29 Mayıs 1936 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10

29 Mayıs 1936 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ğ Fakat bugün, 10 Sayfa “KAN KONUŞMAZI!,, (Baştarafı 1 inci sayfada) Sende beni sattığını gösteren bir tek satır bulanın alnını karışlarım! *.. Şimdi siz, günlerdenberi, Son Posta say- falarında, Nazım Hikmetin bu «cılız ve zzavallı evlâdı» nın adına rastlayıp dürüre ken kendi kendinize soruyorsunuzdur. — Acaba Nazım Hikmetin bir kurşun — balyası gibi sıska sırtına bindiği ve alaının — teriyle geçindiği bu cılız delikanlı, adına — yoksa, bilmiyorum «mi şevete «roman» denilen koca bir hamuleyi, aya- — ğ sürçmeden sonuna kadar taşıyabilecek mi? Ben dün, sizin aklınızdan geçen bu su- ali, Nazım Hikmetin tâ kendisine sordum. Nazım Hikmet: — Hakkın var! diyor. Ve ilâve ediyor: — Orhan Selim bu sefer, beni geçin- — dirmekten daha ağır bir yükün altına gire di. Ve zannederim ki,kedi olalıdanberi ilk dela bir av tutmaya çalıştı. İşlemeye kalkıştığı mevzu bence, üze- rinde durulmaya değer bir sahadır. — Rumam ddi sKın Ko onun bu tezi müdafaaya kalkışmasına ba- kılırsa, kanın konuştuğunu iddia edenler- de var? — «Akibet gürk zade gürk şevet» mi, mi diye bir söz vardır. Yani « Kurdun oğlu mutlaka kurt ©- lurle mış. Bu zihniyeti çok daha inkişaf et tirirsek, bugünkü rasizme ulaşırsın. Rasistler, yani ırkçılar için, ırklar, aşıl- — maz duvarlarla birbirlerinden ayrılmışlar- dir. Yine onlarca, her ırkın bütün fizyolojik ve pisikolojik vasıfları, damarlarında ta- | bası gtdıkları kanla tayin olunur. Yine onlarca, her kan ayrı bir medeni- yet yaratır. Onlar yalnız bu kadarla da kalmaz. Ve meselâ ırk nazariyecisi Günther der ki: «— Dünyanın her tarafında, her kavm- — dç, her urkta, idare eden sınıfların, idare — mevzu üzerinde kâfi derecede “edilen sınıflardan farklı bir bünye — teşek- — külüne sahip olduklarını kabul eylemek lâzımdır... Meselâ, garp kamvlerinin yüksek s- nıflarında, xVestefalyen», «Nordike yahat «Dinariko kan çoktur. Halbuki aşağı tabakalar, daha ziyade «Alpins ve aBalt» kanmı taşırlar. İçtimat sınıfların teşekkülünü, pisiko- lojisini bile kanla anlatan bu nazariyenin hangi menfaatleri ifade ettiği üstünde duracak değilim. Çünkü «Alman Faşizrki ve İrkçılığın adiyle çıkardığım kitapta bu durdum. Bizim Orhan Selim de bu kitabı okumuş, — bilhassa gu Günther'den aldığım cümlenin — Görülecektir ki o da Göte'den , son kısmı üstünde kafa patlatmış. O biliyor ki, veraset yolu ile geçen sıflar inkâr edilmez. Fakat — yine biliyor ki, veraset yolu ile geçmeyen bir vasıf cenin akışı» dır, VE- delindikten sonra ispatına vasıta etmektedir. Orhan Selime göre «Romans, bütün kederleri, neş'eleri, — ihtirasları ve tezad- lariyle, bütün bir hayat parçasını ifade e- der. Orhan Selime göre cisbat etmek iste- diği tez» bizzat hayatın içinde yani realite de mevcuttur. Bundan dolayıdır ki, «Kan konuşmaza romanı, sadece mücerred - bir iddianın e- debiyat yolu ile tarifi değildir. — Roman hayattan alındığına göre, kahramanları hayatta olsalar gerek? — Orhan Selim, Roman kahramanları- nın hepsini tanıdı. Bazılariyle dostluk etti bazılariyle kavga. Onlardan kimi bugün ona düşmandır, kimi dost. Ve kimisi sağdır, kimisi öldü. Maamafih, Orhan Selim, bütün bu ta- nıdığı insanların macerasından Emil Zola kâri kuru ve pasif bir fotograf realizmi ya- ratmak istemiyor. — Romandaki belli başlı kahramanlar kimlerdir? — Romanın merkezindeki — kahraman, «Nuri Ustav dır. Bazı edebiyatçılarımız «Nuri Ustab yı, — isminin sonundaki «- fata bakarak —, romanda elüzumundan fazla entelektüel bulacaklardır. Çünkü «Nuri Usta» ları hayatlarında benim kadar değil, Orhan Selim kadar bi- le tanıyamamışlardır. Bu romandaki eGâvur Cemal hocav yı ise, aBabıâli» de tanır, «Köprü altır da, eski Seyrü Sefain idaresinin ateşçileri de... Çünkü o, gemi şaftlarına olduğu kadar «yüksek makam sandalyalarına da otur- muştur. « Kan Konuşmaz da, adına Ahmet de- nilen bir delikanlı vardır. onun sosyal ba- «Nuri Ustav, ve kan — babası «Seyfi beyefendi» dir. Romanın bütün düğümlerini — çözme- mek üçrakadnıb « mek için bırak ta geri kalanları da sayma- yalım. Yalnız. sizin gazete, Orhan Selimin r1o- manından bahsederken, onun şür ve piyes de yazdığını söyledi. Orhan Selimin benden gizli işler gör- mediğini bildiğim için, buna şaştım. Benim bildiğim Orhan Selim, şimdiye kadar yalnız fıkralar yazmış bir adamdır. Ve «Kan Konuşmaz» la, edebiyata ilk defa burnunu sokuyor. Temenni eylerim ki delikanlının — bu zorlu işde burnu kırılmasın! Naci Sadullah Konyaereğlisinde yaman 'bir hırsız yakalandı (Baştarafı 1 inci sayfada) rafından bir el girecek büyüklüğünde kesmiş, bunun için de yine makap ve zımbalı kerpeten — kullanmıştır. Kasa içinden 4500 lira kizıt para alınmıştır. Fakat hırsız bu varsa, o da «beynin muhtevasıs, adüşün |Paranın 1000 lirasını düşürmüş, bu para kasadan dökülen kumların içinde Ayni içtimai vaziyet, ayni sosyal sınıfı | Pulunmuş, beşyüz İirası da yine kasada — gartlar, muhtelif fertlerin üstünde, — da-| kalmıştır. marlarında ister bir paşa zade ekanınıv, is- Hırsızın kasayı delinciye kadar on ter bir köylü ekanının taşısınlar —, ayni|tane sıgara içtiği, bir kutu kibrit yak- entelektüel aksülâmelleri yapar, Meselâ, Afrikanın göbeğinden gelen|mağaza içinde üç dört zenci bir bebek, Berlin üniversitesi profe- sörlerinden birinin evinde — yetiştirilsin. Zenci bebek büyüdüğü vakit, ne a danslarından, ne de bunlardan bir şey an- lar. tığı görülmüştür. Bunladan hırsızın saat çalıştığı tahmin edilmekte, buna rağmen çarşı bekçilerinin bir şey hissetmemeleri ve B Si Z tagaala görmemeleri hayret uyandırmaktadır. Hırsızın yakalanması — için bizzat kaymakam tarafından takibat — yapıl- Buna mukabil bir Alman çocuğu, bir|mış, hırsız da Ulukışlada yakalanmış- Alrika kabilesinin içinde büyütülsün, |tır. Şillerden Son bir buçuk ay içinde burada bir /— Hiyaziyeden ve Hitlerden hiç bir şey anla-|kaç hırsızlık vak'ası olmuş, bir dük- < Miyacaktır. sün: Damarlarındaki — © sasile () paşa ekanına» rağmen düşüncesinin muhtevası, | iılııde lxıyudı'ıiü muhitle tayin olunacak- Bır esnaf çocuğu, paşa konağında — yeliştirilsin: Yine görülecektir ki üvey pa- gx babasiyle beraber osnalı ve halkı — bir wrnıılır Yakalanan hırsızın bu vak'ala- posu olmadığı halde çekler keşide et. egüruhu lâyüflihun dan başka bir şey ad. rın da faili olması ihtimali düşünül-|tiği için Perier hakkında ayrıca ihbar- lmekte bu noktadan da tahkikat yapıl-|lar yapılmıştır. *dermiyecektir. Ayni muhitle insan arasındaki münns>. ettirerek kendi tabiatını da değiştirebilir. bet bir değildir. İnsan, kendisini ihatı ©-| — den tabiatı, muhiti de — istihale 'lan delinerek içinden 150 lira ile bir Paşa zade bir eanaf mühitinde büyütül- çok ayakkabı, belediyeye- ait gazha - neden gene duvar delmek suretiyle 40 İteneke gaz aşırılmış, Ziraat Bankası kzaaları zorlanmış, bir kaç ev soyul - muş, bir de bekçi öldürülmüştür. Bütün vak'aların failleri bulunama- maku_tî İ Lehistan - Yugoslavya (Baştarafı 1 inci sayfada Ve işte Orhan Selim de bu vâkıa üze- | yadinoviç ile konuşmalarına devam eyle. ştinde durmak istiyor. Yazmak istediği eser tezli bir roman- Odir. Fakat bir romandır. — Ağır — bir ilim | dukları görüşmeleri bitirmiş olan B. Beck | Yen günde, E kitabi değil O Türkiyede, — meğjrutiyetin ve Stoyadinoviç gazetecileri kabul _;.,,kllnlnnuıyle memurların yanından ay- kadar | resmi tebliği okumuşlardır. ilânından, cümhuriyetin — ilânına l(mıkıı. tarihi ve muayyen bir muhit ve miştir. Belgrad 28 (AA.) — Yapmakta ol- B. Beck, Polonya elçiliğine verilen bir içinde geçmiş bir hâdiseyi, tezinin | veda ziyafetinden sonra Varşovaya Vlw a üüü — | ür Di Te ölüe c —ııll İsmet İnönünün kamu- tayda beyanatı (Baştarafı 1 inci ıırfılı) bir çok mühim olmakla beraber teferrüat sayılabilecek bir çok kısımlardan sarfınazar edeerk, endüstri, ziraat, maadin işlerinde hülâsa olunmuştur. Bu prensiplerle idare olunan devletin itibarı, dahilde ve hariçte derhal kudretlenmekte ve emniyetli bir hale gelmektedir. Bahtiyar olarak — söyle- rim ki, bu neticeyi kendi hayatımızda her sene fazlasiyle ihraz etmekteyiz MEMLEKETİN MÜDAFAASI Arkadaşlar, bu sayede temin olunan devletin itibarını memleketin imarı için ve memleketin müdafaası için kıymetlendrimek, bu da takip ettiği- miz esaslı bir siyasettir. Memleketin her sahasının imarı için takip ettiğimiz yolları arkadaşlarım — söylediler. Bu memleketin müdafaası için göster- diğimiz alâkaya istinaden aldığımız ye-ni yeni tedbirleri yeni kanunlarla ta- hakkuk ettirecek sahaya koymuş oluyoruz. Bütün bu çalışmalar, dahilde ve ahariçte açık ve esaslı bir siyasete da- yanmaktadır. Milli siyasetimiz senelerdenberi takip ettiğimiz azami bir milli birliği temin eden yolda muvaffakıyet le ilerlemektedir. MİLLİ BİRLİK Arkadaşlar, Türk milletinin içerdeki beraberliği, kudreti bundan on be, sene evvelkinden büsbütün başka bir keyfiyettedir. Bundan on beş sene evvel, Atatürkün prensiplerinin ne netice vereceği malüm olmadan evvel, Türk milletinin gösterdiği itimat, bugün Atatürkün memlekette yaratmış olduğu büyük varlık ve prensiplerle hakiki ve sarsılmaz bir iman haline gelmiştir. îıddeLlı alkışlar.) HARİCİ SİYASET Harici siyasette vekil arkadaşlarımız, hükümetin' noktai nazarını yüksek huzurunuzda izah etti. Biz, sulhun sağlam ve devamlı olmasını ve milletler arasında elbirliğinin hakikt ve samimi taraftarıyız. Bu hususta bize düşecek olan vazifeyi ifada dikkatli bulunduk. Gene bize düşecek her yardımı ifaya mütehalik olacağız. Bütün dostluk larımıza ve taahhütlerimize karşılıklı viayet etmeyi daima severiz. Fakat, biliyorsunuz ki, bütün dünya bugün bundan altı sene evvel girmiş olduğu büyük iktisadi buhran gibi şimdi de büyük bir emniyet buhranı iç'ndedir. Bu buhran içinden ancak meseleyi bu ehemmiyet ile görmek azmini, iradesini sağlam, çelikten tutmaya karar vermiş olan milletler ve bütün bu emniyetsizliğin tehlikesi kendisine - tevec- cüh edecekmiş gibi dikkatli, kayıtlı ve hazırlıklı olan milletler ancak sağlam olarak çıkabileceklerdir. (Bravo sesleri alkışlar) MÜDAFAA VASITALARIMIZ " Ufukta Türk milletini sureti hususiyede tehdit edecek bir tehlikeyi gör: SON POSTA devletlerinin bile bir şekilde kork- mamaları lâzımdır. İtalya, Yunanistan ve Türkiye ile dostluk misaklarına hür- met etmek kararındadır. İtalyanın Ar- navutlukta takip ettiği yegâne maksat, bu memleketin istiklâlinin muhafazası- dır. Şimdiki şartlar altında ve zecri ted- Bununla beraber İtalya milleti lnn dirde Milletler Cemiyetinde kalmak veya oradan çıkmak meselesi İtalya için ehemmiyetli bir şekilde mevzuu bahsolacaktır. Zecri tedbirlerin niha - yetlendirilmesi ise umumi - bir salâh doğuracak ve Avrupada iş birliği ve iş istikrarının teessüsüne doğru müsait yollar açacaktır. İngiliz - İtalyan münasaba- birler devıııı ettikçe İtalya, bir Akde - beslemek istidadında değildir. Çünkü, Londrada Bir Mülâkat tında düzelme Ve bu suretle sekiz milyon askerlik rikada ne de Avrupada siyah askerler- ğiliz. leketlerle olan ticaret münasebetleri resi bulacağız. larak kalacaktır. Libyadaki ordumuz, ya dönecektir, elzemdir. Ve bunu temin için elimden Londra, 28 (A.A.) — İtalyan Büyük (Baştarafı 1 inci sayfada) 37 sınıf askeri silâh altına çağırabilir. bir ordu vücuda getirebiliriz. Ne Ame- den mürekkep bir orduya muhtaç de- İmparatorluğumuzun ecnebi mem- mutedil ve müsamahakâr bir hal ça- Adisababa, Habeşistanın merkezi 0- İngiliz harp gemileri çekilince İtalya - Bir İngiliz - İtalyan yakınlaşması geldiği kadar çalışacağım. çe şimdiki şekil ile devam edemez, IWI Grandi bugün Eden ile uzun bir mü« dahil olacaktır. Akd:nııııı en küçük Millteler Cemiyeti, islâh edilmedik- Zecri tedbirler devam ettirildiği tak - Tâkatta bulunmuştur. disababa'ya girdiklerindenberi Eden ve Grandi arasında hiç bir görüşme olmamış- tı. Sanıldığına göre İtalyan büyük elçisi, iki memleket arasındaki — münasebetlerin eyileşmesi arzusunu izhar eylemiştir. Roma, 28 (A.A.) — Stefani ajan- sından, Fransız ve İngiliz gazetelerinin İtalyanın hattı hareketi dolayısiyle iz- izhar etmekte oldukları endişeler dik- kate şayan görülmektedir. İyi malümat almakta olan mahafil- de bu endişelerin haklı olmadığı, çünkü İtalyanın hasmane hiç bir niyeti bulun. madığı beyan — edilmektedir. İtalyanın hattı hareketinde bir teca- vüz niyeti görenler, aldanmış olur. İtalya, İngiltere ile olan münaseba - tındaki gerginliği izale etmeğe muvaf- fak olmağı samimf surette arzu etmek- tedir. Bu da İtalyan gazetelerinin takip etmekte oldukları hattı hareketle sabit- tir. Perier bankası iflâs etti (Baştarafı 1 inci sayfada Bu mesele hakkında Le Jour gaze » tesi şu malümatı vermektedir: «Bankayı Perier ile oğlu idare et - mekte idiler. Perier 20 Mart 1936 ta- rihinde dolandırıcılıktan dolayı altı ay hapse mahküm olmuştur. Bu vak'a üzerine ihbarlar artmış ve Perierlerin paralarını iflâstan evvel kaçırdıkları sabit olmuştur. Bundan başka bir takım — karışık, klâkson, otomobil işlerine girişilmiş ve bu yüzden bir çok kimseler dolandırıl- mıştır. Bundan başka bankalarda de- (Bravo sesleri, şiddetli ve sürekli alkışlar). pi Her türlü vasıtaların üstünde Türk milletinin iradesi mesnetlerin en sağ- lamıdır. Müdafaa vasıtalarımızı en yeni silâhlanma fenninin en yeni icatla riyle techiz etmekteyiz. Bütün mililetin bunu bu kürsüden, benim ağ- zımdan işitmesini arza ederim. —Bravo sesleri— Her tedbirden' evvel, Türk vatanının ve Türk milletinin müdafaa sını kendi silâhından ve kendi iradesinden bekliyoruz. (Bravo sesleri alkışlar) İcap ederse Türk milletinin kadın ve erkek bir lek adam gibi nasıl şahlandığını görmek beşeriyet için muazzam bir hâdise olacaktır. sesleri, şiddetli, ve sürekli alkışlar.) (B:::kîdışlu Türk mıll':ı bugün bundan 16 sene evvel bir kaç kişi ile uğ- raştığı zamandan daha tecrübeli, sinirleri daha sağlam, gözü pektir. (Alkış- “lar). Bu sözlerim içerde vatandaşlarıma vazifelerini hatırlatmak için bu gü- zel fırsattan istifade edilerek yapılmış bir vesiledir. Vıundıılm vazi- felerine ve işlerine huzur ve emniyet içinde çalışmaları için bir teminattır. hafazası ve beynelmilel beraberliğin korunması için ihmal kabul etmez bir kudret olduğunu tebarüz ettirmek - içindir. (Şiddetli alkışlar). HÜKÜMETE İTİMAT ——— Bütçe müzakeresinin sonunda reyinizi verirken bu reyin hükümet için bir itimat vesilesi olduğunu, bu sene bilhassa kaydetmek - istiyorum. Bundan maksadım, büyük meclisin bütün hâdiseler karşısında kesin ve üstün ira- desini canlandırmak için bir vesile vermek, hükümeti içinde bulunduğumuz geniş hâdiseler içinde taze itimadınızla yeniden techiz etmek için fırsat ver- mektir. Arkadaşlarım, bütçe için vereceğiniz reyler hükümet için bir itimat? reyi olduğunu nazarı itizara almanız lâzımdır. (Sürekli alkışlar.) Bundmwnnreyeımdnmuvebüm%mwmwü ul edilmiştir. Si l*îımeı İnönü, tekrar kürsüye gelerek Kamutayın yüksek itima- dına teşekkür ederek demiştir ki: ?Bu;;tk Millet Meclisinin kuvvetli iradesi, memleketin ilerlemesi için nuyorsunuz. Hükümet, ul’v.eretmıze muhtaç olacaktır. Bu kıymetli müzaheretinizi şimdiye kadaf olduğu gibi bundan sonra da esirgemiyecek olursanız, arzu ettiğiniz gibi, bar Bankanın vaziyeti esasen fena bu-| (arılmakta olan işlerin âtiyen de tahakkuk edeceğinden emin olabilirsiniz.» lunmaktadır. Daha 1921 s€nesinde cs- ki bir kaymakam, Alber Perier aley- hinde dolandırıcılık şikâyetinde bulun- den: '©n beş gün müddetle ilânen tebliğine kara! muş, ve mahkeme tarafından da - para-| — A p L L L D dan Aksaray| Verilmiş ve arzuhalin bir nushamda ıı:::' ların tadadına karar verilmiştir. Muay- ELSE o aüleiidü . alası TadA Yof keme divanhanesine talik edilmiş ol Z Perier aptesthaneye gitmek | "©” gundan — İstanbul — akliye — mahkemesin 130 No, lu evde iken ikametgâhı belli ol- al oğluna 1400.000 frank-|mıyan karısı Hayriye aleyhine .lç!ın ay- î':lîılf;' ;ıter::ı ve o para diğer :n rılma davasında: Müddeaaleyhin ikamet- kıdııı derhıl çıkîlmı.liı. gâhının mechuliyeti hasebile dava ürzüha- verilmesi lüzumu tebliğ yerinde olmak üz9 ve ilân olunur. (637) ika 936/3 sayılı dosyasına ilân tarihinin fett — dasından itibaren on gün zarfında cevif — Bu sözlerim dışarı âleme Türk milletinin ve Türk devletinin sulhu mu- — tir. Hükümeti bu nımtkıqvıketmdılmfuı&hılll' j en kuvvetli mesnettir. Hati ReE ğ İ el K İstanbul asliye altıncı hukuk dairesin- |linin on gün zarfında cevap verilmek üzert —

Bu sayıdan diğer sayfalar: