MEA V TASI HÇİMİN Z -— YAZAN: KADIRCAN Kaflı bâan burada bulunsaydı ağzını ka - patırdı. Mehrmet Paşa kızmıştı: — Senin baban iş başında oldu - ğu kadar mecliste de usta ve iyi idi. — Bizde din gayreti ve utanmak g.x de onun yılmazlığını buluyo - yok mudur? Düşman Urum, fakat ustalık ve kavrayışını burnumuzun dibine geldiği halde 0- , 5 .miyorum. na karşı çıkmazsak yarın padişa -| —x LA Ali Paşa hem bu karşılık- U ) “ Tarihitetrika ,, No. Ali Paşada hem bunlar, hem de vaziyeti soğukkanlılıkla heyecan ve telâşa kapılmadan idare etmek ka- biliyeti yoktu. Birdenbire parladı: bi z lt ll ken harp arzusunu körüklemek için irile anlaşamıyan, isl yurdlarını p b eli tâlân etmeğe gelen kâfir donanma- | u::nD:;ı:m:l İolirrptiai. görleri | sına her tarafı açık bırakmak reya! » BEA ae Ca , B |mizde büyütmiyelim. Böyle olsa bi- olamaz. Kahpeler gibi limanda ::jı. bizim çevik ve hızlı kalitelerimiz panıp kalmak bize yakışmaz. i otiların galerlerini — şaşırtacaktır. '“j";l :_'h?:;, ve düşmana had - Sipahiler denize alışkın değildirler, a..;“:uı::: '::’W İi bey -| fakat alışkın olanları görerek çok leri bu sözlerden coştular. Uluç Ali| ** _w:undu. Mük_'*“ Boj çi sıkindaşlarının İleri pila - | Tisiz çekiniyoruz? Onlar lııı silâh « ÇĞT a ları dolduruncıya kadar bizim ok - muşta. Derya kaptanı AH Paşa, Per- çularımız ön Mf atarlar, Zaten tev Paşaya bakarak sözlerini bitir . "Atpa ederek göğüs göğse dövüşür. di: E ken bü iki silâhın ikisi de işe yara- KYN maz. Askerlerimiz zırhsızdır. Fa - Do;_s':_:i"l"_i öer SAD ati M ğakr Hahe Şekkeiy; Pertev Paşayı kazandıktan sonra :. Ça B'T:ı:' ”m: dilediğinin olacağına emindi. Bunun ğ e e Pertev Paşa cevap verdi: Hola kürilkeilerdasi İorkaiak kid Ki — Sözleriniz çok güzel ve doğru- " ee Dü dur. Fakat donanma da harbedecek çocukça bir şey olmaz. Harp başlar . başlamaz hepsi de sıraların altına halde değildir. Düşmanın öteden - yatırılır ve oradan kalkan baş he « beri bildiğimizden daha kuvvetli a olduğunu öğrenmiş bulunuyoruz. mm:;::e:':':ı :::*ç'h"l:. İki. yüzden fazla çaler ve altı ga - zanmış oluruz. Sultan Selim bize L İ D öazze sersline bakarek karbe. A lmemizi buyurdu. Düşman şimdi a - Ly-ı ı&l&hlın::ılıııı zırhlı ııhıleı:: ö inlilil bıırı.ı'dı Mi töğ 9 'ı yüz sekiz kadirga,, dok -|P kalamayız. Bu, ne müslümanlık san altı kalite ve yirmi firkate var. S*Yretine, ne de bizim - şerefimize Düşman galerlerile ancak kadirga-| #Yfundur. Biz harp istiyoruz ve har. izi.. ,"_"',:',_"_":j:';, ada ::_ Başta Hasan Paşa olduğu halde düşman donanmasında birer yü - bütün genç sancak beyleri alkışla- zen kaleye benziyen altı tane galeas dilar: var ki bizde onlara karşı koyacak| —— Evet harp istiyoruz!.. gemi yoktur. Üstelik askerlerimiz a-| — Dediler. cemidir. Düşman askerlerinin çoğu| — Uluç Ali Paşa gösterişten hoşlan- arkebüz taşıdığı halde bizimkiler ok mamıştı. Yerinde doğruldu ve sert kullanıyorlar. Onlar - zırhlıdır, bi -;bir stesle şöyle dedi: zimkiler zırhsızdır. Dahası var. Kü-| — Içimizde harpten çekinen kim rekçilerimizin hemen hemen hepsi|var? İki yüz hıristiyan galeri önün « de - hırıstiyan * esirleridir. Bunlar|de korku mu duyuyoruz? Onları ta- harp sırasında kargaşalık — çıkar - nımıyor muyuz? Cerbe, Malta, Kı - mak ve bizi ııhdııv-uklçiıl.ündıhhiuiyıdudıu- fırsat gözetirler. Sultan Selim bize'larla dövüşmedik ve dövmedik mi? harbetmeyi emir buyurdu, fakat göz|İki defa benim leventlerim onların göre göre yenilmemizi elbet istemez. | yalnız yüz altmış galerden ibaret ol- Ağriboz beyi Mehmet Paşa Per -| duklarını saydılar ve ben de yalnız tev Paşanın sözlerine kuvvet ver -| yüz kadirga ile hemen üzerlerine mek için söz aldı: vararak hepsini denizin dibine gön- — Korandan getirdiğim üç bin| dermeyi kaptan paşaya teklif ettim. sipahi ilk defa olarak gemilere bi -| Fakat bugün hal değişmiştir. Heye- niyorlar. Hiç şüphesiz yiğit ve atıl-| cana kapılacak zaman değildir. Pek gan adamlardır. Lâkin denizde har-| kolay yapılması mümkün olan bir iş bi kazanabilmek için denize alışkın | için boş yere harcanmak doğru ola- olmak gerektir. maz. Barbaros Hayreddin Paşanın oğ- (Arkası var) lu Hasan Paşa da derya kaptanı Ali| ——— Paşanın karakterinde idi. Mehmet TAKVİM Paşaya bakarak kızgın kızgın söy - < lendi: MAYIS " — BSenin baban Salih reis sağ o- laydı böyle sözler söylediğini işit - 13 mek — istemezdi. Babam — Fransa Hizir — |Resmi sen: kıyılarında zaferle dolaşırken © da 7 1936 beraberdi. Prevezede tıpkı bugün - kü gibi kendisinden daha kuvvetli — bir düşmana karşı saldırıp saldır - mamak için konuşulurken setiin gi- Bi söylememişti. Çekinmediler — ve Doryayı kaçırdılar. O zaman da düş- man gemileri çok ve büyük, fakat bizimkiler az ve küçüktü. Sayısı çok olan değil, yüreğinde dim ve devlet sevgisi olan kazanır. Eğer senin ba- Rumi söne 1352 Z.|12 110|16(06,19(16 SON POSTA DENİZ İ Spor | T Berlin olimpiyadı için hazırlık Yalova havuzunda yapılan müsabakaların neticesi Berlin ölimpiyadına iştirak edecek o- lan yüzücüler arasında Yalova havuzunda bir müsabaka tertip edilmiştir. Bu müsabakaların alınan teknik dere- celeri şunlardır: 100 metre: Örhan 1.6.4, 400 metrer Halil 5.52.2, 200 metre Serbest: Halil 242Z., 200 metre kurbağılama: — Yusul 3.14.2. A ve B takımları arasında su topu mü- İsabukaları da yapılmıştır. A takımı 7 - 2 İgalip gelmiştir. Heybeliadada Yüzme Müsabakaları Berlin olimpiyadına gönderilecek yü- zücüler arasında on dört haziranda Hey. beli aâdada büyük bir müsabaka yapıla. caktır. Bu müsabakalarda 100, 200, 400, 1500, — 100 metre sirtüstü, 200 metre kurbalama ile su topu yapılacaktır. * X 200 şeklinde bir de bayrak yarışı programa ilâve edilmiştir. Atletizm Bayramı Altı senedenberi muntazaman — yapıl- mükta olan İstanbul atletizm bayramı ma- ytn otuz birinde Taksim — etadyomunda icra cdilecektir. Bu müsabakaların seçme- leri yirmi dört mayında Bebekte Arnerikan mektebi sahasında yapılacaktır. Seçmeler pazar sabahi dokuz buçukta, fital müsabakaları ise #aut ikide başlaya- caktır. İstanbul Atletizm Bayramı bütün klüp- lete açık olacaktır. Fenerbahçenin Yıldönümü Hazırlıkları Yıldönümü münasebetiyle 7 haziran için büyük bir #por günü hâzırlamakta 0« lan Fenerbahçe klübü şehtimize Avrupa- nn tanınmış takımlarından birini davet edecektir. Galatasaray - Fonerbahçe B Takımları Karşılaşıyor. On doküz müyista yapılacak —idman şenlikleri dolayısiyle Taksim stadyomunda hazırlıklar yapılmaktadır. 935 senesi B takımları maçlarında ay- ni sayıları aldıkları için şampiyonanın hal- ledilemeyen oyunu dolayısiyle, Fenerbah- çe, Galatasaray B takımları bu — münase- betle kargılaşacaklardır. Yunan Milli takımı geldi Bükreş'de yapılacak olan Balkan fut- bol şampiyonasına iştirak edecek olan Yu- nan milli takımı dün akşâm Romanya va- Puru ile gehrimize gelmiştir. Futbolcular yarın öğleden evvel Tak- simde bir antrenman yapacaklar ve saat 14 de Köstenceye hareket edeceklerdir. Bisiklet yarışı Beşiktaş Halkevi spor komitesi Be- şiktaş kazası dahilinde yaşayan gençler arasında bir bisiklet yarışı tertip etmişe tir. Yarış Şeref stadında yapılacaktır. Yarışa girecekler her gün — öğleden sonra Şeref stadında bulunacak komi - te mümessilliğine müracaat ederek isimlerini kaydettirecekler ve vesika « larını alacaklardır. Müsabakaya iştirak edecekler her gün tayin olunacak saatlerde Şeref sta- dında idmanlarını yapabileceklerdir. Müsabaka günü saati ayrıca ilân &- dilecektir. Gayrifedere klüpler şampiyonası Eminönü Halkevi tarafından gay - ti federeler arasında hazırlanmış olan büyük futbol şampiyonası pazar günü merasimle Karagümrük stadında başlı- yacaktır. Aşağıda proğramı yazılı olan mera- sime, turnuvaya giren İ4 klübün fut- bol takımları spor kiliklariyle iştirak edeceklerdir. Program şudur: 1 — Bütün takımların alfabe sıra - siyle yapacakları geçit resmi. 2 — Bayrak merasimi ve İstiklâl marfı. 8— Müsabakalar hakkında Ev spor komitesi başkanı tarafından bir 'ka çsöz. 4 — Birinci ve ikinci maçların oy- nanması. Davis Kupası Maçları Paris, 12 (A.A.) — Davis kupam maç- Tarmda Framsiz tenis takımı Holanda ta- kımını Amstardam'da bire kama 4 ile yen- miştir. Fransa ikinci turda Çekoslovakya ile kurgılaşacaktır. ç Son Postanın Tefrikası: — Hilmiciğim, iki senedir - kapalı ,bahçıvan kızı filân derken Hasan kar- dam altında havasızlık, ışıksızlık, hür- | şılarındaki engin denize daliyor; bun- riyetsizlikten anam ağladı. Bugün se-|ların hepsini sanki aynada — seyredet ninle şöyle bir' Boğaziçine, yahut Fe- gibi denizin sathında birbirlerile ip at- nerbahçeye doğru bir uzanalım m? 40 Yazan: Osman Cemal larken görür gibi oluyordu. Günlerden Cuma idi. Bu, Hilminin) — Bir aralık Hasan gene böyle hem Zaten canına Mminnetti: gözleri, hem de ruhu ile oturduğu yer- — Durduğumuz kabahat, dedi, hay- İ den tatlı bir vect ile denize dalmış dü- di istediğin yete gidelim! * — 'Ooh! Deniz ne güzel değil mi Hasan? — Ne söylüyorsun Hilmi? Deniz de güzel, hava da güzel, ağaçlar da gü- zel, sandallar da güzel, insanlar da gü- zel, hayvanlar da güzel, hülâsa hayat güzel vesselâm! — Lâkin bunların en güzeli, şu kar- şımızda oturan kara gözlü, kara kaşlı, uzun boylu genç kadın! — Bırak şimdi onu Hilmi, ben sana hayatta, yahut etrafımızda şimdi ne varsa hepsinin güzel olduğunu söy - lerken sen bunların içinden bir şey - den bahsetmeğe kalkmal Garson #ordu : — Ne içeceksiniz? Hasan: — Bilmem... Ne içelim Hilmi, çay mu, kahve mi, gazöz mu? Hilmi: — Başka ne var? Garson: Bita var, rakı var şarap var, ver - mut var, apsent var! Hilmi: — Birer bira içsek nasıl olur Ha - san ? — Ben daha ömrümde ağzıma bira filân koymadım! — Adarm birer tane içeriz ne olu - cak, rakı değilya bu, birer tane hiç bir şey yapmaz; birer bira hem harareti- mizi söndürür, hem şöyle hafif, amma pek hafif, belli belirsiz bir neşe verir. — Eh, sen bilirsin! — Cetir bize birer bira! Hasan: — Şişe çok kaçmaz mı? — Zaten kadehler de hemen hemen şişe kadar demektir. Yalnız arada fark biri açık, biri kapalıdır! f Nasıl bira bir şey yapıyor mu, Ha- san? — Pek farkında değilim! Şişe yarı hapishanede neler gördüm, orada nasıl vakit geçirdim ? — Onları da bırak şimdi, sırası ge- Knce onları da anlatırım! | Biz gelelim şimdiki muhabbetimi - ze... Damin sana kâinatta her şeyin güzel olduğunu söylüyordum. Bunla - rın hepsinden güzel olan nedir bilir mi- sin? — Nedir? aZ — Çocukluk Hilmi, çocı l Bu çocukluk sözlerini söylerken Ha- sanın gözünün önüne altı yedi yaşın- da iken Mediha ile ilk defa bayram a- rabasına binip Kâğıthaneye - gittikleri, sonra arabadaki darbukacı — abla, zilli maşacı oğlan geliyor. Daha sonra Me - diha ile geçen maceraları hayalinde canlanıyor; ıxhınd_ lan kantocu kız «( lar, dramcı kadın, canbaz kızı, Zaika, şünürken Hilmi onu dürttü: — Demin vapurda * senin - içeriye düşmen meselesini konüşürken — şeyi sormayı unutmuştum | — Neyi? — Ayegır Fatma ile kızı Zehrayi sen nereden tanıyordün, onlarla nerede, ne — zaman ahbap olmuştun? — Uzun mesele bunlar Hilmi, u - zun... Bunları baştan başa yazsam bir rtoman olur. f — Peki amma bu kadınlar seninle ne için bu kadar alâkadar oluyorlar « di? — Canım dedim ya, bu iş öyle an- latmakla kolay kolay bitmez. Bir tö- mandır; hem de pek acıklı, pek firaklı bir roman... Hem şimdi birak canım bunları, benim dertlerimi tazeleme Al- lah aşkına! İstersen ben sana bir gün hapishanede yazdığım notlarımı, ço « cukluk, gençlik hatıralarımı — veririm, bu merak ettiğin şeyleri tıpkı bir ro « man okur gibi orilardan okursun! — Roman gibi ha? — Hem de ne roman, ne romanl.. Şey, Hilmi, ben hapishanede iken ma- hallede benim için en çok dedikodu yapan kimdi? — Kim olacak, senin oraya düşme- ne en çok memnun olan Çapraz Sa * lâhaddin! — O hâlâ mektebe mi gidiyor ge- ne? — Mektebi terkedeli bir buçuk sene - oluyor! ” TA Pai — Şimdi boşta mı? — Hayır bir doğramacı yanında ça- lışıyor. Sen içeride iken duydun muü bilmem... O, bundan bir sene önce se- — Sebep... Gene mahut meselet — Hangi mahut r—;ıelal — Zaika meselesi canım... Turhıı?ı bilirsin, yakışıklı çocuktür, hem de I:ı! dereceye kadar - kişizadedir. Galiba kendisi Zaika ile mektuplaşıyormuş... — Kim, Çapraz Salâhaddin mi? (Arkası var) Zayıflama kürü Ve baygınlık Bir hastaya çağırıldım, Baygın yatıyor- du. Kalbi çök zayıf ve gayri munta « zamdı. Rengi sapsarı. Elleti ve ayakları sağuk. Sıkınti İle neles alabiliyordu. İki ampul kâfürü ve bir de kafein yap- tiktan sonra kendine gelebildi. Has - tanın etrafindakiletden — ve biraz da hastadan dinledim. Bir senedenberi zayıflama kürü yap « maoğa büşlamiş: 2 sene evvel 86 kilo geliyormuş. Şimdi tam altmış kilaya düşmüş. Bir zayıflama modası heve - sine düşen hastam et, yağ yemekleri - , he pehriz yapmış. Kunsazlaşmış Tedavi altına aldım. Bol bol yedir - dim. Kalsum seromları yaptım. Kilolarını almağa başladı. Ve artık mo- dasından da vaz geçti... —————————————— (*) Bu notları kesip saklayınız, ya: but bir alböüme yapıştırıp kolleksiyon yapmız. Sıkıntı zamanınızda bu notlar