Bünyanın en korkunç mahlüku: Yılan öld;'ec;k kadar zehir irli yılanda 6 insanı Her zehirli yılan getirilen serum bulunduğu anlaşıldı, maamafih vücude sayesinde bu zehirle ölen in sanlar gittikçe azalıycr Zehiri alınmak üzer Yılan, riyanın, soğukluğun. Ve ::',; tülüğün timsali telakki edilir.. Mukaddti kitaplara göre de yılan günahkâr bir m tur, Zehirsiz de olsa birisi bir :ıü. derhal heyecana gelir, bir vev € onu öldürür. reharan tad büdük TT ayılardır. r da K da b:':n:h::wınd“— Mçudeklerfe tkseriya, yılan galip çıkar. di Sanayi yılanları himaye edİYer Halbuki bütün bunlara rmmümen * Yılanları himaye etmektedir. Son zamanlara kadar kadın lerin süse düşkün olanları W.hk Jlanır- ederler ve derilerini ifüherla Te H hırdı. Şimdi kadınlar bilhassa yi ÖL lerine yağbat göstermektedirler tüste kullanılan yılanlar da "h!'h ;; 5aö Tdır. Bu sebepten dolayı ”'“'Z_'. uZ 'toloda ve cenubi BENEĞİ lar yetiştiren enstitüler TaĞanı l:h de- Edetitülerde yılan :Cİ""W. eee nin yapılan işlere eİverii yılan gördü ki tabil ve erkek- Jara YA F_'—ı ihtisas — sahibi “zsimonstur. Bu adam büti anları tetkik etmeğe li ı_ıl.r.cıı.ıu.._ beynelmilel İ':_j“ | olmuştur. Bu adam Port Park Vücuda getirmiştir. Jamı tüt olduğu söylenen © "tnıy..ı bu lonlamağa muvaffak olmuştur. Yılan Di | Purkta serbestçe del sadırlar: n Vann sıcak ve 90 :l:ülzri- i Gyar edilen ufak 'Jıh'du mu ©- Be amadedir. Havalar biraz #0ĞU' T gidip barınırlar. Sök ke Yemek yemeleri, çok merak "ut.ııı ğ Tine sıçanlar, kedi yavrular, V€ harı $ canlı canlı atıl iyen gövdelerine yavat MNektedirler. Yılandan istihsal “İhir geddele: ) muafiyet kazanmasıbı tutulan — bir yılan ğ ) örürerek. elindeki seromu başka bir ta - kım maddelerle karıştırarak, sar'anın da önüne kat'i sürette geçecek bir deva keş- fetmiştir. Yılanların tababete ve beşeriyete 'bu hizmet etmeğe başlamast üzerine Afrikada yılanlar kaymetlenmiş ve meşgul olanlar büyük ka * lamışlardır. güretle eenubi yılan avı ile h zançlar temin etmeğe başi Zehirli yılanlar nasıl tutulur? n bir cesaret Ji yılanları tutmanın 7=hi"n|duğunu ve korkmadan hareket hlikesiz- udizi takdirde bu yılanların tel n :dd:îlıbilnriini söylemek İâzımdır. Yı- ge vavcıları ellerine ucu çatallı bir sopa meselesi w5 larin başt lanıı aa . hayvanı bareketsiz bir hale a .ce.u:::;"*ı_'_ Bu sopa biraz bastırılınca “'ık’_"m ağzı açılmakta, bu açık ağza Yaaaa O şokulmakta, yılan zehirli dişle- ı_ııl ; hal camı mirarak koyü sarı renkte Tile, daraa L L yİ — gıkarmaktadır. İuıııctl: ayli çıkardıktan sonra — kafası, Yılan bu SN parmaklarla tutulup ve ze- baş ve işaret sıkıştırılmakta, — bu süretle "lır gdöktürülmekte ve bundan bir hale gelmiş ol- za bir mevcut zehirl sonra da yılan za! maktadır. Profesör Fit zelmons topladığı bu ze - hirleri her gün bir miktar artan doz ile bey- e ktadır. Bu ameliye beygirin girlere MEARAR A / kadar devam etmek. irin boynundaki damar . ei :':;nhn. bazı muamelelerden olmaktadır. te, bilâh dan alinan 7 sonra, serom Yılanların zehirleri Y.lınhtd' mühtelif zehirler vardır. b yılanının 2 Meselâ KH:';_ bir zamanda kalbi dur * v la- ı intaç etmekte,ÂAdder yi W ğar ağır, iziyet çek- malik n K öldürmeğe kâfidir. p düzüne .,.,::ı ; buza İi selerin yıla- Bütün hıâ'wm olduğu iddiasını ile- pin (ıydı"m len dünyada işe yara - ga VN M ederek — kundura ve d.buiıu'hdwiubr İHer ne derilesinden e myor K faydahı —© istifade gapela B iyet İÇİD M ilerle Mpnçamandaki köçük Kit ee 'B,..v:uml"" Rüştum, Dönüyorum. * eT İçletinden, kanuşmadıklaım? Mth "uh"kın“ Bafe ile gi —- Benimle de konut alarından Bani baye a nail. Diye etrafıma aldılar. AY KeV . r He eC a ü S 6 ildi ae ç da Aaaa y düşünmedim. && 4, “tulup caddeye a gel D k böyle Kof ._dq,.düı.' diyordum. W':;M Beli e Yov ıi söyle babayım- ğ .'lwkm"m karşı aılıvıf_iı : koy * Sen 'ıled'ğ':“n_]hıı—u memn"fkım- 't Buş lerden üç tanesi küfele — istiyorum. Beni Sturuyorlar. Kamaştüdi: Tim ıumılınık Sünü de içeri aldım. KetNT ' | y içeri Çönktdla FN golh :Şîi:t”"hn para verdim. e orada «5» kurüt ""'k_' elimde ha Pttum. Fakat burada PWV* L . nn iz a Pi di Küçüklerden biri ! hızla kapıyarak çıktı- bir yüt” k ğ::;'dlm. Bu dela kızarmit Yüzüme hıı:”ıı beni mektebe verin Ca Pa e okuyup aBit yerde iken boynuna | ehiri âskba tesir |(yoksa seni döverim. .olduiu zehir, ya -|teş etmiştir. Kadın vurulmuş, kanlar e T yarsa © d yılandır. İ mediği için annesini kendisile oyun ya- ıyan tek bir son zamanlarda kadınlar | piyor sanmış, üzerine yaslanmış, lduğuna — inanmak (Jamış, ses alamayınca ağlıya ağlıya SON POSTA Anasını Öldüren çocuk Nevyorkta hazin ve ibret alınacak bir facia Bir kaç gün önce Amerikada bir ço- cuğun anasını öldürmesi ile neticele - nen bir facia olmuştur. " Hâdise Nevyork şehrinde yaşıyan Korotef ailesinin evinde geçmiştir. Bu aile Mişel adlı bir adamla karısından :; Vasil adlı gçocuğundan müteşekkil- ir. B_ix ı_ıin Mişel eve & dolara satın aldığı bir tabanca getirmiş, bunu te - Tarihten sayfalar: Çocuk padişahlar A S Dördüncü Mehmet 12 yaşına gelince okuyup yazma becermeye başlamıştı. Hocasının kendisine ilk yazdırdığı cümle şu oldu: “Başın keserim,,.. Çocuk bilâhare bu kelimeleri Çınar altından gelen Htilâl uğultuları | sarayın harem, dehlizlerine uzanırken sa - raya çağırılan ocak ağaları, şeyhülislâm ve kazaskerler elpençe divan durarak Valide | Mah Peyker Kösem Sultanı — karşıladılar. Valde Sultan başına siyuh ibrişim bir baş örtü örtmüştü. Ağaların karşısına gelince: — Böyle fitneye sizin baş olmanız doğ- mizlemiş, parlatmış, masanın gözüne kilitlemiştir. Maksadı tabancayı daha ra mudur?, Her biriniz bu hanedanı âli- yenin perverdei ihsanı değil misiniz? de- ir fiyatla satmaktır. di. * Vasil ailenin biricik ve çok sevimli O zaman Koca Bektaş söz aldı, göz n Sul - çocuğudur. Babası tabancayı temiz -| Yatları içinde devletin we mi lerken bu ölüm âletini, a işlediği- | * İbrahimden çektiklerini bir bir anlat. ni, tetiğin nasıl çekildiğini de çocağa |mada başladı. Hazinede akçe kalmamıştı. Ka Gözürmlş; fîm"’ğı"' ;V:a"_:“' Serhadler, Girit kan içinde — yüzüyordu. abanca, ? nın gözüne kilitlerken de; teşiler içinde kalmış. aklına geleni öldür. müş, olmadık çılgınlıklar yapmıştı. Şimdi fetvalar verilip her iş hazırlanmıştı. Bi - paenaleyh saltanat şehzade Mehmedindi. Valde Sultan bütün bunları dinledikten sonra hayretle: — Yedi yaşında masumun saltanatı ni- — Sakın bunu tesadüfen meydan - da görürsen oynıyayım deme, elinden bir kaza çıkarırsın diye de tenbih et - meği unutmamıştır. Kaza günü Vasil kalem almak için bir aralık tabancanın saklandığı masa- nin bulunduğu odaya girmiş ve masa- nın Üzerinde anahtarların bulunduğu- nu görünce hemen gözü açmış ve ta- banca ile oynamağa başlamıştır. Bu ce mümkündür?. diye sordu. Buna, Anadolu kazaskerliğinden ma - zül Hanefi Efendi cevap verdi: — Mezhebimizin imamı Hanefi, aklı noksan olanın saltanatı caiz değildir, akıl- h çocuğun caizdir, buyurmuşlardır. Be - nim sultanım, lütledip başka yoldan bu işi halle kalkmayın. Hemen şehzade haz- retlerini getirin!. dedi. Kara Çelebizade Abdülâziz Efendi de söz alkdı, küstahçasına sözlerle uzun müd- det Valde Sultanla münakaşa etti Valde Sultan zaten bu ihtilâlden memnundu. Fa- kat belli etmemek istiyor, mütemadiyen o- | caklıyı ve Ülemayi kandırmağa çalışıyor- | Deli padişah kadınlar, dalkavuklar, mür- | tan küçük padişaha ilk hattı hümayuny yazdırmış, bu suretle Dördüncü Mehmelf öğrendiğinden pek çabuk İstifadeye — başpı Tamaştı. — Ben seni bağ ve bahçelerde işü işretid olmak için mi vezir. eyledim?. Umury memleket ile bir hoşça takayyüt eyle biş dahi ayyaşluğun işitmiyeyim. Yoksa başık m keseriml.» Turhuncu Ahmet Paşa sadrâzam olup ta kendisine mühür verilince, yaşı on ikiyç gelen dördüncü Mehmet kaşlarını çatmış, du. Nihayet söz geçiremiyeceğini anlayın - ca bir müddet sustu, düşündü. Sonra: — Varayım sancağın sardınp — çıka - rayım!, diye geldiği kapıdan çıktı. Biraz sonra Babüssande önüne taht ku- ruldu ve arkasından küçük padişah dör- düncü Mehmet göründü: Minimini başına münasip bir mücevvize geçirmişlerdi. Kuş- hane kapısından çıkarken arz ağaları et - rafını almışlardı. Yürürken endişeli göz . Terli & çe külâhlar, beyaz sakallı ülemaya, palabıyıklı, geniş omuzlu ocak ağalarına bakıyordu. O gün, recebin ön yedinci perşembe gü- BÜ idi. Yedi yaşındaki minimini padişah tahta ilişince kısacık ayakları boşlukta sallanır kalmıştı.. Küçük ellerile tahtın iki tarafına tutunmuştu. Etrafına hayretle bakıyordu. Evvelâ şeyhülislüm geldi ve dördüncü Mehmedin eteğini öptü. Sonra sıra ile Sofu Mehmet Paşa, ülema ve vezirler biat et- tiler. Bu sırada saray halkı küçük padişa- hin eteğini öpmeğe can atıyordu. Fakat «masum korkmasın!. deyus bunlara bit izni verilmedi. Hatık bu arada Kadrizade | Emir Efendi ülemaya çıkışmak, padişahın elini öpmek istedi. «Molla hazretleri el ile İşaret edip izdihama rıza vermediler,» Biat bitince küçük padişahın Valde Sul- tan tarafından muhafazası için Bostancıba- gya tenbihler yapıldı ve dördüncü Meh - met gene o minimini ayaklarını sarkıtıp tahtinden itti, Kuşhane kapısından — içeri girip gayboldu. Çocuk ve anası .. arada da annesi odaya girmiş, çocuğ tabanca ile oynarken görünce : — Birak onu - elinden! demiştir, Vasil annesinin bu sözlerine yine kulak asmamış, kadın üzerine yürü - yünce de namluyu ona tevci ederek a- içinde yere düşmüştür. 11 yaşında olan Vasil o zamana ka- ölümün ne demek olduğunu bil- — Anne, anne diye çağırmağa baş- komşularına giderek : — Annem bana darıldı, ses vermi- yer diye hikâyeyi anlatmıştır. Komşu- lar faciayı anlamışlar, çocuğa bir da - ha annesini göstermemişler, hâdise - den zabıtayı haberdar etmişlerdir. Vasil zabıta tarafından tevkif edi - lerek adliyeye verilmiş, sorgu hâkimi tarafından isticvabında da anlattığı - Yei ğ ü Padişah, harem odalarında dilber Ca - riyelerin kucaklarında uyuyup. dizlerinde ninni dinliyordu. Aklı hiç bir şeye erdiği yoktur. Devleti valde Kösem sultanla mız hikâyeyi tekrar etmiştir. ocak ağaları istedikleri gibi idare ediyor- lardı. BLeD B n Sorgu hâkimi — Vasili slahhaneye | — yavaş yavaş okuyup — yazma da koymak istemiş, fakat babası Mişel: — Oğlum iyi bir çocuktur. Hayatta ondan başka kimsem yoktur, bu işi an- nesini öldürmek kasdile işlememiştir. Neticesini bilmeden yapmıştır, onu bana teslim ediniz demiştir. Vasil ehliyeti cezaiyesi olmadığı için babasına teslim edilmiş ve babasile beraber göz yaşı dökerek anasının ce- nazesini takip etmiştir. öğrtenmeğe başlamıştı. Hocası Müsahip Beşir ağa idi. Elif be tamamlandıktan son- ni hünkârın ilk öğrendiği ve yaz. dığı cümle: — Başın keserimi. oldu. Bunu Beşir öğretmişti. Osmanlı devleti içitde pa- hların biricik silâh olarak kullandık . ları şey de bu cümle idi Murat rada zevkü anfa, Kara Paşanın — şurada bu - işret ve eğlence âlemle- sinden — kalkmadığını duyan Kösem Sul - acayip bir heybetle koca vezire dönmüş: tür — Baka Paşal. Her vezir mazul olmaz, Sakın, eğer taksirin zuhur ederse başın keş serimt.. demişti. Padişah söylediğini yerine getirdi. Turş huncu gün Tersanede meşgul iken saş yaya çağınldı. Huzura çıktı. Küçük pa 4 dişah sadrâzamın kendisi dııvımı—ğiniç yerine , şehzade Süleymanı iclâsş edeceğini duymuştu. Paşa karşısına gelince kaşların) çattı, hiç bir şey sormadanı — Kaldırın!. dedi. Padişah büyüyordu. Yaşı on üçü geçere ken bir gün büyük anasını sarayda boğus vermişler, bu sefer de anası Turhan Sule tanın eli altına girmişti. Anası öğrettikçe o, geniş Osmanlı tah- tını doldurmağa çalışarak : — Ver mührü şerifil. diye bağınıyor; karşısındaki doksanlık vezirleri titretiyor 4 du. Gene anası öğretince önüne diviti çe « kiyor: «— Sen ki vezirimsin, mührümü vere, sinlir diye hattı hümayunlar' yazıyordu. Hele erkânı devletin. huzuru hümayunda toplanışları çok gülünç oluyordu. Dör « düncü Mehmet tahtına kuruluyor, yanına; bembeyaz kavuğu, kuzguni siyah yüzü ile kızlar ağası geçiyor, perde arkasında da Valde Turhan Sultan oturuyordu. Bu arada vezirler değiştirildikçe küçük' padişah bön bön etrafına bakınıyor: — Kimi vezir eyliyelim?. diye soru » yordu. Hele Gürcü Mehmet Paşanın azlinde bu, sahne daha gülünç bir hale gelmişti. Er « — kânı devlet koca kavuklarını sallıyarak pae, dişahin methü senasını yaptıktan sonra: — Saadetlü padişahiım, huzuru hüma- yununuzda biteenni sevkü kelâm müşkük dür. Emrinle, taşra çıkıp meşveret Glun- sun! diye baş eğiyorlardı. Bu küçük padişah ancak on altısında gocukluktan kurtuldu, kadınların — ve avın ağuşuna atıldı. Ragıp Şevki ı Yeni Neşriyat I Kültür Haftası — Bir ilim ve fikir mece muası olan #Kültür Haftasıs nn dün çı « kan 15 inci sayısı aşağıdaki yazıları ihtiva etmektedir: