2 Sayfa a Hergün Rejimler Mücadelesi Yazanı F. R. Atay 1932 seçimi ile yeni seçim afasındaki devri tahlil eden bir Fransız gazetesi kısa- ca diyor ki: «On beşinci teşril devreye hâkim olan ve hattâ üçüncü cumhuriyet tarihinin —en bâriz vak'alarından birini teşkil eden hâ- dire Sıaviski İskandalıdır. Bu hâdise, teş- riâ devreyi iki kosma ayırmıştır: Birl â takib eden Radikal kabinelerin aczini — is tismar için Sağcı muhalelelin gayretleriyle karakterlenen 1932 - 1934 devresi, 6 ve 12 gubat tarihi günleriyle başlıyan ve bir yandan Liğlerin inkişahı, öte yandan Halk- Çı cephenin organizasyonu ile karakterle- nen 1934 « 1936 devresi. 26 Nisan — ve 3 Mayıs günleri bu evolüsyonun mantıki | neticesidir. v Fakat Staviski İskandalı ne demektir? O da, İsveçli (Kruger) veya — Amerikalı (İnsul) rezaletleri gibi, Kberal ve kapitalist rejiminin soysuzlaşarak nihayete — erdiğini gösteren bir sembol - hâdise idi. Buhran karşısında memleketin ekono- mi fanliyetlerini sevk ve tanzim etmek ve menfaatlerde, halka doğru, daha adaletin esaslarını aramak Fransa için de zaruret idi. Ya Faşizm olacaktı: Halkı ka- zanmak için ekonomide son tedbirler alın #a bile, harpçi Emperyalizm ihtirasları yü- zünden, bu tedbirlerin kazançlarını — tehli- keye koymak, ve milleti topyekün — sergü- zeşt kurbanlığına hazırlamak gerekecekti. Yahut, ayni imkânlar, demokrasi esasları- na hiyanet edilmiyerek, yani adâletçi ol- duğu kadar barışçı da olan halkın iradesi- ne göre temin olunmağa çalışlacaktı. Fran- sa ikinci yolu tercih etti. Bütün zorluklar halledilmiş sayılamaz. Fakat, eğer sürprizler olmaz, Sol — iktidar Faşizm tehlikesini tasfiye edebilir, ve eko- nomi ve finane nizamına, buhransız — ve sarsıntısız, salâh verebilirse, gelecek çimde Fransada Sosyalizmin durlaşma ta- Kihinin arttığını görebiliriz. iyi bir be- Avrupa meselelerine hâkim olan k vet muvazeneleri içine bu suretle yeni unsur, rejim icabları unsuru katılmış ola- caktır. Faşirmde Anti - Komünizm — nasıl bir rejim icabı ise, Sosyalizmde veya Ko- münizmde Anti — Faşizm öyle bir tejim i- cabıdır. Bazı memleketlerde Sosyalist ikti- darlar hükümeti tutmakta muvaffak olma- mıiş, olsalar bile, yalnız iktidara geçmiş ol- maktan ve halk tabakalarındaki derin ruh ve zihniyet inkılâbını dolayı, devlet organizmalarında rakmışlardır. Rejim icaplan unsurunun başlıca teza- hürlerinden birini, Fransada, Sağ'ın Sov- yet - Fransa yakınlığına düşman ve Sol'un bu yakınlığı bilâkis kuvvetlendirmek taraf- hsa olmasında görebiliriz. İki devlet müna- sebetlerindeki bu hâdise, kollektif emniyet we Milletler Cemiyeti davası münakaşa 0- Tunduğu gu sırada, enternasyonal bir eham- miyet almaktadır. Milletler Cemiyetini e- ki usul düveli muazzamanın — bir icra bü- rasu haline getirmek istiyen Sağ düşüni ler, onu, harbı ve taarruzu menedecek bir kudret cihazı baline getirmek istiyen Sol düşünüş arasında, Avrupanın talihi ve mu kadderatı bakımından, mühim bir fark ol- sa gerektir. Ne Sağ, ne Sol diktatoryalarını zorla- makazın, banşçı ve adületçi olan halk yı- Şanlarının irallelerine uyan — demokrasiler, zor - rejimlerine karşı büyük bir kuvvet teşkil etmektedirler. Nasıl Fransada parti- ler, ikinci derece münakaşaları bırakarak, umumt prensipler bakımından — karşılıklı cepheler kurmuşsalar, henüz teessüs — etti- ginden bahsedilmek erken olsa bile, Av- rupada böyle karşılıklı bir rejimler cephe- si belirdiğini göstermiş olmaktan tesir bi- öylemek abes olmaz. Avrupayı, Milletler Ce- iyeti yıkılarak, yerine bir kaç diktatorya- nin'müşterek hegemonya sancağı altında, millt hürriyetlerle oynandığını görmek kâ- busundan şimdilik kurtarması bile büyük bir kazançtır. Özlü sözler ——— | Hakikat aslından basittir, onu zor kılan bizlim bilgisizliğimizdir. Goethe Dünya bu, her kulun başına yazılan ge- lir. Halktan gönlüm © kadar Cem ürküyor ki karşımda adam göreceğim diye aynaya ba kamıyorum. . : !Resımlı Makale ) Makineyi insan yaratmış, fakat sonun - da kendi yaraltığı bu mabuda esir olmuş- tur. Bugün bütün medeni dünyanın mtırabı- nın hakiki mana ve sebebi budur. Makine yavaş yavaş adamın yerine kaim olmuş, |makine büyümüş, adam gölgede kalmıştır. Makinenin bu nisbetsiz büyüyüşü insanı iş- |siz bırakmıştır. Büyük sanayi memleketle- rindeki işsizliğin sebebi budur. | Almanyada, İngilterede, Amorikada İş- sizlerin adedi, Habeşistan nüfusunun — bir kaç miszli fazladır. İnsanın makineye esir oluşu, — insanla makine münasebelinin fena tanzim edil - miş olmasından ileri gelmiştir. Biz de yeni yemi sanayileşiyoruz. Maki- İme yavaş yavaş bizde de insanın yerini lalmağa başlamış'ır. Makine ile insanın mü nasebetini daha şimdiden tanzim etmersek, yarın bizi de bekliyen âkibet bu olacaktır. -— Tayyarelerle sıtma ve Sivri sinek mücadelesi ilkbaharın üzerine, yağınurlardan hasıl olan Fas.ta Fransızlar, gelmesi su biri- kintileri üzerinde meydana gelen, sivri si nek serfelerini öldürmek için — tayyareler- den istilade elmenin yolunu düşünmüşler- dir. Bir müddet sonra, tayyareler, alçak- tan uçarak, durgün sular Üüzerine — petrol dökecekler ve sıtmanın önüne geçecekler. dir. * Avukatın covabı: “ Olmaz müÜruru zaman var,, Fransada bir kaç gün — evvel ölen ve kendisinden büyük teessürlerle bahsettiren meşhur bir avukat, fakir babası olduğu için suçsuz gördüğü bir çok maxznunların mü- dafaatını deruhte eder ve onlardan para almazmış. Bundan yirmi sene evvel fakir bir ka- til maznununu müdalaa etmiş adamın suç- suz olduğunu anlatarak beraet ettirmiş, arı dan on beş sene geçmiş, avukatın saye- sinde yakasını kurtaran adam — zengin ol- muş, borcunu ödemek için avukata gelmiş. Avukat: — Olmaz oğlum o parayı istemem de- | miş, evvelâ ben fakir bir adamı müdafsa | geçti, | alacağım müruru zamana uğradı. Mahke | meden isteyemiyeceğim bir hakkı senden nasıl alırm. demiş. ettim, saniyen aradan on beş sene * Soygunculuğun aeri şekli Şimdi bütün dünyada bırsızlar güpe- gündüz ve hiç telâşa düşmeden mükem- mel surette apartımanlar soyuyorlar. Evve- lâ kendilerini kibar misafirlere benlelmrı(' için gayet temiz giyiniyorlar, sonra, apar- tıman sakinlerinin apartımandan ayrılma- Tarını bekleyip, kapıcıya: — M. Con kaç numaradadır. diye sor. duktan sonra yukarı çıkıp maymuncukla | işlerini görüp tekrar dışarı çıkıyorlar. * Avrupa siyasotinin koca karısı Son müzakereler münasebetiyle Lon- | dıraya giden sabik — başvekillerden — Paul| Boncour'a, beyaz saçlarından kinaye ola rak, İngilizler kocakarı adını — takmı Paul Boncour bu lâkaba pek kızmış, fakat in men'şeini yine Fransız Faşistlerinden ilmeğe ve: — İngilizler böyle — münasebetsizlikler etmezler, bizimkilerinden — öğrenmişlerdir. Bir mevkii iktidara belirsem tam Rober- piyer gibi 100 bin kelle uçuracağım» — de- mekteymiş. SON POSTA | HERGÜN BİR FIKRA | Karısı da görmüş! Adalar şalri Mehmet Celâl merhum ba- zan güzel nükteler yapardı. Bir gün, Tepebaşı bahçesinde, dostla - rından birine rastgeldi. Dostu: — Kuzum diye sordu; bizim mösyü fi - lâneadan hüber var mı? Celâl: — Var! dedi. Zavallı çok hasta imiş Yüzü gösü sarılı yatıyormuş. Muhatabi şaştı — Nasıl olur? Daha üç gün evvel, ya- nında fevkalâde güzel, sarışın bir ka - dınla rastladım Colâl ağır ağır başını salladı: — Bvet! dedi. Fakat 0 gün masalesef o- na kendi karısı da rastgelmiş!. ——— ——— © Amerika Reisicumhurunun Beşiği Mütevelfa Amerika reisi cumhuru, Caa- | Mansaşuset eyaletinde, | kdge'nin eşyaları müzayede ile satılmıştır. Müzayede enlo - muna ücretle girildiği halde, hâtıra merak- hları, salonu doldurmakta gecikmemiş - lerdir. Müzayedeyi Coolidge'in samimi arkadaşlarından Hakim Jorj yapmış ve sıra, esbak reisi cumhurun beşiğini satma- ğa gelince, Jorj göz yaşlarını tutamamış, ağlamağa başlamıştır. * Biz her yaştaki gençlere hitap ediyoruz! İnsanın üç türlü yaşı olurmuş, birisi nü- fus kaydındaki yaşı diğeri, kendi kendisine verdiği yaş ve üçüncüsü de göründüğü ya; Fransada intihabat münasebetiyle Fe- minist cereyanlarla uğraşan bir grup — bil- hsasa kadınları kastederek: — Biz her yaştaki gençlere hitap ediyo- rüzle serlevhası - altında bir beyanname mneşretmiş ve şu satırları da ilâve etmiş #Gençlik senelerle izah edilemez, ben- ce küçük yaşlılar, uzun yaşamışlardan da- ha ihtiyardırlar... Yaş görünüş demektir. Şu son sözlerden, bilhassa kadınlar çok memnun olmuşlar... * Negls'e yapılan teklif Texas devlet relsi, Texas devletinin kurulmasının yüzüncü senei devriyesi mü- nasebetiyle açılacak büyük sergide, Negüs mi bir ay müddetle teşhir milyon Teksas altını ve- gelip te kend ettiği takdirde receğini söyle ir. (SÖZ ARASINDA Bir kör mahkemede Şahadette bulundu Hâhızası çok kuvvetli körlerden — biri, kendisi İtalyanca bilmediği halde, bir gün İiki İtalyalının münazaası esnasında yanla- tında bulunmuş, aradan bir sene — geçtik- ten sonra, iki İtalyan birbirlerini dava et- mek için mahkemeye muracaat — etmişler, hâdiseyi tenvir ettirmek için hâkim — şahit isteyince, ikisi birden: — Şahidimiz yok, yalnız orada İtalyan- ca bilmeyen bir âma vardı demişler, Hâ- kim âmanın celbine karar vermiş, — âma mahkemeye gelmiş, Kil'hakika, — İtalyanca bilmediğini fakat iki davacı arasında, bir mükhleme cereyan'ettiğini söylemiş ve an- lamadan hâfızasına nakşettiği kelimeleri mahkemeye sıralamış.. Mahkeme bundan daha iyi bir delil bulamıyacağı için, bu şa- hadet üzerine derbal kararını vermiş. * “Dünyeya yeniden geldim. Bana bir islm verin ,, Geçenlerde Amerikada, bir maden ©- cağının içinde kapalı kalarak on gün aç sdsuz kaldıktan sonra kurtulan iki adam hakkında İngiliz gazeteleri yazılar yazmak- |tadırlar. Bunlardan doktor Robertson ka- nsnı görünce: — Hello demiş, dünyaya yeniden gel dim, bana bir isim verin. Fazla hastalanan Scadding'e diye sordukları zaman: — Bilhassa ayaklarım' üşüyor, demiş... Fil'hakika Seadding'in ayakları don- muş imiş nasılsın * Dünyanın en kuvvetli adamı Amerika canbazhanlerinin birinde ilân görülmüştür: «Arkadaşımız Sınıtz dünyanın en kuv- vetli adamıdır. Arka arkaya bağlanmış Iki kamyonu tek eliyle durdutmağa — mukte- dirdir. Seyirciler, istedikleri kamyonu tec- rübe için getirebilirler.» İlân tesirini göstermiş, biletler — peşin- den satılmış, şimdi herkes dünyanın Hergü- Künü bakalım bu işi nasıl yapacak diye me- rakla Lekliyorlarmış. * Midesi boğazına yapışık doğan çocuk Meksikada doğan bir çocuk üç ay ka- dar yaşadıktan sonra, bazı gayri tabil â- vaz yaşadıktan, — meçhul — bir. — sebepten ölmüştür. Doktorlar ölümün sebebini — anlamak için, çocuğun vücudunu açınca yavrunun midesinin, çocuğun boğazına yapışık oldu. ifunu görmüşler ve hayret etmişlerdir. Ö- lümünün sebebi, vücuttaki bu nizamaızlık imiş. İSTER İNAN İSTER Bir dostumuz anlattı: — Geçenlerde oturduğumuz semtin bekçisi kapımı çaldı ve aylık istedi. Çıkardım 25 kuruş verdim, beğenmedi: — Bu 25 kuruşu sadaka diye mi veriyorsun efendi?. dedi. Sonrâ kaba kaba söylenerek gitti. Fakat aradan iki gün geçmedi bekçi eve su getirmez oldu, semtte bize karşı bir mevi boykot yaptı. İSTER İNANMA! dan geçmerz, bizi arayıp soranlara cevap vermez oldu. Sonra şünün. ötede beride yaptığı dedikoduların da baddi — hesabını dü- Bu vaziyette gitlikçe sinirlenmeğe başladım. Derd yandık- Tarımdan biri bana ne dedi bilir misiniz? Geceleri sokağımız- İNAN İSTER İNA — Siz bekçiyi memnun etmeğe, gönlünü yapmağa çalışın. Yoksa sizi semtinizden, evinizden eder!., NMA! Türk kâğıdı E. Ekrem-Tı!'ı D ostlarımdan biri, kiymetli bir ce- vahir armağan eder gibi bana bir tabaka Türk kâğıdı verdi. Bu bir ta * baka kâğıdı ben kıskanç bir itina ile saklayacak, benden sonra geleceklere bergüzar edeceğim. ,Ben bu bir tabaka Türk kâğıdını büe tün ömrümce bekledim. Kalemi ele a- hp ta duygularımı dökmeğe her hazırı landığımda, onun iştiyakını hissedi « yordum. İçimden kopan, ruhumdan süzülerek gelen düşünceleri daima yas« bancı bir kulağa- fıslar gibi idim. Kens di kâğıdım olsa, belki, hayır belki de « gil, muhakkak, yazılarım daha samimi olacaktı. Türk kâğıdı.. Benim kâğıdım. Bu * gün elime ancak bir tabakası - hayırlıi bir müjdeci gibi - geçen bu kıymetli me- ta' yarın daha bollaşacak... mektepte çocuğum, gazetemde ben, gözlerimizirr nuürünu artık yabancı yere dökmiye - ceğiz. Sırtımda kendi kumaşım.. Soframı da kendi yurdumun mahsulleri.. Ayak larımda kendi köselem.. Cebimde kerir di kalemim.. Önümde kendi kâğıdırı: Bana bu iftiharı, bu hazzı, bu se vinci bağışlıyan uğurlu, feyizli çağa eriştiğimden dolayı ne mutlu banal Her biri bu geniş toprakların biret bucağında boy dinlendiren atalarımın; yabancı illerde dokunmuş kefenlerinini içinde ne türlü tahatsız olduklarmi düşündükçe gönlüm merhamet dolu » 'or. ? Ayni zamanda, onlara nazaran bit üstünlük gururu da duyuyorum. Ben, genç Türkiye cumhuriyetinin başarıc! kudreti sayesinde bugün baştan aşaği ve her şeyimle Türküm! Ve böyle olmanın, hiç bir sevinçle ölçülemiyen sevincini, yarın Türk kas lemi ile, Türk kâğıdı üzerine yazabi « 1 lecek kadar bahtiyarım! Biliyor Musunuz ? ) — Kant kimdir? 2 — İlk olarak Osmanlı tarihinde kardeş katili olan padişah kimdir? 3 — «Dinim, kinimdir!.» diyen Tümk muharriri kimdir? 4 — Toprağın altı hangi mevsim sıcakı hangi mevsim soğuktur? (Cevapları yarın) * (Dünkü sualleri ları) | — Osmanlı sarayında senelerce teli başına hüküm süren ve asil ismi Bafo olan Venedikli Valde Safiye Sultandır. 2 — Amazonlar binlerce sene - evvel Küçük Asyada yani şimdiki 'Kızıl — Irmak civarında yaşamış kadınlardan mürekkep bir devletti. Bunlar iyi ok atabilmek — için sol memelerini keserler, senede bir civar kabilelerden erkekler kaçırırlar, mukaddet bir âyin yaparlar, bundan sonra doğan ço cuklardan yalnız kızları alıkoyarak erkek çocuklarını babalarına gönderirlerdi. 3 — Sam amca, Amerikalıların bolü bir tiptir. Amerikallara bu isim ve- sirler. 4 — Şeyh Sadi meşhur Acem şâiridir. Gülüstan eseriyle ün almıştır. Özlü sözler: Servelimizi biz yaparız, sonra talih yap- t deriz. Lord Reaconsfield | Şimşek cennetin zekâsidır. Sydney Smith Kitaplardaki gibi sevişmek bir Tüyadın. Paul Bourget Mütebessim yüze, tatlı söze doyulmaz, Karaca Oğlan Yalanın ilk cezası, onu diğer yalanlarla müdafaa zaruretidir. © — Marcel Prevost . Tanrt iosana kaplanı okşamak zevkini vermek için kediyi yaratmıştır. Victor Hugo aşağıdır, sem- Sürülmek — hapsedilmekten çünkü hapishane vatan içindedir. Phbilip d'Orlcanes