwre, inde israr ettim. Dinleyen olmadı. Fa- ; n Yeni Adam — 127 İnci sayısı gıkti. İçinde Kadıköy Vakıflar Direktörlüğü Ilânları Alemdağı Defneli suyu sıhhiye mütehassıs etibbası tarafından yapı- kimyevi baktiriyolo; yenat neticesi tanzim edilen ra - HUĞĞT V İ gavali hilsünlyi bülür'ölüeğrü (Koli ip likefyan mikroplarla her türlü mevaddı kimyeviye ve uzviye- ha aad ld)ııdıilii&-lınvı-nııiırumdıenlmvvali itibaren ağzı, bir tarafı (Evkaf) diğer tarafı S e mühürlü otuz litrelik küçük boy damaca - g T derununda suculara verilmeğe başla- nmalarla iki buçuk Kitrelik galan şişeler Taliktedi Türk Hava kurumu BÜYÜK PİYANGOSU SÖON POSTA - * Son Posta © İstanbul Gelir ve Pura BORSASI Türk Devlet Borçları Lira Lira ©f & Hazine B. 45,50 Dahtlt tstikraz 95,00 (Narcis Oller) den mişti. Yatağım kenarından pencereye, pen- cereden yatağın kenarına sinirli adımlarla mütemadiyen gidip geliyor... Karım Tuyes yorganın altında bir kuru dal gibi hareketsiz.. Bahçıvanlıktaki İ » sülyeler sararmış, yapraklarını döküyor - lar. Yumuşak ve taze sapları sıcaktan haş- lanmış gibi sarkıyorlar... Ne kötü şeyi... Yirmi bir gündür Tu yes böyle yatıyor, kesik kesik öksürmek - te.. Boğazında hırıltılar.. İç çekmeler... E- vin içinde artık bu sesten başka bir çıt bile yok.. Bazan ateş gibi yanıyor, bazan do - nuyor.. Etrafındakiler hep korku ve be - yecan içinde... Eloy odayı arşınlamakta ve çöyle dü - günmektedir: «Ne doktor, ne papaz, ne kocakarılar, biç bir gey yapamadı. Bötün ilâçlar, ted- birler fayda vermedi.. Sülükler, kan al - malar, sıcak lâpalar, yakılar, eski şaraplar, jistavrozlar, dualar, okurnalar... boşa çık - tı. Sonunu beklemekten ve acıya katlan « maktan başka yapılacak bir iş yokl..» Kansından evvel kendi ölümünü tercih ediyordu. Tuyese baktı, boğazı hırildıyor, düdak- ları bembeyaz, gözleri çukurlaşmış.. Yüzü papsan.. Ah! Eski Tüyes neredel.. Ne - redel. Kansı ne kadar sihhatli ve ne kadar güzeldi. — a Yataktan kuvvetli bir öksürük yüksel - di. Eley yaklaştı: — Nen var karıcığım? Neren ağnyor? Biraz İlâç vereyim mi?. Şişeyi açtı. odaya keskin bir eter koku- su doldu. Hastanın üzerine eğildi. Dudak- larını ıslatabildi ancak.. Sonra, karyolaya atlıyan kediyi kovdu. Kapı tıkirdiyor, gitti, açtı, civciyler içe - riye girmek İstiyorlar, onları uzaklaştırdı. Eloy yine sinirli, sinirli — dolaşmakta, Pencereye geldi, oturdu, aklında fasul - yalar.. Gözünün önünde fasulyalar... Ne vakittir. sulanmıyorlar, kuruyacaklar! Ne kadar da sararmışlar! Toprak sert ve kup- kuru.. Bir kaç hafta evvel Sdelikler ne ka- dar yeşil ve ne kadar canlıydılar!.. Düşü- nÜyor: sOnları sulasam komşularınkinden çok daha gürbüzleşecekler. Bugün cumartesi, su sırası bende. Kızım Rozetayla uşak ka- sabadalar. Karım da böyle. Doktor: «Ka- rının yanından ayrılma, bugün yarın öle- bilir...» dememiş mi idi. Su arası geçecek. Kadıncağızın hasta- hh ne duruyor, ne de ilerliyor.. Fakat fa- sulyalar, sulanmazsa kuruyacaklar.. Mas - . Jrmf ta üstüste biniyor. Doktor ücreti, ilâç param.. Ofl... Gözlim göre göre fasulya - lar kuruyacak! Bostan ve elmalık ta öyle.. Halbuki bütün masraflarım hep bura- dan ödenecekti. Gelecek yılın tohumluğu da buradan çıkacak.. Ve ben böyle eli böğründe duruyorum. Kaşımın yaşamasıi için kimse bir çare bulmadı. Fakat benim sebzeliklerimin yaşaması için vasıta var... Sa. Akıyor.. 'Su boşuboşuna akiyoz.... Bü- tün bir yıllık emek gidecekl.» Yataktan gene kuvvetli bir öksürük, ar- kasından uzun bir burıltı. Eloy yerinden wçrıyarak hastaya doğru koştu: — Nasılsın Tuyes? Nen var? Gene ilâç wereyim mi? Tüyes ilâcı elile itti. Bütün vücudu tit - ©5TAT.B I 2,60 &o T8 T. B 20,4$ Hakkı, Dr. İzzeddin Şadan, Henry de ibaresini havi hassaları mesi yapılacaktır. resinden verilecektir. Eloy ıztıraptan boğulacak bir hale gel-| *|Sık, sık soluk alıyor.. Boğazındaki hınltı Nafıa Bakanlığından: 16/Temmuz/936 Perşembe günü saat 15 de Ankarada Nafia Bakanlığı Malzeme Eksiltme Komisyonu Odasında 10110 lira 97 kuruş muhammen bedelli 900 metre tulünde 200 m/m.lik ve 200 metre tulünde 70 m/m.lik di- kişsiz manşonlu çelik boru, 116 adet işlenmiş 329 adet işlenmemiş çelik re- kor, 8 adet bridli volanlı vana ve 1 adet klapenin kapalı zarf usulile aksilt - — Eksiltme şartnamesi ve teferrüatı parasız olarak Bakanlık Malzeme Dai « t Muvakkat teminat 758 lira 32 kuruştur. İsteklilerin teklif mektuplarını 16/Temmuz/936 Perşembe günü saat 14 & — kadar Ankarada Bakanlık Malzeme Müdürlüğüne vermeleri lâzımdır. j Tabiat Çeviren: Faik Beremen — Tuyes, karıcığım, söyle Allah aşkı » — na nen var? Kansımın bu hali Eloyu çıldırtacak. Kaç yıldır ona hayat arkadaşlığı yapmıştı.. E- vinin hanımı o, çocuklarını doğuran 0.. Ö- tuz yıldır daha çok mes'ut olmak için ça « hışmıyorlar mıydı... Göz göze geldiler, E- loy şelkatle ve korka korka karımna ba- — kıyor. Kadının göz kapakları hareketsiz., gittikçe fazlalaşmakta. Gözlerinin içi bile sararmış.. Soğuk, soğuk terliyor.. Alnını da, yanaklarında, dudaklarına iri ter tar neleri... Burnu parlak ve beyaz bir hal aldı. A « caba bütün bunlar ölüm alâmeti mi? Eley kendi kendine söyleniyor.. Evde kimsa yok. Herkes kasabaya, pazara gite ti. Gözleri, pencerenin dışından öteye tar — kıldı. Şimdi sarı ve kızgın bir güneş ovayı kavuruyor.. Her tarafta korkunç bir ses « sizlik.. Bu sessizliği, tarla kuşlarından ve suyün şarıllısımdan başka bir şey bozmu- yor.. Hiç bir insan kunıldayışı yok.. Bu sessizlik suyun şırıltısile daha çok derinleşiyor.. Su, fasulyaların, dökülen ve Tüzgürla sürüklenen, bir çok yapraklarını sürüklüyor. Bu yaprakların sürüklenişi, bahçıvan E« loyun yüreğini daha çok burktu. Karyolanın yanı başındaki sandalyeye, bitkin bir halde kendini salrverdi. Baatleş — mütemadiyen geçiyor.. Karısının hayaltı.., Sebzelerinin kurumıya yüz tutması... E- Joy kendini tutamadı. Hıçkırmağa baş » — # a S Biraz sonra sakinleşti. Karısına doğrş eğildi: SÜ ü — Biliyor musun Tuyes.. Rozeta ve w« şak pazara gittiler. Bugün benim boşa gi- den üçüncü su mram. Buğün de sulamaz « sam her şey bitti demektir. Sebzelarin di gilmesi için su bir ilâçtır. Hasta zorla gözlerini açtı. Tasdik etmek isityormuş gibi başını hafilçe salladı: j — Demek istiyorum ki, diye kocası teke rarladı, demek istiyorum ki... Ümit ve öe lüm arasında... Anlatabiliyor muyum bile mem? İşte bu, evet... Her vakit evin her işini sen gördün, evin her ihtiyacını sen düşündün. anlıyorsun değil mi? Bilmem Kadın büyük bir gayretle kocasının el lerine sanlıyor, gözlerini bir daha açıyor, — Her şeyi anlamış gibi, kocasının avuçlanı mı sıkıiyor. Eloy devam etti: 4 — Demek istiyorum ki,... beni alle » — Tüuyes gene hafilçe başını salladı. Ko : cası devam etti: « — İyi olup kalkacaksın inşallah! — İstersen şimdi gideyim, bir papa: çağırayım, yanında beklesin.. Fakat sen| nasıl yalnız bırakayım... — Demek isliyorum ki, sen daima müd — riktin. her şeyi inceden inceye düşünür « sün.. Demek istiyorum ki.. Senin son tu « valetini yapsam.. Gidip fasulyaları sula « sam, mahsul kurtulacak.. Kadınin sönmek üzere bulunan gözlek rinde bir kıvılcrm parladı. Kabul ettiği « »e dair başım gene hafilçe salladı. Eloy gözlerini uğuşturdu. Dolabın çek- imecesini açtı. Bahçenin kenanıda boşu 4 boşuna akan suyun şırıltısından küvvet a« larak, henüz yaşıyan karısını kefinledi!.. — Yavaş yavaş karyolanın yanından uzak- Taştı. Kapıyı açtı. Ve dik adımlarla bahçı- vanlığa doğru fasulyalan sulamağa gitti. «1146» «2857n Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. nci Keşide 11 Haziran 938 dadır. ikramiye: 3BO.OOO tiraür. 15.000, 12.000, 10.000 İiralık ikramiyelerle (20.000) Tiralık bir mükâfat vardır ... min refakat ettiğini sordum: — Frank! dedi. Hayret ettim. Çünkü bu adamın san'at namına zerre kadar meziyeti yoktu. Luizi artık sık sık göremiyordum. Âra sıra bana mektup yazıyor, fakat mektuplarında son derece ihtiyatla Tarsus Belediye Reisliğinden: *300,, Hra aylık ücretle Belediye Mühendisliği açıktır. Talip olan- — ların tasdikli diploma örneği vesair resmi kâğıtlarile beraber 29 Ha- ziran 936 gününe kadar Belediyemize müracaat etmeleri ilân olanur. 42853, 2. Büyük Ayrıca: c ae lüme di