e 5 AĞ CÇ ALER Z Te z 18 Mayıs Londra zabıtasına karşı 6 muharrir: 3 Yıkılan Put Son Pos tanın Yazan: Ranald Knax İngilterenin en tanınmış altı za- bıta romancısı Margery Allington, Anthony Berhley, Freeman Ville Grofts, Father Ronald Kaox, Do- rothy Sayers, Russell Thorndike kahramanları meçhul altı zabıta romanı yazıyor ve katillerin keşli- ni İngilterenin en maruf zabıta mü- Fettişi «George Cornishs e bırakı- yorlar. Bunlardan Frceman — Vills Grofts ile Doroty Sayers'in eşerleri- ni okudunuz. Polis müfettişi de fik- rini onlattı. Şimdi üçuncu muharrir Rovald Kuvox'un eseri başlamıştır. Bu eser bitince gene polis müfet- tişinin hatili nasıl tayin ettiğini ken- di ağzından dinleyeceksiniz. — İlham kaynağı bize güvenmiyor- du. Başıbozuk muhafızlarına itimat e- diyor ve bizi hiçe sayıyordu. Bu akibe- te uğramasının sebeplerinden biri, ni- zamı? kuvvetlere karş titimatsızlığıdır. iz sizi muhafaza edersek, her tehli - eden emin olarak yaşayabilirsiniz. General Almeda bu sözleri dinle - ?'k"n sonra korkmadığını anlatmak ve: |— Mükadder ne ise o olur. Asker T adamın ehemmiyet vermiyeceği bir 3€Y varsa ölümdür, bilhassa ölüm teh- ididir. Gel gelelim.. asıl meseleye.. İ am Kaynağının ölümünü kaplıyan e- Tar perdesini nasıl yırtacağız? Miralay Vayinberg cevap verdi: — Bu işi bana bırakırsanız mesele- Yi bit kaç gün içinde hallederim. Yal- Tiz geniş salâhiyet isterim. Çünkü u - Mulmadık adamı yakalamak ihtimali Vardır., — Size bu geniş salâhiyeti veriyo - Tüm, Fakat benimle teması daima mu- Ş etmeli ve bana tahkikatın her inkişafına dair malümat vermelisiniz. Sonra tahkikatı şahsf hislerinizin tesiri değil, fakat vak'aların ilhamı dairesinde idare etmenizi beklerim. * — Buma emin olabilirsiniz, general! Konuşulacak mesele kalmamıştı. aynberg generala veda ederek kal - İP gitti. General Almeda da. «İlham Kay - Raği» nin ölümile Hderini " kaybeden Ğ içtimaında ne yapacağını, va- Ziyeti nasıl idare edeceğini, İlham Kay- k tefrikası : 25 hazırlamağa koyuldu. Evvelâ İlham Kyanağını, yurdun kurtarıcısı olarak a- nacak, ondan sonra vatana hizmetle-| rini sayıp dökecek, ona karşı suikastı | tertip edenlerin muhakkak yakalana - rak lâyık oldukları cezaya çarpacakla- rını en kat'i ifadelerle anlatacak. Ni - hayet itimada lâyık gördükleri tak - dirde bu işleri başarmak fırsatının ken- disine verilmesini istiyecekti. General nutkunu hazırladıktan son- ra bu mühim siyasi savaşa girişmek için kendini derledi, topladı. ve evinden çıktı. Fırka merkezi, fevkalâde kala - balıktı. Azamın suratları asık, kaşları çatıktı. Hepsi de İlham Kaynağının kendilerine temin ettiği — menfaatleri kaybetmekten korkuyor gibi idiler. Generalin muvasalatı üzerine içti - ma salonu dolmağa başladı. Yüzbaşı Varkos ta gelmişti. Onun bugün vazi- fesi çok çetindi. İlham Kayna,ının son dakikalarını, cesedi, nasıl keşfettiğini, €evin içinde yangının nasıl keşfolun - duğunu anlatacaktı. İçtima başlar başlamaz bütün gözler general Almedanın üzerine döndü. Ve general derhal ayağa kalkarak çizdiği plân dairesinde nutkunu söyle- di. Fakat kendi şahsını ileri sürmekten çekindi. Ve ümemleket her şeyden ön- ce bir başa muhtaçtır. Büyük ölünün katillerini berakmak, tuttuğu iz üzerin- de yürümek, milletin birliğini ve varlı- ğını muhafaza etmek için memleketin başına güvenilen ve sevilen bir adamı geçirmek Tâzımdı. Ondan sonra tefer- rüat ile meşgul olmak mümkündür. Binaenaleyh münakaşaya baçlamuol.—.n,ı söz söyliyecek başka zevatı dinleme - den vazifelerin en büyüğü olarak yeni bir reis seçmek lâzımdır» dedi. | Sesinde kendinden emin bir adam hali vardı. Generelin teklifi makuldü. Memle- | SON POSTA NPMRPNA8L? Tanışmak ve tanıştırmak ,Tanışan — iki arkadaşa bir ü - çüncü veya dör - düncü arkadaş ik- tihak etti mi, ya- pilan ilk iş ta - nışmayanları bir - birlerine tanıştır- maktır. Bu âdetin aslı nedir? Bilir mi - Hİ siniz? Alptidnî insan tek başına dolaşarak yiyecek arardı. Gene günün birinde yiyecek ararken, kendisi gibi aç bir in- sanla karşılaşmış, ikisi uzaktan birbi - rine karşı cephe almışlar, ellerindeki sopaları kaldırmışlar, ve birbirlerine ıald_ımağı hazırlanmışlardı, Fakat tam bu sırada bir ayının yak- laşrası ikisini de o tarafa döndürmüş, ve ayıya bakarak yiyecek et, süs ola - rak kullanılacak diş ve pençe, üzerin- de yatılacak deri bulduklarına sevine - irek elele vermişler ve ayıyı öldürmüş- lerdi. İki insanm ilk tanışması, kendile - rini birbirlerine takdim etmeleri bu şe- kilde vuku bulduktan sonra bu iki in- san dost olmuşlar, ateş yakıp oturmuş- lar, birlikte ava çıkmağa başlamışlar - dır. Tanışmayı, tanıştırmayı — gösteriş - lerden ayırdığımız takdirde ondan maksadın insanlar arasında dostluk vü- cuda getirmek; konuşmalarını, anlaş- malarını kolaylaştırmak olduğu görü- lür. İlk insanların tanışmaları bir ihti - Mq bu ihtiyaç bir âdet oldu. ün NDE Kitapları açan yay Kitapların istenen sahifelerini ato- matik bir surette açacak bir yay yapıl- mıştır. Yayın, birbirine — zat taraflara Leh Hikâyesi Cihiz bir attı.. Omuzları, sağrısı çökük.. Göğsü kurumuş ve yelesi düşük. Üstelik yaşlı da, Ağzında bir kaç dişi kalmış, o ka- gdar. Adımı Matusalem takmışlardı. Matüsalemin en son geldiği yer Kas - zilin evidir. Gündüzleri sucunun fıçılarını taşır. Akşamleyin Kasnil ana, önüne gün- düzden topladığı otları atıverince bütün yorgunluğunu unuturdu. Zaten yumuşak huylu, çalışkan ve sea- sizdi zavallıcık, Kasril anaysa onu kendi çocuğu gibi sever, bütün gününü ona yu- muşak yemler aramakla geçirirdi. Hayvancağız yemini bitirince kapıda duü- ran Kasril anaya döner bakar. Bu bakışla: &Allah senden razı olsunu demek isterdi. 1 Matusalemin, simdiki gibi ömrü vtahat geçmedi. Hayır. Ne gezer: Duha küçücük bir tayken anasanın arkasından habre, dur- madan koşardı. Genç bir at olunca muh - teşem bir urabaya koşulacağını düşünür, yanımda halisüddem arkadaşlar buluna - cak derdi. Umduğu çıkmadı. Ve sahibi, bir gem vurarak götürüp pazardan paza- ra sürükledi, bir sürü denemeler yaplırdı.. Suğa solu koşturuldu, nalları yüz kere mu- ayene edildi. Bir gün birisine satıldı. Oradan bit baş- kasına devredildi, uzun müddet kocaman yük arabalarını çekti, dizlerine kadar ça mura battı. Her çamüra saplandıkça kal - çalarına, dizlerine kamçı yedi. n Bosta mrabalarına da koşaldu. Bütün gün kulağının dibinde çan, drelen.. dre - İlen.. drelen.. diye önü. Deliler gibi hep ayni yoldan geçti. Oradan kurluldu - Lir | ağzına köylünün yarında boyuna çilt sürtnekle meşkul oldu, bu köylüden çok eziyet çek Ü, neyse.. Kader, Daha sonra bir çinğene de onu #atın aldı. Ah bu çinzene, Matusalem burada duyduğu Üüzüntüleri, uğradığı — işkenceleri bütün huyalında unutamamıştır.. Derken bir arabacının yanına düştü.. O İxadan bir su değirmenine gitti. Hele su , ağzı, burnu toz içinde.. Döner, dururdu. Ya çarkların gıcırtısı... Bütün gün dönmekten ne çıkar? diye düşünerek durunca, arkasında kırbaç vi - |zıldar. Deh! Deh.. diye dürtülürdü. | Matüsaelem bü kadar zulma dayana - | değirmeni Bir atın hikâyesi yahudi kanaatkâr olduğu için kimaseye gıp« ta etmezdi. Önun bir tek isteği vardı... Bir — at almak... Senelerce metelik metelik üs tüne koydu.. Ve işte nihayet Matusalem o0« na nasip oldu. O gün pazardan Matusalemi sutın alıp ta eve getirdiği zaman karism telâşla koca- sını karşıladı. — Ne saadet Yarabbim? — Satın aldım karıcığım. Evet benim yahudi olduğum nasıl bir hakikatsa bua hayvanı satın almış bulunduğum da öyles ce bir hakikattir. Kamşulardan utanmasalar — yanların- da yatıracaklardı. Hemen arpa saman buls dular, ve karı koca uzun uzun onu seyret- üler. Bütün mahalleli toplanıyor. Kasrilin ale dığı hayvanı seyrediyor. Onu görünce alay etmeğe başlıyorlardı. — Bu at değil katır, — Yok canım kediye daha çok benzi » yor, — Rüzgânn karşısında sakın bırakma « bükülmüş iki kanadı vardır. -Kitabın | ,4 İçinden sah vahşi hayvan, seni de keti başsız birakmak anarşiye yol aç - maktı. O halde her şeyden önce reis se- Gilmeli idi. Fakat kimi seçmeli idi. Da-| hangi sahifesine isaret koymak lâzım- ha doğrusu General Almedadan baş -|Sa yay oraya konuyor ve kitap kaldı - kasını seçmeğe imkân var mıydı? Çün- rılıyor. Kitabın ağırlığı yayın lmnı:t- kü generle orduya istinat ediyordu, ona'wlırını düzlemektedir. Fakat lıîh:p. I_n'ı- karşı gelmek generalin ordu başına ge- tüphaneden alınarak masanın Üzerine çerek iktidar mevkiine zorla ıeçmrşiııelkondu mu, yay harekete geçiyor ve is- sebep olmaktı. Buna imkân vermemek | tenen sahifeyi açıyor. daha doğru olurdu. Herkes bunu his- diyor ve bu sırada bir hâdiseye se -|| Bür Doktorun benim gibi görmek İsterdim» diye mal sa- hibine söylenirdi. Döne döne topal oldu, gözlerinden bi - tine de perde indi. Gene sahip değiştir: mek icap etti. Değirmenci pazara götür « meden önce kendisini güzelce timar etti. temizledi, nallarını parlattı. Faydasız. Müş- teri yok, Fakat talihi yar oldu. Pazarda Kasril e- mu gördü ve satin aldı. yın. Hani Allah göstermesin. Uçar gider. — Kaç yaşında var? detsinl. — Kastille karısının yaşlarını top ye « kün edin, o kadazdır.. — Yok.. Yok Matusalemin yaşındadır. — Matusalem.. Matusalem. (*) Ve Matusalem adı ölünciye dek sırtın da kaldı hayvanın... v Mahalle mektebinden Rubinekin bütün işi gücü çapkınlık, yaramazlık, yıkıcılık idi, bir gün aklına esti, Matusalemin — sırtında bütün sınıfla heraber bir yolculuk yapmas ğa karar verdi. Kararın tatbik günü cu « martesi olarak kabul edildi. O gün ma - halle öğleden #onra derin bir uykuya dal maştı. Çocuklar toplandılar. Biri sordu! — Cumartesi yolculuk olur mu? Rubinek cevap verdi. — Biz oyun oynuıyacağız. Seyahat yapaı cak değiliz. Hepsi ayaklarının ucuna basarak ahıra daldılar, Rubinek Matusalemin her tarm- fimı kordelâlarla süsledi ve başına bir pal- yaço kapelâsı geçirdi. Ahırdan çıktılar.. Hayvanı boyuna teks meliyorlar. Matusalem önce aldırmıyordu; fakat sonra kızarak dörtnala kalktı, kaçtı. Dağın eteğine vardı. Onu çobanlar gör « düler. Tuhaf kıyafetli bir et, Bastılar da - iyağı.. Sopalarla, güçleri yettiği kadar vur- dular, diğer taraftan köpekler, zavallcı « ğın her tarafını isırdilar, Matusalem neye uğradığıni bilemeden oradan da yara, bere içinde kaçtı ve bir> yere yığılıp düştü. Bütün görenler onun bu haline uzun uzun güldüler. Yalnız iki kişi gülmedi. Onlar da sucu Kastille karısı idiler. Çocuklarının ölümü arkasında hıçkira hiçkira ağlıyan bir ana Dağının mevküni nasıl ele geçireceğini | 90 ünmeğe başladı ve her şeyden evvel |bel nutkün — esaslarını İstanbul Belediy biyet vermemeyi daha münasip gö- (Arkası var) Senelik Muvakkat Muhammen Teminat kirası Kadıköyünde Osmanağa mahallesinde Rıhtım s0- kağında halde 51 No. h dükkân. '2 ,.?,3 Kadıköy halinde 53 No. h dükkân. Ve a köy halinde 3 No. h dükkân ; : Amavutköyünde Lütfiye mahallesinde Küçükayaz- ör SZE da 12/27 No, İt ev. — | çi ç Arnavatköyünde Lütfiye mahallesinde — Küçi geZ yti ayazma sok: 30/63 No: li ev. e aR ğ Arnavutköyünde Lütfiye ıı:lıılımude üçi 5 a TERL a a kölelde e aa Tepebaşında meşrütiyet caddesinde 12 Noi dn" ı . Ş a KUN ŞS DD G SAA 9. n'!oilıııd” la Sıııııııı" ıııhlld" inde Sururi sokağın- a v da 47 No.lı emin cami mektebi DA İ Köprüde küprüaltı mahallesinde baliç cihetinde eç ei DNO.thmil,ınllıwoıh S Köprüde Köprüaltı mahallesinde haliç cihel Ğ ğ 163 No.lu dükkân. : îd.hd. K".h.wmh.uü.::” “ıu:iııl'“.m- 72 5,40 20 n G“'h:“xl::ı.a, taddesinde 7/10 No h dükkân 1800 — 135 ğ akkat teminatı Yukarıda ti senelik mubammen kirası ve muv: yazılı :lr:n m::llcr 937 veya 938-939 seneleri Mayısı sonuna kadar Ayrı ayrı kiraya verilmek üzere açık arttımaya: konulmuştur. Şartna- meleri levazim müdürlüğünde görülür. Arttımaya girmek istiyenler | ! bizalarındı akkat — teminat makbuz veya mektubile ı:"h' Z;İı:ıa.;:lm :::ıılnıi günü saat 15 te Daimi encümende bu- hdır. —«B.an — 42473» K Günlük Notlarından — .- , Küçük sar'a Nöbetleri Ön baş sene evvel harpte bir gözü- nün görme kabiliyetini hsemen kaybet- miş bir hasta muracaat etli, Şikâyeri de vat Son sene zarfında üç defa sokakta birdenbire düşüp bayıldızını ve yözünü ellerini bilmiyerek paralandığını anlat- U ve ilâve etti: — Bayılmadan © kadar korkuyo. rum ki bir gün antızın bir tramvay ve etamobil altında kalımak tehlikesi kar- şannda kalacağım zanediyorum. Ha- yatım tehlikede beni kurtarınız, diyor- du: Müsabedesini aldım müayene Pazartesi O e- timz Hastama baygınlık gelmeden evvel burnunda bir koku hissediyor ve arka- sından olduğur yere yikiliveriyormuş ; Bu bayginlık iki ç saniye Gevam edi- yor ve ay n derin bir semlik içinde kakyormuş. Kan ve rontken müryenelüri yapil di Aldığım âraza göre hastanın sar'a pin küçük şekliyle aalül olduğunu tes- bit ettim. Tedavi alıma aldım. Pehriz yemek- lerina devain etik: Amap'Hür buçuk 'se- melik sören bir tedavi zarfında hiç tek- Tar etmedi. Şumdi üç scencdenberi yine bir şey yok. Ve hasta iyileşmiş gibidir. ——— ——— C) Bu notları kesip saklayınız, ya. but bir albüme yapıştırıp kolleksiyon yapınız. Sıkınti zamanınızda bu notlar bir doktor gibi imdadınıza yetişebilir. ser- baba gibi onlar da, zavallı atları Mtusa « lemin ölümü için ağladılar. (*) İktiyarlığile meşhur bir yahudi. n Kasril basık burunlu, kıllı suratli bir ya- hudi idi. Suculuk yapıyordu. Fakat sucu Sinop Cumhuriyet Müddeiumumili- ğinden: Sinop Genel Cezaevindeki mahküm ve mevkuflara 1/6/936 gününe — den 1/6/937 gününe kadar bir yıl içinde verilecek ekmek 20/5/936 gününden itibaren On beş gün müddetle ve kapalı zarf uöuliyle ek- siltmeye çıkarılmıştır. 1 — Verilecek ekmek, 650 randmanlı Samsun birbaş unundan ya- pılacak ve beher ekmek 980 gram olarak pişirilecektir. 2 — Ekmekler, Cezaevi Direktörlüğünün göstereceği lüzum özerine yevmiye 70) ilâ 1000 adet arasında hergün nihayet saat On dörde kadar Ccıaeviuı teslim edilecektir. 3 — İstekliler, muhammen bedelin yüzde edibuçuğu 28 — Kiralık teminatı muvakkate vereceklerdir. d olını Ka bi :d— İhale 5/6/936 Cuma günü saat On beşte Sinop Cumhuriyet üddei Rner n İ « DAİA hlmo’ı:lıq&hl Komisyonda Adliye Bakanlığının me- $ — Teklif mektupları 5/6/936 Cuma günü saat On dörde kadar sıra numaralı makbuz mukabilinde 4 üncü maddede yazılı Komisyon Reisliğine verilecektir. 6 — Mektupların, 5 inci maddede yazılı santte yetişmek Üüzere iadeli teahhütlü mektup şeklinde gönderilmesi caizdir. Bu halde; zarfın mühür mumu ile ve eyice kapatılması lâzımcır. Postada olacak gecikmeler kabül edilemez. 7 — Şartmameye muvafık olmıyan Bdi 4 şartları ihtiva eden tekliflere (i ühr'dm:ıy:. içi şarta, aRild 8 — Eksiltmeden mütevellit bilcümle rüsum, tekâlif ve damga resmi ile ilân ücretleri ve indelhace ekmek veya unun tahlil ücret ve masrafi ve sair bilcümle masarif mütcahhide nittir. * i 9 — Şartnameyi görmek isteyenler İstanbul Cumhuriyet Müddi umumiliğine ve daha fazla tafsilât almak isteyenlerin de Sinop Cum- huriyet Müddeiumumiliği kalemine müracaat etmeleri ilân olunur. 42645