Akdeniz meselesi . Yerli malların fiatları Akdeniz meselesi Habeş harbinden muzaffer çıkan İtalya | için şimdi- halledilecek mesele Akdeniz | meselesidir. Bugün Akdeniz İngiliz hâki-| miyeti altındadır. Hindistan yolu bu de - nizden geçtiği için, Akdenizde başka bir milletin üstünlüğüne göz yuma- abeş harbi bitti, şimdi Akdeniz me- selesi başlıyor. İngiltere maz. Halbuki İtalya için de Akdeniz hayati bir ehemmiye Gerek Trab- hısa, gerek Habeşistana giden yol Akde. Sonrma İtalya zaten bir Ak- 4 kazandmıstır nizden geçer. deniz memlekelidir. O da bu denizlerde İngiliz bayrağının hâkim olmasını istemez. Yeni müstemlekeler edinilirken bu m temlekelere giden yolları da temin etmek ! istemesini tabil görmek İâzımdır. Bu sebeple zaten Habeş harbile bera - ber başlıyan Akdeniz meselesi şimdi da- ha çetin, daha şedit bir hal almıştır. Habeş harbi başlar başlamaz İngiltere | ——— tehlikeyi hissettiği için Fransız, ve Yunan ve İspanyol donanmalarının da yardımını temine çalıştı. Malta ve Kıbrısı tahkim etti. Hele Mısın müstahkem bir kale haline ge- tirdi. Bir taraftan da Akdenizdeki donan- masını diğer milletlerin yardımına ihtiyaç hissetmiyecek bir şekilde kuvvetlendirmeğe teşebbün etti. Buna karşı İtalya da lâkayt kalımadı. O da Akdenizdeki hâkimiyetini temin için aldı, Rodosta tahkimat yap- kuvvetlerini arttırdı. İt Amavutluğu . Bilhassa ha ya hava nazırı bir kaç defa vesile düşüre- rek İtalyamnın Akdenizde kimseden kork- madığımı tektar etti. Filhakika — bugün İtalyan bomba tayyâreleri Akdenizin her hangi bir sahiline gidip gelebilir. düşmana her sahada erişebilir. Şimdi Habeş harbi bitince İtalya bütün kuvvetini Akdenize çevirecek ve bura - daki hâkimiyetini sarsılmaz bir hale geti: meğe çalışacaktır. Bunun içindir ki İngiltere Habeş harbin- | de- deki emri vakii tanımağa mütemayil ür. Bilâkis zecri tedbirleri arttırmağa, ği İtalyayı petrolsuz bırakmağa karar ver « mek niyetindedir. Şu halde İtalya - Habeş harbi, Akdenizde İngiliz - İtalyan husumeti şek. line inkilâp edecektir. İmparatorun himayesi, İtalyaya — kargı | zecri tedbirlerin arttırlmak istenmesi, İn - giliz sefirinin Adisababadan çekilişi hep | bunu göstermektedir. * Yerli malların fiatları caktan uzağa işidiriz. Yunanistanda etya fiyatları çok ucuzmuş. Peşte ve| Bökresta yörli erya” yok Hiyatını” esülrinş Hattâi Avnupaya: gidecak- büri dekeüüz çıkarsa, ona derhal bir çok — siparişlerda Balemnuz Oralarda yerli mallar niçin ucuzdur da, bizde bu kadar pahalıdır? Çünkü oralarda yerli fabrikalarihükü - öetin koniroku akındadır. Hükümet fab- rtikalarda maliyet Fatını tetkik edı buna Şüsde'on kür samdnader ve v .Battan fazla b aa Müreanle dedkal Gğele İktisat Vekâleti de yerli fabrikalar ü- zerinde kontrol hakkını temin eden bir ka- nun İâyihası bazırlamıştır. Bu kanun çı - kınca fabrikaların mamulâtı kontrol altı- na abnacak, maliyet fiatları tetkik edilecek, ve fazla fiatla mal satanlar hakkında ceza tatbik olunacaktır. Hüktüzolin gizerlik| bimayesi' ve' bile | rlığımız sayesinde tutunan yerli fab- m Yhtikâra sapmalarıan imkân ve » cektir. İngiltere kralı sekizinci Edvardın demokratlığı İngiliz Krah sekizinci Edvard — tahta oturduğundan beriİngiliz âdet ve an'anele. tinde bir hayli değişiklikler — yapmıştır. Kral evvelâ, zabitlerin kılıç ile selâm al Malarını menetmiş, ve el ile selâmlanma- sını İstemiştir. Saniyen sarayda senede iki kere yapılan resmikâbulleri, danslı garden portilere tahvil edeceğini ve diplomatları da orada alelâde şekilde kabul ederek mü badeleiefkârda” bulunacağını — söylemiştir. Halbuki babası, gefirleri kırmızı kâdifeden mamul geniş bir tahtta otururken kabul | edermiş, |lip karsına: İne daha alacaklar, ve bu işi yapmazlarsa SON POSTA Insanlar yer yüzüne geldikleri gündenberi harple dürler. İlk önce vahşi hayvanlarla ve tabiatla çarpış'ılar. Son- ra birbirlerile harbe başladılar. Kurtlar biribirlerini yiye yiye bitirmek üzeredirler. İnsanlar da birbirlerik harp ede ede her devirde milyonlarca kurbanlar verdiler. Bugünkü zehirli gaz, bornba ve diğer imha vasıtalarıa muracaat ederek bir harp yaparlarsa belki de ia- sanlığın yarısı yok olacaktır. İnsanların kendilerinden maada en bdyulı düşmanları ta - meşgul- biattır. Bazan zelzel raftan da tabia'in bı bur olurlar. bitmemiştir. î n L aa —am — sasenam — EEEEEL — W En büyük harp HB le, feyezan, bazan fırtma, bazan sari has - talıklar halinde tablat insanları imbaya çalışır. İnsanlar bir ta- u tahrip edici kuvvetlerile çarpışmağa mec- Zaman ile tabiat kuvvetlerinin çoğuna hâkim olmuşlardır. Sari bastalıkların önüne geçilmiş, feyezanlara karşı bendler ya- pılmiş, bataklıklar kurutulmuştur. Fakat me insanlara, ne de tabiâta karşı yapılan harp henüz söz ARASINDA l F Tansız Seçiminde Rey veren Fransada kadın- lar henüz — seçime iştirak — edemedik- leri halde bir kö- pek bu işi yapmış. ur. Geçen pazar günü Pariste rey sandıklarının — biri- nin başına giden madam Mari yanına kö- peğini de beraber almış, o srada sağ ve sol taraf mensupları şarkılarını söylemeğe başlayınca, köpek nasılsa sahibesinin linden kurtulmuş, ve doğru sağ cenab hr- kalarından birine ait rey kâğıtlarından bi- rini alarak sandığa atmıştır. * Bir kadın kocasının ölümüne ne mukabili razı olabilir? Fransada adamın biri karısından bık- miş, bir tane daha almak istemiş, ve ge- - — Sevgilim demiş, hükümet nüfusu ar- V(trmak için yeni bir kanun çıkarıyor. Bü- tün erkekler karılarının üzerine birer ta. idam edileceklermiş. Kadın biraz düşünmüş, sonra: — Vah vah kocacığım demiş, — zarar yak ne yapalım, idama razı ol! Şehit gi- dersin. geçirm Fransız Reisicumhuru Mbıı'yii Lebrun geçen pazar günü pek fazla yorulduğun- dan bahisle şikâyet etmiştir. O gün neler ve nelerle meşeşil olmuş: « Sabah saat sekizde gidip reyini isti- mal etmiş, öğleden sonra Kolomp stadın- da Rasning ile Charleville — takımlarının maçını seyretmiş ve kupa vermiş, gece sa- at beşe kadar, seçim neticelerini beklemiş.. Bir Fransız gazetesi bunları anlattıktan İsonra şu sözleri ilâve ediyor: «Reisicumhur biz muharrirler — kadar || meşgul olsa acaba ne der ve ne yapardı? » *r Dünya yüzünde kaç çeşit rüzgöür vardır ? Bir Fransız hava mütehassısı dünya yü- zünde kaç çeşit rüzgür bulunduğunu me- rak etmiş ve hepsini tetkik ederek sayma- a başlamış, uzun senelerden sonra — beş yüz Çeşit rüzgârın ismini muhtevi bir İiste pılarda bulunur, beygir. gösteririz. 