tür ”8 Sayfa SON POSTA Bu mahallenin K...... nesi şu bugün ö- len Faizci Zübeydenin eviydi ilkönce, bugünden itibaren de benim evim ol- du. Aşifteye gelince, Gülizar hanım. Değil mi?. Yine cevab yok. Peşi peşine dört beş' kerre — udeğil mi?» dedikten sonra, dayanamadım artık: — Cevap versene ulan serseril! di- ye bağırdım. Baktım. Nuri beyin korkuyla dolu gözlerinde birden bire kurnaz, aşağılık, iki ışık yandı. İnsanım tek gözlü olması kötü şey ama hocam, bazen iki gözlü olmak ta zararlı. İnsan iki gözünü daha güç ida- re edebiliyor her halde. Hele Nuri bey biç kullanamıyor gözlerini. 'Ne yap - mak istediğini anladım. Anladığım gi- bi de çıktı. Evet, diye haykırdı evet bu mahallenin, bu muhterem — mahal - le halkının — namusuna söz getiren sensin sen bunu itiraftan — sıkılmıya- cak kadar yüzsüzlük gösterdikten son- ra... Hani hocam, herifin gırtlağına atıl- mamak için kendimi zor tuttum. Ân - kyorsun yat.. Evkaf ketebesinden Nu- ri beyin çevirmek istediği dolabı anlı- yorsun ya. Mahalleliyle beni karşı kar- şıya birakacak, — kendisi işin - içinden mahalle namusunu korumaktan baş- ka endişesi olmıyan bir kahraman gibi çekiliverip benim nasıl okka altına git- tiğimi seyredecek. Nuri usta faka basar mı hocam? En beklemediği, en aklına getirmediği yerden hücuma kalktım. — Nuri Bey, dedim. Açık konuşa - hm. Sizin velinimet zadelerinizden hi- ri zavallı bir kızcağızı berbat edip so - kağa alıyor. Sokağa atılanı bizim, be- genmediğiniz, mahalle basıyor bağrı- na, Kızın, evine sığındığı kadın ölü - yor. Benim anam misafir ediyor onu. Şimdi mnamussuzluk varsa kimde? Kerhanenin adresi neresi? Aşifte olan kim? Nuri Bey bu sözlerden hiç bir şey anlamadı. Fakat hocam, etrafıma şöyle bir göz atınca, yorgancı Selim, Hasan, Ali us- ta, Feyzi kalfa, imam, muhtar, velha- sıl bütün kahvedekilerin de hiç bir şey enlamadıklarını gördüm. Yalnız, bi - zimkiler, her halde mahalleyi koruya- cak bir Jâf ettiğine emindiler. Yorgancı Selim, Hasan, Ali usta, senin anlıyacağın bütün mahalleli için Gülizar aşifteydi, kahbenin - biriydi. Mahallede böyle bir kadının bulun - ması yakışık almazdı. Fakat, ne de ol- sa, mahalleye yeni gelmiş, geldiği gün- denberi her vesiyleyle, kendinin üstün- lüğünü, başka bir dünyadan olduğunu onlara hissettirmeğe çalışmış bir ya- bancının bu sefer de Gülizarı bahane ederek mahalleye düpe düz «namus - suz, demesini yadırgıyorlardı. Nuri Beye bunun için kızıyordular. Ben, ötedenberi Gülizarı himaye et- tiğim için kusur işlemiştim, toyluk et- miştim ama, ne de olsa, mahallenin ce- kisiydim. Nuri Bey değil, Nuri ustay- dım. Onların dünyasındandım, onlar- dandım.» Câvur Cemal hasta bir hayvan gibi içini çekti. Nuri usta kesti sözünü, hay- retle.Cemale baktı: — Ne o hocam? dedi, dertlendin bir- denbirel Yoksa bir yerin mi ağrıyor? Cemâl gülmeğe çalıştı: — Hiç, diye cevab verdi, hiç bir ye« rim ağrımıyor. Yalnız seni birdenbire Öyle bahtiyar, öyle kuvvetli gördüm ki, imrendim haline! Kıskandım seni be usta. Mahallen var, dünyan var, ne dediğini bile anlamadıkları halde, seni ğ zıpır ve münasebetsiz buldukları hal - — de bile, yabancının karşısında seni yal- KAN KONUŞMAZ! Son Postanın Edebi Tefrikası: 10 | | niz birakmıyorlar, eninde sonunda sen- den olanların var. Yapayalnız değilsin bu dünyada be usta. Usta, Gâvur Cemali anladı ve te- selli etmek istedi: — Canım hocam, böyle deme, ben yapayalnız değilim de sen yapayalnız mısın sanki? Kitapların var.. Cemal âdeta bağırdı: — Yerin dibine geçsin kitaplarım. Beni onlar olduğum yerden kopardı - lar, söktüler kökünden. Fırlattılar rüz- gâra. Havalarda dolaşıp duruyorum. Ne eski toprağımdan başka — bir toprağa kök salabildim, ne içinden sö- küldüğüm bahçeden başka bir bahçe- ye gölge verebiliyorum. Ne sizdenim, ne onlardan. Başım sıkışsta ne Nuri Bey, ne tüccardan bilmem ne zade, ne Ali usta, ne çırak Hasan, ne amele Ahmet, hiç biri tutmaz elimden. Yerin dibine batsın kitaplarım... Onlar sok- tular beni bu halel Usta sitem etti: — İyiama hocam, bana kitap o - ku, kitap sev! diyen sen değil misin? Kafamın içinde ne varsa senden öğren medim mi? Kitaplardan öğrenmedim mi) — Senin kökün sağlam usta, top - rağın kuvvetli. Okuyorsun, daha çok yerleşiyorsun toprağına. Okumak bir yağmur gibi senin için, çiçek açtırıyor, yemiş verdiriyor senin dallarında, Benim toprağım zaten cılkmış, Ka- fam karma karışık. Hatırlar mısın a - nan bana: — Okuyup, okuyup, dünyayı anlı- yacaksın da sonra ne olacak? demisti. Ben de; DHÇ dönipim, Anan bunu sana sorsaydı başka tür- lü cevap verirdin değil mi? Haydi söy- lesenel Başka türlü cevap verirdin. Ve- recek cevap bulurdun her halde! De - #il mi? Ne bileyim, meselâ derdin ki: — Okuyup, okuyup dünyayi anlı - yacağım ana, Dünyayi anladıktan son- ra onu güzelleştireceğim, onu değişti- receğim anal.. Değil mi? Ama ben bunu diye - medim usta. Ben sadece şaşırdım us - ta, «hiçin dedim.. Cemâl sustu. Sonra öksürdü. Sesinin pürüzünü temizledi: — Her ne hal ise. Sen anlat baka- hm, (Arakası var) Bir Doktorun Günlük Notlarından ©) Boğaz nezlesi Ses kısıklığı Muayene ettiğim hasta; İki senedenberi sesinin günden güne kı- sıldığından gikâyet ediyordu. Göğsüne inen bu nezle kendisinde ve « rem şüphesini uyandırmış, röatgen ve lâboratuvar muayeneleri yaptırmış. Bu şüphelerine delâlet edecek ortada en ufak bir ârâz göremedim. Boğazın nihayetinde burundan aşağı - ya doğru inen müzmin bir nezle ses telleri üzerinde de gişkinlik yapmış, kısıklık bundan mütevellitti. Nezlenin sebebini de tesbit ettim. Ba- şını sik sık yıkayan bu kadın, yaş bir halde bıraktığı saçlarından nezleyi al - miş ve bu devam ediyordu. Başını yıkadıktan sonra kurulamasını tavsiye ettim. Calcium ilâçlarile kanı kuvvetlendirdim. — (Ürofreşin), taze iyot, (jodofreşin) — mahlülünden beş gün devam etti. Sahilde beş ay is- tirahat etti. Gırilakta de kalmadı, sesi açildi ve iyi- Pazartesi on kanser, verem Ka ) Bu notları kesip saklayınız, yar hat bir albüme yapıştırıp bolleksiyon yapınız. Sıkntı zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. l Bu da benim Şikâyetim Sayın Maliye Bakaninın Nazarıdikkatine ergi ve vergiye mütcallik cezaların tahsili otrafında geçen gün Büyük Millet Meclisinde yapılan haklı ten- kitleri benim gibi pek çok kimse - lerin alâkayla okuduklarına şüphe yoktur. Nasıl şüphe olsun ki, bu va- dide cereyan eden muamelelerin ço- u, baştan başa yanlış, haksızdır ve sakattır. Size, burada, bizzat alâka - dar olduğum buna benzer bir hâdi- seyi anlatacağım : Bundan beş, on sene kadar evvel «Son Saatı gazetesinin mesul müdürü idim. Bu gazete, bir müddet evvel kapandı. Kapandıktan sonra, na - mima yanlış — yapıştırılmış bir pul cezasının ödeme emri tebliğ edildi. Gazete idaresi, yanlışlıkla, Bursada- ki abonelerinden birine bir mak - buz göndermiş. Bu makbuza — (1) kuruşluk bir pul yapıştırılmşı. — Bir teftiş sırasında bu makbuz pul mü - fettişlerinin Eline geçmiş. (1) ku - ruşluk pul ile beraber (70) kuruşluk ceza tarholunmuş. Namıma — tebliğ olunan ödeme emri, işte bu mua - meleye aitti. O zaman itiraz ettim. Dedim ki: Ban gazetenin mes'ul müdürüyüm. Bu mes'uliyetim idari ve siyasi cephe - dendir. Gazetenin mali mes'ulü de - ilim. Kaldı ki bugün bu gazete ka- panmış ve bütün alacak ve vereceği bir başkasına devredilmiştir. Bi « naenaleyh, bu alacağı oradan tahsil edeceksiniz. Bu itirazımla beraber ses ve sada da | — kesildi. Bundan sekiz gün evvel İe- tanbul birinci icra memutluğundan yeni bir ödeme emri aldım. Benden istenilmesinin haksızlığına seneler « ce evvel itiraz ettiğim bu (71) ku - raş, sekiz gün zarfında benden iste- niliyordu. Bana ait olmuıyan bu kü- çük para cezasını ödeyip işin içinden sıytilmak kolay bir şeydi. Fakat, ya arkasından, bir kaç bin liralık bir ce- za gelirse? Bu sebepledir ki icra dairesine baş vur- dum ve itiraz edeceğimi — söyledim. Aldığım cevap şu oldu: — eİtiraz etmek bakkınızdır. -Fakat bunun için sulh hükimliğine bir isti- da vereceksiniz. Tabil istidaya pul yapıştıracaksınız. Bu, on altı kuruş eder. Yirmişer kuruştan ikişer defa kaydiye parasile beraber 56 kuruş. Asgari olarak üç lira karar harcı; e- der 356. 71 kuruşluk bir pul ceza » S1 için, o da meşkük bir karar uğ - runda (356) kuruş sarfedeceksiniz.» Görüyorsunuz ya! Bana ait olmıyan ve tesadüfen ehemmiyetsiz bir yekün tutan bir para cezasını, ben, bağıra bağıra vermek mecburiyetinde bulu- nuyorum ve bunun için bütün itiraz kapıları kapanmış bulunuyor. Ya maazallah bu ceza (3-5) bin lira olsaydı, benim hâlim nice olurdu? Keyfiyeti sayın Maliye Bakanının na « zarı dikkatine koyuyorum ve diyo « rum ki: Bu muameleden çikâyet etmekte: Yerden göğe kadar hakkım yok mu? Kardeşim bunu bilmiyecek ne var? Solmuş ve lekelenmiş manto ve tuva - letleri yepyeni hale koyan Fatih İstim Fabrikası Akif Lâtiftir, Merkezi: Fatih tramvay durağı, Şubeleri: Kadıköy — Muvakkithane, Sultanhamam Mes'adet han No, 2 Çorlu “Azliye H. Hakimliğinden: Müddei Çolunun Camü atik mahallesin- den Ali kızı Esma tarafırdan kocası Şaban oğlu Eyüp aleyhine açılan boşanma dava- |sında müddeaaleykin ikametgâhı meçhul aa talep |bulunduğundan ilânen tebligat Lolunmuş ve yevmü muhakeme - 25-6-930 İperşemba saat 14 tayin kılınmış olduğun- | ğ dan Eyübün yevmü mezkürde mahkeme- göndermesi tebligat makamına kaim olmak üzere ilân de bulunması veya bir vekil olunur, |si yüzünden umum afyon yetişen mın- |dir. EKONOMi Zahire Borsasında Bir Haftalık Vaziyet Buğday fiyatlarında hafif Bir yükseklik başgösterdi vam etmektedir. Mühim miktarda bak- takalarda mahsul gayet bereketlidir. (la 4.05-4.20 kuruş arası satılmiştır. AFYON : Havaların müıail—ıitme- lpılmıkmdn. İzmirde alivre satışlar de |Bu sene, 3000 aandık kadar tutan 935| — FINDIK : Hafta içinde mühim işler senesi rekoltesinden daha fazla mahsul | olmamıştır. Fiatlarda geçen haftaya na- alnacağı kuvvetle tahmin edilmekte -|zaran değişiklik yoktur. Fiatlar: F. O. B. Giresun 41.50-42 Önümüzdeki hafta içerisinde Ana - |sivriler 20 kuruştur. dolunun nisbeten sıcak olan yerlerinde| - Almanyada mayıs ayı zarfında fın- -"!)'on toplanmasına — başlanacaktır. |dıklarımız üzerine iyi işler olmuş ve Yalnız uyuşturucu maddeler inhisarı -İyüz kilosu 51 liraya kadar satılmıştır. nın yeni sene mahsulü hakkında ne ka-| Aynihayetinde de Sif Hamburg rar verdiği ve afyonları ne fiat ve ne|45.50 liraya kadar düşmüştür. gibi şerait dahilinde satın alacağı öğ -| Yeni mahsul üzerine eylül ve ilk renilemediğinden tüccarlar gayet mü- |teşrin teslimi yüz kilosu Sif Hamburg tereddit bir vaziyettedirler. 49 liraya kadar teklifler yapılmıştır. BUĞDAY : Fiyatlar hafta iptidasın-| — Karadenizde fındık yetişen mınta - da biraz sukut ettikten sonra müvari -|kalardan mahsulün neşvüneması hak- datın azlığı yüzünden tekrar yükselme- | kında şimdiye kadar gelen haberler u- ğe başlamış ve hafta nihayetinde 7-8|mumiyetle müsaittir. Ve geçen sene para kadar fırlamıştır. kadar mahsul alınacağı ümit edilmek- Her ne kadar umumiyetle yeni mah- |tedir. Ordu, Giresun ve ı,.v.ı.'.z..d.u sulün piyasaya çıktığı bu mevsimde| fındıkların iyi surette yetişmekte ol - fiatlarda bir gerileme oluyorsa da elle- rinde fazla stok bulunan tüccar rekol- tenin fazlalığından telâşa düşerek da- ha fazla sukuta mâni olmak için an - cak ihtiyaç nisbetinde ve hattâ daha noksan buğday getirterek fiatları düş- %mektun muhafaza ettikten maada bir |miktar da yükseltmiştir. Ziraat Bankası ötedenberi 7,22 ku- ruşa sattığı muayyen miktarda yumu- İşak ve sert buğdaylarından yalnız yu- muşaklarını 6.25 paraya düşürerek pi- yasada satmıştır. Bundan maada ban- kanın İzmirde de bir miktar buğday sattığı haber alınmıştır. Mersinde tam zamanında yağan bol yağmurlar yüzünden mahsulün — pek bereketli olduğu ve bir kaç güne kadar piyasaya arzedileceği bildirilmektedir. Şehrimizde Mersin malı yeni mah- sul 15 haziranda teslim şartile 4.20 ku- İruştan satılmıştır. Fiatlar: Ekstra Polatlı buğdayları duğu ve yalnız Trabzonda geçen sene- ye nisbeten daha az mahsul ahnacağı bildirilmektedir. YAPAĞI : Piyasada gevşeklik ber- devamdır. İstanbulda gayet az işler ol maktadır. Bulvadin mallarından 300 balye 58-59 kuruştan, Kars malların - dan 75 balye 58 kuruştan ve az mik - tarda Trakya yapağısı da 67-68 kuruş- tan salılmıştır. Ege mıntakasında da yayağı piyasa- sı durgun geçmiştir. İzmir kıvırcıkları 6G4, İzmir sıra malları G1 kuruştan sa - tılmıştır. Mersinde yapağı üzerine iş olduğu duyulmamıştır. 'TİFTİK : Ceçen haftaki - satışlar bundan bir hafta evvelki satışlarla ki- yas edildiği zaman miktar itibarile a - zalmışsa da fiatlarda bilhassa Polatlı, Ankara cinslerinde beş küruşluk bir fazlalık vardır. Tüccar eski satışlarının noksanlarıni tamamlamak için ufak partilerle mal almaktadır. Geçen hafta ancak 800 bundan bir hafta evvelisi 7.10 kuruş tiftik satılmıştır. Fiatları iken 7.20, yumuşaklar 6.30'dan 6.38 | ölye ZL Yü d kuruşa yükselmiştir. Diğer çavdarlı - lar 6.10, Trakya sertleri 6, kızılcalar 6.20 kuruştur. 86, oğlak llîkwum. uştur, Bazı tüccarlar Almanyadan müsaa: AAPA : Şehrimizde piyasa henüz| 4 almaksızın - ithalât müsaadesinin canlanmamıştır. Mersinden gelen ye -İher halde temin edileceği Üü idile « ni sene mahsulü bir parti arpa yumu -| mallarını yola çıkarmaktadırlar. -Bu şak olduğundan 3.30 kuruştan satıl « mıştır. Trakya malları çuvallı 3.30 pa- radır. Ege mıntakasında da arpa fiat- jları gevşek gitmektedir. Yeni mahsu - |lün bugünlerde piyasaya çıkması bek- İlenmektedir. Mersinde yağmurlar doe- layısile harman işleri geri kalmaktadır. MIİSIR : Karadeniz limanlarından talepler devam etmektedir. Fiatlarda |geçen haftaya nazaran ufak bir düşük- İlük vardır. Maamafih piyasa sağlam - dır. Fintlar 5.20-5.30 yaradır. BAKLA : Piyasa henüz canlanma- mıştır. Satıcılar tarafından ağustos, ey- tarzı hateket büyük güçlüklere yol aç- maktadır. Bu ihtilâflar başlıca fiat me- selesinden doğmaktadır. Almanyada « ki ilgili daire, sözleşilen fiata müsaa « de etmediği takdirde Alman alıcısı ie- tenilen fiatı tabit olarak vermemekte ve bu hal ise memleketimiz ihracatçı- sının zararına bir netice termektedir. Binaenaleyh ihracatçılarımızın bu noktaya fazla ehemmiyet vermeleri kendi menfaatleri icabatındandır. Ni - tekim son hafta zarfında yolda bulu - nan mühim miktarda bir gartinin AL- manyaya ithalinde bazı güçlükler baş lâl teslimi 4.20 paradan teklifler ya -|göstermiştir. Zihni Pasa Vakfı Mütevoelliliğinden : Zihni paşa camii şerili vakfından Erenköyünde kâin Hatboyu sokağında bir nu- maralı bakkal dükkânı ile İstasyon caddesinde 3 ve $ numaralı dükkânları on gün müddetle müzayedeye çıkarılmıştır. Talip olanlar kasap ve kahve yüzde yedi buçuk pey akçesi ile hergün Erenköyünde mütevelliye ve 10 kazlran çarşamba gü- nü saat 14 de Kadıköy Evkaf idaresine muracaatları ilân olunur. Ayrıca: 15.000, 12.900, Türk Hava kurumu — BÜYÜK PİYANGOSU Şimdiye kadar binlerce kişiyi zengin etmiştir. 2. nci Keşide 11 Hazlran 9335 dadır. Büyük ikramiye: 3 O ü 0 o o Liradır. 10.000 - liralık (20.000) liralık bir mükâfat vardır ... ikramiyelerle