a ae P STT i y İ â Te 10 Sayfa SON POSTA. l Emlâk ve Eytam Bankası ilânları _J E___Taksii&le Satılık Emlâk Depozito Lira 460 Mevkii ve nev'i No. sı C 4 Sarıyerde Reşit Bey ve Hüseyin efendi sokaklarında 1,3,5, 5/1 Nolı bahçeli iki kısımdan mürekkep ev Cill Beyoğlunda Bedreddin mahallesinde Orta Şimal s0- — 400 kağında eski 5 yeni 2 No. hi ev Yukarıda tafsilâtı yazılı iki ev bedellerinin birinci taksiti peşin ve geri kalan üç taksiti 9094 faize tabi olmak üzere üç senede ve üç mü- savi kısımda ve şu suretle tamamları dört müsavi taksitte ödenmek şartile ve açık arttırma ile satılmak üzere arttırmağa konulmuştur . İhaleleri 29 mayıs 1936 tarihine tesadüf eden Cuma günü saat onda şubemizde yapılacaktır. İsteklilerin tayin olunan gün ve saatta şube- mize ıuüncuılırı: (353) * * - e A Taksitle satılık emlâk ESAS NO. SI MEVKİ VE NEV'İ DEPOZİTO 149 — Kasımpaşada Eyyühüm Ahmet efendi mahalle- sinde Camiişerif sokağında 41 No. l1 Evin 3/4 hissesi Kasımpaşada Eyyühum Ahmet sefendi mahalle- sinde Camiişerif sokağında 43 No. lı Evin 3/4 hissesi. Beşiktaşta Cihannüma mahallesinde Bostan so- 7 kağında 1, 2, 3, 4, 11 No. l1ı Evin 24400 metre murabbar bostan. Beylerbeyinde Bostancıbaşı mahallesinde Ab- dullahağa sökağında eski 54 yeni 66 No.lı 1116 metre murabbal arsa. Şişlide Şişli Kâğıthane sokağında Bulgar çarşısı karakolu bitişiğinde 798,50 metre murabbaı arsa, Lâlelide Lâleli caddesinde tramvay yolu üzerin- de eski 102, 104, 106 yeni 114, 116, 118 No.l1 436 metre murabbaı arsa. Kadıköyünde Hasan paşa mahallesinde Nahit Bey sokağında 13 No, lı 526 metre murabbar arsa. Edirnekapıda Hacı Muhiddin Mahallesinde Yu- sufağa sokağında eski 7, 9, 11, 13, 15 yeni 1, 3 No.lı 1016 metre murabbar arsa, Kandillide Vaniköy caddesinde eski 3 yeni 5, 7.No.lı 1 Hektar 3132 metre murabbar bir kısım enkazı havi konak arsasile dağ mahalli. 400 , Mevkileri yukarıda yazılı emlâk bedellerinin birinci taksiti peşin ve geri 180 lira 150 140 161 c 1952 185 212 108 y 4 », — kalan yedi taksiti yedi senede ve yedi müsavi kısımda ve şu suretle tamam- ları faizsiz sekiz müsavi taksitte ödenmek şartile ve açık arttırma ile satıl - — mak üzere arttırmaya konulmuştur. İhaleleri 27 Mayıs 1936 tarihine tesadüf eden Çarşanba günü saat onda — şubemizde yapılacaktır. İsteklilerin tayin olunan gün ve saatle şubemize müracaatları. (346) W&' ağızı yıkamak artık bir küllet değilarr; — zira göyri kabili kıyas olan PERLO- —— DENT diş macuna bu külfeti ortadan kaldırmışdır. « PERLODENT çok zevkli olduğu gibi, soluğunuzu da serinletir. —— İYervecişlerik Torladenl dış mazununa olan ekli- va dizlere olan liyacımat kavlar mahünolir PE Bu Akşamki Program İSTANBUL 18: Senfonik musiki (plâk), 19: Haber- ler, 19,15: Plâk neşriyatı veya Retrana « misyon, 20: Halk musikisi: Sivaslı Veysel ve İbrahim, 20,30: Stüdyo orkestralan, 21,30: Son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verile - cektir. 18,15: Radyo orkestrası, 19,15: Konse- rin devamı, 21: Klâsik konser (kuartet, 1875 m.), 21: Operet musikisi (364 m.), 22,10: Şarkılar, 22,45: nakli, 23,45: Alm. Fr. haberler. BUDAPEŞTE 18: Senfonik konser, 18,30: Konferans, 19: Piyano refakatile taragato konseri, 19,50: Piyano « şarkı, 21,15: — Orkestim (Bach, Debüsi, Stravineki), 24,10: Caz. MOSKOVA 19: Konser, 19,45: Konser nakli, 22: Yabancı dillerle nakiller. PRAG 16: Fok orkestrası, 17.10: Hafif mu - siki, 18,40: Piyano koönseri, 19,10: Muh- telif, 20,53: Ctnup şarkılarından radyo po pürisi, 21,45: Erkek korosu, 22,35: Oda musikisi. Konser MÜNİH 193 Şarkılı sen neşriyat, 21,10: Bilmece- 1 Aşk ve musiki, 24: Gece musikisi (Sopran sesle). VİYANA 20,55: Budapeşte filârmonisi Ernst Doh- nanyi'nin idaresinde), 23,10: Holzar'ın idaresinde radyo oörkestrası, 24,15: Kon - serin devamı, 24,45: Viyana musikisi, VARŞOVA 17,15: Salon triyosu, 18.20: Şarkılar, 19: Piyano * keman sonatları, muhtelif, 21,30: Eski Leh şarkıları, 22: Plâk, 23: könseri, Fitelberg'in idaresinde orkestra ASiPiN KENAN Halis ve hakiki tabletleri sıhhatinizi soğuktan ve bütün ağrılardan korur İSMİNZ DIKKAT Saç dhkqlmesi ve kepeklerden kurtulmuk için en müessir İlâc PETROL - NİZAM Öldü mü, v Tn Sonraları, Vahdeddinin saltanat za- manındaki bütün cinayetlerinde icra vasıtası olan ve hattâ en son olarak (San Remo) da (Vahdeddin'in husu- si tabibi) zavallı (doktor Reşad paşa)- yı bizzat öldürdükten sonra, (intihar etmiştir) diye rapor alan Zeki bey, bu müjdeyi verirken; Vahdeddin'e bir şey daha tebşir etmişti. O da, şundan ibaretti; — Bu hastalık, öyle bir hastalık - mış ki.. eğer bazı vesaite müracaat e - dilirse, günden güne artar.. âdeta in - sanı intihara sevk edebilirmiş. O anda üç kafa bir araya gelmiş; Yusuf İzzeddin efendiyi çıldırtmak i - çin şu karar verilmişti: — Veliahtın sarayından bir adam elde etmek.. ve bu adam vasitasile, efendiyi ölüme sü- rüklemek... F O günden itibaren bu korkunç ö - ülm cezasımın tatbikine girişilmişti. Her şeyden evvel, Yıııu'f'f;eddîn &- |fendinin Viyanadaki emrazı akliye doktorlarına muayene ettirildiği ve gösterilen lüzum üzerine iki ay kadar 'husust bir timarhanede tedavi edildiği, Istanbulun dört köşesine ilân edilmiş- ti. Artık o günden itibaren zavallı ve- Haht'a, tam bir (deli) markası veril - mişti... Halbuki o tarihte, - hattâ, is - bat edeceğiz ki, son zamanlarda bile - Yusuf İzzeddin efendide bâriz bir su- rette hiç bir cinnet alâmeti görülme - mişti. Hayatı, - tıpkı eskisi gibi - ağır ve vakur bir sükünet içinde geçmişti. Viyanada iki ay kadar kalmış ise da oda, bir timarhanede ve yahut hasta. hanede değil, (Erlâh) da hususi su - rette kalp rahatsızlığı tedavi edilmiş - ti Vahdeddin efendinin adamları, ve- Laht Yusuf İzzeddin efendi aleyhin - deki propagandalara kuvvet vermişler. di Her gün bir şâyia, İstanbulu alt üst etmekte idi. — Haberiniz var mı?.. — Ne olmuş?.. — Ne olacak.. veliaht Yusuf İzzed- din efendinin çıldırdığı malüm ya?.. Zavallı adam dün kız kulesi açıkların- da kendisini kaldırmış, denize atmış. — Yanında kimse yok mu imiş?.. — Varmış amma, tutamamışlar, — E, sonra nasıl çıkarmışlar?.. — İstimbot'dakiler, ellerini uzat - mışlar; çekmiş, çıkarmışlar... Yalan söylüyorlardı... Kat'iyyen yüzmek bilmiyen bir adamın, üzerin - deki ağır elbiselerle kendisini Kızku - lesi gibi derin ve akıntılı. bir yerden denize attıktan sonra, istimbottakilerin ellerini uzatarak çekip çıkarmalarına imkân olmadığını düsünmeden yalan söylüyorlardı. : Ve bu yalanı söyliyenler, Yusuf İz- zeddin Efendinin denizden ne kadar korktuğunu bilmiyorlardı ...Bu me - selenin en canlı şahidi olan ve bugün hayatta bulunan istimbot kaptanı, Yu- suf İzzeddin Efendinin denizdeki hu - susiyetlerini anlatırken demiştir ki: — Efendi, denizden pek ürkerdi. Hattâ bir gezmeye çıksak, sahilden ay- rılmamayı sık sık ihtar ederdi. Eğer bir sahilden bir sahile kadar geçmek icap etse, mutlaka kamaraya iner ve açık denizi görmek istemezdi. Sonra... Bir havadis daha... — Yusuf İzzeddin Efendi, bir kır - mızı şemsiye yaptırmış... Bu şemsi - yeyi eline alıyor, Anadoluhisarının ar- kasındaki Çavuşbaşı çiftliğine gidiyor- muş. Oradaki bendegânını karşısına a- hp oturuyormuş. — E bundan maksat?.. — Bundan maksat ne olacak?.. Pa- dişahlık... Malüm ya, kırmızı şemsiye, hükümdarlık alâmetlerinden biridir. Yusuf İzzeddin Efendi de kendisine hü- kümdar süsü veriyor; öylece hislerini YUSUF İZZEDD öldürüldü mıg—l Eski Osmanlı Veliahtı katledilmiştir. Yazan: Ziya Şakir tatmin etmek istiyor... Delilik bu ya? Bu da yalandı... Bugün sağ olan bendegânı arasında, Yusuf İzzeddin E- fendinin böyle bir kırmızı şemsiyeye malik olduğunu iddia edecek bir kim - senin vücuduna kat'iyyen ihtimal ve - rilemez. — Duydunuz mu;.. — Ne olmuş?.. — Ne olacak... Mâlüm ya, Yusuf İzzeddin Efendi çıldırmış. — Allah, şifa versin. — Amin, amma.. İş öyle değil?. — Ya nasıl?.. — Az kalsın doktorun birini de öl- dürüyormuş. — Nasıl?.. — Efendim; veliaht, kansere tu « tulduğunu zannetmiş. Kendini doktor- larına muayene ettirmiş. Bunlar, ken- disinde böyle bir hastalık olmadığına yemin etmişler. Delilik, bu ya?.. Efen- di inanmamış. Dişimin kirinden alın da kendinize şırınga yapın; diye wra- ra başlamış. Doktorun biri dayanama- miş. Efendinin dişinin kirinden almış. Kendisine şırınga yapmış, Zavallı dok tor birdenbire hastalanmış. Ateşi, 45 50 dereceyi?| aşmış... — Amanl... — Amanı ,zamanı yok... Zavalh doktor on beş gün ölüm ateşleri için- de cayır cayır yanmış. Az kalsın, gidi- Yyormuş amma, ne ise.. Verilmiş unda- kası varmış... Meselenin yalanı yok, yanlışi vardı. 1912 sepesi haziran ayı içinde vellah - dın fransızca hocası bir kaç gün gö - rünmemişti. Veliaht, tam on bir sene ders aldığı bu emektar hocasının orta- /dan kaybolmasını merak etmişti. Tam haber gönderip aratacağı zaman, hoca birdenbire çıkagelmişti. (Arkam var) BULMACA Soldan sağa: | — Gül bahçesi. 2 — İki denizi bir leştiren, dine karışmıyan. 3 — Bir dana havası, sız manasına gelir. 4 — Lezzel, bir erkek ismi. 5 — eİkiye —takalm et». 6 — Demir kiri, üçüncü şahıs, 7 — Ü - çüncü gahıs, siz manasına gelir, sakınmaz. 8 — Beceriklilik. 9 — Güzel kanatlı bir bahar hayvanı, maç şekli 10 — Gelir, sinsilik. |1 — Rutubet, üçüneli şahıs, ben- zer, Yukarıdan aşağıya: 1 — Üçüncü şahıs gayız. 2 — Gari - beler, yemeğe konur bir ot. 3 — Dalgın, eski bir arap harfi. 4 — Eski bir arap har- fi, tam yerinde, 5 — Kaymakam, su, üçün- cü şahıs. 6 — Yaratılan şey. 7 — Gün do- guşundaki aydınlık, bir adet. 8 — Mira- lay, haya, yemekten emri hazır, 9 — Klâ- sik bir Türk şairi, heyecanlı hareket. 10 — Sanatin türkçesi, istikbal. 11 — Evlenme, |bayın eşi, etaj. Dünkü Bulmacanın Halli: Soldan sağat 1 — Kwwmet, Tana., 2 — Akald. $ — Asabi, ana. 4 — Aakit, Jale. 5 — Ret tâ. 6 — Batarya, mâ. 7 — Vaad. 8 — U, Azeri. 9 — EL, alış. 10 — Bap, karmızı. 11 — Eden, leke, Yukarıdan aşağıya: | — Kama, beba 2 — İka, kıral, ad. 3 — Saadet, ebe. 4 — Mix, davul$ — E- taj, raf. 6 — Balya, kıl. 7 — İL ada, re. B — TA, et, zamk. 9 — Aka, belie, J1 — Ada, çalışın. , Sikedek Hai zit ..c;d