6 - 8 — Dam, çocuk doğurtan. 9 — Hırs, isim karlar, yüzler. 4 HERGÜN BİR FIKRA | Seni taziyeye gelsinler! Bizim Aksaray semtinde vaktile bir deli Hayri vardı. Beş tane çocuk sahi- bi idi. Kendisi ulak bir memur oldu - gundan aldığı cüz'i aylıkla bunları ge- çindirmekte pek çok zahmet çekiyor - du. Bir gün karısı, deli Hayriye: — Komşunun annesi ölmüş, taziye- ye gideceğim.. Diyerek izin istedi. Deli Hayri sor- du! — Çocuklara yemek pişirdin mi? Öğleyin ne yiyecekler? Kadmı — Ne var ki ne pişireyim? Dolap. ta birazıcık erişte saklıyordum, onu da sıçanlar didiklemiş... Deyince, deli Hayri: — Beheğ karı! dedi. Elâlemin evi- ne ne diye taziyeye gidiyorsun? Sen evinde otur da sana taziyeye gelsin - ler! BULMACA | — Ayni işi gören iki adam. 2 — Pek , Türk argosunda caka tabiri. 3 — Ka- 4 — Memleket, iptidaisi, dans. 5 — Elekiriğin uzağı İyinin acemcesi, 7 — Mah, Yukarıdan açağıya: | — Salibiahmer. 2 — Parlatmak, 3 — Kadınlara kahve telvesile ba — Kırmızı, köpek. yapmış, kendi iddiasına nazaran liste ha- | Para basan yer. 6 — İlâcin türkçesi. 7 — Tici TÜzgür kalmamış imiş. —eLc- ——— — Mastar edatı, terbiyesiz. 8 — Bir malın Kocasının meb'us Seçilmemesine Memnun olan kadın Fransada Mösyö | Graziani ikinci bir meb'us namzedi ve- psiminde mağlüp ol. muş, bu kötü habe- ri karısına telefon- la bildirmiş: — Ne yapalım W karıcığım üzülme demiş, Kormünist namzet benden fazla rey aldıl Telefonda şakrak bir ses — duyulmuş. kadın şu c — Çok memnun oldum, akşamları baş başa kalır, beraber yemek yimek imkânı- ni buluruz.. * Sovyet Rusyada bekârlik vergisi Sovyet Rusya nüfusun çoğalmasını is. tediği için, çocuksuz ailelerle — bekârlara verygi tarhetmeğe karar vermiştir. Bundan başka, boşanma talebinde bu- kunacak kimselerin, devlete mühim bir mik- tar para vermeleri de icap edeceği gibi bu miktar ikinci ve üçüncü boşanma taleple- rinde arttırılacaktır. a Kral Fuat tahta aşk sayesinde çıktı Bir kaç gün evvel velat eden — Musar Kralı Fuad tahta 1917 — de oturmuştür. Kendisi © zamanlar veliaht değildi. Mwır Krallığına Kemaleddin gelecekli. — Fakat Prens Hüseyin ölüp te yerine bir. geç- mesi lüzım geldiği zaman Kemaleddin: — Ben kral olup ta başıma gaile almam dedi, güzel bir karım, mükemmel yarış at- lanm var, Dünyanın en mes'ut insanı iken bedbaht yapayım? mekten emri hazır. 9 — Kadın bi vermiştir: Dünkü Bulmacanın Halli: | — Kumbara, cam. 2 — Ana, ata. 3 — Rafadan. 4 — Af, Lâz, dama. 5 — Ben. 6© — Yar, o, çi. 7 — Kin, kanal 8 — Çam, ray. 9 — Adalet. 10 — Para, aidat. V1 — Taş, farfara. Yukarıdan aşağıya: Jn, çapa. 3 — Mar, 5 — Kal, lâk 1 — Kanarya. 2 arkadaş. 4 — AL imari 6 ay, Ril. 9 — Canan, ada, 10 — Ar, çal, l — Mâ, alil, ata. ar. İSTER pek fazladır. Geçen gün Balıkhaneye 15,000 çift torik getirilmiş. Fiatlar derhal düşmüş, 19 kuruşa satılan toriklere B kuruş veren bu- İSTER Son günlerde balık bolluğu var. Bilhassa İstanbul sularma torik akını başladığı için, tutulan torik — balıklarının — miktarı İSTER İNANMA! Tunmamış. Bunun üzerine 4000 çift torik denize dökülmüştür. Bu hal her sene teketrür eder. İstanbul gibi nöfusunun yarısı senede bir defa e! yemeyen bir şehirde 4000 çift v İNAN iSTER oriğin denize dökülmesi inanılır is değildir amma, bu bir vâkıadır; İNANMA! İsı, ber çalı, her çiçek birer - Âz, o, ve. 7 — Ahd, katar. B — Ade, |1 ndır. Sözün Kısası l Bizim Trakya T E. Ekram-Talu K renimiz, gecenin — karanlığır 'a lokomotifin, yüksek tansiyonlu Jbir ihtiyar göğsünü andıran hışıltısı ile bacasından kıvılcımlar saçarak, i!- (i yor... Geçmekte olduğumuz issiz. ovalar, bizim Trakyadır! Ben, buralardan çok geçtim, bilirim: Bu topraklarda altı a sırlık bir Türk varlığının tarihinden bir parça gömülüdür. Buralardaki her ağaç, her taş parça: âbidedir! Her birinin bittiği yerde bir Türk şe - hidinin gölgesi vardır. Kormpartimanın aralık kalınış pen « ceresinden süzülerek ciğerlerime dolan bu serin hava da bana yabancı de #iL Onun kopup gekdiği Balkanjarda vaktile dedelerimin mevkibi dolaşıyor: du. Şimdi bu hava, bana onların ha < tırasından selâm taşıyor. Lokomotifin bacasından fışkıran iki — |duman yığını arasından bana göz kır« pan gu yıldızlar, bayrağımın üzerinde- kinin eşi değil mi? Asırlar var ki, Rumeliden Anadolu- ya, Anadoludan Rumeliye gidip geleri yolculara bu yıldızlar yol göster Ben, bir kaç saat sonra, tanyeri ağa- rirken, düaci kullar gibi gökyüzüne u- zanan minarelerile beni uğurlıyan gü- zel Edirnenin önünden geçip yabanci bir ülkeye dalacağım, Şen bir yolculuk için, yakında döna mek üzere de olsa, ana vatandan ay « rilirken, insan ister istemez garipse * yor. Bizim Trakyadan, Türk Trakyadan uzaklaşacağım diye içimde, ne mahi « yetini, ne de derecesini kestiremediğim, bir üzüntü var. Ben evimden ayrılırken duymadığım| bu üzüntüyü burada neden hissetmek- teyim, acaba ? Bizim Trakyal mı bağlıyız? Öyle! Sana göz dikenler olunca ni4 çin isyan ediyor, neden kükreyoruz4 şimdi anlıyorum. Sen bir toprak, bir bölge değil, koca bir tarih... Türk ta 4 Biz sana bu kadaf' Biliyor Musunuz 2 | — Şarlken ile harbeden Fransa kralr birinci Fransuvaya donanmasınm yardıma gönderen Ozmanlı padişahı kimdir? 2 Filin ağırlığı ne kadardır? Yüksekliği kaç metredir? 3 İspanyadan ve Fransadan yürü « yerek Alpları geçen ve Romaya saldıran: Kartaca kumandanı kimdir? (Cevapları Yarın) Dünkü Suallerin Cevapları: | — Ölen Misir krali “Fuadin - ceddi Mehmet Ali Paşadan başlar. 2 — Kartalın boynu ve kafası çıplak tır. 3 — Meşhur İtalyan şairi Dantenin en meşhur eseri Divine Com&diedir ae ARRRTER AMAĞ Özlü sözler Kadınlar için diyorlar ki, Kadınların ağzı işlemezse dili, ağzı ve dili işlemezse gönlü işler. Cenap Şehabettin Bir insana verilecek en faydalı kadınları nasıl idare edeceğine dair William Feather Sevdiğiniz kedına bir kurgun gibi gidis niz. Onu kanatlarının ucundan bir kıca fakat incitmeden tutunuz; tıpkı andarma gibi. | Theophile Gautler kek me karısından evvel uyumalı; ne de karısından sonra uyanmalıdır. Honorâ de Balzac Bana aşk işlerinde birinci şartın ne ol- duğunu sorsalardı göyle derdim; en mü- nasip dakikaları seçebilmek... İkinci şart birincinin aynıdır. Montaigne